ŞUABU’L-İMAN

34.ŞUBE: Kişinin dilini tutması

 

Kişinin Kendisini İlgilendirmeyen Konulara Girmeyip Susmasının Fazileti

 

4568- Ebu Şurayh el-Huzai'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi. misafirini iyi ağırlasın. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi. komşusuna iyi davransın. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi. ya hayır söylesin ya da sussun."

Müslim, Sahih'de Züheyr ve İbn Numeyr kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti.

 

Tahric: Müslim, ıman (77).

 

 

 

4569- Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iki çenesinin arası (dili) ile iki bacağının arasındakinden (cinsel organından) yana bana güvence verene, ben de cennet konusunda güvence veririm" buyurmuştur.

Buhari, Sahih'de Muhammed b. Ebi Bekr el-Mukaddemi'den rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, rikak (7/184) ile hudud (8/20).

 

 

 

4570- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanın cehenneme gitmesine en çok sebep olan şey. ikisinin de içinde boşluk bulunan iki şeydir" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! İkisinin de içinde boşluk bulunan bu iki şey nedir?" diye sorulunca: "Cinsel organ ile ağızdır" buyurdu ve şöyle devam etti: "Kişinin cennete girmesine en çok sebep olan şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? Takva ile güzel ahlaktır. "

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 4/383 (2004) ve İbn Mace 2/1418 (4246).

 

 

 

4571- Cabir'in bildirdiğine göre' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "iki çenesinin arası (dili) ile iki bacağının arasındakinden (cinsel organından) yana bana güvence verene ben de cennet konusunda güvence veririm. Allah katında (hayırli) bir sözden daha güzel bir sadaka yoktur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Ya'la, Müsned 3/381 (1855), Taberani, es-Sağir (1/267) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/300).

 

 

 

4572- Süfyan b. Abdillah es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! İslam konusunda bana, kendisine tutunabileceğim bir şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a iman ettim, de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Benim için en çok korktuğun şey nedir?" diye sorduğumda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi dilinin ucunu tuttu ve: "Budur" buyurdu.

Başka kanallarla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Mace 2/1314 (3972). - Taberani, M. el-Kebir 7/78 (6396).

 

 

 

4573- Süfyan b. Abdillah es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana, kendisine tutunabileceğim bir şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a iman ettim, de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Benim için en çok korktuğun şey nedir?" diye sorduğumda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi diline işaret etti.

 

Beyhaki der ki: "Elimdeki nüshada hadisi merhum Urastani'nin kendi el yazısıyla bu şekilde buldum. Mahfuz olanı ise çoğunluk tarafından İbrahim'den yapılan rivayettir. İbrahim'den başkasından rivayet edilmesi konusunda ise mahfuz olanı Zühri kanalıyla Abdurrahman b. Maiz'den yapılan rivayettir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Mende, Kitabu'l-İman 1/387 (141).

 

 

 

4574- Süfyan b. Abdillah es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana, kendisine tutunabileceğim bir şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rabbim Allah'tır. de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Benim için en çok korktuğun şey nedir?" diye sorduğumda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi dilini tuttu ve: "Budur" buyurdu.

 

Şuayb b. Ebi Hamza bunu Zühri'den bu şekilde rivayet etmiştir.

Abdullah b. el-Mübarek de Ma'mer kanalıyla Zühri'den bu şekilde rivayet etmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Adab (s. 157).

 

 

 

4575- Başka bir kanalla Süfyan b. Abdillah es-Sekafi'den Şuayb'ın rivayetinin aynısıyla bildirilir, ancak burada Süfyan'ın "Korkmam veya sakınmam gereken şey nedir?" dediği zikredilir.

 

Bana bildirildiğine göre Nu'man b. Raşid de bunu Zühri kanalıyla Abdurrahman b. Maiz'den; Abdurrezzak ise, Ma'mer'den mürsel olarak rivayet etmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/607 (2410).

 

 

 

4576- Süfyan b. Abdillah es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana, kendisine tutunabileceğim bir şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a iman ettim, de sonra dosdoğru 0l" buyurdu. Ona: "En çok korkmam gereken şey nedir?" diye sorduğumda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi dilini tuttu ve: "Budur" buyurdu.

 

Muhammed b. Yahya ez-Züheli ve Ahmed b. Yusuf es-Sülemi de bu şekilde Abdurrezzak'tan mürsel olarak rivayet etmişlerdir,

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/128 (20110),

 

 

 

4577- Bana bildirilene göre Muhammed b. Yahya ez-Züheli: şöyle demiştir: Bizde mahfuz olan Ma'mer, Şuayb ve Nu'man b. Raşid'in rivayet ettikleridir. Ma'mer, Şu ayb ve Nu'man'ın ittifakla rivayet etikleri hadis dururken mahfuz olan rivayetin Yunus tarafından yapılan rivayet olacağım düşünmüyorum. İbrahim b. Sa'd'ın rivayeti de Yunus'un rivayetinden çok diğer üçünün rivayetine benzemektedir. Başka yollarla da Süfyan esSekafi'den rivayet edilmiştir. 

 

 

 

4578- Abdullah b. Süfyan es-Sekafi, babasından bildiriyor: "Ey Allah'ın Resulü! İslam konusunda bana öyle bir söz söyle ki senden sonra bu konuda kimseye bir şey sormayayım" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Allah'a iman ettim, de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulül Neyden sakınmam gerekir?" diye sorduğumda eliyle diline işaret etti.

 

Başka bir kanalla dil ile ilgili olan kısmı olmadan rivayet edilmiştir. Bunu da Müslim, Sahih'de rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/384-385), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (ı) ve Hatib, Tarıh (2/370).

Müslim, ıman (62).

 

 

 

4579- Abdullah b. Mes'ud der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "En üstün amel hangisidir?" diye sorduğumda: "Zamanında kılınan namazdır" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Sonra hangisi?" diye sorduğumda: "Anne babaya iyi davranmaktır" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Sonra hangisi?" diye sorduğumda: "insanların senin dilinden yana selamette olmasıdır" buyurdu. Sonra sustu ki sonra geleni sorsaydım yine bana cevabını verirdi.

 

Başka bir kanalla aynısı "Ey Allah'ın Resulü! En üstün ameller hangisidir?" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

Tahric: Ravileri sika olan sahih bir hadistir. Taberani, M. el-Kebir 10/22-23 (9802) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/301).

 

 

 

4580- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Altı şeyi yapmamış bir şekilde Allah'ın huzuruna çıkan kişi cennete girer. Bunlar da; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaması, hırsızlık yapmaması, zina etmemesi. iffelli kadına zina iftirasında bulunmaması, yöneticinin emrine karşı gelmemesi ve bir konuda ya hayırlı olanı söylemesi ya da susmasıdır."

 

 

 

4581 - Bera b. Azib der ki: "Bedevinin biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulül Beni cennete sokacak bir amel öğret" dedi..." Sonrasında ravi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona köle azat etme, birinin azat edilmesinde yardımcı olma, birine bağışta bulunma ve benzeri şeyleri söyledikten sonra sonunda da: "Şayet bunların hiç birini yapamıyorsan hayırlı konular dışında dilini tut" buyurduğunu zikreder.

 

İsnadı sahihtir.

30. Şube'de zikredilmişti.

 

 

 

4582- Ukbe b. Amir der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Kurtuluş yolumuz nedir?" diye sorduğumda, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Diline sahip ol, (fitne zamanlarında) evinde durmayı bil ve günahlarına ağla" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıf olan has en bir hadistir. Tirmizi 4/605 (2406).

 

Lafız İbnu'l-Mübarek'in lafzıdır. İbn Ebi Meryem ise hadisi şu şekilde nakleder: Bir gün Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılaştığımda ona: "Kurtuluş yolumuz nedir?" diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ukbe! Diline sahip ol. (fitne zamanlarında) evinde durmayı bil ve günahlarına ağla" buyurdu.

 

 

 

4583- Esved b. Asram der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana nasihatte bulun" dediğimde: "Diline sahip olabiliyor musun?" diye sordu. "Dilime sahip olamayacaksam neye sahip olacağım?" dedim. "Eline sahip olabiliyor musun?" diye sorunca: "Elime sahip olamayacaksam neye sahip olacağım?" dedim. Bunun üzerine: "Dilinle hayırdan başka bir şeyi söyleme' Elini de hayırlı olan şeyler dışında da hiçbir şeye uzatma" buyurdu.

 

Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

Sadaka b. AbdilIah ed-Dimaşki de Abdullah b. Ali b. Süleyman b. Habib'den rivayet ederek mutabaat etmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 1/281 (817), Buhari, Tarih (1/1/399), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (5), Kadı Veki', Ahbaru'l-Kudat (3/212) ve Ebu Nuayın, Ahbaru Isbehan (2/179).

 

 

 

4584- Şakik der ki: Safa'da Abdullah'ın yanına geldim. Abdullah (b. Mes'ud) telbiyeden sonra: "Ey dil! Pişman olmadan önce ya hayır söyle kazançlı çık ya da sus ve (günahlardan yana) selamette kal" dedi. Ona: "Ey Ebu Abdirrahman! Bunu kendinden mi söylüyorsun, yoksa Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mı işittin?" diye sorulunca: "Hayır, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Adem oğlunun günahlarının çoğu dilinden dolayıdır'' buyurduğunu işittim" dedi.

Yahya b. Yahya bunu Ebu Bekr en-Nehşeli'den rivayet ederek mutabaat etmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, M. el-Kebir 10/243 (10446), Ebu Nuaym, Hilye (4/107), Beyhaki, Adab 400 (158), İbn Ebi' d- Dünya, Kitabu' s-Samt (18), Hatib, el- Fakih ve'I-Mütefakkih (2/148) ve İbnu'l-Cevzi, İlel (2/101).

 

 

 

4585- Hasan( -ı Basri) der ki: Bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Konuşunca (hayırlı bir şey söyleyip) kazanan veya susup da (günaha girmekten) kurtulan kişiden Yüce Allah rahmetini esirgemesin" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı mürsel, ravileri güvenilirdir. Hasen bir hadistir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (41), Hennad, Zühd 2/535 (1106), Ahmed, Zühd (s. 277) ve Suyuti, Hüsnü's-Semt fi's-Samt (30).

 

 

 

4586- Hişam b. Urve, babasından bildiriyor: Hz. Aişe, Urve'nin yatsı namazından sonra sohbet ettiğini duyunca ona şöyle dedi: "Uy Urve! Bu saatte bu sohbet de ne oluyor? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatsı namazından önce uyuduğunu ya da bu namazdan sonra oturup sohbet ettiğini asla görmedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu namazdan sonra ya vaktini namazIa geçirip hayırlar elde eder, ya da uyuyup günahlardan yana selamette kalırdı."

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Abdurrezzak, Musannef (2137).

 

 

 

4587- Hz. Aişe der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatsı namazından önce uyuduğunu ya da bu namazdan sonra da oturup sohbet ettiğini asla görmedim. Bu namazdan sonra ya vaktini zikirle geçirip hayırlar elde eder, ya da uyuyup günahlardan yana güvende kalırdı."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Ebu Ya'la, Müsned 8/288 (4878) ve Beyhaki, Sünen (1/452) Bak: Heysemı, Mecmau'z-Zevaid (1/314).

 

 

 

4588- Enes b, Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Selamette kalmak isteyen kişi, suskun kalmalıdır" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Ya'la, Müsned 6/290 (3607) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt fi's-Samt (2).

 

 

 

4589- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: "Konuşunca (hayırlı bir şey söyleyip) kazanan veya susup da (günaha girmekten) kurtulan kişiden Yüce Allah rahmetini esirgemesin" buyurdu.

 

Ali b. Ahmed b. Abdan, Ahmed b, Ubeyd'den, o da Ayyaş b. Temim esSükkeri'den aynısını aynı isnadla bildirir, ancak İbn Şübrüme'den, bunu rivayet ederken işittiğini zikreder.

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan hasen bir hadistir. Hatib, Tarıh (12/278-279) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt fi's-Samt (21).

 

 

 

4590- Süfyan der ki: İbn Abbas'ı: "Ey dil! Pişman olmadan önce ya hayır söyle kazançlı çık ya da kötü bir şey söylemeyip sus ve selamette kal" derken görmüşlerdir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (45, 579), Suyuti, Hüsnü's-Semt fi's-Samt (33), Ahmed, Zühd (s, 89, 188), İbnu'l-Mübarek, Zühd 125-126 (370), İbn Ebi Asım, Zühd (17) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/328).

 

 

 

4591 - Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Zer ile karşılaşınca ona: "Ey Ebu Zer! Yapılması kolay, Mizan'da da diğer şeylerden daha ağır basacak olan iki haslet söyleyeyim mi?" buyurdu. Ebu Zer: "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki söyle" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güzel bir ahiakın olsun ve çokça suskun kaL. Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki hiç kimse bunlardan daha güzel bir amelle huzura çıkamaz" buyurdu. Sonra şöyle buyurdu: "Kişide bir tane hayırlı haslet varsa Yüce Allah bununla diğer tüm amellerini hayırlı kılar. Mesela kişinin abdesti ve namazı konusunda, Yüce Allah abdestiyle kişinin günahlarını temizlerken, kıldığı namaz da yanına kar kalır.''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Farklı kanal ve lafızIada Ebu Ya 'la, Müsned 7/52,53 (3297,3298), İbn Adiy, el-Kamil (2/456), İbnEbiAsım, Zühd (2)} İbn Hibban, el-Mecruhin (1/181-182), Bezzar, Müsned 1/133-134 (253), İbn Hacer, el-Lisan (2/16), Suyuti, Hüsnü's-Semt fi's-Samt (22) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (1/225).

 

 

 

4592- Ebu Zer der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdim ... " Sonrasında ravi hadisi uzunca aktarıp şöyle der: "Ey Allah'ın Resulü! Bana nasihat ver" dediğimde: "Allah'a karşı takvalı olmanı öğütlüyorum. Zira takva tüm işlerini güzelleştirir" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde: "Kur'an 'ı okumaktan ve Allah'ı zikretmekten geri durma. Zira bu, semada hayırta an limana, yeryüzünde de senin için bir nura vesile olur" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde: "Çokça suskun kal. Bunu yapman şeytanı senden uzaklaştım ve dinini yaşamana da yardımcı olur" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde: "Çokça gülmekten sakın! Zira çok gülmek, kalbi öldürür ve yüzün nurunu söndürür" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde: "Acı da olsa sadece hak olanı söyle" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde: "Allah yolunda hiç kimsenin kınamasına aldırma" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde: "Kendin hakkında bildiklerin seni insanlardan uzaklaştırmasın" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberitni, M. el-Kebir 2/157•158 (1651), Ebu Nuaym, Hilye (1/166-169), İbn Hibban, el-Mecrühin (2/95-96,99) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensür (2/681).

 

 

 

4593- Hani b. Şurayh der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Cenneti bana vacip kılacak bir şey söyle" dediğimde: "Güzel sözler söylemeye ve yemek ikramında bulunmaya çalış" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri sika olan sahih bir hadistir. Buhari, Edebu'l-Müfred (811), İbn Hibban, Sahih 1/356-357 (490), Hakim, Müstedrek (1/23) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (303).

 

 

 

4594- Rekb el-Mısri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "ilmiyle amel eden, ihtiyaçtan fazla olan malını infak eden ve gereğinden fazla konuşmayan kişiye ne mutluı"

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Asım, Zühd 56 (108), Taberani, M. el-Kebir 5/69 (4616) ve Beyhaki, Sünen (4/182).

 

 

 

4595- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sabah olduğu zaman bedenin uzuvları dile yalvararak: ''Hakkımızda Allah'tan kork! Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen yoldan çıkarsan biz de yoldan çıkarız'' der. ''2

 

Başka bir kanalla Ebu Bekr'den "Bedenin uzuvları dile yalvararak: ''Hakkımızda Allah'tan korkl Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen yoldan çıkarsan biz de yoldan çıkarız'' der" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi, zühd (4/605-606).

 

 

 

4596- Zeyd b. Eslem, babasından bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Ebu Bekr'in dilini uzatıp dışarıya çıkardığını gördü. Ona: "Ey Resulullah'ın halifesi! Ne yapıyorsun?" diye sorunca Ebu Bekr şu karşılığı verdi: "Beni istemediğim birçok olayla karşı karşıya bırakan budur (dilimdir)! Hz. Peygamber de (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bedendeki her bir uzuv dilin keskinliğinden şikayet eder'' buyurmuştur."

 

Tahric: Ravileri sika olan sahih bir hadistir. Ebu Ya'la, Müsned 1/17(5), İbnu's-Sünni, Amelü'l-Yevm ve'l-Leyle (7) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (13).

 

 

 

4597- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Felaketler kişinin sözüne bağlıdırlar" buyurmuştur.

 

Ebu Abdillah el-Hafız der ki: "Ebu Cafer b. Ebi Fatıma el-Mı sri bunu rivayette tek kalmıştır."

Beyhaki der ki: "Bir sonraki rivayette başka bir kanalla rivayet edilmiştir. "

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, Kitabu' s-Samt (288) .

 

 

 

4598- Ata b. Ebi Rebah bildiriyor: Ebu Derda: "Hırsızlık yapmayacağım ya da içki içmeyeceğim gibi şeyler demem" dedi. Ona: "Neden?" diye sorulunca; "çünkü Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Felaketler kişinin sözüne bağlıdırlar. Kişi bir şeyi yapmayacağını söylediği zaman şeytan diğer tüm işlerini bırakıp onu o konuda günaha sokmak için uğraşır'' buyurduğunu işittim" dedi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (6/2211), Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal 87 (SO), Hatib, Tarıh (7/389) ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (2/83-84).

 

 

 

4599- Ebu Cuhayfe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın en sevdiği ameller hangileridir?" diye sorunca dinleyen herkes susup bir cevap vermedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dile sahip olmaktır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Münziri, et-Terğıb (3/252) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/682).

 

 

 

4600- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı zikretme dışında fazla konuşmayın, Zira içinde Allah'ın zikredilmediği fazla konuşmalar kalbi katılaştırır. Allah'a en uzak insanlar da kalpleri katı insanlardır. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, Tirmizi, zühd (4/607-608),

 

 

 

4601 - Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı rivayet edilmiştir,

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 4/607 (2411).

 

 

 

4602- İmran b. Husayn'111 bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kişinin, yerinde bir anlık suskunluğu, altmış yıllık ibadetten daha üstündür" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Tebrizi, Mişkatü'l-Mesabih 3/1364 (4865), Darimi, cihad (598), Hakim, Müstedrek (2/68), Taberani, M. el-Kebir 18/168 (377), Bezzar, Müsned (1666) ve Beyhaki, Sünen (9/161),

 

 

 

4603- Muhammed b. Yezid b. Huneys el-Mekki der ki: Mekke'de hasta olan Süfyan es-Sevri'nin Attarlar mahallesinde bulunan evine ziyaretine gittik. Said b. Hassan el-Mahzumi de ziyaretine gelince Süfyan ona: "Ümmü Salih'ten bana nakletmiş olduğun hadisi bir daha anlatsana" dedi. Said şöyle dedi: "Ümmü Salih binti Salih'in Safiyye binti Şeybe kanalıyla onun Ümmü Habibe'den bildirdiğine göre "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''iyiliği emredip kötülükten menetme veya Allah 'ı zikretme konusunda söylediği sözler hariç, insanın söylediği her bir söz aleyhinedir'' buyurmuştur."

"Ne kadar da ağır bir sözmüş" dediğimde de Süfyan şu karşılığı verdi: "Bir kadının yine bir kadından naklen aktardığı bir söz neden bu kadar ağır olsun ki? Oysa aynısı Yüce Allah'ın Peygamberinize (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiği Kitab'ta da bulunmakta. Yüce Allah'ın: "Bir sadaka vermeyi ya da iyilik yapmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur"[Nisa 114] buyurduğunu işitmez misin? Bu ayet de işte tam da bunu anlatmaktadır.

 

 

 

321

 

Yine Yüce Allah'ın: "Ruh'un ve meleklerin saf duracakları gün Allah'a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahman'ın izin verdiği ve doğru söyleyen kimseler konuşabilecektir"[Nebe 38] buyurduğunu işitmez misin? Bu ayet de bunu anlatmaktadır. Yine Yüce Allah'ın: "Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir}"[Asr 1-3] buyurduğunu işitmez misin? Bu ayet de bunu anlatmaktadır. ''  İki kanalın lafızları karışmıştır.

 

Tahric: İsnadında tanınmayan ravi vardır. Zayıfbir hadistir. Hakim, Müstedrek (2/512-513) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (14).

 

 

 

4604- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi bazen önemsemediği, ancak Allah'ın razı olacağı bir söz söyler de bu söze karşılık Yüce Allah onun derecesini yükseltir. Yine kul bazen önemsemediği, ancak Allah'ın sevmeyeceği bir söz söyler de bu söze karşılık cehennem çukuruna düşer. "

Buhari, Sahih'de başka bir kanalla Abdurrahman b. Abdillah'tan rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, rikak (7/185).

 

 

 

4605- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kul bazen doğruluğundan emin olmadığı bir sözü söyler de bunan dolayı cehennemde doğu ile batı arasındaki mesafe kadar bir derinliğe düşer"' buyurmuştur.

Müslim, İbn Ebi Ömer'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri sika olan sahih bir hadistir. - Müslim, zühd (49,50) ve Buhari, rikak (7/184).

 

 

 

4606- Bilal b. el-H aris der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Biriniz bazen basit gördüğü, ancak Allah'ın razı olacağı bir söz söyler de bu söze karşılık Yüce Allah o kişiden (kıyamette) huzura çıkana dek razı olduğunu yazar. Yine biriniz bazen basit gördüğü ancak Allah'ın sevmeyeceği bir söz söyler de bu söze karşılık Yüce Allah o kişiye (kıyamette) huzura çıkana dek öfke duyduğunu yazar. ''

 

Tahric: İsnadı sahih ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/559 (2319) ve İbn Mace 2/1312-1313 (3969).

 

 

 

4607- Muaz b. Cebel der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte TEbuk savaşındayken yolda şiddetli bir rüzgara yakalandık ve herkes bir tarafa dağıldı. Etrafıma baktığımda Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) herkesten daha yakın olduğumu gördüm. Kendi kendime: "Bu gün onu yalnız bulmuşken bu fırsatı değerlendireceğim" dedim ve ona yaklaştım. "Ey Allah'ın Resulü! Beni, cennete yaklaştıracak (veya cennete sokacak) bir amel söyle" dediğimde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana çok büyük olan bir şeyi sordun. Ancak Yüce Allah'ın kolaylaştırdığı kişiler için pek kolayolan bir şeydir! Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmazsın. Farz namazları kılar, farz kılman zekatı verir, farz kılman haccı ifa eder ve Ramazan orucunu tutarsm" buyurdu ve: "Sana hayır kapılarını da bildirmemi ister misin?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki isterim" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bil ki oruç (kişiyi günahlara karşı koruyan) bir kalkandır. Verilen sadaka ve Allah rızası için kılman gece namazı da, kişinin günahlarına kefaret olur" buyurdu.

 

Sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarIar"[Secde 16] ayetini okudu ve: "Sana bu işin temelini, direklerini ve zirvesini de söyleyeyim mU" diye sordu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki söyle!" dediğimde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu işin temeli islam, direkleri namaz, zirvesi de cihaddır" buyurdu ve: "istersen kendisiyle bütün bunlara sahip olabileceğin şeyi de söyleyeyim" buyurdu. O sırada iki adam karşıdan gelince Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden meşgul etmelerinden korktum ve: "Ey Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda olsun! Bu şey nedir?" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle dilini gösterdi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Konuştuğumuz her şeyden sorumlu tutulacak mıyız?" diye sorduğumda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Muaz! Annen sensiz kalsın emi! insanları yüzüstü (cehenneme) düşürecek olan şey söylemiş oldukları şeylerden başka bir şey midir? Konuştukların ya aleyhine ya da lehine olan şeylerden başka bir şey midir?" karşılığını verdi."

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan has en bir hadistir. Hakim, Müstedrek (2/412-413), Hennad, Zühd 2/529-530 (1090), Taberani, M. el-Kebır20/143 (292) ve İbn Cerir, Tefsır (21/102).

 

Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir. - Beyhaki, Sünen (9/20) ve İbn Cerir, Tefsır (21/102-103).

 

Başka bir kanalla aynısı bildirilmiştir.- İbn Mace 2/1314-1315 (3973) ve Tirmizi 5/11-12 (2616).

Başka bir kanalla aynısı bildirilmiştir. - Taberani,M. el-Kebir20/73-74 (137) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/300).

 

 

 

4608- Mekhül'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu (bir önceki) hadiste Muaz'a: "Sustuğun sürece selamettesin demektir. Konuştuğunda ise ya lehine ya da aleyhinedir" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Tayalisi, Müsned (s. 77).

 

 

 

4609- Semure'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şeytanın sürmesi ve yalama şekeri vardır. Bu sürmesinden insana sürdüğü zaman uykusu gelir. Yalama şekerinden verdiği zaman da kötü şeyler konuşmaya başlar. ''

 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 7/249-250 (6855), Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/203) ve İbn Adiy, el-Kamil (3/1210).

 

 

 

4610- Cabir b. Abdillah der ki: Abbas b. el-Muttalib, Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} yanına geldi. Üzerinde ise beyaz giysiler vardı. Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem} onu görünce gülümsedi. Abbas: "Ey Allah'ın Resulül Güzellik (cemal) nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Hak ve doğru olan sözleri söylemektir" buyurdu. Abbas: "Kemal nedir?" diye sorunca, Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Samimiyetle güzel amellerde bulunmaktır" buyurdu.

 

Rivayette güçlü biri olmayan Ömer b. İbrahim bunu rivayette tek kalmıştır.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs 2/121 (2633) ve Ebu Nuayın, Ahbaru lsbehan (2/86-87).

 

 

 

4611- Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İsra (Mirac) gecesini anlatırken şöyle buyurdu: "Dudakları ateşten (veya demirden) makaslarla kesilen kişiler gördüm. ''Ey Cebrail! Bunlar kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar ümmetinden hatiplerdir'' dedi. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Ya'la, Müsned 7/118 (4069) ve Ebu Nuayın, Hilye (8/172).

 

 

 

4612- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "isra (Mirac) gecesi götürüldüğümde dünya semasına ulaşınca orada dilleri ve dudakları ateşten makaslarla kesilen adamlar gördüm. ''Ey Cebrail! Bunlar kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar ümmetinin hatipleridir'' dedi. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Ya'la,Müsned 7/180 (4160) ve Ebu Nuaym, Hilye (8/43-44).

 

 

 

4613- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "isra (Mirac) gecesi götürüldüğümde dudakları ateşten makaslarla kesilen kişilerin yanına geldim. ''Ey Cebrail! Bunlar kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar ümmetinden hatiplerdir. Yapmadıkları şeyleri söyler, Allah'ın Kitab'ını okur, ama onunla amel etmezlerdi'' dedi. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Münzirl, et-Terğib (3/135).

 

 

 

4614- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "isra (Mirac) gecesi götürüldüğümde dudakları ateşten makaslarla kesilen kişilerle karşılaştım. Yanımdakine: ''Bunlar kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar yeryüzünden bazı hatiplerdir. insanlara amellerde bulunmayı söyler, ama kendilerini unuturlardı'' dedi ...

 

İsnadı hasendir.

 

Ali b. Zeyd de bunu Enes'ten bu şekilde rivayet etmiştir. - Ahmed, Müsned 3/120,180,231,239), Ebu Ya'la, Müsned 7/69,72 (3992, 3996), Bağavi, Şerhu's-Sünne 4/353 (4159), Hatib, Tarıh (6/199, 12/47), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (512), İbnEbi Şeybe, Musannef(14/308) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd (819).

 

 

 

4615- Mücahid der ki: Amir( -i Şa'bi)'nin: "Dünyada konuşma yapan her bir kişiyi Yüce Allah bu konuşmayı ne maksatla yaptığından yana hesaba çekecektir" dediğini işittim.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zühd 44 (136), Ebu Nuaym, Hilye (4/312) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu' s-Samt (513).

 

 

 

4616- Ebu Sa'lebe el-Huşeni'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "içinizden en çok sevdiğim ve bana en yakın olanlar ahlakı en güzel olanlarınızdır. içinizden en sevmediğim ve bana en uzak olanlar ahlaki kötü, geveze, kibirli ve boşboğaz olanlarınızdır ...

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Ahmed, Müsned (4/194), Taberani, M. el-Kebır 22/221 (588), Beyhaki, Sünen (10/194), Ebu Nuaym, Hilye (3/97, 5/188), Bağavi, Şerhu's-Sünne 12/366-367 (3395), Hennad, Zühd 2/593 (1255) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/327).

 

 

 

4617- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bu ümmetin en kötülerinin kimler olduğunu size söyleyeyim mi? Bunlar geveze, kibirli ve boşboğaz olanlardır. En iyilerinin de kimler olduğunu söyleyeyim mi? Bunlar da ahlakı en güzel olanlardır."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (2/369), Beyhaki, Sünen (10/194) ile Adab (427), Zehebi, Mizan (1/301), İbn Adiy, el-Kamil (2/481) ve Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (1308).

 

 

 

4618- Abdullah b. Amr'ın -Yezid ile Şurayh'ın rivayetinde: İbn Ömer' in- bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Yüce Allah, ineğin diliyle otlan ayınp yemesi gibi dilini eğip bükerek edebi bir şekilde konuşmaya çalışanları sevmez.''

Yezid ile Şurayh'ın rivayetinde: "ineğin diliyle otlan seçmesi gibi" lafzı geçmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Beyhaki, Adab (428).

 

Başka bir kanalla da İbn Ömer'den merfU olarak rivayet edilmiştir. - Ebu Davud 5/274 (5050) ve Tirmizi 5/141 (2853).

 

 

 

4619- Vasile der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındayken çok güzel görünüşlü bir adam geldi ki onun gibi gösterişli birini daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne zaman konuşmak istese, adam o konuda söze giriyor ve sesini Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sesinden daha yüksek tutuyordu. Adam kalkıp gidince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah bu ve bunun gibi kişileri sevmez. ineğin diliyle otları seçip yemesi gibi (güzel konuşmak için) dillerini eğip bükerler. Yüce Allah da cehennem ateşinin içinde yüzlerini ve dillerini bu şekilde eğip bükecektir" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 22/70 cı 70).

 

 

 

4620- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Edebi konuşmayı insanların gönüllerini cezbetmek için öğrenen kişiden Yüce Allah kıyamet gününde farz olsun nafile olsun hiçbir ibadeti kabul etmez. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/274 (5006).

 

 

 

4621 - Ebu Zabye bildiriyor: Bir gün adamın biri bir konuda gereğinden fazla konuşunca Amr b. el-As kalktı ve şöyle dedi: "Şayet daha kısa ve öz konuşsaydı kendisi için daha hayırlı olurdu. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kısa ve öz konuşmam emredildi. Kısa ve öz konuşmak, kişi için daha hayırlıdır'' buyurduğunu işittim."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Davud 5/275-276 (5008).

 

 

 

4622- Mucemmi' et- Teymi der ki: Ömer b. Sa'd'ın, babası (Sa'd) ile bir işi vardı. Ancak bu işini dile getirmeden önce herkesin yaptığı gibi yine bu ihtiyacına yönelik giriş babından babası Sa'd'ın daha önce duymadığı şeyler söyledi. Sözünü bitirince, Sa'd: "Evladım! Sözünü bitirdin mi?" diye sordu. Ömer: "Evet, bitirdim" karşılığını verince Sa'd şöyle dedi: "Bu ihtiyacını karşılamam çok uzak değildi. Ancak bu sözlerini işittikten sonra bu ihtiyacını karşılamam çok uzak oldu. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Öyle topluluklar olacak ki ineğin otu yemesi gibi dillerini olur olmaz sözlere dolayacaklardır'' buyurduğunu işittim."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Bezzar, Müsned (2/448), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (292), Ahmed, Müsned (1/175-176,184).

 

 

 

4623- Abdullah der ki: "İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki ineğin diliyle yemesi gibi onlar da dilleriyle (insanların mallarını) yiyeceklerdir."  Mevküf bir rivayettir.

 

İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4624- Nuaym b. Hammad der ki: İbnu'l-Mübarek'in: "Hocalarımızın sözlerini kısa kestiklerini görürdüm" dediğini işittim. İbnu'l-Mübarek, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Öyle topluluklar olacak ki ineğin otu yemesi gibi dillerini olur olmaz sözlere dolayacaklardır" buyruğundan çekindikleri için böyle yaptıklarını söylemek istemiştir.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4625- Meymıun b. Mihran der ki: Ben yanındayken Ömer b. Abdilazız'in konuşmaya başladı. O kadar güzel konuşuyordu ki orada bulunan kişilerin kalpleri yumuşamaya başladı. Ömer içlerinden birinin yaşlarını sildiğini görünce konuşmasını kesti. Ona: "Ey müminlerin emiri! Konuşmana devam et! Belki de Yüce Allah bu sözleri duyan veya bu sözlerin kendisine ulaştığı kişilere bunları faydalı kılar" dediğimde eliyle "Benden uzak dur!" anlamında işarette bulundu ve: "Sözler fitnedir. Kişi için sözden çok amel gereklidir" dedi.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Fesevi, Ma'rife (1/595) Bak: İbn KesIr, el-Bidaye ve'n-Nihaye (9/224).

 

 

 

4626- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah dedikoduyu, gereğinden çok soru sormayı ve malın israf edilmesini sevmez" buyurmuştur.

 

Ravileri sika olan sahih bir hadistir.

 

Müslim, Sahih'de Ebu Salih kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayet etti. - Müslim, akdiye (10).

Buhari ile Müslim, Muğıre b. Şu'be hadisinden Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet ettiler. - Buhari, zekat (2/131), istikrad (3/87) ve i'tisam (8/142) ve Müslim, ukdiya (12,13,14).

 

Bu hadisin de Müslim'in şartlarına göre isnadı salıihtir.

 

 

 

4627- Verrad der ki: Muaviye, Muğire b. Şube'ye: "Bana Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadislerinden bir şeyler yaz" diye mektup yazınca, Muğire ona şöyle yazdı: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), annelere kötü davranmaktan, kızları diri diri gömmekten ve vermeden sadece almaktan olmak üzere üç şeyden Allah'a sığındığını işittim. Yine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedikodu, mal israfı ve çokça soru sorma olmak üzere üç şeyi yasakladığını işittim. Yine: ''Allahım! Vermek istediğine engel olacak, vermek istemediğine verebilecek, takdirine karşı çıkacak yoktur ve senin inayetin olmadıktan sonra kimsenin varlığı kendisine bir fayda getiremez'' dediğini işittim."

 

Tahric: İsnadı sahih ravileri güvenilirdir. Taberalli, M. el-Kebir 20/386-387 (909, 910) ve Abdurrezzak, Musannef 10/440 (19638).

 

 

 

4628- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi dört hasleli kendinde taşıyorsa haline şaşılmalıdır. Bunlardan biri suskunluktur ki ibadetin başıdır. Diğeri tevazudur. Diğeri Yüce Allah'ı zikretmektir. Bir diğeri de az mala sahip olmaktır. "

 

Tahric: Hakim, Müstedrek (4/311), Beyhaki, Adab 160 (406), Taberani, M. el-Kebir 1/256 (741) ve İbn Adiy, el-Kamil (2/697) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (26) ve Münziri, et-Terğib (3/534-535).

 

 

 

4629- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Susan kurtulur" buyurmuştur.

Başka bir kanalla aynısı rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 4/660 (2501).

 

 

 

4630- Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4631 - Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dünyaya karşı zahid olan ve az konuşan birini gördüğünüzde ona yakın olmaya çalışın. Zira öylesi kişilere hikmetli sözler söylemek ilham edilir. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (7/317) ve DeyIemi, Müsnedu'l-Firdevs 1/260 (1012) .

 

 

 

4632- Ali b. Hüseyn'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, iyi bir Müslüman olmasındandır" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilir, mürsel bir hadistir. Tirmizi 4/558 (2318).

 

 

 

4633- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, iyi bir Müslüman olmasındandır" buyurmuştur.

Önceki rivayetin isnadı daha sahihtir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak Ebu'I-Kasım et-Tahmani'yi tanımıyoruz. Tirmizi 4/558 (2317) ve İbn Mace 2/1315-1316 (3976).

 

 

 

4634- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Namazı uzun, hutbeyi kısa tutmak kişinin fakih biri olduğunun göstergesidir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (3/208) ve Taberani, M. el-Kebir 9/345 (9493) Bak: Heysemi, Mecmau 'z-Zevaid (2/190).

 

 

 

4635- Ebu Vail der ki: Ammar bize kısa ve öz bir hutbe verdi. İndiğinde ona: "Ey Ebu'l-Yakzan! Kısa ve öz olan bir hutbe verdin, biraz daha uzun tutsaydın olmaz mıydı?" dediğimizde şu karşılığı verdi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kişinin namazı uzun, hutbeyi kisa tutması onun fakih biri olduğunun göstergesidir. BaZi sözlerin de sihir etkisi vardır'' buyurduğunu işittim. "

Müslim, Sahih'de Şurayh b. Yunus kanalıyla rivayet etti. - Müslim, cumu'a (47).

Her iki kanalın da lafzı aynıdır.

 

 

 

4636- Zeyd b. Eslem, babasından bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Ebu Bekr'in yanına girdiğinde Ebu Bekr dilini çekiyordu. Ömer ona: "Sakin ol! Allah seni bağışlasın!" deyince, Ebu Bekr: "Beni (istemediğim) birçok olayla karşı karşıya bırakan budur (dilimdir)!" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Malik, Muvatta (s. 988), Ebu Nuaym, Hilye (1/33), Abdullah b.

Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. ın), İbn Ebi Asım, Zühd (18, 19,22) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/66).

 

 

 

4637- Malik bildiriyor: Hz. Aişe akrabalarından bazılarına yatsı namazından sonra haber gönderip: "Katiplerinizi (hafaza meleklerini) biraz dinlendirin" derdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Malik, Muvatta (2/987).

 

 

 

4638- Ahnef der ki: Tesbih eden Ebu Zer'in yanında oturdum. Bir ara bana döndü ve: "Hayırlı bir konuda hayırlı bir şeyi söylemek hayır değil midir?" dedi. "Allah sana afiyet versin, öyledir" karşılığını verdim. Sonra tesbihe geri döndü. Bir ara bana yine: "Susmak da kötü bir şeyi konuşmaktan daha hayırlıdır, değil mi?" deyince, ben: "Tabi ki öyledir" karşılığını verdim. Sonra: "Salih bir arkadaşla oturmak, yalnız başına oturmaktan daha hayırlıdır, değil mi?" deyince, ben: "Tabi ki öyledir" karşılığını verdim. Sonra: "Yalnız başına kalmak, kötü bir arkadaşla oturmaktan daha hayırlıdır, değil mi?" deyince, ben: "Tabi ki öyledir" karşılığını verdim.

 

Tahric: İsnadı salihtir. İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.101), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/341), Hattabi, el-Uzle (s. 59) ve İbn Ebi Asım, Zühd (65).

 

 

 

4639- İmran b. Hittan der ki: Ebu Zer'le Mescid'de karşılaştığımda siyah giysisine sarılmış Mescid'de tek başına oturuyordu. Ona: "Ey Ebu Zer! Neden böyle yalnız başınasın?" dediğimde, ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): '' Yalnız kalmak, kötü biriyle oturmaktan daha hayırlıdır. Salih bir arkadaşla oturmak, yalnız kalmaktan daha hayırlıdır. Güzel bir söz söylemek susmaktan, susmak da kötü bir şeyi konuşmaktan daha hayırildır'' buyurduğunu işittim" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hakim, Müstedrek (3/343-344), DUlabi, el-Kuna (2/107) ve Deylemi, Müsnedü'I-Firdevs 4/434 (7262).

 

 

 

4640- Ömer b. el-Hattab der ki: "Gülmesi çok olanın saygınlığı az olur.

Çokça şakalaşan kişi hafife alınır. Bir şeyi çokça yapan kişi o şeyle tanınır. Konuşması çok olanın yanlışları da çok olur. Yanlışı çok olanın hayası az olur. Hayası az olanın günah korkusu (verası) az olur. Günah korkusu az olanın da kalbi ölür."

 

Tahric: Ravi Duveyr'i tanımıyoruz. Diğer ravileri ise güvenilirdir. Hatib, el-Cami' ı /404 (953), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 80) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (53, 394)

 

 

 

4641- Ubeydullah b. Abdillah der ki: Bana bildirildiğine göre Ömer b. elHattab şöyle derdi: "Seni ilgilendirmeyen konulara girme. Düşmanından uzak dur. Emin olanları dışında birlikte olduğun kimselerden yana dikkatli ol. Zira bir toplulukta emin olan kişinin dengi olabilecek başka biri yoktur. Günahkar olanlardan arkadaş edinme ki sana da günahkar olmayı öğretir. Böylesi kişilere de sırrını açma. İşlerinde de sadece Yüce Allah'tan korkanlarla istişarede bulun."

 

Tahric: Ebu. Bekr el-Pehham dışındaki ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef 8/384, 384, 385, 13/25), Ebu. Nuaym, Hilye (1/55), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (120, 121), İbn Ebi Asım, Zühd (91), İbnu'l-Mübarek, Zühd 391 (1399), Hattabi, el-Uzle (s. 58) ve Abdurrezzak, Musannef 11/308 (20618).

 

 

 

4642- Ömer b. el-Hattab der ki: "Kendisini ilgilendirmeyen konulara girip yanında oturan kişiye eziyet vermesi, kendi de yaptığı halde bazı konularda insanları kınaması ve kendi kusurlarını görmeyip başkalarının kusurlarını görmesi zulüm olarak kişiye yeter."

 

 

 

4643- Ömer (b. el-Hattab) der ki: "İşittiği her şeyi başkalarına aktarması mümine yalan olarak yeter."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Müslim, mukaddime (1/11).

 

 

 

4644- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Fazla konuşmaktan sakının! Kişiye ihtiyacı kadarıyla konuşması yeterli olur.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Asım, Zühd (64), İbnu'l-Mübarek, Zühd 127 (376) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (77) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/303).

 

 

 

4645- Abdulmelik b. Umeyr, Abdullah ailesinden birinden bildiriyor: Abdullah (b. Mes'ıld), oğlu Abdurrahman'a: "Allah'a karşı takvalı olmanı öğütlüyorum. (Fitne zamanlarında) evinde durmayı biL. Günahlarına ağla ve dilini sahip ol" şeklinde nasihatte bulundu.

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/289), Taberani, M. el-Kebir 9/164 (8753), İbn Ebi Asım, Zühd 30 (35), Ahmed, Zühd (s. 156), İbnu'l-Mübarek, Zühd 42 (BO), Veki', Zühd (256), Ebu Nuaym, Hilye (1/135, 2/9), 8/175) ve Hennad, Zühd 1/267 (461),2/545 (1127).

 

 

 

4646- Yahya b. Said bildiriyor: Abdullah b. Mes'ud, adamın birine şöyle dedi: "Kurrası (Kur'an okuyucuları) az fakihi çok, Kur'an'ın buyruklarının yerine getirilip okunuşunun üzerine fazla düşülmeyen, el açanı az vereni çok olan, namazları uzun, hutbeleri kısa tutulan, arzulardan çok amellerin öne çıktığı bir zamanda yaşıyorsun.

İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki kurrası çok fakihi az olacak, Kur'an'ın okunuşuna önem verilip buyrukları heba edilecek, el açanı çok vereni az olacak, namazları kısa hutbeleri uzun tutulacak ve amellerden çok arzular öne çıkacaktır."

 

Tahric: Beyhaki' nin hocasını tanımıyoruz, diğer ravileri ise güvenilirdir. Malik, Muvatta (1/173).

 

 

 

4647- İbrahim b. Ukayl, babasından bildiriyor: İbn Abbas, Mescid-i Haram'da Vehb b. Münebbih ile birlikteydi. Bir ara kalkıp Ata b. Ebi Rebah ile İkrime'nin yanına gitmek istedi. Mescid'in kapısına ulaştığında yüksek sesle tartışan birkaç kişiyle karşılaştı. İbn Abbas yanlarında durdu ve İkrime'ye: "Bana Vehb b. Münebbih'i çağır" dedi. Vehb gelince İbn Abbas ona: "Şunlara gencin hikayesini anlat" dedi. Vehb: "Olur" karşılığını verip şöyle anlattı: "Eyyub ile arkadaşları arasında tartışma alevlenince yanlarında bulunan genç biri tartışmada Eyyub'un arkadaşlarına ağır sözler söyledi. Sonra Eyyub'e dönüp şöyle dedi: "Ey Eyyub! Sana gelince, Yüce Allah'ın azameti ve ölüm karşısında dilin tutulur, kalbin parça parça olur, bahanelerin tükenirdi. Ey Eyyub! Bazı kulların, dilsiz ve aciz olmadıkları . halde Allah korkusundan dolayı konuşmadıklarını bilmiyor musun? Bunlar Allah'ı ve ayetlerini çok iyi bilen, fasih ve edebi bir dile sahip olan kişilerdir. Ancak Yüce Allah'ın azametini hatırladıkları zaman dilleri tutulur, kalpleri parça parça olur, Allah'tan olan korkuları ve O'na saygılarından dolayı da akılları başlarından giderdi. Kendilerine geldiklerinde ise Allah için samimi niyetlerle güzel amellerde bulunmak için hemen harekete geçerlerdi. İnsanların en iyilerinden olmalarına rağmen kendilerini zalimlerden, takva ve akıl sahibi olmalarına rağmen kendilerini Allah'a karşı kusurlu ve günahkar sayarlardı. Ne kadar fazla amelde bulunurlarsa bulunsunlar Allah için bunu az görür ve bu azla yetinmezlerdi. Yaptıkları amellerle Allah'a karşı şımarmazlardı. Onları her dem üzüntülü, endişeli, korku içinde ve boyun eğmiş olarak görürsün."

 

Ebu Bekr el-Fehham dışında ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4648- Abdullah b. Dinar der ki: İbn Ömer'in: "İnsanın en çok temiz tutması gereken şey dilidir" dediğini işittim.

 

Tahric: Ebu Bekr el-Fehham dışında ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/66), İbn Ebi Asım, Zühd (26), Ebu Nuaym, Hilye (1/309) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (99).

 

 

 

4649- Abdullah b. Mes'üd der ki: "Kendisinden başka ilah olmayana yemin olsun ki en çok (ağızda) hapis tutulması gereken şey dildir."

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef(9/65), İbn EbiAsım, Zühd (23, 25), Veki', Zühd (285), Hennad, Zühd 2/532 (1095), İbnu'l-Mübarek, Zühd 129 (384), Taberani, M. el-Kebır 9/169 (8744-8747), Fesevi, Ma'rife (3/189), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (1617), Ahmed, Zühd (s. 162), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 48) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/134).

 

 

 

4650- Enes b. Malik der ki: "Kişi dilini tutmadıkça Allah'tan gerektiği gibi kormuş olmaz."

 

Her iki kanalın lafzı aynıdır. Bir sonraki hadiste merfü olarak rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13 /364), Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 210), İbn Ebi Asım, Zühd (28), Hennad, Zühd 2/ /532 (1096) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (17).

 

 

 

4651 - Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz dilini tutmadıkça imanın hakikatine ulaşamaz" buyurmuştur.

Başka bir kanalla Enes'ten merfü olarak rivayet edilmiştir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4652- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz dilini tutmadıkça imanın hakikatini elde edemez" buyurmuştur.

 

Beyhaki der ki: "Sülemi'nin Esam'dan bize bildirdiğine göre İsmail, İsmail b. Ayyaş'tır. Ata da Ata b. Adan'dır ve ikisi de rivayette güçlü değildir. Başka bir kanalla da aynısı rivayet edilmiştir."

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. Taberani, M. es-Sağir (2/72) Bak: Münziri, et-Terğib (3/526).

 

 

 

4653- Humeyd b. Hilal der ki: Abdullah b. Amr bana: "Sana faydası olmayan şeyleri bırak. Seni ilgilendirmeyen konularda konuşma. Dirhemlerine sahip çıktığın gibi diline de sahip çık" dedi.

 

Tahric: Beyhaki'nin hocası dışında ravileri güvenilirdir. İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 55), İbnu'l-Mübarek, Zühd 30 (89), İbn Ebi Şeybe, Musannef (31/352), Hennad, Zühd 2/534 (1101), İbn Ebi Asım, Zühd (41), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (24) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/288).

 

 

 

4654- Huzeyfe b. el-Yeman der ki: "Sözün yedi kılıfı vardır. Bunlara rağmen çıktığı zaman yazılır, çıkamadığı zaman da yazılmaz. Bu yedi kılıf da kalp, küçük dil, dil, iki yanak ile iki dudaktır."

 

isnadı zayıftır.

 

 

 

4655- Ebu Seleme b. Abdirrahman bildiriyor: Hz. Aişe'nin yanında birkaç kadın vardı. İçlerinden bir kadın: "Vallahi cennete gireceğim. Zira müslüman oldum, zina etmedim, hırsızlık yapmadım" dedi. Bunun üzerine kadın rüyasında birinin yanına gelip: "Sen cennete gireceğine dair yeminler ediyorsun. Seni ilgilendiren konularda sessiz kalıp seni ilgilendirmeyen konularda konuşurken bu nasıl olacak?" dedi. Sabah olunca bu kadın Hz. Aişe'nin yanına gelip rüyasını anlattı ve: "O sözü söylediğimde burada bulunan kadınları bir araya topla" dedi. Hz. Aişe haber gönderip o kadınları toplayınca da kadın rüyasında gördüklerini onlara da anlattı.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Münziri, et-Terğib (3/541-543).

 

 

 

4656- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında adamın biri şehit düşünce kadının biri arkasından: "Ah benim şehidim!" diyerek ağlamaya başladı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca: "Şehit olduğunu nereden biliyorsun? Belki de kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşuyor ve konuşması gereken yerlerde sessiz kalıyordu?" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (5/2008) Bak: Münziri, et-Terğib (3/541).

 

Başka bir kanalla Enes'ten rivayet edilmiştir ve cömertlik konusu içinde zikredilecektir. - Tirmizi 4/55B (2316).

 

 

 

4657- Bekr b. Abdillah el-Müzeni der ki: Cundub b. Abdillah yola çıkmak istediği zaman onu uğurlamak için kardeşlerinden birkaç kişi de yanında çıktı. Mesakin denilen burcun yanına ulaştıklarında ona: "Bize nasihatte bulun" dediler. Cundub eliyle ağzına işaret ederek şöyle dedi: "Bundan içeriye pis şeyler sokmayın. İçinden pis olan şeyler de çıkarmayın. İnsan bedeninde ilk kokan şey de midedir. Cennetin kapısını gördükten sonra haksız yere bir avuç da olsa döktüğünüz müslüman birinin kanı cennete girmenize engel olmasın."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4658- Amre der ki: Hz. Aişe bana şöyle dedi: "Kızım! Sonradan mazeretler sunup özür dileyeceğin sözler söyleme. Zira kişi ancak çirkin olan bir şey için özür diler."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4659- Hz. Aişe der ki: "Temiz olan bir şeyi yediğiniz için abdest alıyorsunuz da çirkin bir söz söylediğiniz için abdest almıyorsunuz.''

 

Tahric: İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (1/134), İbn Ebi Asım, Zühd (115, 124) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (662).

 

 

 

4660- Sabit bildiriyor: Enes'e: "Diğerlerinin hadis rivayet ettiği kadar neden sen de rivayette bulunmuyorsun?" denilince: "Evladım! İnsan ne kadar çok konuşursa hatası da o kadar çok olur" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ebu Said es-Sekafi dışında ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4661- Abdullah der ki: "Yeryüzünde her iki müslüman arasında Yüce Allah'ın koymuş olduğu bir örtü vardır. Bu müslümanlardan biri diğerine kötü bir söz söylediği zaman da aradaki bu örtüyü yırtıp atmış olur.''

 

Ravileri güvenilirdir. 

 

 

 

4662- Abdullah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her iki müslüman arasında Yüce Allah'ın koymuş olduğu bir örtü vardır. Bu müslümanlardan biri diğerine kötü bir söz söylediği zaman da aradaki bu örtüyü yırtıp atmış olur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 10/276-277 (10544) ve Bezzar, Müsned 2/436 (2047).

 

 

 

Ebu Cafer der ki: "Bazen Abdullah bunu mevkUf olarak rivayet etti." Beyhaki der ki: "Doğrusu A'meş'in rivayet ettiği gibi mevkUf olmasıdır."

 

 

 

4663- Vebere b. Abdirrahman der ki: İbn Abbas bana öyle sözlerle nasihatte bulundu ki bunlardan her biri benim için yağız atlardan daha iyidir. Bana dedi ki: "Ey Vebere! Senin ilgilendirmeyen konularda konuşma. Bu, senin için daha iyi ve günaha bulaşmaman için daha güvenilirdir. Seni ilgilendiren çoğu konuda da gerekli olmadıktan sonra konuşma. Zira kendisini ilgilendiren konularda hakkı söylemek isteyen nice takvalı kişi, münasip olan yerde konuşmadığı için sıkıntıya maruz kalmıştır. Ağırbaşlı olan kişi ile de sefıh olan kişi ile de çekişme. Zira ağırbaşlı olan kişiyle çekiştiğin zaman sana darılır. Sefıh olan kişiyle çekiştiğin zaman da seni küçük düşürür. Kardeşini gıyabında, seni gıyabında nasıl anmasını istersen öyle an, gıyabında senin hakkında söylemesi hoşuna gitmeyecek şeyleri sen de onun gıyabında söyleme. Yaptığı iyiliklerin mükafatını, yaptığı kötülüklerin de cezasını alacağını bilen kişi gibi davranış sergile."

 

Tahric: İsnadında tammadığımız ravi vardır. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (1 ı 4).

 

 

 

4664- Hz. Ömer der ki: "Gülmesi çok olanın saygınlığı az olur. Çokça şakalaşan kişi hafife alınır. Bir şeyi çokça yapan kişi o şeyle tanınır. Konuşması çok olanın yanlışları da çok olur. Yanlışı çok olanın hayası az olur. Hayası az olanın günah korkusu (verası) az olur. Günah korkusu az olanın da kalbi ölür."

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. 4640. hadiste zikredilmiştir.

 

 

 

4665- Katade der ki: Ebu't-Tufeyl'e bir hadisi sorduğumda: "Her bir durumun ayrı bir sözü vardır" dedi.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

4666- Ömer b. Abdilaziz der ki: "Konuşmasını da amelinden saymayan kişinin hataları çok olur. İlimsiz amel edenin bozduğu düzelttiğinden çok olur."

 

Tahric: Ebu Bekr el-Pehham dışında ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/470), İbnu'l-Mübarek, Zühd 129 (383), İbn Ebi Asım, Zühd (61), Ahmed, Zühd (s. 298), Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 291), Ebu Nuaym, Hilye (5/290) ve İbn Sa'd, Tabakat (5/372).

 

 

4667- Eyyub der ki: Hasan( -ı Basri)'nin 'Yakıştırdıklarınızdan Ötürü yazıklar olsun size"[Enbiya 18] ayetini okuduktan sonra: "Vallahi bu hitap kıyamet gününe dek her türlü yakıştırmada bulunanlar içindir" dediğini işittim.

 

Tahric: isnadı sahihtir. Suyütı, Dürrü'l-Mensur (5/620).

 

 

 

4668- Malik bildiriyor: İsa b. Meryem söyle derdi: "Allah'ı zikretme dışında çokça konuşmayın. Zira kalpleriniz katılaşır. Katı kalp de haberiniz olmadan sizi Allah'tan uzaklaştırıL İnsanların günahlarına onların rableriymişsiniz gibi değil, sizin de kul olduğunuzu bilerek yaklaşın. İnsanlardan kimileri sıkıntıda, kimileri de afiyettedir. Sıkıntıda olanlara merhamet edin ve afiyetiniz için de Allah'a hamd edin.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Malik, Muvatta (2/986), ibnu'l-Mübarek, Zühd 44 (135), İbn Ebi Şeybe, Musannef (11/548,13/193), İbn Ebi, Asım, Zühd (53, 60), Hennad, Zühd 2/542-543 (1122), Ahmed, Zühd (s. 56) ve Ebu Nuaym, Hilye (6/58) Bak: Münziri, et-Terğib (3/538).

 

 

 

4669- İbrahim b. Beşşar der ki: İbrahim b. Ehem'e ibadet hakkında soru sorduğumda şöyle dedi: "İbadetin başı tefekkür ve Allah'ı zikretme dışında suskun durmaktır. Zira bana ulaşana göre Lokman Hekim'e: "Ey Lokman! Böylesi bir hikmete nasıl sahip oldun?" diye sorulduğunda: "Yeterince bilgili olduğum konularda soru sormayarak ve beni ilgilendirmeyen konulara bulaşmayarak!" demiştir. Ey İbn Beşşar! Kulun ya susması veya konuşacaksa hem kendisine, hem de karşıdakine faydası olacak öğüt verme, uyarma, korkutma, sakındırma gibi konularda konuşması lazımdır."

 

Tahric: İsnadı salihtir. Ebu Nuaym, Hilye (8/17).

 

 

 

4670- Seyyar Ebu'l-Hakem der ki: Lokman Hekim'e: "Ey Lokman! Böylesi bir hikmete nasıl sahip oldun?" diye sorulduğunda: "Yeterince bilgili olduğum konularda soru sormayarak ve beni ilgilendirmeyen konulara bulaşmayarak!" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/214-215) ve İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/728 (1804).

 

 

 

4671 - Enes bildiriyor: Lokman, Hz. Davud'un yanında duruyordu. Hz. Davud da eliyle şu şekilde zırhı örüyordu. Lokman hayretler içindeydi ve ördüğünün ne olduğunu sormak istiyordu. Ancak hikmeti buna engel oluyordu. Hz. Davud örme işini bitirince zırhı kendine doğru çekti ve: "Bu, savaş zırhıdır" dedi. Lokman da: "Susmak hikmettendir ve bunu çok az kişi başarabilir. Ben sana bunu sormak istiyordum, ancak sustum. Sonunda sen ne olduğunu söyleyip bu yükten beni kurtardın" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (2/422-423) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.

45)Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (41 (18).

 

 

 

4672- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Susmada hikmetler vardır, ancak yapanı azdır" buyurmuştur.

Osman b. Said bu rivayette hata yapmıştır, doğrusu Sabit'ten gelen rivayettir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (5/1816) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (19).

 

 

 

4673- Yusuf b. Esbit der ki: Hasan( -ı Basri) otuz yıl boyunca gülmedi, kırk yıl boyunca da şakalaşmadı. Hasan: "Öyle kişilere yetiştim ki ben onların yanında bir haydut gibi duruyorum" demiştir.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (8/239-240).

 

 

 

4674- Hasan( -ı Basri) der ki: "Paralarını dağıtıp dillerini tutan kişilerin içinde yaşıyorduk. Şimdi ise dillerini salıp paralarını tutan kişilerin içindeyiz."

 

Tahric: Ebu Bekr el-Pehham dışında ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/505-506).

 

 

 

4675- Mualla b. Ziyad der ki: Muvarrik el-Ieli: "Yirmi yıldan beri bir şeyin peşindeyim, ancak henüz yapamadım ve yapana kadar da peşini bırakacak değilim" dedi. Ona: "Ey Ebu'l-Mu'temir! Bu şey nedir?" diye somlunca da: "Beni ilgilendirmeyen konularda susmaktır" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı hasen, ravileri güvenilirdir. İbn Sa'd, Tabakat (7/213), İbn Ebi Dünya, Kitabu'sSamt (118, 580), Ahmed, Zühd (s. 304, 305) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/235) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (70).

 

 

 

4676- Hayyan et-Teymi der ki: ''Akıllı olan kşinin diline, adınını atacağı yerden daha çok dikkat etmesi gerektiği söylenirdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (32).

 

 

 

4677- Ömer b. Zer, babasından bildiriyor: "Yüce Allah, kişinin her söylediğini bilir. Bunun için kişi ne konuştuğuna dikkat etmelidir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Hatib, Tarih (9/39).

 

 

 

4678- Ömer b. Zer' in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah, kişinin her söylediğini bilir. Bunun için kişi Rabbinden korkmalı ve ne konuştuğuna dikkat etmelidir" buyurmuştur.

İsnadında kopukluk vardır.

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan mürsel bir hadistir. Hatib, Tarih (9/39), Ebu Nuaym, Hilye (8/352,9/44), İbn Ebi Şeybe, Musannef(13/233-234) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd 125 (367).

 

 

 

4679- Hasane -ı Basri) der ki: Hocalarımız şöyle derdi: "Bilgenin dili kalbinin arkasındadır. Şayet lehine alacaksa konuşur, aleyhine alacaksa da dilini tutar. Cahilin kalbi ise dilinin ucundadır. Konuşacağı zaman kalbine danışmaz, diline ne gelirse söyler."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Zühd (271), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (424), İbn Ebi Şeybe, Musannef(13/38-39) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd 131 (390).

 

 

 

4680- Bekr b. Maiz der ki: Rab i' b. Huseym bana: "Lehine olmayan, aleyhine olan konularda dilini tut" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zühd (32), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (30), Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 333), İbn Ebi Asım, Zühd (38), Fesevi, Ma'rife (2/566) ve İbn Sa'd, Tabakat (6/183).

 

 

 

4681- Rabi' b. Huseym der ki: "Tesbih (Sübhanallah), tahmid (Elhamdulillah), tehlil (La ilahe illallah), tekbir (Allahu Ekber), Kur'an okuma, iyiliği emretme, kötülükten menetme, hayırlı bir şeyi dileme ve kötü bir şeyden Allah'a sığınma olmak üzere dokuz şey dışında çok az konuşun."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Hennad, Zühd (1108,1109), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/397398), Ebu Nuaym, Hilye (2/109), İbnu'I-Mübarek, Zühd (33), Ahmed, Zühd (s. 332), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (87) ve İbn Sa'd, Tabakat (6/190).

 

 

 

4682- İbrahim et-Teymi der ki: "Rabi' b. Huseym'e yirmi yıl boyunca arkadaşlık eden birinin bana bildirdiğine göre bu süre zarfında ondan kınanacak tek bir kelime bile işitmemiştir."

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Zühd (337), Fesevi, Ma'rife (2/563), İbn Sa'd, Tabakat (6/185) ve İbnEbi Şeybe, Musannef(13/400-4012).

 

 

 

4683- Süfyan, Teymullah oğullarından bir adamdan, o da babasından bildiriyor: Rabi' b. Huseym ile yirmi yıl arkadaşlık ettim. İki kez dışında dünyayı ilgilendiren bir şey hakkında soru sorduğunu hiç işitmedİm. Bu ikisinden birinde de bana: "Annen hayatta mı?" diye sormuştu. İkincisinde ise: "Kaç mescidiniz var?" diye sormuştu.

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır, Fesevi, Ma'rife (2/563), İbn Sa'd, Tabakat (6/191), Hennad, Zühd 2/537 (1111) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/110),

 

 

 

4684- Ebu Hayyan et-Teymi der ki: "Rabi' b. Huseym'in dünyayı ilgilendiren bir şey hakkında soru sorduğunu hiç işitmedim. Sadece bir gün bana: "Teym kabilesinde kaç mescid var?" diye sormuştu.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Zühd (s, 336), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/395), İbn Sa'd, Tabakat (6/183), Hennad, Zühd 2/538 (1114) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (416),

 

 

 

4685- İsa b. Ömer der ki: Rabi' Huseym'in yanında bazı kişiler anılınca:

"Allah'ı zikretmek başkalarını zikretmekten daha hayırlıdır" dedi.

 

Tahric: İsnadı salihtir. Fesevi, Ma'rife (2/569).

 

 

 

4686- Bekr b. Maiz bildiriyor: Rabi' b. Huseym'in yanına küçük kızlarından biri geldi ve: "Babacığım, gidip oynayabilir miyim?" dedi. Kızı bunu birçok defa söyleyince yanında oturanlardan biri: "Oynamak için gitmesine izin verseydin ya" dedi. Rabi': "İnşallah bu gün gidip oynamasına izin vermem, amel defterime yazılmayacaktır" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbnu'l- Mübarek, Zühd 126 (371), İbn Sa' d, Tabakat (6/188), Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 331) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/155).

 

 

 

4687- Abde b. Süleyman el-Kilabi der ki: "Yirmi yıl boyunca Hasan b.

Salih b. Hay'ın meclisinde bulundum. Bu süre zarfında sakıncası olacak tek bir kelime dahi söylediğini işitmedim."

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

4688- Harice der ki: "Yirmi dört yıl boyunca Hasan b. Salih b. Hay'a arkadaşlık ettim. Bu süre zarfında sakıncası olacak tek bir kelime dahi söylediğini işitmedim."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (3/37), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 50-51) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (747).

 

 

 

4689- Yahya b. Said der ki: "İbn Avn dünyaya karşı insanların en zahitlerinden biri olduğu için önderlerinden biri olmuştur. Süleyman etTeymi ise ondan da daha zahit biriydi. Odalarından birinin tavanı çökmüştü de ölene kadar onu onarmamıştı. Ancak İbn Avn'ın insanların önderi olması zahitliğiyle değil, diline sahip olmasıyladır."

 

Tahric: Hilye (3/37-38).

 

 

 

4690- Şu ayb b. Harb der ki: "Abdulaziz b. Ebi Revvad'ın yanında beş yüz defadan daha fazla oturdum. Sanırım bu süre zarfında sol tarafındaki melek aleyhinde bir şey yazmamıştır.''

Başka bir kanaIla aynısı rivayet edilmiştir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4691- Ebu Celde der ki: "Konuşmayıp amel eden insanlara yetiştim.

Şimdi ise insanlar konuşuyor, ama amel etmiyorlar.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (682).

 

 

 

4692- Malik bildiriyor: Kasım b. Muhammed: "Sözlere değer vermeyen insanlara yetiştim" demiştir. Kasım burada insanların kişinin sözüne değil ameline itibar ettiklerini kastetmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (638).

 

 

 

4693- Malik der ki: Bana ulaşana göre Hz. Davud ailesine verilen Hikmet'te şöyle yazılıdır: "Akıllı olan kişinin diline sahip olması, zamanının insanlarını iyi tanıması ve kendi işine bakması olmak üzere üç şeyi yapması gerekir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (31).

 

 

 

4694- Fudayl b. İyad der ki: "Müminin konuşması az, ameli ise çoktur.

Münafığın ise konuşması çok, ameli azdır.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/98).

 

 

 

4695- Hasan der ki: "Kişide sözün amelden fazla olması kusur, amelin sözden daha fazla olması ise itibardır.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (2/156).

 

 

 

4696- Ebu Bekr er-Razi der ki: Ebu Ali er-Ruzbari'nin: "Kişide sözün amelden fazla olması kusur, amelin sözden daha fazla olması ise itibardır" dediğini işittim.

 

Tahric: Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 357).

 

 

 

4697- Bişr b. el-Haris el-Hafi der ki: "Sabır susmak demektir. Aynı zamanda susma da sabır demektir. Yerinde konuşup yerinden susan alim dışında konuşan kişi susan kişiden daha çok vera sahibi olamaz.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (62).

 

 

 

4698- Bişr b. el-Haris el-Hafi der ki: "Konuşmak hoşuna gittiği zaman sus! Susmak hoşuna gittiği zaman da konuş!''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/347)0

 

 

 

4699- Sehl b. Abdillah der ki: "Marifet ehli olanlar bilerek susar, izinle de konuşur. Bundan dolayı da gereğinden fazla konuşmazlar."

 

 

 

4700- Yunus der ki: "Yüce Allah, Hasan'a merhamet etsin. Sanırım karşılığını Allah'tan bekleyerek konuşurdu. Yüce Allah, Muhammed b. Sirin'e de merhamet etsin, O da sanırım karşılığını Allah'tan bekleyerek susardı."

 

 

 

4701- Süfyan b. Uyeyne der ki: "Denilir ki, suskunluk alimin susu,

cahilin ise (cehaletini gizleyen) örtüsüdür,"

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (7/82).

 

 

 

4702- Ali b. Hasan el-fakih, babasından bildiriyor: Şibli'ye: "Ey Ebu Bekr! Bize nasihat et" denilince: "Allah'a gönderilmiş bir mektup gibidir. Onun için bu mektubun içinde neler yazdıracağına dikkat et" dedi.

 

 

 

4703- Sehl b. Abdillah der ki: "Zan ile hareket eden, yakinden mahrum olur. Kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşan kişi, doğruluktan mahrum olur. Bedenini Allah'ın emrettiği şeylerin dışında kullanan kişi de veradan mahrum olur."

 

Tahric: Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 210) ve Ebu Nuaym, Hilye (10/186).

 

 

 

4704- Muhammed b. Ali en-Nesevi der ki: "Kişinin kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşması, kendisini ilgilendirmeyen işlere bulaşmasına sebep olur. Kişinin kendisini ilgilendirmeyen işlere bulaşması da kendisini ilgilendiren konuların değerini azaltır."

 

 

 

4705- Ma'ruf el-Kerhi der ki: "Kulun, kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşması, Yüce Allah tarafından hüsrana uğraması demektir."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/361).

 

 

 

4706- Ma'ruf el-Kerhi der ki: "Kulun, kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşması, Yüce Allah'ın öfkesine uğraması demektir.''

 

İsnadında tanımadığımız ravi vardır.

 

 

 

4707- Ma'ruf el-Kerhi der ki: "Dilini yermekten koruduğun gibi övmekten de koru."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4708- Ma'ruf el-Kerhi der ki: "Dilini yermekten koruduğun gibi övmekten de koru."

 

 

 

4709- Ma'n b. İsa der ki: Zahid birine: "Neden konuşmuyorsun?" diye sorulunca: "Dilim aslan gibidir. Serbest bırakmam halinde beni yer" dedi.

 

Tahric: İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (39).

 

 

 

4710- Yeman b. Adiy der ki: Şam abidlerinden biri olan Abdullah b. Ebi Zekeriya: "Susmaktan daha zor bir ibadetle karşılaşmış değilim" derdi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Zehebi, Siyer (5/286) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (570).

 

 

 

4711 - Ertaa b. el-Münzir der ki: "Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan kişinin üç özelliği vardır. Biri, bilgisi olmayan konularda konuşmasıdır. Diğeri, kendisinden daha üstte olan kişilerle çekişmesidir. Bir diğeri de, elde edemeyeceği şeylerin peşinde koşmasıdır."

 

Tahric: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/209).

 

 

 

4712- Ebu Bekr b. Ayyaş der ki: Rum, Pers, Çin ve Hint kralları bir araya geldi. Her biri birer tane olmak üzere dört söz söylediler ki bu sözler sanki aynı yaydan çıkmış gibiydiler. Rum kralı: "Söylediğim zaman söz bana hakim olur, ancak söylemediğim zaman ben söze hakim olurum" dedi. Pers kralı: "Söylemediğim söz üzerindeki hakimiyetim söylediğim söz üzerindeki hakimiyetimden daha fazladır" dedi. Üçüncü kral:

"Söylemediğim sözden dolayı hiç pişman olınadım, ama söylediğim sözlerden dolayı pişman olduğum çok olınuştur" dedi. Dördüncü kral da:

"Söylediği sözden sorumlu tutulsa zararını görecek, sorumlu tutulınaması halinde de bir faydası olmayacak kişiye şaşıyorum" dedi.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/170) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (65) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Samt (59).

 

 

 

4713- Ahmed b. el-Hasan der ki: Ebu'l-Atahiye'nin şu beyitleri okuduğunu işittim: "Susmak hoşuna gidiyorsa bil ki

Senden önceki seçkinlerin de hoşuna gidiyordu

Bir defa pişman olsan da susmana

Pek çok defa pişman oldun konuşmana

Susmak hatalardan selamettir

Oysa konuşmak düşmanlığı ekecektir

Zararda olan zararda olanın yanına geldiği zaman

Bununla zarar ve hüsranları daha da artacaktır."

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s, 43).

 

 

 

4714- Cafer b. Muhammed el-Havvas der ki: Cüneyd'in şöyle dediğini işittim: "Susmanın sıkıntısına katlanmak, hak da olsa bir sözü söylemekten daha iyidir. Yalnızlığın zahmetini çekmek, insanları idare etmekten daha kolaydır. İyilerin kalpleri için nefsi arzulara sabretmek, onların peşıne düşmekten daha hafiftir."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4715- İbn Ebi eumle der ki: Abdullah b. Ebi Zekeriya'nın: "Yirmi yıl boyunca çalışıp çabaladım da sonunda dilime hakim olabilmeyi başarabildim" dediğini işittim. Abdullah meclisinde kimselerin gıybetini yapmaz ve: "Şayet Yüce Allah'ı zikredecek olursanız biz de size bu konuda yardımcı oluruz. Ancak insanlar hakkında konuşacaksanız sizleri kendi halinize bırakırız" derdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/379), Ebu Nuaym, Hilye (5/149) ve İbn Ebi'dDünya, Kitabu's-Samt (556) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (69).

 

 

 

4716- Ebu Talib el-Kass der ki: "Denilirdi ki, uzun tefekkür her türlü iyiliği içinde barındırır. Suskunluk kişi için selamettir. Batıl olan bir şeye dalmak da kişi için hüsran ve pişmanlığa sebep olur.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4717- Asmai der ki: "Denilirdi ki insanlar; kazançlı, sillim ve helak olmuş olmak üzere üç çeşittir. Kazançlı olan kişi hayır olan şeyi söyleyip kazançlı çıkan kişidir. Salim olan kişi susup selamette kalan kişidir. Helak olan kişi ise kötü olan şeyi söyleyip kendini helak eden kişidir."

 

 

 

4718- Adem b. Ali der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müezzini Bilal'ın kardeşinin şöyle dediğini işittim: "İnsanlar; salim, kazançlı ve helak olmuş olmak üzere üç sınıftır. Salim olan kişi, susmasını bilen kişidir. Kazançlı olan kişi, iyi olanı emredip kötü olandan meneden kişidir. Helak olan kişi, haince şeyler söyleyen ve zulme yardımcı olan kişidir."

 

Ebu Ubeyd der ki: "Rivayet bu şekildedir. Şacib ifadesi günahkar, helak olmuş anlamındadır ve metinde zikredilen anlamı da verir."

 

Tahric: Sülemi dışında ravileri güvenilirdir. Ahmed, Zühd (s. 206) ve Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis (4/455) Bak: İbn Hacer, İsabe (1/404).

 

 

 

4719- Hasan b. Amr der ki: Bişr'in: "(Amellerini yazan) meleklere eziyet ediyorken yanında oturan kişiye nasıl eziyet etmeyesin" dediğini işittim.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4720- Bişr b. el-Haris der ki: Mansur'un şöyle dediğini işittim: "Yüce Allah, Hz. Adem'i yarattığı zaman ona: ''Ağzını kapaklı yaptım. Konuşman helal olmayan bir konuyla karşılaştığın zaman onu kapat. Gözlerini de kapaklı yaptım. Bakman helal olmayan bir şeyle karşılaştığı zaman onları kapat. Avret yerlerini de örtüyle örttüm. Sana helal olmayan kişilerin önünde bu örtünü açma'' buyurdu."

 

Tahric: İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (616).

 

 

 

4721- Yahya b. Muaz er-Razı der ki: "Kalp sükunetin kapısı, dil de kalbin kapısıdır. Bu kapı kaybolduğu zaman isteyen girer, isteyen de çıkar."

 

 

 

4722- Hafs b. Abdirrahman der ki: Gencin biri Said b. Ebi Arube'nin

yanına gidip gelirdi. Said de bu genci çok sevmiş ve kalbine girmişti. Genç gelip diğerleriyle birlikte oturur ve Said'e bir şey sormadan kalkıp giderdi. Bir gün genç, Said'in yanına yaklaşınca Said de ona doğru dönüp gülümsedi. Genç ona: "Ey Ebu'n-Nadr! Kavun, tarlasından koparılırsa kesilir değil mi?" deyince Said'i bir gülme tuttu ki güldüğü zaman da kahkaha atardı. Sonrasında Said gülerek ellerini çırptı ve şu şiiri okudu:

"Gencin yarısı dili, diğer yarısı da kalbidir Geriye kalan et ve kandan başka bir şey midir? f(işiyi susarken gördüğünde beğenirsin de Eksikliği ve fazlalığı, konuşunca belli olur."

 

Tahric: İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (66).

 

 

 

4723- Abdusselam b. Salih der ki: İbnu'l-Mübarek, bir adamın kendisini

ilgilendirmeyen konuda konuştuğunu duyunca şöyle dedi:

"Diline sahip ol ki, dili kişinin f(endisini ölüme çabuk götürür Dil kalbin sözcüsü gibidir f(işinin aklının göstergesidir.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (695) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.

 

 

 

4724- Yusuf b. Esbat der ki: Süfyan es-Sevri, Şuayb'a: "Ey Şuayb! Dişlerinin kırılmasına sebep olacak sözler söyleme" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Şuayb, İbn Harb Ebu Salih el-Medaini' dir.

 

 

 

4725- Davud b. Ebi Hind der ki: İyas b. Muaviye: "Kendi kusurlarını bilmeyen her bir kişi ahmaktır" dedi. Ona: "Ey Ebu Vasile! Senin kusurun nedir?" diye sorulunca: "Çok konuşmaktır" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (3/124) ve Mizzl, Tehzibu'l-Kemal (3/436).

 

 

 

4726- Amr b. el-As der ki: "Konuşma fazla olduğu zaman aksırık hükmünde olur ve başını nu, sonunu mu dinledin bilemezsin.''

 

İsnadında kopukluk vardır.

 

 

 

4727- Eyyub el-Himyeri der ki: Ömer b. Abdilaziz, Muhammed b. elMünkedir'e: "Kişinin en çok değerini düşüren hasletler nedir?" diye sorunca:

"Çokça konuşması, sırlarını başkalarına anlatması ve herkese güvenmesidir" dedi.

 

 

 

4728- Ya'la b. Ubeyd et-Tanafisi der ki: Muhammed b. Süka'nın yanına girdiğimizde şöyle dedi: "Yeğenim! Size bir söz aktarayım, Yüce Allah bana faydalı kıldığı gibi belki onu size de faydalı kılar. Ata b. Ebi Rebah bize şöyle dedi: "Sizden öncekiler fazladan konuşmayı sevmezlerdi. Üç yer dışında konuşmayı da fazladan konuşma olarak sayarlardı. Bunlardan biri Yüce Allah'ın Kitab'ını okumalarıdır. Diğeri iyiliği emredip kötülükten sakındırmalarıdır. Bir diğeri de zaruri olan bir ihtiyaçlarını dile getirmeleridir. Yüce Allah'ın "Halbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır"[İnfitar 10-11] buyruğu ile ''İki melek {insanın} sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın"[Kaf 17-18] buyruğunu bilmiyor musunuz? Gün sonunda birinizin sahifesi önüne açıldığı zaman ahiretiyle ilgili olmayan şeylerle dolu olduğunu görse bundan utanmaz mı ?''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/572-573) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/314-315, 5/3-4) Bak:

Mizzi, Tehzibu'l-Kema/ (2/934) ve Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (2/683).

 

 

 

4729- Ebu Abdirrahman el-Galabi, İbn Ebi Uyeyne'nin öğrencilerinden birinden bildiriyor: İbn Ebi Uyeyne'nin yanındayken Bağdat ahalisinden bir adam geldi. İbn Ebi Uyeyne adama: "Baban nasıl? Hali nasıl? Onu çokça anıyorum" dedi. Adam kalkıp gittikten sonra da oradakilere: "Nasıl gereksiz konuştuğuma bakın! Adamı çokça anmadığım halde onu çokça andığımı söyledim" dedi.

 

İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4730- Abdullah b. Sa'lebe el-Hanefi der ki: Muhammed b. Müslim ile gereksiz bakışlar konusunu müzakere ettim. Muhammed bana şöyle dedi:

"Bu konuyu bilmiyorum, ancak Abdullah b. el-Mübarek'in bana bildirdiğine göre Abdulvehhab b. Mücahid şöyle demiştir: "Dış kapının tam karşısında bir oda yapmıştık. Aradan on üç veya on dört yıl geçtikten sonra bir ara babam başım kaldırdı ve: ''Bu odayı ne zaman yaptınız?'' dedi.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4731- Abdulcebbar b. Nasr es-Sülemi der ki: Hassan b. Ebi Sinan bir

evin yanından geçerken: "Bu ev ne zaman yapıldı?" diye sordu. Sonra kendi kendine: "Seni ilgilendirmeyen şeyleri neden soruyorsun? Seni bir yıllık oruçla cezalandırıyorum" dedi ve bir yıl boyunca oruç tuttu.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (3/115).

 

 

 

4732- Ebu Zeyd Muhammed b. Hassan der ki: İbnu'l-Mübarek'in şöyle dediğini işittim:

"Boş ve rahat olduğun zamanları Allah'a iki rekat kılarak değerlendir Yanlış bir şeyi söylemek istediğinde Allah 'ı tesbih et onun yerine

Çok güzel konuşuyor olsan da susman Daha kazançlıdır konuşmaya dalmandan. ''

 

Tahric: İsnadı makbuldür. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (659).

 

 

 

4733- Abdullah b. Abdilvehhab b. Muhammed el-Havarizmi der ki:

Abdullah b. el-Mübarek, Humeyd en-Nahvi'nin şu beyitlerini çokça zikrederdi:

"Boş ve rahat olduğun zamanları Allah'a iki rekat kılarak değerlendir ... "

Sonrasında ravi bir önceki üç beyiti zikreder.

 

 

 

4734- Remle kadısı Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed der ki: Fakih Mansur b.İsmail kendi için bana şu beyiti okudu: "Tüm hayırlar susmaktadır Ve evinde durmaktadır.

Şunun bunun yanına gideceksen de Sana yetecek kadar konuşmaya bak."

 

Tahric: Hakim'in hocasını ve onun da hocasını tanımıyoruz. Suyuti, Hüsnü's-Semt (88).

 

 

****************

Bölüm

****************

 

Halimi der ki: ''Müslümanın yapması gerekenlerden biri de laf atma, çirkin ve yalan sözler içeren şiirlerden de uzak durmaktır. içinde böylesi ifadeler bulunmayan şiirler ise diğer sözler hükmündedir ve kişinin bunlardan da gereğinden fazla okumaması gerekir. Bu şekilde böylesi şiirler kişiyi Kur'an okuma veya Yüce Allah'ı zikretme gibi yapması öncelikli olan şeylerden alıkoymamış olur."

 

Bkz: Halimi, el-Minhac (9/10).

 

 

 

4735- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin içinin irinle dolması, şiirle dolu olmasından daha iyidir" buyurmuştur.

 

Müslim, Sahih'de Ebu Muaviye ve A'meş'ten "Bolca irin" lafzıyla rivayet etti.

Buhari başka bir kanalla A'meş'ten rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı zayıf olan sahih bir hadistir.

Müslim, şiir (7). - Buhari, edeb (7/109).

 

 

 

4736- Abdullah b. Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "içinde çirkin ifadelerin bulunduğu şiir okuyan müslümanın diline gelecek zarardan kimse sorumlu tutulmaz" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Bezzar, Müsned 2/452 (20n). Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/123), İbnu'l-Esir, en-NiMye (4/29) ve Zemahşeri, el-Faik (3/169).

 

 

 

4737- Şeddad b. Evs'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi yatsı namazından sonra bir beyit şUr okursa artık o gece kılacağı namaz kabul olunmaz" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Ahmed, Müsned (4/125), Taberani, M. el-Kebir 7/335 (7133), Bezzar, Müsned 2/453-454 (2094), Ukayli, ed-Duafa (3/339) ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (1/261). Bak: Zehebi, Mizan (2/357), İbn Hacer, Lisan (3/221) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/122).

 

Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir. - İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/1188 (3585), Zehebi, Mizan (2/643) ve İbn Hacer, Lisan (4/46). 

 

Bize bildirildiğine göre Hz. Aişe: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en sevmediği sözler şiirdi" demiştir. - Beyhaki, Sünen (10/245), Tayalisi, Müsned (s. 209) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/543).

Beyhaki der ki: "Caiz olan ve caiz olmayan şiirler konusunda gelen rivayetleri es-SünenülKübra'da 6. ve 9. ciltlerde zikrettik. Konu hakkında malumat sahibi olmak isteyenler oraya başvurabilir."- Beyhaki, Sünen (10/237-245).

 

 

 

4738- Katade der ki: İblis yeryüzüne indirilince, (Adem): "Ey Rabbim!

Ona lanet ettin, onun ameli nedir?" diye sordu. Yüce Allah: "Sihirdir" buyurdu. "Onun okuyacağı şey nedir?" diye sorunca, Allah: "Şiirdir" buyurdu. "Kitabı nedir?" diye sorunca: "Dövmelerdir" buyurdu. "Yemeği nedir?" diye sorunca: "Leşler ve Allah'ın adı anılmayan her şeydir" buyurdu. "İçeceği nedir?" diye sorunca: "Sarhoşluk veren her şeydir" buyurdu. "Onun meskeni neresidir?" diye sorunca: "Hamamlardır" buyurdu. "Meclisi nerededir?" diye sorunca: "Çarşılardır" buyurdu. "Sesi nedir?" diye sorunca: "Müziktir" buyurdu. "Tuzakları nedir?" diye sorunca: "Kadınlardır" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/268 (20511) ve Acurri, Tahrimu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s. 391).

 

 

 

4739- Muhammed b. Abdillah b. Amr b. Osman'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Faizin en büyüğü, başkalarının onuruna dil uzatmaktır. En ağır dil uzatma da hiciule (şiirle) yapılanıdır. Bunu başkalarına aktaran kişi de dil uzatanlardan biridir. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan mürsel bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef 11/176 (20252) ve Beyhaki, Sünen (10/241).

 

 

 

4740- Katade bildiriyor: Ömer b. el-Hattab'ın hilafeti döneminde bir adam kabilenin birini hicvedip dil uzattı. Kabileden bir adam da Hz. Ömer'e geldi ve adama haddini bildirmek üzere izin istedi. Hz. Ömer: "Adamın dili sizindir!" dedi. Daha sonra izin isteyen bu adamı yanına çağırdı ve: "Sakın dediğim şeyi yapmaya kalkışma! Ben o sözü insanların önünde söyledim ki adam bir daha aynı şeyi yapmasın" dedi.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Abdurrezzak, Musannef 11/177-178 (20257).

 

 

 

4741- Ebu Red der ki: "Hz. Ömer ile Osman şiirle hicveden kişileri cezalandırır lardı."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4742- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah katında en büyük iftiracilar birini (şiirle) hicvederken kabilesinin tümünü hicveden veya birinin başka bir babadan olduğunu söyleyen veya birinin annesine iftirada bulunan kişilerdir. ''

 

Tahric: İsnadı zayıf olan sahih bir hadistir. İbn Mace 2/1237 (3761).

 

 

****************

Bölüm

****************

 

Müslümanın yapması gerekenlerden biri de dilini şarkılardan uzak tutmasıdır. Yüce Allah bu yönde: "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır"[Lokman 6] buyurmuştur.

 

 

 

4743- Ebu's-Sahba der ki: Abdullah b. Mes'üd'a "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır''[Lokman 6] buyruğunu sorduğumda: "ValIahi bundan kasıt şarkılardır" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hakim, Müstedrek (2/411), Beyhaki, Sünen (10/223), İbn Cerir, Tefsir (21/61) ve İbnEbi Şeybe, Musannef (6/309) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/505).

 

 

es-Sünenü'l-Kübra'da ali bir isnadla aynısını zikrettik.

Yine bize bildirildiğine göre İbn Abbas: "Bundan kasıt şarkı ve benzeri şey lerdir" demiştir. - Beyhaki, Sünen (10/223), Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (786, 1265), İbn Ebi Şeybe, Musannef (16/309), İbn Cerir, Tefsir (21/61) ve Acurri, Tahrımu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s. 366). Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/504)

 

 

 

4744- Abdullah b. Mes'ud: "Şarkılar, kalpte nifak bitirir" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/223) ve İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melahi (12) Bak: SuyUtı, Dürrü'l-Mensur (6/505).

 

 

 

4745- Başka bir kanalla Abdullah'tan aynısı rivayet edilmiştir.

Güçlü olmayan bir isnadla müsned olarak da rivayet edilmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/223).

 

 

 

4746- Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Suyun otu bitirmesi gibi şarkı da kalpte nifak bitirir" buyurmuştur.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4747- Abdullah b. Mes'ud der ki: Kişi bineğine bindiğinde Allah'ın adını anmadığı zaman şeytan da arkasına biner ve yolda ona: "Şarkı söyle" der. Şayet güzel söyleyemiyorsa da ona: "Hayallere dal" der.

 

Tahric: İsnadı sahib, ravileri ise güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 10/397 (19481), Beyhaki, Sünen (5/252), Taberani, M. el-Kebir 9/170 (8781) ve İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melahi (14) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/506).

 

 

 

4748- Abdullah b. Dinar der ki: İbn Ömer, şarkı söyleyen küçük bir kızla karşılaşınca: "Şeytan birini rahat bırakacak olsaydı bu kızı bırakırdı" dedi.

 

Tahric: İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/223), İbn Ebi Dünya, Zemmü'lMelahi (16), Buhari, EdEbu'l-Müfred (784) ve Acurri, Tahrimu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s. 385).

 

 

 

4749- A'meş'in bildirdiğine göre Abdullah şöyle demiştir: "İçinizden hiç kimseyi Kur'an okumak dururken sırtüstü uzanmış, bir ayağını üzerine atmış bir şekilde yüksek sesle şarkı söylerken görmeyeyim."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4750- İsrail, babasından bildiriyor: İbn Mes'ud, "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır''[Lokman 6] ayetini açıklarken: "Kişinin gece veya gündüz vakitlerinde kendisine şarkı söylemesi için cariye satın almasıdır" dedi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/508).

 

 

 

4751- Şa'bi der ki: "Şarkı söyleyene de, kendisine şarkı söylenene de lanet edilmiştir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Meltihi (18).

 

 

 

4752- Abdülkerim el-Cezeri der ki: "Mescidden uzaklaşıp kendini şarkılara ve içkiye veren kişileri arayıp sormayın."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4753- Halid b. Abdirrahman der ki: Bizler Süleyman b. Abdilmelik'in karargahındayken o, gece vakti şarkı sesleri işitti. Süleyman sabah erkenden birilerini gönderip şarkı söyleyenleri yanına getirtti. Onlara: "A ygır kişnediği zaman kısrak kendini korumaya alır. Erkek deve böğürdüğü zaman dişi deve ona diklenir. Teke de dişisine sıçradığı zaman dişi ondan kaçmaya çalışır. Erkek ise şarkı söylediği zaman kadın onu arzular" dedi ve hadım edilmeleri emrini verdi. Ömer b. Abdilaziz: "Bu, (savaştaki) müsle gibidir ve caiz değildir" deyince Süleyman onları bıraktı,

 

Tahric: Hakim et-Tirmizi, el-Menhiyyat (s. 54).

 

 

 

4754- Fudayl b. iyad der ki: "Şarkı zinanın tılsımıdır."

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melahi (21) ve Acurri, Tahrimu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s. 396).

 

 

 

4755- Ebu Osman el-Leysi der ki: Yezid b. Velid en-Nakid şöyle dedi: "Ey Umeyye oğulları! Şarkılardan uzak durun! Zira bunlar, kişinin hayasım azaltırken şehvetini arttırır. Kişinin mertliğini yıkar, içkinin yerini tutar ve sarhoşluk etkisi yapar. illa şarkı söyleyecekseniz kadınlardan uzak söyleyin. Zira şarkı zina çağrısı gibidir.''

 

Tahric: İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melahi (22), Acurri, Tahrimu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s. 397), İbnu'l-Cevzi, Telbisu İblis (s. 235) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/506).

 

 

 

4756- Muhammed b. Fudayl el-Ezdi der ki: Araplardan bir adam kızıyla birlikte bir handa konakladı. Gece olunca şarkı sesi işitti. Han sahibine: "Şu şarkıları sustur" dedi. Han sahibi: "Neyinden rahatsız oluyorsun?" diye sorunca, adam: "Şarkı günaha kışkırtan şeylerden biridir ve şu kızımın böylesi şeyleri duymasını istemem. Şayet susturmazsan da yanından çıkıp gideceğim" dedi.

Beyhaki der ki: "Selefin de düşündüğü gibi şarkı söylemeyi ve dinlemeyi bırakmak kişi için daha hayırlıdır. Oğlanlar gibi kişiye helal olmayan cinse yönelik sözleri içeriyorsa veya helal cinse yönelik olup mahremi olmayan birine karşı söyleniyorsa haramdır."

H alimi der ki: "Bunun haram kılınması, kişiyi haram olan şeylere kışkırtmasından dolayıdır. Bu kışkırtmadan dolayı da "Günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın"[Maide 2] ayetinin hükmü içine girmiştir."

 

Tahric: Halimi, el-Minhac (3/16).

 

 

 

4757- Ancak helal olan cinse özel günlerde söylenen şiirli şarkının bir sakıncası olmaz. Bu yönde bize bildirildiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir:

Bir bayram gününde Ebu Bekr yanıma girdiğinde yanımda Ensar'dan iki kız Buas savaşlarında Ensar'ın kahramanlıklarını anlatan şiirlerle şarkı söylüyordu ve şarkıcı da değillerdi. Ebu Bekr: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinde şeytan müziği mi!" diye çıkışınca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Bekr! Her topluluğun bir bayramı vardır. Bu gün de bizim bayramımızdır" buyurdu.

Buhari ile Müslim, Sahıh'de Ebu Usame'den rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, fdeyn (2/3) ile menakib (4/266) ve Müslim, salatu'l-İydeyn (16).

 

 

 

4758- AbduHah b. Humeyd der ki: Benim de bulunduğum bir ortamda babam, Zühri'ye: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şarkıya yönelik herhangi bir ruhsatı var mıydı?" diye sordu. Zühri: "Evet!" dedi ve şöyle devam etti:

Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarıdayken elinde defle şarkı söyleyen bir kızla karşılaştı. Kız Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görünce endişeye kapıldı ve şöyle demeye başladı:

"Ey bineklerini sürüp giden kervan Abdimenaf'ın topraklarında mola verdin mi? Annen sensiz kala! Mola verseydin ya orada Korurlardı seni zulme ve haksızlığa karşı. ''

 

Raviler güvenilir olan mürsel bir hadistir.

 

 

Sahabeden çok kişinin şiir terennüm ettiği yönünde bize rivayetler gelmiştir. Bunlar da okunması hel al olan şiirlerdir ve sadece bazı zamanlarda yapılmıştır. Ancak bunu gelenek ve meslek haline getiren, okuması için yanına gelinen ve bu işle tanınan kişi hakkında Şafiı: "Böylesi kişilerin şahitliği geçerli değildir" demiştir. Çünkü bu tür bir faaliyet de batıla benzeyen ve hoş görülmeyen eğlence türlerindendir. Böyle bir şey yapan kişi de sefih ve mürüvvetsiz biri olarak sayılır. Söylediği şey tam olarak haramdan sayılmasa da kendi adına böylesi bir şeye razı olan kişi değersiz biridir.

 

Tahric: Beyhaki, Sünen (10/223) ile Adab (334) ve Şafii, Ümm (6/209).

 

Beyhaki der ki: "Kişi şarkı söylemeden sadece müzik aleti çalsa yine de bu caiz değildir. Zira şarkı söylemeden sadece müzik aleti çalmanın caiz olmadığı yönünde rivayetler vardır. Bu konuda Halimi ve başkaları da aynı şeyi söylemişlerdir." - Halimi, el-Minhac (3/16-17).

 

 

 

4759- Abdurrahman b. Gunm el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimden baziları içkiyi başka isimler altında içecek, yanlarında müzikler çalmacaktır. Yüce Allah bunları yerin dibine geçirip maymun ve domuzlara çevirecektir. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 4/91-92 (3688) ve İbn Mace 2/1333 (4020).

 

Bu konuda Ebu Amir veya Ebu Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümmetimin içinde (çeşitli yollarla) ipeği, içkiyi ve müziği helal sayan kişiler çıkacaktır" buyurmuş, sonra da böyle kişilerin başlarına gelecek cezaları, suretlerinin başka şeylere çevrilmesi konularını rivayet etti.

Buhari, Sahih'de rivayet etti. - Buhari, eşribe (6/243).

 

İbn Abbas'tan da bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah sizlere içkiyi, kuman ve davulu haram kıldı" buyurmuştur. - Ebu Davud 4/96-97 (3696).

 

Aynısını Abdullah b. Amr da rivayet etmiş, Ancak metinde geçen' "Kuba" lafzının anlamını "Ud" anlamına gelen "Kanin" şeklinde açıklamıştır.

İbnu'l-A'rabi ise der ki: "Kanin ifadesi Habeşlilerin dilinde tamburdUL" Yine bize bildirildiğine göre Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Yüce Allah batılı yok etmek ve dans, kaval, kopuz, def gibi müzik aletleri ile oyunları ortadan kaldırmak için hakkı indirmiştir." - Beyhaki, Sünen (10/222), İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melıihi (58) ve Acurri, Tahrimu'nNerd ve'ş-Şatranc (s. 198-199).

 

Mezahir ifadesi için davul çalmada kullanılan sopa olduğu da söylenmiştir. Kinnarat ifadesi def anlamındadır.

 

İbnu'l-A'rabi der ki: "Kitabu'I-Garibeyn'de okuduğumu göre kuba ıçın kimisi davul, kimisi tavla, kimisi de kopuz demiştir."

 

 

 

4760- Nafı' der ki: İbn Ömer bile bir yolculuktayken uzaktan bir kaval sesi işitti. Bunun üzerine kulaklarını elleriyle kapatıp sesi işitmeyecek bir yere kadar çekildi ve: "Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylesi bir şeyi işittiği zaman böyle yapardı" dedi

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Ebu Davud 5/223 (4926).

 

 

Abdullah b. Cafer er-Rakiy de bunu Ebu'l-Melih'ten rivayet ederek mutabaat etmiştir.

Süleyman b. Müsa ve Mut'im b. el-Mikdam da bu yönde Nafi'den rivayette bulunmuş ve evlenme merasimlerinde def çalma konusunda ruhsat verildiğini zikretmişlerdir. - Ebu Davud 5/222 (4924, 4925).

 

Halimi der ki: "Defin evlilik merasimlerinde çalınışı ile şarkı söylerken çalınışı nasıl farklı oluyorsa davulun da şarkı söylerken çalınışı ile savaş esnasında veya hacıların konaklaması ve yola çıkması için veya bayramları haber verme için çalınışı farklıdır. Zira birisi eğlence amaçlı çalınırken diğerinde eğlence amacı yoktur. Yasaklanan çalgı ise sırf eğlenmek için çalınandır. Doğrusunu da Allah bilir. Bunun yanında davul çalma helal olsa nasıl sadece erkeklere helal oluyorsa, def çalma sadece kadınlara helaldir. Çünkü def çalma işi kadınlara has olan bir şeydir." - Halimi, el-Minhac (3/19).

 

Halimi der ki: ''El çırpma (alkış) ise erkeklere kerih görülmüştür. Zira bu da kadınlara has olan bir harekettir. Erkeklerin de kadınlara benzemesi yasaklanmıştır. Erkeklerin ipekli ve zafiranlı giysiler giymesi de bu açıdan erkeklere yasaklanmıştır. Erkeklerin oynamasının ise kişiyi kadına benzetecek hareket ve tavırları içermiyorsa bir sakıncası olmaz." - Halimi, el-Minhac (3/17).

 

Rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zeyd'e: "Sen bizim azatlımızsm" buyurunca, Zeyd sevinçten bir ayağını kaldırıp diğerinin üzerinde sıçrayarak oynamaya başlamıştır. Cafer'e de: "Sen beden olarak da huy olarak da bana benziyorsun" buyurunca o da Zeyd gibi oynamaya başlamıştır. Hz. Ali de: ''Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Sen bendensin, ben de sendenim'' buyurunca oynamaya başladım" demiştir.'' - Beyhaki, Sünen (10/226).

 

Halimi der ki: ''Sopa vurma ise şiirin vezni ve temposuna yöneliktir ve bir eğlencesi yoktur. Zira tek başına sopa vurulması durumunda bize vereceği herhangi bir zevk yoktur ve rağbet edilen bir şey değildir. Bir çalgı aletine vurulan sopalar (mizher) ise bunlardan farklıdır. Beraberinde şarkı söylenmese de eğlence ile müzik amaçlıdır ve kulağa hoş gelen sesler verir. Değnekle yastığa ve sopayla leğene vurmada da amaç eğlence ise aynı hükümdedir.'' - Halimi, el-Minhac (3/18).

 

Halimi der ki: ''içeriği helal veya haram olsun Allah'a yaklaşma veya akrabalık bağlarını güçlendirme amacı olmayan her türlü şarkı batıldır. Şarkıların genel özelliği budur. Ancak batıl olarak isimlendirilen her şey aynı zamanda haram değildir. Topuz oyunu batıl bir oyun olsa da mekruh değildir. Güreş için de aynı şey geçerlidir."- Halimi, el-Minhac (3/18).

 

Halimi bu konuda gerekli açıklamaları yaptıktan sonra şöyle devam eder:

"Mubah olan şarkılar hayırlı amaç için kullanıldığında batıl olmaktan çıkarlar. Örneğin yalnızlık hissi olan ve bu yüzden sıkıntılar yaşayan kişi için doktor bu sıkıntıdan kurtulması için kırlara çıkıp şarkı söylemesini tavsiye edebilir. Kişi bunu yaptığı zaman da daralan içi terahlayacak sıkıntısı gidecektir. Böylesi bir durumda şarkı söyleme batıl olma hükmünden çıkar, doğru olan bir davranış olarak isimlendirilir. Örneğin kervan develerini süren kişinin söylediği sözler de bir tür şarkıdır. Ancak yol boyunca binekleri coşturma amacıyla yapıldığı için batıl olma hükmünden çıkmıştır. Binekler için öylesi bir durum varken insanın sıkıntısını giderip içini terahlatmak için söylenmesi doğaldır ki batıl olmayacaktır." - Haliml, el-Minhac (3/20).

 

Beyhaki der ki: "Abidierden biri de Allah'a yönelik korku, ümit, sevgi ve endişe gibi durumları ağır bir şekilde yaşadığı zaman içinde bulunduğu duruma uygun bir şekilde şarkı söyleyebilir. Akıbetine yönelik olan aşırı korkusundan dolayı veya boşuna geçirdiği günlere üzüntüsünden dolayı veya Yüce Allah'ın ahirette kendisi için hazırladığı mükatatlara özleminden dolayı veya çektiği sıkıntılardan yana kendisine vaad edilen şeylere sevincinden dolayı şarkı söyleyebilir ve bu söylediği içinde bulunduğu durumu daha da pekiştirebilir. Ya da söylediğiyle içindeki korku, ümit, sevgi ve endişe dengelenebilir. Bu durumda yine Allah'a itaat etmeye muvaffak kılınmasının sevincini veya kötü bir akıbete maruz kalmanın korkusunu veya ibadetlerdeki kusurunu yansıtacak şeyler terennüm edebilir. Bu ümmetin seletlerinden bazıları bunu yapmış ve zikredilen amaçlar dışında olmadığı sürece bunu yapmakta da herhangi bir sakınca görmemişlerdir."

 

 

 

4761- Beyhaki der ki: Ebu Abdirrahman Muhammed b. el-Hüseyn es-Sülemi'nin huzurunda şu rivayeti okudum: "İmam Ebu Sehl Muhammed b. Süleyman'a semah konusuna sorduğumda: "Hakikat ehli için müstehap, vera ehli için mubahken, fasıklar ve keyif ehli için ise mekruh görülmüştür" dedi."

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

4762- Enes b. Malik der ki: Bed b. Malik'in güzel bir sesi vardı ve yolculuklarında Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşlik eder, sesiyle develeri coştururdu. Kadınların bulunduğu develere yaklaştığı zaman da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Cam şişelere dikkat et! Cam şişelere dikkat et!" der, o da sesini keserdi.

 

Ravi Muhammed der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadınların onun sesini duymalarını istemezdi."

Ebu Hafs der ki: "Çok anlamlı bir hadistir."

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (1/350) ve Hakim, Müstedrek (3/291).

 

 

 

****************

Bölüm

****************

 

Halimi der ki: "Kişinin dilini tutması gereken konulardan biri de atalarla, özellikle de Cahiliye atalarıyla övünme ve onları yüceltmedir ki bunu yapmak helal değildir. Zira Yüce Allah: "Ey insanlar! şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır"[Hucurat 13] buyurmuştur. Bu ayetle Yüce Allah tüm insanların aynı anne babadan geldiğini, birbirlerine üstünlüklerinin ancak takvada olduğunu belirtmiş, birbirlerine karşı övünmemelerinin bir anlamının olmadığını bildirmiştir." - Halimi, el-Minhac (3/11).

 

 

 

4763- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah sizden Cahiliye kibri ile atalarla övünme kusurlarını gidermiştir. insanlar iki çeşittir. Kişi ya takva sahibi bir mümindir ya da günahkar bir şakidir. Tüm insanlar Adem'in çocuklandır. Yüce Allah da Adem'i topraktan yaratmıştır. Bundan dolayı bazıları ya Cahiliye'deki atalanyla övünmekten artık vazgeçer ya da Allah katında dışkı yuvarlayan bok böceğinden daha değersiz olurlar ...

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/232) ile Adab (461) ve Ahmed, Müsned (2/361).

 

 

 

4764- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah Cahiliye döneminin kibri ile atalarla övünme geleneğini sizden giderdi. Artık insanlar ya takvalı bir mümin ya da bedbaht (cehennemlik) bir günahkar olmak üzere iki sınıttır. Bütün insanlar Adem'in oğullarıdır. Adem de topraktan yarattımıştır. Bundan dolayı bazıları ya artık cehennem kömürü olmuş kişilerle övünmekten vazgeçer ya da Allah katında dışkı yuvarlayan bok böceğinden daha değersiz olurlar

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/339-340 (5116) ve Tirmizi 5/734,735 (3955,3956).

 

 

 

4765- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır, ancak başka kanallarıyla sahih bir hadistir. Ebu Nuayın, Ahbaru Isbehan (2/60).

 

 

 

4766- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cahiliye döneminde ölen atalarınızla övünmeyin. Canım elinde olana yemin olsun ki bak böceğinin burnuyla yuvarladığı şey Cahiliye'de ölen atalarınızdan daha hayırlıdır. "

Ebu Davud et-Tayalisi bunu Hişam'dan rivayet ederek mutabaat etmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 11/317-318 (11861, 11862) ile M. es-Sağir 3/274 (2599) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/85).

 

 

 

4767- İbn Ömer der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve salı em) Mekke'nin fethinde bir hutbe verdi ve şöyle buyurdu: "Ey insanları Yüce Allah Cahiliye döneminin kibri ile atalarla övünme adetini sizden giderdi. insanlar iki çeşittir. Kişi ya takva sahibi ve değerli bir mümindir ya da günahkar ve değersiz bir şakidir. Tüm insanlar Adem' in çocuklandır. Yüce AIlah da Adem'i topraktan yaratmıştır. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 5/389 (3270).

 

 

 

4768- Katade ve Ali b. Zeyd b. Cud'an anlatıyor: Sa'd b. Ebi Vakkas ve Selman el-Farisi arasında bir sorun vardı. İkisi aynı mecliste iken Sa'd oradakilerden birine: "Ey filan! Soyunu söyle" dedi. Adam kimlerden olduğunu söyledi. Sa'd daha sonra diğerine aynı şeyi söyledi ve bu şekilde sıra Selman'a geldi. Selman'a: "Ey Selman! Sen soyunu söyle" deyince, Selman: "Müslüman olduktan sonra kendime bir soy tanımıyorum. Ama ben İslam'ın oğlu Selman'ın" karşılığını verdi.

Aralarında geçen bu olay Hz. Ömer'e ulaştı. Daha sonraları Ömer, Sa'd ile karşılaşınca: "Ey Sa'd! Soyunu söyle" dedi. Sa'd, onun neden böyle dediğini anladığı için: "Ey müminlerin emiri! Allah aşkına benden bunu isteme" karşılığını verdi. Ancak Ömer ısrar edince Sa'd soyunu söyledi. Ömer daha sonra oradakilerden her birinden aynı şeyi istedi. Sıra Selman'a gelince: "Ey Selman! Sen soyunu söyle" dedi. Selman: "Yüce Allah beni İslam diniyle şereflendirdi. Ben İslam'ın oğlu Selman'ım" karşılığını verdi.

Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: "Cahiliye'de Hattab'ın en saygın kişilerden biri olduğunu Kureyşliler bilir. Ömer ise İslam'ın oğludur ve İslam'ın oğlu olan Selman'ın da kardeşidir. (Ey Sa'd!) ValIahi böyle olmasaydı diğer tüm şehirlerde bulunanların da haberi olacak şekilde seni cezalandırırdım! Zamanında bir adamın soyunu Cahiliye'den dokuz ataya dayandırdığı için kendisi de onuncuları olarak cehenneme girdiğini, birinin de soyunu sadece İslam dönemindeki babasına dayandırıp geriye kalanları bıraktığı için babasıyla birlikte cennete girdiğini bilmiyor musun?"

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Abdurrezzak, Musannef 11/438-439 (20942).

 

 

 

4769- Ebu Reyhane'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Asaletini ve şerefini göstermek amacıyla soyunu kafir olan dokuz ataya dayandıran kişi, kendisi de onuncuları olacak şekilde cehenneme girer" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/134), Ebu Ya'la, Müsned 3/28 (1439) ve Ebu Nuaym, Ahbaru lsbehan (1/325) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/85).

 

 

 

4770- Ubey b. Ka'b der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında iki adam karşılıklı birbirlerine dil uzattılar veya atalarını saydılar. Biri: "Ben filanın oğlu filanım! Ben filanın oğlu filanım!" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hz. Musa zamanında iki adam karşılıklı soylarını saymaya (veya birbirlerine dil uzatmaya) başladılar. Biri: ''Ben filanın oğlu filanım ... '' diyerek atalarından dokuz kişiyi saydı ve diğerine: ''Annesiz kalasıcal Sen soyunu say bakalım'' dedi. Diğeri: ''Ben müslümanlardan filanın oğlu filanımı'' karşılığını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah, Musa'ya şöyle vahyetti: "Kendini dokuz ataya nisbet eden kişi, sen cehennem ateşinde onların onuncusu olacaksın. Kendini sadece anne babasına nisbet eden kişi, sen de kendini nisbet ettiğin kişilerin üçüncüsü olarak cennette olacaksın. ''

Abdurrahman b. Ebi Leyla kanalıyla Muaz'dan da rivayet edilmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdullah b. Ahmed, Zevaidü'z-Zühd (5/128), Abd b. Humeyd, elMüntehab (179) ve Nesai, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle (391) Bak. Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/85).

 

 

 

4771- Muaz b. Cebel'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hz. Musa zamanında israil oğullarından biri kafir biri de müslüman olan iki adam karşılıklı soylarını saymaya başladilar. Müşrik olan atalarından dokuz kişiyi saydı. Müslüman olan kişi: ''Ben filanın oğlu filanım! Geriye kalanlardan da uzağım'' karşılığını verdi. Bunun üzerine Musa'nın münadisi çıkıp şöyle bir çağrı yaptı: "Ey birbirlerine soylarini sayanlar! Aranızda hüküm verildi. Ey kafir! Kendini kafir olan dokuz ataya nisbet ettin. Bundan dolayı cehennem ateşinde onların onuncusu olacaksın. Ey müslüman! Sen de kendini sadece müslüman olan anne babana nisbet edip gerisini bıraktın. Sen de müslümanlardan birisin ve diğerlerinden uzaksın.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Taberani, M. el-Kebir 20/139-140 (284, 285) ve Ahmed, Müsned (s /24 1) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/85-86).

 

 

 

4772- Ebu Umame der ki: Ebu Zer: "Ey siyah kadının oğlu!" diyerek Bilal'i annesinden dolayı aşağıladı. Bilal, Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} gidip bunu anlatınca Allah Resulü {Sallallahu aleyhi ve Sellem} buna çok kızdı. Ebu Zer, Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} yanına gelince de ona yüz vermedi. Ebu Zer sebebini bilmediği için de: "Ey Allah'ın Resulü! Mutlaka yaptığım bir şeyden dolayı benden yüz çevirdin" dedi. Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Annesinden dolayı Bilal'ı aşağılıyor musun?" deyip şöyle devam etti: "Kitab'ı Muhammed'e indirene yemin olsun ki amelden başka birinizin diğerinden herhangi bir üstünlüğü yoktur ve aynı ölçekten dökülmüş gibisinizdir."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4773- Ebu Umame der ki: ResuluHalı (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Umame!

Benimle Rabbine iman edip çocuklarına şefkat gösteren siyah yanakıl, siyah kollu kadın şu ikisi gibiyiz" buyurdu ve işaret parmağı ile yanındaki parmağı ayırıp gösterdi. Sonra şöyle devam etti: "Yüce Allah Cahiliye döneminin kibri ile atalarla övünme adetini sizden giderdi. Hepiniz Adem ile Havva'nın çocuklarısınız ve bir ölçekten diğerine dökülmüş gibisiniz. Allah katında en değerliniz O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Dini ve güvenilirliği konusunda raZi olacağınız biri sizden kız istediği zaman ona kız verin. "

 

Salim b. Salim el-Belhi rivayette güçlü biri değildir ve bunu meçhul birinden de rivayet etmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 8/245 (7836) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/579).

 

 

 

4774- Cabir b. Abdillah der ki: ResuluHalı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında Teşrik günlerinin ortasında bizlere bir hutbe verdi. Hutbesinde:

"Ey insanlar! Bilin ki Rabbiniz birdir! Babanız da birdir. Bilmelisiniz ki takvadan başka Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap olana, siyah tenlinin esmere, esmerin de siyah tenliye herhangi bir üstünlüğü yoktur. Allah katında en değerliniz O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır" buyurdu ve: "Tebliğimi yaptım mı?" diye sordu. Müslümanlar: "Evet, ettin ey Allah'ın Resulü!" dediklerinde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman burada bulunanlar bunları burada olmayanlara iletsin" buyurdu ...

 

Sonrasında ravi Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen kan, mal ve onudarın kutsallığıyla ilgili sözlerini aktarır.

İsnadında durumu meçhul olan ravi vardır.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Münziri, et- Terğib (3/612-613) ve Suyuti, Dürrü'lMensur (7/579).

 

 

 

4775- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde Yüce Allah şöyle buyurur: "Sizlere emirler verdim. Ancak sizler bana verdiğiniz sözleri heba ettiniz ve kendi soylarınızı üstün tuttunuz. Bugün de kendi kıldığım bağları yüceltip üstün tuttuğunuz soylarınızı alçaltacağım. Muttakiler nerede? Nerede takva sahipleri? Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır ...

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Hakim, Müstedrek (2/463-464) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/579).

 

 

 

4776- Ata b, Ebi Rebah bildiriyor: Ebu Hureyre ''Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır"[Hucurat 13] ayetini okudu ve şöyle dedi: "Kıyamet gününde Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey insanlar! Ben sizlere bir bağ kıldım, ancak sizler kendi soylarınızdan olan bağları öne çıkardınız, En değerlinizi en takvalı olanınız kılmışken siz ''Filanın oğlu filan, falanın oğlu falandan daha değerlidir'' demeyi tercih ettiniz. Bugün de kendi kıldığım bağları yüceltip üstün tuttuğunuz soylarınızı alçaltacağıill. Muttakiler nerede?"

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (2/464) ve Beyhaki, Zühd (759).

 

Ebu Gassan en-Nehdi ise rivayetinde Talha'dan naklen şu eklemeyi de yapar: Ata bana: "Ey Talha! Kıyamet gününde senin isminle benim ismimde olanlar ne çok olacak! Ancak ''Muttakiler nerede?'' çağırısı yapıldığında ancak affedilmiş olanlar ayağa kalkacaktır" dedi.

 

Mahfuz olanı da bu isnadla bu şekilde mevkuf olarak rivayet edilenidir.

 

 

 

4777- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Kıyamet gününde Yüce Allah buyurur ki: "Ey insanlar,.," Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını aktarıp şöyle devam eder: "Sonra Yüce Allah: ''Muttakiler nerede?'' diye seslenir. Bu çağrı üzerine sadece atfedilenler ayağa kalkar. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Münziri, et-Terğib (3/613) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/580).

 

 

 

4778- Abdullah b. Ebi Yezid bildiriyor: İbn Abbas'ın şöyle dediğini işittim: "Üç şey Cahiliye adetlerindendir. Biri soylara dil uzatmaktır. Diğeri ölü arkasından feryat edip ağlamaktır ... " Ravi üçüncüsünü unutmuştur.

Süfyan der ki: "Üçüncüsünün yıldızlardan yağmur bekleme olduğu söylenmiştir."

Buhari, Sahih'de Ali b. el-Medini kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, menakib (5/238).

 

 

 

4779- Ebu Malik el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dört şey Cahiliye adetlerindendir ve ümmetimden eksik olmazlar. Bunlar asaletle övünme, neseplere dil uzatma, yıldızlardan yağmur isteme ve ölülerin arkasından feryat edip ağlamaktır. Ölü arkasında bu şekilde ağlayan da tövbe etmeden ölmesi halinde kıyamet gününde üzerinde katrandan bir gömlek (veya şalvarla) diriltilir ve giysileri üzerindeyken cehennem aleviyle yanar. ''

 

Tahric: İsnadı ilk kanalla zayıf, ikinci kanalla sahih olan sahih bir hadistir.

 

 

Müslim, Eban kanalıyla Yalıya b. Ebi Kesir'den rivayet etti - Müslim, cenaiz (29).

Diğer insanlar içinden Haşim oğullarının seçilmesi konusunda gelen hadisin asaletle övünmeden sayılıp sayılmayacağı konusunda Halimi şöyle demiştir: "Bu hadiste asaletle övünme değil, zikredilen sınıfların konumlarına dair bilgi vardır. Örneğin biri: "Babam fakih biriydi" dediği zaman bununla babasıyla övünmüş olmaz, babasının diğer insanlardan farkını belirtmiş olur. Aynı şekilde kişi bunu diyerek şükür babından Yüce Allah'ın hem kendisine, hem de babasına ihsan ettiği nimete işaret de etmiş olabilir. Bu da onların herhangi bir yönüyle övünme anlamına gelmez.''- Halimi, el-Min hac (3/11).

 

 

 

4780- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dört şey Cahiliye adetlerindendir ve insanlar (müslümanlar) bunları bırakmazlar. Bunlardan biri, neseplere dil uzatmadır. Diğeri, ölülerin arkasından feryat edip ağlamadır. Diğeri, uyuzluk konusudur ki bir deve uyuz olduğu zaman yüz tanesine bulaştım. insanlar ilk deveyi kimin uyuz ettiğini sorup dururlar. Bir diğeri de, yağmuru yaradan'dan bilmektir."

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan has en bir hadistir. Tirmizi 3/325 (1001).

 

 

 

Cafer b. Avn bunu Mis'ar kanalıyla Alkame'den mevkUf olarak rivayet etmiştir.

 

 

4781 - Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişinin belini kıran beş şey vardır. Bunlardan biri, anne babaya asi olmaktır. Diğeri. kadının kendisine güvenen kocasına ihanet etmesidir. Diğeri. yöneticinin, insanlar kendisine itaat ederken kendisinin Yüce Allah'a isyan etmesidir. Diğeri. kişinin iyilik yapmaya söz verip de bundan caymasıdır. Bir diğeri de başkalarının soyuna dil uzatmaktır. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan has en bir hadistir. Suyuti, el-Camiu's-Sağir (8393).

 

 

 

4782- Ukbe b. Amir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dindarlığı ve güzel amelleri dışında kişinin başkalarına karşı herhangi bir üstünlüğü yoktur. Ağzı bozuk, kaba, cimri ve korkak olması kişiye (kötülük olarak) yeterlidir. ''

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Münziri, et-Terğib (3/612).

 

 

 

4783- Ukbe b. Amir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "İçinizden hiç kimsenin başkasının soyuna sövme hakkı yoktur. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız. Dindarlığı veya takvası dışında kişinin başkalarına karşı herhangi bir üstünlüğü yoktur. Kaba, ağzı bozuk ve cimri olması kişiye (kötülük olarak) yeterlidir. ''

 

Tahric: İbn Lehia dışında ravileri güvenilirdir ve sahih bir hadistir. Ahmed, Müsned (4/145, 158), İbn Cerir, Tefsir (26/140), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (4/365) ve Taberani, M. el-Kebir 17/295 (814) Bak: Münziri, et-Terğib (3/612) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/179).

 

 

 

4784- Ebu Bekr b. el-Merzuban bildiriyor: Fudayl b. Ebi Tahir kendisine ait şöyle bir şiir okudu:

"Kendinden bir asalete sahip olmaktır güzel olan

Kişinin soyunu bir yerlere dayandırması değil

Nesebi kendisiyle başlayan kişi ile

Nesebin kendisine dayandırıldığı kişi bir değil.."

 

 

 

4785- Süfyan b. Uyeyne bildiriyor: Amr b. el-As ile Muğire b. Şu'be arasında Vahat'ta ağız dalaşı olmuştu. Muğire ona sövünce Amr: "Ey Hasis ailesi! İbn Şu'be'nin bana sövmesine izin mi vereceksiniz!" diye bağırdı. Bunun üzerine oğlu Abdullah ona: "İnna lillah ve inna ileyhi raciun! Asabiyet çağrısı mı yapıyorsun? Oysa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) asabiyet çağrılarını yasaklamıştı. Otuz köle azat et" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4786- Abdullah (b. Mes'ud)un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mümin; başkalarına dil uzatan, lanet eden, çirkin sözler söyleyen kaba biri değildir" buyurmuştur.

Katade'nin rivayetinde "Çirkin sözler söyleyen ve kaba biri değildir" şeklinde geçer.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/350 (1977).

 

 

 

4787- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Mümin; başkalarına lanet eden, dil uzatan, kaba davranan ve çirkin sözler söyleyen biri değildir" buyurmuştur.

 

Beyhaki'nin hocası dışında ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4788- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Doğru sözlü olan birinin lanet eden biri olmaması gerekir" buyurmuştur.

 

Sahih bir hadistir.

 

Müslim, Sahıh'de Harun b. Said kanalıyla İbn Vehb'den rivayet etti. - Müslim, birr (84).

Başka bir kanalla "Mümin birinin lanet eden biri olmaması gerekir" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

 

 

4789- Zeyd b. Eslem der ki: Abdulmelik b. Mervan bazı şeyleri sormak için Ümmü'd-Derda'yı yanına çağırırdı. Ümmü'd-Derda da geldiğinde onun hanımlarının yanında kalırdı. Bir gece Abdulmelik cariyesini çağırdı. Cariye gelmekte gecikince Abdulmelik ona lanet etti. Bunun üzerine Ümmü'dDerda ona şöyle dedi: "Lanet etme! Ebu Derda'nın bana bildirdiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Lanet edenler, kıyamet günü şahit de şefaatçi de olamazlar'' buyurduğunu işitmiştir."

Müslim, Sahıh'de İshak b. İbrahim kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir. - Müslim, birr 85).

 

 

 

4790- Sabit b. ed-Dahhak'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi sahip olmadığı bir mala yönelik adakta bulunamaz. Mümine lanet okumak onu öldürmek gibidir. Kişi dünyadayken bir şeyle kendini öldürdüğü zaman kıyamet gününde cezasını aynı şeyle çeker. islam dininden başka bir din üzerine yalan yere yemin eden kişi, o dinden biri saydır. Mümin birine kafir demek onu öldürmek gibidir.''

Başka bir kanalla bu hadisin aynısı adak kısmı olmadan rivayet edilmiştir.

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari ile Müslim, Sahih'de Eyyub ve Yahya b. Ebi Kesir'den rivayet ettiler. - Buhari, edeb (7/84,97) ve Müslim, iman (177),

 

 

 

4791 - Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kölelerinden birine lanet eden Ebu Bekr ile karşılaşınca ona doğru bakıp: "Hem lanet okuyan, hem de sıddik biri mi? Kabe'nin Rabbine andolsun ki bu olamaz" buyurdu. Bunun üzerine o gün Ebu Bekr kölelerinden bazılarını az at etti. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip: "Bir daha yapmayacağım" dedi.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız bir ravi vardır. Diğer ravileri ise güvenilirdir. Buhari, Edebu'l-Müfred (319) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (693).

 

 

 

4792- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Müslüman birinin lanet eden biri olmaması gerekir" buyurmuştur.

Salim der ki: "Bundandır (babam) İbn Ömer'in bir şeye lanet ettiğini duymuş değilim."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizı 4/371 (2019).

 

 

 

4793- Zühri der ki: İbn Ömer hizmetçilerinden birine lanet etmek istedi. Ancak "Allahım! La ... " deyip tamamlamadan kesti ve: "Bu sözü söylemeyi sevmiyorum!" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19533).

 

 

 

4794- Salim der ki: "İbn Ömer biri hariç, hiçbir kölesine lanet okumuş değildir. Lanet okuduğu bu köleyi de bundan dolayı azat etti.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19534).

 

 

 

4795- Zühri der ki: Salim'in: "Öncekiler kölelerini döverlerdi, ancak onlara lanet okumazlardı" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19529).

 

 

 

4796- Huzeyfe: "Karşılıklı lanetleşen her bir topluluk azabı hak etmiş olur" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19535), Buhari, el-EdEbu'I-Müfred (318), İbn Ebi Şeybe, Musannef (15/87), Ebu Nuaym, Hilye (1/279) ve Hennad, Zühd 2/613 (1317).

 

 

 

4797- Semure b. Cundub'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Birbirinize Allah'ın laneti, gazabı ve cehennem ateşiyle beddua okumayın" buyurmuştur.

Her iki kanalın lafzı aynıdır.

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Davud 5/211 (4906) ve Tirmizı 4/350 (1976).

 

 

 

4798- Semure'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birbirinize Allah'ın laneti, gazabı ve cehennem ateşiyle beddua okumayın" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Tayalisı, Müsned (s. 123).

 

 

 

4799- Ebu Derda'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kul bir şeye lanet ettiği zaman bu Ianeti semaya yükselir, ancak semanın kapıları bu lanetin yüzüne kapanır. Bu lanet sonra yere iner, ancak yerin de kapıları yüzüne kapanır. Sonra bu lanet sağa veya sola doğru gitmek ister, ancak gidecek yer bulamayınca, kendisine lanet okunan şey bu laneti gerçekten hak ediyorsa ona gider. Hak etmiyorsa da lanet, okuyana geri döner. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/210-211 (4905).

 

Ebu Davud der ki: "Mervan b. Muhammed hadisin senedinde bulunan Velid b. Rebah'ın aslında Rebah b. el-Velid olduğunu ve bunu Nimran'dan işittiğini söylemiştir. Yahya b. Hassan da (Velid b. Rebah diyerek) hata yapmıştır."

Ebu'ı-Aliye'nin de bu yönde bir rivayeti vardır ve rüzgara sövmenin mekruh olması konusu içinde zikredilmiştir.

 

 

 

4800- Ayzar b. Cervel el-Hadrami anlatıyor: Kabilemizden Ebu Umeyr adında bir adam vardı. Bu kişi kardeşleşmede Abdullah'ı kendine kardeş edinmişti. Abdullah da ara sıra evine ziyaretine gelirdi. Bir defasında yanına gelince onu evde bulamadı. Bunun üzerine karısının yanına girip oturdu. Abdullah kadının yanında otururken kadın cariyesini bir iş için gönderdi. Cariye geç kalınca: "Geç kaldı! Allah ona lanet etsin!" demeye başladı. Bunun üzerine Abdullah çıkıp kapıda oturdu.

 

Ebu Umeyr gelip de onu kapıda görünce: "Kardeşinin ailesinin yanına girseydin ya" dedi. Abdullah şu karşılığı verdi: "Girmiştim. Ancak karın cariyesini bir yere gönderdi, geç kalınca da ona lanet okudu. Oysa ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Lanet kişiden çıktığı zaman edilen kişiye gitmek için yol arar. Şayet ona gidecek bir yol bulamazsa eden kişiye geri döner'' buyurduğunu işittim. Ben de böylesi lanetin yolunda durmak istemedim.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (1/408, 425) Bak: Münziri, et-Terğib (3/473) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (S /74).

 

 

 

4801- İmran b. Husayn bildiriyor: Yolculuklarından birinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birinin lanet okuduğunu işitti. "Bu ne?"' diye sorunca: "Filan kadın bineğine lanet etti" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman ona yük vurmayın, zira lanetlenmiştir" buyurdu. Kül renginde olan bu dişi deveyi şu an görür gibiyim.

 

Sahih bir hadistir.

 

Müslim, Sahih'de Ebu'r-Rabi kanalıyla Hammad'dan rivayet etti. - Müslim, birr (SO-SI).

Sekafi ve başkaları Eyyüb'den rivayet ederken "Bu deveye kimseler dokunmazdı" dediğini de zikreder.

Ebu Berze rivayet ederken ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın lanetini yemiş bir deve bizimle yolculuk etmesin" buyurduğunu aktarır.

 

 

 

4802- Ebu Berze bildiriyor: Cariyenin biri, üzerinde yolcuların eşyalarının da bulunduğu erkek veya dişi deve üzerindeyken dar bir geçide ulaştı. Yol daralmışken arkadan Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yetişti. Cariye, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğini görünce devesine: "Allahım! Sen buna lanet et" demeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu cariyenin sahibi kim? Üzerinde Allah'ın laneti bulunan bir binek (veya deve) bize eşlik etmesin" buyurdu,

 

Müslim, Sahih'de farklı kanallarla Süleyman et-Teymı'den rivayet etti.

 

Tahric: Sahih bir hadistir. - Müslim, birr (82,83).

 

 

 

4803- İbn Atiyye der ki: "Abdullah b. Ebi'l-Huzeyl, lanet ettiği koyunun sütünden içmez, lanet ettiği tavuğun yumurtasından da yemezdi.''

 

Isnadı zayıftır.

 

 

 

4804- Amr b. Malik en-Nukri der ki: Ebu'l-Cevza'nın: "Hiçbir şeye lanet etmiş değilim. Lanet edilmiş hiçbir şeyden yemiş değilim. Hiç kimseyi de rahatsız etmiş değilim" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Sa'd, Tabakat (2247), Zehebi, Siyer (4/371), Ebu Nuaym, Hilye (3/78-79) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt ( 680 ).

 

 

 

4805- İbn Ömer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey kadınlar, Takıiarınızdan olsa dahi sadaka verin. Çokça bağışlanma dileyin. Zira cehennem ahalisinin çoğunun sizlerden oluştuğunu gördüm" buyurdu. Aklı başında kadınlardan biri: "Ey Allah'ın Resulü! Neyimiz var ki cehennem ahalisinin çoğunu oluşturuyoruz?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Çünkü çokça lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Dini ve aklı noksan olmasına rağmen akıllı birine (erkeğe) sizden daha çok baskın çıkanını da görmedim" buyurdu. Kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Akıl ve dinde noksanlıktan kastın nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Akıl bakımından noksanlık, iki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine denk sayılmasıdır. Din bakımından noksanlık ise, kadının (hayız ve doğumdan dolayı) çoğu günlerini namazsız geçirmesi. Ramazan'da orucunu yemesidir" buyurdu,

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim, Sahih'de Ebu't-Tahir - İbn Vehb - Bekr b. Mudar kanalıyla rivayet etti. - Müslim, ıman (1/87).

 

 

 

4806- Salih b. Keysan der ki: Bir defasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında horoz ötünce adamın biri ona sövdü. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Horoza sövmeyin! lira insanları (uyandırıp) namaza çağırıyor" buyurdu.

İsnadında kopukluk vardır (mürseldir). Ayrıca ravi zincirinde Salih b. Keysan merkezli bir ihtilaf mevcuttur. 

 

İsnadında kopukluk vardır.

 

 

 

4807- İbn Mes'ud der ki: Bir defasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında horoz ötünce adamın biri: "Allahım! Ona lanet et!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Horoza lanet etmeyin ve sövmeyin! Zira insanları (uyandırıp) namaza çağırıyor" buyurdu.

 

Cenah'ın, babası kanalıyla dedesinden olan rivayeti: "Bir horoz Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında ötünce adamın biri şöyle dedi..." şeklindedir.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Bezzar, Müsned 2/433 (2040), Taberani, M, el-Kebir 10/1819 (9796) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/26B) Bak: Münziri, et-Terğib (3/474) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (B/77).

 

 

 

4808- Zeyd b. Halid el-Cühenı der ki: Adamın biri Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında hamza lanet edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Ona lanet etme' Zira insanları (uyandırıp) namaza çağırıyor" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/115), Abdurrezzak, Musannef 11/262 (2049B), Taberani, M. el-Kebir 5/275 (5208) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne 12/169 (3269).

 

 

 

4809- Zeyd b. Halid el-Cühenl'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Horoza lanet etmeyin! Zira insanları (uyandınp) namaza çağırır" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Davud 5/331 (5101).

 

Ebu Davud başka bir defasında bunu Abdulaziz - Salih - Abdullah b. Ebi Katade - Ebu Katade kanalıyla zikretmiş ve: "Bu (ravi zinciri), bana göre daha sağlamdır" demiştir.

 

 

 

4810- Başka bir kanalla aynısı: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) horaza sövülmesini yasakladı ve: ''İnsanları namaza uyandırır.'' buyurdu" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

İbn Nasr'ın rivayetinde "Namaz çağırısı yapar" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (5/193), Taberani, M. el-Kebir 5/275 (5209), İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/1033 (2999) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne 12/169 (3270).

 

 

 

4811- Başka bir kanalla Zeyd b. Halid'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Haroza sövmeyin! Zira namaz çağrısı yapar" buyurmuştur ..

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 5/331 (5101).

 

 

 

4812- Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah'ın, ayakları yerde başı ise Arş'ın altında eğilmiş olan bir horozu vardır. Gecenin bitimine az kala da ''Subbuhun! Kuddusun''' diye seslenir. Onun bu seslenmesiyle de yeryüzündeki horozlar ötmeye başlar. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Hacer, Lisan (4/245-246), Zehebi, Mizan (3/148), İbn Hibban, el-Mecruhin (3/105), İbn Adiy, el-Kamil (S/1830), Ukayli, Duafa (3/241) ve İbnu'l-Cevzi, elMevduat (3/6-7).

 

 

Beyhaki der ki: "Ali b. Ali el-lıhebi bunu rivayette tek kalmıştır ve zayıf biridir."

Başka bir kanalla daha uzun bir metinle rivayet edilmiştir. -- İbn Adiy, el-Kamil (7/2696-2697) ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (3/7).

 

 

 

4813- Cabir b. Abdillah der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beyaz horoz beslenmesini emretti.''

Bu isnadla münker bir hadistir. Ali b. Ali el-lıhebi bunu rivayette tek kalmıştır. Benzeri mürsel bir isnadla da rivayet edilmiştir.

 

İsnadı zayıftır. 

 

 

 

4814- Abdullah b. Ömer b. el-Hattab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Horozlar namaz vakti için öter. Beyaz horoz edinen kişi de şeytan. büyücü ve kahin olmak üzere üç kişinin şerrinden korunur. "

 

Tahric: Beyhaki'nin hocası ve onun da hocasını tanımıyoruz. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4815- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pirelerden bahsetti ve: "Kişiyi namaza kaldımlar" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Sehavi, Mekasidu'l-Hasene (s. 461).

 

 

 

4816- Enes b. Malik der ki: Adamın biri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında pireye lanet edince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona lanet etme! Zira peygamberlerden birini namaza kaldırmıştt" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (123/), Bezzar, Müsned (2/434) ve Ebu Ya'la, Müsned 5/333 (204), 5/429 (3120) Bak: İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye 2/444 (2699) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/77).

 

 

 

4817- Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın birinin pireye sövdüğünü işitince: "Ona lanet etme! Zira peygamberlerden birini sabah namazına kaldırmıştı" buyurdu.

 

Ebu Ahmed b. Adiy der ki: Malini bu hadisin akabinde bize şöyle dedi:

"Bu hadis Safvan b. İsa - Süveyd b. Ebi Hatim - Katade - Enes Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kanalıyla bilinir. Said b. Beşir'in rivayet ettiği gibi Katade kanalıyla Enes'ten de rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/1257-1258).

 

 

 

4818- Hassan bildiriyor: Adamın biri merkebinin üzerindeyken merkep tökezleyince: "Hay aksi!" dedi. Adamın sağ tarafında bulunan melek: "Bu sözü iyi bir şey değil ki yazayım" derken, sol tarafındaki melek de: "Bu söz kötü bir söz değil ki kayda geçeyiın" dedi. Bunun üzerine sol taraftaki meleğe: "Sağ taraftaki meleğin yazmadığını sen yaz" diye vahyedildi veya seslenildi.

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. İbnu'l-Mübarek, Zühd 358 (1013) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/76).

 

 

 

4819- Ebu Temime el-Acemi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin arkasında bulunan bir adamdan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merkebinin arkasına binmiştim. Bir ara merkep tökezleyince: "Hayaksi Şeytan!" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayaksi Şeytan, deme. Böyle dersen Şeytan (bu kendisinin yaptırdığini düşünüp) büyüklenir. Bunun yerine: ''Bismillah!'' de. Bunu dediğin zaman Şeytan küçüle küçüle sinekten daha küçük hale gelir. "

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Davud 5/260 (4982).

 

 

 

4820- Ebu Temime, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin arkasında bulunan bir adamdan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merkebinin arkasına binmişken merkep tökezleyince: "Hayaksi Şeytan!" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayaksi Şeytan, deme. Böyle dersen Şeytan büyür, dağ kadar olur ve: "Onu gücüm le tökezlettim!" demeye başlar. Bunun yerine: "Bismillah!" dersen Şeytan küçüle küçüle sinek kadar olur. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (5/365) ve Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (1/159).

 

 

 

4821 - Başka bir kanalla bunu Ebu Temime, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin arkasında bulunan bir adamdan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merkebinin arkasına binmişken merkep tökezleyince: "Hay aksi Şeytan!" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayaksi Şeytan, deme. Hayaksi Şeytan, dediğin zaman Şeytan büyüklenir ve: ''Onu gücümle tökezlettim!'' demeye başlar. Bunun yerine: ''Bismillahf'' dersen Şeytan küçüle küçüle sinekten daha küçük hale gelir. ''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Abdurrezzak, Musannef 11/424 (20899) ve Ahmed, Müsned (5/59).

 

 

 

4822- İbrahim b. el-Eş'as der ki: Fudayl b. İyad'ın şöyle dediğini işittim:

Kişi, hayvan veya benzeri dünyalık herhangi bir şeye: "Allah seni rezil etsin! Allah sana lanet etsin!" dediği zaman bu şey de mutlaka ona: "Allah ikimizden Allah'a en çok isyan edeni rezil etsin!" karşılığını verir. İnsan oğlu da ikisi içinde en isyankar alanıdır.

 

Tahric: İsnadına bir sakınca yoktur. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (387).

 

 

 

4823- Ebu Derda der ki: "Kişi dünyaya lanet ettiği zaman dünya da ona: ''Allah ikimizden Allah'a en çok isyankar olana lanet etsin!'' karşılığını verir."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4824- Ebu Derda'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah hayvanlara yaptıklarınızı bağışlayacak olsaydı, çok şeyinizi bağışlamak durumunda kalırdı" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (6/441-442) Bak: İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye (2/157).

 

 

 

4825- Abdullah b. el-Mübarek der ki: "Üzerine binilen nice binek vardır ki üzerine binen kişiden daha hayırlıdır ve Allah'a daha çok itaat edip O'nu daha fazla zikretmektedir.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4826- Sadaka b. Beşşar der ki: "Hz Davud mihrabındayken küçük bir kurtçuk gördü. Onun yaratılışına şaşırınca Yüce Allah o kurtçuğu dile getirdi, kurtçuk da: ''Ey Davud! Bu küçüklüğüme rağmen büyük olan senden daha çok Allah'ı zikrediyorum'' dedi."

 

İsnadı zayıftır.

4260. hadiste geçti.

 

 

 

4827- Abdulvehhab b. Ata bildiriyor: "İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan ayetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya"[Bakara 159] ayeti konusunda Kelbi'nin: "Bunlar Yahudilerdir" dediğini işittim. Yine şöyle dedi: "Kişi hak etmeyen bir şeye lanet ettiği zaman bu lanet bir Yahudinin üzerine gider. İşte: "Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler"[Bakara 159] buyruğundan kasıt da budur.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/391).

 

Beyhaki der ki: "Kelbı bunu sağlam ve fakih birinden naklen söylediyse Ianete yönelik böylesi bir ruhsat, dili Ianete alışık olmayan ve kasıtsız bir şekilde lanet edenler içindir. Yüce Allah rahmetiyle günahlarımızı bağışlasın."

 

 

 

4828- Kelbi'nin, Ebu Salih'ten naklen bildirdiğine göre İbn Mes'üd bu ayeti açıklarken şöyle demiştir: "Bir kişi hak ettiğini düşünerek birine lanet ettiği zaman bu lanet hızla semaya çıkar. Ancak kendisine edildiği kişiyi bulamayınca bunu edene geri döner. Döndüğünde laneti eden kişinin de bunu hak etmediğini görünce gidip bir Yahudinin üzerine düşer. İşte: "Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler"{Bakara 159] buyruğundan kasıt da budur. Ancak onlardan tövbe edenlerin (müslüman olanların) üzerinden bu lanet kalkar ve diğer Yahudilerin üzerine gider. "Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lanetlenmekten) kurtulmuşlardır"{Bakara 160] ayeti de bunu ifade etmektedir.''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır ve tanımadığımız ravileri vardır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/391392).

 

 

****************

Bölüm

****************

 

Kişinin diline hakim olması gereken konulardan biri de babaların (ataların) üzerine yemin etmektir. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Babalarınızın ve tağutların üzerine yemin etmeyin!" buyurmuştur. Başka bir rivayette:

"Annelerinizin ve putlarınızın da üzerine yemin etmeyin. Allah'tan başka kimsenin adı üzerine yemin etmeyin ve ancak doğruyu söylüyorsanız bu yemini edin" şeklinde aktarılır. - Müslim, iman (6).

 

Bu konudaki rivayetleri de es-Sünenü'l-Kübra'da zikretmiştik.- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (10/26-74).

 

 

 

4829- İbn Ömer der ki: Kureyşliler atalarının üzerine yemin ederlerdi. Bu konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi yemin edecekse sadece Allah'ın adı üzerine yemin etsin" buyurdu.

Buhari ile Müslim, Sahıh'de Abdullah b. Dinar'dan rivayet ettiler.

 

Tahric: Ravileri güvenilir olan sahih bir hadistir. Buhari, menakib (4/235) ile tevhid (8/170) ve Müslim, iman (4).

 

 

****************

Bölüm

****************

 

Halimi der ki: "Bu konuda içinde zikredilmesi gereken başka bir şey de kişinin zamanının çoğunu Arap olmayanların kitaplarını okumaya, araştırmaya, ezberlemeye, içindekileri aktarmaya ve başkalarıyla birlikte içeriklerini müzakere etmeye ayırmamasıdır. Yüce Allah: "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır''[Lokman 6] buyurur.

Bu ayetin Nadr b. el-Haris hakkında nazil olduğu söylenir. Zira Nadr, Arap olmayanlar hakkında rivayetleri içeren kitaplar satın alır ve Araplara: "Muhammed sizlere Ad ve Semud hakkında bilgiler veriyor. Ben de size Rüstem ve isfendiyar hakkında bilgi veriyorum" derdi.'' - Halimi, el-Min hac (3/14).

 

 

 

4830- Kelbi bildiriyor: Ebu Salih, "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır"[Lobnan 6] ayetini açıklarken: "Ayet, Kur'an'ı bırakıp batıl olan sözleri satın alan kişilerden bahsetmektedir" dedi. İbn Abbas ise şöyle demiştir: "Bunu yapan kişi Nadr b. el-Haris b. Alkame'dir. Arap olmayan toplulukların tarihini anlatan kitaplar satın alır, RumIarın, Perslerin, Rüstem, İsfendiyar ve geçmiş zamanların hikayelerini anlatırdı. Nadr, Kur'an'a iman etmeyip onu inkar etmiş ve Hire ile Şamlıların eski kitaplarından hikayeler yazmıştır.''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İsnadındaki birçok raviyi tanımıyoruz. SuyUtl, Dürrü'l-Mensur (6/503).

 

 

Halimi bu konu hakkında gerekli açıklamaları yaptıktan sonra Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arap olmayanlara benzemeyi yasaklayan pek çok rivayeti buna delil olarak zikreder. Yine bazı cahillerin Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen "Adil kral Anuşirvan zamanında doğdum" gibi aslı olmayan rivayetlerden bahseder. Hocamız Hafız Ebu Abdillah da bu hadisin batıl olduğunu dile getirmiştir. Yine salih kullardan biri Resulullah'l (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüyasında görüp Ebu Abdillah'ın bu konuda dediklerini zikretmiş, Resuluilah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Bu sözü kesinlikle söylemedim" diyerek bu konuda Ebu Abdillah'ın dediğini onaylamış ve bu sözün batıl olduğunu dile getirmiştir.

 

Halimi der ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi vesell€m) böylesi bir sözü söylemiş olsa dahi o kralın adil biri olduğunu ifade edip bunu vurgulamak için değil ona nisbet edilen bu sıfatı belirtmek için söylemiştir. Çünkü Persler Anuşirvan'ı "Adil kral" olarak isimlendirirlerdi ve bu kral bu sıfatla bilinirdi. Oysa adalet hükümde olur ve hüküm de ancak Allah'ındır." - Bkz: Halimi, el-Min hac (3/14-15). 

 

 

 

4831 - İbn Abbas der ki: "Bazıları ebced hesapları yapıp yıldız falına bakıyorlar. Böyle kişilerin İslam'dan bir nasiplerinin olduğunu düşünmüyorum."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/26 (19805), Beyhaki, Sünen (8/139) ile Adab (467), İbnEbi Şeybe, Musannef(8/414) ve İbn Abdilber, CamiuBeyani'l-İlm (2/39).

 

 

 

4832- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yıldiz ilminden (faimdan) bir şeyler öğrenen kişi, sihirden bir şeyler öğrenmiş olur" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 4/226-227 (3905) ve İbn Mace 2/1228 (3726).

 

 

 

4833- Ebu Hureyre der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yıldız [alına bakmayı yasakladı."

 

Tahiric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (5/1916), Zehebi, Mizan (3/86), İbn Hibban, el-Mecruhin (2/188-189) ve Ukayli, ed-Du'afa (3/353).

 

 

 

4834- Arın b. Kays es-Sekuni der ki: Arın b. el-As'ın şöyle dediğini işittim: "Kıyametin alametlerinden biri, sözlerin amellerden daha çok olmasıdır. Diğeri, kötülere değer verilip iyilerin değersiz görülmesidir. Bir diğeri, seçkinlerin yanında hiçbir zararı dokunmayan Muşat'ın okunmasıdır." Ona: "Ey Ebu Abdirrahman! Bu yönde Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen hadisler konusunda ne dersin?" diye sorulunca: "Dini ve karakteri konusunda güvenilir bulduğunuz kişilerden gelen rivayetleri kabul edin. Ancak siz Kur'an'a tutunun! Zira ondan sorumlu tutulacak, onunla yaptıklarınızın karşılığını alacaksınız. Düşünenler için de öğüt olarak Kur'an yeterlidir" dedi. Ona: "Ey Ebu Abdirrahman! Muşat nedir?" diye sorulunca da: "Allah'ın Kitab'ı dışında başka kitaplardan yazılan şeylerdir" dedi.

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

4835- Ebu Ubeyd der ki: Eski (kutsal) kitapları bilen ve okumuş biri olan alim birine Muşat'ı sorduğumda şöyle dedi: "İsrail oğullarının alim ve hahamları Hz. Musa'dan sonra Allah'ın kitabını bırakıp kendi aralarında bir kitap yazdılar. İçine kendi istedikleri şeyleri yazdıkları ve Allah'ın kitabından istedikleri yerleri değiştirdikleri için de ona Muşat adını koydular."

 

Ebu Ubeyd der ki: "Adamın verdiği bu bilgiyle Abdullah b. Amr'ın (bir önceki rivayette geçen) sözünü anlayabildim. Yermuk savaşında Ehl-i kitabın kitaplarından bazıları eline geçmişti ve içinde neler yazdığını biliyordu. Bundan dolayıdır ki Ehl-i kitaptan olanlardan bu yönde bir şeyler öğrenilmesini hoş görmüyordu."

 

 

 

4836- Abdullah b. Sabit der ki: Ömer b. el-Hattab, içinde Tevrat'tan bazı konuların bulunduğu bir kitapla Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi ve: "Bu kitabı Ehl-i kitaptan bir adamdan aldım. Sana okumak için de getirdim" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca yüzünün rengi değişti ki daha önce yüzünün renginin bu şekilde değiştiğini hiç görmemiştim. Abdullah b. el-Haris, Ömer'e: "Resulullah'ın renginin attığını görmüyor musun?" deyince, Ömer: "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, Resul olarak da Muhammed'e razı oldum" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendine geldi ve: "Hz Musa şu an aranıza gelse ve beni bırakıp ona tabi olsanız sapıtmış olurdunuz. Peygamberler içinden sizin payınız benim. Ümmetler içinden de benim payım sizlersiniz" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır, bir yönüyle de hasen hadistir. Ahmed, Müsned (3/470-471, 4/265-266), İbn Abdilber, CamiuBeyani'l-İlm (2/42) ve Hatib, el-Cami' 2/113 (1339).

 

 

 

4837- Ebu Kılabe bildiriyor: Ömer b. el-Hattab kitap okuyan bir adama rastladı. Az durup dinleyince adamın okudukları hoşuna gitti. Adama: "Bu kitaptan birazını bana da yazar mısın?" diye sorunca, adam: "Yazarım" dedi. Hz. Ömer gidip bir deri parçası satın aldı ve yazı için düzenledi. Adama getirince de önlü arkalı deri parçasını yazıp doldurdu. Sonrasında Hz. Ömer bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi ve ona okumaya başladı. Hz. Ömer okudukça Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzü renkten renge girdi. Bunun üzerine Ensar'dan bir adam o deri parçasına eliyle vurdu ve: "Annen sensiz kalsın emi, ey İbnu'l-Hattab! Sen bu yazıyı okudukça Resulullah'ın yüzünün renginin attığını görmüyor musun!" diye çıkıştı. O zaman Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah beni peygamberlerin (yaratılışta) ilki ve (gönderilişte) sonuncusu yaptı. Bana özlü ve bitirici sözler söylemeyi bahşetti. Dikkat edin de müşrikler helakinize sebep olmasın!" buyurdu.

 

Tahric: Hakim'in hocası dışında raYileri güvenilir olan mürsel bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef 11/111(20062).

 

 

 

4838- Ömer b. el-Hattab der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tevrat'ın öğrenilmesini sorduğumda: "Tevrat'a (Allah'tan indirildiğine) iman et, ama onu öğrenme. Size indirileni (Kur'an 't) öğrenin ve ona iman edin" buyurdu.

Başkaları yusufb. Halid'den daha sağlamdır.

 

İsnadı çok zayıftır.

 

 

 

4839- Ubeydullah b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: "Ey müslümanlar! Yüce Allah'ın Kitab'ı (Kur'an) saf bir şekilde ellerinizdeyken, nazil olmasının üzerinden henüz fazla vakit geçmemişken, Yüce Allah'tan en son haberleri getirmişken nasıl olur da bazı konuları Ehl-i Kitaptan olanlara sorarsınız? Oysa Yüce Allah, Ehl-i kitabın ellerindeki kitabı kendi elleriyle yazdığı nı ve: ''Bu, Allah katından inmiştir'' dediklerini, az bir bedel karşılığında nazil olan hak kitabı değiştirip tahrif ettiklerini bildirmiştir. Yüce Allah tarafından gönderilen Kitap, din konusunda onlara bir şey sormanızı yasaklamış değil midir? Oysa vallahi dininiz konusunda onlardan hiçbirinin size bir şey sorduğunu görmüş değiliz."

Lafız Şuayb'ın lafzıdır.

Buhari, Sahih'de Ebu'l-Yeman'dan rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, i'tisam (8/160) ile tevhid (8/208).

 

 

 

4840- Zühri bildiriyor: Hz. Hafsa kürek kemiği üzerine yazılan ve Hz. Yusuf'un kıssasını anlatan bir yazı getirip Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) okumaya başladı. O okurken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzü de renkten renge giriyordu. Sonunda: "Canım elinde olana yemin olsun ki ben aranızdayken Yusuf peygamber gelse ve siz beni bırakıp ona tabi olsanız doğru yoldan sapmış olurdunuz" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak Zühri ile Hafsa arasında kopukluk vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/110 (20061) ve Herevi, Zemmü'l-Kelam (3/64/1-2).

 

 

 

4841 - İbn Ebi Nemle el-Ensari, babası Ebu Nemle'den bildiriyor:

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına otururken yanına Yahudilerden bir adam geldi. O sırada oradan bir cenaze geçti. Yahudi: "Ey Muhammed! Bu cenaze (kabirde) konuşur mu?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah daha iyi bilir" karşılığını verdi. Yahudi: "Kesinlikle konuşur!" deyince de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ehl-i kitaptan olanların söylediklerini ne yalanlayın, ne de doğrulayın. ''Biz Allah'a, kitaplarına ve peygamberlerine inanırız'' deyin. Bu şekilde söyledikleri söz batıl ise onaylamamış, hak ise de yalanlamamış olursunuz. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 4/59 (3644).

 

 

 

4842- Ebu Hureyre der ki: Ehl-i kitaptan olanlar Tevrat'ı müslümanlara İbranice okur, ama açıklamasını Arapçayla yaparlardı. Bu konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ehl-i kitaptan olanların söylediklerini ne yalanlayın, ne de doğrulayın. ''Biz Allah'a, bize indirilene ve size de indirilene inanırız. Sizin ilahınızla bizim ilahımız birdir. Biz O'na teslim olanlarız'' deyin" buyurdu.

Buhari, Sahih'de Muhammed b. Beşşar kanalıyla Osman b. Ömer'den rivayet etti.

 

Tahric: Sahih bir hadistir. - Buhari, tefsir (S/lS0), i'tisam (8/160) ile tevhid (8/213).

 

 

 

4843- Abdullah b. Habib bildiriyor: İbn Ömer kölesine: "Varsa hayırlı bir şeyin söyle de seni azat edeyim" deyince, kölesi: "Kisra'nın verdiği bir örneği sana söyleyeyim mi?" karşılığını verdi. Bunun üzerine İbn Ömer:

"Ben seni az at etmek istiyorum, sen ise bana Kisra'dan bir şeyler aktaracaksın. Vallahi seni azat etmeyeceğim" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Konuşma Adabı