ŞUABU’L-İMAN

22.ŞU’BE: ZEKAT

 

Nafile Sadakada Tercih

 

Halimi der ki: Nafile sadakanın şartları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Malın fazlasından vermek. Eğer malı ancak ihtiyacını karşılıyorsa, başkasına tasaddukta bulunup kendini mahrum etmemesi gerekir. Çocukları varsa, çocuklarını muhtaç bırakıp malını tasadduk etmemesi gerekir. Malının tamamını tasadduk edip kendini muhtaç duruma düşürmek de caiz değildir. Yüce Allah bu konuda: "Ne sarf edeceklerini sana sararlar de ki: Artanı''[Bakara 219] buyurmuştur. - Minhac (2/353).

 

 

 

3142- İbn Abbas: "Ne sarf edeceklerini sana sararlar''[Bakara 219] ayetini: "Ailenin ihtiyacından artakalanı" şeklinde açıklamıştır.

 

lsnadı zayıftır.

 

 

Daha önce geçtiği üzere Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize bildirildiğine göre: "Ey Adem oğlu! Sen ihtiyaçtan fazlasını infak edip dağıtırsan senin için bu hayırlıdır. Eğer biriktirir ve elinde tutarsan senin için bu zararlıdır" buyurdu.

 

 

 

3143- Ebu Umame'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Ademoğlu! Sen ihtiyaçtan fazlasını infak edip dağıtırsan senin için bu hayırlıdır. Eğer biriktirir ve elinde tutarsan senin için bu zararlıdır. Geçinecek kadarını elinde tutmandan dolayı kınanmazsın. Sen harcamaya önce geçimini üzerine aldığın kimselerden başla. Veren el alan elden daha hayırlıdır. ''

 

Müslim bu hadisi Sahıh'te Muhammed b. Beşşar'dan ve başkasından rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, zekat (97).

 

 

 

3144- Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yumurta büyüklüğünde bir altınla bir adam geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu sadakadır. Aileme ise bir şey bırakmadım" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) altın parçasını adama atıp: "Biriniz, bütün malını dağıtıyor, sonra da ailesi insanlara muhtaç oluyor" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ancak İbn İshak müdellistir. Ebu Davud 2/310-311 (1673).

 

 

 

3145- Hakim b. Hizam'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sadakanın en faziletlisi veya hayırlısı ihtiyaç fazlasından verilendir. Veren eL, alan elden daha hayırlıdır. Sen harcamaya önce geçimini üzerine aldığın kimselerden başla. ''

 

Müslim bu hadisi Sahih'te, Muhammed b. Beşşar ile Ahmed b.

Abde' den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, zekat (195).

 

 

 

3146- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sadakanın en hayırlısı, malın fazlasından verilendir. Veren el alan elden daha hayırildır. Sen harcamaya önce geçimini üzerine aldığın kimselerden başla. (Eğer böyle yapmazsan) hanımm: ''Ya bana harca ya da boşa'' der, hizmetçin: ''Ya bana harca ya da beni sat'' der. çocuğun: ''Beni kime bırakıyorsun 7'' der. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Buhari, nafaka (189-190), zekat (117)

 

 

 

3147- Cabir anlatıyor: Uzre kabilesinden bir adam, vefatından sonra olmak şartıyla bir kölesini azad edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan haberdar oldu ve: "Bundan başka malın var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu köleyi benden kim satın alır?" diye sordu. Nuaym b. Abdullah el-Adevi köleyi sekiz yüz dirheme satın aldı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu paraları alıp adama verdi ve: "Sadaka vereceksen önce kendinden başla. Bir şey artarsa bunu ailene harca. Ailene harcadıktan sonra bir şey artarsa akrabalarına harca. Onlara harcadıktan sonra yine artarsa o zaman şuraya, buraya (etrafındakilere) dağıtmaya başlarsın." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu söylerken önündekilere, sağında ve solundakilere dağıt der gibi işaret etti.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Kuteybe'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, zekat (41)

 

 

 

3148- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadaka vermeyi emredince bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bende bir dinar var" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu kendin için harca" buyurunca adam:

"Yanımda bir dinar daha var" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu da çocuklarına harca" buyurunca adam: "Yanımda bir dinar daha var" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu hanımına harca" buyurunca adam:

"Yanımda bir dinar daha var" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu hizmetçine harca" deyince adam: "Yanımda bir dinar daha var" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu nereye harcayacağını sen daha iyi bilirsin" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai (5/62).

 

 

 

3149- Sevban'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "En değerli para, kişinin kendi çoluk çocuğu na harcadığı. sonra Allah yolunda savaş atı için harcadığı. sonra Allah yolunda arkadaşlan için harcadığı paradır. ''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

Ebu Kılabe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) harcamaya çoluk çocukla başlanmasını emretti. Küçük yaştaki çoluk çocuğu na nafaka temin eden kişiden sevap bakımından daha büyük kim vardır."

 

Müslim bu hadisi Ebu'r-Rabi kanalıyla Hammad'dan rivayet etti. Sadaka vermede öncelik tanınacak sınıflardan biri de yakın akrabalardır.

 

Bunu yaparken de kendisiyle alakayı kesenle kesmeyen arasında ayrım yapmamalıdır. Hatta kendisine düşmanlık besleyen akrabasından başlaması daha uygundur.

 

 

 

3150- Enes der ki: "Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsiniz"[AI-i İmran 92] ayeti nazil olduğu zaman Ebu Talha: "Ey Allah'ın Resulü! Gördüğüm kadarıyla Rabbimiz mallarımızdan istiyor. Eriha'daki arazimi Allah rızası için verdiğime seni şahit tutuyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu akrabalarına taksim et" buyurunca o araziyi Ubey b. Kab ve Hassan b. Sabit arasında taksim etti.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

Müslim bu hadisi Sahıh'te Hammad'dan rivayet etti. - Müslim, zekat (43).

