İsteyeni Geri Çevirmek ve Allah'a Karşı (İsyana) Düşkün
Olandan Başka Kimsenin Helak Olamayacağı |
3124- Hüseyin b. Ali'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "At üzerinde
gelse bile. dilenenin hakkı vardır" buyurdu.
Tahric: Sendi zayıftır.
Ebu Davud 2/307 (1665).
3125- Bu hadis başka bir
kanalla Hz. Ali'den nakledilmiştir.
Tahric: İsnadında meçhuller
vardır. Ebu Davud 2/307 (1666).
3126- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Eğer
dilenciler yalan söylemeselerdi onları reddedenler temize çıkamazlardı"
buyurdu.
Yine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yarım hurma verecek olsanız bile dilenciyi
boş çevirmeyiniz" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ukayli, Duafa (2/156); İbn Adiy, el-Kamil (5/1670); ve Taberani, M. el-Kebir
8/294 (7967,7968).
3127- Muhammed b. Buceyd
el-Ensari el-Harisl'nin, ninesi Havva'dan bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanmış bir paça verecek olsanız dahi
sizden bir şey isteyeni geri çevirmeyin" buyurdu. Bu hadis başka bir
yerde: "Yanmış bir paça verecek olsanız dahi sizden bir şey isteyen
dilenciyi geri çevirmeyin" şeklindedir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Nesai (5/81).
3128- Amr b. Muaz
el-Ensari'nin, ninesi Havva'dan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Yanmış bir paça verecek olsanız dahi sizden bir şey isteyen
dilenciyi geri çevirmeyin" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Buhari, Tarih 3/2 (262-263), el-Edebu'l-Müfred (42/122); Ahmed,
Müsned (6/435); Taberani,M. el-Kebir24/220 (557, 558) ve Milik,Muvatta (931).
3129- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Nefsini Cehennemden satın al. Çünkü ben senin
için bir şey yapamam. Ey Abdulmuttalib'in kızı Safiyye! Ey Resulullah'ın halası
Safiyye! Nefsini Cehennemden satın al. Çünkü ben senin için bir şey yapamam. Ey
Aişe! Yarım hurmayla da olsa nefsini cehennemden satın aL. Ey Aişe! Dilenene
bir paça verecek olsan dahi boş çevirme. ''
Tahric: İsnadında
sakınca yoktur. Bezzar, Müsned 1/444 (938) ve Heysemi, Mecma (3/106).
3130- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Allah israil oğullarından, biri alaca hastalığe diğeri kör üçüncüsü kel
olan üç kişiyi sınamak istedi ve bir melek gönderdi. Melek alaca hastası olana
gelip: ''En çok sevdiğin şey nedir?'' diye sordu. Adam: ''Güzel bir renk ve
güzel bir ten ve benden tiksinmelerine sebep olan bu halimin giderilmesi
isterim'' deyince melek onu sıvazladı ve adamın hastalığı gitti, kendisine
güzel bir renk ve ten verildi. Sonra melek: ''Hangi malı daha çok seversin?''
diye sorunca, adam: ''Develeri veya sığırlan -emin olmayan Ebu İshak'tır;
alacalı ve kel olanlardan biri deve, diğeri sığır demiştir- severim'' cevabını
verdi. Adama gebe bir deve verildi ve melek ona: ''Allah bu devene bereket
versin'' dedi. Sonra kel olan adamı yanına gidip: ''Kendin için ne istersin?''
diye sordu. Kel: ''Güzel bir saçımin olmasını ve insanların benden
tiksinmelerine sebep olan bu halimin benden gitmesini isterim'' cevabını verdi.
Melek onu sıvazladı ve adamın hastalığı gitti, kendisine güzel saç verildi.
Melek: ''En çok hangi malı seversin?'' diye sorunca, adam: ''ineği'' cevabını
verdi. Adama gebe bir inek verildi ve melek: ''Allah bunu sana mübarek kılsın''
dedi. Sonra melek kör olan adama gidip: ''En çok sevdiğin şey nedir?'' diye
sordu. Kel: ''Allah'In gözlerimi açmasını ve tekrar görmeyi isterim'' cevabını
verdi. Melek onu sıvazladı ve Allah adamın gözlerini açtı. Melek: ''En çok
hangi malı seversin?'' diye sorunca, adam: ''Koyun'' cevabını verdi. Bunun
üzerine ona doğumu yakın bir koyun verildi.
