27.ŞU’BE: Allah yolunda Nöbet |
Allah yolunda Nöbet tutmak |
Yüce Allah: "Ey
iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihad için) hazırlıklı
ve uyanık olun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa
eresiniz"[Al-i İmran 200] buyurur.
Halimi der ki:
"Cihad ve savaşmanın yanında nöbetin değeri, namazın yanında mescidde
itikafın değeri gibidir. Çünkü nöbet tutan kişi, düşmana karşı daima uyanık ve
tetikte kalır, düşman tarafından bir hareket veya gaflet sezdiği zaman da hemen
harekete geçer. Tuttuğu nöbet de yeri geldiği zaman onu farz kılınan cihaddan
alıkoymaz. Nasıl itikafta olan kişi namaz vakti imam geldiğinde kalkıp diğerleriyle
birlikte namaza duruyorsa, namaz için mescide gelmesine, imamla birlikte namazı
kılmasına hiçbir şeyengel olmuyorsa nöbet tutan kişi için de aynı durum
geçerlidir. şüphesiz savaş alanında nöbet tutmak itikaftan daha ağırdır. Nasıl
itikaf övülen ve teşvik edilen bir şeyse nöbet de aynı şekildedir. Doğrusunu da
Allah bilir." - Halimi, el-Minhac (2/492).
3979- Sehl b. Sa'd
es-Saidi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Yüce Allah yolunda bir gün nöbet tutma dünya ve
içindekilerden daha hayırlıdır. Kulun Yüce Allah yolunda akşam veya sabah vakti
yol alması dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Birinizin kamçısının
cennette kapladığı yer, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır."
Buhari, Sahih'de
Abdullah b. Munir kanalıyla Haşim Ebu'n-Nadr'dan rıvayet ettı. - Buhari, cihad
(3/224).
3980- Selman el-Farisi
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Yüce Allah yolunda bir gün veya bir gece tutulan nöbetin sevabc gündüzü
oruçla, gecesi de ibadetle geçirilen bir ayın sevabına denktir. Kişi nöbeti
sırasında ölürse tekrar diriltilene kadar nöbet tutuyor gibi sevabı verilmeye
devam edilir. Kabir azabından korunur ve rızkı cennetten kendisine getirilir
...
Lafız Ebu'n-Nadr'ın
lafzıdır.
Müslim, Sahih'de
Abdullah b. Abdirrahman kanalıyla Ebu'l-Velid'den rivayet etti.
Tahric: İsnadı salıilı,
ravileri güvenilirdir. - Müslim, imaret (163).
3981- Mücahid bildiriyor:
Ebu Hureyre nöbetteyken düşman alarmı verildi. Sahile doğru çıktıklarında:
"Tehlike geçti" denildi. İnsanlar geri döndüler, ancak Ebu Hureyre
yerinde kaldı. Onun yanından geçen biri: "Ey Ebu Hureyre! Sen neden hala
bekliyorsun?" diye sorunca, Ebu Hureyre: "Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Allah yolunda kişinin bir anlık duruşu Hacer-i Esved'in
yanında Kadir gecesini ihya etmekten daha hayırlıdır'' buyurduğunu
işittim" dedi.
Tahric: İsnadı sahih,
ravileri güvenilirdir. İbn Hibban, Sahıh 7/61 (4584) ve Buhari, Tarıh 4
(2/408).
3982- Fadale b. Ubeyd'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Allah yolunda nöbet tutarken ölen kişi dışında ölen her kişinin amel
defteri kapatılır. Nöbet sırasında ölen kişinin ameli ise kıyamet gününe dek
artarak çoğalır ve kabir azabından emin kılmır ...
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Davud 3/20 (2500) ve Tirmizi 4/165 (1621).
3983- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"insanlar için en hayırlı yaşam şekli. kişinin Allah yolunda atının
dizginlerini her dem elinde tutması, düşman sesi veya saldırısı geldiği zaman
bu yolda ölmeyi de göze alarak o sese doğru fırlamasıdır. Ya da kişinin ufak bir
koyun sürüsüyle birlikte dağ başlarından veya vadilerden birine çekilmesi.
burada ölene kadar namaz kılması, zekatını vermesi. Rabbine karşı ibadetini
yerine getirmesi ve insanlardan yana da her dem hayır içinde olmasıdır,"
Müslim, Sahih'de Yahya
b. Yahya'dan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, imaret (125, 126, 127).
3984- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kahrolsun dinarın kulu olanlar! Kahrolsun dirhemin kulu olanlar!
Kahrolsun güzel giysilerin kulu olanlar! Bunlara bir şey verildiği zaman sever,
verilmediğinde de nefret ederler. Kahrolsun böylesi' kişiler ve sürünsün!
Kendisine batan dikeni bile çıkaramasın! Ne mutlu Allah yolunda atının
dizginlerinden tutan. saç başı dağınık, ayakları tozlu. nöbet tutması
gerekiyorsa nöbet tutan, akıncı olması isteniyorsa en önde giden. izin
istediğinde verilmeyen (saygm olmayan). başkalarına da aracılığı kabul görmeyen
kişilere! Ne mutlu böylesi bir kişiye! Ne mutlu!"
Buhari, Sahih'de Amr b.
Merzuk'tan zikretmiştir.
Tahric: Ravilerinin tümü
güvenilirdir. - Buhari, cihad (3/223) ile rikak (7/175).
3985- Ebu Said el-Hudri
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) TEbuk savaşı sırasında bir hurma
ağacına yaslanarak bir konuşma yaptı. Konuşmasında: "insanlar içinde en
hayırlı kişinin kim olduğunu söyleyeyim mi?" buyurunca: "Ey Allah'ın
Resulü! Tabi ki söyle" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "En iyi insan atının veya devesinin
sırtında veya yürüyerek ölene kadar Allah yolunda cihad eden kişidir. En kötü
kişi de Yüce Allah'ın Kitab'ını okuduğu halde buyruklarından hiçbirine riayet
etmeyen günahkar ve günah işlemede cüretkar olan kişidir. ''
İsnadı zayıftır.
1888. hadiste geçti.
3986- Ümmü Mibşer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Konum olarak insanların en hayırlısı; atının sırtına binip (Allah
yolunda) düşmanları korkutan ve onlar tarafından korkutulan kişilerdir. ''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Tirmizi 4/473 (2177).
3987- Ebu Umame
el-Bahili'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Müslümanların çoluk çocuğunu korumak için üç gün nöbet
tutmam benim için Medine ya da Beytu'I-Makdis mescidinde Kadir gecesini ihya
etmemden daha iyidir. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/421).
Aynı isnadla Ebu Umame
el-Bahili'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Nöbet te iken ölen kişiyi Yüce Allah kabir fitnesinden korur"
buyurmuştur. - Taberanı, M. el-Kebir 5/114 (7480).
Aynı isnadla Ebu
Umame'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah yolunda nöbet tutan kişinin sevabi, kişinin gündüzlerini oruçla,
gecelerini de namazia geçirdiği bir aym sevabından daha fazladır"
buyurmuştur. - Suyutl, Dürrü'l-Mensur (2/421).
Aynı isnadla Ebu
Umame'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Nöbette olan kişinin namazı beş yüz namaz değerindedir. Nöbette iken
infak ettiği bir dinar veya dirhem başka yerde infak ettiği dokuz yüz dinardan
(ve dirhemden) daha değerlidir" buyurmuştur. - Suyutı, Dürrü'l-Mensur
(2/420).
Aynı isnadla Ebu
Umame'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Allah yolunda yüzü tozlanan kişinin Yüce Allah kıyamet gününde
yüzünü (cehennem ateşinden) korur. Allah yolunda ayakları tozlanan kişinin Yüce
Allah kıyamet günü ayaklarını cehennem ateşinden korur''- Taberanı,M. el-Kebir8/114
(4782).
3988- İbn Aiz der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamın cenazesine çıktı. Namaz
için naaş konulunca Ömer b. el-Hattab: "Ey Allah'ın Resulü! Namazını
kılma, zira günahkar bir adamdı" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) oradaki insanlara döndü ve: "İçinizden bu adamı İslami amellerden
birini yaparken gören var mı?" diye sordu. Adamın biri: "Ey Allah'ın
Resulü! Evet, gördüm. Bir gece Allah yolunda nöbet tuttu" deyince Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın cenaze namazını kıldırdı. Gömüldükten
sonra mezarına toprak saçıp: "Arkadaşların senin cehennemlik olduğunu
düşünüyor, ben ise cennetlik biri olduğuna şahadet ederim" buyurdu. Ömer'e
de: "Ey Ömer! İnsanların amellerinden hesaba çekilmeyeceksin. Ama
fıtrattan hesaba çekileceksin" buyurdu.
Tahric: İsnadında bir
sakınca yoktur. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/421).
3989- Ebu'l-Hayr Mersed
b. Abdullah el-Yezeni bildiriyor: Ukbe b. Amir: "Onlara karşı gücünüz
yettiği kadar kuvvet hazırlayın"[Enfal 60] ayetini okuduktan sonra:
"Bukuvvet atıcılıktır!" dedi.
Tahric: Ravilerinin tümü
güvenilirdir. Darimi, cihad (s. 600), Hakim, Müstedrek (2/328) Bak:
Suyuti, Dürrü'l-Mensur
(4/83).
3990- Aynısı Ebu Ali
Sumame b. Şufey kanalıyla Ukbe b. Amir'den bize şöyle bildirilmiştir:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlara karşı gücünüz
yettiği kadar kuvvet hazırlayın"[Enfal 60] ayetini okuduktan sonra üç
defa: ''Bilin ki bu kuvvet, atıcliıktırl'' buyurduğunu işittim."
Müslim, Sahih'de İbn
Vehb'den rivayet etti. - Müslim, imaret (167).
3991- İbn Abbas
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ok atışı yapan bir
toplulukla karşılaşınca: "Atın! ey İsmail oğulları! Sizin babanız (atanız)
da iyi bir atıcıydıl" buyurdu.
Tahric: İsnadı sahihtir.
İbn Mace 2/941 (2815).
3992- Abdullah b. Zeyd
el-Ezrak der ki: Ukbe b. Amir el-Cühenı her gün ok atışı yapar ve bunu
aksatmazdı. Bir ara bundan bıkar gibi olunca bana: "Bu konuda
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğimi sana söyleyeyim
mi?" diye sordu. "Tabi ki söyle" karşılığını verdiğimde dedi ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Yüce Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete sokar. Biri, hayırlı
bir şeye niyetlenerek ok yapandır. Diğeri, Allah yolunda kullanlimak üzere onu
birine verendir. Bir diğeri de, onu Allah yolunda atandır."
Yine: "Bunun için
atıcliık ve binicitik yapın. Atıcliık yapmanız da benim için binicilik
yapmanızdan daha iyidir" buyurdu.
Yine şöyle buyurdu:
"Üç tanesi dışında kişiyi Allah yolundan meşgul edecek her eğlence
yasaktır. Bu üç tanesi de kişinin yay ve okuyla atıcliık yapması, atını
eğitmesi ve kişinin ailesiyle eğlenmesidir. Bu üç tanesi mubah olan
eğlencelerdendir. "
Ukbe vefat ettiğinde
yetmiş küsur yayı vardı. Her bir yayın yanında da bir ip ve bir ok vardı.
Ölümünden sonra bunların Allah yolunda kullanılmasını vasiyet etti.
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 4/174 (1637pbn Mace 2/940 (2811), Nesai, hayl (6/222-223) ve EM Davud
3/28-29 (2513).
3993- Haram b. Muaviye
der ki: Ömer b. el-Hattab bizlere şöyle bir mektup yazdı: "Yakınlarınızda
domuz bulundurmayın. Aranızda haç yükselmesin. İçki iç ilen sofralara
oturmayın. Atlarınızı eğit in ve iki hedef arasında koşturun.''
Tahric: İsnadı hasendir.
Abdürrezzak, Musannef 11 /462 (210 11) Bak: Suyüti, Dürrü'l-Mensur (4/84).
3994- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişi Allah yolunda Allah'a iman ederek ve vaad ettiğini tasdik ederek bir
at beslerse at'ın tokluğu, açlığı, susuzluğu, suya kanmışlığı, dışkısı ve
sidiği kıyamet gününde onun terazisinde (iyilik olarak) yer alır."
Buhari, Sahih'de Ali b.
Hafs kanalıyla İbnu'l-Mübarek'ten rivayet etti.- Buhari, cihad (3/216),
3995- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Atlar üç şeyin
içindir. Biri için ecir ve sevaptır. Biri için bir örtüdür. Biri için de günaha
vesiledir. Onu Allah yolunda kullanmak üzere ayıran kişi için at bir ecir ve
mükafat vesiledir. Bu atı uzun bir iple bahçeye veya otlağa bağladığı zaman
ipin o bahçe ve otlaktan değdiği her bir yer için ona bir iyilik sevabı vardır.
At ipini koparıp da bir iki tur atıp dolaştığı zaman da bıraktığı her bir iz ve
dışkı için de ona bir iyilik sevabı vardır. Sulama niyeti olmadan bir nehrin
yanından geçerken at o nehirden su içse bu da ona iyilik olarak yazılır. işte
böylesi bir at, sahibi için ecir ve sevap vesiledir. Atını başkalarına muhtaç
olmamak için yanında tutan, ancak yük ve binme konusunda Allah'ın hakkını da
unutmayan kişi için de bu at bir örtüdür. Atını övünme, gösteriş olsun diye ve
Müslümanlara düşmanlık yapmak için besleyen kişi için de bu at günah vesiledir
...
Kendisine merkepler
konusu sorulunca da şöyle buyurdu: "Bu yönde içerik olarak benzersiz ve
kapsamlı olan: ''Kim zerre miktarı iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre
miktarı kötülük yapmışsa onu görür''[Zilzal 7,8] ayetleri dışında bana bir şey
indirilmiş değildir ...
İsnadı sahih, ravileri
güvenilirdir.
Buhari, Sahih'de
Abdullah b. Mesleme'den ve Müslim başka bir kanalla Zeyd b. Eslem'den rivayet
etti. - Buhari, cihad (3/217), menakib (4/187-188), musakat (3/79), tefsir (6/90-91)
ile i'tisam (S/158-159). - Müslim, zekat (24).
3996- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayırlar kıyamete dek
atların perçemlerinde bağlı durur. Atlar da ecir atı, örtü atı ve günah atı
olmak üzere üç çeşittir. Örtü olan at, sahibi tarafından bu konuda başkalarına
muhtaç olmamak için, onur ve güzellik için beslenen attır. Sahibi darlıkta da,
bollukta da yük ve yavrulan konusunda olan hakkı unutmaz. Ecir ve sevaba vesile
olan at da sahibi tarafından Allah yolunda kullanılmak üzere beslenen attır.
Böyle bir atın yediği her bir şey için sahibine sevap yazılır" buyurdu ve
böylesi bir atın dışkı ve sidiğinin bile sahibine sevap olarak yazılacağını
zikrettikten sonra şöyle devam etti: "Böylesi bir atın vadide bir iki tur
atması dahi ahiret gününde sahibinin Mizan'ına sevap olarak yazılır. Günahlara
vesile olan at da sahibi tarafından diğer insanlara karşı kibirlenmek için
beslenen attır. Böylesi bir atın yediği her bir şeyde sahibi için bir günah
yazılır." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylesi bir atın dışkı
ve sidiğinin bile sahibine günah olarak yazılacağını zikrettikten sonra:
"Böylesi bir atın vadide bir iki tur atması dahi sahibinin hanesine günah
olarak yazılır" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Mace 2/932 (2788), Nesai, hayl (6/215-216) ve Tirmizi 4/173
(1636).
3997- Urve el-Bariki'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayırlar kıyamete
dek atların perçemlerinde bağlı durur" buyurmuştur.
Süfyan der ki: "Mücalid
bunu Şa'bi kanalıyla Urve el-Bariki'den rivayet ederken sevap ve ganimet
konusunu da zikretmiştir."
Buhari ile Müslim,
Sahih'de Süfyan kanalıyla Şebib'den rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, menakib (4/187), cihad (3/215) ile hums (4/50) ve Müslim, imaret
(98,99).
3998- Şube, İel
oğullarından bir adamdan bildiriyor: İkrime: "Onlara karşı gücünüz yettiği
kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın"[Enfal 60] buyruğunu açıklarken:
"Ayette bahsedilen kuvvet erkek adardır. Ribat ise dişi adardır"
demiştir.
Beyhaki der ki: "At
edinip besleme konusunda gelen diğer hadisleri Sünenü'I-Kübra'da Siyer, Kasem,
SiMk ve Remy gibi başlıklar altında zikrettik."
Tahric: Ravilerinin tümü
güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (12/483-484), İbn Cerir, Tefsır (10/30)
Bak: Suyuti, Durrü'l-Mensur (4/83).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
28.Şu’be: Düşman
karşısında Direnmek ve Savaştan Kaçmamak