ŞUABU’L-İMAN

34.ŞUBE: Kişinin dilini tutması

 

Kişinin Gereksiz Yerlerde Dilini Tutması

 

Halimi der ki: "Bu yönde kişinin yapması gereken ilk şey, daima doğruyu söylemesi ve yalandan uzak durmasıdır. Yalanın da dereceleri vardır. En çirkini ve vebali en ağır olanı, Allah adına yalan söylemektir. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adına yalan söylemektir. Sonra kişinin gözlerine, diline, diğer organlarına yalan söyletmesidir. Sonra anne babasına yalan söylemesidir. Sonra yakınlık derecelerine göre diğer müslümanlara yalan söylemesidir. Bunlar içinde en ağırı da birine canı, malı, ailesi ve çocukları konusunda zarara sebep olan yalandır. Yeminle desteklenerek söylenen yalanın vebali de yeminsiz bir şekilde söylenen yalandan daha ağır olur.

 

Başkalarına yaranmak, birini aşırı bir şekilde övmek de yalandan sonra kişinin değerini düşüren vasıflardandır. Özellikle birini yüzüne karşı övmek, bu yönde daha ağır ve çirkindir. Bunun ardından kişinin, kendisini ilgilendirmeyen, konuşunca faydası, susunca da zararı dokunmayan konularda konuşması gelir. Ardından kısaca anlatmak dururken lafı uzatmak ve aynı sözleri tekrar tekrar dile getirmek gelir.

 

Yüce Allah doğruluk üzerinde olan erkek ve kadınları överken: "şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır"[Ahzab 35] buyurmuştur.

 

Yine: "Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir"[Ahzab 23] buyurmuştur. Yine: "Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun"[Tevbe 119] buyurmuş ve müminlere doğrularla birlikte olmalarını emretmiştir.

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği öğütlerden biri de: "Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur"[İsra 36] şeklindedir. Burada da bir konunun iç yüzünü öğrenmeden aceleyle "işittim" veya "Gördüm" veya "Bildim" demesi yasaklanmıştır.

 

Yine: 'Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir''[Saf 3] buyurmuş ve verilen bir söze sadık kalmamanın imanın gereklerinden birine muhalif davranma olduğunu belirtmiştir.

 

Münafıkları kınarken "Onlar bile bile yalan yere yemin ederler"[Mücadele 14] buyurmuş ve yalan söylemelerinin yanında bu konuda yemin de ettikleri ifade edilmiştir.

 

Yine: ''Kim, Allah'a karşı yalan uyduran ve kendisine geldiğinde, doğruyu yalanlayandan daha zalimdir?''[Zümer 32] buyurmuştur. Yine: "Dosdoğru Kur'an'ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah'a karşı gelmekten sakınanlardır"[Zümer 33] buyurmuş ve Allah'a karşı dürüst olanı, katından gönderdiklerini tasdik edenleri övüp, Allah adına yalan söyleyip katından gönderdiklerini yalanlayanları kınamıştır.

 

Yine: ''Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah'a karşı yalan uydurmak için ''Şu hezaldir'', ''Şu haramdır'' demeyin. şüphesiz, Allah'a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler. (Dünyada elde ettikleri) az bir yararlanmadır. Halbuki (ahirette) onlara acıklı bir azap vardır ... ''[Nahl 116,117] buyurmuştur." - Halimi, el-Minhac (3/3-5)0

Sonrasında Halimi, Kur'an'da bu yönde gelen diğer ayetlerden bahseder.

 

 

 

4448- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bazı münafıklar, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) savaşa çıkıp kendileri geride kaldıkları zaman buna sevinirler, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) savaştan dönünce de yeminler ederek mazeretler sunarlar, bununla da yapmadıkları bir şey üzerinden övülmeyi beklerlerdi. Bunun üzerine:

"Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle Övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır''[Al-i İmran 188] ayeti nazil oldu.

Ebu Abdillah'ın lafzıdır. Müslim, Halvani ile başkaları kanalıyla Said b.

Ebi Meryem'den rivayet etti.

 

Tahric: Müslim, sıfatu'l-münafikin (7).

 

 

 

4449- Evsat el-Beceli der ki: Ebu Bekr'in bir hutbesine şahit oldum. Ebu Bekr, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) andıktan sonra ağladı ve ondan şu sözünü nakletti: "Doğruluktan ayrılmayın! Zira doğruluk kişiyi iyiye götürür ve her ikisi kişiyi cennete götürür. Yalandan sakının! Zira yalan, kötülük ve günaha sürükler ve her ikisi sahibini cehenneme götürür. Yüce Allah 'tan yakıni ve afiyeli (günahlara bulaşmamayı) dileyin. Zira kişiye verilebilecek en üstün şey afiyettir. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize kin gütmeyin. Birbirinizle ilişkilerinizi kesmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Yüce Allah'ın kardeş kulları olun ...

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Mace 2/1265 (3849).

 

 

 

4450- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Doğruluk kişiyi iyi olana, iyi olan da cennete götürür. Kişi doğruluğu adet edindiği zaman sonunda Allah katında sıddık olanlardan biri olarak yazılır. Günah kişiyi kötü olana, kötü olan da cehenneme götürür. Kişi yalanı adet edindiği zaman sonunda Allah katında yalanellardan biri olarak yazılır."

Buhari ve Müslim, Sahih'de Osman b. Ebi Şeybe'den rivayet ettiler.

 

Tahric: Buhari, edeb (7/95) ve Müslim, birr (103,104,105).

 

 

 

4451- Abdullah (b. Mes'üd) der ki: "Sözlerin en güzeli, Allah'ın Kitab'ıdır. En güzel yol, Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yoludur. En kötü şey dine sonradan sokulan şeyledir. Vaad edilen şey başınıza mutlaka gelecektir ve buna engel olamayacaksınız."

Başka bir kanalla Abdullah'ın şöyle dediği bildirilmiştir: "Doğruluktan ayrılmayın! Zira doğruluk kişiyi cennete yaklaştırır. Kişi doğruluğu adet edindiği zaman sonunda Allah katında sıddik olanlardan biri olarak yazılır. İyilik onun kalbine yerleşir ve kalbinde iğne ucu kadar dahi olsa günaha yer kalmaz. Yalandan da sakının! Zira yalan kişiyi kötü olana (veya cehenneme) götürür. Kişi yalanı adet edindiği zaman sonunda Allah katında yalancılardan biri olarak yazılır. Kötülük onun kalbine yerleşir ve kalbinde iğne ucu kadar dahi olsa iyiliğe yer kalmaz.''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

Buhari, Sahih'de hadis olduğunda tereddüt etmeksizin Adem kanalıyla Şu'be'den rivayet etti.

Medhal eserinin sonlarında Adem kanalıyla bunu zikrettik.

 

Tahric: Buhari, i'tisam (8/139). - Beyhaki, Medhal 425-426 (785).

 

 

 

4452- İbn Mes'ud der ki: "Gelecek olan her şey yakın demektir. Bilin ki uzak olan şey gelmeyecek olan şeydir. Yüce Allah bir konuda kişinin onu hemen veya sonra istemesine göre acele veya ağır hareket edecek değildir. Zira insanların istediği değil Allah'ın dilediği olur. Yüce Allah bir şeyi diler, insanlar da başka bir şeyi diler. Ancak insanların hoşuna gitmese de Yüce Allah'ın dilediği şey gerçekleşir. Yüce Allah'ın uzaklaştıracağı şeyi kimse yakınlaştıramaz. Yüce Allah'ın yakın kıldığı şeyi de kimse uzak tutamaz. Yüce Allah'ın izni olmadan da hiçbir şey gerçekleşmez. Sözün en doğru olanı, Yüce Allah'ın Kitab'ıdır. En güzel ve doğru yol, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yoludur. En kötü işlerden biri de bir şeyleri sonradan çıkarıp dine sokmaktır. Sonradan çıkarılıp dine sokulan her şey bidattir ve her bidatin de kişiyi götüreceği yer dalalettir."

 

Ma'mer der ki: Cafer'den başkasının rivayet ettiğine göre ise İbn Mes'ud şöyle demiştir: "KaIbe bırakılan en hayırlı şey yakındir. En hayırlı zenginlik gönül zenginliğidir. En hayırlı ilim faydası olan ilimdir. En hayırlı yol takip edilen yoldur. Az da olsa yeterli olan, çok olan ve kişiyi oyalayan şeyden daha hayırlıdır. Sonuçta her biriniz dört arşınlık yere gideceksiniz. İnsanları bıktırıp usandırmayın. Zira her kişinin dinç ve söz dinleyen bir zamanı olduğu gibi usanacağı ve yüz çevireceği zamanı da vardır.