Önceki iki kişinin deve
ve ineği yavruladı berikinin koyunu da doğurdu. Birinin bir vadi dolusu devesi.
diğerinin bir vadi dolusu ineği. diğerinin de bir vadi dolusu koyunları oldu. Daha
sonra o melek alaca hastası olan kişinin eski suret ve kılığında yanına
gelerek: ''Ben yoksul bir adamım. Yolculuğum esnasında bütün çarelerim tükendi.
Artık bugün ancak Allah sayesinde ve senin yardımın ile yerime ulaşabilirim.
Senden, sana şu güzel rengi. şu güzel teni ve şu malı verenin hakkı için bu
yolculuğumda üzerine binerek yerime ulaştıracak bir deve istiyorum'' dedi.
Adam: ''Haklar çoktur'' diye cevap verdi. Melek: "Ben seni tanıyor
gibiyim. Sen daha önce insanların kendisinden tiksindiği alaca hastası ve fakir
bir kişi iken Allah sana daha sonra bunca malı vermişti değil mi'' diye
sorunca. adam: ''Hayır, ben bu malı babadan. atadan miras aldım'' cevabını
verdi. Bu sefer melek: ''Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni önceki haline
döndürsün'' dedi.
Sonra melek kel adamın
yanına gitti ve önceki adama söylediklerinin aynısını ona da söyledi. O da aynı
cevabı verdi. Bunun üzerine melek ona da: ''Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni
önceki haline döndürsün'' dedi. Sonra kör olan adamın yanına, onun eski
suretinde gitti ve: ''Ben yoksul bir adamım. Yolda kaldım. Bu yolculuğumda
bütün çarelerim tükendi. Bugün yerime ancak Allah'ın lütfuyla, ondan sonra da
senin yardımınla ulaşabilirim. Sana görmeni geri verenin hakkı için senden bu
yolculuğumda beni yerime ulaştıracak bir koyun istiyorum'' dedi. Adam: ''Ben de
önceleri kördüm. Allah bana görmemi geri verdi. istediğini aL, istediğini
bırak. Allah'a yemin ederim, bugün ne alırsan Allah için ondan dolayı sana
zorluk çıkarmayacağım'' karşılığını verdi. Bunun üzerine melek: ''Malın tut.
Sizler sınandınız. Senden razı olundu, iki arkadaşma ise gazap edildi'' dedi.
''
Müslim bu hadisi
Sahih'te Şeyban b. Ferrüh'tan, Buhari de başka bir yolla Hemmam'dan rivayet
etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, zühd (10) - Buhari, enbiya (146-147).
3131- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hz. Yakub'un bir kardeşliği vardı ve bu kardeşliği bir gün: ''Ey Yakub!
Gözlerini kör eden ve belini büken şey nedir?'' diye sordu. Hz. Yakub:
''Gözlerimin kör olmasının sebebi Yusuf'a ağlamamdır. Belimi büken şey ise
Bünyamin için üzülmemdir'' cevabını verince Cibril gelip: ''Ey Yakub! Allah
sana selam söylüyor ve: "Beni başkasına şikayet etmeye utanmıyor musun"
diyor'' dedi. Hz. Yakub: ''Ben gam ve kederimi sadece Allah'a arzediyorum''
karşılığını verince, CibrTI: ''Şikayet ettiğin şeyi Allah daha iyi biliyor, ey
Yakub'' dedi. Sonra Hz. Yakub şöyle dedi: ''Ey Rabbimi Şu yaşlı adama merhamet
etmeyecek misin? Gözlerimi aldın ve belimi büktün. Bana, ölmeden önce onu bir
defa koklamam için reyhanımı (Yusuf) geri ver. Sonra bana dilediğini yap.''
Cibril gelip şöyle dedi: ''Ey Yakub! Allah sana selam söylüyor ve: "Sevin,
kalbin mutlu olsun. izzetime yemin ederim ki, eğer oğulların ölü olsalar bile
onları senin için diriltirim. Miskinler için yemek yap. Çünkü kullarım içinde
en çok sevdiklerim peygamberler ve miskinlerdir. Gözlerini neden kör ettiğimi,
belini neden büktüğümü, Yusuf'un kardeşlerinin ona neden böyle yaptığını
biliyor musun? Bir oğlak kestiniz ve size oruç olan bir miskin gelince ona
oğlaktan bir şey yedirmediniz" buyuruyor.'' Hz. Yakub, yemek yiyeceği
zaman bir münadinin: ''Yemek yemek isteyen miskinler Yakub ile yesinler'' diye
seslenmesini emrederdi. Oruçlu olduğu zaman ise bir münadiye: ''Oruçlu olan
miskinler Yakub ile if tar etsin'' diye seslenmesini emrederdi. "
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. es-Sağir (2/33); Heysemi, Mecma (7/40) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur
(4/574) ve İbn Kesir, Tefsir (2/488).
3132- Bu hadis başka bir
kanalla: "Hz. Yakub'un bir kardeşliği vardı. ... " şeklinde başlayıp
nakledilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır
ve Yahya ile Enes arasında kopukluk vardır. Hakim) Müstedrek (2/348).
Beyhaki der ki: Hüseyin
b. Amr b. Muhammed el-Kureşi bu hadisi babasından, "ZMir -Yahya b.
Abdulmelik -bir adam -Enes b. Malik" kanalı yla Resulullah 'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakletmiştir.
3133- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Bir keresinde adamın birisi düzlük bir yerde bulunurken bir buluttan:
''Filanın bahçesini sula'' diye bir ses işitti. O bulut bir kenara ayrıldı ve
suyunu kara taşilk bir arazi üzerinde akıttı. Orada bulunan bir su yoluna yağan
bütün yağmurlar toplandı. Adam o suyu takib etti. Bahçesinde ayakta duran ve
elindeki kazmasıyla suyun yönünü değiştiren bir adam gördü. Ona: ''Ey Allah'ın
kulu, adın nedir?'' diye sorunca, O: ''Ey Allah'ın kulu, sen bana adımı ne diye
soruyorsun?'' karşılığını verdi. Adam: ''Ben şu suyu yağdıran bulutta senin
adını söyleyerek: "Filanın bahçesini sula" diyen bir ses işittim. Sen
bunu ne yapıyorsun?'' diye sordu. O da şu cevabı verdi: ''Madem sen bunu
söylüyorsun (ben de sana anlatayım): Ben buradan aldığım mahsulü üçe ayırıyorum.
Onun üçte bana ve aileme, geri kalan üçte birini ise tekrar buraya (tohum
olarak) iade ediyorum, üçte birini de fakirlere, dilencilere ve yolculara
veriyorum''. ''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Müslim, zühd (2288).
3134- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Bir keresinde adamın birisi düzlük bir yerde bulunurken bir buluttan:
''Filanın bahçesini sula'' diye bir ses işitti. O bulut bir kenara ayrıldı ve
suyunu kara taşlık bir arazi üzerinde akıttı. Orada bulunan bir su yoluna yağan
bütün yağmurlar toplandı. Adam o suyu takib etti. Bahçesinde ayakta duran ve
elindeki kazmasıyla suyun yönünü değiştiren bir adam gördü. Ona: ''Ey Allah'ın
kulu, adın nedir?'' diye sorunca, o da bulutta söylendiğini işittiği adı
söyledi. Daha sonra adam sorana: ''Ey Allah'ın kulu, sen bana adımı ne diye
soruyorsun?'' dedi.
Adam: ''Ben şu suyu
yağdıran bulutta senin adını söyleyerek: "Filanın bahçesini sula" diyen
bir ses işittim. Sen bunu ne yapıyorsun?'' diye sordu. O da cevabı verdi:
''Madem sen bunu söylüyorsun (ben de sana anlatayım): Ben buradan aldığım
mahsulün üçte birini tasadduk ediyorum, ben ve çocuklarım üçte birini yiyoruz,
üçte birini de tekrar buraya (tohum olarak) iade ediyorum.''"
Müslim bu hadisi
Sahih'te Ahmed b. Abde kanalıyla Ebu Davud'dan ve Ebu Bekr b. Şeybe kanalıyla
Yezid b. Harun'dan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Müslim, zühd (45).
3135- Ali b. Assam der
ki: Bir dilenci kalkıp şöyle dedi: "Tartılar eksildi, adar cılızlaştı,
bolluğa ulaşanlar azaldı, aramızda falan oğullarıyla bir davar var. Biz ihtiyaç
sahibi kimseler olduğumuz halde kimse bize bakmıyor. Kim Allah'a güzel bir
ödünç verir. Allah olmayandan ödünç istemez; ancak hayırlı olan kişileri sınar
ve amellerin karşılığını verir."
Ravileri güvenilirdir.
3136- Şafii der ki: Bir
bedevi AbduImelik b. Mervan'ın yanında durup selam verdikten sonra: "Allah
sana merhamet etsin. Üç yıl geçti, bunlardan biri hayvanlarımızı telef etti,
ikincisi et bırakmadı, üçüncüsü ise bir kemik bir deri bıraktı. Sende ise mal
var. Eğer bu mal Allah'ın ise onu Allah'ın kullarına ver.' Eğer seninse bize
tasadduk et. Şüphesiz ki Allah tasadduk edenleri ödüllendirir." Bunun
üzerine Abdulmelik ona on bin dirhem verdi ve: "İnsanlar böyle güzel
isteyebilselerdi, kimseyi mahrum bırakmazdık" dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Nuayın, Hilye (9/136).
3137- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Yüce Allah: ''Ey Ademoğlu! infak et ki sana infakta bulunayım'' buyurur ...
Müslim bu hadisi
Sahih'te Züheyr b. Harb ile İbn Numayr kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, zekat (36).
3138- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine
göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sadaka
hiçbir zaman malı eksiltmez, Allah affetmesiyle kişinin şerefini artım. Allah
için tevazu gösteren bir kimsenin derecesini Allah yükseltir."
Müslim bu hadisi Sahih'te
Kuteybe b. İsmail'den rivayet etti.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. - Müslim, birr (69).
3139- Ebu Derda'nın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Güneşin doğduğu her bir günde yanında görevli iki melek, insan ve cinler
dışında Allah'ın yarattığı tüm mahlukatın duyacağı bir şekilde: ''Ey insanlar!
Rabbinize yönelin! Az ve yeterli olan çok olup oyalayandan daha hayırlıdır!''
diye seslenir. Yine her bir gün güneş batarken yanında görevli iki melek. insan
ve cinler dışında Allah'ın yarattığı tüm mahlukatın duyacağı bir şekilde:
''Allahım! infak edene infak ettiğini telafi et! Vermeyip elinde tutanın da
malını telef et'' diye seslenir." Yüce Allah da bunlar hakkında ayet
indirmiştir. Meleklerin: "Ey insanlar! Rabbinize yönelin!" demesi
konusunda: "Allah, esenlik yurduna çağırır ve dilediğini doğru yola
iletir"[Yunus 25] buyurmuştur. "Allahım! İnfak edene infak ettiğini
telafi et! Vermeyip elinde tutanın da malını telef et" demeleri konusunda
da: "Bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği
ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır. Elinde buluna,ndan
verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın
birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız. Ama, cimrilik eden, kendini
Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını
kolaylaştırırız''[Leyl 1-10] buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Cerir, Tefsir (11/104, 30/22ı); Ahmed, Müsned (5/197), Zühd
(18); Tayalisi, Müsned (131); Hakim, Müstedrek (2/445) ve İbn Hibban, Sahih
2/38 (685).
3140- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kişi. sadaka veya akrabayı gözetme niyetiyle bir şey verirse, Allah onun
malını çoğaItır. Kişi malını çoğaltmak maksadıyla insanlardan bir şeyler
isterse Allah onun malını azaltır.''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed, Müsned (2/436) ve Heysemi, Mecma (8/189-190).
3141- Ka'b(ul-ahbar) der
ki: "Kul Allah katında değerlendiği zaman mutlaka başındaki musibetin
şiddeti artar. Kişinin malının zekatını vermesiyle, bu malı eksilmez,
vermeyince de artmaz. Hırsız bir şey çalınca, çaldığı bu şey rızkından
düşülür."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuayın, Hilye (5/365).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın: