Kişinin Kendisini İlgilendirmeyen Konulara Girmeyip
Susmasının Fazileti |
4568- Ebu Şurayh
el-Huzai'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi. misafirini iyi
ağırlasın. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi. komşusuna iyi davransın.
Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi. ya hayır söylesin ya da sussun."
Müslim, Sahih'de Züheyr
ve İbn Numeyr kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti.
Tahric: Müslim, ıman
(77).
4569- Sehl b. Sa'd'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iki çenesinin
arası (dili) ile iki bacağının arasındakinden (cinsel organından) yana bana
güvence verene, ben de cennet konusunda güvence veririm" buyurmuştur.
Buhari, Sahih'de
Muhammed b. Ebi Bekr el-Mukaddemi'den rivayet etti.
Tahric: Buhari, rikak
(7/184) ile hudud (8/20).
4570- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanın cehenneme gitmesine
en çok sebep olan şey. ikisinin de içinde boşluk bulunan iki şeydir"
buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! İkisinin de içinde boşluk bulunan bu
iki şey nedir?" diye sorulunca: "Cinsel organ ile ağızdır"
buyurdu ve şöyle devam etti: "Kişinin cennete girmesine en çok sebep olan
şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? Takva ile güzel ahlaktır. "
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 4/383 (2004) ve İbn Mace 2/1418 (4246).
4571- Cabir'in
bildirdiğine göre' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"iki çenesinin arası (dili) ile iki bacağının arasındakinden (cinsel
organından) yana bana güvence verene ben de cennet konusunda güvence veririm.
Allah katında (hayırli) bir sözden daha güzel bir sadaka yoktur. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Ya'la, Müsned 3/381 (1855), Taberani, es-Sağir (1/267) ve Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (10/300).
4572- Süfyan b. Abdillah
es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! İslam konusunda bana, kendisine
tutunabileceğim bir şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Allah'a iman ettim, de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona:
"Ey Allah'ın Resulü! Benim için en çok korktuğun şey nedir?" diye sorduğumda
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi dilinin ucunu tuttu ve:
"Budur" buyurdu.
Başka kanallarla bu
hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Mace 2/1314 (3972). - Taberani, M. el-Kebir 7/78 (6396).
4573- Süfyan b. Abdillah
es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana, kendisine tutunabileceğim bir
şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah'a iman ettim, de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona: "Ey
Allah'ın Resulü! Benim için en çok korktuğun şey nedir?" diye sorduğumda
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi diline işaret etti.
Beyhaki der ki:
"Elimdeki nüshada hadisi merhum Urastani'nin kendi el yazısıyla bu şekilde
buldum. Mahfuz olanı ise çoğunluk tarafından İbrahim'den yapılan rivayettir.
İbrahim'den başkasından rivayet edilmesi konusunda ise mahfuz olanı Zühri
kanalıyla Abdurrahman b. Maiz'den yapılan rivayettir."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Mende, Kitabu'l-İman 1/387 (141).
4574- Süfyan b. Abdillah
es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana, kendisine tutunabileceğim bir
şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Rabbim Allah'tır. de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona: "Ey
Allah'ın Resulü! Benim için en çok korktuğun şey nedir?" diye sorduğumda
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi dilini tuttu ve:
"Budur" buyurdu.
Şuayb b. Ebi Hamza bunu
Zühri'den bu şekilde rivayet etmiştir.
Abdullah b. el-Mübarek
de Ma'mer kanalıyla Zühri'den bu şekilde rivayet etmiştir.
Tahric: Ravileri güvenilirdir.
Beyhaki, Adab (s. 157).
4575- Başka bir kanalla
Süfyan b. Abdillah es-Sekafi'den Şuayb'ın rivayetinin aynısıyla bildirilir,
ancak burada Süfyan'ın "Korkmam veya sakınmam gereken şey nedir?"
dediği zikredilir.
Bana bildirildiğine göre
Nu'man b. Raşid de bunu Zühri kanalıyla Abdurrahman b. Maiz'den; Abdurrezzak
ise, Ma'mer'den mürsel olarak rivayet etmiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Tirmizi 4/607 (2410).
4576- Süfyan b. Abdillah
es-Sekafi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana, kendisine tutunabileceğim bir
şey söyle" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah'a iman ettim, de sonra dosdoğru 0l" buyurdu. Ona: "En çok
korkmam gereken şey nedir?" diye sorduğumda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kendi dilini tuttu ve: "Budur" buyurdu.
Muhammed b. Yahya
ez-Züheli ve Ahmed b. Yusuf es-Sülemi de bu şekilde Abdurrezzak'tan mürsel
olarak rivayet etmişlerdir,
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/128 (20110),
4577- Bana bildirilene
göre Muhammed b. Yahya ez-Züheli: şöyle demiştir: Bizde mahfuz olan Ma'mer,
Şuayb ve Nu'man b. Raşid'in rivayet ettikleridir. Ma'mer, Şu ayb ve Nu'man'ın
ittifakla rivayet etikleri hadis dururken mahfuz olan rivayetin Yunus
tarafından yapılan rivayet olacağım düşünmüyorum. İbrahim b. Sa'd'ın rivayeti
de Yunus'un rivayetinden çok diğer üçünün rivayetine benzemektedir. Başka
yollarla da Süfyan esSekafi'den rivayet edilmiştir.
4578- Abdullah b. Süfyan
es-Sekafi, babasından bildiriyor: "Ey Allah'ın Resulü! İslam konusunda
bana öyle bir söz söyle ki senden sonra bu konuda kimseye bir şey
sormayayım" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah'a iman
ettim, de sonra dosdoğru ol" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulül
Neyden sakınmam gerekir?" diye sorduğumda eliyle diline işaret etti.
Başka bir kanalla dil
ile ilgili olan kısmı olmadan rivayet edilmiştir. Bunu da Müslim, Sahih'de
rivayet etti.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/384-385), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (ı) ve
Hatib, Tarıh (2/370).
Müslim, ıman (62).
4579- Abdullah b. Mes'ud
der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "En üstün amel
hangisidir?" diye sorduğumda: "Zamanında kılınan namazdır"
buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Sonra hangisi?" diye sorduğumda:
"Anne babaya iyi davranmaktır" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü!
Sonra hangisi?" diye sorduğumda: "insanların senin dilinden yana
selamette olmasıdır" buyurdu. Sonra sustu ki sonra geleni sorsaydım yine
bana cevabını verirdi.
Başka bir kanalla aynısı
"Ey Allah'ın Resulü! En üstün ameller hangisidir?" lafzıyla rivayet
edilmiştir.
Tahric: Ravileri sika
olan sahih bir hadistir. Taberani, M. el-Kebir 10/22-23 (9802) ve Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (10/301).
4580- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Altı şeyi yapmamış bir şekilde Allah'ın huzuruna çıkan kişi cennete
girer. Bunlar da; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaması, hırsızlık yapmaması,
zina etmemesi. iffelli kadına zina iftirasında bulunmaması, yöneticinin emrine
karşı gelmemesi ve bir konuda ya hayırlı olanı söylemesi ya da
susmasıdır."
4581 - Bera b. Azib der
ki: "Bedevinin biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve:
"Ey Allah'ın Resulül Beni cennete sokacak bir amel öğret"
dedi..." Sonrasında ravi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona
köle azat etme, birinin azat edilmesinde yardımcı olma, birine bağışta bulunma
ve benzeri şeyleri söyledikten sonra sonunda da: "Şayet bunların hiç
birini yapamıyorsan hayırlı konular dışında dilini tut" buyurduğunu
zikreder.
İsnadı sahihtir.
30. Şube'de
zikredilmişti.
4582- Ukbe b. Amir der
ki: "Ey Allah'ın Resulü! Kurtuluş yolumuz nedir?" diye sorduğumda,
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Diline sahip ol, (fitne
zamanlarında) evinde durmayı bil ve günahlarına ağla" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıf
olan has en bir hadistir. Tirmizi 4/605 (2406).
Lafız İbnu'l-Mübarek'in
lafzıdır. İbn Ebi Meryem ise hadisi şu şekilde nakleder: Bir gün Resulullah'la (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) karşılaştığımda ona: "Kurtuluş yolumuz nedir?" diye
sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ukbe! Diline sahip
ol. (fitne zamanlarında) evinde durmayı bil ve günahlarına ağla" buyurdu.
4583- Esved b. Asram der
ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bana nasihatte bulun" dediğimde:
"Diline sahip olabiliyor musun?" diye sordu. "Dilime sahip
olamayacaksam neye sahip olacağım?" dedim. "Eline sahip olabiliyor
musun?" diye sorunca: "Elime sahip olamayacaksam neye sahip
olacağım?" dedim. Bunun üzerine: "Dilinle hayırdan başka bir şeyi
söyleme' Elini de hayırlı olan şeyler dışında da hiçbir şeye uzatma"
buyurdu.
Başka bir kanalla bu
hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Sadaka b. AbdilIah
ed-Dimaşki de Abdullah b. Ali b. Süleyman b. Habib'den rivayet ederek mutabaat
etmiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 1/281 (817), Buhari, Tarih (1/1/399), İbn
Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (5), Kadı Veki', Ahbaru'l-Kudat (3/212) ve Ebu Nuayın,
Ahbaru Isbehan (2/179).
4584- Şakik der ki:
Safa'da Abdullah'ın yanına geldim. Abdullah (b. Mes'ud) telbiyeden sonra:
"Ey dil! Pişman olmadan önce ya hayır söyle kazançlı çık ya da sus ve
(günahlardan yana) selamette kal" dedi. Ona: "Ey Ebu Abdirrahman!
Bunu kendinden mi söylüyorsun, yoksa Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) mı işittin?" diye sorulunca: "Hayır, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Adem oğlunun günahlarının çoğu dilinden
dolayıdır'' buyurduğunu işittim" dedi.
Yahya b. Yahya bunu Ebu
Bekr en-Nehşeli'den rivayet ederek mutabaat etmiştir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Taberani, M. el-Kebir 10/243 (10446), Ebu Nuaym, Hilye (4/107), Beyhaki, Adab
400 (158), İbn Ebi' d- Dünya, Kitabu' s-Samt (18), Hatib, el- Fakih
ve'I-Mütefakkih (2/148) ve İbnu'l-Cevzi, İlel (2/101).
4585- Hasan( -ı Basri)
der ki: Bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Konuşunca (hayırlı bir şey söyleyip) kazanan veya susup da (günaha
girmekten) kurtulan kişiden Yüce Allah rahmetini esirgemesin" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı mürsel,
ravileri güvenilirdir. Hasen bir hadistir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (41),
Hennad, Zühd 2/535 (1106), Ahmed, Zühd (s. 277) ve Suyuti, Hüsnü's-Semt
fi's-Samt (30).
4586- Hişam b. Urve,
babasından bildiriyor: Hz. Aişe, Urve'nin yatsı namazından sonra sohbet
ettiğini duyunca ona şöyle dedi: "Uy Urve! Bu saatte bu sohbet de ne
oluyor? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatsı namazından önce
uyuduğunu ya da bu namazdan sonra oturup sohbet ettiğini asla görmedim. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu namazdan sonra ya vaktini namazIa geçirip
hayırlar elde eder, ya da uyuyup günahlardan yana selamette kalırdı."
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Abdurrezzak, Musannef (2137).
4587- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatsı namazından önce
uyuduğunu ya da bu namazdan sonra da oturup sohbet ettiğini asla görmedim. Bu
namazdan sonra ya vaktini zikirle geçirip hayırlar elde eder, ya da uyuyup
günahlardan yana güvende kalırdı."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Ebu Ya'la, Müsned 8/288 (4878)
ve Beyhaki, Sünen (1/452) Bak: Heysemı, Mecmau'z-Zevaid (1/314).
4588- Enes b, Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Selamette kalmak
isteyen kişi, suskun kalmalıdır" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Ya'la, Müsned 6/290 (3607) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt fi's-Samt (2).
4589- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: "Konuşunca (hayırlı
bir şey söyleyip) kazanan veya susup da (günaha girmekten) kurtulan kişiden
Yüce Allah rahmetini esirgemesin" buyurdu.
Ali b. Ahmed b. Abdan,
Ahmed b, Ubeyd'den, o da Ayyaş b. Temim esSükkeri'den aynısını aynı isnadla
bildirir, ancak İbn Şübrüme'den, bunu rivayet ederken işittiğini zikreder.
Tahric: Ravileri
güvenilir olan hasen bir hadistir. Hatib, Tarıh (12/278-279) Bak: Suyuti,
Hüsnü's-Semt fi's-Samt (21).
4590- Süfyan der ki: İbn
Abbas'ı: "Ey dil! Pişman olmadan önce ya hayır söyle kazançlı çık ya da
kötü bir şey söylemeyip sus ve selamette kal" derken görmüşlerdir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (45, 579), Suyuti, Hüsnü's-Semt
fi's-Samt (33), Ahmed, Zühd (s, 89, 188), İbnu'l-Mübarek, Zühd 125-126 (370),
İbn Ebi Asım, Zühd (17) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/328).
4591 - Enes bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Zer ile karşılaşınca ona:
"Ey Ebu Zer! Yapılması kolay, Mizan'da da diğer şeylerden daha ağır
basacak olan iki haslet söyleyeyim mi?" buyurdu. Ebu Zer: "Ey
Allah'ın Resulü! Tabi ki söyle" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Güzel bir ahiakın olsun ve çokça suskun kaL. Muhammed'in canı
elinde olana yemin olsun ki hiç kimse bunlardan daha güzel bir amelle huzura
çıkamaz" buyurdu. Sonra şöyle buyurdu: "Kişide bir tane hayırlı
haslet varsa Yüce Allah bununla diğer tüm amellerini hayırlı kılar. Mesela
kişinin abdesti ve namazı konusunda, Yüce Allah abdestiyle kişinin günahlarını
temizlerken, kıldığı namaz da yanına kar kalır.''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Farklı kanal ve lafızIada Ebu Ya 'la, Müsned 7/52,53 (3297,3298), İbn
Adiy, el-Kamil (2/456), İbnEbiAsım, Zühd (2)} İbn Hibban, el-Mecruhin
(1/181-182), Bezzar, Müsned 1/133-134 (253), İbn Hacer, el-Lisan (2/16),
Suyuti, Hüsnü's-Semt fi's-Samt (22) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (1/225).
4592- Ebu Zer der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdim ... "
Sonrasında ravi hadisi uzunca aktarıp şöyle der: "Ey Allah'ın Resulü! Bana
nasihat ver" dediğimde: "Allah'a karşı takvalı olmanı öğütlüyorum.
Zira takva tüm işlerini güzelleştirir" buyurdu. "Bir nasihat daha
ver" dediğimde: "Kur'an 'ı okumaktan ve Allah'ı zikretmekten geri
durma. Zira bu, semada hayırta an limana, yeryüzünde de senin için bir nura
vesile olur" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde:
"Çokça suskun kal. Bunu yapman şeytanı senden uzaklaştım ve dinini
yaşamana da yardımcı olur" buyurdu. "Bir nasihat daha ver"
dediğimde: "Çokça gülmekten sakın! Zira çok gülmek, kalbi öldürür ve yüzün
nurunu söndürür" buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde:
"Acı da olsa sadece hak olanı söyle" buyurdu. "Bir nasihat daha
ver" dediğimde: "Allah yolunda hiç kimsenin kınamasına aldırma"
buyurdu. "Bir nasihat daha ver" dediğimde: "Kendin hakkında
bildiklerin seni insanlardan uzaklaştırmasın" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberitni, M. el-Kebir 2/157•158 (1651), Ebu Nuaym, Hilye (1/166-169), İbn
Hibban, el-Mecrühin (2/95-96,99) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensür (2/681).
4593- Hani b. Şurayh der
ki: "Ey Allah'ın Resulü! Cenneti bana vacip kılacak bir şey söyle"
dediğimde: "Güzel sözler söylemeye ve yemek ikramında bulunmaya
çalış" buyurdu.
Tahric: Ravileri sika
olan sahih bir hadistir. Buhari, Edebu'l-Müfred (811), İbn Hibban, Sahih
1/356-357 (490), Hakim, Müstedrek (1/23) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (303).
4594- Rekb el-Mısri'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"ilmiyle amel eden, ihtiyaçtan fazla olan malını infak eden ve gereğinden
fazla konuşmayan kişiye ne mutluı"
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Asım, Zühd 56 (108), Taberani, M. el-Kebir 5/69 (4616) ve Beyhaki,
Sünen (4/182).
4595- Ebu Said
el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Sabah olduğu zaman bedenin uzuvları dile yalvararak:
''Hakkımızda Allah'tan kork! Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen yoldan
çıkarsan biz de yoldan çıkarız'' der. ''2
Başka bir kanalla Ebu
Bekr'den "Bedenin uzuvları dile yalvararak: ''Hakkımızda Allah'tan korkl
Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen yoldan çıkarsan biz de yoldan
çıkarız'' der" lafzıyla rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi, zühd (4/605-606).
4596- Zeyd b. Eslem, babasından
bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Ebu Bekr'in dilini uzatıp dışarıya çıkardığını
gördü. Ona: "Ey Resulullah'ın halifesi! Ne yapıyorsun?" diye sorunca
Ebu Bekr şu karşılığı verdi: "Beni istemediğim birçok olayla karşı karşıya
bırakan budur (dilimdir)! Hz. Peygamber de (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Bedendeki her bir uzuv dilin keskinliğinden şikayet eder'' buyurmuştur."
Tahric: Ravileri sika
olan sahih bir hadistir. Ebu Ya'la, Müsned 1/17(5), İbnu's-Sünni, Amelü'l-Yevm
ve'l-Leyle (7) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (13).
4597- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Felaketler
kişinin sözüne bağlıdırlar" buyurmuştur.
Ebu Abdillah el-Hafız
der ki: "Ebu Cafer b. Ebi Fatıma el-Mı sri bunu rivayette tek kalmıştır."
Beyhaki der ki:
"Bir sonraki rivayette başka bir kanalla rivayet edilmiştir. "
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Dünya, Kitabu' s-Samt (288) .
4598- Ata b. Ebi Rebah
bildiriyor: Ebu Derda: "Hırsızlık yapmayacağım ya da içki içmeyeceğim gibi
şeyler demem" dedi. Ona: "Neden?" diye sorulunca; "çünkü
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Felaketler kişinin sözüne
bağlıdırlar. Kişi bir şeyi yapmayacağını söylediği zaman şeytan diğer tüm
işlerini bırakıp onu o konuda günaha sokmak için uğraşır'' buyurduğunu
işittim" dedi.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (6/2211), Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal 87 (SO), Hatib, Tarıh (7/389)
ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (2/83-84).
4599- Ebu Cuhayfe der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın en sevdiği ameller
hangileridir?" diye sorunca dinleyen herkes susup bir cevap vermedi. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dile sahip
olmaktır" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Münziri, et-Terğıb (3/252) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/682).
4600- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Allah'ı zikretme dışında fazla konuşmayın, Zira içinde Allah'ın
zikredilmediği fazla konuşmalar kalbi katılaştırır. Allah'a en uzak insanlar da
kalpleri katı insanlardır. ''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, Tirmizi, zühd (4/607-608),
4601 - Başka bir kanalla
yukarıdaki hadisin aynısı rivayet edilmiştir,
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 4/607 (2411).
4602- İmran b.
Husayn'111 bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kişinin, yerinde
bir anlık suskunluğu, altmış yıllık ibadetten daha üstündür" buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Tebrizi, Mişkatü'l-Mesabih
3/1364 (4865), Darimi, cihad (598), Hakim, Müstedrek (2/68), Taberani, M.
el-Kebir 18/168 (377), Bezzar, Müsned (1666) ve Beyhaki, Sünen (9/161),
4603- Muhammed b. Yezid
b. Huneys el-Mekki der ki: Mekke'de hasta olan Süfyan es-Sevri'nin Attarlar
mahallesinde bulunan evine ziyaretine gittik. Said b. Hassan el-Mahzumi de
ziyaretine gelince Süfyan ona: "Ümmü Salih'ten bana nakletmiş olduğun
hadisi bir daha anlatsana" dedi. Said şöyle dedi: "Ümmü Salih binti
Salih'in Safiyye binti Şeybe kanalıyla onun Ümmü Habibe'den bildirdiğine göre
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''iyiliği emredip kötülükten
menetme veya Allah 'ı zikretme konusunda söylediği sözler hariç, insanın
söylediği her bir söz aleyhinedir'' buyurmuştur."
