ŞUABU’L-İMAN

49. Şube Ulul-Emre itaat

 

Ulul-Emre itaat ile ilgili Hususlar

 

Halimi der ki: "Yüce Allah: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan ulu'l-emre de"[Nisa 59] buyurmuştur. Ancak Ulul-Emr'in kimler olduğu konusunda ihtilaf edilmiştir. Bunların ordu komutanları olduğunu söyleyenler olduğu gibi alimler olduğunu söyleyenler de vardır. Her ikisi olması da muhtemeldir. Ancak bundan kastın ordu komutanları olması daha uygundur. Zira Zul-Emr, emir sahibi olan kişi anlamındadır." Sonrasında Halimi bu konuyu detaylıca anlatır. - Halimi, el-Minhac (3/148-149).

 

Beyhaki der ki: "Bu ayetin nüzul sebebi konusunda rivayet edilen hadis de bundan kastın yöneticiler olduğuna delildir."

 

 

 

6963- İbn Cüreyc bildiriyor: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan ulu'l-emre de ... ''[Nisa 59] ayeti, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tarafından bir birliğin komutanı olarak gönderilen Abdullah b. Huzafe b. Kays b. Adiy es-Sehmi hakkında nazil oldu."

 

İsnadı sahihtir.

 

Aynısını bana Ya'la b. Müslim, Said b. Cübeyr kanalıyla İbn Abbas'tan rivayet etmiştir.

Müslim, Harun b. Abdillah'tan ve Buhari, Sadaka b. el-Fadl kanalıyla Haccac'tan rivayet etti. - Müslim, imaret (31). - Buhari, tefsir (S/lBO).

 

 

 

6964- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Bana karşı çıkan Allah'a karşı çıkmış olur. Emırime (komutanıma) itaat eden bana itaat etmiş olur. Emırime karşı çıkan da bana karşı çıkmış olur."

 

Müslim, Muhammed b. Rafi' kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti.- Müslim, imaret (32, 33) ve Buhari, ahkam (B/104).

 

 

 

6965- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Başı kuru üzüm tanesi gibi olan bir Habeşli başınıza getirilse dahi emirlerini dinleyip itaat edin."

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

6966- Ebu Zer der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana üç öğütte bulundu. Başımızdaki, organları kesik bir köle olsa dahi emirlerini dinleyip itaat etmemi öğütledi. Yine çorba yaptığım zaman suyunu fazla tutmamı, sonra yakın komşularımdan birini bulup bu çorbadan ona ikram etmemi öğütledi."

 

Müslim, Şu'be'den rivayet ettİ. - Müslim, imaret (36) ile birr (143) .

 

 

 

6967- Ebu Umame der ki: ResuluHalı'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Veda haccında Ced'a isimli devesinin üzerinde hutbe vermesine şalıit oldum. İnsanlar kendisini iyice işitsin diye üzenginin üzerinde duruyordu. Sesini uzatarak: "Beni duyuyor musunuz?" diye seslenince, insanların içinden biri: "Bize ne söyleyeceksin?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rabbinize ibadet edin, beş vakit namazlarınızı kılın. Ramazan orucunu tutun ve mallarınızın zekatını verin. BaşInızda bulunan yöneticiye de itaat edin ki Rabbinizin cennetine giresiniz" buyurdu.

 

Ebu Yahya der ki: "Ey Ebu Umame! O zaman sen kaç yaşlarındaydıri?" diye sorduğumda: "O zamanlar otuz yaşlarındaydım ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaklaşabilmek için deveyi itebilecek kadar güçlüydüm" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 2/516 (616).

 

 

Beyhaki der ki: Bu konuda temel esas, Allah'a itaattir. Allah'a itaat farz olduğu için kullarının başına bir görevle geçirilen kişilere de itaat etmek farzdır. Bunlar da Allah'ın elçileridir. Bu manada Yüce Allah tarafından görevlendirilen elçilere itaat etmek farz ise peygamberlerin de bir konuda görevlendirdiği kişiye itaat etmek farzdır. Böylesi bir kişi halife olabilir, vali olabilir, kadı olabilir, zekat memuru olabilir, başka biri olabilir.