Bilin ki en kötü söz yalan olan sözdür. Yalan söz kişiyi günaha, günah da cehenneme götürür. Doğruluktan ayrılmayın. Zira doğruluk kişiyi iyiye, iyilik de cennete götürür. Bunları iki dost olarak düşünün. Doğru söyleyen kişi için ''Doğru söyledi ve iyi yaptı'' denilir. Yalan söyleyen kişi için de ''Yalan söyledi ve kötü yaptı'' denilir. Peygamberinizin de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittik: ''Kişi doğru söylemeyi adet edindiği zaman Allah katında doğrulardan biri olarak yazılır. Yalanı adet edindiği zaman da Allah katında yalancılardan biri olarak kayda geçer. Bilin ki şaka da olsa. ciddi de olsa yalan söylemek hiçbir zaman helal değildir. Kişi çocuğuna bir şeyin sözünü verip de sonradan bu sözü yerine getirmezlik etmesin. Ehl-i Kitaptan olanlara bir şey sormayın. Zira emellerini uzun tutmuşlar ve bundan dolayı kalpleri katılaşmıştır.

 

Dinlerine de bidatler sokmuşlardır. Onlara sormak zorunda kalırsanız söylediklerinden Kitab'ınıza uygun olanı alın, muhalif olanı ise bırakın, ama cevap da vermeyin. Evlerin en küçüğü, içinde Allah'ın Kitab'ından bir şey okunmayan evdir. Böylesi bir ev terk edilmiş harabe bir ev gibidir. Bilin ki şeytan, içinde Bakara Suresi'nden bir şeyokunan evden çıkar. "

 

Tahric: İsnadı sahib, mevkUf bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef 11/159-160 (20198) ve Taberani,M. el-Kebir9/100-101 (8523).

 

 

 

4453- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şaka da olsa, ciddi de olsa yalan söylemek hiçbir zaman helal değildir. Kişi çocuğu na bir şeyin sözünü verip de sonradan bu sözü yerine getirmezlik etmesin. Doğruluk kişiyi iyi olana, iyi olan da cennete götürür. Yalan kişiyi kötü olana, kötü olan da kişiyi cehenneme götürür. Doğru söyleyen kişi için ''Doğru söyledi ve iyi yaptı'' denilir. Yalan söyleyen kişi için de ''Yalan söyledi ve kötü yaptı'' denilir. Kişi doğruluğu ddet edindiği zaman sonunda Allah katında sıddik olanlardan biri olarak yazılır. Kişi yalanı ddet edindiği zaman sonunda Allah katında yalancılardan biri olarak yazılır. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (1/127) ve Taberani, M. el-Kebir 9/99 (8520).

 

 

 

4454- İbn Mes'ud der ki: Biri söz (Kur'an), biri de hidayet olmak üzere uyulması gereken şeyler sadece iki tanedir. En güzel söz, Yüce Allah'ın sözüdür. En güzel yol da Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yoludur. Sonradan dine sokulan şeylerden ve bidatlerden sakının! Zira en kötü işlerden biri de bir şeyleri sonradan çıkarıp dine sokmaktır (bidattir). Her bidatin de kişiyi dalalete sürükleyeceğini bilin. Emellerinizi uzun tutmayın ki kalpleriniz katılaşmasın. Gelecek olan her şeyin yakın, uzak olan her şeyin de gelmeyecek olduğunu bilin.

 

Bilin ki bedbaht (cehennemlik) olan kişi, henüz annesinin karnındayken bedbaht olacağı yazılıp takdir edilen kişidir. Said (cennetlik) olan kişi de başkalarından ibret alan kişidir. Bilmelisiniz ki en kötü konuşmalar yalan konuşmalardır. Ciddi de olsa, şaka da olsa yalan söylenmeyeceğini bilin. Kişi çocuğuna bir şeyin sözünü verip de sonradan bu sözü yerine getirmezlik etmesin. Bilin ki yalan kişiyi günaha, günah da cehenneme götürür. Doğruluk da kişiyi iyiye, iyi de cennete götürür. Zira doğru söyleyen kişi için: "Doğru söyleyip iyi yaptı" denilir. Yalan söyleyen kişi için de: "Yalan söyleyip kötü yaptı" denilir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi yalanı adet edindiği zaman Allah katında yalancılardan biri olarak kayda geçer. Doğru söylemeyi adet edindiği zaman da Allah katında sıddik biri olarak yazılır" buyurduğunu işittim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Bühtandan da sakının! Bühtan nedir bilir misiniz? Koğuculuk yapmak ve laf taşımaktır. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Mace 1/18 (46).

 

 

 

4455- Ebu Ubeyde bildiriyor: Abdullah b. Mes'üd şöyle dedi: "Ciddi de olsa, şaka da olsa yalan söylenmemelidir. Dilerseniz bu konuda: ''Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun''[Tevbe 119] ayetini okuyun. Bu ayette yalana herhangi bir ruhsat görüyor musunuz?''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. İbn Adiy, el-Kamil (1/41), İbn Cem, Tefsir (11/63), Taberi, Tehzibu'l-Asar (Müsnedü Ali, 251, 252, 253, 254, 255), İbnu'l-Mübarek, Zühd (1400), İbn Ebi Şeybe,Musannef(8/403), Veki', Zühd (395) ve Hennad, Zühd (1369) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (4/316).

 

 

 

4456- Humeyd b. Abdirrahman, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat eden ilk muhacirlerden olan annesi Ümmü Gülsüm binti Ukbe b. Ebi Muayt'tan bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin insanların arasını bulmak için (yalan olan) hayırlı bir sözü söylemesi veya içine hayırlı başka şeyler de ekleyerek başkasına aktarması yalandan sayılmaz" buyurduğunu işittim.

 

İbn Şihab der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), insanların birbirlerine söylediği yalanlar içinde üç tanesinden başkasına da ruhsat vermiş olduğunu işitmedim. Bunlardan biri, savaş esnasında söylenen yalandır. Zira savaş hilelere dayanır. İkincisi, insanların arasını bulmak için söylenen yalandır. Üçüncüsü de, erkeğin karısına, kadının da kocasına (gönlünü almak için) söylediği yalandır."

 

"Savaş hilelere dayanır" kısmı hariç Müslim, Harmele b. Yahya'dan rivayet etti. - Müslim, birr (101).

Abdulvehhab b. Ebi Bekr de Zühri kanalıyla üç yerde söylenen yalan konusunu mevsül ve merfü olarak rivayet etmiştir. - Ebu Davud 5/219-220 (4921).

 

Halimi der ki: "Ruhsat verilen yalanlar da açıktan söylenen yalanlar değildir. Zira böylesi yalanlar hiçbir durumda caiz değildir. Mubah olan yalanlar mecaz babından olan yalanlardır. Zira bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yere savaşa çıkmak istediği zaman başka bir yere çıktığını gösterirdi. - Buhari, cihad (4/6) ile meğıizi (5/130) ve Müslim, tevbe (54).

 

Kişi gitmek istediği asıl yeri gizlemek için başka bir yerin yolunun kolay mı zor mu olduğunu, ev sayısını sorar. Bu şekilde işitenler sorduğu yere gitmek istediğini düşünürler. Ama aslında kişi başka bir yere gidecektir.

 

Karı koca arasını bulmak için söylenen yalan da bu şekildedir. Böylesi bir durumda söylenecek yalan açık bir yalan olarak değil, tariz şeklinde olmalıdır. Örneğin kocasının kendisini sevmediği veya kötü davrandığından yakınan kadına "Böyle deme! Onun senden başka kimi var? Seni sevmeyecek de kimi sevecek? Sana iyi davranmayacaksa kime iyi davranacak?" şeklinde söylenen sözler bu yöndedir. Böylesi bir durumda kadın kocasına yönelik yanlış düşündüğünü zarınedecektir. Bu zarınında samimi ise de karı kocanın arası bulunmuş olacaktır. İki kişinin arasını bulmak için yalan adıyla söylenecek sözler de bu şekilde olmalıdır.

 

Hz. İbrahim'in "Ben hastayım''[Saffat 89] demesi "Hasta olacağım" anlamındadır.

Yine Sare için "Kız kardeşim" diyerek, soy bakımından değil din bakımından kardeşi olduğunu kastetmiştir. Yine putlar için "Bunu şu büyükleri yapmıştır'lS sözünü de "Konuşabiliyorlarsa onlara sorun bakalım!"[Enbiya 63] şartına bağlamıştır. Hakikatte yalan olmasalar da böylesi sözlerin yalan olarak isimlendirilmesi yalanı andırmasından dolayıdır." - Halimi, el-Minhac (3/12).

 

 

 

4457- Ömer b. el-Hattab der ki: "Mecazlar, kişinin yalana başvurmasına ihtiyaç bırakmayacak kadar çoktur.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/535), Beyhaki, Sünen (10/199), Hennad, zühd 2/636 (1377) ve Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (884).