"Ne kadar da ağır
bir sözmüş" dediğimde de Süfyan şu karşılığı verdi: "Bir kadının yine
bir kadından naklen aktardığı bir söz neden bu kadar ağır olsun ki? Oysa aynısı
Yüce Allah'ın Peygamberinize (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiği Kitab'ta da
bulunmakta. Yüce Allah'ın: "Bir sadaka vermeyi ya da iyilik yapmayı ya da
insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli
konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur"[Nisa 114] buyurduğunu işitmez
misin? Bu ayet de işte tam da bunu anlatmaktadır.
321
Yine Yüce Allah'ın:
"Ruh'un ve meleklerin saf duracakları gün Allah'a hitap edemeyeceklerdir.
Sadece Rahman'ın izin verdiği ve doğru söyleyen kimseler
konuşabilecektir"[Nebe 38] buyurduğunu işitmez misin? Bu ayet de bunu
anlatmaktadır. Yine Yüce Allah'ın: "Andolsun zamana ki, insan gerçekten
ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine
hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda
değillerdir}"[Asr 1-3] buyurduğunu işitmez misin? Bu ayet de bunu
anlatmaktadır. '' İki kanalın lafızları
karışmıştır.
Tahric: İsnadında
tanınmayan ravi vardır. Zayıfbir hadistir. Hakim, Müstedrek (2/512-513) ve İbn
Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (14).
4604- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişi bazen önemsemediği, ancak Allah'ın razı olacağı bir söz söyler de bu
söze karşılık Yüce Allah onun derecesini yükseltir. Yine kul bazen
önemsemediği, ancak Allah'ın sevmeyeceği bir söz söyler de bu söze karşılık
cehennem çukuruna düşer. "
Buhari, Sahih'de başka
bir kanalla Abdurrahman b. Abdillah'tan rivayet etti.
Tahric: Buhari, rikak
(7/185).
4605- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kul bazen
doğruluğundan emin olmadığı bir sözü söyler de bunan dolayı cehennemde doğu ile
batı arasındaki mesafe kadar bir derinliğe düşer"' buyurmuştur.
Müslim, İbn Ebi Ömer'den
rivayet etti.
Tahric: Ravileri sika
olan sahih bir hadistir. - Müslim, zühd (49,50) ve Buhari, rikak (7/184).
4606- Bilal b. el-H aris
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Biriniz bazen basit gördüğü, ancak Allah'ın razı olacağı bir söz söyler
de bu söze karşılık Yüce Allah o kişiden (kıyamette) huzura çıkana dek razı
olduğunu yazar. Yine biriniz bazen basit gördüğü ancak Allah'ın sevmeyeceği bir
söz söyler de bu söze karşılık Yüce Allah o kişiye (kıyamette) huzura çıkana
dek öfke duyduğunu yazar. ''
Tahric: İsnadı sahih
ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/559 (2319) ve İbn Mace 2/1312-1313 (3969).
4607- Muaz b. Cebel der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte TEbuk savaşındayken
yolda şiddetli bir rüzgara yakalandık ve herkes bir tarafa dağıldı. Etrafıma
baktığımda Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) herkesten daha yakın
olduğumu gördüm. Kendi kendime: "Bu gün onu yalnız bulmuşken bu fırsatı
değerlendireceğim" dedim ve ona yaklaştım. "Ey Allah'ın Resulü! Beni,
cennete yaklaştıracak (veya cennete sokacak) bir amel söyle" dediğimde Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana çok büyük olan bir şeyi
sordun. Ancak Yüce Allah'ın kolaylaştırdığı kişiler için pek kolayolan bir
şeydir! Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmazsın. Farz namazları kılar, farz kılman
zekatı verir, farz kılman haccı ifa eder ve Ramazan orucunu tutarsm"
buyurdu ve: "Sana hayır kapılarını da bildirmemi ister misin?" diye
sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki isterim" dediğimde, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bil ki oruç (kişiyi günahlara karşı
koruyan) bir kalkandır. Verilen sadaka ve Allah rızası için kılman gece namazı
da, kişinin günahlarına kefaret olur" buyurdu.
Sonrasında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine
ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz
şeylerden de Allah için harcarIar"[Secde 16] ayetini okudu ve: "Sana
bu işin temelini, direklerini ve zirvesini de söyleyeyim mU" diye sordu.
Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki söyle!" dediğimde, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu işin temeli islam, direkleri namaz,
zirvesi de cihaddır" buyurdu ve: "istersen kendisiyle bütün bunlara
sahip olabileceğin şeyi de söyleyeyim" buyurdu. O sırada iki adam karşıdan
gelince Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden meşgul etmelerinden
korktum ve: "Ey Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda olsun! Bu şey
nedir?" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle dilini
gösterdi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Konuştuğumuz her şeyden sorumlu
tutulacak mıyız?" diye sorduğumda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ey Muaz! Annen sensiz kalsın emi! insanları yüzüstü (cehenneme)
düşürecek olan şey söylemiş oldukları şeylerden başka bir şey midir? Konuştukların
ya aleyhine ya da lehine olan şeylerden başka bir şey midir?" karşılığını
verdi."
Tahric: Ravileri
güvenilir olan has en bir hadistir. Hakim, Müstedrek (2/412-413), Hennad, Zühd
2/529-530 (1090), Taberani, M. el-Kebır20/143 (292) ve İbn Cerir, Tefsır
(21/102).
Başka bir kanalla bu
hadisin aynısı rivayet edilmiştir. - Beyhaki, Sünen (9/20) ve İbn Cerir, Tefsır
(21/102-103).
Başka bir kanalla aynısı
bildirilmiştir.- İbn Mace 2/1314-1315 (3973) ve Tirmizi 5/11-12 (2616).
Başka bir kanalla aynısı
bildirilmiştir. - Taberani,M. el-Kebir20/73-74 (137) Bak: Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (10/300).
4608- Mekhül'un
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu (bir önceki)
hadiste Muaz'a: "Sustuğun sürece selamettesin demektir. Konuştuğunda ise
ya lehine ya da aleyhinedir" buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Tayalisi, Müsned (s. 77).
4609- Semure'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Şeytanın sürmesi ve yalama şekeri vardır. Bu sürmesinden insana sürdüğü
zaman uykusu gelir. Yalama şekerinden verdiği zaman da kötü şeyler konuşmaya
başlar. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 7/249-250 (6855), Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/203) ve
İbn Adiy, el-Kamil (3/1210).
4610- Cabir b. Abdillah
der ki: Abbas b. el-Muttalib, Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem}
yanına geldi. Üzerinde ise beyaz giysiler vardı. Hz. Peygamber {Sallallahu
aleyhi ve Sellem} onu görünce gülümsedi. Abbas: "Ey Allah'ın Resulül
Güzellik (cemal) nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem):
"Hak ve doğru olan
sözleri söylemektir" buyurdu. Abbas: "Kemal nedir?" diye
sorunca, Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Samimiyetle güzel
amellerde bulunmaktır" buyurdu.
Rivayette güçlü biri
olmayan Ömer b. İbrahim bunu rivayette tek kalmıştır.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs 2/121 (2633) ve Ebu Nuayın, Ahbaru lsbehan
(2/86-87).
4611- Enes bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İsra (Mirac) gecesini anlatırken şöyle
buyurdu: "Dudakları ateşten (veya demirden) makaslarla kesilen kişiler
gördüm. ''Ey Cebrail! Bunlar kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar ümmetinden
hatiplerdir'' dedi. ''
Tahric: Ravileri
güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Ya'la, Müsned 7/118 (4069) ve Ebu
Nuayın, Hilye (8/172).
4612- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"isra (Mirac) gecesi götürüldüğümde dünya semasına ulaşınca orada dilleri
ve dudakları ateşten makaslarla kesilen adamlar gördüm. ''Ey Cebrail! Bunlar
kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar ümmetinin hatipleridir'' dedi. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Ya'la,Müsned 7/180 (4160) ve Ebu Nuaym, Hilye (8/43-44).
4613- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"isra (Mirac) gecesi götürüldüğümde dudakları ateşten makaslarla kesilen
kişilerin yanına geldim. ''Ey Cebrail! Bunlar kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar
ümmetinden hatiplerdir. Yapmadıkları şeyleri söyler, Allah'ın Kitab'ını okur,
ama onunla amel etmezlerdi'' dedi. ''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Münzirl, et-Terğib (3/135).
4614- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"isra (Mirac) gecesi götürüldüğümde dudakları ateşten makaslarla kesilen
kişilerle karşılaştım. Yanımdakine: ''Bunlar kim?'' diye sorduğumda: ''Bunlar
yeryüzünden bazı hatiplerdir. insanlara amellerde bulunmayı söyler, ama
kendilerini unuturlardı'' dedi ...
İsnadı hasendir.
Ali b. Zeyd de bunu
Enes'ten bu şekilde rivayet etmiştir. - Ahmed, Müsned 3/120,180,231,239), Ebu
Ya'la, Müsned 7/69,72 (3992, 3996), Bağavi, Şerhu's-Sünne 4/353 (4159), Hatib,
Tarıh (6/199, 12/47), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (512), İbnEbi Şeybe,
Musannef(14/308) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd (819).
4615- Mücahid der ki:
Amir( -i Şa'bi)'nin: "Dünyada konuşma yapan her bir kişiyi Yüce Allah bu
konuşmayı ne maksatla yaptığından yana hesaba çekecektir" dediğini
işittim.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zühd 44 (136), Ebu Nuaym, Hilye (4/312) ve İbn
Ebi Dünya, Kitabu' s-Samt (513).
4616- Ebu Sa'lebe
el-Huşeni'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "içinizden en çok sevdiğim ve bana en yakın olanlar ahlakı en
güzel olanlarınızdır. içinizden en sevmediğim ve bana en uzak olanlar ahlaki kötü,
geveze, kibirli ve boşboğaz olanlarınızdır ...
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Ahmed, Müsned (4/194), Taberani,
M. el-Kebır 22/221 (588), Beyhaki, Sünen (10/194), Ebu Nuaym, Hilye (3/97,
5/188), Bağavi, Şerhu's-Sünne 12/366-367 (3395), Hennad, Zühd 2/593 (1255) ve
İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/327).
4617- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bu ümmetin en kötülerinin kimler olduğunu size söyleyeyim mi? Bunlar geveze,
kibirli ve boşboğaz olanlardır. En iyilerinin de kimler olduğunu söyleyeyim mi?
Bunlar da ahlakı en güzel olanlardır."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ahmed, Müsned (2/369), Beyhaki, Sünen (10/194) ile Adab (427), Zehebi, Mizan
(1/301), İbn Adiy, el-Kamil (2/481) ve Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (1308).
4618- Abdullah b. Amr'ın
-Yezid ile Şurayh'ın rivayetinde: İbn Ömer' in- bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah, ineğin
diliyle otlan ayınp yemesi gibi dilini eğip bükerek edebi bir şekilde konuşmaya
çalışanları sevmez.''
Yezid ile Şurayh'ın
rivayetinde: "ineğin diliyle otlan seçmesi gibi" lafzı geçmiştir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Beyhaki, Adab (428).
Başka bir kanalla da İbn
Ömer'den merfU olarak rivayet edilmiştir. - Ebu Davud 5/274 (5050) ve Tirmizi
5/141 (2853).
4619- Vasile der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındayken çok güzel görünüşlü bir
adam geldi ki onun gibi gösterişli birini daha önce gördüğümü hatırlamıyorum.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne zaman konuşmak istese, adam o
konuda söze giriyor ve sesini Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sesinden daha yüksek tutuyordu. Adam kalkıp gidince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah bu ve bunun gibi kişileri sevmez. ineğin
diliyle otları seçip yemesi gibi (güzel konuşmak için) dillerini eğip bükerler.
Yüce Allah da cehennem ateşinin içinde yüzlerini ve dillerini bu şekilde eğip
bükecektir" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 22/70 cı 70).
4620- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Edebi konuşmayı insanların gönüllerini cezbetmek için öğrenen kişiden
Yüce Allah kıyamet gününde farz olsun nafile olsun hiçbir ibadeti kabul etmez.
''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/274 (5006).
4621 - Ebu Zabye
bildiriyor: Bir gün adamın biri bir konuda gereğinden fazla konuşunca Amr b.
el-As kalktı ve şöyle dedi: "Şayet daha kısa ve öz konuşsaydı kendisi için
daha hayırlı olurdu. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kısa
ve öz konuşmam emredildi. Kısa ve öz konuşmak, kişi için daha hayırlıdır''
buyurduğunu işittim."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Davud 5/275-276 (5008).
4622- Mucemmi' et- Teymi
der ki: Ömer b. Sa'd'ın, babası (Sa'd) ile bir işi vardı. Ancak bu işini dile
getirmeden önce herkesin yaptığı gibi yine bu ihtiyacına yönelik giriş babından
babası Sa'd'ın daha önce duymadığı şeyler söyledi. Sözünü bitirince, Sa'd:
"Evladım! Sözünü bitirdin mi?" diye sordu. Ömer: "Evet,
bitirdim" karşılığını verince Sa'd şöyle dedi: "Bu ihtiyacını
karşılamam çok uzak değildi. Ancak bu sözlerini işittikten sonra bu ihtiyacını
karşılamam çok uzak oldu. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Öyle
topluluklar olacak ki ineğin otu yemesi gibi dillerini olur olmaz sözlere
dolayacaklardır'' buyurduğunu işittim."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Bezzar, Müsned (2/448), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (292), Ahmed, Müsned
(1/175-176,184).
4623- Abdullah der ki:
"İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki ineğin diliyle yemesi gibi onlar da
dilleriyle (insanların mallarını) yiyeceklerdir." Mevküf bir rivayettir.
İsnadı sahih, ravileri
güvenilirdir.
4624- Nuaym b. Hammad
der ki: İbnu'l-Mübarek'in: "Hocalarımızın sözlerini kısa kestiklerini
görürdüm" dediğini işittim. İbnu'l-Mübarek, Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) "Öyle topluluklar olacak ki ineğin otu yemesi gibi
dillerini olur olmaz sözlere dolayacaklardır" buyruğundan çekindikleri
için böyle yaptıklarını söylemek istemiştir.
Ravileri güvenilirdir.
4625- Meymıun b. Mihran
der ki: Ben yanındayken Ömer b. Abdilazız'in konuşmaya başladı. O kadar güzel
konuşuyordu ki orada bulunan kişilerin kalpleri yumuşamaya başladı. Ömer
içlerinden birinin yaşlarını sildiğini görünce konuşmasını kesti. Ona: "Ey
müminlerin emiri! Konuşmana devam et! Belki de Yüce Allah bu sözleri duyan veya
bu sözlerin kendisine ulaştığı kişilere bunları faydalı kılar" dediğimde
eliyle "Benden uzak dur!" anlamında işarette bulundu ve: "Sözler
fitnedir. Kişi için sözden çok amel gereklidir" dedi.
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Fesevi, Ma'rife (1/595) Bak: İbn KesIr, el-Bidaye
ve'n-Nihaye (9/224).
4626- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah
dedikoduyu, gereğinden çok soru sormayı ve malın israf edilmesini sevmez"
buyurmuştur.
Ravileri sika olan sahih
bir hadistir.
Müslim, Sahih'de Ebu
Salih kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayet etti. - Müslim, akdiye (10).
Buhari ile Müslim,
Muğıre b. Şu'be hadisinden Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
rivayet ettiler. - Buhari, zekat (2/131), istikrad (3/87) ve i'tisam (8/142) ve
Müslim, ukdiya (12,13,14).
Bu hadisin de Müslim'in
şartlarına göre isnadı salıihtir.
4627- Verrad der ki:
Muaviye, Muğire b. Şube'ye: "Bana Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hadislerinden bir şeyler yaz" diye mektup yazınca, Muğire ona
şöyle yazdı: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), annelere kötü
davranmaktan, kızları diri diri gömmekten ve vermeden sadece almaktan olmak
üzere üç şeyden Allah'a sığındığını işittim. Yine Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) dedikodu, mal israfı ve çokça soru sorma olmak üzere üç şeyi
yasakladığını işittim. Yine: ''Allahım! Vermek istediğine engel olacak, vermek
istemediğine verebilecek, takdirine karşı çıkacak yoktur ve senin inayetin
olmadıktan sonra kimsenin varlığı kendisine bir fayda getiremez'' dediğini
işittim."
Tahric: İsnadı sahih
ravileri güvenilirdir. Taberalli, M. el-Kebir 20/386-387 (909, 910) ve
Abdurrezzak, Musannef 10/440 (19638).
4628- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişi dört hasleli kendinde taşıyorsa haline şaşılmalıdır. Bunlardan biri
suskunluktur ki ibadetin başıdır. Diğeri tevazudur. Diğeri Yüce Allah'ı
zikretmektir. Bir diğeri de az mala sahip olmaktır. "
Tahric: Hakim, Müstedrek
(4/311), Beyhaki, Adab 160 (406), Taberani, M. el-Kebir 1/256 (741) ve İbn
Adiy, el-Kamil (2/697) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (26) ve Münziri, et-Terğib
(3/534-535).
4629- Abdullah b. Amr'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Susan
kurtulur" buyurmuştur.
Başka bir kanalla aynısı
rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 4/660 (2501).
4630- Başka bir kanalla
yukarıdaki hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Ravileri güvenilirdir.
4631 - Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Dünyaya karşı zahid olan ve az konuşan birini gördüğünüzde ona yakın
olmaya çalışın. Zira öylesi kişilere hikmetli sözler söylemek ilham edilir. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Hilye (7/317) ve DeyIemi, Müsnedu'l-Firdevs 1/260 (1012) .
4632- Ali b. Hüseyn'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kişinin kendisini
ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, iyi bir Müslüman olmasındandır"
buyurmuştur.
Tahric: Ravileri güvenilir,
mürsel bir hadistir. Tirmizi 4/558 (2318).
4633- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kişinin kendisini
ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, iyi bir Müslüman olmasındandır"
buyurmuştur.
Önceki rivayetin isnadı
daha sahihtir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, ancak Ebu'I-Kasım et-Tahmani'yi tanımıyoruz. Tirmizi 4/558 (2317)
ve İbn Mace 2/1315-1316 (3976).
4634- Abdullah b. Mes'ud
der ki: "Namazı uzun, hutbeyi kısa tutmak kişinin fakih biri olduğunun göstergesidir."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (3/208) ve Taberani, M. el-Kebir 9/345 (9493) Bak:
Heysemi, Mecmau 'z-Zevaid (2/190).
4635- Ebu Vail der ki:
Ammar bize kısa ve öz bir hutbe verdi. İndiğinde ona: "Ey Ebu'l-Yakzan!
Kısa ve öz olan bir hutbe verdin, biraz daha uzun tutsaydın olmaz mıydı?"
dediğimizde şu karşılığı verdi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Kişinin namazı uzun, hutbeyi kisa tutması onun fakih biri olduğunun
göstergesidir. BaZi sözlerin de sihir etkisi vardır'' buyurduğunu işittim.
"
Müslim, Sahih'de Şurayh
b. Yunus kanalıyla rivayet etti. - Müslim, cumu'a (47).
Her iki kanalın da lafzı
aynıdır.
4636- Zeyd b. Eslem,
babasından bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Ebu Bekr'in yanına girdiğinde Ebu
Bekr dilini çekiyordu. Ömer ona: "Sakin ol! Allah seni bağışlasın!"
deyince, Ebu Bekr: "Beni (istemediğim) birçok olayla karşı karşıya bırakan
budur (dilimdir)!" karşılığını verdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Malik, Muvatta (s. 988), Ebu Nuaym, Hilye (1/33), Abdullah b.
Ahmed, Zevaidu'z-Zühd
(s. ın), İbn Ebi Asım, Zühd (18, 19,22) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/66).
4637- Malik bildiriyor:
Hz. Aişe akrabalarından bazılarına yatsı namazından sonra haber gönderip:
"Katiplerinizi (hafaza meleklerini) biraz dinlendirin" derdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Malik, Muvatta (2/987).
4638- Ahnef der ki:
Tesbih eden Ebu Zer'in yanında oturdum. Bir ara bana döndü ve: "Hayırlı
bir konuda hayırlı bir şeyi söylemek hayır değil midir?" dedi. "Allah
sana afiyet versin, öyledir" karşılığını verdim. Sonra tesbihe geri döndü.
Bir ara bana yine: "Susmak da kötü bir şeyi konuşmaktan daha hayırlıdır,
değil mi?" deyince, ben: "Tabi ki öyledir" karşılığını verdim.
Sonra: "Salih bir arkadaşla oturmak, yalnız başına oturmaktan daha
hayırlıdır, değil mi?" deyince, ben: "Tabi ki öyledir"
karşılığını verdim. Sonra: "Yalnız başına kalmak, kötü bir arkadaşla
oturmaktan daha hayırlıdır, değil mi?" deyince, ben: "Tabi ki
öyledir" karşılığını verdim.
Tahric: İsnadı salihtir.
İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.101), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/341), Hattabi,
el-Uzle (s. 59) ve İbn Ebi Asım, Zühd (65).
4639- İmran b. Hittan
der ki: Ebu Zer'le Mescid'de karşılaştığımda siyah giysisine sarılmış Mescid'de
tek başına oturuyordu. Ona: "Ey Ebu Zer! Neden böyle yalnız
başınasın?" dediğimde, ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): '' Yalnız
kalmak, kötü biriyle oturmaktan daha hayırlıdır. Salih bir arkadaşla oturmak,
yalnız kalmaktan daha hayırlıdır. Güzel bir söz söylemek susmaktan, susmak da
kötü bir şeyi konuşmaktan daha hayırildır'' buyurduğunu işittim"
karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Hakim, Müstedrek (3/343-344), DUlabi, el-Kuna (2/107) ve Deylemi,
Müsnedü'I-Firdevs 4/434 (7262).
4640- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Gülmesi çok olanın saygınlığı az olur.
Çokça şakalaşan kişi
hafife alınır. Bir şeyi çokça yapan kişi o şeyle tanınır. Konuşması çok olanın
yanlışları da çok olur. Yanlışı çok olanın hayası az olur. Hayası az olanın
günah korkusu (verası) az olur. Günah korkusu az olanın da kalbi ölür."
Tahric: Ravi Duveyr'i
tanımıyoruz. Diğer ravileri ise güvenilirdir. Hatib, el-Cami' ı /404 (953), İbn
Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 80) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (53, 394)
4641- Ubeydullah b.
Abdillah der ki: Bana bildirildiğine göre Ömer b. elHattab şöyle derdi:
"Seni ilgilendirmeyen konulara girme. Düşmanından uzak dur. Emin olanları
dışında birlikte olduğun kimselerden yana dikkatli ol. Zira bir toplulukta emin
olan kişinin dengi olabilecek başka biri yoktur. Günahkar olanlardan arkadaş
edinme ki sana da günahkar olmayı öğretir. Böylesi kişilere de sırrını açma.
İşlerinde de sadece Yüce Allah'tan korkanlarla istişarede bulun."
Tahric: Ebu. Bekr el-Pehham
dışındaki ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef 8/384, 384, 385,
13/25), Ebu. Nuaym, Hilye (1/55), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (120, 121), İbn
Ebi Asım, Zühd (91), İbnu'l-Mübarek, Zühd 391 (1399), Hattabi, el-Uzle (s. 58)
ve Abdurrezzak, Musannef 11/308 (20618).
4642- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Kendisini ilgilendirmeyen konulara girip yanında oturan kişiye
eziyet vermesi, kendi de yaptığı halde bazı konularda insanları kınaması ve
kendi kusurlarını görmeyip başkalarının kusurlarını görmesi zulüm olarak kişiye
yeter."
4643- Ömer (b.
el-Hattab) der ki: "İşittiği her şeyi başkalarına aktarması mümine yalan
olarak yeter."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Müslim, mukaddime (1/11).
4644- Abdullah b. Mes'ud
der ki: "Fazla konuşmaktan sakının! Kişiye ihtiyacı kadarıyla konuşması
yeterli olur.''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Asım, Zühd (64), İbnu'l-Mübarek, Zühd 127 (376) ve İbn
Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (77) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/303).
4645- Abdulmelik b.
Umeyr, Abdullah ailesinden birinden bildiriyor: Abdullah (b. Mes'ıld), oğlu
Abdurrahman'a: "Allah'a karşı takvalı olmanı öğütlüyorum. (Fitne
zamanlarında) evinde durmayı biL. Günahlarına ağla ve dilini sahip ol"
şeklinde nasihatte bulundu.
Tahric: İbn Ebi Şeybe,
Musannef (13/289), Taberani, M. el-Kebir 9/164 (8753), İbn Ebi Asım, Zühd 30
(35), Ahmed, Zühd (s. 156), İbnu'l-Mübarek, Zühd 42 (BO), Veki', Zühd (256),
Ebu Nuaym, Hilye (1/135, 2/9), 8/175) ve Hennad, Zühd 1/267 (461),2/545 (1127).
4646- Yahya b. Said
bildiriyor: Abdullah b. Mes'ud, adamın birine şöyle dedi: "Kurrası (Kur'an
okuyucuları) az fakihi çok, Kur'an'ın buyruklarının yerine getirilip okunuşunun
üzerine fazla düşülmeyen, el açanı az vereni çok olan, namazları uzun,
hutbeleri kısa tutulan, arzulardan çok amellerin öne çıktığı bir zamanda
yaşıyorsun.
İnsanlara öyle bir zaman
gelecek ki kurrası çok fakihi az olacak, Kur'an'ın okunuşuna önem verilip
buyrukları heba edilecek, el açanı çok vereni az olacak, namazları kısa
hutbeleri uzun tutulacak ve amellerden çok arzular öne çıkacaktır."
Tahric: Beyhaki' nin
hocasını tanımıyoruz, diğer ravileri ise güvenilirdir. Malik, Muvatta (1/173).
4647- İbrahim b. Ukayl,
babasından bildiriyor: İbn Abbas, Mescid-i Haram'da Vehb b. Münebbih ile birlikteydi.
Bir ara kalkıp Ata b. Ebi Rebah ile İkrime'nin yanına gitmek istedi. Mescid'in
kapısına ulaştığında yüksek sesle tartışan birkaç kişiyle karşılaştı. İbn Abbas
yanlarında durdu ve İkrime'ye: "Bana Vehb b. Münebbih'i çağır" dedi.
Vehb gelince İbn Abbas ona: "Şunlara gencin hikayesini anlat" dedi.
Vehb: "Olur" karşılığını verip şöyle anlattı: "Eyyub ile
arkadaşları arasında tartışma alevlenince yanlarında bulunan genç biri
tartışmada Eyyub'un arkadaşlarına ağır sözler söyledi. Sonra Eyyub'e dönüp şöyle
dedi: "Ey Eyyub! Sana gelince, Yüce Allah'ın azameti ve ölüm karşısında
dilin tutulur, kalbin parça parça olur, bahanelerin tükenirdi. Ey Eyyub! Bazı
kulların, dilsiz ve aciz olmadıkları . halde Allah korkusundan dolayı
konuşmadıklarını bilmiyor musun? Bunlar Allah'ı ve ayetlerini çok iyi bilen,
fasih ve edebi bir dile sahip olan kişilerdir. Ancak Yüce Allah'ın azametini
hatırladıkları zaman dilleri tutulur, kalpleri parça parça olur, Allah'tan olan
korkuları ve O'na saygılarından dolayı da akılları başlarından giderdi.
Kendilerine geldiklerinde ise Allah için samimi niyetlerle güzel amellerde
bulunmak için hemen harekete geçerlerdi. İnsanların en iyilerinden olmalarına
rağmen kendilerini zalimlerden, takva ve akıl sahibi olmalarına rağmen
kendilerini Allah'a karşı kusurlu ve günahkar sayarlardı. Ne kadar fazla amelde
bulunurlarsa bulunsunlar Allah için bunu az görür ve bu azla yetinmezlerdi.
Yaptıkları amellerle Allah'a karşı şımarmazlardı. Onları her dem üzüntülü,
endişeli, korku içinde ve boyun eğmiş olarak görürsün."
Ebu Bekr el-Fehham
dışında ravileri güvenilirdir.
4648- Abdullah b. Dinar
der ki: İbn Ömer'in: "İnsanın en çok temiz tutması gereken şey
dilidir" dediğini işittim.
Tahric: Ebu Bekr
el-Fehham dışında ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/66), İbn
Ebi Asım, Zühd (26), Ebu Nuaym, Hilye (1/309) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt
(99).
4649- Abdullah b. Mes'üd
der ki: "Kendisinden başka ilah olmayana yemin olsun ki en çok (ağızda)
hapis tutulması gereken şey dildir."
Tahric: İsnadında
kopukluk vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef(9/65), İbn EbiAsım, Zühd (23, 25),
Veki', Zühd (285), Hennad, Zühd 2/532 (1095), İbnu'l-Mübarek, Zühd 129 (384),
Taberani, M. el-Kebır 9/169 (8744-8747), Fesevi, Ma'rife (3/189), İbn Ebi
Dünya, Kitabu's-Samt (1617), Ahmed, Zühd (s. 162), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala
(s. 48) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/134).
4650- Enes b. Malik der
ki: "Kişi dilini tutmadıkça Allah'tan gerektiği gibi kormuş olmaz."
Her iki kanalın lafzı
aynıdır. Bir sonraki hadiste merfü olarak rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Şeybe, Musannef (13 /364), Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 210),
İbn Ebi Asım, Zühd (28), Hennad, Zühd 2/ /532 (1096) ve İbn Ebi Dünya,
Kitabu's-Samt (17).
4651 - Enes'in bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz dilini tutmadıkça
imanın hakikatine ulaşamaz" buyurmuştur.
Başka bir kanalla
Enes'ten merfü olarak rivayet edilmiştir.
İsnadı zayıftır.
4652- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz
dilini tutmadıkça imanın hakikatini elde edemez" buyurmuştur.
Beyhaki der ki:
"Sülemi'nin Esam'dan bize bildirdiğine göre İsmail, İsmail b. Ayyaş'tır.
Ata da Ata b. Adan'dır ve ikisi de rivayette güçlü değildir. Başka bir kanalla
da aynısı rivayet edilmiştir."
Tahric: İsnadı güçlü
değildir. Taberani, M. es-Sağir (2/72) Bak: Münziri, et-Terğib (3/526).
4653- Humeyd b. Hilal
der ki: Abdullah b. Amr bana: "Sana faydası olmayan şeyleri bırak. Seni
ilgilendirmeyen konularda konuşma. Dirhemlerine sahip çıktığın gibi diline de
sahip çık" dedi.
Tahric: Beyhaki'nin
hocası dışında ravileri güvenilirdir. İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 55),
İbnu'l-Mübarek, Zühd 30 (89), İbn Ebi Şeybe, Musannef (31/352), Hennad, Zühd
2/534 (1101), İbn Ebi Asım, Zühd (41), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (24) ve Ebu
Nuaym, Hilye (1/288).
4654- Huzeyfe b.
el-Yeman der ki: "Sözün yedi kılıfı vardır. Bunlara rağmen çıktığı zaman
yazılır, çıkamadığı zaman da yazılmaz. Bu yedi kılıf da kalp, küçük dil, dil,
iki yanak ile iki dudaktır."
isnadı zayıftır.
4655- Ebu Seleme b.
Abdirrahman bildiriyor: Hz. Aişe'nin yanında birkaç kadın vardı. İçlerinden bir
kadın: "Vallahi cennete gireceğim. Zira müslüman oldum, zina etmedim,
hırsızlık yapmadım" dedi. Bunun üzerine kadın rüyasında birinin yanına
gelip: "Sen cennete gireceğine dair yeminler ediyorsun. Seni ilgilendiren
konularda sessiz kalıp seni ilgilendirmeyen konularda konuşurken bu nasıl
olacak?" dedi. Sabah olunca bu kadın Hz. Aişe'nin yanına gelip rüyasını
anlattı ve: "O sözü söylediğimde burada bulunan kadınları bir araya
topla" dedi. Hz. Aişe haber gönderip o kadınları toplayınca da kadın
rüyasında gördüklerini onlara da anlattı.
Tahric: Ravileri güvenilirdir.
Münziri, et-Terğib (3/541-543).
4656- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında adamın biri şehit
düşünce kadının biri arkasından: "Ah benim şehidim!" diyerek ağlamaya
başladı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca: "Şehit
olduğunu nereden biliyorsun? Belki de kendisini ilgilendirmeyen konularda
konuşuyor ve konuşması gereken yerlerde sessiz kalıyordu?" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (5/2008) Bak: Münziri, et-Terğib (3/541).
Başka bir kanalla
Enes'ten rivayet edilmiştir ve cömertlik konusu içinde zikredilecektir. -
Tirmizi 4/55B (2316).
4657- Bekr b. Abdillah
el-Müzeni der ki: Cundub b. Abdillah yola çıkmak istediği zaman onu uğurlamak
için kardeşlerinden birkaç kişi de yanında çıktı. Mesakin denilen burcun yanına
ulaştıklarında ona: "Bize nasihatte bulun" dediler. Cundub eliyle
ağzına işaret ederek şöyle dedi: "Bundan içeriye pis şeyler sokmayın.
İçinden pis olan şeyler de çıkarmayın. İnsan bedeninde ilk kokan şey de
midedir. Cennetin kapısını gördükten sonra haksız yere bir avuç da olsa
döktüğünüz müslüman birinin kanı cennete girmenize engel olmasın."
Ravileri güvenilirdir.
4658- Amre der ki: Hz.
Aişe bana şöyle dedi: "Kızım! Sonradan mazeretler sunup özür dileyeceğin
sözler söyleme. Zira kişi ancak çirkin olan bir şey için özür diler."
İsnadı zayıftır.
4659- Hz. Aişe der ki:
"Temiz olan bir şeyi yediğiniz için abdest alıyorsunuz da çirkin bir söz
söylediğiniz için abdest almıyorsunuz.''
Tahric: İsnadı sahih,
ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (1/134), İbn Ebi Asım, Zühd
(115, 124) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (662).
4660- Sabit bildiriyor:
Enes'e: "Diğerlerinin hadis rivayet ettiği kadar neden sen de rivayette
bulunmuyorsun?" denilince: "Evladım! İnsan ne kadar çok konuşursa
hatası da o kadar çok olur" karşılığını verdi.
Tahric: Ebu Said
es-Sekafi dışında ravileri güvenilirdir.
4661- Abdullah der ki:
"Yeryüzünde her iki müslüman arasında Yüce Allah'ın koymuş olduğu bir örtü
vardır. Bu müslümanlardan biri diğerine kötü bir söz söylediği zaman da aradaki
bu örtüyü yırtıp atmış olur.''
Ravileri
güvenilirdir.
4662- Abdullah'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Her iki müslüman arasında Yüce Allah'ın koymuş olduğu bir örtü vardır. Bu
müslümanlardan biri diğerine kötü bir söz söylediği zaman da aradaki bu örtüyü
yırtıp atmış olur. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 10/276-277 (10544) ve Bezzar, Müsned 2/436 (2047).
Ebu Cafer der ki:
"Bazen Abdullah bunu mevkUf olarak rivayet etti." Beyhaki der ki:
"Doğrusu A'meş'in rivayet ettiği gibi mevkUf olmasıdır."
4663- Vebere b.
Abdirrahman der ki: İbn Abbas bana öyle sözlerle nasihatte bulundu ki bunlardan
her biri benim için yağız atlardan daha iyidir. Bana dedi ki: "Ey Vebere!
Senin ilgilendirmeyen konularda konuşma. Bu, senin için daha iyi ve günaha
bulaşmaman için daha güvenilirdir. Seni ilgilendiren çoğu konuda da gerekli
olmadıktan sonra konuşma. Zira kendisini ilgilendiren konularda hakkı söylemek
isteyen nice takvalı kişi, münasip olan yerde konuşmadığı için sıkıntıya maruz
kalmıştır. Ağırbaşlı olan kişi ile de sefıh olan kişi ile de çekişme. Zira
ağırbaşlı olan kişiyle çekiştiğin zaman sana darılır. Sefıh olan kişiyle
çekiştiğin zaman da seni küçük düşürür. Kardeşini gıyabında, seni gıyabında
nasıl anmasını istersen öyle an, gıyabında senin hakkında söylemesi hoşuna
gitmeyecek şeyleri sen de onun gıyabında söyleme. Yaptığı iyiliklerin
mükafatını, yaptığı kötülüklerin de cezasını alacağını bilen kişi gibi davranış
sergile."
Tahric: İsnadında
tammadığımız ravi vardır. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (1 ı 4).
4664- Hz. Ömer der ki:
"Gülmesi çok olanın saygınlığı az olur. Çokça şakalaşan kişi hafife alınır.
Bir şeyi çokça yapan kişi o şeyle tanınır. Konuşması çok olanın yanlışları da
çok olur. Yanlışı çok olanın hayası az olur. Hayası az olanın günah korkusu
(verası) az olur. Günah korkusu az olanın da kalbi ölür."
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. 4640. hadiste zikredilmiştir.
4665- Katade der ki:
Ebu't-Tufeyl'e bir hadisi sorduğumda: "Her bir durumun ayrı bir sözü
vardır" dedi.
İsnadı ceyyiddir.
4666- Ömer b. Abdilaziz
der ki: "Konuşmasını da amelinden saymayan kişinin hataları çok olur.
İlimsiz amel edenin bozduğu düzelttiğinden çok olur."
Tahric: Ebu Bekr
el-Pehham dışında ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/470),
İbnu'l-Mübarek, Zühd 129 (383), İbn Ebi Asım, Zühd (61), Ahmed, Zühd (s. 298),
Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 291), Ebu Nuaym, Hilye (5/290) ve İbn
Sa'd, Tabakat (5/372).
4667- Eyyub der ki:
Hasan( -ı Basri)'nin 'Yakıştırdıklarınızdan Ötürü yazıklar olsun
size"[Enbiya 18] ayetini okuduktan sonra: "Vallahi bu hitap kıyamet
gününe dek her türlü yakıştırmada bulunanlar içindir" dediğini işittim.
Tahric: isnadı sahihtir.
Suyütı, Dürrü'l-Mensur (5/620).
4668- Malik bildiriyor:
İsa b. Meryem söyle derdi: "Allah'ı zikretme dışında çokça konuşmayın.
Zira kalpleriniz katılaşır. Katı kalp de haberiniz olmadan sizi Allah'tan
uzaklaştırıL İnsanların günahlarına onların rableriymişsiniz gibi değil, sizin
de kul olduğunuzu bilerek yaklaşın. İnsanlardan kimileri sıkıntıda, kimileri de
afiyettedir. Sıkıntıda olanlara merhamet edin ve afiyetiniz için de Allah'a
hamd edin.''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Malik, Muvatta (2/986), ibnu'l-Mübarek, Zühd 44 (135), İbn Ebi
Şeybe, Musannef (11/548,13/193), İbn Ebi, Asım, Zühd (53, 60), Hennad, Zühd
2/542-543 (1122), Ahmed, Zühd (s. 56) ve Ebu Nuaym, Hilye (6/58) Bak: Münziri,
et-Terğib (3/538).
4669- İbrahim b. Beşşar
der ki: İbrahim b. Ehem'e ibadet hakkında soru sorduğumda şöyle dedi:
"İbadetin başı tefekkür ve Allah'ı zikretme dışında suskun durmaktır. Zira
bana ulaşana göre Lokman Hekim'e: "Ey Lokman! Böylesi bir hikmete nasıl
sahip oldun?" diye sorulduğunda: "Yeterince bilgili olduğum konularda
soru sormayarak ve beni ilgilendirmeyen konulara bulaşmayarak!" demiştir.
Ey İbn Beşşar! Kulun ya susması veya konuşacaksa hem kendisine, hem de karşıdakine
faydası olacak öğüt verme, uyarma, korkutma, sakındırma gibi konularda
konuşması lazımdır."
Tahric: İsnadı salihtir.
Ebu Nuaym, Hilye (8/17).
4670- Seyyar Ebu'l-Hakem
der ki: Lokman Hekim'e: "Ey Lokman! Böylesi bir hikmete nasıl sahip
oldun?" diye sorulduğunda: "Yeterince bilgili olduğum konularda soru
sormayarak ve beni ilgilendirmeyen konulara bulaşmayarak!" demiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/214-215) ve İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/728
(1804).
4671 - Enes bildiriyor:
Lokman, Hz. Davud'un yanında duruyordu. Hz. Davud da eliyle şu şekilde zırhı
örüyordu. Lokman hayretler içindeydi ve ördüğünün ne olduğunu sormak istiyordu.
Ancak hikmeti buna engel oluyordu. Hz. Davud örme işini bitirince zırhı kendine
doğru çekti ve: "Bu, savaş zırhıdır" dedi. Lokman da: "Susmak
hikmettendir ve bunu çok az kişi başarabilir. Ben sana bunu sormak istiyordum,
ancak sustum. Sonunda sen ne olduğunu söyleyip bu yükten beni kurtardın"
dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (2/422-423) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.
45)Bak: Suyuti,
Hüsnü's-Semt (41 (18).
4672- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Susmada
hikmetler vardır, ancak yapanı azdır" buyurmuştur.
Osman b. Said bu
rivayette hata yapmıştır, doğrusu Sabit'ten gelen rivayettir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (5/1816) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (19).
4673- Yusuf b. Esbit der
ki: Hasan( -ı Basri) otuz yıl boyunca gülmedi, kırk yıl boyunca da şakalaşmadı.
Hasan: "Öyle kişilere yetiştim ki ben onların yanında bir haydut gibi
duruyorum" demiştir.
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (8/239-240).
4674- Hasan( -ı Basri)
der ki: "Paralarını dağıtıp dillerini tutan kişilerin içinde yaşıyorduk.
Şimdi ise dillerini salıp paralarını tutan kişilerin içindeyiz."
Tahric: Ebu Bekr
el-Pehham dışında ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/505-506).
4675- Mualla b. Ziyad
der ki: Muvarrik el-Ieli: "Yirmi yıldan beri bir şeyin peşindeyim, ancak
henüz yapamadım ve yapana kadar da peşini bırakacak değilim" dedi. Ona:
"Ey Ebu'l-Mu'temir! Bu şey nedir?" diye somlunca da: "Beni
ilgilendirmeyen konularda susmaktır" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı hasen,
ravileri güvenilirdir. İbn Sa'd, Tabakat (7/213), İbn Ebi Dünya, Kitabu'sSamt
(118, 580), Ahmed, Zühd (s. 304, 305) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/235) Bak: Suyuti,
Hüsnü's-Semt (70).
4676- Hayyan et-Teymi
der ki: ''Akıllı olan kşinin diline, adınını atacağı yerden daha çok dikkat
etmesi gerektiği söylenirdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (32).
4677- Ömer b. Zer,
babasından bildiriyor: "Yüce Allah, kişinin her söylediğini bilir. Bunun
için kişi ne konuştuğuna dikkat etmelidir."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hatib, Tarih (9/39).
4678- Ömer b. Zer' in,
babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yüce Allah, kişinin her söylediğini bilir. Bunun için kişi Rabbinden
korkmalı ve ne konuştuğuna dikkat etmelidir" buyurmuştur.
İsnadında kopukluk
vardır.
Tahric: Ravileri
güvenilir olan mürsel bir hadistir. Hatib, Tarih (9/39), Ebu Nuaym, Hilye
(8/352,9/44), İbn Ebi Şeybe, Musannef(13/233-234) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd 125
(367).
4679- Hasane -ı Basri)
der ki: Hocalarımız şöyle derdi: "Bilgenin dili kalbinin arkasındadır.
Şayet lehine alacaksa konuşur, aleyhine alacaksa da dilini tutar. Cahilin kalbi
ise dilinin ucundadır. Konuşacağı zaman kalbine danışmaz, diline ne gelirse
söyler."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed, Zühd (271), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (424), İbn Ebi
Şeybe, Musannef(13/38-39) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd 131 (390).
4680- Bekr b. Maiz der
ki: Rab i' b. Huseym bana: "Lehine olmayan, aleyhine olan konularda dilini
tut" dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zühd (32), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (30),
Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 333), İbn Ebi Asım, Zühd (38), Fesevi,
Ma'rife (2/566) ve İbn Sa'd, Tabakat (6/183).
4681- Rabi' b. Huseym
der ki: "Tesbih (Sübhanallah), tahmid (Elhamdulillah), tehlil (La ilahe
illallah), tekbir (Allahu Ekber), Kur'an okuma, iyiliği emretme, kötülükten
menetme, hayırlı bir şeyi dileme ve kötü bir şeyden Allah'a sığınma olmak üzere
dokuz şey dışında çok az konuşun."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hennad, Zühd (1108,1109), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/397398),
Ebu Nuaym, Hilye (2/109), İbnu'I-Mübarek, Zühd (33), Ahmed, Zühd (s. 332), İbn
Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (87) ve İbn Sa'd, Tabakat (6/190).
4682- İbrahim et-Teymi
der ki: "Rabi' b. Huseym'e yirmi yıl boyunca arkadaşlık eden birinin bana
bildirdiğine göre bu süre zarfında ondan kınanacak tek bir kelime bile
işitmemiştir."
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ahmed, Zühd (337), Fesevi, Ma'rife (2/563), İbn Sa'd, Tabakat (6/185) ve İbnEbi
Şeybe, Musannef(13/400-4012).
4683- Süfyan, Teymullah
oğullarından bir adamdan, o da babasından bildiriyor: Rabi' b. Huseym ile yirmi
yıl arkadaşlık ettim. İki kez dışında dünyayı ilgilendiren bir şey hakkında
soru sorduğunu hiç işitmedİm. Bu ikisinden birinde de bana: "Annen hayatta
mı?" diye sormuştu. İkincisinde ise: "Kaç mescidiniz var?" diye
sormuştu.
Tahric: İsnadında meçhul
ravi vardır, Fesevi, Ma'rife (2/563), İbn Sa'd, Tabakat (6/191), Hennad, Zühd
2/537 (1111) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/110),
4684- Ebu Hayyan
et-Teymi der ki: "Rabi' b. Huseym'in dünyayı ilgilendiren bir şey hakkında
soru sorduğunu hiç işitmedim. Sadece bir gün bana: "Teym kabilesinde kaç
mescid var?" diye sormuştu.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ahmed, Zühd (s, 336), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/395), İbn Sa'd, Tabakat
(6/183), Hennad, Zühd 2/538 (1114) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (416),
4685- İsa b. Ömer der
ki: Rabi' Huseym'in yanında bazı kişiler anılınca:
"Allah'ı zikretmek
başkalarını zikretmekten daha hayırlıdır" dedi.
Tahric: İsnadı salihtir.
Fesevi, Ma'rife (2/569).
4686- Bekr b. Maiz
bildiriyor: Rabi' b. Huseym'in yanına küçük kızlarından biri geldi ve:
"Babacığım, gidip oynayabilir miyim?" dedi. Kızı bunu birçok defa
söyleyince yanında oturanlardan biri: "Oynamak için gitmesine izin
verseydin ya" dedi. Rabi': "İnşallah bu gün gidip oynamasına izin
vermem, amel defterime yazılmayacaktır" karşılığını verdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbnu'l- Mübarek, Zühd 126 (371), İbn Sa' d, Tabakat (6/188),
Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 331) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/155).
4687- Abde b. Süleyman
el-Kilabi der ki: "Yirmi yıl boyunca Hasan b.
Salih b. Hay'ın
meclisinde bulundum. Bu süre zarfında sakıncası olacak tek bir kelime dahi
söylediğini işitmedim."
İsnadı sahihtir.
4688- Harice der ki:
"Yirmi dört yıl boyunca Hasan b. Salih b. Hay'a arkadaşlık ettim. Bu süre
zarfında sakıncası olacak tek bir kelime dahi söylediğini işitmedim."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Hilye (3/37), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 50-51) ve İbn Ebi
Dünya, Kitabu's-Samt (747).
4689- Yahya b. Said der
ki: "İbn Avn dünyaya karşı insanların en zahitlerinden biri olduğu için
önderlerinden biri olmuştur. Süleyman etTeymi ise ondan da daha zahit biriydi.
Odalarından birinin tavanı çökmüştü de ölene kadar onu onarmamıştı. Ancak İbn
Avn'ın insanların önderi olması zahitliğiyle değil, diline sahip
olmasıyladır."
Tahric: Hilye (3/37-38).
4690- Şu ayb b. Harb der
ki: "Abdulaziz b. Ebi Revvad'ın yanında beş yüz defadan daha fazla
oturdum. Sanırım bu süre zarfında sol tarafındaki melek aleyhinde bir şey
yazmamıştır.''
Başka bir kanaIla aynısı
rivayet edilmiştir.
İsnadı zayıftır.
4691- Ebu Celde der ki:
"Konuşmayıp amel eden insanlara yetiştim.
Şimdi ise insanlar
konuşuyor, ama amel etmiyorlar.''
Tahric: İsnadı sahihtir.
İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (682).
4692- Malik bildiriyor:
Kasım b. Muhammed: "Sözlere değer vermeyen insanlara yetiştim" demiştir.
Kasım burada insanların kişinin sözüne değil ameline itibar ettiklerini
kastetmiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (638).
4693- Malik der ki: Bana
ulaşana göre Hz. Davud ailesine verilen Hikmet'te şöyle yazılıdır: "Akıllı
olan kişinin diline sahip olması, zamanının insanlarını iyi tanıması ve kendi
işine bakması olmak üzere üç şeyi yapması gerekir."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (31).
4694- Fudayl b. İyad der
ki: "Müminin konuşması az, ameli ise çoktur.
Münafığın ise konuşması
çok, ameli azdır.''
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(8/98).
4695- Hasan der ki:
"Kişide sözün amelden fazla olması kusur, amelin sözden daha fazla olması
ise itibardır.''
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(2/156).
4696- Ebu Bekr er-Razi
der ki: Ebu Ali er-Ruzbari'nin: "Kişide sözün amelden fazla olması kusur,
amelin sözden daha fazla olması ise itibardır" dediğini işittim.
Tahric: Sülemi,
Tabakatu's-Sufiyye (s. 357).
4697- Bişr b. el-Haris
el-Hafi der ki: "Sabır susmak demektir. Aynı zamanda susma da sabır
demektir. Yerinde konuşup yerinden susan alim dışında konuşan kişi susan
kişiden daha çok vera sahibi olamaz.''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (62).
4698- Bişr b. el-Haris
el-Hafi der ki: "Konuşmak hoşuna gittiği zaman sus! Susmak hoşuna gittiği
zaman da konuş!''
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(8/347)0
4699- Sehl b. Abdillah
der ki: "Marifet ehli olanlar bilerek susar, izinle de konuşur. Bundan
dolayı da gereğinden fazla konuşmazlar."
4700- Yunus der ki:
"Yüce Allah, Hasan'a merhamet etsin. Sanırım karşılığını Allah'tan
bekleyerek konuşurdu. Yüce Allah, Muhammed b. Sirin'e de merhamet etsin, O da
sanırım karşılığını Allah'tan bekleyerek susardı."
4701- Süfyan b. Uyeyne
der ki: "Denilir ki, suskunluk alimin susu,
cahilin ise (cehaletini
gizleyen) örtüsüdür,"
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(7/82).
4702- Ali b. Hasan
el-fakih, babasından bildiriyor: Şibli'ye: "Ey Ebu Bekr! Bize nasihat
et" denilince: "Allah'a gönderilmiş bir mektup gibidir. Onun için bu
mektubun içinde neler yazdıracağına dikkat et" dedi.
4703- Sehl b. Abdillah
der ki: "Zan ile hareket eden, yakinden mahrum olur. Kendisini
ilgilendirmeyen konularda konuşan kişi, doğruluktan mahrum olur. Bedenini
Allah'ın emrettiği şeylerin dışında kullanan kişi de veradan mahrum olur."
Tahric: Sülemi,
Tabakatu's-Sufiyye (s. 210) ve Ebu Nuaym, Hilye (10/186).
4704- Muhammed b. Ali
en-Nesevi der ki: "Kişinin kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşması,
kendisini ilgilendirmeyen işlere bulaşmasına sebep olur. Kişinin kendisini
ilgilendirmeyen işlere bulaşması da kendisini ilgilendiren konuların değerini
azaltır."
4705- Ma'ruf el-Kerhi
der ki: "Kulun, kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşması, Yüce Allah
tarafından hüsrana uğraması demektir."
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(8/361).
4706- Ma'ruf el-Kerhi
der ki: "Kulun, kendisini ilgilendirmeyen konularda konuşması, Yüce
Allah'ın öfkesine uğraması demektir.''
İsnadında tanımadığımız
ravi vardır.
4707- Ma'ruf el-Kerhi
der ki: "Dilini yermekten koruduğun gibi övmekten de koru."
İsnadı zayıftır.
4708- Ma'ruf el-Kerhi
der ki: "Dilini yermekten koruduğun gibi övmekten de koru."
4709- Ma'n b. İsa der
ki: Zahid birine: "Neden konuşmuyorsun?" diye sorulunca: "Dilim
aslan gibidir. Serbest bırakmam halinde beni yer" dedi.
Tahric: İbn Ebi Dünya,
Kitabu's-Samt (39).
4710- Yeman b. Adiy der
ki: Şam abidlerinden biri olan Abdullah b. Ebi Zekeriya: "Susmaktan daha
zor bir ibadetle karşılaşmış değilim" derdi.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Zehebi, Siyer (5/286) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (570).
4711 - Ertaa b.
el-Münzir der ki: "Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan kişinin üç
özelliği vardır. Biri, bilgisi olmayan konularda konuşmasıdır. Diğeri,
kendisinden daha üstte olan kişilerle çekişmesidir. Bir diğeri de, elde
edemeyeceği şeylerin peşinde koşmasıdır."
Tahric: Suyuti,
Dürrü'l-Mensur (7/209).
4712- Ebu Bekr b. Ayyaş
der ki: Rum, Pers, Çin ve Hint kralları bir araya geldi. Her biri birer tane
olmak üzere dört söz söylediler ki bu sözler sanki aynı yaydan çıkmış
gibiydiler. Rum kralı: "Söylediğim zaman söz bana hakim olur, ancak
söylemediğim zaman ben söze hakim olurum" dedi. Pers kralı: "Söylemediğim
söz üzerindeki hakimiyetim söylediğim söz üzerindeki hakimiyetimden daha
fazladır" dedi. Üçüncü kral:
"Söylemediğim
sözden dolayı hiç pişman olınadım, ama söylediğim sözlerden dolayı pişman
olduğum çok olınuştur" dedi. Dördüncü kral da:
"Söylediği sözden
sorumlu tutulsa zararını görecek, sorumlu tutulınaması halinde de bir faydası
olmayacak kişiye şaşıyorum" dedi.
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(8/170) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (65) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Samt (59).
4713- Ahmed b. el-Hasan der
ki: Ebu'l-Atahiye'nin şu beyitleri okuduğunu işittim: "Susmak hoşuna
gidiyorsa bil ki
Senden önceki
seçkinlerin de hoşuna gidiyordu
Bir defa pişman olsan da
susmana
Pek çok defa pişman
oldun konuşmana
Susmak hatalardan
selamettir
Oysa konuşmak düşmanlığı
ekecektir
Zararda olan zararda
olanın yanına geldiği zaman
Bununla zarar ve
hüsranları daha da artacaktır."
Tahric: İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (s, 43).
4714- Cafer b. Muhammed
el-Havvas der ki: Cüneyd'in şöyle dediğini işittim: "Susmanın sıkıntısına
katlanmak, hak da olsa bir sözü söylemekten daha iyidir. Yalnızlığın zahmetini
çekmek, insanları idare etmekten daha kolaydır. İyilerin kalpleri için nefsi
arzulara sabretmek, onların peşıne düşmekten daha hafiftir."
Ravileri güvenilirdir.
4715- İbn Ebi eumle der
ki: Abdullah b. Ebi Zekeriya'nın: "Yirmi yıl boyunca çalışıp çabaladım da
sonunda dilime hakim olabilmeyi başarabildim" dediğini işittim. Abdullah
meclisinde kimselerin gıybetini yapmaz ve: "Şayet Yüce Allah'ı zikredecek
olursanız biz de size bu konuda yardımcı oluruz. Ancak insanlar hakkında
konuşacaksanız sizleri kendi halinize bırakırız" derdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/379), Ebu Nuaym, Hilye (5/149) ve İbn
Ebi'dDünya, Kitabu's-Samt (556) Bak: Suyuti, Hüsnü's-Semt (69).
4716- Ebu Talib el-Kass
der ki: "Denilirdi ki, uzun tefekkür her türlü iyiliği içinde barındırır.
Suskunluk kişi için selamettir. Batıl olan bir şeye dalmak da kişi için hüsran
ve pişmanlığa sebep olur.''
İsnadı zayıftır.
4717- Asmai der ki:
"Denilirdi ki insanlar; kazançlı, sillim ve helak olmuş olmak üzere üç
çeşittir. Kazançlı olan kişi hayır olan şeyi söyleyip kazançlı çıkan kişidir.
Salim olan kişi susup selamette kalan kişidir. Helak olan kişi ise kötü olan
şeyi söyleyip kendini helak eden kişidir."
4718- Adem b. Ali der
ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müezzini Bilal'ın kardeşinin
şöyle dediğini işittim: "İnsanlar; salim, kazançlı ve helak olmuş olmak
üzere üç sınıftır. Salim olan kişi, susmasını bilen kişidir. Kazançlı olan
kişi, iyi olanı emredip kötü olandan meneden kişidir. Helak olan kişi, haince
şeyler söyleyen ve zulme yardımcı olan kişidir."
Ebu Ubeyd der ki:
"Rivayet bu şekildedir. Şacib ifadesi günahkar, helak olmuş anlamındadır
ve metinde zikredilen anlamı da verir."
Tahric: Sülemi dışında
ravileri güvenilirdir. Ahmed, Zühd (s. 206) ve Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis
(4/455) Bak: İbn Hacer, İsabe (1/404).
4719- Hasan b. Amr der
ki: Bişr'in: "(Amellerini yazan) meleklere eziyet ediyorken yanında oturan
kişiye nasıl eziyet etmeyesin" dediğini işittim.
Ravileri güvenilirdir.
4720- Bişr b. el-Haris
der ki: Mansur'un şöyle dediğini işittim: "Yüce Allah, Hz. Adem'i
yarattığı zaman ona: ''Ağzını kapaklı yaptım. Konuşman helal olmayan bir konuyla
karşılaştığın zaman onu kapat. Gözlerini de kapaklı yaptım. Bakman helal
olmayan bir şeyle karşılaştığı zaman onları kapat. Avret yerlerini de örtüyle
örttüm. Sana helal olmayan kişilerin önünde bu örtünü açma'' buyurdu."
Tahric: İbn Ebi Dünya,
Kitabu's-Samt (616).
4721- Yahya b. Muaz
er-Razı der ki: "Kalp sükunetin kapısı, dil de kalbin kapısıdır. Bu kapı
kaybolduğu zaman isteyen girer, isteyen de çıkar."
4722- Hafs b.
Abdirrahman der ki: Gencin biri Said b. Ebi Arube'nin
yanına gidip gelirdi.
Said de bu genci çok sevmiş ve kalbine girmişti. Genç gelip diğerleriyle
birlikte oturur ve Said'e bir şey sormadan kalkıp giderdi. Bir gün genç,
Said'in yanına yaklaşınca Said de ona doğru dönüp gülümsedi. Genç ona: "Ey
Ebu'n-Nadr! Kavun, tarlasından koparılırsa kesilir değil mi?" deyince
Said'i bir gülme tuttu ki güldüğü zaman da kahkaha atardı. Sonrasında Said
gülerek ellerini çırptı ve şu şiiri okudu:
"Gencin yarısı
dili, diğer yarısı da kalbidir Geriye kalan et ve kandan başka bir şey midir?
f(işiyi susarken gördüğünde beğenirsin de Eksikliği ve fazlalığı, konuşunca
belli olur."
Tahric: İbn Ebi Dünya,
Kitabu's-Samt (66).
4723- Abdusselam b.
Salih der ki: İbnu'l-Mübarek, bir adamın kendisini
ilgilendirmeyen konuda
konuştuğunu duyunca şöyle dedi:
"Diline sahip ol
ki, dili kişinin f(endisini ölüme çabuk götürür Dil kalbin sözcüsü gibidir
f(işinin aklının göstergesidir.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (695) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.
4724- Yusuf b. Esbat der
ki: Süfyan es-Sevri, Şuayb'a: "Ey Şuayb! Dişlerinin kırılmasına sebep
olacak sözler söyleme" dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Şuayb, İbn Harb Ebu Salih el-Medaini' dir.
4725- Davud b. Ebi Hind
der ki: İyas b. Muaviye: "Kendi kusurlarını bilmeyen her bir kişi
ahmaktır" dedi. Ona: "Ey Ebu Vasile! Senin kusurun nedir?" diye
sorulunca: "Çok konuşmaktır" dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (3/124) ve Mizzl, Tehzibu'l-Kemal (3/436).
4726- Amr b. el-As der
ki: "Konuşma fazla olduğu zaman aksırık hükmünde olur ve başını nu, sonunu
mu dinledin bilemezsin.''