Bunlardan herhangi birine itaat nasıl bir görev ise bunlardan herhangi birinin ümmeti ilgilendiren bir konuda görevlendireceği kişiye itaat etmek de bir görevdir. Bunlardan her biri de görevlendirildiği konuda kendisini görevlendiren ve bir üstü olan kişiye itaat ederek sonunda üstünde herhangi bir amir bulunmayan ve alemlerin Rabbi olan Allah'a itaat gerçekleşir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayattayken ona itaat edilecektir. Ancak vefat edip de kendisinden sonra müslümanların başına kimin geçeceğini tayin etmemişse ümmet içinde akıl sahibi olan kişilerin bu makama bir imam seçmeleri gerekir. Bu imam da yönetim konusunda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) makamında durur ve hükümlerini uygular.

 

Zira Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendine bir halife seçmeden vefat ettiği zaman seçilecek halife hayattayken onu temsil eden kişi gibidir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayattayken uzak bölgeler için her zaman bir emir tayin etmiş veya bir kadı atamıştır. Bunu yapmamışsa da bölge insanları kendilerine bir emir seçmişledir. Bu da bize göstermektedir ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yönetici atamadığı her bir topluluğun, Resulullah'ln (Sallallahu aleyhi ve Sellem) makamında durup hükümlerini icra edecek birini seçmeleri gerekmektedir. Halimi konuyu bu şekilde işler ve detaylı bir şekilde açıklar." - Bkz: Halimi, el-Minhac (3/148-150) .

 

Arkadaşlarımızdan başkaları ise sahabenin icmasıyla Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra bir imamın tayin edilmesinin şer'an farz olduğunu söylemişlerdir. Kitabu'l-fadail'de bu yöndeki rivayetleri zikretmiştik.

 

ibn Ömer'den naklen bize bildirildiğine göre Hz. Ömer'e: "Yerine halife tayin etmeyecek misin?" denilince: "Şayet halife seçmezsem benden daha hayırlı biri olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de aynısını yapmıştı. Size bir halife seçersem de benden daha hayırlı biri olan Ebu Bekr de yerine halife tayin etmişti" karşılığını vermiştir.  -  Buhari, ahkam (8/126) ve Müslim, imaret (11,12).

 

Şakık b. Seleme'den naklen bize bildirildiğine göre Hz. Ali'ye: "Bize senden sonrası için bir halife tayin et" denilince: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisinden sonrası için bir halife tayin etmedi ki ben tayin edeyim. Ancak Yüce Allah insanlara hayır dilerse Peygamber'inden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra nasıl onları hayırlı birinin etrafında bir araya getirdiyse benden sonra da hayırlı birinin etrafında bir araya getirecektir" karşılığını vermiştir. - Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (8/149) ve Hakim, Müstedrek (3/79).

 

Bu da bize Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisinden sonrası için bir lider tayin etmediğini göstermektedir ki zaten böylesi biri çıkmamış ve insanlar arasında konuşulmamıştır. Zira böylesi biri mevcut olsaydı kıble, namaz gibi herkesi ilgilendiren konular gibi insanlar tarafından bilinirdi. Böylesi bir imam için ortada herhangi bir nas olmadığı için ashabdan söz sahibi olanlar, hastalığı sırasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müslümanlara namazı kıldırması için Ebu Bekr'i imam seçmesini, hilafetine yönelik bir kanıt saymışlardır. Bunun yanında Ebu Bekr'in bu işe yeterli olduğunu ve bu görevi yerine getirmek için gerekli şartları taşıdığını da bilmekteydiler.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

İmamların (Liderlerin) Özellikleri