 

 

 

3151- Kureyb'in bildirdiğine göre Meymune binti'l-Haris, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında küçük bir cariyeyi azad etmişti. Bu durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikrettiğinde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Onu dayılarına verseydın daha büyük sevabm olurdu" buyurdu.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Harun el-Eyli kanalıyla İbn Vehb'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, zekat (44) ve Buhari, hibe (135).

 

 

 

3152- Abdullah b. Mes'ud'un hanımı Zeyneb anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey kadınları Süs eşyalarınız bile olsa tasaddukta bulunun" buyurunca, Abdullah b. Mes'ud'a döndüm ve şöyle dedim: "Sen fakir birisin. Bense hem sana, hem de evdeki yetimlere harcıyorum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise sadaka vermeyi emretti. Ona git ve SOL Eğer bu harcamalarım sadaka yerine geçerse iyi, yoksa bunları sizden başkasına harcayayım." Abdullah bana: "Hayır, sen git sor" deyince Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittim ve Ensar'dan bir kadının Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapısında olduğunu ve benimle aynı sebepten dolayı geldiğini gördüm. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) heybetli biriydi. Bu sırada yanımıza Bilal geldi ve biz ona şöyle dedik: "Resulullah'a, kapıda iki kadın, ''Kocalarımıza ve yanımızdaki yetimlere yaptığımız harcamalar sadaka yerine geçer mi?'' diye soruyorlar de. Ancak kim olduğumuzu söyleme." Bilal, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi ve soru muz u ona sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kadınlar kim?" diye sorunca, Bilal: "Ensar'dan bir kadın ve Zeyneb" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hangi Zeyneb?" diye sorunca, Bilal: "Abdullah'ın hanımı Zeyneb" cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet' Sadaka verilmesi ve sadakanın akrabaya verilmesi sebebiyle onlara iki sevap vardır" buyurdu.

 

Bütün vecihlerinin senedi sahihtir.

 

Bu hadisin lafzı Ebu'l-Ahvas'a aittir. İbn Tahman da aynı manada bir rivayette bulunmuş; ancak farklı olarak: "Kocalarına ve evlerindeki yetimlere yaptıkları harcamayı soruyorlar. Bu, onlar için sadaka yerine geçer mi? diye soruyorlar" ibaresi vardır.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Hasan b. er-Rabi kanalıyla Ebu'l-Ahvas'tan ve Buhari de başka bir yolla A'meş'ten rivayet etti. - Müslim, zekat (45). - Buhari, zekat (128).

 

 

 

3153- Selman b. Amir'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Miskine verilen sadakaya sadece sadaka sevabı vardır. Yakın akrabaya verilen sadakaya ise hem sadaka, hem akrabayı gözetme sevabı vardır. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai (5/92); İbn Mace 1/591 (1844) ve Tirmizi 3/46-47 (658).

 

 

 

3154- Ümmü Gülsüm binti Ukbe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sadakanın en üstünü. sana düşmanilk besleyen yakın akrabaya verilen sadakadır. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ancak Hakim'in hocası hakkında bilgi bulamadım. Hakim, Müstedrek (1/401); Ahmed, Müsned (5/416); Humeydi, Müsned 1/157 (328); Taberani, M. el-Kebir 4/226 (3923) ve Darimi (397).

 

 

 

3155- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Alakayı kesmeyen, kendisine yapılan ziyaretin karşılığını yapan demek değildir. Gerçekten alakayı kesmeyen, kendisiyle ilgiyi kesenlerle ilgiyi kesmeyip devam ettirendir ...

 

Süfyan der ki: Süleyman hadisi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırmamıştır. Fıtr ve Hasan ise Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırmışlardır.

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Muhammed b. Kesir'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Buhari, edeb (73).

 

 

3156- Ebu Zer der ki: Dostum (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana yedi şeyi vasiyet etti: Benden daha yukarıda değil, daha aşağıda olana bakmamı emretti. Miskinleri sevip onlara yakın olmamı emretti. Kimseden bir şey istemememi emretti. Akrabam bana sırtını dönse bile onunla alakamı kesmememi emretti. Acı da olsa doğruyu söylememi emretti. Allah yolunda, kınayanın kınamasından çekinmememi emretti. "La havle vela kuvvete illa billah" sözünü çokça dememi emretti ve bunun Cennet hazinelerinden olduğunu söyledi.

 

 

Tahric: İsnadında durumu bilinmeyenler vardır. Ahmed, Müsned (5/159) ve Taberani, M. es-Sağir (1/268).

 

 

 

3157- Ebu Zer der ki: Dostum (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana altı hayrı vasiyet etti:

Miskinleri sevip onlara yakın olmamı, akrabam bana sırtını dönse bile onunla alakamı kesmememi, acı da olsa doğruyu söylememi, cennet hazinelerinden bir hazine olan "La havle vela kuvvete illa billah" sözünü çokça dememi emretti ve: "Eğer yapabilirsen, insanlardan bir şey isteme" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Hibban, Sahih 1/337 (450).

 

Muhammed b. Müslim bu hadisi Süleyman b. Harb, Esved b. Şeyban kanalıyla Muhammed b. Vasi'den: "Ebu Zer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana altı hayrı vasiyet etti ... " şeklinde başlayarak nakletti; ancak Abdullah b. es-Samit'i zikretmedi.

 

Sadakanın adablarından biri de; akrabalara verdikten sonra bir şeyartarsa komşularına vermeyi tercih etmek, onlardan da artarsa istemekten çekinen ihtiyaç sahiplerine vermektir. Yüce Allah şöyle buyurur: ''... yakın komşuya, uzak komşuya ... iyilik edin."[Nisa 36] ve ''Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adayıp yeryüzünde dolaşamayanlara, hayalarından dolayı, kendilerini tanımayanların zengin saydıkları yoksullara verin. Onları yüzlerinden tanırsın, insanlardan yüzsüzlük ederek bir şey istemezler. ''[Bakara 273]

 

 

 

3158- Müminlerin annesi Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cibril bana komşuyu o kadar vasiyet etti ki; onu mirasçı kılacağını zannettim. ''

 

Buhari bu hadisi Sahih'te İsmail b. Ebi Uveys'ten; Müslim de Kuteybe kanalıyla Malik'ten rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Buhari, edeb (78). - Müslim, sıla (140).

 

 

 

3159- Ebu Zer der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Çorba yaptığın zaman suyunu çok koy, sonra komşularına bak ve onlara da bu çorbadan nezaketle ver" dedi.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Şu'be'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, sıla (143,142).

 

 

 

3160- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Müslüman kadınlar! Bir komşu kadın; komşusu olan kadına koyun paçasından bir parça bile olsa hediye olarak vermeyi küçük görmesin. ''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

3161 - Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Miskin. bir veya iki hurma. bir veya iki lokmaya muhtaç olan kişi değildir. Miskin iffetli davranandır. isterseniz: ''Yüzsüzlük edip hiç kimseden bir şey istemezler'' [Bakara 273] ayetini okuyunuz.

 

Buhari bu hadisi Sahih'te İbn Ebi Meryem'den; Müslim de es-Sağani kanalıyla İbn Ebi Meryem'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravilerigüvenilirdir, - Buhari, tefsir (165). - Müslim, zekat (720).

 

 

Halimi der ki: Sadaka verenin, verdiği sadakayı sayıp durmaması, aklında tutmaması, ticaret malının hesabını tuttuğu gibi hesaplamaması gerekir. - Minlık (2/353).

 

 

 

3162- Esma'nın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: "Bol bol infak et ve verdiklerini sayarak verme ki Allah ta sana (karşılığını verirken) sayarak vermesin. Cimri davranma ki sana da cimri davranilmasın" buyurdu.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

Bu hadis Muhadir'in rivayetinde şu şekildedir: Esma dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu: "Şöyle şöyle infak et ve verdiklerini sayarak verme ki Allah ta sana (karşılığını verirken) sayarak vermesin. Cimri davranma ki sana da cimri davranılmasın. "

 

Buhari ve Müslim, bu hadisi Sahıh'te Hişam b. Urve'den naklettiler. - Buhari, zekat (118), hibe (135) ve Müslim, zekat (88).

 

 

 

3163- Urve b, ez-Zübeyr (zannedersem) Hz. Aişe'nin şöyle dediğini bildirir: Bir dilenci gelince bir hizmetçim ona bir şey çıkardı. Ben: "Benim bilgim olmadan bir şey çıkarma" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Verdiklerini sayarak verme ki Allah ta sana (karşılığını verirken) sayarak vermesin" buyurdu.

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. Ebu Davud 2/325 (1700).

 

 

 

3164- Ebu Umame b. Sehl der ki: Bir gün Muhacir ve Ensar'dan bir grupla Mescid'de otururken, Hz. Aişe'ye haber gönderip yanına girmek için izin istedik. Yanına girdiğimizde bizimle konuştuktan sonra şöyle dedi: Bir defasında Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımdayken bir dilenci girdi. Ona bir şeyler verilmesini emrettim. Sonra verecekleri şeyi getirmelerini istedim ve ona baktım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bilgin olmadan evinden bir şey çıkmamasını ve girmemesini mi istiyorsun?" buyurdu. Ben: "Evet ey Allah'ın Resulü!" karşılığını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yavaş ol ey Aişe! Verdiklerini sayarak verme ki Allah ta sana (karşılığını verirken) sayarak vermesin" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai (5/73).

 

 

Halim) der ki: imkan dahilinde verdiği sadakayı gizlemek ve ondan bahsetmemek gerekir. Yüce Allah: "Sadakaları açıkça verirseniz o ne güzel! Eğer onları yoksullara gizlice verirseniz sizin için daha iyidir. Allah onları kötülüklerinizden bir kısmına karşı tutar"[Bakara 271] buyurmaktadır. - Minhac (2/353).

 

 

 

3165- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah kıyamet gününde yedi kişiyi hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde kendi (Arş'ının) gölgesinde gölgelendirir. Bunlardan birincisi, adil olan yöneticidir. ikincisi, Allah'a ibadet içinde yetişen gençtir. Üçüncüsü, yalnızken Allah'ı anınca gözlerinden yaş dökülen kişidir. Dördüncüsü, birlikte olmak için kendisini çağiran saygın ve güzel bir kadıni ''Allah'tan korkarım'' diyerek reddeden kişidir. Beşincisi, sağ elinin verdiğinden sol elinin haberi olmayacak şekilde gizlice sadaka veren kişidir. Altıncısı, mescidden çıktıktan sonra oraya dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan kişidir. Yedincisi ise birbirlerini Allah için seven, Allah için birleşen ve Allah için ayrılan iki kişidir. ''

 

Tahric: İsnadı sahihtir ve ravileri güvenilirdir. Müslim, zekat (716).

 

 

Ubeydullah b. Ömer bu hadisi Hubeyb kanalıyla Hafs'tan, o da Ebu Hureyre'den nakletmiştir ve bu rivayet Buhari ve Müslim'de mevcuttur.

 

Halimi der ki: Bunun manası, verilen sadakanın vacip olmaması durumunda gösteriş için verilmiş olma tehlikesidir. Gizli verildiği zaman gösterişten uzak durulmuş olur.

 

 

 

3166- Enes der ki: "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe hayra ulaşamazsınız''[Al-i-İmran 92] ayeti ve "Kimdir Allah'a güzel bir borç verecek o kimse"[Bakara 245] ayetleri nazil olunca Ebu Talha: "Ey Allah'ın Resulü! Falan yerdeki bahçem sadakadır. Eğer bunu gizleyebilseydim, açıklamazdım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu akrabaların arasında taksim et" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 5/224-225 (2997). 

 

 

 

3167- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle buyurdu: "Allah yeryüzünü yarattığı zaman yeryüzü sallanmaya başladı. Bunun üzerine Allah dağlan yarattı. Onları yeryüzüne yerleştirdi de yeryüzünün sarsıntısı durdu. Melekler dağların ağırlığına şaştılar ve: ''Ya Rabbi! Yarattıklarının içinde dağlardan daha kuvvetli bir şey var mıdır?'' diye sordular. Allah: ''Evet, demir vardır'' cevabını verince melekler: ''Ya Rabbi! Demirden daha kuvvetli bir şey var mıdır?'' diye sordular. Allah: ''Evet, ateş vardır'' cevabını verince melekler: ''Ya Rabbi! Yarattıkların içinde ateşten daha kuvvetli bir şey var mıdır?'' diye sordular. Allah: ''Evet, su vardır'' cevabını verince melekler: ''Sudan daha güçlü bir şey var mıdır?'' diye sordular. Allah: ''Evet, rüzgar vardır'' cevabını verince melekler: ''Yarattıkların içersinde rüzgardan da daha güçlü bir şey var mıdır?'' diye sordular. Allah: ''Evet, sağ eliyle verdiğini sol elinden gizleyen Ademoğludur'' buyurdu. "

Nadr b. Şumeyl bu hadisi Avvam b. Havşeb'den bu şekilde nakletmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 5/454-455 (3369).

 

 

 

3168- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Gizli verilen sadaka, Rabb'in gazabını söndürür. Akrabalan gözetmek, ömrü uzatır. iyilikler yapmak, kişiyi musibetlere düşmekten korur. "

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

3169- Amr b. Sabit der ki: (Zeyne'l-abidin) Ali b. el-Hüseyin vefat edince sırtında bir iz gördüler ve bunun ne olduğunu sordular. Onlara: "Sırtında dul kadınlara tulumla su taşımaktan dolayı bu izler oluşmuştur" cevabını verdiler.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (3/163) ve Zehebi, Siyer (4/393).

 

 

Beyhaki der ki: Sadaka vermenin adablarından biri de isteyeni minnet altında bırakmamak ve kınamamaktır. Yüce Allah: "Ey iman edenler! ... insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın"[Bakara 264], "Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır''[Bakara 263] buyurmaktadır. Allah en doğrusunu bilir; ancak bunun manası şudur: Sadaka, isteyeni memnun eder, verenin de sevap kazanmasına vesile olur. Başa kalkmak ve eziyet etmek ise isteyeni üzer ve verenin de günah kazanmasına sebep olur. Bu durumda da sadaka vermemiş gibi olur. Sadece Allah'ın rızası gözetilerek yapılan iyiliğe on kat sevap verilir. Ancak iyilik eden başa kakarsa yaptığı iyilik Allah rızası için olmaktan çıkar. Veren kendisi için vermiş olur. Eğer böyle olmasaydı, veren kişi yaptığını başa kakmazdı. Verdiği şey Allah rızası için olmaktan çıkınca da kat kat sevap almaktan mahrum olur, fakirin kalbine de mutluluk girmez.

 

 

 

3170- Ebu Zer der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kıyamet günü Allah şu üç kişiye bakmaz, onlarla konuşmaz ve onlar için acıklı bir azap vardır" buyurunca, ben: "Ey Allah'ın Resulü! Mahrumiyet ve hüsrana uğrayan bu kimseler kimlerdir?" diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yaptığı iyiliği başa kakan, elbisesinin eteğini kibrinden dolayı topuklarının altına kadar sarkıtan ve yalan yere yemin ederek malını satan kişidir" cevabını verdi.

 

Müslim2 bu hadisi Sahih'te Şu'be'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, ıman (171).

 

 

 

3171- Abdurrahman b. Ziyad b. En'um der ki: Hz. Musa meclislerinden birinde otururken İblis rengarenk bir paltoyla geldi ve yaklaşınca paltoyu çıkarıp Hz. Musa'ya selam verdi. Hz. Musa: "Sen kimsin?" diye sorunca da: "Ben İblis'im" cevabını verdi. Hz. Musa: "Sana merhaba yok. Neden geldin?" deyince, İblis: "Allah katında olan yerinden ve değerinden dolayı sana selam vermek için geldim" cevabını verdi. Hz. Musa: "Bu palto nedir?" diye sorunca, İblis: "Bununla Ademoğullarının kalbini çalarım" cevabını verdi. Hz. Musa: "Söyle bakalım; Ademoğlu hangi günahı işlerse ona hakim olursun?" diye sorunca, İblis şöyle cevap verdi: "Kendini beğenirse, amelini çok görürse ve günahım unutursa ona hakim olurum. Sana da üç şeyi tavsiye ederim." Hz. Musa: "Onlar nedir?" diye sorunca, İblis şöyle dedi: "Sana helal olmayan bir kadınla baş başa kalma. Eğer bir erkek, kendisine helal olmayan bir kadınla baş başa kalırsa, ben onun yanında olurum ve bu kadınla kendisini fıtneye düşürürüm. Allah'a verdiğin her sözü yerine getir. Kişi Allah'a• söz verince ben onun yanında olurum ve sözünden döndürmeye çalışırım. Bir sadaka vermeye niyet ettiğin zaman onu hemen ver. ValIahi; kişi bir sadaka vermek isteyince ben onun yanında olurum ve sadakayı vermesine engel olmaya çalışırım." Sonra İblis üç defa: "Vah bana, Musa, Ademoğlunun sakınması gereken şeyleri öğrendi" deyip gitti.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Zehebi, el-Mizan (1/580).

 

 

 

3172- İbn Ömer der ki: Hz. Ömer, Hayber'den bir tarla aldığında, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip: "Hayber'den bir tarla aldım ve bu güne kadar böyle güzel bir mal elime geçmedi, bu konuda bana ne emredersin?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dilersen tarlayı vakfedip meyvesini de tasadduk edersin" buyurdu. Hz. Ömer, tarlayı satılmama, hibe edilmeme ve miras olmaması üzere vakfettİ. Meyvesini de fakirlere, akrabalara, kölelerin azad edilmesine, Allah yolunda olanlara, yolculara ve misafırlere tasadduk edilmesini şart koştu. Tarlaya bakan kişinin de ihtiyacından fazla almamak şartıyla yemesinde ve satmaksızın dostuna yedirmesinde sakınca olmadığını söyledi.

 

Buhari ve Müslim bu hadisi Sahih'te İbn Avn'dan naklettiler. Abdullah el-

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Buhari, şurut (185,196) - Müslim, vasiyet (1256). - Nesai (6/232) ve İbn Mace 2/801 (2397).

 

Ümeri de Nafı kanalıyla Ibn ümer'den nakletti; ancak şu ilaveyi yaptı: "Bununla Allah'a yaklaşmak istedim" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Tarlanın aslını elinde tut. meyvesini infak et" buyurdu.

 

 

 

3173- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "insan öldüğü zaman bütün amellerinden sevabı kesilir. Ancak şu üç şeyin sevabı devam eder. Sadaka-i cariye veya ondan istifade edilen ilim veya arkasından ona dua edecek salih bir evlat.''

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Yahya b. Eyyub ve başkası kanalıyla İsmail'den rivayet etti.

 

Tahric. Ravileri güvenilirdir. - Müslim, vasiyet (14).

 

 

 

3174- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müminin ölümünden sonra kendisine ulaşan amelinden ve sevaplarından bazıları şunlardır: ÖğreUp yaydığı ilim veya geriye bıraktığı salih evlat ya da inşa ettiği bir mescid veya yolcular için yaptığı bir ev veya (halkın istifadesi için) kiraladığı bir nehir veya hayattayken ve sağlıklıyken malından verdiği sadaka, ölümünden sonra onun sevabı kendisine ulaşır. ''

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. İbn Mace 1/88-89 (242).

 

 

 

3175- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Şu yedi şeyin sevabı kişiye. öldükten sonra ve kabirdeyken bile kendisine ulaşır: ilim öğreten kişiye. (halkın istifadesi için) akarsu kiralayan veya kuyu açan kişiye. Ağaç diken kişiye. mescid inşa edene. miras olarak Mushaf bırakana. ölümünden sonra kendisi için bağışlanma dileyen evlat bırakan kişiye ...

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (2/344) ve Heysemi, Mecma (1/167).

 

Muhammed b. Ubeydillah el-Arzemı zayıftır; ancak hadisin şahitleri daha önce geçmiştir. Allah en doğrusunu bilir. Bu hadiste sayılanlar, sahih olan hadise muhalefet etmemektedir. Sahıh olan rivayetteki sadaka-i cariye, bu hadiste geçen fazla maddeleri içine almaktadır.

 

Beyhaki der ki: Sadakanın adabından biri de en sevdiği ve değer verdiği malından sadaka vermesidir.

 

 

 

3176- Enes b. Malik. der ki: Ensar'ın içinde en fazla hurma ağacı olan Ebu Talha idi. En fazla hoşlandığı bahçesi de Mescid'in karşısında bulunan Beyruha bahçesiydi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Selleml o bahçeye girer ve temiz suyundan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz"[Al-i İmran 92] ayeti inince, Ebu Talha: "Ey Allah'ın Resulü! Yüce Allah: ''Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz''[Al-i İmran 92] buyurmaktadır. Benimde en fazla hoşlandığım bahçem Beyruha bahçesidir. Onu Allah yolunda tasadduk ediyorum. Ben bu bahçenin sevabını diliyor ve Allah katında benim için saklanmasını temenni ediyorum. Ey Allah'ın Resulü! Onu Allah'ın sana göstermiş olduğu yerlerde harca" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çok güzel, bu mal kazanç bırakan bir maldır, bu mal kazanç bırakan bir maldır. Ben senin ne dediğini işittim. Ben onu akrabalarina bırakmanı uygun görüyorum" buyurdu. Ebu Talha: "Ey Allah'ın Resulü! Öyle yapacağım" deyip onu akrabaları ve amca çocukları arasında taksim etti.

 

Buhari ve Müslim bu hadisi Sahih'te MaHk'ten naklettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, zekat (126), vasiyet (190-196), eşribe (247), tefsir (169), vekalet (65); Müslim, zekat (42).

 

 

 

3177- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre bir adam: "Ey Allah'ın Resulü!!

Falanın bir hurma bahçesi var. Ben de bahçemi onun ağaçlarından aşılamak istiyorum. O ağacı bana vermesi için emir buyur" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o adama: "Cennette bir hurma ağacı karşılığında bu ağacı ona ver" buyurdu. Ağaç sahibi ağacını vermek istemediğini söyledi. Durumu öğrenen Ebu'd-Dahdah hemen ağaç sahibinin yanına giderek: "Ağacını benim hurma bahçeme karşılık bana satar mısın?" diye ona bir teklifte bulundu. Sahabi bu teklifi kabul etti. Ebu'd-Dahdah da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına giderek, Ona: "Ey Allah'ın Resulül Ben bahsedilen hurma ağacını, hurma bahçeme karşılık satın aldım. O ağacı sana veriyorum. Onu adama verebilirsin" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) defalarca: "Cennette Ebu'd-Dahdah için dikilmiş nice ağaçlar vardır" buyurdu. Ebu'd-Dahdah hanımının yanına giderek: "Ey Ümmü'd-Dahdahl Bahçeden çık! Ben bu bahçeyi, cennette bir ağaç karşılığı sattım" dedi. Hanımı: "Karlı bir alışveriş yapmışsın" veya buna benzer bir söz söyledi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Hibban, Sahih 9/144 (7115) ve Ahmedı Müsned (3/146).

 

 

 

3178- Abdullah b. Mes'üd der ki: "Allah'a, kat kat karşılığını arttıracağı güzel bir ödünç takdiminde kim bulunur?"[Bakara 245] ayeti inince Ebu'd-Dahdah el-Ensari: "Ey Allah'ın Resulü! Allah bizden ödünç mü istiyor?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet ey Ebu'd-Dahdah" cevabını verince Ebu'dDahdah: "Bana elini göster, ey Allah'ın Resulü!" deyip) Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinden tutarak: "Rabbime bahçemi ödünç verdim" dedi. Bahçesinde altı yüz hurma ağacı vardı ve Ümmü'd-Dahdah çocuklarıyla beraber bahçedeydi. Ebu'd-Dahdah hanımına gelip: "Ey Ümmü'd-Dahdah!" diye seslendi. Hanımı: "Buyur!" karşılığını verince: "Bahçeden çık, onu Rabbime ödünç verdim" dedi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Bezzar 1/447 (944); İbn Cerir, Tefsir (2/593)Bak: Suyüti, ed-Dürrü'lMensur (1/746) ve Heysemi, Mecma (3/113).

 

 

 

3179- Hişam b. Urve'nin bildirdiğine göre babası oğullarına şöyle derdi:

"Oğullarım! Sizden biri, değer verdiği birine vermeye utandığı bir şeyi Allah'a hediye etmesin. Çünkü Allah daha çok saygı duyulacak bir varlıktır ve kendisi için seçilecek şeylerin en iyisini ister.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (2/177).

 

 

Beyhaki der ki: Sadakanın adablarından biri de verdiğini az görmesi, daha çok veremediği için helallik istemesidir.

 

 

 

3180- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sorunca: "Malı az olup gücü yettiği kadar verenin sadakasıdır. Sen bakmakla yükümlü olduğun kimselerden başla" cevabını verdi.

 

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 2/312 (1677). 

 

 

 

3181- Hz. Ali der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına üç adam geldi.

Biri: "Yüz ukiyye gümüşüm vardı. Bunun on ukiyyesini sadaka olarak verdim" dedi. İkincisi: "Benim yüz dinarım vardı. Bunun on dinarını sadaka olarak verdim" dedi. Üçüncüsü: "Benim de on dinarım vardı. Bunun bir dinarını sadaka olarak verdim" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Alacağınız sevap eşit olacaktır. Zira her biriniz malının onda birini sadaka olarak vermiştir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (1/96) ve Abdürrezzak, Musannef 11/106-107 (20051).

 

 

 

3182- Hasan(-ı Basri) der ki: Bir adam Osman b. Affan'a: "Ey mal sahipleri! Siz hayn alıp gittiniz. Sadaka veriyorsunuz, köle azad ediyorsunuz, hac yapıyorsunuz ve infakta bulunuyorsunuz" dedi. Hz. Osman: "Siz de bize gıpta ediyorsunuz" deyince, adam: "Biz size gıpta ediyoruz" karşılığını verdi. Osman ona şöyle dedi: "Vallahi; kişinin zorlanarak infak ettiği bir dirhem, bolluk içinde infak edilen on bin dirhemden daha hayırlıdır."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir; ancak Hasan, Osman'dan hadis dinlememiştir. ibnu'l-Mübarek, Zühd (266/770).

 

 

Beyhaki der ki: Sadakanın adablarından biri de kişinin kendi kazancından infakta bulunması, verdiğini dilencinin eline koyarken onu hakir görmemesidir.

Ebu Musa'dan bize bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her müslümanın sadaka vermesi gerekir" buyurunca, "Eğer bulamazsa?" diye sordular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendi el emeğiyle çalışıp kazansın ve hem kendine faydası olsun hem sadaka versin" buyurdu.

 

 

 

3183- Ebu, Mes'ud der ki: Sadakayı emreden ayet nazil olduğunda bizler sırtımızda yük taşırdık. Adamın biri sadaka olarak yarım sa sadaka verince onun hakkında: "Bunun sadaka vermesine gerek yok" diyorlardı. Çok sadaka veren için de: "Gösteriş yapıyor" diyorlardı. Bunun üzerine: "Sadaka vermekte gÖnülden davranan müminlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldiği kadar verebilenlerle alayeden kimseleri Allah maskaraya çevirmiştir. Onlar için can yakıcı azap vardır"[Tevbe 79] nazil oldu.

 

 

Tahric: İsnadında Yahya b. Ebi Talib vardır ve Ebu Ahmed el- Hakim onu eleştirmiştir.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te İshak b. Mansur kanalıyla Ebu Davud'dan; Buhari de başka bir yolla Şu'be'den rivayet etti. - Müslim, zekat (707) - Buhari, zekat (114)

 

Gundar bunu Şube'den şu şekilde nakletmiştir: "Sadakayı emreden ayet nazil olduğunda bizler sırtımızda yük taşırdık ve sadaka verirdik. Ebu Ukayl yarım sa' sadaka verdi, bir başkası daha çok sadaka verdi..." - Buhari, tefsir (205) ve Müslim, zekat (72).

 

 

 

3184- Ebu Mes'üd der ki: Bizler sırtımızda yük taşırdık ve kişi bu kazancından sadaka verirdi. Bir adam sadaka olarak yarım sa' başka bir adam da büyük miktarda malı sadaka olarak getirince: "Allah'ın (az veren) şu kişinin sadakasına ihtiyacı yoktur." Çok getiren içinse: "Gösteriş yapıyor" dediler. Bunun üzerine: "Sadaka vermekte gönülden davranan müminlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldiği kadar verebilenlerle alay eden kimseleri Allah maskaraya çevirmiştir. Onlar için can yakıcı azap vardır"[Tevbe 79] ayeti nazil oldu.

 

Müslim bu hadisi Sahıh'te Muhammed b. Beşşar'dan rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, zekat (707).

 

 

 

3185- Ebu Zer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:

"Kardeşini güler yüzle karşılamak olsa bile hiçbir iyiliği küçük görme.''

 

Müslim bu hadisi Sahıh'te Ebu Gassan'dan, Osman b. Ömer'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Müslim, sıla (144).

 

 

 

3186- İbn Harise'nin kardeşliği Abdurrahman b. Nuceyd, Nuceyd'in annesi olan ninesinden bildiriyor. Ümmü Nuceyd Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat ettiğini söylemiştir. Ümmü Nuceyd şöyle dedi: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulül Yoksul gelip kapımda duruyor ve ona verecek bir şey bulamıyorum" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ona verecek, yanmış bir paçadan başka bir şey bulamasan bile onu eline ver."

Hadisin lafzı Ebu Abdullah'ındır. Ruzbari'nin Abdurrahman b.

Nuceyd'den olan rivayetinde ise hadis, "ninesi Ümmü Nuceyd'den ... " şeklindedir.

 

 

 

3187- Amr b. Muaz el-Eşhell'nin, ninesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey mümin kadınlar' Bir komşu kadın; komşusu olan kadına koyun paçasından bir parça bile olsa hediye olarak vermeyi küçük görmesin. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Darimi (395).

 

 

 

3188- Muhammed b. Osman, babasından bildiriyor: Harise b. Osman'ın gÖzleri kÖr olunca, namazgahından odasının kapısına bir ip çekti. Yanına da içinde hurma ve başka şeyolan bir kap koydu. Bir yoksul kendisine selam verince o kaptan biraz alıp ipten tutarak odanın kapısına gidip yoksula veriyordu. Ailesi kendisine: "Bunu biz senin yerine yaparız" deyince, o diyordu ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şÖyle buyurduğunu işittim: "Yoksula bir şey vermek, kötü ölümden korur ...

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuayın, Hilye (1/356); Buhari, Tarih (1/160); İbn Sa'd, Tabakat (3/488); Taberani,M. el-Kebir 3/258 (3228,260/3233) Bak: Heysemi, Mecma (3/112).

 

 

 

3189- Huleyd b. Cafer der ki: Bazı miskinler Ümmü Seleme'den bir şey isteyince: "Ey cariye! Onlara birer hurma ver" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir; ancak Huleyd ve Ümmü Seleme arasında kopukluk vardır.

 

 

 

3190- Amra'nın, Hz. Aişe'den bildirdiğine göre bir cariye Hz. Aişe'nin kapısına gelince cariyesine: "Onu doyur!" dedi. Cariye gidip geri geldi ve: "Ona yedirecek bir şey bulamadım" dedi. Hz. Aişe: "Git ve iyice ara" deyince cariye tekrar gitti ve bir hurma bulup geldi. Hz. Aişe: "Bunu ona ver. Eğer kabul edilirse birçok zerre ağırlığı vardır" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

3191- Malik'e bildirildiğine göre bir yoksul, önünde üzüm olan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Hz. Aişe'den yiyecek isteyince, Hz. Aişe birine: "Bir üzüm tanesi alıp ona ver" dedi. Adam şaşkın bir şekilde Hz. Aişe'ye bakınca, Aişe: "Şaşıyor musun? Bu tanede kaç zerre ağırlığı görüyorsun" dedi.

 

Tahric: Malik'e kadar olan senedi sahihtir. Malik, Muvatta (997) Bak: Münzir, et-Terğib (2/15).

 

 

 

3192- Darimı der ki: Bir dilenci, önünde bir tabak üzüm olan Abdurrahman b. Avf ın yanına gelince ona bir üzüm tanesi verdi; ancak dilenci üzümü almadı. Abdurrahman'a: "Bu tane adamın neyine yetecek?" denilince Abdurrahman şöyle karşılık verdi: "Allah bizden zerre ve hardal tanesi kadar alanını bile kabul etti. Bu üzüm tanesinde de (karşılık olarak) zerreler ağırlığı vardır."

 

İsnadında meçhuller vardır.

 

 

Beyhaki der ki: Sadakanın adalarından biri de sadaka verenin bunu çifter çifter yapmasıdır.

 

 

 

3193- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim Allah yolunda bir maldan çift çift verirse, cennet kapılarından çağrılır. Cennetin kapıları vardır. Namaz ehli namaz kapısından çağrılır, oruç ehlinden olan Reyyan kapısından çağrılır. Sadaka ehli sadaka kapısından çağrılır. Cihad ehli cihad kapısından çağrılır." Hz. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulül Kişinin tüm bu kapılardan ayrı ayrı çağrılmasına zaruret yoktur. Fakat bir kişi tüm bu kapılardan çağrılabilir mi?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet. Senin de onlardan olmanı umarım" buyurdu.

 

İsnadı sahihtir.

 

 

Deberi'nin rivayetinde ise hadis şu şekildedir: Hz. Ebu Bekr: "Vallahi ey Allah'ın Resulü! Kişinin tüm bu kapılardan ayrı ayrı çağrılmasına zaruret YOktUL Fakat bir kişi tüm bu kapılardan çağrılabilir mi ey Allah'ın Resulü?" diye sorunca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet. Senin de onlardan olmanı umarım" buyurdu. Hadisin devamı ise diğeriyle aynıdır ancak, sadaka cihaddan ve oruçtan önce zikredilmiştir."

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Abd b. Humeyd kanalıyla Abdürrezzak'tan nakletmiş - Müslim, zekat (712).

 

Beyhaki der ki: Sadakanın adablarından biri de güçlü ve sıhhatliyken tasaddukta bulunmasıdır. Bu, hastalanınca veya öldükten sonra verilen sadakadan daha üstündür.

 

 

 

3194- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sorulunca: "Bunu sana bildireceğim. Sadakanın en faziletlisi; sıhhatin yerinde ve cimri iken, zenginliği umup fakirlikten korkarken verdiğin sadakadır. Sadakanı can boğaza gelip de: ''Şu şey filancanın olsun. Bu şey de filanın olsun'' deyinceye kadar geciktirme. Dikkat et. O şeyler zaten onlarınolmuştur. ''

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Züheyr b. Harb kanalıyla Cerir'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, zekat (92).

 

 

 

3195- Umara b. el-Ka'ka hadisi aynı isnadla: "Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dedi" şeklinde nakletmiştir. Müsedded'in rivayetinde ise hadis: "Ey Allah'ın Resulü!. .. " şeklinde başlamış ancak: "Bunu sana bildireceğim" ve "Dikkat et" sözü yoktur. Müsedded: "cimri iken" yerine "hırslıyken" demiştir.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Ebu Kamil; Buhari de Musa kanalıyla Abdulvahid'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, zekat (716) - Buhari 115).

 

 

 

3196- Muttalib der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! ''O'nun sevgisiyle, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve köleler uğrunda mal veren''[Bakara 177] ayetinden kastedilen nedir? Hepimiz Allah'ı seviyoruz" denildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "içinden uzun yaşamayı geçirip fakirlikten korktuğun halde vermendir" cevabını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir ve hadis mürseldir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/414).

 

 

 

3197- Abdullah (b. Mes'ud), "O'nun sevgisiyle, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve kÖleler uğrunda mal veren"[Bakara 177] ayetiyle ilgili olarak: "Sıhhatin yerinde iken, cimri iken, yaşamayı umup fakirlikten korkarken sadaka ver" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zühd (8/24); İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/297298); İbn Cerir, Tefsir (2/95, 96, 97); Taberani, M.el-Kebir 9/93 (5803) ve Hakim, Müstedrek (2/272).

 

 

Vehb'in rivayeti: "Mala karşı hırslı, cimri iken ve uzun yaşamayı umup fakirlikten korktuğun halde vermendir" şeklindedir.

Selam b. Süleyman el-Medaini bu hadisi Muhammed b. Talha kanalıyla Zübeyd'den nakletmiştir ve bu kişi de zayıftır.

 

 

 

3198- Bişr b. Cahhaş der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnkar edenlere ne oluyor, sana doğru sağdan soldan topluluklar halinde koşuşuyorlar. Hayır; doğrusu onları kendilerinin de bildikleri şeyden yaratmışızdır"[Mearic 36-39] ayetlerini okuduktan sonra avucunun içine tükürdü. Parmağını da tükürüğün üzerine koyduktan sonra şöyle buyurdu: "Yüce Allah buyurur ki: Ey insanoğlu! Seni böylesi bir şeyden yaratmışken beni nasıl aciz bırakabilirsin. Sonra sana düzgün bir şekil verdim. Sonrasında giysiler giyip ayaklarının altındaki toprağı eze eze yürümeye başladın. Servet yığıp alabildiğince cimri davrandın. Can boğaza dayanınca da: ''Sadaka veriyorum'' demeye başladın. Sadaka vermenin zamanı bu mudur?''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (4/210) Bak: Suyüti, Dürrü'l-Mensur (8/286).

 

 

Hadisin lafzı Adem'e aittir. (Ravi) İbn Abdan, ayeti zikretmemiştir. Bişr b. Cahhaş kitabımda "Şin" harfiyle yazılıdır. Bazıları isminin "Bişr" olduğunu söylerken, bazıları "Bisr" olduğunu söylemiştir.

 

 

 

3199- İbn Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kişi yetmiş şeytanın çene kemiğinden (vesvesesinden) kurtulduktan sonra ancak sadaka verebilir. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (5/350); Bezzar, Müsned 1/447 (943); İbn Huzeyme, Sahih 4/105 (2457); Hakim, Müstedrek (1/417) Bak: Heysemi, Mecma (3/109).

 

 

 

3200- Ebu Zer der ki: "Kişi kendisine engel olmaya çalışan yetmiş şeytanın çene kemiğinden (vesvesesinden) kurtulduktan sonra ancak sadaka vereb ilir. ''

Hadis bu şekilde mevküf olarak nakledilmiştir

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. İbn Ebi Şeybe, Musannef (3/111).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Helal Olan Şeylerden Sadaka Vermek