 

 

 

4458- Mutarrif b. Abdillah der ki: İmran b. Husayn ile birlikte Basra'dan Kufe'ye geldik. İmran her sabah şiir okur ve Cahiliye döneminde Arap kabileleri arasında geçen savaşlardan bahsederdi. Yine: "Mecazlar yalana ihtiyaç bırakmayacak kadar geniştir (çeşitlidir)" derdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (885), Beyhaki, Sünen (10/199), Hennad, Zühd 2/636 (1378) ve Taberani, M. el-Kebir 18/106- 107 (201).

 

Sahih olanı bu şekilde mevküf alanıdır. Başka bir kanalla merfu olarak rivayet edilmiştir. - İbn Adiy, el-Kamil (3/963), Beyhaki, Sünen (10/199) ile Adab (397) ve Ebu'ş-Şeyh, elEmsd/271-272 (230)

 

Zayıf olan başka bir kanalla da merfU olarak rivayet edilmiştir. - İbn Adiy, el-Kamil (1/49)

 

Şehr b. Havşeb ruhsat verilen üç yalan konusunda biri mevsül, biri de merfU olmak üzere farklı iki isnadla İbn Şihab'ın rivayetinin benzerini rivayet etmiştir.

 

 

 

4459- Esma binti Yezid der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hutbe verdi. Hutbesinde ise şöyle buyurdu: "Neden kelebeklerin ateşe atlaması gibi siz de yalanın içine atılıyorsunuz7 Savaş esnasında söylenen yalan dışında her türlü yalanın Adem oğlunu götüreceği yer cehennem olacaktır. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, M. el-Kebir 24/164-167 (419,422), İbn Adiy, el-Kamil (1/54) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (4/317).

 

 

Abdullah b. Osman b. Huseym bunu aynı isnadla İbn Havşeb'den "Kişinin karısının gönlünü almak için söylediği yalan dışında" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

İsmail b. Ayyaş da bunu Abdullah'tan "iki kişinin arasını bulmak ıçm söylediği yalan dışında" eklemesiyle rivayet etmiştir.

Bir sonraki rivayette Davud b. Hind aynısını Şehr'den bildirmiştir.

 

 

 

4460- Nevvas b. Sem'an el-Kilabi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Neden kelebeklerin ateşe atlaması gibi siz de yalanın içine atılıyorsunuz? Hileye dayandığı için savaş esnasında söylenen yalan veya iki kişinin arasını bulmak için söylenen yalan veya kişinin kamının gönlünü almak için söylediği yalan dışında her bir yalan kişinin aleyhinde yazılacaktır. "

 

Tahric: İsnadında meçhul bir ravi vardır. Diğer ravileri güvenilirdir. Buhari, Tarih (2/1/436) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (S03) Bak: Suyiıtl, Dürrü'l-Mensur (4/317-318).

 

 

 

4461- İbn Şihab der ki: "Kişinin canını korumak için söylediği yalan yalandan değildir.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberanl, Tehzibu'l-Asar (Müsnedü Ali, 241) Bak: Suyiıtl, ed-Dürrü'l-Mensur (4/318).

 

 

 

4462- Abdullah b. Amr b. el-As der ki: "Ey Allah'ın Resulü! İnsanların en hayırlısı kimdir?" diye sorduğumuzda: "Temiz kalpli ve doğru sözlü olan kişidir" karşılığını verdi. "Doğru sözlü olmayı anladık da kişinin temiz kalpli olması ne demektir?" diye sorduğumuzda: 'Takvalı, pak ve içinde günah, isyan, ihanet, haset olmayan kalptir" buyurdu. "Böylesi bir kişiden sonra en hayırlı kişi kimdir?" diye sorduğumuzda: "Dünyaya yüz vermeyen ve ahireti seven kişidir" buyurdu. "İçimizde bildiğimiz kadarıyla böyle olan sadece Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Rafi vardır" dedik ve: "Ondan sonra kim gelir?" diye sorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahlakı güzel olan mümin gelir" buyurunca: "İşte bu da biz de bulunuyor" dedik.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Mace 2/1409-1410 (4216).

 

 

 

4463- Abdullalı b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dört özellik sende varsa dünyalık olarak elinden kaçanlara üzülmemetisin. Bunlar da emanete hıyanet etmemek, doğru sözlü olmak, güzel ahlak sahibi olmak ve sadece helal olan şeyleri yemektir. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed} Müsned (2/177} Hakim} Müstedrek (4/314) ve İbn Dünya} Kitabu}s-Samt (447).

 

 

 

4464- Ubade b. es-Samit'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Altı konuda bana güvence verin. ben de cennete gireceğinize dair güvence vereyim. Konuştuğunuz zaman doğruyu konuşun. verdiğiniz sözleri tutun, size verilen emaneti iade edin, cinsel organınızı zina'dan koruyun, gözlerinizi haram'dan sakının ve ellerinizi haram'dan çekin''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Ahmed, Müsned (5/323), Hakim, Müstedrek (4/358-359), Beyhaki, Sünen (6/288) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (446).

 

 

 

4465- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Münafığın üç alameti vardır. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verdiğinde sözünde durmaz. Aldığı emanete de ihanet eder."

Lafız Edib'in lafzıdır. Hafız'ın rivayetinde ise "Ebu Süheyl Nafi' b. Malik" yerine "Ebu Süheyl b. Malik" ismi geçer.

 

Buhari, Sahih'de Kuteybe'den  ve Müslim Kuteybe ile Yahya b. Eyyub'den rivayet etti. - Buhari, şehadat (3/162-163). - Müslim, Iman (527).

 

 

 

4466- Hz. Ebu Bekr der ki: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yalan imanı uzaklaştırır" buyurduğunu işittim.

Ebu Ahmed der ki: "Bunu İsmail b. Ebi Halid'den İbn Ebi Ganiyye ile Cafer el-Ahmar dışında merfU olarak rivayet eden başka birini bilmiyorum. "

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el•Kamil (1/43) Bak: Suyuti, ed•Dürrü'I-Mensur (4/318).

 

 

 

4467- Hz. Ebu Bekr'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yalan imanı uzaklaştırır" buyurduğunu işittim.

İsnadı zayıftır. Sahih olanı mevkuf olmasıdır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (1/43) Bak: Münziri, et-Terğib (3/595).

 

 

 

4468- Kays b. Ebi Hazım der ki: Ebu Bekr'in: "Yalandan sakının! Zira yalan imanı uzaklaştınr" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı leyyindir. İbn Adiy, el-Kamil (1/43) ve Darakutm, İlel (1/259).

 

 

Bize bildirildiğine göre Sa'd b. Ebi Vakkas şöyle demiştir: "Müslümanda her huy bulunabilir, ancak hıyanet ve yalan asla bulunamaz."- Beyhaki, Sünen (10/197), İbnu'l-Mübarek, Zühd (828), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (492), İbn Ebi Şeybe, Musannef(8/404, 11/18) ve Darakutni)leI (4/331).

 

 

 

4469- Mus'ab b. Sa'd'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminde her huy bulunabilir, ancak hıyanet ve yalan asla bulunamaz" buyurmuştur.

Başka bir kanalla aynısı yine merfU olarak rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (1/44), Beyhaki, Sünen (10/197), Bezzar, Müsned (l/69), Ebu Ya'la, Müsned 2/67-68 (711), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (474), Darakutni, İlel (4/329) ve İbnu'l-Cevzi,İlel2/217 (1175).

 

 

 

4470- Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı, "Adem oğlunda her huy bulunabilir, ancak yalan ve hıyanet asla bulunamaz" lafzıyla rivayet olunmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (1/240-241).

 

 

 

4471- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Müminde her huy bulunabilir, ancak hıyanet ve yalan bulunamaz" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. İbn Adiy, el-Kamil (1/44,4/1630).

 

 

 

4472- Safvan b. Süleym bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Mümin korkak olabilir mi?" denilince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Evetı" karşılığını verdi. "Mümin cimri olabilir mi?" denilince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Evetı" karşılığını verdi. "Mümin yalancı olabilir mi?" denilince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır!" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri sika olan mürsel bir hadistir. Malik, Muvatta (2/990), SuyUtı, Dürrü'l-Mensur (4/318) ve Münzirı, et-Terğib (2/595).

 

 

 

4473- Ebu Berze'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yalan yüzü kara çıkartır. Koğuculuk da kabir azabına sebep olur" buyurmuştur.

İsnadında zayıflık vardır.

 

Tahric: İsnadı çokzayıftır. İbn Hibban, Sahih 7/494-495 (5705) Bak: Münzm, et-Terğib (3/498, 596), Deylemi, el-Müsnedü'l-Firdevs 3/315 (4952), Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/91).

 

 

 

4474- Vehb b. Münebbih der ki: Hz. Lokman, oğluna: "Yalan söyleyenin yüzünün nuru gider. Ahlakı kötü olanın derdi çok olur. Kayaları yerlerinden başka bir yere taşımak anlamayan birine bir şeyanlatmaktan daha kolaydır" dedi.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/515).

 

 

 

4475- Hz. Aişe der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en sevmediği huy yalancılıktı. Bazen ashabından biri bir yalan söylediği zaman da tövbe ettiğini duyana kadar bundan rahatsızlık hissederdi."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (478).

 

 

 

4476- Başka bir kanalla aynısı "Bazen biri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bir yalan söylediği zaman ... " lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı salıilı, ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/348 (1973).

 

Ebu Bekr er-Ramadi der ki: "Bizim nüshada bu hadis, Abdurrezzak kanalıyla İbn Ebi Müleyke veya başkasından rivayetle yer almıştı. Ancak Abdurrezzak bunu bize tereddütsüz bir şekilde İbn Ebi Müleyke'den rivayet etti ve ''veya bir başkasından'' ifadesini zikretmedi."

 

 

 

4477- Hz. Aişe bildiriyor: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en sevmediği huy yalancılıkır."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Buhari, Tarıh (1/1/37,44).

 

 

Buhari der ki: "İbrahim b. Meysere ile Hz. Aişe arasında irsal vardır.

İbn Ebi Müleyke'nin bu yöndeki hadisi de sahih değildir. Ma'mer'in Zühri dışından olan rivayetleri de şaşırtıcıdır. Zira içlerinden neredeyse tek bir sahih hadis yoktur."

 

Buhari'nin bu sözlerini bize Ebu Bekr el-Farisi, Ebu İshak elIsbehani'den, o da Ebu Ahmed b. Faris'ten nakletmiştir.

 

Beyhaki der ki: "Sahih olmayan başka bir kanalla da Hz. Aişe'den rivayet edilmiştir. ''

 

Tahric: Hakim, Müstedrek (4/98) ve Beyhaki, Sünen (10/196).

 

 

 

4478- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şeytanın sürmesi, ya lama şekeri ve enfiyesi vardır. Yalama şekeri yalandır. Enfiyesi öfkedir. Sürmesi ise uykudur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/993), Zehebl, Mizan (2/41) ve Ebu Nuaym, Hilye (6/308-309 ).

 

 

 

4479- Nevvas b. Sem'an el-Kilabi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana inandığı halde senin kardeşine yalan söylemen. ona büyük bir ihanettir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (4/183), İbn Adiy, el-Kamil (ı/sO) ve Ebu Nuaym, Hilye (6/99) Bak: SuyUtl, Dürrü'l-Mensur (4/319),

 

 

 

4480- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı Süfyan b. Esid elHadrami'den merfü olarak bildirilmiştir.

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir, Ebu Davud 5/253-254 (4971),

 

 

 

4481 - Esma binti Umeys der ki: Aişe'yi evlenirken hazırlayan ve Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} yanına sokan birkaç kadından biri de bendim. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evine girdiğimizde bir kase sütten başka yanında ikram edilecek bir şey bulamadık. Bu kaseden önce Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} içti, sonra da onu Aişe'ye uzattı. Aişe utanınca ona: "Hz. Peygamber'in ikramını geri çevirme, elinden kaseyi al" dedim. Aişe utanarak kaseyi alıp içti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Kaseyi diğer kadınlara uzat" buyurunca, biz: "Bizim canımız çekmiyor" dedik. Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Açiık ile yalanı bir araya getirmeyin" buyurdu. "Canımızın çektiği bir şey için canımız çekmiyor dememiz yalana girer mi?" diye sorduğumda, Allah Resulü {Sallallahu aleyhi ve Sellem}: "Yalan (kişinin amel defterine) yalan olarak yazılır. Hatta yalancık da. yalancık olarak yazılır" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır. Ahmed,Müsned (6/438), Taberani, M. el-Kebir 24/155-156 (400) ile M. es-Sağir (1/252) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (523) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (4/51).

 

 

 

4482- Abdullah b. Amir b. Rabia der ki: Ben henüz küçük bir çocukken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi. Oynamak için gitmek istediğimde annem bana: "Ey Abdullah! Gelirsen sana bir şey vereceğim!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anneme: "Ona ne verecektin?" diye sorunca, annem: "Ona hurma verecektim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şayet ona bunu vermezsen (amel defterine) bir yalan olarak yazılır" buyurdu.

 

Tahric: İsmi verilmeyen azatlı dışında ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (3/447), İbn Ebi Şeybe, Musannef (S/405), Buhari, Tarih (3/l/11), İbn Sa'd, TabaktU (5/9) ve Beyhaki, Sünen (10/198).

 

Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir. - Beyhaki, Sünen (10/198-199), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (652), Ahmed, Müsned (2/452) ve Fesevi, Ma'rife (1/251).

 

 

 

4483- Hz. Aişe der ki: Kadının biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek:

"Ey Allah'ın Resulü! Benim bir kocam, bir de kumam var. Ben, kocam bana bir şey vermediği halde ''Bana şunu verdi, şu elbiseyi aldı'' diyerek yalan söylüyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadına: "Kendisine verilmediği halde bir şeyi verilmiş gibi anlatan kişi yalandan iki giysi giymiş gibidir" buyurdu.

Müslim, Sahih'de bunu bu şekilde Veki' ile Abde b. Süleyman kanalıyla Hişam'dan rivayet etti.

 

Tahric: Müslim, libtıs (126,127).

 

 

 

4484- Esma'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendisine verilmediği halde bir şeyi verilmiş gibi anlatan kişi. yalandan iki giysi giymiş gibidir" buyurmuştur.

 

Tahric: Buhari, nikah (6/155).

 

Süfyan der ki: "İnsanlar onun üzerinde iki parçalık giysi görür ve bu giysilerin onun olduğunu düşünürler. Oysa bu giysiler onun değildir ve başkasının giysilerini kendi giysileriymiş gibi göstermektedir. Yalandan iki giysi giymekten kasıt budur."

Humeydi der ki: "Safra' da ikamet edenin dalağı şişer Karnının doluluğuna gıpta edilir, Oysa açtır." Safd, Revha taraflarında bir yerdir.

 

 

 

4485- Şafii, amcası Muhammed b. Ali'den bildiriyor: Hocanın biri bize: "Kendisine vermediğin bir şeyden dolayı sana teşekkür edenden sakın! Zira yeri gelir ona verdiğin bir nimete karşılık sana nankörlük eder" dedi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4486- Ali b. Ebi Talib'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana yalan söylemeyin! Zira bana yalan söyleyen kişi cehenneme girer" buyurmuştur.

Buhari ile Müslim, Sahih'de Şu'be'den rivayet ettiler.

 

Tahric: Buhari, ilm (ı/35) ve Müslim, mukaddime (ı).

 

 

 

4487- Ali b. Rabia der ki: Bir gün Muğire b. Şu'be minbere çıktı. Yüce Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra: "Müslümanların bu ölü arkasından feryat figan etmeleri de ne oluyor?" dedi. Zira o aralar Ensar'dan bir adam ölmüştü ve arkasından feryat figan ağlamışlardı. Muğire şöyle devam etti: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benim adıma yalan söylemek başkası adına yalan söylemek gibi değildir. Kasıtlı olarak benim adıma yalan söyleyen kişi cehennemdeki yerine de hazırlansın'' buyurduğunu işittim. Yine: ''Arkasından feryat figan ağlanan ölü, bundan dolayı kabrinde azaba maruz kalır'' buyurduğunu işittim."

Buhari ile Müslim, Said b. Ubeyd'den rivayet etti.

Ölü arkasında ağlama konusuna da es-Sünenü'I-Kübra'da yeterince yer vermiştik.

 

Tahric: İsnadı zayıf olan sahih bir hadistir. - Buhari, cenaiz (2/81) ve Müslim, mukaddime (4).

 

 

 

4488- Semure b. Cundub bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüyasım şöyle anlatmıştı: " ... Sırtüstü uzanmış bir adamın yanına geldik. Başucunda elinde demirden kancasıyla başka biri daha vardı. Elinde kanca olan adam bu kancayla diğerinin ağzından başlayıp yanağını ensesine kadar parçaliyordu, Sonra burnundan başlayıp ensesine kadar parçaliyordu. Sonra gözünden başlayıp ensesine kadar parçalıyordu, Sonra yüzünün diğer tarafını da bir önceki gibi parçalıyordu. Bir tarafı bUirinceye kadar diğer taraf eski halini alıyordu. Sonra baştan başlayıp aynı şeyleri yapıp duruyordu. Yanımdakilere: ''Sübhanallah! Bunlar ne yapıyor?'' diye sorduğumda: ''Yürümeye devam et!'' dediler.,."

Ravi sonrasında hadisi devam ettirir ve bu rüYallın yorumlanmasında Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen şöyle der: "ilk gördüğün, yanakları, gözleri ve burnu ensesine kadar parçalanan adam sabah evinden çıkarken bir yalan söylerdi ve bu yalanı her bir tarafa yayılırdı. .. "

Buhari, Sahih'de Avf tan rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, ta'bir (8/84-86).

 

 

 

4489- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim bir canlı resmi yaparsa kiyamet gününde o resme ruh vermekle sorumlu tutulacak. ancak bunu yapamayacaktır. Görmediği rüyayı görmüş gibi anlatan kişi kiyamet gününde iki arpa tanesine düğüm atmakla sorumlu tutulacak, ancak bunu yapamayacaktır, Bir topluluğu istemediklere halde gizlice dinleyen kişinin kulaklarına kıyamet gününde kurşun dökülecektir. "

Süfyan der ki: "(Metinde geçen) Anik de eritilmiş kurşundur." Buhari, Sahih'de Ali b. Abdillah kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, ta'bir (8/82).

 

 

 

4490- Vasile b. el-Eska' der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kişinin rüyasında görmediği bir şeye gördüm demesi, kendini babasından başka bir babaya nispet etmesi ve benim söylemediğim bir şeyi benim adıma söylemesi en büyük yalanlardandır. ..

 

Tahric: Buhari, menakib (4/156-157).

 

 

 

4491- Behz b. Hakim'in, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yazıklar olsun insanları güldürmek için yalan söyleyene! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! ..

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 5/265 (4990) ve Tirmizi 4/557 (2315).

 

 

 

4492- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur; "Bazen kul sırf oturduğu medisteki kişileri güldürmek için bir sözü söyler de bu sözden dolayı (cehennemde) yer ile gök arasındaki mesafeden daha uzak bir derinliğe düşer. Dil sürçmesi de ayak sürçmesinden daha ağırdır. ''

 

Tahric: İsnadı zayıf, has en bir hadistir. İbnu'l-Mübarek, Zühd 255 (734), Bağavi, Şerhu's-Sünne (14/319) ve Hennad, Zühd 2/552 (1144).

 

 

 

4493- Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eğlenip gülüşen bir topluluğa uğrayınca ölümü kast ederek: "Lezzetleri yok edeni çokça anın" buyurdu.

 

Tahric: Muhammed b. Nuayın dışında ravileri güvenilirdir. Ebu Nuayın, Hilye (9/252) ve Hatib, Tarih (12/72-73).

 

 

 

4494- İbrahim b. Edhem der ki: Abdullah b. Ömer bir toplulukla karşılaştı. Üzerinde de çok güzel bir cübbe vardı. O topluluktan biri: "Ben bu adamın cübbesini elinden alsam bana ne verirsiniz?" diye sorunca, bir meblağ tayin ettiler. Bunun üzerine adam Abdullah b. Ömer'in yanına geldi ve: "Ey Ebu Abdirrahman! Şu üzerindeki cübbe benim!" dedi. İbn Ömer: "Ama bunu dün kendim satın aldım" deyince, adam: "Sana benim olduğunu haber verdim. Artık onu giymen sakıncalıdır" karşılığını verdi. Abdullah b. Ömer cübbeyi çıkarıp adama vermek üzereyken oradakiler gülmeye başladı. Abdullah onlara: "Neden gülüyorsunuz?" diye sorunca, onlar: "Bu adam işi gücü olmayan, boş biri!" karşılığını verdiler, Bunun üzerine Abdullah adama döndü ve: "Kardeşim! Bilmez misin ki önünde ölüm vardır! Sabah mı akşam mı, gece mi gündüz mü ne zaman geleceğini de bilmiyorsun. Sonrasında kabir hayatı var, orada yaşanacak büyük korku var, Münker ve Nekir'in sorgusu var. Daha sonrasında da batıla sapanların hüsrana uğrayacakları bir gün olan kıyamet günü var!" deyince oradakiler ağlamaya başladı. Sonrasında Abdullah yoluna devam etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/428),

 

 

 

4495- İbn Ebi Hazım der ki: Süfyan es-Sevri Medine'ye geldiğinde GMir kabilesinden bir adamın insanları güldürmek için bir şeyler anlattığını gördü ve ona: "İhtiyar! Batıla sapanların hüsrana uğrayacakları günden haberin yok mu?" dedi. Adam da ölene kadar bu sözün etkisi üzerinde görüldü.

 

İsnadı sahihtir.

 

 

Halimi der ki: Kişinin yalanını yeminle desteklemesi konusunda daha önce zikrettiklerimize ek olarak Yüce Allah: "Allah 'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler"[Mücadele 14] buyurmuştur.

 

Yine: "şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır"[Al-i İmran 77] buyurmuştur.- Halimi, el-Minhac (3/7).

 

 

 

4496- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir müslümanın malını haksız yere almak için yalan yere yemin eden kişi Allah'ın gazabına uğramış bir şekilde huzura çıkar. Yüce Allah'ın Kitab'ındaki ''şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır''[AI-i İmrau 77] ayeti de bunu tasdik etmektedir. "

 

Ebu Vail der ki: O sırada Eş'as b. Kays içeriye girdi ve Abdullah'ı kast ederek: "Ebu Abdirrahman size ne anlatıyor?" dedi. İbn Mes'ud'un anlattıklarım söylediklerinde Eş'as dedi ki: Doğru söylüyor. Bu ayet benim hakkımda nazil oldu. Bir adamla aramda bir arazi konusunda anlaşmazlık vardı ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Selleml huzurunda davalaştık. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Selleml bana: "(Arazinin senin olduğuna dair) kanıtın var mı?" diye sorunca, ben: "Yok" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml: "O zaman adam (arazinin kendisine ait olduğuna dair) yemin eder" buyurunca, ben: "Fakat (yalan da olsa) yemin eder" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml: "Bir müslümanın malını haksız yere almak için yalan yere yemin eden kişi Allah'ın gazabına uğramış bir şekilde huzura çıkar" buyurdu. Bunun üzerine de Yüce Allah: "şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır"[AI-i İmrau 77] ayetini indirdi."

 

Müslim, Sahih'de İshak b. İbrahim'den ve Buhari başka bir yolla Şu'be'den rivayet etti.

Başkaları ise bunu Şu'beden rivayet ederken: "Günaha girdiğini bildiği halde" eklemesini yapar. - Müslim, iman (220). - Buhari, iman (7/228), ile ahkam (8/116-1217).

 

 

 

4497- Ebu Vail der ki: Abdullah (b. Mes'ud) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir müslümanın (veya kardeşinin) malını haksız yere almak için yalan yere yemin eden kişi, Allah'ın gazabına uğramış bir şekilde huzura çıkar. Yüce Allah da Kur'an'da bunu ''şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır''[AI-i İmrau 77] ayetiyle tasdik etmiştir."

 

O sırada oraya Eş'as uğradı ve: "Bir adamla bir kuyu konusunda bir anlaşmazlığımız vardı. Bu ayet te bunun üzerine nazil oldu" dedi.

Buhari, Sahıh'de Şu'be'den rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, şehadat (3/161) ile iman (7/224).

 

 

 

4498- Bize bildirildiğine göre Ebu Umame el-Harisi şöyle demiştir: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslüman birinin hakkı olan bir şeyi (yalan olan bir) yeminle ele geçiren kişiye Yüce Allah cehennemi vacip. cenneti de haram kılar" buyurdu. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Az bir şeyolsa da mı?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Misvak ağacından ufak bir dal olsa dahil" buyurdu.

Müslim, Sahih'de Ali b. Hucr ve başkalarından rivayet etti. - Müslim, ıman (218).

 

 

 

4499- Adiy b. Umeyre el-Kindi bildiriyor: Cerir b. Hazım der ki: Mina'da bir halkada Adiy b. Adiy el-Kindi'nin şunu anlattığını işittim: Reca b. Hayve ile Urs b. Umeyre, Adiy b. Umeyre el-Kindi'den naklen bana şunu anlattılar: İmriu'l-Kays b. Abid el-Kindi, bir arazi konusunda Hadramut'tan bir adamla Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzurunda davalaştı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hadramutlu adama: "Kanıtını getir" dedi, ama adamın elinde lehine herhangi bir kanıt yoktu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İmriu'l-Kays'ın bu konuda yemin etmesine hükmetti. Hadramutlu adam: "Ey Allah'ın Resulü! Eğer ona yemin ettirecek olursan vAllahi arazim elimden gider" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Haksız yere bir kardeşinin malını almak için yalan yere yemin eden kişi. Allah'ın gazabına uğramış bir şekilde huzura çıkar" buyurdu.

 

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır"[Al-i İmran 77] ayetini okuyunca, İmriu'l-Kays: "Ey Allah'ın Resulü! Peki, bu araziyi bırakana ne var?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet" karşılığını verince, İmriu'l-Kays: "Sen de şahit ol ki bu arazinin tamamını ona bırakıyorum" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/191-192), Taberani, M. el-Kebir 17/108-109 (265), Nesai, S. el-Kübra (7/285-286), İbn Cerir, Tefsir (3/321) ve Beyhaki, Sünen (10/254) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/245),

 

 

 

4500- Abdullah b. Amr der ki: Bedevinin biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! En büyük günah hangisidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a şirk koşmaktır" buyurdu. İbn Sabık rivayetinde şu eklemeyi yapar:- Bedevi: "Sonra hangisi?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Anne babaya asi olmaktır" buyurdu. (Geri kalan kısımda her iki kanalın ravisi birleşmiştir:) Bedevi: "Sonra hangisi?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gamus yemini etmektir" buyurdu."

 

İsnadı sahihtir.

 

Ravi der ki: Amir'e: "Gamus olan yemin nedir?" diye sorduğumda: "Bir müslümanın malını haksız yere elde etmek için yalan yere edilen yemindir" dedi.

Buhari, Sahıh'de Muhammed b. el-Hasan kanalıyla Ubeydullah'tan nvayet etti. - Buhari, el-mürteddin (8/48).

 

 

 

4501- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah'ın, kendisine isyan edilen konularda cezasını en çabuk vereceği şey zulümdür. Yine kendisine itaat edilen konularda mükafatını en çabuk vereceği şey akrabalık bağlarını gözetmedir. Yalan yere edilen yemin de kişiyi fakir bırakır. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs 3/385 (sı 74) ve Beyhaki, Sünen (10/35). Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/247) ile el-Camiu's-Sağir (5/265)

 

 

 

4502- Abdullah b. Kays el-Cuheni'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "En büyük günahlar Allah'a şirk koşmak, anne babaya asi olmak ve yalan yere yemin etmektir. Kişi Allah adına yalan yere yemin ederek bir sivrisinek kanadı kadar dahi olsa hak yediği zaman kıyamet gününde bu yediği hak kalbinde bir leke olarak kalır. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 5/236 (3020).

 

 

 

4503- Abdurrahman b. Şibl der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Tacirler günahkardır" buyurduğunu işittim. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Yüce Allah alışverişi helal kılmadı mı ki?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kıldı, ama tacirler yemin edip günaha girerler" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, Beyhaki, Sünen (5/266).

 

 

 

4504- Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı rivayet edilmiştir; ancak sonunda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ama bir yalan söyler ve bu konuda yemin de ederek günaha girerler" buyurduğu ibaresi geçmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Müsned (3/444), Hakim, Müstedrek (2/7), Taberani, M. el-Kebir 19/314-315 (711) ve Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (3/12),

 

 

Ayrıca bunun isnadında "Ebu Raşid" ismi yerine "Ebu Raşid elHubranı" ismi zikredilmiştir.

Hişam es-Destuvaı ise muhalefet edip Yahya kanalıyla Ebu Raşid'den rivayet etmiş ve Yahya'nın bunu Ebu Raşid'den bizzat işittiğini belirtmiştir.

 

 

 

4505- Abdurrahman b. Şibl der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Tacirler günahkardır" buyurduğunu işittim. "Ey Allah'ın Resulü! Yüce Allah alışverişi helal kılmadı mı?" denilince de: "Kıldı, ama tacirler yemin edip günaha girerler, konuştuklarında da yalan söylerler" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (3/428), Hakim, Müstedrek (2/6-7) ve Tahavi Şerh Müşkili'l-Asar (3/12).

 

 

 

4506- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yemin malı sattınr, ancak kazancın yok olmasına sebep olur" buyurduğunu işittim.

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari, Sahih'de Yahya b. Bukeyr'den ve Müslim, İbn Vehb ve başkaları kanalıyla Yunus'tan rivayet etti. - Buhari, buyu' (3/12). - Müslimı müsakat (Bı).

 

 

 

4507- Bera b. Azib der ki: Baki'deyken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi ve: "Ey tacirler!" diye seslendi. Oradakiler ona dönüp dikkat kesilince de: "içlerinden takva sahibi. iyiliksever ve dürüst olanlar dışında tacirler kıyamet gününde günahkar olarak haşredilecektir" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tebrizi, el-Mişkat 2/852 (2800).

 

 

 

4508- Zuraki, babası kanalıyla dedesi Rifaa'dan bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namazgaha çıktım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orada insanların alışveriş yaptıklarını görünce: "Ey tacirlerl" diye seslendi. Oradakiler ona dönüp dikkat kesilince de: "içlerinden takva sahibi. iyiliksever ve dürüst olanlar dışında tacirler kıyamet gününde günahkar olarak haşredilecektir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadında düşen ve kim olduklarını bilmediğimiz raviler vardır. Tirmizi 3/515 (1210) ve İbn Mace 2/726 (2146).

 

 

 

4509- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz ve onlara nazar etmez. Biri, yöneticiye sırf dünyalık elde etmek için biat eden, yönetici ona bir şey verdiğinde biatma sadık kalan, vermediğinde ise bu biata vefa göstermeyen kişidir. Diğeri elinde kalan malını satmak için yeminler ederek ''Bu malı şu kadara almıştım'' diyen ve malı bu şekilde satan kişidir. Diğeri de yanında bulunan suyun fazlasını gelip geçenlerden esirgeyen kişidir."

Buhari: ile Müslim Sahih'de A'meş'ten rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, şehadat (3/160) ile ahkam (7/124) ve Müslim, ıman (173).

 

 

 

4510- Ebu Zer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz, onlara nazar etmez, günahlarından temize çıkarmaz ve kendilerine acı bir azabı tattım" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Zarar ve hüsrana uğrayan bu kişiler kimlerdir?" diye sorduğumda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı sözü üç defa tekrarladı ve: "Bunlardan biri kibir içinde giysisini yerde sürüyen kişidir. Diğeri yaptığı iyiliği başa kakan kişidir. Bir diğeri de yalan yeminlerle malını satan kişidir" buyurdu.

 

İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir.

 

 

Müslim, Sahih'de Şu'be'den rivayet etti.- Müslim, ıman (171).

 

 

 

4511 - Selman'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz, günahlarından temize çıkarmaz ve kendilerine acı bir azabı tattıTIr. Bunlardan biri zinakar ihtiyardır. Diğeri kibirli fakirdir. Bir diğeri de Yüce Allah'ın kendisine verdiği bir malı yeminle satan ve alacağını yeminle satın alan kişidir. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 6/301 (6111) ile M. es-Sağir (2/21) Bak:

Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (4/78).

 

 

 

4512- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah dört kişiye öfke duyar. Bunlar yeminle mal satan satıcı, kibirli fakir, zinakar ihtiyar ve zalim yöneticidir. ''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Nesai, zekat (5/86).

 

 

 

4513- Muaz b. Cebel'in bildirdiğine göre ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kazançların en temiz olanı, konuştukları zaman yalan söylemeyen, verilen emanete ihanet etmeyen, verdikleri söze vefa gösteren, satın alacakları malı kötülemeyen, satacakları malı övmeyen, borçlarını ödemede gevşek davranmayan, alacakları konusunda da borçluyu sıkıştırmayan tacirlerin kazancıdır. "

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Münziri, et-Terğib (2/586), Zehebi, Mizan (1/374-375) ve Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs 1/217 (832).

 

 

 

4514- İbn Ömer'in bildirdiğine göre ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dürüst ve güvenilir olan müslüman tacir, kıyamet gününde şehitlerle birlikte olacaktır" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. 1175. hadiste geçti.

 

 

 

4515- Haccac b. Furafısa der ki: Abdullah b. Ömer'in yanında iki kişi bir şeyler satıyorlardı. İçlerinden biri de çokça yemin ediyordu. O sırada bir adam gelip yanlarında durdu ve çokça yemin eden adama: "Ey Allah'ın kulu! Allah'tan kork ve fazla yemin etme! Yemin etmen rızkını arttırmayacağı gibi, yemin etmemen de ömrünü ve rızkını azaltacak değildir" dedi. Satıcı: "İşine git!" diye çıkışınca, adam üç defa: "İşim bu!" dedi ve sözünü satıcıya tekrarladı. Yanlarından ayrılmak üzereyken de ona: "Bilmelisin ki sana zararı dokunsa da doğruyu söylemeyi, sana faydası dokunacak olsa dahi yalana tercih etmen ve sözlerinin amelinden daha fazla olmaması, imanın göstergelerindendir" dedi.

Adam oradan ayrılınca Abdullah b. Ömer satıcıya: "Peşinden git ve söylediği sözleri sana yazdırmasını iste" dedi. Satıcı adamın peşinden gitti ve: "Ey Allah'ın kulu! Söylediğin sözleri bana yazdır" dedi. Adam: "Allah'ın takdir ettiği şey mutlaka olacaktır" karşılığını verdi ve sözlerini ezberleyene kadar satıcıya tekrarladı. Sonra onunla birlikte Mescid'e kadar yürüdü. Adam Mescid'e ilk. adımını attıktan sonra yer mi yuttu, gök mü çekti bilinmez ama ortadan kayboldu. Bu kişinin Hızır veya İlyas olduğunu düşünürlerdi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

4516- Ziyad b, Ebi Habib der ki: Bana bildirildiğine göre Arş'ı taşıyanlardan her birinin ağlamaktan gözlerinden ırmaklar gibi yaş akar ve başını kaldırınca: "Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim! Hakkıyla senden korkmuyoruz" der. Allah da: "Fakat benim adıma yemin edenler yalan söylüyorlar ve bunu bilmiyorlar" karşılığını verir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

4517- Ebu Harze bildiriyor: Yüce Allah'ın, Hz. Musa'ya levhalarda yazdığı on ayet şöyleydi: "Kulum! Bana hiçbir şeyi ortak koşma. Benim adıma yalan yeminler etme. Zira benim adıma yalan yemin edeni günahlarından temizleyip arındırınam. Bana ve anne babana şükret ki ömrünü uzatayım, seni helak olmaktan koruyayım. Hırsızlık yapma. Zina etme. Bunu yaparsan yüzümün nurunu sana gösterınem ve dualarına karşı göklerimin kapılarını kapalı tutarım. Komşuna, karısıyla ihanet etme. Kendin için neyi istiyorsan diğer insanlar için de aynısını iste. İşitmediğin ve anlamadığın şeyler konusunda şahitlik etme. Zira kıyamet gününde herkesi yaptığı şahitlikten hesaba çekeceğim. Benden başkası adına kurban kesme. Zira yeryüzünden bana ancak benim adım anılarak kesilen kurbanlar çıkar."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (3/551).

 

 

Halimi der ki: "Zararı dokunan yalan, haksız yere başkasına onu kötü çıkaracak şekilde dil uzatma gibi yalanlardır. Zina iftirası bu baptandır ki Yüce Allah böylesi bir iftirayı atan kişinin cezalandırılmasını emretmiştir. Mal konusunda veya boşanma konusunda veya köle azadı konusunda veya öldürmeler konusunda yalan şahitlik de bunlardandır. Böylesi bir konuda yalan söylediği, kişinin aleyhinde şahitlik ederek zarar verdiği, hakimin güvenilir kişiler için tanıdığı şahitlik konumuna kendini yerleştirdiği için günaha girmiştir. Yalan şahitlikle ayrıca Allah'a karşı da cüretkar davranmış olmaktadır. Zira Allah adına insanlar arasında adaletle hüküm veren hakim onun şahitliğine dayanarak bir konuda hüküm verecektir." - Halimi, el-Minhac (3/7-8).

 

 

 

4518- Abdullah b. Amr b. el-As der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin, anne babasına dil uzatması büyük günahlardandır" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Kişi anne babasına dil uzatır mı ki?" denilince de: "Evet! Kişi birinin babasına dil uzatınca karşı taraf da onun babasına dil uzatacaktır. Kişi birinin annesine dil uzatınca karşı taraf da onun annesine dil uzatacaktır" buyurdu.

Müslim, Sahıh'de Kuteybe'den rivayet etti. - Müslim, iman (146) ve Buhari, edeb (7/69).

 

 

 

4519- Enes der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) büyük günahların hangileri olduğu sorulunca: "Allah'a şirk koşmak, anne babaya asi olmak, (haksız yere) cana kıymak ve yalancı şahitliktir (veya yalan söylemektir)" buyurdu.

Buhari ile Müslim, Sahih'de Şu'be'den rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahih, ravileri güvenilirdir. - Buhari, edeb (7/71) ve Müslim, iman (146).

 

 

 

4520- Hureym b. Fatik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazını kıldınp bitirdikten sonra ayaktayken üç defa: "Yalan yere şahittik Allah'a şirk koşmakla eş tutulmuştur" buyurdu ve: "Pis putlardan sakının; yalan sözden kaçının. Allah için, ona şirk koşmayan hanifler olun''[Hac 30, 31] ayetlerini okudu.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 4/23-24 (3599) ve Tirmizi 4/547 (2300).

 

 

 

4521- Vail b. Rabia der ki: Abdullah (b. Mes'lid)'un: "Yalan yere şahitlik Allah'a şirk koşmakla eş tutulmuştur" dedikten sonra: "Pis putlardan sakının; yalan sözden kaçının"[Hac 30, 31] ayetini okuduğunu işittim.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef8/327 (15395), Taberani, M. el-Kebir 9/114 (8569), İbn Ebi Şeybe, Musannef (7/257) ve İbn Cem, Tefsır (17/154) Bak: SuyUtı, edDürrü'l-Mensur (6/45).

 

 

Halimi der ki: "ilim talep etme dışında birilerine yaranma babında övme de kınanmış hasletlerden biridir. Zira sadece ilim öğrenme konusunda haset ile övmeye müsamaha gösteren rivayet vardır.'' - Halimi, el-Minhac (3/8).

 

Beyhaki der ki: "HalimI'nin sözü ettiği söz konusu rivayet de zayıf kanallarla rivayet edilir."

 

 

 

4522- Muaz b. Cebel'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ilim talep etme konusunda hariç birilerine haset etme ve yaranma müminin ahlakından değildir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/712) Bak: İbn Hacer, Lisan (2/204), Zehebi, Mızan (1/488), İbnu'l-Cevzı, el-Mevduat (1/219) ve SuyUtı, el-Lealiu'l-Masnu'a (1/197).

 

 

Hasan b. Dinar zayıf biridir. Husayb b. Cahder de aynı şekilde zayıf biridir. Doğrusunu Allah bilir. Zayıf olan başka bir kanalla da rivayet edilmiştir.

 

 

 

4523- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ilim talep etme konusunda hariç birilerine yaranma veya haset etme (islam'da) yoktur" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. Hatib, el-Cami' 2/140 (1433) ile Tarih (13/275), İbn Adiy, el-Kamil (6/2227) ve İbnu'l-Cevzı, el-Mevduat (1/219) Bak: Suyuti, el-Lealiu'l-Masnu'a (1/197).

 

 

Halimi der ki: "Birilerine yaranma için övme; değersiz, rezil kişilerin özelliklerindendir. Kişi böylesi bir şey yaptığı zaman hem kendi değerini düşürür, hem de insanların gözünde bir değeri kalmaz. Kişinin kendi kendini bu şekilde zillete düşürme hakkı olmadığı gibi başkalarının da onun değerini düşürme hakkı yoktur. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Övücüleri gördüğünüz zaman yüzlerine toprak saçm" buyurduğu bildirilmiştir. Bunlar karşı tarafı aldatmak için genelde yalan sözlerle onları övüp duran kişilerdir. Böylesi övgülerde bulunan kişinin yüzüne toprak saçıldığı zaman övülen kişi aldanmaktan korunduğu gibi öven kişi de onu aldatmaktan umut keser.'' - Halimi, el-Minhac (3/8).

 

 

 

4524- Mikdad b. el-Esved der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanları övüp duran kişileri gördüğümüz zaman yüzlerine toprak saçmamızı emrettİ."

Müslim, Sahih'de Osman b. Ebi Şeybe'den rivayet etti.

 

Tahric: Müslim, zühd (3/2297).

 

 

 

4525- Ata b. Ebi Rebah der ki: Adamın biri İbn Ömer'i övünce yüzüne toprak saçtı ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Övücüleri gördüğünüz zaman yüzlerine toprak saçın'' buyurdu" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (2/94), Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (340), Taberani, M. el-Kebir 12/434 (13589), İbn Hibban, Sahih (7/510), İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/7-8) ve İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/1159 (3466).

 

 

 

4526- Ebu Musa der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birinin başka birini överek yumuşatmaya çalıştığını işitince: "Adamı helak ettiniz" veya "Adamın belini kırdınız" buyurdu.

Buhari, Sahih'de Muhammed b. es-Sabbah'tan rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, şehadat (3/158), edeb (7/87) ve Müslim, zühd (67).

 

 

 

4527- Abdurrahman b. Ebi Bekre, babasından bildiriyor: Adamın biri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bir adamı övünce Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kaç defa: "Yazık sana! Kardeşinin boynunu kestin!" buyurup şöyle devam etti: "Biriniz mutlaka kardeşini övecekse ve söylediği gibi olduğuna gerçekten inanıyorsa ''Kimseyi Allah'a karşı temize çıkaramam ve en iyisini Allah bilir, ama onun şöyle şöyle olduğunu düşünüyorum'' desin. "

 

Sahih hadistir.

 

Müslim, Sahih'de Yahya b. Yahya'dan ve Buhari ile Müslim, Şu'be kanalıyla Halid'den rivayet ettiler. - Müslim, zühd (65). - Buhari, edeb (7/87) ve Müslim, zühd (66).

 

Ali (b. Asım) bunu: "Şayet kardeşin bunları duysaydı asla iflah olmazdı.

Söyleyeceğin şeyin onda olduğunu düşünüyorsan ''Kimseyi Allah'a karşı temize çıkaramam ve en iyisini Allah bilir, ama onun şöyle şöyle olduğunu düşünüyorum'' de" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

 

 

4528- Ma'bed el-Cuheni der ki: Muaviye, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çok nadir hadis aktarırdı. Ancak Cuma günlerinde devamlı olarak Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen şu sözleri söylerdi: "Dünya malı tatlı ve çekicidir. Kişinin helal yoldan kazandığı malı Yüce Allah bereketli kılar. Yüce Allah kime hayır dilerse onu dinde fakih kılar. Birbirinizi gereksiz yere övmekten sakının. Zira böylesi övmeler kişiyi boğazlamak gibidir. "

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Mace 2/1232 (3743).

 

 

 

4529- Enes der ki: Adamın biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey en hayırlımız ve en hayırlımız olanın oğlu! Ey efendimiz ve efendimiz olanın oğlu!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz diyeceğinizi deyin, ama şeytan sizi kendine kaptırmasın. Ben, Abdullah'ın oğlu Muhammed'im ve Allah'ın Resulüyüm! Valiahi beni Allah'ın yükselttiği makamdan daha yükseğe çıkarmanızı istemem" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Müsned (3/153, 241, 249) ve Beyhaki, Delailü'n-Nübüvve (5/498).

 

 

 

4530- İbn Abbas bildiriyor: Saldırıya uğrayıp yaralandığı zaman Ömer'in yanına girdim ve: "Ey müminlerin emiri! Sevin! İnsanlar inkar ederken sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile müslüman oldun. İnsanlar onu yüzüstü bırakırken sen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında savaştın. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde de senden razıydı. Senin hilafetin döneminde iki kişi arasında bile ihtilaf çıkmadı ve (ölürsen) şehit olarak öleceksin" dedim. Ömer: "Söylediklerini tekrar et" deyince, tekrarladım. Bunun üzerine: "Mağrur kişi, sizin (fazla överek) kandırdığınız kişidir. Dünya dolusu kadar altın ve gümüşüm olsa, ruhun çıkışının dehşetinden kurtulmak için onları feda ederdim" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak Gassan b. Rabi'nin hakkında tenkitler vardu. Hatib, Tarih (7/325).

 

 

 

4531- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Bazen kişinin birinde bir ihtiyacı olur ve yanına gidip: "Sen şöylesin! Sen böylesin!" diyerek onu övmeye başlar. Belki de ihtiyacı olan şeyden hiçbir şeyelde edemez, ama geriye döndüğünde dininden geriye bir şey kalmamış olur.

 

Tahric: Ebu Abdillah el-Beyhaki'yi tanımıyoruz. Diğer ravileri ise güvenilirdir. Taberani, M. elKehir 9/112 (8562, 8563), Hakim, Müstedrek (4/437), İbnu'l-Mübarek, Zühd (382) ve Hennad, Zühd 2/555-556 (1153).

 

 

 

4532- İbn Mes'üd'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "BaZi edebi sözler sihir etkisi yapar. Biriniz kardeşinden bir şey isteyeceği zaman söze onu överek başlamasın. Zira bu şekilde onun belini kırmış (yok demesinin önünü kesmiş) olur.''

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. Taberani, M. el-Kebir 10/101, 26 (10025, ıo094).

 

 

 

4533- Evzai der ki: Kişi biri tarafından yüzüne karşı övüldüğü zaman: "Allahım! Sen beni benden daha iyi bilirsin. Sen beni insanlardan daha iyi bilirsin. Allahım! Benim için söylediklerinden dolayı beni sorumlu tutma! Benim hakkımda bilmedikleri şeylerden yana da beni bağışla" desin.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

4534- Muhammed b. Ziyad bildiriyor: Seleften biri, yüzüne karşı övülen kişiler hakkında şöyle derdi: "Böylesi birinin tövbesi ''Allahım! Benim için söylediklerinden dolayı beni sorumlu tutma! Benim hakkımda bilmedikleri şeylerden yana da beni bağışla. Beni zannettiklerinden daha hayırlı kıl'' demesidir."

 

Tahric: İbn Hacer, Fethu'l-Bari (10/478).

 

 

 

4535- Asmaı der ki: Bedevinin birine: "İnsanlar seni en güzel nasıl övmüşlerdir?" diye sorulunca şöyle dedi: "Çokça övseler de Allah'ın bana vereceği bela onların övmelerinden daha iyidir. Aynı şekilde beni çokça yerseler de günahlarım onların yermelerinden daha çoktur. Yapamadıklarım konusunda hayıflanır, günahlarımdan dolayı da üzülürüm."

 

 

 

4536- Mutarrif der ki: Bir gün Mez'ür ile birlikteyken adamın biri ikimiz hakkında: "Bu ikisi cennet ahalisindendir" dedi. Bu sözü üzerine Mez'ür dönüp adama baktı ki, hoşnutsuzluğu yüzünden okunuyordu. Sonra semaya doğru baktı ve üç defa: "Allahım! Sen bizi biliyorsun, ama o bilmiyor! Allahım! Sen bizi biliyorsun, ama o bilmiyor! Allahım! Sen bizi biliyorsun, ama o bilmiyor!" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/92).

 

 

 

4537- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu alByhi veseIlBm): "insanları en kötülerinin her topluluğa karşı farklı bir yüzle (tavırla) yaklaşan ikiyüzlü kişiler olduğunu görürsün" buyurmuştur.

Buhari, Sahih'de A'meş'ten rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, edeb (7(87) ile menakib (4/154) ve Müslim, birr (100).

 

 

 

4538- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu alByhi veseIlBm): "insanları en kötüleri, her topluluğa karşı farklı bir yüzle (tavırla) yaklaşan ikiyüzlü kişilerdir" buyurmuştur.

Müslim, Sahih'de Yahya b. Yahya'dan rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, birr (98, 99) ve Buhari, ahkam (8/115).

 

 

 

4539- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ikiyüzlü olan kişiler güvenilir olamaz" buyurmuştur.

 

Ammar b. Yasir'den bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Dünyada ikiyüzlü olan kişilerin kıyamet gününde ateşten iki dili olur" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (2/298, 365), Buhari, EdEbull-Müfred (133)1 Beyhaki, Sünen (10/246) ve İbn Ebi Dünya, Kitabuls-Samt (283).

 

 

 

4540- Ammar b. Yasir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Dünyada ikiyüzlü olan kişilere Yüce Allah kiyamet gününde ateşten iki dil verir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadında tanımadığımız ravi vardır. Hasen bir hadistir. Ebu Davud 5/191 (4783).

 

 

 

4541- Fudayl b. İyad der ki: "Ne zaman biri yanıma girse bana karşı yapmacık davranmasından veya benim ona karşı yapmacık davranmamdan endişe etmişimdir."

 

 

 

4542- Abdullah b. Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Münafık birine "Efendimiz" demeyin. Zira (gün gelir) efendiniz olursa Rabbinizi öfkelendirmiş olursunuz. ''

 

Ukbe el-Asam, Abdullah b. Bureyde'den bunu: "Kişi münafık birine "Ey efendimiz" dediği zaman Rabbini öfkelendirmiş olur"' lafzıyla rivayet etmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 5/257 (4977).

 

 

 

4543- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yüce Allah yeryüzünde fasık birinin övülmesine öfkelenir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuayın, Ahbaru Isbehan (2(277), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (230) ve İbn Adiy, el-Kamil (3/1307) Bak: İbn Hacer, Lisan (3/3) ile Fethu'l-Bari (10/478) ve Zehebi, Mizan (2/109).

 

 

 

4544- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Fasık biri övüldüğü zaman Rab öfkelenir, Arş sarsilır" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hatib, Tarih (7/298), İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (229) ve İbn Adiy, el-Kamil (3/1307).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Doğruluğun Fazileti ve Yalanın Yerilmesi Konusunda Başka Rivayetler