İsnadında kopukluk
vardır.
4727- Eyyub el-Himyeri
der ki: Ömer b. Abdilaziz, Muhammed b. elMünkedir'e: "Kişinin en çok
değerini düşüren hasletler nedir?" diye sorunca:
"Çokça konuşması,
sırlarını başkalarına anlatması ve herkese güvenmesidir" dedi.
4728- Ya'la b. Ubeyd
et-Tanafisi der ki: Muhammed b. Süka'nın yanına girdiğimizde şöyle dedi:
"Yeğenim! Size bir söz aktarayım, Yüce Allah bana faydalı kıldığı gibi
belki onu size de faydalı kılar. Ata b. Ebi Rebah bize şöyle dedi: "Sizden
öncekiler fazladan konuşmayı sevmezlerdi. Üç yer dışında konuşmayı da fazladan
konuşma olarak sayarlardı. Bunlardan biri Yüce Allah'ın Kitab'ını okumalarıdır.
Diğeri iyiliği emredip kötülükten sakındırmalarıdır. Bir diğeri de zaruri olan
bir ihtiyaçlarını dile getirmeleridir. Yüce Allah'ın "Halbuki üzerinizde
muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır"[İnfitar 10-11] buyruğu ile
''İki melek {insanın} sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.
İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek
bulunmasın"[Kaf 17-18] buyruğunu bilmiyor musunuz? Gün sonunda birinizin
sahifesi önüne açıldığı zaman ahiretiyle ilgili olmayan şeylerle dolu olduğunu
görse bundan utanmaz mı ?''
Tahric: İbn Ebi Şeybe,
Musannef (13/572-573) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/314-315, 5/3-4) Bak:
Mizzi, Tehzibu'l-Kema/
(2/934) ve Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (2/683).
4729- Ebu Abdirrahman
el-Galabi, İbn Ebi Uyeyne'nin öğrencilerinden birinden bildiriyor: İbn Ebi
Uyeyne'nin yanındayken Bağdat ahalisinden bir adam geldi. İbn Ebi Uyeyne adama:
"Baban nasıl? Hali nasıl? Onu çokça anıyorum" dedi. Adam kalkıp
gittikten sonra da oradakilere: "Nasıl gereksiz konuştuğuma bakın! Adamı
çokça anmadığım halde onu çokça andığımı söyledim" dedi.
İsnadı sahih, ravileri
güvenilirdir.
4730- Abdullah b.
Sa'lebe el-Hanefi der ki: Muhammed b. Müslim ile gereksiz bakışlar konusunu
müzakere ettim. Muhammed bana şöyle dedi:
"Bu konuyu bilmiyorum,
ancak Abdullah b. el-Mübarek'in bana bildirdiğine göre Abdulvehhab b. Mücahid
şöyle demiştir: "Dış kapının tam karşısında bir oda yapmıştık. Aradan on
üç veya on dört yıl geçtikten sonra bir ara babam başım kaldırdı ve: ''Bu odayı
ne zaman yaptınız?'' dedi.''
İsnadı zayıftır.
4731- Abdulcebbar b.
Nasr es-Sülemi der ki: Hassan b. Ebi Sinan bir
evin yanından geçerken:
"Bu ev ne zaman yapıldı?" diye sordu. Sonra kendi kendine: "Seni
ilgilendirmeyen şeyleri neden soruyorsun? Seni bir yıllık oruçla
cezalandırıyorum" dedi ve bir yıl boyunca oruç tuttu.
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (3/115).
4732- Ebu Zeyd Muhammed
b. Hassan der ki: İbnu'l-Mübarek'in şöyle dediğini işittim:
"Boş ve rahat
olduğun zamanları Allah'a iki rekat kılarak değerlendir Yanlış bir şeyi
söylemek istediğinde Allah 'ı tesbih et onun yerine
Çok güzel konuşuyor
olsan da susman Daha kazançlıdır konuşmaya dalmandan. ''
Tahric: İsnadı
makbuldür. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (659).
4733- Abdullah b.
Abdilvehhab b. Muhammed el-Havarizmi der ki:
Abdullah b. el-Mübarek,
Humeyd en-Nahvi'nin şu beyitlerini çokça zikrederdi:
"Boş ve rahat
olduğun zamanları Allah'a iki rekat kılarak değerlendir ... "
Sonrasında ravi bir
önceki üç beyiti zikreder.
4734- Remle kadısı
Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed der ki: Fakih Mansur b.İsmail kendi için bana şu
beyiti okudu: "Tüm hayırlar susmaktadır Ve evinde durmaktadır.
Şunun bunun yanına
gideceksen de Sana yetecek kadar konuşmaya bak."
Tahric: Hakim'in hocasını
ve onun da hocasını tanımıyoruz. Suyuti, Hüsnü's-Semt (88).
****************
Bölüm
****************
Halimi der ki:
''Müslümanın yapması gerekenlerden biri de laf atma, çirkin ve yalan sözler
içeren şiirlerden de uzak durmaktır. içinde böylesi ifadeler bulunmayan şiirler
ise diğer sözler hükmündedir ve kişinin bunlardan da gereğinden fazla okumaması
gerekir. Bu şekilde böylesi şiirler kişiyi Kur'an okuma veya Yüce Allah'ı
zikretme gibi yapması öncelikli olan şeylerden alıkoymamış olur."
Bkz: Halimi, el-Minhac
(9/10).
4735- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin
içinin irinle dolması, şiirle dolu olmasından daha iyidir" buyurmuştur.
Müslim, Sahih'de Ebu
Muaviye ve A'meş'ten "Bolca irin" lafzıyla rivayet etti.
Buhari başka bir kanalla
A'meş'ten rivayet etti.
Tahric: İsnadı zayıf
olan sahih bir hadistir.
Müslim, şiir (7). -
Buhari, edeb (7/109).
4736- Abdullah b.
Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"içinde çirkin ifadelerin bulunduğu şiir okuyan müslümanın diline gelecek
zarardan kimse sorumlu tutulmaz" buyurmuştur.
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Bezzar, Müsned 2/452 (20n). Bak: Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (8/123), İbnu'l-Esir, en-NiMye (4/29) ve Zemahşeri, el-Faik
(3/169).
4737- Şeddad b. Evs'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi yatsı
namazından sonra bir beyit şUr okursa artık o gece kılacağı namaz kabul
olunmaz" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Ahmed, Müsned (4/125), Taberani, M. el-Kebir 7/335 (7133), Bezzar,
Müsned 2/453-454 (2094), Ukayli, ed-Duafa (3/339) ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat
(1/261). Bak: Zehebi, Mizan (2/357), İbn Hacer, Lisan (3/221) ve Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (8/122).
Başka bir kanalla bu
hadisin aynısı rivayet edilmiştir. - İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/1188 (3585), Zehebi,
Mizan (2/643) ve İbn Hacer, Lisan (4/46).
Bize bildirildiğine göre
Hz. Aişe: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en sevmediği sözler
şiirdi" demiştir. - Beyhaki, Sünen (10/245), Tayalisi, Müsned (s. 209) ve
İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/543).
Beyhaki der ki:
"Caiz olan ve caiz olmayan şiirler konusunda gelen rivayetleri
es-SünenülKübra'da 6. ve 9. ciltlerde zikrettik. Konu hakkında malumat sahibi
olmak isteyenler oraya başvurabilir."- Beyhaki, Sünen (10/237-245).
4738- Katade der ki:
İblis yeryüzüne indirilince, (Adem): "Ey Rabbim!
Ona lanet ettin, onun
ameli nedir?" diye sordu. Yüce Allah: "Sihirdir" buyurdu.
"Onun okuyacağı şey nedir?" diye sorunca, Allah: "Şiirdir"
buyurdu. "Kitabı nedir?" diye sorunca: "Dövmelerdir"
buyurdu. "Yemeği nedir?" diye sorunca: "Leşler ve Allah'ın adı
anılmayan her şeydir" buyurdu. "İçeceği nedir?" diye sorunca:
"Sarhoşluk veren her şeydir" buyurdu. "Onun meskeni
neresidir?" diye sorunca: "Hamamlardır" buyurdu. "Meclisi
nerededir?" diye sorunca: "Çarşılardır" buyurdu. "Sesi
nedir?" diye sorunca: "Müziktir" buyurdu. "Tuzakları nedir?"
diye sorunca: "Kadınlardır" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/268 (20511) ve Acurri, Tahrimu'n-Nerd
ve'ş-Şatranc (s. 391).
4739- Muhammed b.
Abdillah b. Amr b. Osman'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur: "Faizin en büyüğü, başkalarının onuruna dil
uzatmaktır. En ağır dil uzatma da hiciule (şiirle) yapılanıdır. Bunu
başkalarına aktaran kişi de dil uzatanlardan biridir. ''
Tahric: Ravileri
güvenilir olan mürsel bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef 11/176 (20252) ve
Beyhaki, Sünen (10/241).
4740- Katade bildiriyor:
Ömer b. el-Hattab'ın hilafeti döneminde bir adam kabilenin birini hicvedip dil
uzattı. Kabileden bir adam da Hz. Ömer'e geldi ve adama haddini bildirmek üzere
izin istedi. Hz. Ömer: "Adamın dili sizindir!" dedi. Daha sonra izin
isteyen bu adamı yanına çağırdı ve: "Sakın dediğim şeyi yapmaya kalkışma!
Ben o sözü insanların önünde söyledim ki adam bir daha aynı şeyi yapmasın"
dedi.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Abdurrezzak, Musannef 11/177-178 (20257).
4741- Ebu Red der ki:
"Hz. Ömer ile Osman şiirle hicveden kişileri cezalandırır lardı."
Ravileri güvenilirdir.
4742- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Allah katında en büyük iftiracilar birini (şiirle) hicvederken kabilesinin
tümünü hicveden veya birinin başka bir babadan olduğunu söyleyen veya birinin
annesine iftirada bulunan kişilerdir. ''
Tahric: İsnadı zayıf
olan sahih bir hadistir. İbn Mace 2/1237 (3761).
****************
Bölüm
****************
Müslümanın yapması
gerekenlerden biri de dilini şarkılardan uzak tutmasıdır. Yüce Allah bu yönde:
"İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o
yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır.
İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır"[Lokman 6] buyurmuştur.
4743- Ebu's-Sahba der
ki: Abdullah b. Mes'üd'a "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah
yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve
faydasız sözleri satın alır''[Lokman 6] buyruğunu sorduğumda: "ValIahi
bundan kasıt şarkılardır" dedi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Hakim, Müstedrek (2/411), Beyhaki, Sünen (10/223), İbn Cerir, Tefsir (21/61) ve
İbnEbi Şeybe, Musannef (6/309) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/505).
es-Sünenü'l-Kübra'da ali
bir isnadla aynısını zikrettik.
Yine bize bildirildiğine
göre İbn Abbas: "Bundan kasıt şarkı ve benzeri şey lerdir" demiştir.
- Beyhaki, Sünen (10/223), Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (786, 1265), İbn Ebi
Şeybe, Musannef (16/309), İbn Cerir, Tefsir (21/61) ve Acurri, Tahrımu'n-Nerd
ve'ş-Şatranc (s. 366). Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/504)
4744- Abdullah b.
Mes'ud: "Şarkılar, kalpte nifak bitirir" demiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/223) ve İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melahi (12)
Bak: SuyUtı, Dürrü'l-Mensur (6/505).
4745- Başka bir kanalla
Abdullah'tan aynısı rivayet edilmiştir.
Güçlü olmayan bir
isnadla müsned olarak da rivayet edilmiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/223).
4746- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Suyun otu
bitirmesi gibi şarkı da kalpte nifak bitirir" buyurmuştur.
İsnadı zayıftır.
4747- Abdullah b. Mes'ud
der ki: Kişi bineğine bindiğinde Allah'ın adını anmadığı zaman şeytan da
arkasına biner ve yolda ona: "Şarkı söyle" der. Şayet güzel
söyleyemiyorsa da ona: "Hayallere dal" der.
Tahric: İsnadı sahib,
ravileri ise güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 10/397 (19481), Beyhaki, Sünen
(5/252), Taberani, M. el-Kebir 9/170 (8781) ve İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melahi
(14) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/506).
4748- Abdullah b. Dinar
der ki: İbn Ömer, şarkı söyleyen küçük bir kızla karşılaşınca: "Şeytan
birini rahat bırakacak olsaydı bu kızı bırakırdı" dedi.
Tahric: İsnadı sahih,
ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/223), İbn Ebi Dünya, Zemmü'lMelahi
(16), Buhari, EdEbu'l-Müfred (784) ve Acurri, Tahrimu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s.
385).
4749- A'meş'in bildirdiğine
göre Abdullah şöyle demiştir: "İçinizden hiç kimseyi Kur'an okumak
dururken sırtüstü uzanmış, bir ayağını üzerine atmış bir şekilde yüksek sesle
şarkı söylerken görmeyeyim."
Ravileri güvenilirdir.
4750- İsrail, babasından
bildiriyor: İbn Mes'ud, "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah
yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve
faydasız sözleri satın alır''[Lokman 6] ayetini açıklarken: "Kişinin gece
veya gündüz vakitlerinde kendisine şarkı söylemesi için cariye satın
almasıdır" dedi.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/508).
4751- Şa'bi der ki:
"Şarkı söyleyene de, kendisine şarkı söylenene de lanet edilmiştir."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Meltihi (18).
4752- Abdülkerim
el-Cezeri der ki: "Mescidden uzaklaşıp kendini şarkılara ve içkiye veren
kişileri arayıp sormayın."
Ravileri güvenilirdir.
4753- Halid b.
Abdirrahman der ki: Bizler Süleyman b. Abdilmelik'in karargahındayken o, gece
vakti şarkı sesleri işitti. Süleyman sabah erkenden birilerini gönderip şarkı
söyleyenleri yanına getirtti. Onlara: "A ygır kişnediği zaman kısrak
kendini korumaya alır. Erkek deve böğürdüğü zaman dişi deve ona diklenir. Teke
de dişisine sıçradığı zaman dişi ondan kaçmaya çalışır. Erkek ise şarkı
söylediği zaman kadın onu arzular" dedi ve hadım edilmeleri emrini verdi.
Ömer b. Abdilaziz: "Bu, (savaştaki) müsle gibidir ve caiz değildir"
deyince Süleyman onları bıraktı,
Tahric: Hakim
et-Tirmizi, el-Menhiyyat (s. 54).
4754- Fudayl b. iyad der
ki: "Şarkı zinanın tılsımıdır."
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. İbn Ebi Dünya, Zemmü'l-Melahi (21) ve Acurri,
Tahrimu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s. 396).
4755- Ebu Osman el-Leysi
der ki: Yezid b. Velid en-Nakid şöyle dedi: "Ey Umeyye oğulları!
Şarkılardan uzak durun! Zira bunlar, kişinin hayasım azaltırken şehvetini
arttırır. Kişinin mertliğini yıkar, içkinin yerini tutar ve sarhoşluk etkisi
yapar. illa şarkı söyleyecekseniz kadınlardan uzak söyleyin. Zira şarkı zina
çağrısı gibidir.''
Tahric: İbn Ebi Dünya,
Zemmü'l-Melahi (22), Acurri, Tahrimu'n-Nerd ve'ş-Şatranc (s. 397),
İbnu'l-Cevzi, Telbisu İblis (s. 235) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/506).
4756- Muhammed b. Fudayl
el-Ezdi der ki: Araplardan bir adam kızıyla birlikte bir handa konakladı. Gece
olunca şarkı sesi işitti. Han sahibine: "Şu şarkıları sustur" dedi.
Han sahibi: "Neyinden rahatsız oluyorsun?" diye sorunca, adam:
"Şarkı günaha kışkırtan şeylerden biridir ve şu kızımın böylesi şeyleri
duymasını istemem. Şayet susturmazsan da yanından çıkıp gideceğim" dedi.
Beyhaki der ki:
"Selefin de düşündüğü gibi şarkı söylemeyi ve dinlemeyi bırakmak kişi için
daha hayırlıdır. Oğlanlar gibi kişiye helal olmayan cinse yönelik sözleri
içeriyorsa veya helal cinse yönelik olup mahremi olmayan birine karşı
söyleniyorsa haramdır."
H alimi der ki:
"Bunun haram kılınması, kişiyi haram olan şeylere kışkırtmasından
dolayıdır. Bu kışkırtmadan dolayı da "Günah ve düşmanlık üzere
yardımlaşmayın"[Maide 2] ayetinin hükmü içine girmiştir."
Tahric: Halimi,
el-Minhac (3/16).
4757- Ancak helal olan
cinse özel günlerde söylenen şiirli şarkının bir sakıncası olmaz. Bu yönde bize
bildirildiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir:
Bir bayram gününde Ebu
Bekr yanıma girdiğinde yanımda Ensar'dan iki kız Buas savaşlarında Ensar'ın
kahramanlıklarını anlatan şiirlerle şarkı söylüyordu ve şarkıcı da değillerdi.
Ebu Bekr: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinde şeytan
müziği mi!" diye çıkışınca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ey Ebu Bekr! Her topluluğun bir bayramı vardır. Bu gün de bizim
bayramımızdır" buyurdu.
Buhari ile Müslim,
Sahıh'de Ebu Usame'den rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, fdeyn (2/3) ile menakib (4/266) ve Müslim, salatu'l-İydeyn (16).
4758- AbduHah b. Humeyd
der ki: Benim de bulunduğum bir ortamda babam, Zühri'ye: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şarkıya yönelik herhangi bir ruhsatı var
mıydı?" diye sordu. Zühri: "Evet!" dedi ve şöyle devam etti:
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarıdayken elinde defle şarkı söyleyen bir
kızla karşılaştı. Kız Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görünce
endişeye kapıldı ve şöyle demeye başladı:
"Ey bineklerini
sürüp giden kervan Abdimenaf'ın topraklarında mola verdin mi? Annen sensiz
kala! Mola verseydin ya orada Korurlardı seni zulme ve haksızlığa karşı. ''
Raviler güvenilir olan
mürsel bir hadistir.
Sahabeden çok kişinin
şiir terennüm ettiği yönünde bize rivayetler gelmiştir. Bunlar da okunması hel
al olan şiirlerdir ve sadece bazı zamanlarda yapılmıştır. Ancak bunu gelenek ve
meslek haline getiren, okuması için yanına gelinen ve bu işle tanınan kişi
hakkında Şafiı: "Böylesi kişilerin şahitliği geçerli değildir"
demiştir. Çünkü bu tür bir faaliyet de batıla benzeyen ve hoş görülmeyen
eğlence türlerindendir. Böyle bir şey yapan kişi de sefih ve mürüvvetsiz biri
olarak sayılır. Söylediği şey tam olarak haramdan sayılmasa da kendi adına
böylesi bir şeye razı olan kişi değersiz biridir.
Tahric: Beyhaki, Sünen
(10/223) ile Adab (334) ve Şafii, Ümm (6/209).
Beyhaki der ki:
"Kişi şarkı söylemeden sadece müzik aleti çalsa yine de bu caiz değildir.
Zira şarkı söylemeden sadece müzik aleti çalmanın caiz olmadığı yönünde
rivayetler vardır. Bu konuda Halimi ve başkaları da aynı şeyi
söylemişlerdir." - Halimi, el-Minhac (3/16-17).
4759- Abdurrahman b.
Gunm el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Ümmetimden baziları içkiyi başka isimler altında
içecek, yanlarında müzikler çalmacaktır. Yüce Allah bunları yerin dibine
geçirip maymun ve domuzlara çevirecektir. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 4/91-92 (3688) ve İbn Mace 2/1333 (4020).
Bu konuda Ebu Amir veya
Ebu Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ümmetimin içinde (çeşitli yollarla) ipeği, içkiyi ve müziği helal sayan
kişiler çıkacaktır" buyurmuş, sonra da böyle kişilerin başlarına gelecek
cezaları, suretlerinin başka şeylere çevrilmesi konularını rivayet etti.
Buhari, Sahih'de rivayet
etti. - Buhari, eşribe (6/243).
İbn Abbas'tan da bize
bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah
sizlere içkiyi, kuman ve davulu haram kıldı" buyurmuştur. - Ebu Davud
4/96-97 (3696).
Aynısını Abdullah b. Amr
da rivayet etmiş, Ancak metinde geçen' "Kuba" lafzının anlamını
"Ud" anlamına gelen "Kanin" şeklinde açıklamıştır.
İbnu'l-A'rabi ise der
ki: "Kanin ifadesi Habeşlilerin dilinde tamburdUL" Yine bize
bildirildiğine göre Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Yüce Allah batılı yok
etmek ve dans, kaval, kopuz, def gibi müzik aletleri ile oyunları ortadan
kaldırmak için hakkı indirmiştir." - Beyhaki, Sünen (10/222), İbn Ebi
Dünya, Zemmü'l-Melıihi (58) ve Acurri, Tahrimu'nNerd ve'ş-Şatranc (s. 198-199).
Mezahir ifadesi için
davul çalmada kullanılan sopa olduğu da söylenmiştir. Kinnarat ifadesi def
anlamındadır.
İbnu'l-A'rabi der ki:
"Kitabu'I-Garibeyn'de okuduğumu göre kuba ıçın kimisi davul, kimisi tavla,
kimisi de kopuz demiştir."
4760- Nafı' der ki: İbn
Ömer bile bir yolculuktayken uzaktan bir kaval sesi işitti. Bunun üzerine
kulaklarını elleriyle kapatıp sesi işitmeyecek bir yere kadar çekildi ve:
"Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylesi bir şeyi işittiği
zaman böyle yapardı" dedi
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Ebu Davud 5/223 (4926).
Abdullah b. Cafer
er-Rakiy de bunu Ebu'l-Melih'ten rivayet ederek mutabaat etmiştir.
Süleyman b. Müsa ve
Mut'im b. el-Mikdam da bu yönde Nafi'den rivayette bulunmuş ve evlenme
merasimlerinde def çalma konusunda ruhsat verildiğini zikretmişlerdir. - Ebu
Davud 5/222 (4924, 4925).
Halimi der ki:
"Defin evlilik merasimlerinde çalınışı ile şarkı söylerken çalınışı nasıl
farklı oluyorsa davulun da şarkı söylerken çalınışı ile savaş esnasında veya
hacıların konaklaması ve yola çıkması için veya bayramları haber verme için
çalınışı farklıdır. Zira birisi eğlence amaçlı çalınırken diğerinde eğlence
amacı yoktur. Yasaklanan çalgı ise sırf eğlenmek için çalınandır. Doğrusunu da
Allah bilir. Bunun yanında davul çalma helal olsa nasıl sadece erkeklere helal
oluyorsa, def çalma sadece kadınlara helaldir. Çünkü def çalma işi kadınlara
has olan bir şeydir." - Halimi, el-Minhac (3/19).
Halimi der ki: ''El
çırpma (alkış) ise erkeklere kerih görülmüştür. Zira bu da kadınlara has olan
bir harekettir. Erkeklerin de kadınlara benzemesi yasaklanmıştır. Erkeklerin
ipekli ve zafiranlı giysiler giymesi de bu açıdan erkeklere yasaklanmıştır.
Erkeklerin oynamasının ise kişiyi kadına benzetecek hareket ve tavırları
içermiyorsa bir sakıncası olmaz." - Halimi, el-Minhac (3/17).
Rivayet edildiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zeyd'e: "Sen bizim
azatlımızsm" buyurunca, Zeyd sevinçten bir ayağını kaldırıp diğerinin
üzerinde sıçrayarak oynamaya başlamıştır. Cafer'e de: "Sen beden olarak da
huy olarak da bana benziyorsun" buyurunca o da Zeyd gibi oynamaya
başlamıştır. Hz. Ali de: ''Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Sen
bendensin, ben de sendenim'' buyurunca oynamaya başladım" demiştir.'' -
Beyhaki, Sünen (10/226).
Halimi der ki: ''Sopa
vurma ise şiirin vezni ve temposuna yöneliktir ve bir eğlencesi yoktur. Zira
tek başına sopa vurulması durumunda bize vereceği herhangi bir zevk yoktur ve
rağbet edilen bir şey değildir. Bir çalgı aletine vurulan sopalar (mizher) ise
bunlardan farklıdır. Beraberinde şarkı söylenmese de eğlence ile müzik
amaçlıdır ve kulağa hoş gelen sesler verir. Değnekle yastığa ve sopayla leğene
vurmada da amaç eğlence ise aynı hükümdedir.'' - Halimi, el-Minhac (3/18).
Halimi der ki: ''içeriği
helal veya haram olsun Allah'a yaklaşma veya akrabalık bağlarını güçlendirme
amacı olmayan her türlü şarkı batıldır. Şarkıların genel özelliği budur. Ancak
batıl olarak isimlendirilen her şey aynı zamanda haram değildir. Topuz oyunu
batıl bir oyun olsa da mekruh değildir. Güreş için de aynı şey
geçerlidir."- Halimi, el-Minhac (3/18).
Halimi bu konuda gerekli
açıklamaları yaptıktan sonra şöyle devam eder:
"Mubah olan
şarkılar hayırlı amaç için kullanıldığında batıl olmaktan çıkarlar. Örneğin
yalnızlık hissi olan ve bu yüzden sıkıntılar yaşayan kişi için doktor bu
sıkıntıdan kurtulması için kırlara çıkıp şarkı söylemesini tavsiye edebilir.
Kişi bunu yaptığı zaman da daralan içi terahlayacak sıkıntısı gidecektir.
Böylesi bir durumda şarkı söyleme batıl olma hükmünden çıkar, doğru olan bir
davranış olarak isimlendirilir. Örneğin kervan develerini süren kişinin
söylediği sözler de bir tür şarkıdır. Ancak yol boyunca binekleri coşturma
amacıyla yapıldığı için batıl olma hükmünden çıkmıştır. Binekler için öylesi
bir durum varken insanın sıkıntısını giderip içini terahlatmak için söylenmesi
doğaldır ki batıl olmayacaktır." - Haliml, el-Minhac (3/20).
Beyhaki der ki:
"Abidierden biri de Allah'a yönelik korku, ümit, sevgi ve endişe gibi
durumları ağır bir şekilde yaşadığı zaman içinde bulunduğu duruma uygun bir
şekilde şarkı söyleyebilir. Akıbetine yönelik olan aşırı korkusundan dolayı
veya boşuna geçirdiği günlere üzüntüsünden dolayı veya Yüce Allah'ın ahirette
kendisi için hazırladığı mükatatlara özleminden dolayı veya çektiği
sıkıntılardan yana kendisine vaad edilen şeylere sevincinden dolayı şarkı
söyleyebilir ve bu söylediği içinde bulunduğu durumu daha da pekiştirebilir. Ya
da söylediğiyle içindeki korku, ümit, sevgi ve endişe dengelenebilir. Bu
durumda yine Allah'a itaat etmeye muvaffak kılınmasının sevincini veya kötü bir
akıbete maruz kalmanın korkusunu veya ibadetlerdeki kusurunu yansıtacak şeyler
terennüm edebilir. Bu ümmetin seletlerinden bazıları bunu yapmış ve zikredilen
amaçlar dışında olmadığı sürece bunu yapmakta da herhangi bir sakınca
görmemişlerdir."
4761- Beyhaki der ki:
Ebu Abdirrahman Muhammed b. el-Hüseyn es-Sülemi'nin huzurunda şu rivayeti
okudum: "İmam Ebu Sehl Muhammed b. Süleyman'a semah konusuna sorduğumda:
"Hakikat ehli için müstehap, vera ehli için mubahken, fasıklar ve keyif
ehli için ise mekruh görülmüştür" dedi."
İsnadı sahihtir.
4762- Enes b. Malik der
ki: Bed b. Malik'in güzel bir sesi vardı ve yolculuklarında Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşlik eder, sesiyle develeri coştururdu.
Kadınların bulunduğu develere yaklaştığı zaman da Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ona: "Cam şişelere dikkat et! Cam şişelere dikkat et!"
der, o da sesini keserdi.
Ravi Muhammed der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadınların onun sesini
duymalarını istemezdi."
Ebu Hafs der ki:
"Çok anlamlı bir hadistir."
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (1/350) ve Hakim, Müstedrek
(3/291).
****************
Bölüm
****************
Halimi der ki:
"Kişinin dilini tutması gereken konulardan biri de atalarla, özellikle de
Cahiliye atalarıyla övünme ve onları yüceltmedir ki bunu yapmak helal değildir.
Zira Yüce Allah: "Ey insanlar! şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir
dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere
ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok
sakınanınızdır"[Hucurat 13] buyurmuştur. Bu ayetle Yüce Allah tüm
insanların aynı anne babadan geldiğini, birbirlerine üstünlüklerinin ancak
takvada olduğunu belirtmiş, birbirlerine karşı övünmemelerinin bir anlamının
olmadığını bildirmiştir." - Halimi, el-Minhac (3/11).
4763- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah sizden Cahiliye kibri ile atalarla övünme kusurlarını
gidermiştir. insanlar iki çeşittir. Kişi ya takva sahibi bir mümindir ya da
günahkar bir şakidir. Tüm insanlar Adem'in çocuklandır. Yüce Allah da Adem'i
topraktan yaratmıştır. Bundan dolayı bazıları ya Cahiliye'deki atalanyla
övünmekten artık vazgeçer ya da Allah katında dışkı yuvarlayan bok böceğinden
daha değersiz olurlar ...
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Beyhaki, Sünen (10/232) ile Adab (461) ve Ahmed, Müsned (2/361).
4764- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah Cahiliye döneminin kibri ile atalarla övünme geleneğini sizden
giderdi. Artık insanlar ya takvalı bir mümin ya da bedbaht (cehennemlik) bir
günahkar olmak üzere iki sınıttır. Bütün insanlar Adem'in oğullarıdır. Adem de
topraktan yarattımıştır. Bundan dolayı bazıları ya artık cehennem kömürü olmuş
kişilerle övünmekten vazgeçer ya da Allah katında dışkı yuvarlayan bok
böceğinden daha değersiz olurlar
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/339-340 (5116) ve Tirmizi 5/734,735 (3955,3956).
4765- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır,
ancak başka kanallarıyla sahih bir hadistir. Ebu Nuayın, Ahbaru Isbehan (2/60).
4766- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Cahiliye döneminde ölen atalarınızla övünmeyin. Canım elinde olana yemin
olsun ki bak böceğinin burnuyla yuvarladığı şey Cahiliye'de ölen atalarınızdan
daha hayırlıdır. "
Ebu Davud et-Tayalisi
bunu Hişam'dan rivayet ederek mutabaat etmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 11/317-318 (11861, 11862) ile M. es-Sağir 3/274 (2599)
Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/85).
4767- İbn Ömer der ki:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve salı em) Mekke'nin fethinde bir hutbe verdi ve
şöyle buyurdu: "Ey insanları Yüce Allah Cahiliye döneminin kibri ile
atalarla övünme adetini sizden giderdi. insanlar iki çeşittir. Kişi ya takva
sahibi ve değerli bir mümindir ya da günahkar ve değersiz bir şakidir. Tüm
insanlar Adem' in çocuklandır. Yüce AIlah da Adem'i topraktan yaratmıştır. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 5/389 (3270).
4768- Katade ve Ali b.
Zeyd b. Cud'an anlatıyor: Sa'd b. Ebi Vakkas ve Selman el-Farisi arasında bir
sorun vardı. İkisi aynı mecliste iken Sa'd oradakilerden birine: "Ey
filan! Soyunu söyle" dedi. Adam kimlerden olduğunu söyledi. Sa'd daha sonra
diğerine aynı şeyi söyledi ve bu şekilde sıra Selman'a geldi. Selman'a:
"Ey Selman! Sen soyunu söyle" deyince, Selman: "Müslüman
olduktan sonra kendime bir soy tanımıyorum. Ama ben İslam'ın oğlu
Selman'ın" karşılığını verdi.
Aralarında geçen bu olay
Hz. Ömer'e ulaştı. Daha sonraları Ömer, Sa'd ile karşılaşınca: "Ey Sa'd!
Soyunu söyle" dedi. Sa'd, onun neden böyle dediğini anladığı için:
"Ey müminlerin emiri! Allah aşkına benden bunu isteme" karşılığını
verdi. Ancak Ömer ısrar edince Sa'd soyunu söyledi. Ömer daha sonra
oradakilerden her birinden aynı şeyi istedi. Sıra Selman'a gelince: "Ey
Selman! Sen soyunu söyle" dedi. Selman: "Yüce Allah beni İslam
diniyle şereflendirdi. Ben İslam'ın oğlu Selman'ım" karşılığını verdi.
Bunun üzerine Ömer şöyle
dedi: "Cahiliye'de Hattab'ın en saygın kişilerden biri olduğunu
Kureyşliler bilir. Ömer ise İslam'ın oğludur ve İslam'ın oğlu olan Selman'ın da
kardeşidir. (Ey Sa'd!) ValIahi böyle olmasaydı diğer tüm şehirlerde
bulunanların da haberi olacak şekilde seni cezalandırırdım! Zamanında bir
adamın soyunu Cahiliye'den dokuz ataya dayandırdığı için kendisi de onuncuları
olarak cehenneme girdiğini, birinin de soyunu sadece İslam dönemindeki babasına
dayandırıp geriye kalanları bıraktığı için babasıyla birlikte cennete girdiğini
bilmiyor musun?"
Tahric: İsnadı zayıftır.
Abdurrezzak, Musannef 11/438-439 (20942).
4769- Ebu Reyhane'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Asaletini ve
şerefini göstermek amacıyla soyunu kafir olan dokuz ataya dayandıran kişi, kendisi
de onuncuları olacak şekilde cehenneme girer" buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/134), Ebu Ya'la, Müsned 3/28 (1439) ve Ebu
Nuaym, Ahbaru lsbehan (1/325) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/85).
4770- Ubey b. Ka'b der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında iki adam karşılıklı
birbirlerine dil uzattılar veya atalarını saydılar. Biri: "Ben filanın
oğlu filanım! Ben filanın oğlu filanım!" deyince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hz. Musa zamanında iki adam karşılıklı
soylarını saymaya (veya birbirlerine dil uzatmaya) başladılar. Biri: ''Ben
filanın oğlu filanım ... '' diyerek atalarından dokuz kişiyi saydı ve diğerine:
''Annesiz kalasıcal Sen soyunu say bakalım'' dedi. Diğeri: ''Ben müslümanlardan
filanın oğlu filanımı'' karşılığını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah, Musa'ya
şöyle vahyetti: "Kendini dokuz ataya nisbet eden kişi, sen cehennem
ateşinde onların onuncusu olacaksın. Kendini sadece anne babasına nisbet eden
kişi, sen de kendini nisbet ettiğin kişilerin üçüncüsü olarak cennette
olacaksın. ''
Abdurrahman b. Ebi Leyla
kanalıyla Muaz'dan da rivayet edilmiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdullah b. Ahmed, Zevaidü'z-Zühd (5/128), Abd b. Humeyd,
elMüntehab (179) ve Nesai, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle (391) Bak. Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (8/85).
4771- Muaz b. Cebel'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Hz. Musa zamanında israil oğullarından biri kafir biri de müslüman olan
iki adam karşılıklı soylarını saymaya başladilar. Müşrik olan atalarından dokuz
kişiyi saydı. Müslüman olan kişi: ''Ben filanın oğlu filanım! Geriye
kalanlardan da uzağım'' karşılığını verdi. Bunun üzerine Musa'nın münadisi
çıkıp şöyle bir çağrı yaptı: "Ey birbirlerine soylarini sayanlar! Aranızda
hüküm verildi. Ey kafir! Kendini kafir olan dokuz ataya nisbet ettin. Bundan
dolayı cehennem ateşinde onların onuncusu olacaksın. Ey müslüman! Sen de
kendini sadece müslüman olan anne babana nisbet edip gerisini bıraktın. Sen de
müslümanlardan birisin ve diğerlerinden uzaksın.''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Taberani, M. el-Kebir 20/139-140
(284, 285) ve Ahmed, Müsned (s /24 1) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/85-86).
4772- Ebu Umame der ki:
Ebu Zer: "Ey siyah kadının oğlu!" diyerek Bilal'i annesinden dolayı
aşağıladı. Bilal, Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem} gidip bunu
anlatınca Allah Resulü {Sallallahu aleyhi ve Sellem} buna çok kızdı. Ebu Zer,
Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} yanına gelince de ona yüz vermedi.
Ebu Zer sebebini bilmediği için de: "Ey Allah'ın Resulü! Mutlaka yaptığım
bir şeyden dolayı benden yüz çevirdin" dedi. Hz. Peygamber {Sallallahu
aleyhi ve Sellem}: "Annesinden dolayı Bilal'ı aşağılıyor musun?"
deyip şöyle devam etti: "Kitab'ı Muhammed'e indirene yemin olsun ki
amelden başka birinizin diğerinden herhangi bir üstünlüğü yoktur ve aynı
ölçekten dökülmüş gibisinizdir."
İsnadı zayıftır.
4773- Ebu Umame der ki:
ResuluHalı (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Umame!
Benimle Rabbine iman
edip çocuklarına şefkat gösteren siyah yanakıl, siyah kollu kadın şu ikisi
gibiyiz" buyurdu ve işaret parmağı ile yanındaki parmağı ayırıp gösterdi.
Sonra şöyle devam etti: "Yüce Allah Cahiliye döneminin kibri ile atalarla
övünme adetini sizden giderdi. Hepiniz Adem ile Havva'nın çocuklarısınız ve bir
ölçekten diğerine dökülmüş gibisiniz. Allah katında en değerliniz O'na karşı
gelmekten en çok sakınanızdır. Dini ve güvenilirliği konusunda raZi olacağınız
biri sizden kız istediği zaman ona kız verin. "
Salim b. Salim el-Belhi
rivayette güçlü biri değildir ve bunu meçhul birinden de rivayet etmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 8/245 (7836) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/579).
4774- Cabir b. Abdillah
der ki: ResuluHalı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında Teşrik
günlerinin ortasında bizlere bir hutbe verdi. Hutbesinde:
"Ey insanlar! Bilin
ki Rabbiniz birdir! Babanız da birdir. Bilmelisiniz ki takvadan başka Arabın Arap
olmayana, Arap olmayanın Arap olana, siyah tenlinin esmere, esmerin de siyah
tenliye herhangi bir üstünlüğü yoktur. Allah katında en değerliniz O'na karşı
gelmekten en çok sakınanızdır" buyurdu ve: "Tebliğimi yaptım
mı?" diye sordu. Müslümanlar: "Evet, ettin ey Allah'ın Resulü!"
dediklerinde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman burada
bulunanlar bunları burada olmayanlara iletsin" buyurdu ...
Sonrasında ravi
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen kan, mal ve onudarın kutsallığıyla
ilgili sözlerini aktarır.
İsnadında durumu meçhul
olan ravi vardır.
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Münziri, et- Terğib (3/612-613) ve Suyuti,
Dürrü'lMensur (7/579).
4775- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet gününde Yüce Allah şöyle buyurur: "Sizlere emirler verdim.
Ancak sizler bana verdiğiniz sözleri heba ettiniz ve kendi soylarınızı üstün
tuttunuz. Bugün de kendi kıldığım bağları yüceltip üstün tuttuğunuz soylarınızı
alçaltacağım. Muttakiler nerede? Nerede takva sahipleri? Allah katında en
değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır ...
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Hakim, Müstedrek (2/463-464) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/579).
4776- Ata b, Ebi Rebah
bildiriyor: Ebu Hureyre ''Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en
çok sakınanızdır"[Hucurat 13] ayetini okudu ve şöyle dedi: "Kıyamet
gününde Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey insanlar! Ben sizlere bir bağ kıldım,
ancak sizler kendi soylarınızdan olan bağları öne çıkardınız, En değerlinizi en
takvalı olanınız kılmışken siz ''Filanın oğlu filan, falanın oğlu falandan daha
değerlidir'' demeyi tercih ettiniz. Bugün de kendi kıldığım bağları yüceltip
üstün tuttuğunuz soylarınızı alçaltacağıill. Muttakiler nerede?"
Tahric: İsnadı zayıftır.
Hakim, Müstedrek (2/464) ve Beyhaki, Zühd (759).
Ebu Gassan en-Nehdi ise
rivayetinde Talha'dan naklen şu eklemeyi de yapar: Ata bana: "Ey Talha!
Kıyamet gününde senin isminle benim ismimde olanlar ne çok olacak! Ancak
''Muttakiler nerede?'' çağırısı yapıldığında ancak affedilmiş olanlar ayağa
kalkacaktır" dedi.
Mahfuz olanı da bu
isnadla bu şekilde mevkuf olarak rivayet edilenidir.
