ŞUABU’L-İMAN

25.ŞU’BE: Menasik

 

İhram ve Telbiyede Sesi Yükseltmek

 

3731- Zeyd b. Halid el-Cuheni der ki: Cibril, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ashabına telbiyede seslerini yükseltmelerini söyle. Zira telbiyede sesi yükseltmek haccın şiarındandır" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Mke 2/975 (2923),

 

Abdulmelik b. Ebi Bekr, Hallad b. es-Saib kanalıyla babasından, o da Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynısını rivayet etmiştir. - Ebu Davud 2/404, 405 (1814), Tirmizi 3/191,192 (829), Nesai, (5/162) ve İbn Mace 2/975 (2922).

 

 

 

3732- Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur -İbn Abdan'ın rivayetinde ise: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu" şeklindedir-: "Telbiye getiren hiçbir kimse yok ki; sağından ve solundan, şu ve şu istikametten yeryüzünün sonuna kadar her taş, her ağaç ve toprak telbiye getirmesin. "

 

Tahric: İsnadı güçlü değildir. Tirmizi 3/189 (828) ve İbn Mace 2/974, 975 (2921).

 

 

 

3733- Ebu Bekr es-Sıddik bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Amellerin hangisi daha üstündür?" diye sorulunca: "Yüksek sesle telbiye edilen ve kurban kanları akıtılan(hac)dır" buyurdu.

 

Lafız Muhammed b. Yakub'un lafzıdır. Ubeyd rivayetinde: "Ac, telbiye getirmek, sec ise kurban kesmektir" ziyadesi yer almıştır.

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. Tirmizi 3/189 (828) ve İbn Mace 2/975 (2924).

 

 

 

3734- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ezrak. vadisine geldiğinde: "Bu vadi hangi vadidir?" diye sordu. Kendisine: "Ezrak. vadisidir" denilince: "Musa b. imran'ın buradan Yüce Allah'a gür sesi ile telbiye ederek geçişini görür gibiyim" buyurdu. Sonra Herşa tepesine geldiğinde: "Bu tepe hangi tepedir?" diye sordu. Kendisine: "Bu, Herşa tepesidir" denilince: "Yunus b. Matta'nın buradan Sırtında yün olan, yulan hurma lifinden olan kırmızı kıvırcık tüylü deve üzerinde, telbiye ederek geçtiğini görür gibiyim" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Müslim 1/1S2 (268).

 

Huşeym: "Hulbe ifadesi ile hurma lifi kastedilmektedir" dedi. Abdullah der ki: Telbiye kişinin: "Lebbeyk Allahumme Lebbeyk" demesidir. Bu da Yüce Allah, Hz. İbrahim'e: "İnsanları hacca çağır"[Hac 27] buyurması üzerine çağrısına verilen cevaptır.

Rivayet edildiğine göre hacceden kimseler İbrahim'in bu çağrısına daha erkeklerin sulbünde ve kadınların rahminde iken: "Lebbeyk Allahumme Lebbeyk!" diyerek icabet etmiştir. Şimdi de hac ve umre edecek her kişinin icabeti bu şekildedir.

 

 

 

3735- İbn Aişe der ki: Telbiye, işte sana hızlı bir şekilde geldim. İşte ben yanındayım anlamındadır. Bir bedevi bir kölesini çağırınca köle gelmekte ağır davrandı ve: "Emrindeyim" dedi. Bunun üzerine bedevi: "Bacakların birbirine yapışsın" deyince, köle: "İşte ben icabette sopanın dövülen kişiye yakın olması gibi yanındayım" karşılığını verdi.

Şeyh Beyhaki der ki: Müslim bunu Ahmed b. Hanbel kanalıyla rivayet etti. 

 

İbn Aişe, Ubeydullah b. Muhammed b. Hafs'ın kendisidir ve güvenilirdir.

3734. hadiste geçmiştir.

 

 

 

3736- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Ailenin evinden ihrama girmen, haccı eksiksiz olarak tamamlamak demektir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/ 544) ve Beyhaki, Sünen (5/30).

 

Şeyh Beyhaki der ki: Cabir b. Nuh bunu rivayette tek kalmıştır. Bu, Hz. Ali'nin sözü olarak bilinen bir hadistir. Selefilerden bir kişi, kişinin ihramlı iken ihramm gerektirdiği şartlara uyamayıp taksirat yapmasından çekinerek mıkat yerinde ihrama girilmesini müstehab görmüştür.

 

 

 

3737- Ümmü Seleme'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her kim umre veya hac için Beytü'l-Makdis'ten ihrama girip telbiye getirirse, Allah, o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 2/999 (3001).

 

 

 

3738- Ümmü Seleme'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her kim umre ve hac için Mescid-i Aksd'dan, Beytü'l-Makdis'e kadar ihrama girerse, Allah, o kimsenin gelmiş geçmiş günahlarını bağışlar ve cennet ona vacip olur" bu yurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Beyhaki, Sünen (S/30) ve Taberani, M. el-Kebir 23/361 (849).

 

Ahmed b. Salih bunu İbn Ebi Fudeyk kanalıyla aktarmış ve rivayetinde: "umre veya hac için" ifadesini kullanmıştır. Ayrıca rivayetinin sonunda:

"Allah. o kimsenin gelmiş geçmiş günahlarını bağışlar" veya "cennet ona vacip olur" ibaresi geçmiştir. - Ebu Davud 2/355 (1741).

Ravi der ki: Abdullah (Ahmed'in) hangisini söylediği konusunda şüpheye düşmüştür.

 

 

 

3739- Abdullah b. Amir b. Rabia'nın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Allah rızası için) gününü akşama kadar güneş altında geçiren hiç bir ihramlı yoktur ki günahları güneşle beraber batmasın (bağışlanmasın) ve annesinden doğduğu günkü gibi günahsız hale dönüşmesin" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 2/976 (2925),

 

 

 

3740- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Telbiye getiren hiç kimse yoktur ki güneş onun günahlarıyla batıp gitmesin" buyurmuştur.

 

İsnadının bir zararı yoktur.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Hacer-İ Esved'İn, Makam'ın Fazileti, (Hacer-i Esved'i) Selamlamak, Tavaf Etmek ve Safa ile Merve Arasında Sa'yetmek