ŞUABU’L-İMAN

45.ŞUBE:..İhlaslı Olmak ve Riyadan Sakınmak

 

Amelde Allah'a Karşı İhlaslı Olmak ve Riyadan Sakınmak

 

Yüce Allah: "Halbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekatı vermeleri emredilmişti. İşte bu, dosdoğru dindir"[Beyyine 5] buyurmuştur.

 

Yine: "Kim ahiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur"[Şura 20] buyurmuştur.

 

Yine: "İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah'ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekat verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır''[Rum 39] buyurmuştur.

 

Yine: "En çok korunan ise ondan (ateşten) uzak tutulur. O ki Allah yolunda malını verir, temizlenir. Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. O ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için verir. Ve o hoşnut olacaktır''[Leyl 17-21] buyurmuştur.

 

Rivayet edildiğine göre de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Yüce Allah kıyamet gününde riyakara): ''Filan kişi şöyle biridir'' denilsin diye bunu yaptın, denildi de! Bunu cehenneme götürün, buyurur" buyurmuştur.

 

 

 

6387- Süleyman b. Yesar der ki: İnsanlar Ebu Hureyre'nin yanından dağılınca Natil eş-Şami ona: "Ey Ebu Hureyre! Bize Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğin bir hadis aktar" dedi. Ebu Hureyre şu karşılığı verdi:

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:

"Kıyamet gününde herkesten önce hesabı görüleceklerden biri şehit olan kişidir.

Bu kişi huzura çıkarılıp kendisine verilen nimetler söylenecek. Kişi verilen bu nimetleri itiraf ettikten sonra Yüce Allah ona: ''Bu nimetlere karşılık ne yaptın?'' diye soracak. Kişi: ''Senin yolunda şehit düşene kadar savaştım'' deyince, Yüce Allah: ''Yalan söylüyorsun! Aksine hakkında "Cesur biri" denilsin diye savaştın ve denildi del'' karşılığını verecek. Sonra emredip sürüklenerek cehenneme atılacak.

 

Bir diğeri de, ilim öğrenip Kur'an okuyan kişidir. Bu kişi de huzura çıkarılıp kendisine verilen nimetler söylenecek. Kişi verilen bu nimetleri itiraf ettikten sonra Yüce Allah ona: ''Bu nimetlere karşılık ne yaptın?'' diye soracak. Bu kişi: ''Senin rızan için ilmi öğrenip başkalarına öğrettim ve Kur'an'ı okudum'' deyince, Yüce Allah: ''Yalan söylüyorsun! Aksine hakkında "Alim biri, Kur'an'ı iyi okuyan biri" denilsin diye bunları yaptın ve denildi de!'' karşılığını verecek. Sonra emredip sürüklenerek cehenneme atılacak.

Bir diğeri de, Yüce Allah'ın her türlü maldan kendisine bolca verdiği kişi olacaktır. Bu kişi de huzura çıkarılıp kendisine verilen nimetler söylenecek. Kişi verilen bu nimetleri itiraf ettikten sonra Yüce Allah ona: ''Bu nimetlere karşılık ne yaptın?'' diye soracak. Bu kişi: ''Senin rızan için sevip istediğin her alanda infakta bulundum'' deyince, Yüce Allah: ''Yalan söylüyorsun! Aksine hakkında "Cömert biri" denilsin diye bunları yaptın ve denildi de!'' Sonra emredip o da sürüklenerek cehenneme atılacak."

Müslim, İbn Cüreyc'ten rivayet etti. - Müslim, imaret (152) .

 

 

 

6388- Şufey el-Asbahi anlatıyor: Medine'ye gelip Mescid'e girdiğimde insanların bir adamın yanında toplandığını gördüm. "Bu kim?" diye sorduğumda: "Ebu Hureyre" dediler..." Sonrasında ravi Süleyman b. Yesar kanalıyla Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği bir önceki hadisin aynısını zikreder.

 

Hayve veya Ebu Osman der ki: Muaviye'nin kılıççısı Ala b. Hakim'in bana bildirdiğine göre kendisi, Muaviye'nin yanına girmiş ve Ebu Hureyre'den naklen bu hadisi zikretmiştir. Muaviye bu hadisi işitince hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştır. Ağlaması kesilince de: "Kim yalnız dünya hayatını ve onun ziynetini isterse, biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar. İşte onlar, kendileri için ahirette ateşten başka bir şeyolmayan kimselerdir. (Dünyada) yaptıkları şeyler, orada boşa gitmiştir. Zaten bütün yapmakta oldukları da boş şeylerdir"[Hud 15-16] ayetini okuyup: "Yüce Allah ve Resulü doğru söylemişlerdir" demiştir. 

 

Velid ekledi: "Ukbe'nin bana bildirdiğine göre Muaviye'nin yanına girip bu hadisi aktaran kişi Şufey'dir."

İmam Ahmed der ki: "Bunu Muhammed b. Mukatil, "İbnu'l-Mübarek -Hayve -VelidO-Muaviye'nin kılıççısı Ala b. Ebi Hakim" kanalıyla rivayet etmiştir."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 4/591-593 (2382).

 

 

 

6389- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü ümmetim biri, Allah'a ihlasla ibadet edenler, biri gösteriş için Allah'a ibadet edenler, biri de dünyalık elde etmek için Allah'a ibadet edenler olmak üzere üç fırkaya ayrılır. Yüce Allah dünyalık elde etmek için ibadet edene: ''izzetim ve celalim için söyle! Bana hangi amaçla ibadet ettin?'' diye sorunca, bu kişi: ''Dünyalık elde etmek için ibadet ettim'' cevabını verir. Bunun üzerine Yüce Allah: ''şüphe yoktur ki topladığın dünyalık sana fayda vermeyecek ve malına geri dönemeyeceksin. Bunu cehenneme götürün'' buyurur.

 

Gösteriş için ibadet edene: ''izzetim ve celalim için söyle! Bana hangi amaçla ibadet ettin?'' diye sorar. Bu kişi: ''Gösteriş için ibadet ettim'' cevabını verince, Yüce Allah: ''Gösteriş için yaptığın ibadetlerinin hiç biri kabul edilmemiştir ve bu ibadetlerin sana bir faydası olmayacaktır. Bunu da cehenneme götürün'' buyurur. Sonra ihlasla ibadet eden e: ''izzetim ve celalim için söyle! Bana hangi amaçla ibadet ettin?'' diye sorunca, bu kişi: ''izzetin ve celaline yemin olsun ki sen neden ibadet ettiğimi benden daha iyi bilirsin. Ben sadece senin için ve rızanı kazanmak için ibadet ettim'' cevabını verir. Bunun üzerine Yüce Allah: ''Kulum doğru söyledi. Bunu cennete götürün'' buyurur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (4/407-408).

 

 

 

6390- Adiy b. Hatim'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde insanlardan bazılarının cennete götürülmesi emredilir. Bunlar cennete yaklaşıp kokusunu aldıktan, köşklerini gördükten ve Allah'ın orada hazırladığı nimetleri gördükten sonra da: ''Onlar geri çevirin' Zira cennetten bir nasipleri olmayacaktır'' diye seslenilir. Bunun üzerine hiç kimsenin hissetmediği bir üzüntü içinde geri dönerler. ''RabbimizI Cennetlikler için hazırlanan nimetler ile mükafatları göstermeden önce bizi cehenneme soksaydın daha kolay olurdu'' dediklerinde Yüce Allah şu karşılığı verir: ''Ben de bu üzüntüyü hissetmenizi istemiştim. Zira dünyada benimle baş başa kaldığınızda büyük günahlara kalkışırdınız. insanlarla karışlaştığınız zaman ise riyakar davranırdınız. Bana karşı kalplerinizde olmayanı insanlara karşı varmış gibi gösterirdiniz. Bu konuda insanlardan çekinip benden çekinmediniz. insanlara değer verip sana saygı duymadınız. Bazı şeylerden insanlar için uzak dururken benim için durmadınız. Bu gün de mükafatlardan mahrum kalmanızın yanında büyük bir azabı size tattıracağım''. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 17/86 (199, 200), Ebu Nuaym, Hilye (4/123-125), Hatib, Tarih (7/200-201) ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (3/162) .

 

 

 

6391- Hz. Ömer: "Yalnız kaldığınızda Allah'a karşı takyalı olmanızı öğütlüyorum" demiştir.

Hafız der ki: "Ebu Cunade, Husayn b. Muharik el-Kuf'i'dir."

 

İsnildı zayıftır.

 

 

 

6392- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şiir olarak Arapların söylediği en doğru beyit ''Allah dışında ne varsa boştur'' beytidir. ''

Sahih'de Şu'be kanalıyla rivayet olunmuştur.

 

Tahric: Sahih bir hadistir. - Buhari, rikak (7/187), menakib (4/236) ile edeb (7/107) ve Müslim, şiir (2,4,S,6).

 

 

Beyhaki der ki: "Riya, gösterişin yerilmesi, gösterişten uzak durmanın övülmesi konusunda gelen rivayetlerden biri de Muaz b. Cebel'in bir sonraki rivayetidir."

 

 

 

6393- Zeyd b. Eslem, babasından bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'ine girince Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kabrinin yanında ağlayan Muaz b. Cebel ile karşılaştı. "Ey Muaz! Neden ağlıyorsun?" diye sorunca: "Bu kabirde yatandan işittiğim bir sözden dolayı ağlıyorum" dedi. Ömer: "Bu söz nedir?" diye sorunca da Muaz dedi ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Riyanın az olanı da şirktir. Allah'ın dostlarına düşman olan kişi. Allah'a savaş açmış demektir. Yüce Allah takva sahibi. salih amellerini açığa vurmayan, yoklukları kimseler tarafından fark edilmeyen, varlıklarında davet görmeyen ve tanınmayan iyi kullarını sever. Kalpleri karanlıklardaki lamba gibidir ve her türlü koyu karanlığı aşarlar. ''

Bir sonraki rivayette Ebu Derda'dan aktarılmıştır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 2/1320 (3989) .

 

 

 

6394- Ebu Derda'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yapılan ameli muhafaza etmek onu yapmaktan daha zordur. Bazen kişi güzel bir amelde bulunduğu zaman bunu gizli yapmış gibi yazılır ve karşılığı yetmiş katıyla verilir. Ancak şeytan bu kişiyle uğraşıp durunca sonunda bu amelini başkalarına anlatır. Başkalarına anlatınca da açıktan yapılmış gibi yazılırken katıyla verilen tüm sevabı da silinir. Şeytan yine onunla uğraşıp durunca kişi bu amelini bir daha insanlara anlatır ve bu amelden dolayı insanların onu anmasını ve övmesini bekler. Sonunda açıktan yapılmış gibi yazılan bu amel silinip gösteriş için yapılmış bir amel gibi yazılır. Dinini (dünyadan) koruyan kişi Allah'tan da sakınmış olur, zira riya şirktir ... 

 

Allah doğrusunu bilir bu, Bakiyye'nin meçhul hocalarından rivayette tek kaldığı rivayetlerindendir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/474) Bak: Münziri, et-Terğib (1/72).

 

 

 

6395- Ebu Umame'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dostlarım içinde konumu yanımda en iyi olan kişi. namazdan nasibi çok, yalnızken Rabbine en güzel şekilde ibadetini yapan, insanlar arasında parmakla gösterilecek şekilde fazla tanınmayan kişidir. Böylesi kişinin ölümü çabuk. terekesi ve arkasından ağlayanı da az olur ... 

 

Beyhaki der ki: "Riyakarlığın yerilmesi konusunda da birçok rivayet zikrettik. Sonraki rivayetler de bunlardandır."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 4/575 (2347) ve İbn Mace 2/1379 (4117).

 

 

 

6396- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Yüce Allah: ''Hiçbir ortaklığa ihtiyacım yoktur ve her türlü ortaklıktan uzağimdır. Bundan dolayı kişi benden başkasını da ortak ederek bir ameli yapmışsa, ben böylesi bir amelden pek uzağım ve bu amel ortak kıldığı kişiye aittir'' buyurur. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Bağavi, Şerhu's-Sünne 14/324-325 (4126, 4127) ve Beyhaki, Adab (1159).

 

 

 

6397- Ala b. Abdirrahman b. Yakub ise bunu babası kanalıyla Ebu Hureyre'den, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi benden başkasını da ortak ederek bir ameli yapmışsa, ben böylesi bir amelden pek uzağım ve bu amel ortak kıldığı kişiye aittir" lafzıyla rivayet etmiştir. 

 

Müslim, Sahih'de Züheyr b. Harb kanalıyla İbn Uleyye'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, zühd (46).

 

 

 

6398- Ashabdan ve Ensar'dan biri olan Ebu Said b. Ebi Fadale der ki:

Resulullahlın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Yüce Allah gelmesi şüphesiz olan o günde gelmiş geçmiş tüm insanları bir araya topladığında biri şöyle seslenir: "Her kim Allah için yaptığı bir amele başkalarını da ortak etmişse ka rşLI ığıni da Allah dışında ortak ettiği kişiden istesin. Zira Yüce Allah böylesi bir ortaklıktan uzaktır. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 5/314 (3154) ve İbn Mace 2/1406 (4203).

 

 

 

6399- Seleme b. Kuheyl der ki: Cundub'u işittim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöhret niyetiyle amelde bulunan kişiyi Yüce Allah (kötülerin içinde) teşhir eder. Riya (gösteriş) için amelde bulunan kişiyi de Yüce Allah ifşa eder."

Seleme der ki: Cundub dışında da bunu rivayet ederken "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu" diyeni işitmedim.

 

Buhari, Ebu Nuaym'dan rivayet etti. - Buhari, rikc'tk (7/189).

Müslim, İshak b. İbrahim kanalıyla Ebu Nuaym'dan, ayrıca Veki'den naklen rivayet etti. - Müslim, zühd (48).

 

 

 

6400- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Şöhret niyetiyle am elde bulunan kişiyi Yüce Allah (kötülerin içinde) teşhir eder. Riya (gösteriş) için amelde bulunan kişiyi de Yüce Allah ifşa eder" buyurmuştur.

Müslim, Sahih'de Ömer b. Hafs'tan rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı hasendir. - Müslim, zühd (47).

 

 

 

6401- Ömer b. Abdilaziz'in valisi Abdullah b. Avf der ki: Abdulmelik b.

Mervan, Amr b. Said b. el-As'ı öldürdükten sonra Beşir b. Akrabe'ye: "Ey Ebu'l-Yeman! Bugün senin sözlerine ihtiyacım var. Kalkıp bir konuşma yap" dedi. Beşir de şu karşılığı verdi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kim şöhret ve nam için kalkıp bir konuşma yaparsa Yüce Allah kıyamet gününde bu kişiyi gösteriş ve şöhret peşinde olanların makamında durdurur. ''

Said b. Mansur'dan başkası rivayet ederken "Beşir b. Akrabe" yerıne "Bişr b. Akrabe" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (3/500), Taberani, M. el-Kebir 2/42 (1227,1228) Bak: İbn Hacer, İsabe (1/158) .

 

 

 

6402- Amr b. Murre der ki: Ebu Ubeyde'nin yanında otururken riyakarlık konusu açıldı. Ebu Yezid künye li yaşlı bir adam şöyle dedi: "Abdullah b. Amr'dan işittiğime göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kim bir ameli insanlara göstermek için yaparsa Yüce Allah kıyamet gününde onun gösteriş yaptığını tüm mahlUkatma duyurarak küçük düşürüp rezil eder'' buyurmuştur."

Ebu Usame rivayet ederken "Ebu Ubeyde'nin yanındayken" lafzını kullanmıştır.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ahmedı Müsned (2/212, 223-224), İbn Ebi Şeybe, Musannef(13/526) ve Hennadı Zühd 2/441 (872).

 

 

 

6403- Amr b. Murre bildiriyor: Ebu Ubeyde b. Abdillah'ın yanındaydım.

Yanında Ebu Amr künyeli yaşlı bir adam da vardı. Bu yaşlı adam şöyle dedi: "Sohbet eden Abdullah b. Amr ile Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyordum. Abdullah b. Amr: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kim bir ameli insanlara göstermek için yaparsa Yüce Allah gösteriş yaptığını tüm mahlukatına duyurarak küçük düşürüp rezil eder'' buyurduğunu işittim" deyince, İbn Ömer ağlamaya başladı.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır, diğer Ravileri ise güvenilirdir. Vekl', Zühd 2/583584 (308) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/123-124, 5/9).

 

 

Cerir b. Abdilhamid bunu A'meş'ten rivayet ederken yaşlı adamın künyesini "Ebu Amr" olarak değil de "Ebu Yezid" olarak zikreder.

Şu'be de bunu Amr b. Murre'den rivayet ederken "Ebu Ubeyde'nin evinde bir adamın şöyle dediğini işittim" lafzını kullanır. - Abdullah b. el-Mübarek, Zühd 46 (141), Bağavi, Şerhu's-Sünne 14/325 (4138), Ahmed, Müsned (2/172 195) ve İbnu'l-Ca'd, Müsned 1/301-302 (138).

 

 

 

6404- Ebu Hind ed-Dari der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi riya ve gösteriş için bir işe kalkıştığı zaman Yüce Allah kıyamet gününde onu (bu niyetiyle) ifşa ve teşhir eder" buyurduğunu işittim.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Darimi, rikak (s. 507), Ahmed, Müsned (5/270), Taberani, M. el-Kebir 22/319 (803 804) ve Münzin, et-Terğib (1/65).

 

 

 

6405- Abdullah b. Zeyd b. Varka el-Huzai el-Mekki der ki: Mina'da Zühri'nin yanına gelip başında toplandığımızda emriyle yanından uzaklaştırıldık. Daha sonra hizmetçisini bize gönderip yanına çağırdı. Geldiğimizde de şöyle dedi: "Abbad b. Temim'in, amcasından naklen şunu bildirdiğini duydum: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa "Ey haberciler! Verecekseniz Arapların ölüm haberini verin!" dedikten sonra: "Sizin adınıza en çok riyakarlık ile gizli şehvetten yana endişeleniyorum" buyurduğunu işittim."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Adiy, el-Kamil (4/1529) ve Ebu Nuaym, Hilye (7/122) ile Ahbaru Isbehan (2/66).

 

 

 

6406- Abbad b. Temim, amcasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa "Ey haberciler! Verecekseniz Arapların ölüm haberini verin!" dedikten sonra: "Benden sonra sizin adınıza en çok riyakarlık ile gizli şehvetten (zinadan) yana endişeleniyorum" buyurdu.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6407- İbrahim der ki: İbn Şihab'ın: "Sizin adınıza en çok riyakarlık ile gizli şehvetten yana endişeleniyorum" dediğini işittim.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6408- Mahmud b. Lebid bildiriyor: Şeddad b. Evs: "Ey haberciler! Ey haberciler! Ey haberciler! Verecekseniz Arapların ölüm haberini verin" dedikten sonra (sanırım) şöyle devam etti: "Evet! Sizin adınıza en çok riyakarlık ile gizli şehvetten yana endişeleniyorum."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, Ma'rife (1/356).

 

 

 

6409- Mahmud (b. Lebid) der ki: Şeddad b. Evs ölüm anı gelince: "Sizin adınıza en çok riyakarlık ile gizli şehvetten yana endişeleniyorum" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (1/268).

 

 

 

6410- İbn Şihab, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kuyularından su getirtip yüzüne püskürttüğü Mahmud b. Rabi'den bildiriyor: Hassan b. Sabit'in yeğeni Şeddad b. Evs b. Sabit ile oturmuşken Şeddad ağlayarak: "Ey haberciler! Verecekseniz Arapların ölüm haberini verin" dedi. Bunun üzerine: "Allah merhametini senden esirgemesin! Neden ağlıyorsun?" diye sordum. Şeddad şöyle dedi: "Bu ümmet için en çok riyakarlık ile gizli şehvetten yana endişeleniyorum. Başınıza ne geliyorsa iyi bir şey emrettiğinde itaat edilen, kötü bir şey emrettiklerinde de itaat edilen yöneticileriniz tarafından gelmektedir. Münafık da kendi salyasıyla boğulan deve gibidir. Sadece kendi kendine zarar verir."

 

Başka bir kanalla Şeddad b. Evs'ten bu lafızla müsned olarak rivayet edilmiştir. 

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud, zühd (357).

 

 

 

6411- Ubade b. Nesiy el-Kindi bildiriyor: Şeddad b. Evs'in yanına girdiğimde namazgilhında ağlıyordu. Ona: "Neden ağlıyorsun?" diye soruldu. Şeddad: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim bir şeyaklıma geldi de ondan ağladım" dedi. Ona: "Bu söz nedir?" diye sorulunca da şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benden sonra ümmetim için şirkten ve gizli şehvetten korkuyorum'' buyurduğunu işittim. "Ey Allah'ın Resulü! Senden sonra ümmetin şirke bulaşacak mı?" diye sorduğumda: "Ey Şeddad! Güneş'e, Ay'a, taşa veya puta tapacak değiller, ancak amellerinde riyakar olacaklardır" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Bu gizli şehvet nedir?" diye sorduğumda: "Gizli şehvet, birinin güne oruçlu başlaması, ancak şehvetine hitap eden bir şeyle karştiaşınca orucunu bozup onu yapmasıdır" buyurdu."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (4/124), Taberani, M. el-Kebir 7/341-342 (7144-7145), Ebu Nuayın, Hilye (1/268) ve Hakim, Müstedrek (4/330) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/471).

 

 

 

6412- Mahmud b. Lebid bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizin adınıza en çok küçük şirkten yana endişeleniyorum" buyurdu. "Küçük şirk nedir?" diye sorulunca da: "Riyadır" karşılığını verdi ve şöyle devam etti: "Yüce Allah kıyamet gününde herkes amellerinin karşılığını alacağı sırada riyakarlara: ''Dünyadayken amellerinizi kime göstermek için yaptıysanız onların yanına gidin, bakalım yanlarında bu amellere bir karşılık (veya bir hayır) bulacak mısınız!'' buyurur. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (5/428,429), Bağavi, Şerhu's-Sünne 14/323-324 (4135) ve Taberalli, M. el-Kebir4/299 (4301).

 

 

 

6413- Rubeyh b. Abdinahman b. Ebi Said, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: "Bir ihtiyacı olur veya gece vakti aniden bir durum ortaya çıkar da bizi bir yere gönderir diye gece vakti Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinin yanında nöbetleşe bir şekilde beklerdik ... " Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikrettikten sonra sonunda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen şöyle der:

"Sizin adınıza Mesih (Deccal) 'den daha fazla gizli şirkten yana endişe ediyorum. O da kişinin bir başkasına göstermek amacıyla bir ameli yapmasıdır." 

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. İbn Mace 2/1406 (4204) .

 

 

 

6414- Ubey b. Ka'b der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu ümmete yüksek konumlara gelecekleri, saygınlığının artacağı, düşmanlara karşı kendilerine yardım edileceği ve yeryüzünde hakim olacakları müjdesini ver. Ancak onlardan ahiret amelini dünyalık kazanmak için yapanların, ahirette herhangi bir nasibi olmayacaktır ... 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Bağavi, Şerhu's-Sünne 14/335 (4145).

 

 

 

6415- Başka bir kanalla yukarıdaki Hadisin aynısı nakledilmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (5/134) ile Zühd (s. 32), Hakim, Müstedrek (4/311, 318), Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'l-Müsned (5/134), Ebu Nuaym, Hilye (1/255, 9/42, 10/290), İbn Hibban, Sahih (250ı), Bağavi, Şerhu's-Sünne 14/334-335 (4146) ve İbn Ebi Asım, Zühd (168).

 

 

 

6416- Ubey b. Ka'b der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu ümmete bolluk verileceği, yüksek konumlara gelecekleri, dinde saygmlık kazanacakları, yeryüzünde hakim olacakları ve düşmanlara karşı kendilerine yardim edileceği müjdesini ver. Ancak onlardan ahiret amelini dünyalık kazanmak için yapanların. ahirette herhangi bir nasibi olmayacaktır. ''

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'l-Müsned (S /134).

 

 

Halimi der ki: "Kur'an ve sünnetle sabit olduğuna göre Allah'ın rızasını kazanmak için yapılabilecek her amelde sadece Allah rızası ve Allah'a yaklaşma amacı güdülmüyorsa bu amel heba olacak, yapan kişi bunun karşılığında herhangi bir mükafat alamayacaktır. Bunu açıklamaya çalışırsak; bir amel farz olan amellerden biriyse, kişi de bunu yaparken Allah'ın rızasını gözetmeden ve cezasından korkmadan sadece insanların "Bu kişi farzları ifa ediyor" demesi için yapıyorsa, bu farz kişinin sorumluluğundan düşer. Ahirette bu farzdan yana sorumlu tutulmaz ve ifa etmemiş kişi gibi cezalandırılmaz. Ancak bu amele karşılık herhangi bir mükafat da olmaz. Bu amelin tek karşılığı dünyadayken bunu yapmasına karşılık insanların onu övmesi olur. Kişinin yaptığı amel nafile amellerden ise ve yine Allah rızası değil de insanların gözünde bir değer kazanmak için yaptıysa yine yaptığı bu amel heba olur. Bunun yanında ilkinde farz amelin kişinin sorumluluğundan düşmesi gibi bu nafile amelin karşılığında herhangi bir mükafat alamaz.

Bu amellerin Allah rızası dışında bir amaçla yapılması ve Allah'ın vereceği mükafatın insanların övmeleriyle değiştirilmesinin cezası konusunda ise iki durumun geçerli olması muhtemelidir. Birincisi, hadiste Yüce Allah'ın:

 

''... istediğin şekilde denildi de! Onu cehenneme götürün" buyurması bir amelde Allah'ın rızasını değil de, insanların gözüne girmeyi hedefleyen riyakar kişinin cezasının bu şekilde olacağının haber verilmesi şeklinde anlaşılabilir. Zira kişi, bu şekilde Allah'ın rızasını ve ibadete karşılık vereceği nimetleri hafife almış ve bir günaha bulaşmış olur. Yüce Allah affetmedikçe de her bir günah beraberinde cezayı getirir.

 

ikincisi, bunu yapan kişi ne cezalandırılır, ne de mükafatlandırılır. Söz konusu hadis de riyakarın yaptığı amelin kendisine hiçbir faydasının olmayacağı anlamına gelir. Yani Mızan'da böylesi bir amelin iyilik kefesini kötülük kefesinden daha ağır çıkaracak şekilde bir katkısı olmayacaktır. Bu durumda riyakarlığının cezası, cehennem ateşi değil de sadece yaptığı am elin heba olması olur. Zira kişi, o ameli Allah'a bir ibadet olduğu için yapmış, ancak bu ameliyle insanların övgüsünü hedeflemiştir. Bu amelin karşılığını o 

insanlardan alması istendiğinde de cezalandırılmış olacak, buna ek olarak ortada başka bir cezayı gerektirecek bir durum kalmayacaktır.

 

Kişi de bir ameli iki şeyden dolayı yapar. Biri riya da olsa sonuçta ameli Allah'a ibadet olduğu için yapmaktadır. Zira Allah'tan başkası adına yapsa küfre girmiş olur. Diğeri de amelinde insanlardan övgü beklemesidir ki ameli bu şekilde yaptığı zaman mükafat alamayacaktır. ilk durumda ortada günah olan herhangi bir şey yoktur. ikinci durumda ise işlenen bir günah vardır ve insanların sözlerine itibar göstermeyip tövbe etmezse bunun cezasını görür. Bu şekilde Yüce Allah'ın riyakar için verdiği emir açıklanmış olur. Doğrusunu da Allah bilir.'' - Halimi, el-Minhac (3/114-115),

 

Beyhaki der ki: "Bu açıklamalardan sonra Yüce Allah'ın böylesi bir kişinin cehennem ateşine atılması emri onun başka günahlarından dolayı olmasından dolayıdır. Kişinin riya amaçlı yaptığı amelin de Mizan'da kötülük veya iyilik kefesine herhangi bir etkisi olmaz. Kişi böylesi bir ameli yaptığı için değil de, diğer günahları için cezalandırılır. Doğrusunu da Allah bilir."

 

Ubey b. Ka'b ile Enes'ten gelen rivayetler de yapılan bu açıklamaya işaret eder niteliktedir.

 

 

 

6417- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde insanların amelleri mühürlü sahileler içinde Yüce Allah'ın huzuruna getirilir. Yüce Allah: "Şunu alıp ateşe atm" buyurunca, melekler: ''Valiahi hayırdan başka bir şey yaptığını görmedik" derler. Bunun üzerine Yüce Allah: "Ama amellerini benden başkası için yapmıştı ve ben sadece benim ''zam için yapılan amelleri kabul ederim" buyurur. ''

Haris b. Gassan'dan da bir topluluk bu şekilde rivayet etmişlerdir.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Ukayli, ed-Duafa (1/218-219), Zehebi, Mizan (1/441), İbn Hacer, el-Lisan (2/155) ve Buhari, Tarih (1/2/278) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/472).

 

 

 

6418- Dahhak b. Kays el-Pihri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah: ''Ben kişinin ortak koştukları içinde en hayırlısıyım. Bundan dolayı kişi benden başkasını da ortak ederek bir ameli yapmışsa bu amel ortak kıldığı kişiye aittir'' buyurur. Ey insanlar! Amellerinizi sadece Allah'a rızasını gözeterek yapın. Zira sadece O'nun rızası gözetilerek yapılan ameller kabul görür. ''Bunu Allah ve akrabalık bağlarını gözetmek için yapıyorum'' demeyin. Böyle dediğinizde yaptığınız Allah için değil akrabalık bağı için yapılmış sayılır. Yine: ''Bunu Allah ve sizin için yapıyorum'' demeyin. Böyle dediğinizde yaptığınız Allah için değil, o kişiler için yapılmış sayılır. .. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Bezzar, Müsned 4/217-218 (3567) ve Hennad, Zühd 2/434 (850) Bak:

Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/472) .

 

 

 

6419- Ömer b. el-Hattab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir amel yapıldığı niyete göre değerlendirilir. Kişinin niyetindeki ne ise eline geçen de odur. Kimin hicreti (göç etmesi veya günahlardan uzaklaşması) Yüce Allah ve Resulü için ise yaptığı iş de Yüce Allah ve Resulünün yolunda sayılıp buna göre değerlendirilir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği kadın için ise onun da bu yaptığı bu niyetine göre değerlendirilir"

Buhari ile Müslim, Ka'nebi kanalıyla Malik'ten rivayet ettiler.

 

Tahric. İsnadı sahihtir. - Buhari, iman (1/20) ve Müslim, imaret (155).

 

 

 

6420- Ebu'ı-Aliye der ki: "Elli yıldır aramızda, ameller Yüce Allah'a arz edildiği zaman, Allah rızası gözetilerek yapılan ameller için Allah'ın: ''Bu ameller benimdir ve mükafatını da ben veririm'' diyeceğini, amellerini başkası için yapanlara da: ''Amellerinizi kim için yaptıysanız karşılığını da onlardan isteyin'' diyeceğini konuşurduk. Yine elli yıldır aramızda, kişi hastalandığı zaman Yüce Allah'ın meleklere: ''Canını alana veya iyileştirene kadar sağlıklıyken yaptığı amellerin aynısını yazmaya devam edin'' buyurduğunu konuşurduk. Yine elli yıldır aramızda, kişi ağır bir hastalığa yakalanıp da iyileştiği zaman annesinden yeni doğmuş gibi günahlarından arınacağını konuşuyorduk.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Hennad, Zühd 1/251 (436),2/436 (857), Ebu Nuaym, Hilye (2/219) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (3/232) .

 

 

 

6421- İbn Abbas der ki: "Kişi dünyada bir ameli riya ile yaptığı zaman Yüce Allah kıyamet gününde onu bu ameliyle baş başa bırakır ve: ''Bak bakalım, bu amelin sana bir faydası dokunacak mı?'' buyurur."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6422- Said b. Mes'ud der ki: Yezid b. Harun "Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın"[Kehf 110] ayetini okuyup şöyle dedi: "İbn Ebi Zi'b'in Bukeyr b. Abdillah el-Eşec'den, onun da Velid b. es-Sere kanalıyla Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Kişinin cihad ederken dünya malı elde etmeyi de istemesi hakkında ne dersin?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu kişinin cihad sevabı olmaz" buyurdu. Bu durum bunu duyan ashaba ağır geldi. Adam aynı şeyi bir daha sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Bu kişinin cihad sevabı olmaz" karşılığını verdi. 3

 

Beyhaki der ki: "Bu rivayet bir önceki rivayetle birlikte Halimi'nin bu yönde söylediklerini teyid etmektedir."

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi yanında kopukluk ta vardır. Ebu Davud 3/30-31 (2516).

 

 

 

6423- Adiy b. Hatim der ki: "Ey Allah'ın Resulül (Müşrik olan) babam misafirlerine ikramda bulunur, misafir ağırlamayı severdi ve bazı ahlaki meziyetlere sahipti (ahirette bunların karılığını alır mı)" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Baban bunları yaparak bir şeyleri hedeflemişU ve bunu da elde etti" buyurdu.

 

Simak der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), onun bunları yaparak insanlar içinde nam elde etmeyi hedeflediğini kastetmiştir."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (4/258), Tayalisi, Müsned (s. 139) ve Taberani, M. el-Kebir 17/104 (250) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (1/119).

 

 

 

6424- Ya'la b. Şeddad b. Evs, babasından bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında küçük şirkin riya olduğunu söylerdik."

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Taberani, M. el-Kebir 7/346 (7160), Hakim, Müstedrek (4/329) ve Bezzar, Müsned (4/217) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/470).

 

 

 

6425- Ya'la b. Şeddad, babasından bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında riyayı küçük şirk sayardık."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Münziri, et-Terğib (1/71).

 

 

 

6426- Şeddad, babasından bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında riyayı küçük şirk sayardık."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6427- Şeddad b. Evs bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gösteriş için oruç tutan şirk koşmuştur. Gösteriş için namaz kılan şirk koşmuştur. Gösteriş için sadaka veren şirk koşmuştur" buyurduğunu işittim. 

 

Tahric: İsnadı salihtir. Ahmed, Müsned (4/125-126), Taberani, M. el-Kebir 7/337-338 (7139) ve Hakim, Müstedrek (4/329) Bak: Suyuti, ed-Dürrüll-Mensur (5/471).

 

 

 

6428- Leys bildiriyor: Mücahid, "Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar"[Fatır 10] ayetini açıklarken: "Bunlar riyakadardır" dedi. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, ed-Dürrüll-Mensur (7/10) .

 

 

 

6429- Leys bildiriyor: Mücahid, "Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar"[Fatır 10] ayetini açıklarken: "Tuzak yapılan bu kötülük riyadır" dedi. Başkası da Mücahid'den naklen bana aynı şeyi söyledi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

6430- Ebu Sinan: Mücahid, "Kötülükleri tuzak yapanlar var ya''[Fatır 10] buyruğunu açıklarken: "Bunlar riyakarlardır" dedi.

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. Nuaym b. Hammad, Zevaidu'z-Zühd (61).

 

 

 

6431- Leys b. Süleym bildiriyor: Şehr b. Havşeb, "Güzel sözler ancak ona yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir[Fatır 10] buyruğunu açıklarken: "Salih olan amel, güzel olan sözleri de huzura yükseltir" dedi. "Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır"[Fatır 10] buyruğunu açıklarken de: "Bunlar riyakarlardır" dedi. 

Süfyan der ki: "Ayetteki tuzaktan kasıt yapılan ameldir."

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. İbn Cerir, Tefsır (12/120-121) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/9).

 

 

 

6432- Umare der ki: "Kıyamet gününde dünya huzura çıkarılır ve: ''İçinden Allah için ne varsa ayırıp çıkarın'' denilir. Bunlar içinden ayıklandıktan sonra geriye kalan ne varsa cehennem ateşine atılır.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Şeybe, Musannef(13/382), Hennad, Zühd (858), Abdullah b. elMübarek, Zühd (544) ve Veki', Zühd (362).

 

 

 

6433- Amr b. Abese der ki: "Kıyamet gününde dünya huzura çıkarılır. İçinden Allah için ne varsa ayıklandıktan sonra Allah'tan başkası için olanlar cehennem ateşine atılır.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/473) ve Münziri, et- Terğıb (1/55)

 

 

 

6434- İmran el-Kasir der ki: "Bana bildirildiğine göre cehennemde cehennemin bile günde dört yüz defa kendisinden Allah'a sığındığı bir vadi vardır. Bu vadi ise gösteriş olsun diye Kur'an okuyan kişiler için hazırlanmıştır."

 

Tahric: Dülabi, el-Kumı (1/191-192) ve Ahmed, Zühd (s. 377) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/474).

 

 

 

6435- Ebu Hureyre der ki: Bir defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza çıktı ve: "Hazan kuyusundan Allah'a sığının" buyurdu. "Bu kuyunun içinde kimler olacaktır?" diye sorulunca: "Gösteriş için amel yapanlar" buyurdu.

 

Buhari der ki: "Ebu Muaz'ın İbn Sirin'den hadis işittiği bilinmemektedir ve meçhul biridir."

Beyhaki der ki: "Amellerine riya karıştıran bu ve benzeri kişilerin amellerinde Allah'ın rızasına yönelik bir şey kalmaz."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 4/593 (2383) ve İbn Mace 1/94 (256).

 

 

 

6436- Yahya b. Ebi Talib'in bildirdiğine göre Ebu Nasr (Abdulvehhab) şöyle demiştir: Benim de bulunduğum bir ortamda Kelbi'ye "Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın"[Keh 110] ayeti sorulunca şöyle dedi: "Ebu Salih'in bize bildirdiğine göre Abdurrahman b. Ganm, içlerinde Muaz b. Cebel'in de bulunduğu Resulullahtın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bazılarıyla Dimaşk mescidinde iken: "Ey insanlar! Sizin için en çok gizli şirkten yana endişe ediyorum" dedi. Muaz ona: "Allahım! Bizi bağışla! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizimle vedalaşırken (Veda hutbesinde): ''Şeytan sizin yarımadada kendisine kulluk edilmesinden umudunu kesmiştir! Ancak sizin basit gördüğünüz şeylerde kendisine itaat edilmesine razı olmuştur'' buyurduğunu işitmedin mi?" deyince, Abdurrahman: "Ey Muaz! Allah için söyle! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Gösteriş için oruç tutan şirk koşmuştur. Gösteriş için sadaka veren şirk koşmuştur. Gösteriş için namaz kılan şirk koşmuştur" buyurduğunu işitmedin mi?" karşılığını verdi.

 

Bunun üzerine Muaz şöyle dedi: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın"[Keh 110] ayetini okuyunca bu durum ashabına ağır geldi.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu durumu görünce: "Sizin bu yöndeki sikıntınızı gidereyim mi?" buyurdu. "Tabi ki, ey Allah'ın Resulü! Allah da senden üzüntü ve sıkıntıları gidersin" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu ayet. ''İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz''[Rum 39] ayeti gibidir. Gösteriş için amel yapan kişinin ne lehinde, ne de aleyhinde bir şey yazılmaz.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/471) Bak: Münziri, et-Terğib (1/70-71).

 

 

Beyhaki der ki: Bu hadis de sahih ise HalimI'nin bu yönde dediğini desteklemektedir. Gösteriş için amel yapan kişinin şirk koşmuş sayılması da bu ameline Allah'ın yanında başkalarını da ortak koşması anlamındadır. Böylesi bir durumda da Allah ona: "Ben böylesi bir amelden uzağım ve bu amel ortak koşulanındır" der.

 

 

 

6437- Ali b. Ebi Talha bildiriyor: İbn Abbas, ''Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın"[Kehf 110] ayetini açıklarken: "Bu ayet müminler için değil, Allah'ın yanında başkalarına da ibadet eden müşrikler hakkında nazil olmuştur" demiştir. 'Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki namazlarından gafildirler''[Maun 4,5] buyruğunu açıklarken de şöyle demiştir: "Bunlar münafıklardır. Müminlerin içindeyken namaz kıldıklarını gösterirler, ancak yalnız kaldıklarında namazı kılmazlardı. Müslümanlara olan öfkelerinden dolayı da onlara ödünç olarak bir şey vermezler ki ma un denilen şey de ödünç olarak verilen eşyalardır."

Ali b. Ebi Talha bu şekilde rivayet etmiştir.

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. İbn Cerir, Tefsir (30/312) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur

(5/469,8/642).

 

 

 

6438- İbn Abbas der ki: Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Bir ameli yaparken Allah'ın rızası için yapıyorum, ancak insanların da beni o ameli yaparken görmesini istiyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama bir cevap vermedi. Sonrasında: "Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın"[Kehf 110] ayeti nazil oldu.3

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hakim, Müstedrek (2/111) Bak: Münziri, et-Terğib (1/65).

 

Abdan da bunu İbnu'l-Mübarek'ten mürsel olarak rivayet etmiş ve İbn Abbas'ı zikretmemiştir. - Hakim, Müstedrek (4/329-330), İbnu'l-Mübarek, Cihad (12) ve İbn Cerir, Tefsir (16/40).

 

 

 

6439- Said b. Cübeyr der ki: "Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın"[Kehf 110] ayetinde ortak koşulmamasından kasıt gösteriş yapılmamasıdır."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hennad, Zühd (853) ve İbn Cerir, Tefsir (16/40) Bak: Suyuti, Dürrü'lMensur (5/469).

 

 

 

6440- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her kim dünyadan Allah'a tam bir ihlas ile, O'na hiçbir şeyi ortak koşmadan ve sadece O'na kulluk ederek, namazlarını kılmış, zekatını vermiş bir şekilde ayrılırsa Allah ondan razı bir şekilde ayrılmiş olur" buyurdu, İşte Resullerin getirdiği ve nefsi arzular ile sözlerin çoğalıp birbirine karışmasından önce Rableri katından tebliğ ettikleri din budur. Yüce Allah'ın Kitab'ındaki: "Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zeMtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın ... "[Tevbe 5] buyruğu da bunu tasdik etmektedir.

 

Fakılı'in rivayetinde Enes'ten naklen: "Bunların tövbeleri de putları kırıp sadece Rablerine ibadet etmeleridir" eklemesi yapılmıştır.

Ebu Abdillah'ın rivayetinde ise Enes der ki "Tövbe etmeleri putlardan ve onlara ibadetten uzak durmalarıdır. Başka bir ayette de Yüce Allah: ''Fakat tövbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir''[Tevbe 11] buyurur."

Fakih'in rivayetinde başta "Namazlarını kılmış, zekatını vermiş" ifadeleri yer almamıştır. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Mace 1/27 (70).

 

 

 

6441- Eslem kabilesinden biri olan Ebu Firas der ki: Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! İman nedir?" diye seslenince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"İhlastir" karşılığını verdi.

 

İsnadı mürseldir.

 

 

 

6442- Eslem kabilesinden biri olan Ebu Firas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana istediğinizi sorun" buyurunca, adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! İslam nedir?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İhlastır" karşılığını verdi. Adam: "Yakin nedir?" diye sorunca da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kıyameti tasdik etmektir" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı mürseldir. Suyuti, Dürrü'I-Mensur (2/722) ve Münziri, et-Terğib (1/53).

 

 

 

6443- Amr b. Murre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz b.

Cebel'i Yemen'e gönderirken Muaz: "Ey Allah'ın Resulü! Bana öğütte bulun" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Dininde ihlaslı olursan, az amel de sana yeterli olur" buyurdu.

 

Yunus b. Abdil'ala da bunu İbn Vehb'den bu şekilde rivayet etmiştir.

Buradaki Amr b. Murre, Amr b. Murre el-Cuheni'dir. Hocamız Ebu Abdillah öyle demiş ve Amr b. Murre'den kastın ashabdan olan Amr olduğunu belirtmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (1/244).

 

 

 

6444- Amr b. Murre el-Cemeli bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz b. Cebel'i Yemen'e gönderirken Muaz: "Ey Allah'ın Resulü! Bana öğütte bulun" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Dininde ihlaslı olursan az amel de sana yeterli olur" buyurdu.

Buradaki Amr ise ashabdan olmayan Kufeli Amr'dır. Muaz'a da yetişmediği için hadis Allah doğrusunu bilir, mürsel bir hadistir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (4/306) ve Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs (1/435).

 

 

 

6445- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminin niyeti, amelinden daha makbuldür" buyurmuştur. 

İsnadı zayıftır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Sehavi, el-Makasidu'l-Hasene (1260).

 

 

 

6446- Abdurrahman es-Sülemi der ki: Üstat Ebu Sehl es-Su'luki'ye, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır" buyruğu sorulunca: "Çünkü niyet, amelin ihlaslı halidir. Amel ise riyaya ve kendini beğenmeye açıktır" dedi.

 

 

 

6447- Ahmed b. Yahya Sa'leb der ki: İbnu'l-A'rabi'nin: "Müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır. Zira niyete fesat bulaşmazken amele fesat karışır" dediğini işittim.

ibnu'I-A'rab'ı"nin fesattan kastı da riyadır. Bu da bu yönde üstat Ebu Sehl'in dediğini desteklemektedir.

Amelsiz niyetin de itaatten olduğu söylenmiştir. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi iyi bir şeye niyetlenip de bunu yapmadığı zaman (amel defterine) bir iyilik olarak yazılır" buyurmuştur. Bunun yanında niyetsiz amelin itaatten sayılmayacağı da söylenmiştir.

 

 

 

6448- Sevban der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "ihlaslı kullara ne mutlu' Bunlar karanlık zamanların lambalarl gibidirler ve her türlü karanlık fitne bunlarla aşılır."

 

Tahric: (Senedi uydurma diyen var). Ebu Nuaym, Hilye (1/15-16), DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs 2/448 (3936) ve Münziri, et-Terğib (1/54).

 

 

 

 

6449- Mansur bildiriyor: Mücahid: "Bütün benliğinle O'na yönel''[Müzzemmil 8] buyruğunu: "O'na ihlas içinde yöneI" şeklinde açıklamıştır. 

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Zühd (s. 216), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/569), İbn Cerir, Tefsir (29/132) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/280) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/318).

 

 

 

6450- Ebu Kılabe der ki: Hz. Ömer: "Ey Muaz! Bu işin temeli nedir?" diye sorunca, Muaz: "Bu işin temeli fıtrat olan İslam'dır, ihlas olan dindir, itaat olan günahlardan korunmaktır. Senden sonra da ihtilaflar olacak" cevabını verdi. Sonra Ömer kalktı, giderken Muaz ona: "Ama senin durumun onların durumundan daha hayırlı olacaktır" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/332 (20690).

 

 

 

6451- Ebu Derda'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yapılan ameli muhafaza etmek onu yapmaktan daha zordur. Bazen kişi güzel bir amelde bulunduğu zaman bunu gizli yapmış gibi yazilır ve karşılığı yetmiş katıyla verilir. Ancak şeytan bu kişiyle uğraşıp durunca sonunda bu amelini başkalarına anlatır. Başkalarına anlatınca da açıktan yapılmış gibi yazilırken katıyla verilen tüm sevabı da silinir. Şeytan yine onunla uğraşıp durunca kişi bu amelini bir daha insanlara anlatır ve bu amelden dolayı insanların onu anmasını ve övmesini bekler. Sonunda açıktan yapılmış gibi yazilan bu amel silinip gösteriş için yapılmış bir amel gibi yazilır. Dinini dünyadan koruyan kişi, Allah'tan da sakınmış olur. ''

 

Başkası ise rivayet ederken: "Dinini (riyadan) koruyan kişi, Allah'tan da sakınmış olur, zira riya şirktir" lafzını kullanmıştır. Daha önce bu hadis (mana olarak) zikredilmişti.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. 6394. hadiste geçmişti.

 

 

 

6452- Dahhak b. Abdirrahman der ki: Bilal b. Sa'd'ın şöyle dediğini işittim: "Ey Rahman'ın kulları! Kişi, Allah'ın farz kıldığı amellerden birisini yapıp diğerlerini heba ettiği zaman, şeytan bu kişiyi yaptığı amelden dolayı umutlandınp amelini süsler ve sonunda bu kişi ameline karşılık cennetten başka şey görmez olur. Amellerinizi yapmadan önce, onu neden yaptığınıza dikkat edin. Eğer sadece Allah için yapıyorsanız, bu ameli yapmaya devam edin. Eğer Allah'tan başkası için yapıyorsanız, boşuna kendinizi yormayın, çünkü bu durumda amelinize karşılık size hiçbir şey yoktur. Allah, sadece kendisi için yapılan ameli kabul eder. Zira: ''Güzel sözler ancak O'na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir''[Fatır 10] buyurur.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Suyuti, ed-Dürrü'[-Mensur (7/9-10).

 

 

 

6453- Ebu'l-Eşheb bildiriyor: Hasan(-ı Basri), "Allah'ı pek az anarlar''[Nisa 142] buyruğunu açıklarken: "Namazı Allah rızası için kılınadıkları için O'nu zikretmeleri de az olmuştur" demiştir. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Zühd (s. 271), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/530) ve İbn Cerir, Tefsir (5/330) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/719).

 

 

 

6454- Ebu Muhammed el-Cureyri der ki: Sehl b. Abdillah et-Tüsteri'nin şöyle dediğini işittim: "İlim dışında dünyadaki her şey cehalettir ve boştur. Kendisiyle amel edileni dışında ilim de kişinin aleyhinde hüccettir. İhlasla yapılan ameller dışında her türlü amel boşa yapılmıştır. İhlas da önemini ancak Allah'ın bildiği çok değerli ve - ölümüne kadar kişide bulunması gereken bir şeydir."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/194).

 

 

 

6455- Zünnun el-Mı sri der ki: "Alimler dışında bütün insanlar ölü hükmündedir. İlmiyle amel edenler dışında bütün alimler uykuda gibidir. İhlaslı olanlar dışında da ilmiyle amel edenlerin tümü aldanınıştır. İhlaslı olanlar da bu açıdan her zaman dikkatli olmalıdır. Zira Yüce Allah: ''(Allah bunu,) doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için (yapmıştır}''[Ahzab 8] buyurmuştur."

 

 

 

6456- Said b. Zunbur der ki: Fudayl b. İyad'ın: "Yüce Allah ihlasla yapılanları dışında hiçbir ameli kabul etmez. İhlasla yapılan ameller içinde de sünnete muvafık olan amelleri kabul eder" dediğini işittim.

 

 

 

6457- Ebu Cafer el-Firyabi der ki: Cüneyd'e: "Kalp temizliği nedir?" diye sorduğumda: "Güzel olan her türlü ahlakı edinip, kötü olan her türlü huydan uzak durmak, kulun amelini sadece Rabbinin rızası için yapması ve amelini çok görmemesidir" dedi.

 

 

 

6458- Hatim el-Asam der ki: Şakik'in: "Yüce Allah kıyamet gününde kullarını emir ve yasaklarına uyup uymadıklarından yana hesaba çeker ve ihlaslarıyla onları (cehennemde azabından) kurtarır" dediğini işittim. 

 

Ravilerinden bazılarını tanımıyorum.

 

 

 

6459- Hatim der ki "Dört hasleti kendinde bulundurmaya bak. Biri, riyakarlığa bulaşmadan amel yapmandır. Diğeri, tamahkarlık etmeden bir şeyi almandır. Diğeri, minnet etmeden bir şeyler vermendir. Bir diğeri de, cimriliğe bulaşmadan bir şeyi elinde tutmandır.''

 

Tahric: Ravilerinden bazılarını tanımıyorum. Sülemi, Tabakatu's•Sufiyye (s. 95) ve Ebu Nuaym, Hilye (8/83).

 

 

 

6460- Muhammed b. Ali et-Tirmizi der ki: "Kıyamet gününde kurtuluş amelin çokluğuyla değil, amelin ihlasla ve güzelce yapılmasıyla olacaktır."

 

Tahric: Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 218) .

 

 

 

6461- Muhammed b. Ali der ki: "Hüddam (dinin hizmetkaTı) olabilmenin şartlarından biri de tevazu ile teslimiyettir."

 

 

 

6462- Sehl b. Abdillah der ki: "İçinizden halis bir niyetiniz, dışınızdan da bu niyetinize uygun bir ameliniz olsun. Bunun dışında yapılan her şey de boştur."

 

 

 

6463- Dahhak b. Abdirrahman der ki: Bilal b. Sa'd'ın şöyle dediğini işittim: "Ey Rahman'ın kulları! Kul mümin olan kişilerin sözlerinden birini söylediği zaman Yüce Allah ameline de bakmadan bu sözüne itibar etmez. Şayet sözü mümin sözü, ameli de mümin ameli ise verasına (günahlara karşı olan korkusuna) da bakana kadar onu bırakmaz. Şayet sozu mümin sözü, ameli mümin ameli, verası da mümin verası ise niyetine bakana kadar onu bırakmaz. Şayet niyeti salih ise geri kalan şeyler de salih olacaktır. Mümin bir söz söylediği zaman ameli de sözüne uygun olur. Münafık ise bildiğini söyler, ama bunun tersini yapar."

 

İsnadı ceyyiddir.

6452. hadiste geçti.

 

 

 

6464- Ebu Sumame es-Saidi der ki: Havariler, Hz. İsa b. Meryem'e:

"Allah'a karşı ihlaslı kişi kimdir?" diye sorunca: "Bir ameli sadece Allah rızası için yapan ve bu ameline karşılık insanların kendisini övmesini sevmeyen kişidir" dedi.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/194 Nuaym b. Hammad, Ziyadatü'z-Zühd (134) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/724).

 

 

 

6465- Mu'temir der ki: Hz. İsa b. Meryem: "Salih amel, yapmandan dolayı insanların seni övmesini istemediğim ameldir" demiştir.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

6466- el-Kettani der ki: Ebu Hamza'ya ihlas konusu sorulunca: "Halis amel, yapmandan dolayı seni sadece Yüce Allah'ın övmesini istediğin ameldir" dediğini işittim.

 

 

 

6467- İbnu'l-Ferhi der ki: "İhlas konusunda üç şey söylenebilir. Biri, kişinin sevabı talep etmede kalbinin samimi olmasıdır. İkincisi, ameli her türlü şüpheden uzak ifa edebilmesidir. Üçüncüsü de, bir amelde insanların övmesi veya yermesini sevmemesidir."

 

 

 

6468- Cureyri der ki: Sehl'in şöyle dediğini işittim: "Akıl sahibi olan kişiler, ihlasın ne anlama gediğini araştırdıklarında kişinin içinde ve dışında olan her bir hareketinde tek ve ortaksız olan Allah'ın rızasını gözetmesi, bu rızaya nefsi, arzuları ve dünyalık hiçbir şeyi karıştırmaması olduğu anlamına geldiğini gördüler."

 

 

 

6469- Muhammed b. Abdirabbih der ki: Fudayl'ın: "İnsanlar için bir ameli terk etmek riyadır. İnsanlar için bir ameli yapmak da şirktir. İhlas ise Yüce Allah'ın seni her ikisinden uzak tutmasıdır" dediğini işittim. 

 

Tahric: Kuşeyri, er-Risale (1/63-64, 2/446).

 

 

 

6470- Zünnun der ki: "İhlas, kişinin içinde ve dışında insanlara gösteriş yapmayacak, amelini insanlar ıçın güzelleştirmeyecek ve kendini beğenmişlik ile kibre sebep olmayacak şekilde her türlü tavırdan uzak durmasıdır."

 

 

 

6471- Ebu Abdillah el-Hafız der ki: Ebu Osman es-Semerkandi çokça şöyle derdi: "Üstadım Ebu Osman bana: ''Riya ve nam peşinde olduğun söyleniyor. Kıldığın fazla namaza güvenme, ancak bu yönde yaptıklarından da geri durma'' dedi.

 

 

 

6472- Haris b. Kays der ki: "Dünyalık bir işi yapacağın zaman doğru bir şekilde yapmaya çalış. Ahirete yönelik bir iş yapacağın zaman da elinden geldiğince onu uzun tut. Namaz kılarken şeytan sana gelip de: "Sen gösteriş yapıyorsun!" derse, namazını daha fazla uzat."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/420, 14/34-35), Veki', Zühd (269), Ahmed, Zühd (s. 360), Ebu Nuaym, Hilye (4/132) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd 12 (35).

 

 

 

6473- Avf der ki: Muhammed b. Sirin'in şöyle dediğini işittim: "Kişi hayırlı bir şey yapmak istediği zaman kalbinde bu amele yönelik iki niyet oluşur. İlki Allah için olduktan sonra ikinci durum o ameli yapmasına engel olmasın.''

 

İbrahim b. Habib der ki: Bu sözü babama aktardığımda: "Hasan (da) bu sözü söylerdi" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6474- Hasan( -ı Basri) der ki: "Kişi bir amel yapacağı zaman kalbinde bu amele yönelik iki niyet oluşur. İlki Allah için olduktan sonra ikinci durum kişinin o ameli yapmasına engel olmasın.''

 

Ebu Ubeyd der ki: Kişi hayırlı bir amel yapacağı zaman bu amele yönelik ilk niyeti halis ve Allah için ise kalbinde oluşan ikinci durum, yani şeytanın yanına gelip de: "Senin bu amelde niyetin riyadır" demesi, onun o ameli yapmasına engel olmasın. Zira bu amele yönelik ilk niyeti halistir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Ubeydı Garibu'l-Hadis (4/451), İbnu'l-Esirı Nihaye (5/287) ve Zemahşeri, el-Faik (4/124).

 

Hasan'ın bu sözde demek istediği de budur. Bu söz de daha önce zikredilen "Namaz kılarken şeytan sana gelip de: ''Sen gösteriş yapıyorsun!'' derse, namazını daha fazla uzat" sözünün bir benzeridir. - Bkz: Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis (4/451-452) ve İbnu'I-Esir, Nihaye (5/287)

 

 

 

6475- Ebu Nasr Muhammed b. Ahmed b. Ömer der ki: Ebu Osman Said b. İsmail'in şöyle dediğini işittim: "Doğru ihlas devamlı yaradana yönelmiş olmaktan dolayı yaratılanların bakışlarını unutmakla olur. İhlas kalbinde, amelinde, ilminde ve fiillerinde Allah'ın öfkesinden çekinerek Allah'ın rızasını gözetmendir. Riya tümüyle kalbinden yok olup gidecek şekilde ilminle Allah'ı görüyormuşçasına ve Allah da seni görüyormuşçasına hareket etmendir. Yine kendini beğenmişlik kalbinden yok olup gidecek şekilde Yüce Allah'ın seni yapacağın amele muvaffak kılması ihsanını aklından çıkarmamandır. Yine kalbinden acelecilik yok olup gidecek şekilde işlerinde yumuşak huylu olmandır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yumuşak huy bulunduğu yeri güzelleştirir. Bir yerden yumuşak huy alındığı zaman o yer kötü bir yer olur'' buyurmuştur.

 

Acelecilik arzuların peşinden gitmek, yumuşak huy ise sünnete tabi olmak demektir. Amelini yapıp bitirdikten sonra ihlaslı kişinin kalbini Yüce Allah'ın amelini kabul etmeyip geri çevirme endişesi sarar. Yüce Allah: ''Rablerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler"[Mü'minun 60] buyurur.''

 

Sayılan bu dört hasleti taşıyan kişi de inşaallah amelinde ihlaslı biri olur.

 

Tahric: Kuşeyri, er-Risale (2/446).

 

 

 

6476- Sehl b. Abdillah et- Tüsteri der ki: "Kendini beğenmişlik, dillerde anılma isteği ve saygı görme olmak üzere üç şeyden sadece sıddik olanlar kurtulabilir. Bunlardan kurtulan kişi de, ruhunun derinliklerinde Yüce Allah'ın ihsan ettiği nimetleri ve bu nimetlere karşı şükürde kusur ettiğini bilir. Böyle olan kişi de selamete erer.''

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

6477- Cafer el-Huldi der ki: (İbrahim) el-Havvas'ın: "Acelecilik, kişinin doğru işlerde bulunmasına engel olur" dediğini işittim.

 

İsnadı ceyyiddir .

 

 

 

6478- Cafer (el-Huldi) der ki: İbrahim el-Havvas'ın şöyle dediğini işittim: "İnsanlar beni ya amelde ya da ağır yüklerin altında ya da zor işlerin içinde görüyorlar. Bunları da Allah katındaki derecemin yüksek olması için yaptığımı düşünüyorlar, oysa kendimi Allah'ın azabından kurtarmak için yapıyorum."

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

6479- Cafer (el-Huldi) der ki: İbrahim'in yine şöyle dediğini işittim:

"İnsanlar arif olan kişinin kendini ne kadar zelil gördüğünü bilseler onu taşla taşlarlardı. Allah'ın katındaki değerini de bilselerdi Allah'ı bırakıp ona kulluk ederlerdi."

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

6480- Ebu Muhammed el-Cüreyri der ki: Sehl b. Abdillah'ın şöyle dediğini işittim: "Riyayı hakkıyla ancak ihlaslı biri bilir. Nifakı hakkıyla ancak mümin olan biri bilir. Cehaleti hakkıyla ancak alim olan biri bilir. Günahlardan uzak durmayı hakkıyla ancak itaatkar olan biri bilir.''

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

6481- Sehl b. Abdillah der ki: "İlim ve marifet ehli olan kişiler gizliden ve açıktan günahları terk etmeye çaba göstermişler, buna karşılık Yüce Allah onlara zararlı ve faydalı olan şeyler ile sıkıntı veren şeylerin ilmini ihsan etmiştir. Onlar da her durumda Allah'a yönelmiş ve her şeyi bırakıp sadece Allah'a dayanmışlardır."

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

6482- Yunus b. Ubeyd der ki: "Kişi amelini bozan şeylerin ne olduğunu bildiği sürece hayırdadır demektir.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/498-499).

 

 

 

6483- Ali b. Ebi Meryem der ki: Alimlerden birine zühd konusu sorulunca şöyle dedi: "Zühdün en aşağı derecelerinden biri birinizin evinde oturmasıdır. Şayet evinde kalması Allah'ın razı olacağı bir şey ise kalır, değilse de evinden çıkar. Evinden çıkması Allah'ın razı olacağı bir şey ise dışarıda kalır, değilse de geri döner. Geri dönmesi Allah'ın razı olacağı bir şey ise öyle kalır, değilse de oradan ayrılır. Yine kişi infakta bulunur. İnfakta bulunması Allah'ın razı olacağı bir şey ise infaka devam eder, değilse de parasını elinde tutar. Parasını elinde tutması Allah'ın razı olacağı bir şey ise tutmaya devam eder, değilse de bu parayı elinden çıkarır. Yine kişi konuşur. Konuşması Allah'ın razı olacağı bir şey ise devam eder, değilse de susar. Susması Allah'ın razı olacağı bir şey ise susmaya devam eder, değilse de konuşur." Ona: "Ama bu çok zor bir şeydir" denilince: "Allah'a giden yol bu şekildedir. Yapamıyorsanız da boşuna uğraşmayın" karşılığını verdi.

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

6484- Abdulmelik b. Akkab el-leysi der ki: Amir b. Abdikays'ı rüyamda gördüm. Ona: "Hangi amellerin daha üstün olduğunu gördün?" diye sorduğumda: "Allah rızası için yapılan ameller" dedi.

 

Tahric: İbn Ebi Dünya'nın hocası İkab el-Leysi'yi tanımıyorum.

 

 

 

6485- Amr b. Ubeyd bildiriyor: Hasan(-ı Basri), "Çünkü İbnihim çok içti ve Allah'a yönelen bir kimseydi''[Hud 75] ayetini açıklarken: "Hz. İbrahim bir şey söyleyeceği zaman Allah için söyler, bir şey yapacağı zaman Allah için yapar, bir şeye niyet ettiği zaman da Allah için niyet ederdi" demiştir.

 

Tahric: İsnadı kavi değildir. Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (4/455).

 

 

 

6486- Rabi' b. Huseym der ki: "Allah'ın rızası gözetilmeden yapılan her şey yok olmaya mahkumdur."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevl, Ma'rife (2/567), Ahmed, Zühd (s. 335), Mizzi, Tehzibu'l-Kemal (1/403), İbn Ebi Şeybe, Musannef (14/22), İbn Sa'd, Tabakat (6/186) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/107).

 

 

 

6487- Ebu Ömer el-Enmati der ki: Cüneyd'in şöyle dediğini işittim: "Kişi Hz. Adem'in Allah'a bağlılığıyla, Hz. İsa'nın zühdüyle, Hz. Eyyub'ün gayretiyle, Hz. Yahya'nın itaatiyle, Hz. İdris'in istikametiyle, Hz. İbrahim'in Allah'a olan sevgisiyle ve Hz. Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakıyla huzura çıksa, ancak kalbinde zerre miktarı da olsa Allah ıçın olmayan bir şey bulunsa Allah'ın böylesi biriyle işi olmaz."

 

 

 

6488- Ebu Bişr Abdullah b. Muhammed el-Hayyat der ki: "Zorla da olsa iki şeyi yapmaya çaba göster. Biri doğru söz söylemek, diğeri de amellerde ihlaslı olmaktır."

 

 

 

6489- Zeyd der ki: "Yemek ve uyku için bile olsa her şeyde bir niyetimin olmasını isterim."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/714), İbnu'l-Mübarek, Zühd (195) ve İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (3/99).

 

 

 

6490- Ebu Huzeyfe bildiriyor: Süfyan, "Onun zatından başka her şey yok olacaktır"[Kasas 88] ayetini açıklarken: "Allah'ın rızası gözetilerek yapılan şeyler dışında her şey yok olacaktır, anlamındadır" demiştir.

 

Ata b. Müslim el-Halebi de bunu rivayet ederken Süfyan'ın: "Allah'ın rızası gözetilerek yapılan salih ameller dışında her şey yok olacaktır, anlamındadır" dediğini aktarır.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/447).

 

 

 

6491- Yunus b. Ubeyd der ki: Hz. İsa b. Meryem: "Kişi Allah'a itaat etmesinden dolayı insanların onu övmesinden hoşnutsuzluk duymadığı sürece imanın hakikatine ulaşamaz" demiştir.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (8/93-94).

 

 

 

6492- Fudayl b. İyad der ki: "Allah'ı bilmene rağmen O'ndan başkası için amel ediyorsan sana yazıklar olsun!"

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (8/111).

 

 

 

6493- Hüseyn b. er-Rabi' der ki: Fudayl b. İyad'ın: "Allah için yapılmayan her bir şeye yazıklar olsun!" dediğini işittim.

 

 

 

6494- Salim el-Aftas bildiriyor: Mücahid: "Onlar içleri çektiği halde yiyeceği miskine, yetime ve esire yedirirler. ''Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz'' derler"[İnsan 8, 9] ayetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Onlara ellerindeki yiyecekleri verirken bunu Allah rızası için yaptıklarını dile getirmiş değillerdir. Ancak Yüce Allah böylesi bir şeyin kalplerinden geçtiğini bildiği için bu tür amellere başkalarını da teşvik etmek babında bu yönleriyle onları övmüştür."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Cerir, Tefsir (29/210) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/370).

 

 

 

6495- İbrahim b. el-Eş' as der ki: Fudayl'ın: "En hayırlı, şeytanın müdahalesine karşı en korunaklı ve riyadan en uzak amel, gizli yapılan ameldir" dediğini işittim. 

 

Tahric: Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 13).

 

 

 

6496- Süfyan der ki: Ebu Hazım: "Bazen öğüt veriyor, ancak bu öğüdümü başkasına değil sadece kendime veriyor oluyorum" dedi. Yine: "Kötülüklerini nasıl gizli tutuyorsan yaptığın iyilikleri de daha fazla gizli tutmaya çalış." dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, Ma'rife (1/679) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/240).

 

 

 

6497- Ala b. Ziyad der ki: "Adamın biri amellerinde riya yapar, giysilerini sıvayıp kıraatinde sesini yükseltirdi. Ancak bu davranışlarından dolayı yanına gittiği kişiler ona ağır sözler söyleyip yanından uzaklaşıyorlardı. Daha sonraları Yüce Allah bu kişiye yakini ınsan etti. Bu yakin sonrasında kıraatinde sesini kısmaya, namazlarını sadece Allah'la kendi arasında kılmaya ve yanına gittiği kişiler da ona hayır dualar etmeye başladı.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Zühd (s. 254-255) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/243).

 

 

 

6498- Hilal b. Yesaf der ki: Hz. İsa b. Meryem şöyle derdi: "Biriniz oruç tuttuğu zaman sakallarına yağ sürsün ve dudaklarının kuruluğunu gidersin. Bu şekilde insanların arasına çıktığı zaman oruçlu olduğu anlaşılmasın. Biriniz bir şey vereceği zaman sağ eliyle verdiğini sol elinden bile gizlesin. Biriniz evinde namaz kılacağı zaman kapısının perdesini indirsin. Yüce Allah rızıkları taksim ettiği gibi övgüleri de kulları arasında dağıtıp paylaştırır."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zühd (ıso), Abdurrezzak, Musannef4/313 (7913) ve İbn Ebi Şeybe,Musannef(3/102, 14/14).

 

 

 

6499- Abdurrahman b. Abbas el-Kureşi der ki: Ebu Hureyre bize şunu öğretirdi: "Biriniz oruç tuttuğu zaman yağ sürünsün ki oruç tuttuğu belli olmasın. Yine tüküreceği zaman elleriyle bunu gizlesin ve ellerini ağzına koysun ki tükürük yere düşsün."

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (1303), İbn Ebi Şeybe, Musannef (3/102) ve Mizzi, Tehzibu'l-Kemal (2/797).

 

 

 

6500- Ebu Hazım der ki: "Kötülüklerini gizlediğin gibi iyiliklerini de gizli tutmaya çalış. Amelini çokça beğenme, zira şaki (cehennemlik) mi said (cennetlik) mi olduğunu bilemezsin.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (3/239-240) ve Zehebi, Siyer (6/100).

 

 

 

6501- Cafer der ki: Ebu't-Teyyah ed-Dubai'nin şöyle dediğini işittim:

"Babama ve kabilemin yaşlılarına yetiştim. Onlardan biri oruç tuttuğu zaman (oruçlu olduğu anlaşılmasın diye) kokular sürünür, en güzel giysilerini giyerdi. Yine biri yirmi yıl boyunca her gün Kur'an okurdu da komşuları dahi bunun farkında olmazdı."

 

Tahric: Hıdr b. Abin dolayısıyla isnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (3/83).

 

 

 

6502- Şumayt b. Aclan der ki: Adamın biri Hz. İsa b. Meryem'e: "Ey hayrın öğretmeni! Yapmam halinde beni Allah'a karşı emrettiği şekilde takvalı kılacak bir amel öğret" deyince, Hz. İsa şu karşılığı verdi: "Geçim olarak az rızıkla yetin. Bunu yaptıktan sonra tüm kalbinle Allah'ı sev. Sonra tüm bedeninle Allah'a itaat etmeye çalış. Bir iyilik yaptığın zaman onu unut, zira bu iyiliğini asla unutmayan biri muhafaza edecektir. Günahlarını gözünün önünden ayırma. Diğer insanlara karşı da merhametli ol!.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Zühd (s. 59).

 

 

 

6503- Hammad b. Zeyd bildiriyor: Eyyub'un yanında Harun b. Ziyad anılıp: "Zühdünü gizli tutanlardan biriydi" denilince, Eyyub: "çünkü kişinin zühdünü gizli tutması, onu açığa vurmasından daha hayırlıdır" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (3/8, 55).

 

 

 

6504- Muhammed b. Hişam el-Ensarı bildiriyor: Şeyh İbrahim'in Mısır'da bana bildirdiğine göre İbrahim b. Edhem ona: "Ey Ebu İshak! Yüce Allah'a gizliden ibadet et ki kıyamet gününde bu ibadetin insanların önüne hiç bilmedikleri bir yerden çıksın" demiştir.

 

 

 

6505- Zünnun der ki: "İhlas için yalnızlıktan daha uygun bir şey göremiyorum. Zira kişi yalnız kaldığı zaman Yüce Allah'tan başkasını göremez. Yüce Allah'tan başkasını göremediği zaman ancak Allah'ın hükümlerine göre hareket eder. Onun için yalnızlığı seven kişi, ihlasın direğine dayanmış ve samimiyetin temellerinden en büyüğüne tutunmuş olur."

İki kanalın da lafzı birdir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 20-21) ve Ebu Nuaym, Hilye (9/376377).

 

 

 

6506- Zünnun der ki: "Şayet amelinde insanlardan yana övgü beklentin veya kınanma korkun yoksa inşaallah sen ihlaslı ve bilge birisindir."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/243).

 

 

 

6507- Zünnun der ki: "Bilin ki kişi bir ameli yaptığında kalbinden tüm mahlukatı çıkarmadıktan sonra o amel halis bir amel olamaz ki bu da ihlasın ta kendisidir. Allah'a karşı ihlaslı olan kişinin de Allah dışında hiç kimseden bir beklentisi olmaz. Bilmelisin ki Allah rızası dışında yapılan hiçbir amel kabul görmez. Tamamen ihlas sahibi olmak isteyen kişi, iradesine Allah'tan başkasını katmasın. Herhangi bir işe kalkışacağın zaman Allah'ı yüceltmek yerine başkasını yüceltmemeye dikkat et. Kalbinde baskın olan duygu da bu olsun. Bu şekilde kalbin ihlaslı olacaktır."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/242).

 

 

 

6508- Zünnun der ki: Alimlerden biri: "Kişi Allah'a karşı ihlaslı olduğu zaman mutlaka Allah'a karşı olan sevgisinin hiç kimsenin bilmediği bir sevgi olmasını da ister" demiştir. 

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/18).

 

 

 

6509- Zünnun der ki: "Allah'a samimi bir ihlasla ibadet edince, Allah da onları halis olan iyiliklere eriştirdi."

 

 

 

6510- Ebu'l-Fayd (Zünnun) der ki: "Bilmelisiniz ki düşmanın karşısına silahsız çıkmak isteyen kişi korkarım ki ölümden kurtulamayacaktır."

 

 

 

6511- Said b. Osman el-Hannat der ki: Adamın biri Zünnun'a gelip: "Ey Ebu'l-Fayd! Bana doğruluk ve marifetullah yolunu anlat" deyince, Zünnun adama şöyle dedi: "Ey kardeşim! Halini olduğu gibi doğru ve Kitab ile sünnete uygun bir şekilde Allah'a arz et. Layık almadığın bir dereceye çıkmaya çalışma ki ayağın kayar. Aşağı derecede olduğu zaman değil layık almadığın bir dereceye çıkmak istediğin zaman düşersin. Yakin olarak gördüğün şeyi, şüpheli bir şeyolmasını dileyerek sakın terk etme."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (9/353).

 

 

 

6512- Said b. Osman el-Hannat der ki: Zünnun'a: "Kişi ne zaman ''Yüce Allah bana şunu şunu gösterdi'' diyecek bir hale gelir?" diye sorulunca: "Bunu dile getirmeye gücü yetmediği zaman" karşılığını verip şöyle devam etti: "Zahiren en çok Allah'ı hatırlatan kişiler, Allah'a en uzak kişilerdir." 

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (9/353).

 

 

 

6513- Zünnun der ki: "(Allahım!) Gönülden sana dua edenlerin dilleri tutukken, dua ettiğini sanan kişilerin dilleri ise şakımaktadır."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (9/353).

 

 

 

6514- Ebu Hazım, Sehl b. Sa'd'dan bildiriyor: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaydık ve bize cenneti anlatıyordu. Cennetin vasıflarını anlattıktan sonra sözlerinin sonunda: "içinde hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın aklına gelmeyecek şeyler vardır" buyurdu ve: "Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarIar. Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez"[Secde 16, 17] ayetlerini okudu."

 

İsnadı hasendir.

 

Ebu Sahr der ki: Bu hadisi Kurazi'ye zikrettiğimde bana şöyle dedi:

"Onlar Allah için yaptıkları amelleri insanlardan gizledikleri için Yüce Allah da bunun sevabını onlar için saklamıştır. Huzuruna çıktıkları zaman da Allah bununla onların gönüllerini hoşnut edecektir."

Müslim bunu İbn Vehb kanalıyla Ebu Sahr'dan, Ebu Sahr'ın hadisi Kurazi'ye aktardığı bölümü olmadan rivayet etti. - Müslim, cennet (5).

 

 

 

6515- İbn Abbas, Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem), o da Cebrail'den bildiriyor: ''(Kıyamet gününde) kulun iyilikleri ile kötülükleri getirilir ve kötülükler oranınca iyiliklerinden silinir. iyiliklerinden geriye bir şeylerin kalması durumunda da Yüce Allah bu kula cennette bol nimetler ihsan eder."

Ravi der ki: Yezdad'ın yanına girdiğim zaman bu hadisin aynısını zikretti. Ona: "Peki ya tüm iyilikleri biterse?" diye sorduğumda bana "İşte, işlediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler, cennetlikler içindedirler''[Ahkaf 16] ayetini okudu. Ona: 'Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez"[Secde 16, 17] ayeti konusunda ne dersin?" diye sorduğumda ise: "Kişi Allah için yaptığı bir ameli diğer insanlardan gizli tuttuğu zaman Allah da buna karşılık gizli tuttuğu müjdeleri kıyamet gününde ona ihsan eder" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hakim, Müstedrek (4/252), İbn Cerir, Tefsir (26/18) ve Buhari, Tarih (4/1/113).

 

 

 

6516- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı bildirilmiştir.

 

Tahric: Taberani, M. el-Kebir 12/183-184 (12832),

 

 

 

6517- Ahmed b. Ebi'l-Havari der ki: Ebu Süleyman'a: "Yalnızken namaz kıldığımda bu namazdan zevk aldım" dediğimde: "Neden zevk aldın?" diye sordu. Ona: "çünkü beni kimse görmedi" dediğimde: "Bu ibadetinde insanlar aklına geldiği için zayıf birisin" karşılığını verdi. 

 

Tahric: Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (79).

 

 

 

6518- Yunus b. Abdila'la'nın bildirdiğine göre İmam Şafii (ona hitaben) şöyle demiştir: "Ey Ebu Musa! Ne kadar gayret göstersen de insanların rızasını elde edemezsin. Bundan dolayı amelinde de, niyetinde de sadece Allah'ın rızasını gözet."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

6519- Şeyban b. Ebi Şeyban el-Matüi der ki: Ma'dan bana şöyle dedi:

"Ey Şeyban! Amelinde Allah rızası dışında bir şey gözetme! Zira Süfyan esSevri de bana şöyle demişti: "Ey Ma'dan! Amelinde Allah rızası dışında bir şey gözetme ki bu seni şirkten uzak tutar. Ebu'z-Zübeyr'in, Cabir'den bildirdiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah: ''Kişinin benim rızam dışında başka bir şeyi gözeterek yaptığı her amelden uzağım'' buyurur. ''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

6520- Süfyan es-Sevri der ki: "Zühd, biri farz, biri de nafile olmak üzere iki çeşittir. Farz olan zühd üzerine görev olan zühttür. O da övünmeyi, kibri, büyüklenmeyi, riyayı, şöhreti ve insanlar için güzel görünmeyi bırakmandır. Nafile olan zühd ise Yüce Allah'ın sana helal kıldığı şeyleri de bırakmandır. Bunu yapman halinde böylesi bir şeyi sırf Allah rızası için bırakman artık sana farz olur. Yüce Allah'ın katında olanlara nail olmak istiyorsanız bu dünyada kendinizi bir misafir gibi sayın."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6521- Cüneyd b. Muhammed der ki: Seriy b. Muğallis'in insanları andıhan sonra: "İnsanlar için bir şey yapma. Onlar için bir şeyi bırakma. İnsanlar için bir şeyi verme ve yaptığın bir şeyi insanlara gösterme" dediğini işittim. Seriy bununla yapacağın tüm amelleri sadece Allah için yapman gerektiğini söylemiştir.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/378).

 

 

 

6522- Cüneyd b. Muhammed der ki: Seriy'in: "Birinin yanıma gireceğini fark edip de sakallarımı şu şekilde düzelttiğim zaman bundan dolayı Yüce Allah'ın beni cehennem ateşinde cezalandırmasından endişe ederim" dediğini işittim. Bunu derken de sakalını giren kişi için düzelttiğini anlatmak için ellerini sakallarının üzerinde gezdirdi.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/116).

 

 

 

6523- Cüneyd b. Muhammed der ki: Seriy'in: "Kurradan (Kur'an hafızı) olanları heba eden şey; kendini beğenmişlik, fark edilmeyen riyakarlık ve bu yönde olan konuşmalardır" dediğini işitim.

 

 

 

6524- Mutarrif b. eş-Şıhhir der ki: "Kişinin ameli halis (Allah rızası için) olunca temiz (salih) olan bir dile de sahip olur. Amelleri halis olmayan kişinin dili de temiz olmaz."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuayın, Hilye (10/395) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (14/26).

 

 

 

6525- Zünnun der ki: "Kardeşlere karşı vefasız olmak, ahireti riyakar amellerle istemek ve kadınlara kaba davranmak ahmaklıktır."

 

 

 

6526- Abde b. Ebi Lubabe der ki: "Riyakarlığa en yakın duran kişiler, ondan yana kendilerini en çok güven içinde hisseden kişilerdir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuayın, Hilye (6/113).

 

 

 

6527- Evzai der ki: "En değerli tevazu; bir mecliste saygın olmayan yerde oturmaya razı olmak, ilk önce selam veren kişi olmak ve her türlü amelde riyadan ve övülmekten hoşlanmamaktır."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6528- Mücahid der ki: "Dinini korumak. için malını bir kalkan olarak. kullan, ancak malını korumak. için dinini kalkan olarak kullanma!"

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

6529- Mutarrif der ki: "Dünyaya rağbet etmenin en çirkini onu ahiret amelleriyle elde etmeye çalışmaktır."

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum, diğer ravileri ise güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (2/108).

 

 

 

6530- Bişr b. el-Haris der ki: Fudayl b. İyad'ın: "Davul ve zurnayla dünyalık elde etmem benim için dinimle dünyalık elde etmemden daha iyidir" dediğini işittim.

İbn Bişran bunu "Davul ve zurnayla dünyalık elde etmek, benim için dinimle dünyalık elde etmekten daha iyidir" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

6531- Cüneyd der ki: Seriy'in, dünyalık elde etmek için dinini kullanan kişileri kınayıp: "Kulun diniyle dünyalık elde etmesi adiliktir" dediğini işittim.

 

 

6532- Hasan b. Amr der ki: Fudayl b. İyad'ın: "Muvaffakiyetin az olması, kötü görüşlere sahip olmak ve ahiret amelleriyle dünyalık elde etmeye çalışmak, günahların çokluğundan dolayıdır" dediğini işittim.

 

 

 

6533- İsmail b. Ebi Uveys, dayısı Malik b. Enes'ten bildiriyor: Hocam olan Rabiatü'r-Re'y bana: "Ey Malik! Sefil kişiler kimlerdir?" diye sorunca: "Diniyle dünyalık elde etmeye çalışanlardır" dedim. "Sefillerin sefili olanlar kimlerdir?" diye sorunca: "Kendi dini karşılığında başkalarının dünyasını ıslah eden kişilerdir" dedim. Bunun üzerine beni en öne oturttu.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6534- Fudayl b. İyad der ki: İbnu'l-Mübarek'e: "Asıl insanlar kimdir?" diye sorulunca: "Alimlerdir" dedi. Ona: "Asıl sultanlar kimdir?" diye sorulunca: "Zahidlerdir" dedi. "Sefiller kimlerdir?" diye sorulunca da: "Diniyle dünyalık elde etmeye çalışanlardır" dedi.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Hatib, Tarih (7/192) ve İbn Asaltir, Tarihu Dimaşk (28/370).

 

 

 

6535- Sellam b. Ebi Muti' der ki: Eyyub es-Sahtiyani'nin: "Günahkar bir Kur'an aliminden daha pis bir şeyolamaz" dediğini işittim.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (3/11).

 

 

 

6536- Mufaddal b. Gassan, katiplerden olan bir hocadan bildiriyor:

Mehdi haber gönderince Salih el-Muriy geldi. Yanına geçirildiğinde eşeği üzerinde, Mehdi'nin bulunduğu yaygının yanına yaklaştı. Mehdi veliahtları ve oğulları olan Musa ile Harun'a: "Kalkıp amcanızın bineğinden inmesine yardımcı olun" deyince, Salih kendi kendine: "Ey Salih! Şayet amellerini böylesi bir günü yaşamak için yapmışsan rezil oldun ve hüsrana uğradın demektid" demeye başladı. 

 

Tahiric: İsnadı zayıftır. Mizzi, Tehzibu'l-Kemal (2/594).

 

 

 

6537- İbrahim b. Beşşar er-Remadi der ki: Süfyan b. Uyeyne'nin: "Kur'an alimleri ıslah olursa tüm insanlar ıslah olurdu" dediğini işittim.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Medhal (548).

 

 

 

6538- İbrahim der ki: Süfyan'ın yine: "Dünyaya rağbet etmenin en çirkini, onu ahiret amelleriyle elde etmeye çalışmaktır" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Nuaym, Hilye (7/54,8/343).

 

 

 

6539- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlar içinde konum olarak en kötüsü. başkalarının elindeki dünyalıklar için ahiretini (dinini) heba eden kişilerdir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Tayalisi, Müsned (s. 316), Buhari, Tarih (3/2/128) ve Mizzi, Tehzibu'l-Kemal (2/764).

 

 

 

6540- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Mümin dışarıdan harabe bir eve benzer. Ancak içine girdiğin zaman çok güzel olduğunu görürsün. Günahkar kişi de. görenlerin beğendiği kireçlenmiş ve yükseltilmiş mezara benzer. Ancak içi leşle doludur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs 4/132 (6410). Bak: Suyuti, el-Camiu's-Sağir (8046)

 

 

 

6541- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi hiçbir kapısı ve penceresi olmayan bir kayanın içinde bir am elde bulunacak olsa dahi her halükarda bu ameli insanlara gösterilecektir."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (3/28), Ebu Ya'la, Müsned 3/521 (1378) ve Hakim, Müstedrek (4/314). Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/225)

 

 

 

6542- Yahya der ki: Osman b. Affan'ın şöyle dediğini işittim: "Kişi hangi amelde bulunursa Yüce Allah ona o amelin giysisini giydirir. Şayet ameli hayırlı ise ona hayırlı bir giysi, kötü ise de kötü bir giysi giydirir."

 

Doğrusu bu şekilde Osman'ın sözü olmasıdır. Zayıf olan ravilerden bazıları bunu merfU olarak rivayet etmişlerdir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/558), Nuaym b. Hammad, Ziyadatü'z-Zühd (s. 17) ve Ahmed, Zühd (s. 126).

 

 

 

6543- Ebu Abdirrahman es-Sülemi der ki: Osman b. Affan'ın, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberi üzerinde şöyle dediğini işittim: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kişinin gizlice yaptığı iyi veya kötü bir ameli olduğu zaman Yüce Allah ona bu amelinin nasıl olduğunu belli edecek bir giysi giydirir'' buyurdu."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/789) ve Ebu Nuaym, Hilye (10/215) Bak: Suyuti, edDürrü'l-Mensur (ı/192).

 

 

 

6544- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ashaba: "Mümin kimdir?" diye sorunca, "Allah ve Resulü daha iyi bilir" karşılığını verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mümin, Yüce Allah'ın, kulaklarını sevdiği şeylerle doldurmadan ölmeyen kişidir. Kul iç içe olan ve her birinin demir kapısı bulunan yetmiş odanın ortasında bir odada Allah'a am elde bulunsa, insanların onun ameli hakkında fazlasıyla konuşması için Allah ona amelinin giysisini giydirir" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulül Nasıl fazlasıyla konuşurlar?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çünkü takva sahibi kişi elinden gelseydi daha çok am elde bulunurdu" buyurdu ve: "Peki. kafir kimdir?" diye sordu. Ashab: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" karşılığını verince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kafir, Yüce Allah'ın, kulaklarını sevmediği şeylerle doldurmadan ölmeyen kişidir. Günahkar kişi iç içe olan ve her birinin demir kapısı bulunan yetmiş odanın ortasında bir odada günah işlese, insanların onun günahı hakkında fazlasıyla konuşması için Allah ona günahının giysisini giydirir" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Nasıl fazlasıyla konuşurlar?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çünkü günahkar kişi. elinden gelseydi daha çok günah işlerdi" buyurdu.

 

Yusuf b. Atiyye es-Saffar bunu Sabit'ten rivayette tek kalmıştır.

Sabit'ten olan rivayetlerinin çoğu da mutabaatı olmayan münker rivayetlerdir.

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. Suyuti, ed•Dürrü'I•Mensur (1/193).

 

 

 

6545- Sabit der ki: "Denilirdi ki Adem oğlu iç içe olan yetmiş odanın orta yerinde hayırlı bir amel yapsa Yüce Allah ona bu amelinin nasıl olduğunu belli edecek bir giysi giydirir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/193).

 

 

 

6546- İbnu'l-Müseyyeb b. Rafi' der ki: "Kişi (iç içe olan) yedi odanın orta yerinde iyi bir amelde bulunacak olsa dahi Allah bu ameli açığa çıkarır. Yüce Allah'ın Kitab'ındaki ''Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır''[Bakara 72] ayeti de bunu dOğrulamaktadır."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/192).

 

 

 

6547- Hasan( -ı Basri) der ki: "Yüce Allah'ın kendisinin ne olduğunu bildiği halde insanlara kendini farklı bir şekilde gösteren kişiyi Allah çirkin gösterir. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (7/271).

 

 

 

6548- Bilal b. Sa'd der ki: "Açıktan Allah'ın dostu görünüp, gizliden ise Allah'ın düşmanı olma!''

 

Tahric: Ravilerinden bazılarını tanımıyorum. Firyabi, Sifatu'n-Nifak (s. 61-62), Ahmed, Zühd (s. 385) ve Ebu Nuaym, Hilye (5/228).

 

 

 

6549- Cüneyd b. Muhammed der ki: Seriy b. Muğallis'in: "Dillerde dolaşan bir övgünün ve gizli kalmış bir ayıbının olmamasına dikkat et" dediğini işittim. 

 

Tahric: Raviler güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (10/119).

 

 

 

6550- Muhammed b. Aişe der ki: "Kalbin günahkar olmasına rağmen insanlara Allah'ı sevdiğini gösterip bundan dolayı sen övmelerini sağlayacak şekilde iki yüzlü ve iki dilli biri olma."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6551- Ukbe b. Abdilğafır der ki: "Kul gizliden yaptığı iyi bir amelin benzerini alenen de yapıyorsa Yüce Allah (meleklere): ''Bu, gerçek ve samimi kullarımdan biridir'' buyurur.''

 

Tahric: İsnadı kavi değildir. Ahmed, Zühd (s. 311) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/261).

 

 

 

6552- Şakik bildiriyor: Abdullah (b. Mes'ud): "Çocukları büyütüp büyükleri ihtiyarlaştıran, insanların onu kanıksayıp sünnet edindiği, ondan bir şey değiştirilince: ''Sünnet değiştirildi'' diyeceği bir fıtne sizi kuşatınca haliniz nasıl olacak?" deyince, kendisine: "Ey Ebu Abdirrahman! Bu ne zaman olacaktır?" diye sordular. Abdullah: "İçinizde Kur'an hafızlarının ve yöneticilerin çoğaldığı, güvenilir insanların azaldığı ve ahiret ameliyle dünyalık elde etmeye çalışıldığı zaman" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Darimi, mukaddime (s. 64), Hakim, Müstedrek (4/514-515); İbn Ebi Şeybe, Musannef (15/24), Beyhaki, Medhal 453 (858) ve Abdurrezzak, Musannef 11/359-360 (20742).

 

 

 

6553- İmran el-Kasir der ki: "Bana bildirildiğine göre cehennemde cehennemin bile günde dört yüz defa kendisinden Allah'a sığındığı bir vadi vardır. Bu vadi de gösteriş olsun diye Kur'an okuyan kişiler (hafızlar) için hazırlanmıştır.''

Bu konuda merfu bir hadis de rivayet edilmiştir. MerfU olan bu hadisi elRa's ve'n-Nüşur kitabında aktardık.

 

İsnadında meçhul ravi vardır.

6434. hadiste geçti.

 

 

 

6554- Vehb b. Münebbih der ki: "İsrail oğulları içinde ilahi kitabı okuyan (kurra) fasık kişiler ortaya çıkmıştır. Bunlar ise sizde çok olacaklardır. ''

 

İsnadı makbuldür.

 

 

 

6555- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahir zamanda cahil abidler ve fasık Kur'an okuyucuları olacaktır" buyurmuştur.

 

Yusuf b. Atiyye münker rivayetleri çok olan biridir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (4/315), Acurri, Ahlaku'l-ulema (s. 139), Ebu Nuaym, Hilye (2/331-332) ve İbn Adiy, el-Kamil (7/2610). Bak: Zehebi, Mizan (4/469)

 

 

 

6556- Malik b. Dinar der ki: Bu günün kurrasından (Kur'an hafızlarından) olanlar tuzak kuran adamın durumuna benziyor. Bu adamın kurduğu tuzağa bir kuş kondu. Kuş adama: "Bakıyorum da üstün başın toprak içinde" deyince, adam: "Tevazudan" karşılığını verdi. Kuş: "Sırtın neden böyle bükülmüş?" diye sorunca, adam: "Fazla ibadetten" dedi. Kuş:

"Şuraya konulan buğday tanesi ne oluyor?" diye sorunca, adam: "Onu oruçlu olanlara hazırladım" dedi. Kuş tuzağı unutup da buğday tanesini yemek isteyince tuzağa düşüp boğuldu. Bunun üzerine kuş: "Şayet abid olanlar bu şekilde boğarak öldürüyorlarsa bu günün abidIerinde hayır yok demektir" dedi. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu'ş-Şeyh, Kitabu'l-Emsa/ (368) ve İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (3/276).

 

 

 

6557- Ebu Ma'şer bildiriyor: Adamın biri Muhammed b. Ka'b'ın yanına geldi ve: "Yüce Allah'ın bazı kitaplarında bildirildiği üzere Allah'ın bazen dilleri baldan tatlı, kalpleri ödağacından daha acı olan kulları vardır. Bunlar, insanlara karşı yumuşaklık bakımından koyun postuna bürünmüş gibidirler. Dini kullanarak dünyalık kazanmaya çalışırlar. Yüce Allah onlar için: ''Bana karşı mı bu kadar cüretkar davranıyorlar? Benim adıma mı insanları aldatıyorlar? İzzetime andalsun ki onları öyle bir fıtneye maruz bırakacağım ki en ağırbaşlı olanları bile hayretler içinde kalacak!'' buyurur" dedi. Muhammed de: "Bu dediğin Yüce Allah'ın kitabında: ''İnsanlardan öylesi de vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Bir de kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, düşmanlıkta en amansız olandır''[Bakara 204] ayetiyle ifade edilmiştir" karşılığını verdi. Adam: "Bu ayetin kim hakkında nazil olduğunu biliyorum" deyince, Muhammed: "Bazen ayet bir kişi hakkında nazil olabilir, ancak daha sonra hükmü geneli kapsayan bir ayet olur" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. İbn Cerir, Tefsir (2/313) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/ 572).

 

 

 

6558- Vehb b. Münebbih der ki: Yüce Allah tarafından indirilen bir kitapta bazı insanların ibadet amacı gütmeden bazı amelleri yaptıklarını, ahiret amelleriyle dünyalık elde etmeye çalıştıklarını, insanlara karşı yumuşaklık bakımından koyun postuna bürünmüş gibi oldukları, ancak kalpleri kurdun kalpleri gibi olduğunu okuyorum. Bunların dilleri baldan tatlı, ama kalpleri ödağacından daha acıdır. Yüce Allah onlar için: "Benim adıma mı insanları aldatıyorlar? Bana karşı mı bu kadar cüretkar davranıyorlar? Yemin olsun ki onları öyle bir fıtneye maruz bırakacağım ki en ağırbaşlı olanları bile hayretler içinde kalacaktır!" buyurur.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (14/36), Ahmed, Zühd (s.53) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd (s. 161).

 

 

 

6559- Şurahbil b. Yezid el-Me'afıri der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Ümmetimin münafıklarının çoğu kura (Kur'an hafızları) içinden çıkacaktır" buyurduğunu işittim.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (2/175), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/225) ve Firyabi, Sifatu'n-Nifak (37).

 

 

Beyhaki der ki: "Zeyd b. el-Hubab rivayet ederken bu şekilde "Şurahbil'den" ibaresini kullanmıştır. İbnu'l-Mübarek de bu yöndeki iki rivayetinden birinde "Abdurrahman b. Şurayh el-Meafıri'den, o da Şarahil b. Yezid'den" demiştir. Bir sonraki rivayette İbn Vehb buna mutabaat etmiştir. "

 

 

 

6560- Abdullah b. Amr b. As'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümmetimin münafıklarının çoğu kurra (Kur'an hafızları) içinden çıkacaktır" buyurmuştur.

 

Hüseyn b. Hasan el-Mervezi Kitabu'r-Rikak'ta bunu İbnu'l-Mübarek'ten rivayet ederken "Şurahbil b. Yezid'den, o da bir adamdan, o da Abdullah b. Amr' dan" demiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, Ma'rife (2/528), Ahmed, Müsned (2/175), Buhari, Halk EfıHi'Iİbad (s. 77) ile Tarih (1/1/228) ve Firyabi, Sifatu'n-Nifak (36).

 

 

 

6561 - Ukbe b. Amir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümmetimin münafıklarının çoğu kurra (Kur'an hafızları) içinden çıkacaktır" buyururdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Buhari, Halk Efali'l-İbad (s. 77), Firyabi, Sifatu'n-Nifak (32, 34, 35), Ahmed,Müsned (4/151,155), İbn Adiy, el-Kamil (4/1466), Hatib, Tarih (1/357), İbnAsakir, Tarihu Dimaşk (10/19/1) ve Taberani, M. el-Kebir 17/305 (481).

 

 

 

6562- Ahmed b. Seleme der ki: İshak b. İbrahim'in, geride kendisini dağlayacak iki dinar bırakan kişi konusunda şöyle dediğini işittim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu adamın cenaze namazını kılmadı, çünkü Suffe ahalisinden biriydi ve göründüğü kadarıyla hiç malı olmayan fakir biriydi. Bundan dolayı Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun hakkında: "Kendisiyle dağlanacak iki şey bırakmış" buyurdu.

Yani böylesi kişiler bundan dolayı iki defa dağlanacaktır.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6563- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Suffe ahalisinden bir adam vefat edince kesesinde iki dinar buldular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlardan dolayı iki defa dağlanacaktır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tayalisi,Müsned (s. 47), Ahmed, Müsned (1/412,415,421,457), İbn Ebi Şeybe,Musannef(3/372) ve Ebu Ya'la,Müsned 8/415-416 (4997).

 

 

 

6564- Esma binti Yezid b. es-Seken der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Ölüp de) geriye iki dinar bırakan kişi, kendisiyle dağlanacak iki şey bırakmış demektir" buyurduğunu işittim.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, M. el-Kebir24/184 (465) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/77).

 

 

 

6565- Ebu Umame bildiriyor: Sanırım Suffe ahalisinden olan bir adam ölüp de geriye bir dinar bırakınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bundan dolayı bir defa dağlanacaktır" buyurdu, Başka biri ölüp geriye iki dinar bırakınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bundan dolayı iki defa dağlanacaktır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 8/311 (8011), Ahmed, Müsned (5/252, 253, 258) ve İbn Ebi Şeybe,Musannef(3/372).

 

 

 

6566- Hasan( -ı Basri) der ki: "Eskiden Kur'an hafızlığı yapan birinin dirhemleri (parası) varsa onlar da giderdi. Ancak şimdi dirhemleri olmayan biri Kur'an hafızlığı yaptığı zaman dirhemleri çoğalıyor.''

 

İsnadında tanımadığım ravi vardır.

 

 

 

6567- Muhammed b. Sa'd el-Ensari bildiriyor: Ebu Derda: "Nifakın haşyetinden Allah'a sığının!" dedi. Ona: "Nifakın haşyeti nedir?" diye sorulunca: "Bedenin haşyet içinde olduğunu görmene rağmen kalpte haşyetin bulunmamasıdır" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Zühd (s. 142), İbnu'l-Mübarek, Zühd (143) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(13/59).

 

 

 

6568- Ebu Bekr b. Amr b. Hazm der ki: Ebu Bekr es-Sıddik verdiği bir hutbede şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nifakın haşyetinden Allah'a sığının!" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Nifakın haşyeti nedir?" diye sorulunca: "Bedenin haşyet. kalbin ise nifak içinde olmasıdır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadında durumu bilinmeyen bir ravi vardır, diğer ravileri ise güvenilirdir. DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs 2/49 (2280) ve Hakim, et-Tirmizi, Nevadiru'I-Usul (s. 184).

 

 

 

6569- Muhammed b. Ubeyd der ki: Süfyan es-Sevri'nin şöyle dediğini işittim: "Ey kurra (Kur'an hafızları) topluluğu! Başlarınızı kaldırıp harekete geçin! Haşyetinizi kalbinizde olandan fazla göstermeyin. Çalışmanın yolları çok açık bir şekilde gösterilmiştir. Allah'tan korkun! Müslümanların sırtında bir yük olmaktan vazgeçin ve kazancınızı uygun yollardan talep edin!"

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (6/382).

 

 

 

6570- Muhammed b. Ziyad el-A'rabi der ki: Bilgelerden biri şöyle demiştir: "Müminleri Allah'la, münafıkları yöneticilerle, riyakarları da insanlarla (ifşayla) korkutun."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6571- İshak b. İbrahim el-Hanzali der ki: Vali Abdullah b. Tahir'in yanına girdiğimde cebimde bulunan hurmalardan yiyordum. Abdullah bu halime baktı ve: "Şayet riyadan bu şekilde uzak duruşun da riya değilse dünyada senden daha az riyakar olan kimse yok demektir" dedi. 

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

6572- Halid b. Havşeb der ki: Cevvab'ı zikir anında bir titreme tutardı.

Bu konuda İbrahim( -i Nehai) ona şöyle dedi: "Şayet kendini tutabilmene rağmen böyle yapıyorsan yanımdan gitmene aldırmam. Ancak kendini tutamadığın için böyle yapıyorsan bil ki senden öncekilere muhalif davranı yorsun.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Adiy, el-Kamil (2/599). Bak: Mizzi, Tehzibu'l-Kemal (5/160) ve Zehebi, Mizan (1/426).

 

 

 

6573- Rabi' b. Subayh der ki: Bir gün Hasan( -ı Basri) vaaz verirken yanındaki adamlardan biri yüksek sesle ağlamaya başladı. Hasan ona: "Vallahi Yüce Allah bunu neden yaptığından dolayı seni hesaba çekecektir" dedi. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (868) ve Ebu Nuaym, Hilye (6/305).

 

 

 

6574- Ahmed b. Ebi'l-Havari der ki: Ebu Süleyman'ın şöyle dediğini işittim: "Kişinin kalbinde şehvetler dururken insanlara zahidliğini göstermesi caiz değildir. Kişi, kalbinde dünya şehvetleri namına bir şey kalmadığında işte o zaman insanlara zahidliğini gösterebilir (ve aba giyebilir). çünkü aba, zahidlerin alametlerinden biridir. Kişi kalbinde zahid olup bunu aba giyerek de gösterdiği zaman zahidliğe daha layık biri olabilir. İnsanların bakışlarını üzerinden çekmek için iki parçalık beyaz giysi giyerek zühdünü kapatması da kendisi için daha iyi olur.''

 

Tahric: Raviler güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (9/260).

 

 

 

6575- Ahmed b. Ebi'l-Havarı der ki: Ebu Süleyman'ın yine şöyle dediğini işittim: "Biriniz üç dirhemlik giysi giyerken kalbinde beş dirhemlik bir şehvetin olmasından hiç utanmaz mı ?''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (9/260).

 

 

 

6576- Talut der ki: İbrahim b. Edhem: "Şöhreti seven kişi, amellerinde Allah'a karşı samimi olamaz" demiştir.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/31, 9/35) ve Buhari, Tarıh (2/2/363),

 

 

 

6577- Ebu Zür'a der ki: Dahhak b. Kays insanlarla birlikte yağmur duasına çıktı. Ancak ne yağmur yağdı, ne de bir bulut görebildiler. Dahhak: "Yezid b. el-Esved burada mı?" diye sorunca, Yezid: "Buradayım" karşılığını verdi. Dahhak: "O zaman Allah katında bize aracı ol ki, bize yağmur yağdırsın" deyince, Yezid başını önüne eğip kollarını kaldırdı ve:

"Allahım! Şu kulların beni katında aracı kıldılar" diye dua etmeye başladı. Bu şekilde üç defa dua ettikten sonra öyle bir yağmur yağdı ki neredeyse boğulacaklardı. Daha sonra Yezid: "(Allahım!) Şu adam (Dahhak) beni ifşa etti. (Canımı al da) rahat edeyim" deyince aradan bir hafta geçmeden vefat etti.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (4/202-203).

 

 

 

6578- Bişr b. el-Hilris der ki: Huzeyfe, Yüsuf b. Esbilt'a: "Kardeşim! Kıyamet gününde iyilerimizin sana kötülerimizden daha çok zarar vermesinden endişe ediyorum" şeklinde bir mektup yazdı. Yine ona yazdığı bir mektupta şöyle dedi: "Bulunduğun yerde bir bakkala gidip de matarasını istediğinde sana: "Giysini bana vermeden veya giysini çıkarmadan vermem" demedikçe olmaz."

 

Tahric: İsnadında durumu bilinmeyen ravi vardır. İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (4/270).

 

 

 

6579- Enes b. Millik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah'ın koruduğu kişiler hariç, kişi için dini veya dünyası konusunda insanlar içinde parmakla işaret edilen biri olması kötülük olarak yeterlidir ... 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Suyuti, el-Camiu's-Sağir (7927).

 

 

 

6580- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah'ın koruduğu kişiler hariç, kişi için dini veya dünyası konusunda parmakla işaret edilen biri olması kötülük olarak yeterlidir. "

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (6/2092) Bak: Suyuti, el-Camiu's-Sağir (7927).

 

 

 

6581- Aynı isnadla bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlara tuzak kurmanın ve onları aldatmanın kişiyi götüreceği yer cehennemdir" buyurmuştur.

Abdulazız b. Husayn, "İbn Umeyye -Hasan -Ebu Hureyre" kanalıyla zayıf bir isnadla rivayet etmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (6/2092) ve Ebu Nuaym, Ahbaru lsbehan (1/209).

 

 

 

6582- İmran b. Husayn der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Parmakla gösterilen biri olması, kötülük olarak kişiye yeter!" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Peki, iyi biri olarak gösteriliyorsa?" diye sorulunca da: "iyi olsa dahi, Yüce Allah'ın merhamet ettikleri dışında böylesi bir şey kişi için zillettir. Kötü biri ise zaten kötü biridir" buyurdu.

İsnadındaki Kesir b. Mervan güçlü biri değildir.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Taberanı, M. el-Kebir 18/210 (518), Ebu Nuaym, Hilye (5/247) ve Ukayli, ed-Dua fa (4/7). Bak: Zehebi, Mizan (3/409-410) ve İbn Hacer, el-Lisan (4/484).

 

 

 

6583- Haccac el-Esved bildiriyor: Muaviye b. Kurra: "Kim bana gece ağlayıp gündüz gülümseyenleri gösterebilir?" demiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (2/298-299) ve Ahmed, Zühd (s. 328) Bak: Mizzi, Tehzibu'l-Kemd/ (3/1347).

 

 

 

6584- Süfyan es-Sevri'nin bildirdiğine göre Zeyd (b. Haris el-Yami) şöyle demiştir: "Kişinin içi dışından daha iyi ise bu kişi faziletli biri demektir. Kişinin içi ile dışı aynı ise faziletin yarısına sahip demektir. Kişinin dışı içinden daha iyi ise bu, zulümdür''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6585- İbrahim b. Yunus der ki: Zünnun'un: "Sakın marifette iddialı veya zühd'de mahir biri olma ve ibadete de bağlı kalma!" dediğini işittim.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 17-18).

 

 

 

6586- Ebu Osman el-Hannat der ki: Zünnun'un: "Sakın marifette iddialı veya zühd'de mahir biri olma ve ibadete de bağlı kalma" dediğini işittim. Ona: "Allah sana merhamet etsin! Bunu bize açıkla" denilince de şöyle açıkladı: "Marifetin hakikatinden habersiz olmana rağmen onun hakkında kendine işaret etmen halinde marifet sahibi olduğunu sadece iddia etmiş olacağım bilmiyor musun? Yine zühd'de insanlar tarafından bir hal üzere biliniyorsan ve içinde görünenden farklı haller varsa zühd'de mahir birisin demektir. Yine kalbini ibadete bağlayıp Allah'ın inayetiyle değil de bu yaptığın ibadetle kurtulacağını düşünürsen ibadete bağlı olursun, onun sahibine ve sana onu ınsan edene değil."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. EM Nuaym, Hilye (9/350) .

 

 

 

6587- Cüneyd( -i Bağdadi) der ki "Ey fakirler! Sizler fakir diye bilindiniz ve fakirsiniz diye yardım gördünüz. Bundan dolayı yalnız kaldığınızda fakirliğinizle nasıl davrandığınıza dikkat edin."

 

 

 

6588- Muhammed b. Vasi' der ki: Lokman (Hekim), oğluna şöyle dedi: "Evladım! Allah'a karşı takvalı ol! Kalbin günahkar olmasına rağmen Allah'tan korktuğunu gösterip bundan dolayı değer verilen biri olma!"

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ahmed, Zühd (s. 49), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/14) ve Abdullah b. el-Mübarek, Zühd (192).

 

 

 

6589- Hammad b. Zeyd der ki: Babamın, hocalarından birinden naklen bana bildirdiğine göre Lükman (Hekim), oğluna: "Kalbin günahkar olmasına rağmen Allah'tan korktuğunu gösterip bundan dolayı değer verilen biri olma!" demiştir.

 

 

 

6590- Ebu Bekr er-Razi der ki: Müridlerinden biri Kettani'ye: "Bana öğüt ver" deyince, Kettani: "İnsanlara karşı ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün" dedi. 

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 374).

 

 

 

6591- Ebu Bekr er-Razi der ki: İbnu'l-A'rabi'nin şöyle dediğini işittim:

"En büyük hüsrana maruz kalacak olan kişiler insanlara güzel amellerini gösterirken kendisine şah damarından daha yakın olan (Allah)'a kötü amellerde bulunan kişidir."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 428).

 

 

 

6592- Ebu Bekr Muhammed b. Ali b. Cafer b. Allakan er-Razi der ki: Yahya b. Muaz er-Razi'nin: "Yalnızken Allah'a karşı haince davranan kişiyi Yüce Allah insanlar içinde ifşa eder" dediğini işittim.

 

Tahric: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (4/94) .

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

46. Şu’be: İyiliğe Sevinip Kötülüğe Üzülmek