4777- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kıyamet gününde
Yüce Allah buyurur ki: "Ey insanlar,.," Sonrasında ravi bir öncekinin
aynısını aktarıp şöyle devam eder: "Sonra Yüce Allah: ''Muttakiler
nerede?'' diye seslenir. Bu çağrı üzerine sadece atfedilenler ayağa kalkar. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Münziri, et-Terğib (3/613) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/580).
4778- Abdullah b. Ebi
Yezid bildiriyor: İbn Abbas'ın şöyle dediğini işittim: "Üç şey Cahiliye
adetlerindendir. Biri soylara dil uzatmaktır. Diğeri ölü arkasından feryat edip
ağlamaktır ... " Ravi üçüncüsünü unutmuştur.
Süfyan der ki:
"Üçüncüsünün yıldızlardan yağmur bekleme olduğu söylenmiştir."
Buhari, Sahih'de Ali b.
el-Medini kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti.
Tahric: Buhari, menakib
(5/238).
4779- Ebu Malik
el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Dört şey Cahiliye adetlerindendir ve ümmetimden eksik
olmazlar. Bunlar asaletle övünme, neseplere dil uzatma, yıldızlardan yağmur
isteme ve ölülerin arkasından feryat edip ağlamaktır. Ölü arkasında bu şekilde
ağlayan da tövbe etmeden ölmesi halinde kıyamet gününde üzerinde katrandan bir
gömlek (veya şalvarla) diriltilir ve giysileri üzerindeyken cehennem aleviyle
yanar. ''
Tahric: İsnadı ilk
kanalla zayıf, ikinci kanalla sahih olan sahih bir hadistir.
Müslim, Eban kanalıyla
Yalıya b. Ebi Kesir'den rivayet etti - Müslim, cenaiz (29).
Diğer insanlar içinden
Haşim oğullarının seçilmesi konusunda gelen hadisin asaletle övünmeden sayılıp
sayılmayacağı konusunda Halimi şöyle demiştir: "Bu hadiste asaletle övünme
değil, zikredilen sınıfların konumlarına dair bilgi vardır. Örneğin biri:
"Babam fakih biriydi" dediği zaman bununla babasıyla övünmüş olmaz,
babasının diğer insanlardan farkını belirtmiş olur. Aynı şekilde kişi bunu
diyerek şükür babından Yüce Allah'ın hem kendisine, hem de babasına ihsan
ettiği nimete işaret de etmiş olabilir. Bu da onların herhangi bir yönüyle
övünme anlamına gelmez.''- Halimi, el-Min hac (3/11).
4780- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Dört şey Cahiliye adetlerindendir ve insanlar (müslümanlar) bunları
bırakmazlar. Bunlardan biri, neseplere dil uzatmadır. Diğeri, ölülerin
arkasından feryat edip ağlamadır. Diğeri, uyuzluk konusudur ki bir deve uyuz
olduğu zaman yüz tanesine bulaştım. insanlar ilk deveyi kimin uyuz ettiğini
sorup dururlar. Bir diğeri de, yağmuru yaradan'dan bilmektir."
Tahric: Ravileri
güvenilir olan has en bir hadistir. Tirmizi 3/325 (1001).
Cafer b. Avn bunu Mis'ar
kanalıyla Alkame'den mevkUf olarak rivayet etmiştir.
4781 - Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişinin belini kıran beş şey vardır. Bunlardan biri, anne babaya asi olmaktır.
Diğeri. kadının kendisine güvenen kocasına ihanet etmesidir. Diğeri.
yöneticinin, insanlar kendisine itaat ederken kendisinin Yüce Allah'a isyan
etmesidir. Diğeri. kişinin iyilik yapmaya söz verip de bundan caymasıdır. Bir
diğeri de başkalarının soyuna dil uzatmaktır. ''
Tahric: Ravileri
güvenilir olan has en bir hadistir. Suyuti, el-Camiu's-Sağir (8393).
4782- Ukbe b. Amir'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Dindarlığı ve güzel amelleri dışında kişinin başkalarına karşı herhangi
bir üstünlüğü yoktur. Ağzı bozuk, kaba, cimri ve korkak olması kişiye (kötülük
olarak) yeterlidir. ''
Tahric: İsnadında
tanımadığımız ravi vardır. Münziri, et-Terğib (3/612).
4783- Ukbe b. Amir'in bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"İçinizden hiç kimsenin başkasının soyuna sövme hakkı yoktur. Hepiniz
Adem'in çocuklarısınız. Dindarlığı veya takvası dışında kişinin başkalarına
karşı herhangi bir üstünlüğü yoktur. Kaba, ağzı bozuk ve cimri olması kişiye
(kötülük olarak) yeterlidir. ''
Tahric: İbn Lehia
dışında ravileri güvenilirdir ve sahih bir hadistir. Ahmed, Müsned (4/145,
158), İbn Cerir, Tefsir (26/140), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (4/365) ve
Taberani, M. el-Kebir 17/295 (814) Bak: Münziri, et-Terğib (3/612) ve Suyuti,
Dürrü'l-Mensur (7/179).
4784- Ebu Bekr b.
el-Merzuban bildiriyor: Fudayl b. Ebi Tahir kendisine ait şöyle bir şiir okudu:
"Kendinden bir
asalete sahip olmaktır güzel olan
Kişinin soyunu bir
yerlere dayandırması değil
Nesebi kendisiyle
başlayan kişi ile
Nesebin kendisine
dayandırıldığı kişi bir değil.."
4785- Süfyan b. Uyeyne
bildiriyor: Amr b. el-As ile Muğire b. Şu'be arasında Vahat'ta ağız dalaşı
olmuştu. Muğire ona sövünce Amr: "Ey Hasis ailesi! İbn Şu'be'nin bana
sövmesine izin mi vereceksiniz!" diye bağırdı. Bunun üzerine oğlu Abdullah
ona: "İnna lillah ve inna ileyhi raciun! Asabiyet çağrısı mı yapıyorsun?
Oysa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) asabiyet çağrılarını yasaklamıştı.
Otuz köle azat et" dedi.
Ravileri güvenilirdir.
4786- Abdullah (b.
Mes'ud)un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Mümin; başkalarına dil uzatan, lanet eden, çirkin sözler söyleyen kaba
biri değildir" buyurmuştur.
Katade'nin rivayetinde
"Çirkin sözler söyleyen ve kaba biri değildir" şeklinde geçer.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Tirmizi 4/350 (1977).
4787- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Mümin; başkalarına
lanet eden, dil uzatan, kaba davranan ve çirkin sözler söyleyen biri
değildir" buyurmuştur.
Beyhaki'nin hocası
dışında ravileri güvenilirdir.
4788- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Doğru sözlü olan
birinin lanet eden biri olmaması gerekir" buyurmuştur.
Sahih bir hadistir.
Müslim, Sahıh'de Harun
b. Said kanalıyla İbn Vehb'den rivayet etti. - Müslim, birr (84).
Başka bir kanalla
"Mümin birinin lanet eden biri olmaması gerekir" lafzıyla rivayet
edilmiştir.
4789- Zeyd b. Eslem der
ki: Abdulmelik b. Mervan bazı şeyleri sormak için Ümmü'd-Derda'yı yanına
çağırırdı. Ümmü'd-Derda da geldiğinde onun hanımlarının yanında kalırdı. Bir
gece Abdulmelik cariyesini çağırdı. Cariye gelmekte gecikince Abdulmelik ona lanet
etti. Bunun üzerine Ümmü'dDerda ona şöyle dedi: "Lanet etme! Ebu Derda'nın
bana bildirdiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Lanet
edenler, kıyamet günü şahit de şefaatçi de olamazlar'' buyurduğunu
işitmiştir."
Müslim, Sahıh'de İshak
b. İbrahim kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahih,
ravileri güvenilirdir. - Müslim, birr 85).
4790- Sabit b.
ed-Dahhak'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Kişi sahip olmadığı bir mala yönelik adakta bulunamaz.
Mümine lanet okumak onu öldürmek gibidir. Kişi dünyadayken bir şeyle kendini
öldürdüğü zaman kıyamet gününde cezasını aynı şeyle çeker. islam dininden başka
bir din üzerine yalan yere yemin eden kişi, o dinden biri saydır. Mümin birine
kafir demek onu öldürmek gibidir.''
Başka bir kanalla bu
hadisin aynısı adak kısmı olmadan rivayet edilmiştir.
İsnadı sahihtir.
Buhari ile Müslim,
Sahih'de Eyyub ve Yahya b. Ebi Kesir'den rivayet ettiler. - Buhari, edeb (7/84,97)
ve Müslim, iman (177),
4791 - Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kölelerinden birine lanet eden Ebu
Bekr ile karşılaşınca ona doğru bakıp: "Hem lanet okuyan, hem de sıddik
biri mi? Kabe'nin Rabbine andolsun ki bu olamaz" buyurdu. Bunun üzerine o
gün Ebu Bekr kölelerinden bazılarını az at etti. Sonra Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip: "Bir daha yapmayacağım"
dedi.
Tahric: İsnadında
tanımadığımız bir ravi vardır. Diğer ravileri ise güvenilirdir. Buhari,
Edebu'l-Müfred (319) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (693).
4792- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Müslüman birinin
lanet eden biri olmaması gerekir" buyurmuştur.
Salim der ki:
"Bundandır (babam) İbn Ömer'in bir şeye lanet ettiğini duymuş
değilim."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Tirmizı 4/371 (2019).
4793- Zühri der ki: İbn
Ömer hizmetçilerinden birine lanet etmek istedi. Ancak "Allahım! La ...
" deyip tamamlamadan kesti ve: "Bu sözü söylemeyi sevmiyorum!"
dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19533).
4794- Salim der ki:
"İbn Ömer biri hariç, hiçbir kölesine lanet okumuş değildir. Lanet okuduğu
bu köleyi de bundan dolayı azat etti.''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19534).
4795- Zühri der ki:
Salim'in: "Öncekiler kölelerini döverlerdi, ancak onlara lanet
okumazlardı" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19529).
4796- Huzeyfe: "Karşılıklı
lanetleşen her bir topluluk azabı hak etmiş olur" demiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 10/413 (19535), Buhari, el-EdEbu'I-Müfred
(318), İbn Ebi Şeybe, Musannef (15/87), Ebu Nuaym, Hilye (1/279) ve Hennad,
Zühd 2/613 (1317).
4797- Semure b.
Cundub'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
'Birbirinize Allah'ın laneti, gazabı ve cehennem ateşiyle beddua okumayın"
buyurmuştur.
Her iki kanalın lafzı
aynıdır.
Tahric: Ravileri
güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Davud 5/211 (4906) ve Tirmizı 4/350
(1976).
4798- Semure'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birbirinize
Allah'ın laneti, gazabı ve cehennem ateşiyle beddua okumayın" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Tayalisı, Müsned (s. 123).
4799- Ebu Derda'nın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kul bir şeye lanet ettiği zaman bu Ianeti semaya yükselir, ancak semanın
kapıları bu lanetin yüzüne kapanır. Bu lanet sonra yere iner, ancak yerin de
kapıları yüzüne kapanır. Sonra bu lanet sağa veya sola doğru gitmek ister,
ancak gidecek yer bulamayınca, kendisine lanet okunan şey bu laneti gerçekten
hak ediyorsa ona gider. Hak etmiyorsa da lanet, okuyana geri döner. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/210-211 (4905).
Ebu Davud der ki:
"Mervan b. Muhammed hadisin senedinde bulunan Velid b. Rebah'ın aslında
Rebah b. el-Velid olduğunu ve bunu Nimran'dan işittiğini söylemiştir. Yahya b.
Hassan da (Velid b. Rebah diyerek) hata yapmıştır."
Ebu'ı-Aliye'nin de bu
yönde bir rivayeti vardır ve rüzgara sövmenin mekruh olması konusu içinde
zikredilmiştir.
4800- Ayzar b. Cervel
el-Hadrami anlatıyor: Kabilemizden Ebu Umeyr adında bir adam vardı. Bu kişi
kardeşleşmede Abdullah'ı kendine kardeş edinmişti. Abdullah da ara sıra evine
ziyaretine gelirdi. Bir defasında yanına gelince onu evde bulamadı. Bunun
üzerine karısının yanına girip oturdu. Abdullah kadının yanında otururken kadın
cariyesini bir iş için gönderdi. Cariye geç kalınca: "Geç kaldı! Allah ona
lanet etsin!" demeye başladı. Bunun üzerine Abdullah çıkıp kapıda oturdu.
Ebu Umeyr gelip de onu
kapıda görünce: "Kardeşinin ailesinin yanına girseydin ya" dedi.
Abdullah şu karşılığı verdi: "Girmiştim. Ancak karın cariyesini bir yere
gönderdi, geç kalınca da ona lanet okudu. Oysa ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Lanet kişiden çıktığı zaman edilen kişiye gitmek için yol arar.
Şayet ona gidecek bir yol bulamazsa eden kişiye geri döner'' buyurduğunu
işittim. Ben de böylesi lanetin yolunda durmak istemedim.''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (1/408, 425) Bak: Münziri, et-Terğib (3/473) ve Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (S /74).
4801- İmran b. Husayn
bildiriyor: Yolculuklarından birinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
birinin lanet okuduğunu işitti. "Bu ne?"' diye sorunca: "Filan
kadın bineğine lanet etti" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman ona yük vurmayın, zira
lanetlenmiştir" buyurdu. Kül renginde olan bu dişi deveyi şu an görür
gibiyim.
Sahih bir hadistir.
Müslim, Sahih'de
Ebu'r-Rabi kanalıyla Hammad'dan rivayet etti. - Müslim, birr (SO-SI).
Sekafi ve başkaları
Eyyüb'den rivayet ederken "Bu deveye kimseler dokunmazdı" dediğini de
zikreder.
Ebu Berze rivayet
ederken ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın lanetini
yemiş bir deve bizimle yolculuk etmesin" buyurduğunu aktarır.
4802- Ebu Berze
bildiriyor: Cariyenin biri, üzerinde yolcuların eşyalarının da bulunduğu erkek
veya dişi deve üzerindeyken dar bir geçide ulaştı. Yol daralmışken arkadan
Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yetişti. Cariye, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğini görünce devesine: "Allahım! Sen
buna lanet et" demeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bu cariyenin sahibi kim? Üzerinde Allah'ın laneti
bulunan bir binek (veya deve) bize eşlik etmesin" buyurdu,
Müslim, Sahih'de farklı
kanallarla Süleyman et-Teymı'den rivayet etti.
Tahric: Sahih bir
hadistir. - Müslim, birr (82,83).
4803- İbn Atiyye der ki:
"Abdullah b. Ebi'l-Huzeyl, lanet ettiği koyunun sütünden içmez, lanet
ettiği tavuğun yumurtasından da yemezdi.''
Isnadı zayıftır.
4804- Amr b. Malik
en-Nukri der ki: Ebu'l-Cevza'nın: "Hiçbir şeye lanet etmiş değilim. Lanet
edilmiş hiçbir şeyden yemiş değilim. Hiç kimseyi de rahatsız etmiş
değilim" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Sa'd, Tabakat (2247), Zehebi, Siyer (4/371), Ebu Nuaym, Hilye
(3/78-79) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt ( 680 ).
4805- İbn Ömer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey kadınlar,
Takıiarınızdan olsa dahi sadaka verin. Çokça bağışlanma dileyin. Zira cehennem
ahalisinin çoğunun sizlerden oluştuğunu gördüm" buyurdu. Aklı başında
kadınlardan biri: "Ey Allah'ın Resulü! Neyimiz var ki cehennem ahalisinin
çoğunu oluşturuyoruz?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem):
"Çünkü çokça lanet
ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Dini ve aklı noksan
olmasına rağmen akıllı birine (erkeğe) sizden daha çok baskın çıkanını da
görmedim" buyurdu. Kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Akıl ve dinde
noksanlıktan kastın nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Akıl bakımından noksanlık, iki kadının şahitliğinin bir erkeğin
şahitliğine denk sayılmasıdır. Din bakımından noksanlık ise, kadının (hayız ve
doğumdan dolayı) çoğu günlerini namazsız geçirmesi. Ramazan'da orucunu
yemesidir" buyurdu,
İsnadı sahihtir.
Müslim, Sahih'de Ebu't-Tahir
- İbn Vehb - Bekr b. Mudar kanalıyla rivayet etti. - Müslim, ıman (1/87).
4806- Salih b. Keysan
der ki: Bir defasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında horoz
ötünce adamın biri ona sövdü. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Horoza sövmeyin! lira insanları (uyandırıp) namaza çağırıyor"
buyurdu.
İsnadında kopukluk
vardır (mürseldir). Ayrıca ravi zincirinde Salih b. Keysan merkezli bir ihtilaf
mevcuttur.
İsnadında kopukluk
vardır.
4807- İbn Mes'ud der ki:
Bir defasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında horoz ötünce
adamın biri: "Allahım! Ona lanet et!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Horoza lanet etmeyin ve sövmeyin! Zira insanları
(uyandırıp) namaza çağırıyor" buyurdu.
Cenah'ın, babası
kanalıyla dedesinden olan rivayeti: "Bir horoz Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanında ötünce adamın biri şöyle dedi..." şeklindedir.
Tahric: İsnadında bir
sakınca yoktur. Bezzar, Müsned 2/433 (2040), Taberani, M, el-Kebir 10/1819
(9796) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/26B) Bak: Münziri, et-Terğib (3/474) ve Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (B/77).
4808- Zeyd b. Halid
el-Cühenı der ki: Adamın biri Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanında hamza lanet edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ona lanet etme'
Zira insanları (uyandırıp) namaza çağırıyor" buyurdu.
Tahric: İsnadı sahih,
ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/115), Abdurrezzak, Musannef 11/262
(2049B), Taberani, M. el-Kebir 5/275 (5208) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne 12/169
(3269).
4809- Zeyd b. Halid
el-Cühenl'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Horoza lanet etmeyin! Zira insanları (uyandınp) namaza çağırır"
buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Davud 5/331 (5101).
Ebu Davud başka bir
defasında bunu Abdulaziz - Salih - Abdullah b. Ebi Katade - Ebu Katade
kanalıyla zikretmiş ve: "Bu (ravi zinciri), bana göre daha sağlamdır"
demiştir.
4810- Başka bir kanalla
aynısı: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) horaza sövülmesini
yasakladı ve: ''İnsanları namaza uyandırır.'' buyurdu" lafzıyla rivayet
edilmiştir.
İbn Nasr'ın rivayetinde
"Namaz çağırısı yapar" lafzıyla rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ahmed, Müsned (5/193), Taberani, M. el-Kebir 5/275 (5209), İbnu'l-Ca'd, Müsned
2/1033 (2999) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne 12/169 (3270).
4811- Başka bir kanalla
Zeyd b. Halid'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Haroza sövmeyin! Zira namaz çağrısı yapar" buyurmuştur ..
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Davud 5/331 (5101).
4812- Cabir'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah'ın, ayakları yerde başı ise Arş'ın altında eğilmiş olan bir
horozu vardır. Gecenin bitimine az kala da ''Subbuhun! Kuddusun''' diye
seslenir. Onun bu seslenmesiyle de yeryüzündeki horozlar ötmeye başlar. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Hacer, Lisan (4/245-246), Zehebi, Mizan (3/148), İbn Hibban, el-Mecruhin
(3/105), İbn Adiy, el-Kamil (S/1830), Ukayli, Duafa (3/241) ve İbnu'l-Cevzi,
elMevduat (3/6-7).
Beyhaki der ki:
"Ali b. Ali el-lıhebi bunu rivayette tek kalmıştır ve zayıf biridir."
Başka bir kanalla daha
uzun bir metinle rivayet edilmiştir. -- İbn Adiy, el-Kamil (7/2696-2697) ve
İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (3/7).
4813- Cabir b. Abdillah
der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beyaz horoz beslenmesini
emretti.''
Bu isnadla münker bir
hadistir. Ali b. Ali el-lıhebi bunu rivayette tek kalmıştır. Benzeri mürsel bir
isnadla da rivayet edilmiştir.
İsnadı zayıftır.
4814- Abdullah b. Ömer
b. el-Hattab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Horozlar namaz vakti için öter. Beyaz horoz edinen
kişi de şeytan. büyücü ve kahin olmak üzere üç kişinin şerrinden korunur.
"
Tahric: Beyhaki'nin
hocası ve onun da hocasını tanımıyoruz. Diğer ravileri güvenilirdir.
4815- Enes b. Malik der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pirelerden bahsetti ve: "Kişiyi
namaza kaldımlar" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Sehavi, Mekasidu'l-Hasene (s. 461).
4816- Enes b. Malik der
ki: Adamın biri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında pireye
lanet edince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona lanet etme!
Zira peygamberlerden birini namaza kaldırmıştt" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (123/), Bezzar, Müsned (2/434) ve Ebu Ya'la, Müsned
5/333 (204), 5/429 (3120) Bak: İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye 2/444 (2699) ve
Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/77).
4817- Enes bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın birinin pireye sövdüğünü
işitince: "Ona lanet etme! Zira peygamberlerden birini sabah namazına
kaldırmıştı" buyurdu.
Ebu Ahmed b. Adiy der
ki: Malini bu hadisin akabinde bize şöyle dedi:
"Bu hadis Safvan b.
İsa - Süveyd b. Ebi Hatim - Katade - Enes Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kanalıyla bilinir. Said b. Beşir'in rivayet ettiği gibi Katade
kanalıyla Enes'ten de rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/1257-1258).
4818- Hassan bildiriyor:
Adamın biri merkebinin üzerindeyken merkep tökezleyince: "Hay aksi!"
dedi. Adamın sağ tarafında bulunan melek: "Bu sözü iyi bir şey değil ki
yazayım" derken, sol tarafındaki melek de: "Bu söz kötü bir söz değil
ki kayda geçeyiın" dedi. Bunun üzerine sol taraftaki meleğe: "Sağ
taraftaki meleğin yazmadığını sen yaz" diye vahyedildi veya seslenildi.
Tahric: İsnadı güçlü
değildir. İbnu'l-Mübarek, Zühd 358 (1013) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/76).
4819- Ebu Temime
el-Acemi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin arkasında bulunan
bir adamdan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merkebinin
arkasına binmiştim. Bir ara merkep tökezleyince: "Hayaksi Şeytan!"
dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hayaksi Şeytan, deme. Böyle dersen Şeytan (bu kendisinin yaptırdığini
düşünüp) büyüklenir. Bunun yerine: ''Bismillah!'' de. Bunu dediğin zaman Şeytan
küçüle küçüle sinekten daha küçük hale gelir. "
Tahric: Ravileri
güvenilir olan sahih bir hadistir. Ebu Davud 5/260 (4982).
4820- Ebu Temime,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin arkasında bulunan bir
adamdan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merkebinin
arkasına binmişken merkep tökezleyince: "Hayaksi Şeytan!" dedim.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hayaksi Şeytan, deme. Böyle dersen Şeytan büyür, dağ kadar olur ve:
"Onu gücüm le tökezlettim!" demeye başlar. Bunun yerine:
"Bismillah!" dersen Şeytan küçüle küçüle sinek kadar olur. ''
Tahric: Ravileri güvenilirdir.
Ahmed, Müsned (5/365) ve Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (1/159).
4821 - Başka bir kanalla
bunu Ebu Temime, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin
arkasında bulunan bir adamdan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) merkebinin arkasına binmişken merkep tökezleyince: "Hay aksi
Şeytan!" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Hayaksi Şeytan, deme. Hayaksi Şeytan, dediğin zaman Şeytan
büyüklenir ve: ''Onu gücümle tökezlettim!'' demeye başlar. Bunun yerine:
''Bismillahf'' dersen Şeytan küçüle küçüle sinekten daha küçük hale gelir. ''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Abdurrezzak, Musannef 11/424 (20899) ve Ahmed, Müsned (5/59).
4822- İbrahim b.
el-Eş'as der ki: Fudayl b. İyad'ın şöyle dediğini işittim:
Kişi, hayvan veya
benzeri dünyalık herhangi bir şeye: "Allah seni rezil etsin! Allah sana
lanet etsin!" dediği zaman bu şey de mutlaka ona: "Allah ikimizden
Allah'a en çok isyan edeni rezil etsin!" karşılığını verir. İnsan oğlu da
ikisi içinde en isyankar alanıdır.
Tahric: İsnadına bir
sakınca yoktur. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (387).
4823- Ebu Derda der ki:
"Kişi dünyaya lanet ettiği zaman dünya da ona: ''Allah ikimizden Allah'a
en çok isyankar olana lanet etsin!'' karşılığını verir."
İsnadı zayıftır.
4824- Ebu Derda'nın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah
hayvanlara yaptıklarınızı bağışlayacak olsaydı, çok şeyinizi bağışlamak
durumunda kalırdı" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (6/441-442) Bak: İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye (2/157).
4825- Abdullah b.
el-Mübarek der ki: "Üzerine binilen nice binek vardır ki üzerine binen
kişiden daha hayırlıdır ve Allah'a daha çok itaat edip O'nu daha fazla
zikretmektedir.''
İsnadı zayıftır.
4826- Sadaka b. Beşşar
der ki: "Hz Davud mihrabındayken küçük bir kurtçuk gördü. Onun
yaratılışına şaşırınca Yüce Allah o kurtçuğu dile getirdi, kurtçuk da: ''Ey
Davud! Bu küçüklüğüme rağmen büyük olan senden daha çok Allah'ı zikrediyorum''
dedi."
İsnadı zayıftır.
4260. hadiste geçti.
4827- Abdulvehhab b. Ata
bildiriyor: "İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan
ayetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var
ya"[Bakara 159] ayeti konusunda Kelbi'nin: "Bunlar Yahudilerdir"
dediğini işittim. Yine şöyle dedi: "Kişi hak etmeyen bir şeye lanet ettiği
zaman bu lanet bir Yahudinin üzerine gider. İşte: "Lanet edebilecek
olanlar da lanet ederler"[Bakara 159] buyruğundan kasıt da budur.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/391).
Beyhaki der ki:
"Kelbı bunu sağlam ve fakih birinden naklen söylediyse Ianete yönelik
böylesi bir ruhsat, dili Ianete alışık olmayan ve kasıtsız bir şekilde lanet
edenler içindir. Yüce Allah rahmetiyle günahlarımızı bağışlasın."
4828- Kelbi'nin, Ebu
Salih'ten naklen bildirdiğine göre İbn Mes'üd bu ayeti açıklarken şöyle
demiştir: "Bir kişi hak ettiğini düşünerek birine lanet ettiği zaman bu lanet
hızla semaya çıkar. Ancak kendisine edildiği kişiyi bulamayınca bunu edene geri
döner. Döndüğünde laneti eden kişinin de bunu hak etmediğini görünce gidip bir
Yahudinin üzerine düşer. İşte: "Lanet edebilecek olanlar da lanet
ederler"{Bakara 159] buyruğundan kasıt da budur. Ancak onlardan tövbe
edenlerin (müslüman olanların) üzerinden bu lanet kalkar ve diğer Yahudilerin
üzerine gider. "Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça
ortaya koyanlar (lanetlenmekten) kurtulmuşlardır"{Bakara 160] ayeti de
bunu ifade etmektedir.''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır ve tanımadığımız ravileri vardır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/391392).
****************
Bölüm
****************
Kişinin diline hakim
olması gereken konulardan biri de babaların (ataların) üzerine yemin etmektir.
Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Babalarınızın ve
tağutların üzerine yemin etmeyin!" buyurmuştur. Başka bir rivayette:
"Annelerinizin ve
putlarınızın da üzerine yemin etmeyin. Allah'tan başka kimsenin adı üzerine yemin
etmeyin ve ancak doğruyu söylüyorsanız bu yemini edin" şeklinde aktarılır.
- Müslim, iman (6).
Bu konudaki rivayetleri
de es-Sünenü'l-Kübra'da zikretmiştik.- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (10/26-74).
4829- İbn Ömer der ki:
Kureyşliler atalarının üzerine yemin ederlerdi. Bu konuda Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi yemin edecekse sadece Allah'ın adı
üzerine yemin etsin" buyurdu.
Buhari ile Müslim,
Sahıh'de Abdullah b. Dinar'dan rivayet ettiler.
Tahric: Ravileri
güvenilir olan sahih bir hadistir. Buhari, menakib (4/235) ile tevhid (8/170)
ve Müslim, iman (4).
****************
Bölüm
****************
Halimi der ki: "Bu
konuda içinde zikredilmesi gereken başka bir şey de kişinin zamanının çoğunu
Arap olmayanların kitaplarını okumaya, araştırmaya, ezberlemeye, içindekileri
aktarmaya ve başkalarıyla birlikte içeriklerini müzakere etmeye ayırmamasıdır.
Yüce Allah: "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan
saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız
sözleri satın alır''[Lokman 6] buyurur.
Bu ayetin Nadr b.
el-Haris hakkında nazil olduğu söylenir. Zira Nadr, Arap olmayanlar hakkında
rivayetleri içeren kitaplar satın alır ve Araplara: "Muhammed sizlere Ad ve
Semud hakkında bilgiler veriyor. Ben de size Rüstem ve isfendiyar hakkında
bilgi veriyorum" derdi.'' - Halimi, el-Min hac (3/14).
4830- Kelbi bildiriyor:
Ebu Salih, "İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan
saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız
sözleri satın alır"[Lobnan 6] ayetini açıklarken: "Ayet, Kur'an'ı
bırakıp batıl olan sözleri satın alan kişilerden bahsetmektedir" dedi. İbn
Abbas ise şöyle demiştir: "Bunu yapan kişi Nadr b. el-Haris b. Alkame'dir.
Arap olmayan toplulukların tarihini anlatan kitaplar satın alır, RumIarın,
Perslerin, Rüstem, İsfendiyar ve geçmiş zamanların hikayelerini anlatırdı.
Nadr, Kur'an'a iman etmeyip onu inkar etmiş ve Hire ile Şamlıların eski
kitaplarından hikayeler yazmıştır.''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. İsnadındaki birçok raviyi tanımıyoruz. SuyUtl, Dürrü'l-Mensur
(6/503).
Halimi bu konu hakkında
gerekli açıklamaları yaptıktan sonra Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Arap olmayanlara benzemeyi yasaklayan pek çok rivayeti buna delil
olarak zikreder. Yine bazı cahillerin Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) naklen "Adil kral Anuşirvan zamanında doğdum" gibi aslı
olmayan rivayetlerden bahseder. Hocamız Hafız Ebu Abdillah da bu hadisin batıl
olduğunu dile getirmiştir. Yine salih kullardan biri Resulullah'l (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) rüyasında görüp Ebu Abdillah'ın bu konuda dediklerini
zikretmiş, Resuluilah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Bu sözü kesinlikle
söylemedim" diyerek bu konuda Ebu Abdillah'ın dediğini onaylamış ve bu
sözün batıl olduğunu dile getirmiştir.
Halimi der ki:
"Resulullah (sallallahu aleyhi vesell€m) böylesi bir sözü söylemiş olsa
dahi o kralın adil biri olduğunu ifade edip bunu vurgulamak için değil ona
nisbet edilen bu sıfatı belirtmek için söylemiştir. Çünkü Persler Anuşirvan'ı
"Adil kral" olarak isimlendirirlerdi ve bu kral bu sıfatla bilinirdi.
Oysa adalet hükümde olur ve hüküm de ancak Allah'ındır." - Bkz: Halimi,
el-Min hac (3/14-15).
4831 - İbn Abbas der ki:
"Bazıları ebced hesapları yapıp yıldız falına bakıyorlar. Böyle kişilerin
İslam'dan bir nasiplerinin olduğunu düşünmüyorum."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/26 (19805), Beyhaki, Sünen (8/139) ile
Adab (467), İbnEbi Şeybe, Musannef(8/414) ve İbn Abdilber, CamiuBeyani'l-İlm
(2/39).
4832- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yıldiz
ilminden (faimdan) bir şeyler öğrenen kişi, sihirden bir şeyler öğrenmiş
olur" buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Davud 4/226-227 (3905) ve İbn Mace 2/1228 (3726).
4833- Ebu Hureyre der
ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yıldız [alına bakmayı
yasakladı."
Tahiric: İsnadı
zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (5/1916), Zehebi, Mizan (3/86), İbn Hibban, el-Mecruhin
(2/188-189) ve Ukayli, ed-Du'afa (3/353).
4834- Arın b. Kays
es-Sekuni der ki: Arın b. el-As'ın şöyle dediğini işittim: "Kıyametin
alametlerinden biri, sözlerin amellerden daha çok olmasıdır. Diğeri, kötülere
değer verilip iyilerin değersiz görülmesidir. Bir diğeri, seçkinlerin yanında
hiçbir zararı dokunmayan Muşat'ın okunmasıdır." Ona: "Ey Ebu
Abdirrahman! Bu yönde Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen
hadisler konusunda ne dersin?" diye sorulunca: "Dini ve karakteri
konusunda güvenilir bulduğunuz kişilerden gelen rivayetleri kabul edin. Ancak
siz Kur'an'a tutunun! Zira ondan sorumlu tutulacak, onunla yaptıklarınızın
karşılığını alacaksınız. Düşünenler için de öğüt olarak Kur'an yeterlidir"
dedi. Ona: "Ey Ebu Abdirrahman! Muşat nedir?" diye sorulunca da:
"Allah'ın Kitab'ı dışında başka kitaplardan yazılan şeylerdir" dedi.
İsnadında bir sakınca
yoktur.
4835- Ebu Ubeyd der ki:
Eski (kutsal) kitapları bilen ve okumuş biri olan alim birine Muşat'ı
sorduğumda şöyle dedi: "İsrail oğullarının alim ve hahamları Hz. Musa'dan
sonra Allah'ın kitabını bırakıp kendi aralarında bir kitap yazdılar. İçine
kendi istedikleri şeyleri yazdıkları ve Allah'ın kitabından istedikleri yerleri
değiştirdikleri için de ona Muşat adını koydular."
Ebu Ubeyd der ki:
"Adamın verdiği bu bilgiyle Abdullah b. Amr'ın (bir önceki rivayette
geçen) sözünü anlayabildim. Yermuk savaşında Ehl-i kitabın kitaplarından
bazıları eline geçmişti ve içinde neler yazdığını biliyordu. Bundan dolayıdır
ki Ehl-i kitaptan olanlardan bu yönde bir şeyler öğrenilmesini hoş
görmüyordu."
4836- Abdullah b. Sabit
der ki: Ömer b. el-Hattab, içinde Tevrat'tan bazı konuların bulunduğu bir
kitapla Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi ve: "Bu
kitabı Ehl-i kitaptan bir adamdan aldım. Sana okumak için de getirdim"
dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca yüzünün rengi
değişti ki daha önce yüzünün renginin bu şekilde değiştiğini hiç görmemiştim.
Abdullah b. el-Haris, Ömer'e: "Resulullah'ın renginin attığını görmüyor
musun?" deyince, Ömer: "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, Resul
olarak da Muhammed'e razı oldum" dedi. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendine geldi ve: "Hz Musa şu an aranıza
gelse ve beni bırakıp ona tabi olsanız sapıtmış olurdunuz. Peygamberler içinden
sizin payınız benim. Ümmetler içinden de benim payım sizlersiniz" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır,
bir yönüyle de hasen hadistir. Ahmed, Müsned (3/470-471, 4/265-266), İbn
Abdilber, CamiuBeyani'l-İlm (2/42) ve Hatib, el-Cami' 2/113 (1339).
4837- Ebu Kılabe
bildiriyor: Ömer b. el-Hattab kitap okuyan bir adama rastladı. Az durup
dinleyince adamın okudukları hoşuna gitti. Adama: "Bu kitaptan birazını
bana da yazar mısın?" diye sorunca, adam: "Yazarım" dedi. Hz.
Ömer gidip bir deri parçası satın aldı ve yazı için düzenledi. Adama getirince
de önlü arkalı deri parçasını yazıp doldurdu. Sonrasında Hz. Ömer bunu
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi ve ona okumaya başladı. Hz.
Ömer okudukça Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzü renkten renge
girdi. Bunun üzerine Ensar'dan bir adam o deri parçasına eliyle vurdu ve:
"Annen sensiz kalsın emi, ey İbnu'l-Hattab! Sen bu yazıyı okudukça
Resulullah'ın yüzünün renginin attığını görmüyor musun!" diye çıkıştı. O
zaman Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah beni
peygamberlerin (yaratılışta) ilki ve (gönderilişte) sonuncusu yaptı. Bana özlü
ve bitirici sözler söylemeyi bahşetti. Dikkat edin de müşrikler helakinize
sebep olmasın!" buyurdu.
Tahric: Hakim'in hocası
dışında raYileri güvenilir olan mürsel bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef
11/111(20062).
4838- Ömer b. el-Hattab
der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tevrat'ın öğrenilmesini
sorduğumda: "Tevrat'a (Allah'tan indirildiğine) iman et, ama onu öğrenme.
Size indirileni (Kur'an 't) öğrenin ve ona iman edin" buyurdu.
Başkaları yusufb.
Halid'den daha sağlamdır.
İsnadı çok zayıftır.
4839- Ubeydullah b. Abdillah'ın
bildirdiğine göre Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: "Ey müslümanlar! Yüce
Allah'ın Kitab'ı (Kur'an) saf bir şekilde ellerinizdeyken, nazil olmasının
üzerinden henüz fazla vakit geçmemişken, Yüce Allah'tan en son haberleri
getirmişken nasıl olur da bazı konuları Ehl-i Kitaptan olanlara sorarsınız?
Oysa Yüce Allah, Ehl-i kitabın ellerindeki kitabı kendi elleriyle yazdığı nı
ve: ''Bu, Allah katından inmiştir'' dediklerini, az bir bedel karşılığında
nazil olan hak kitabı değiştirip tahrif ettiklerini bildirmiştir. Yüce Allah
tarafından gönderilen Kitap, din konusunda onlara bir şey sormanızı yasaklamış
değil midir? Oysa vallahi dininiz konusunda onlardan hiçbirinin size bir şey
sorduğunu görmüş değiliz."
Lafız Şuayb'ın lafzıdır.
Buhari, Sahih'de Ebu'l-Yeman'dan
rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, i'tisam (8/160) ile tevhid (8/208).
4840- Zühri bildiriyor:
Hz. Hafsa kürek kemiği üzerine yazılan ve Hz. Yusuf'un kıssasını anlatan bir
yazı getirip Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) okumaya başladı. O
okurken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzü de renkten renge
giriyordu. Sonunda: "Canım elinde olana yemin olsun ki ben aranızdayken
Yusuf peygamber gelse ve siz beni bırakıp ona tabi olsanız doğru yoldan sapmış
olurdunuz" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir, ancak Zühri ile Hafsa arasında kopukluk vardır. Abdurrezzak,
Musannef 11/110 (20061) ve Herevi, Zemmü'l-Kelam (3/64/1-2).
4841 - İbn Ebi Nemle
el-Ensari, babası Ebu Nemle'den bildiriyor:
Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına otururken yanına Yahudilerden bir adam geldi. O sırada
oradan bir cenaze geçti. Yahudi: "Ey Muhammed! Bu cenaze (kabirde) konuşur
mu?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce
Allah daha iyi bilir" karşılığını verdi. Yahudi: "Kesinlikle
konuşur!" deyince de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Ehl-i kitaptan olanların söylediklerini ne yalanlayın, ne de
doğrulayın. ''Biz Allah'a, kitaplarına ve peygamberlerine inanırız'' deyin. Bu
şekilde söyledikleri söz batıl ise onaylamamış, hak ise de yalanlamamış
olursunuz. "
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Davud 4/59 (3644).
4842- Ebu Hureyre der
ki: Ehl-i kitaptan olanlar Tevrat'ı müslümanlara İbranice okur, ama
açıklamasını Arapçayla yaparlardı. Bu konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ehl-i kitaptan olanların söylediklerini ne yalanlayın, ne de
doğrulayın. ''Biz Allah'a, bize indirilene ve size de indirilene inanırız.
Sizin ilahınızla bizim ilahımız birdir. Biz O'na teslim olanlarız'' deyin"
buyurdu.
Buhari, Sahih'de
Muhammed b. Beşşar kanalıyla Osman b. Ömer'den rivayet etti.
Tahric: Sahih bir
hadistir. - Buhari, tefsir (S/lS0), i'tisam (8/160) ile tevhid (8/213).
4843- Abdullah b. Habib
bildiriyor: İbn Ömer kölesine: "Varsa hayırlı bir şeyin söyle de seni azat
edeyim" deyince, kölesi: "Kisra'nın verdiği bir örneği sana
söyleyeyim mi?" karşılığını verdi. Bunun üzerine İbn Ömer:
"Ben seni az at
etmek istiyorum, sen ise bana Kisra'dan bir şeyler aktaracaksın. Vallahi seni
azat etmeyeceğim" dedi.
Ravileri güvenilirdir.
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın: