ŞUABU’L-İMAN

21.ŞU’BE: NAMAZ

 

Gece ve Gündüz Güzel ve Çok Namaz Kılmak, Selefin Namaz Kılışı

 

2844- İshak b. Said b. Amr b. Said b. el-As'ın, babasından bildirdiğine göre babası (Amr) şöyle dedi: Hz. Osman'ın yanındayken, abdest için su istedi ve dedi ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Bir müslüman, farz namazın vakti geldiğinde güzelce abdest alır, huşu içinde ve rükusunu da tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah işlemedikçe, bu namaz önceki günahlarına kefaret olur. Bu, her zaman böyledir. ''

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Hacac b. eş-Şair - Abdullah b. Humeyd - Ebu'l-Velid'den rivayet etti.

 

Tahric. Ravileri güvenilirdir. - Müslim, taharet (7).

 

 

 

2845- Zühri der ki: Dımaşk'tayken ağlamakta olan Enes b. Malik'in yanına girdim ve: "Neden ağlıyorsun?" diye sordum. Bana şöyle cevap verdi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanından bu zamana kadar kaldığını gördüğüm namazdan başka bir şey yoktur. Onu da ihmal ediyorsunuz."

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Amr b. Zurare'den rivayet etti .

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, salat (134).

 

 

 

2846- Ebu Hureyre der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdıktan sonra: "Ey falan! Neden namazını güzel kılmıyorsun? Namaz kılan kişi namaz kıldığı takdirde nasıl namaz kıldığına niye bakmaz? Çünkü o kimse kendisi için namaz kılmaktadır, Vallahi. ben önümden gördüğüm gibi, arkamdan da görmekteyim, ''

 

Müslim bu hadisi Ebu Kureyb kanalıyla Ebu Usame'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, salat

 

 

 

2847- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kul güzelce abdest alıp öğle ezanı okunurken öğle namazı için gider ve huşu içinde rüku ve secdelerini güzel yaparak namaz kılarsa, daha önce işlediği ve o gün işleyeceği bütün günahları bağışlanır. "

 

İsnadı zayıftır.

 

Aynı isnadla Zaide'den bildirildiğine göre Yahya b. Ubeydillah dedi ki: Babamın şöyle dediğini işittim: Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında hırzıslıktan bahsedilince: "Hangi hırsızlık daha kötüdür?" diye sordu. Sahabe: "Kişinin kardeşinden çalmasıdır" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "En kötü hırsızlık, kişinin namazından çalmasıdır." Sahabe: "Kişi nasıl namazından çalar?" diye sorunca: "Rüku, secde ve huşusuna riayet etmeyerek" buyurdu.

 

 

 

2848- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "insanlar arasında en kötü hırsızlar, namazlarını çalanlardır." Sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Kişi nasıl namazını çalar?" diye sorunca: "Rüku ve secdesini tam yapmaz" cevabını verdi.

 

Velid b. Müslim bu hadisi Evzai kanalıyla Yahya b. Abdillah b. Ebi Katade'den, o babasından, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakletmiştir.

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. İbn Hibbin, Sahih 3/182 (1885) ve Hakim, Müstedrek (1/229).

 

 

 

2849- Bu hadis Ebu Said el-Hudri vasıtasıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledilmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Darimı, salat (305); Ahmed, Müsned (5/310); İbn Huzeyme, Sahih 1/331-332 (663); Taberanı,M. el-Kebir 3/273 (3283) ve Hakim, Müstedrek (1/229).

 

 

 

2850- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir; ancak farklı olarak: "Namazından çalar" ibaresi yer almıştır.

 

Tahric: Ali b. Zeyd sebebiyle hadisin senedi zayıftır. Ahmed, Müsned (3/56); İbn Ebi Şeybe, Musannef(I/288); Bezzar, Müsned 1/261 (536) ve Ebu Nuaym, Hilye (8/302).

 

 

 

2851- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "insanlar kendisini görürken namazını güzel kılıp yalnız kalınca gelişi güzel ktian, Rabbini hafife almış demektir."

 

Tahric: Heceri sebebiyle senedi zayıftır. Abdürrezzak, Musannef 2/369-370 (3738).

 

 

 

2852- Abdullah b. Aneme der ki: Ammar b. Yasir mescide girip hızlı bir şekilde namaz kılınca: "Ey Ebu'l-Yakzan! Namazı hızlı kıldın" dediğimde şöyle karşılık verdi: "Farzlarından bir şey eksilttiğimi mi gördün? Bana vesvese vermemesi için şeytandan acele davranmak istedim. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kişi namaz kılar da ona bu namazdan sadece onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri veya yarısı kadar sevap yazılır. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 1/503 (796) ve Nesai, Sünen (7/478).

 

Yahya b. Said bu hadisi, "Ubeydullah -Said b. Ebi Said -Ömer b. Ebi Bekr b. Abdirrahman b. el-Haris -babası" senediyle: "Abdurrahman b. elHaris, Ammar b. Yasir'e namazla ilgili sordu" deyip hadisi nakletti. İbn İshak bu hadisi Muhammed b. İbrahim et-Teymi kanalıyla Ömer b. elHakem'den, o da Ebu Las el-Huzai'den aynı rivayette bulunmuştur. - Ahmed, Müsned (4/319) ve İbn Hibban, Sahih 3/182 (1886).

 

 

 

2853- Ebu Hureyre der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılarken ellerimizi böğrümüze koymayı yasakladı." Hişam b. Hassan der ki: Bunu Muhammed (b. Sırın)'e sorduğumda şöyle cevap verdi: "Kişi ellerini veya elinin birini şu şekilde böğrüne koymasıdır."

 

Bu hadisi Müslim ve Buhari, Sahih'te Hişam ve başkasından rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir ve ravileri güvenilirdir. - Müslim} mesacid (46) ve Buhari} salat (64).

 

 

 

2854- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namazda elleri böğre koymak, cehennem ehlinin istirahat şeklidir ...

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Hibban} Sahih 4/24 (2283).

 

 

Beyhaki der ki: Hadisi isnadda bu şekilde buldum. Yine bunu İbn Huzeyme, kitabında Abdullah b. el-Ezver'i zikretmeden rivayet etti.

 

 

 

2855- Mesruk der ki: Hz. Aişe'ye namazda elleri böğre koymayı sorduğumda: "Bu, Yahudilerin hareketidir" cevabını verdi.

 

Buhari bu hadisi Muhammed b. Yusuf kanalıyla Süfyan'dan nakletmiş ve metinde şöyle demiştir: "Hz. Aişe namazda ellerin böğre konmasını sevmez ve: "Bunu Yahudiler yapıyorlar" derdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 2/273-274 (3338) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(2/47).

 

 

 

2856- Hz. Aişe der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda etrafa bakmayı sorduğumda: "Bu, kulun namazından şeytanın bir hırsızlığıdır" cevab ını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Buhari, ezan (183)

 

 

 

2857- Ka'b(u'l-ahbar) der ki: "Kul namaz için kalkınca iyilik, Arş ile kendi arasındaki mesafeden daha fazlasıyla onun üzerine dökülür, bir melek ona görevlendirilir ve bu melek: ''Ey Ademoğlu! Eğer bu namazından ne kazandığını ve kime yalvardığını bilseydin, sağa sola bakmazdın'' der."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2858- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kul ne zaman namazında etrafına bakarsa Rabbi ona: ''Nereye dönüyorsun ey Ademoğlu! Ben döndüğün şeyden daha hayırhyım'' buyurur. ''

 

Tahric: İsnadında tanımadığım biri vardır. Bezzar 1/268 (553).

 

 

 

2859- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "imamdan önce başını secdeden kaldıran kişi Allah'ın, başını eşek başına çevirmesinden korkmuyor mu?''

 

Bu hadis Buhari Sahih'te, Muhammed b. Ziyad kanalıyla Ebu Hureyre'den nakledilmiştir. Muhammed b. Sırin'den geldiği şekliyle hadis tek kanallıdır.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Buhari, ezan (ı 70) ve Müslim, salat (116)

 

 

 

2860- Zeyd b. Vehb der ki: Huzeyfe ile mescide girdiğimizde rüku ve secdelerine dikkat etmeden namaz kılan bir adam gördü ve: "Ne zamandan beri namaz kılıyorsun?" diye sordu. Adam: "Kırk yıldır" cevabını verince Huzeyfe: "Sen namaz kılmamışsın. Eğer bu şekilde namaz kılarak ölecek olursan Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fıtratından başka bir fıtrat üzere öleceksin. Kişi namazı hafif kılar (ama buna rağmen) rüku ve secdelerini tam yaparak kılar" dedi.

 

İsnadı sahihtir ve ravileri güvenilirdir.

 

Bu hadisi Buhari 1 Hafs b. Ömer'den, Şu'be'den rivayet etti. - Buhari, ezan (192,197) ve salat (102).

 

 

 

2861- Ebu Mes'ud el-Ensari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Secde ve rükudan kalkarken iyice doğrulmayanın namazı geçerli değildir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 1/533-534 (755).

 

 

 

2862- Rifaa b. Rafi oğullarından Ali b. Yahya, babası kanalıyla Bedir savaşına katılan bir amcasından bildiriyor: Bir adam Mescid'e girip namaz kılarken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu gözetledi. Biz ise bunun farkında değildik. Adam namazı bitirip Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Geri dön ve namaz kıl. Sen namaz kılmadın" buyurdu. Bu iki veya üç defa tekrarlandı. Adam: "Seni üstün kılana yemin ederim ki ey Allah'ın Resulü! Aciz kaldım. Bana nasıl namaz kılacağımı öğret" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namaz için kalkınca güzelce abdest al, sonra kıbleye dönüp tekbir getir, sonra oku, sonra rükuya git, rükuyu uygun bir biçimde yerine getir, sonra kalk dimdik dur, sonra secdeleri uygun biçimde yerine getir, sonra kalk oturumu dimdik yap ve namazının tüm rekatlarını bu şekilde kıl. "

 

Tahric: İsnadı hasendir. Nesai (3/59; 2/226) 227) ve Tirmizi 2/100-102 (302).

 

 

 

2863- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda tekbir getirince okumaya başlamadan önce kısa bir müddet beklerdi. Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Annemiz babamız sana feda olsun, tekbir ve kıraat arasında bir müddet sustuğunu gördük. Bu sırada ne diyorsun?" diye sorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi: "Allahım! Benimle, günahlarımın arasını doğu ile batı arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır! Allahım! Beni günahlarımdan beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi temizle! Allahım! Beni kar, su ve dolu ile günahlardan temizle, diye dua ediyorum."

 

İsnadı sahihtir.

 

Bu hadisi Müslim, Sahih'te Züheyr b. Harb kanalıyla Cerır'den rivayet etti. Buhari ve Müslim de, Abdulvahid b. Ziyad kanalıyla Umare'den rivayet ettiler. - Müslim, mesacid (147) - Buhari, ezan

 

 

 

2864- Ali b. Ebi Talib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iftitah tekbirini getirince şöyle derdi: "Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah'a ortak koşanlardan değilim. De ki, Şüphesiz ki benim namaZim, ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi alemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim. Allahım! Sen Meliksin, senden başka ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin ve ben senin kulunum. Nefsime zulmettim ve günahımı itiraf ettim. Bütün günahlarımı bağışla. Çünkü senden başkası günahları bağışlayamaz. Beni güzel ahlaka ulaştır, ona ancak Sen ulaştırabilirsin. Beni kötü ahlaktan uzaklaştır, ondan ancak Sen uzaklaştırabilirsin. Emrine amadeyimI Bütün hayırlar Senin elindedir, kötülükler Sana nisbet edilemez. Ben Senin inayetine sığınır ve Sana yönelirim. Rabbimiz, Sen çok mukaddes ve çok yücesin, Senden mağfiret diler ve Sana tövbe ederim. "

Rükuya varınca ise şöyle derdi: "Allahım! Sana rüku ettim. Sana iman ettim ve ancak sana teslim oldum, kulağım, gözüm, iliğim, kemiğim ve sinirlerim hep sana itaat etmektedir." Başını rükudan kaldırdığında da: "Allah hamd edenin hamdini işitir. Ey Rabbimiz! Gökler dolusu yer dolusu, gökle yer arası dolusu onlardan başka (varlığını) dilediğin her şey dolusu hamd de sana mahsustur" derdi.

Secdeye varınca da: "Allahım! Ancak sana secde ettim ve ancak sana inandım, sana teslim oldum, varlığım kendisini yaratıp en güzel şekle koyan, gözünü ve kulağını yaradan Allah'ına secde etti. Yaratıcıların en güzeli olan Allah pek yücedir" derdi. Namazdan (çıkmak için) selam vermek istediği zaman da: "Allahım! Daha önce işlediğim, sonra işleyeceğim, gizli ve aşikar, işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün israflarımı ve senin benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı bağışla! ilerleten ve gerileten ancak Sensin, Senden başka hiç bir ilah yoktur" derdi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te, Abdulazız el-Macişun kanalıyla amcasından ve Yusuf el-Macişun kanalıyla babasından, o da A'rec'den rivayet etti. - Müslim, salatu'l-musafirin (201, 202).

 

 

 

2865- İbn Cubeyr b. Mut'im'in babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza başlayınca üç defa: "Allah gerçekten büyüktür" üç defa:

"Allah'a çokça hamd olsun" üç defa: "Allah'ı sabah ve akşam her türlü noksanlıklardan tenzih ederim" der ve: "Allahım! Kovulmuş Şeytandan, onun hemzinden, nefhinden ve nefsinden sana sığınırım" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 1/486 (764) ve İbn Mace 1/265 (807).

 

Amr der ki: Şeytanın hemzi dürtmesi, nefhi kibir, nefsi ise şiirdir." Şu'be der ki: Mis'ar'ın bana söylediğine göre Amr bunun tefsirini Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakletmiştir.

 

 

 

2866- Ubade b. es-Samit'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Fatiha suresini okumayanın namazı yoktur."

 

Buhari ve Müslim bu hadisi Sahih'te İbn Uyeyne'den rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, ezan (184) ve Müslim, salat (34, 36, 37).

 

 

 

2867- Enes'in bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazında rüku'dan sonra kunut yapıp dua etti.

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. Buhari, vitir (14) ve Müslim, mesacid (298).

 

 

 

2868- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), eğilirken, kalkarken, otururken her tekbirde ellerini kaldırdığını gördüm. Sağına ve soluna selam verirken de: "Esselamu aleykum ve-rahmetullah" dediğini ve başını yanaklarının beyazlığı (arka saftakiler tarafından) görülecek kadar çevirdiğini gördüm. Ebu Bekr ve Ömer'in de aynı şekilde yaptıklarını gördüm."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 2/33-34 (253) ve Ebu Davud 1/606-607 (996).

 

 

 

2869- Ebu Humeyd es-Saidi der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazından bahsettiler. (Ebu Humeyd der ki) ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl namaz kıldığını aranızda en iyi bilenim: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekbir getirince ellerini omuz hizasına kadar kaldırır, sonra okur, sonra rükuya varıp elleriyle dizlerini iyice kavrar ve sırtını dümdüz tutardı. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) secdesini de halkın yaptığı gibi tarif etti ve şöyle devam etti: Birinci oturuşta sol ayağı üzerine oturur, sağ ayağını dikerdi. Son oturuşta ise kalçası üzerine oturur ve sağ ayağını diker, sol ayağının altını sağ baldırının yanına koyardı.

 

Buhari bu hadisi İbn Bukeyr kanalıyla Leys'ten rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Buhari, ezan (201).

 

 

 

2870- Fadala b. Ubeyd'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah'a hamd etmeden, O'nu yüceltmeden ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salavat getirmeden namaz kılıp bitirince: 'Bu adam acele etti" buyurup onu çağırdı ve hem ona, hem başkasına şöyle buyurdu: "Sizden biri namaz kılınca Rabbine hamd ve sena ile başlasm, Peygamber'e salavat getirsin, sonra dilediği duayı yapsın. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 2/162 (1481), Nesai (3/44-45) ve Tirmizi 5/517 (3477).

 

 

Sünen ve Da'vat kitabında teşehhüd, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salavat ve namazın sünnet ve farzlarının nasıl olması gerektiğinden bahsetmiştik. Dileyen oraya bakabilir.

 

 

 

2871- Ubade b. es-Samit'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim güzelce abdest aldıktan sonra namaza kalkıp rükusunu, secdesini ve kıraatini tam yaparsa namaz ona: ''Beni koruduğun gibi Allah ta seni korusun'' der ve göğe çıkarılır, ta Allah'a varıncaya kadar, onun nuru olur ve sahibine şefaat eder. Eğer rükusunu, secdesini ve kıraatini tam yapmazsa: ''Beni zayi ettiğin gibi Allah ta seni zayi etsin'' der. Sonra bu namaz simsiyah bir şekilde semaya çıkarılır. ancak sema kapıları ona kapanır ve bu namaz eski bir giysinin dürüldüğü gibi dürülüp sahibinin yüzüne çarpılır. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Davud et-Tayalisi, Müsned (sh. 80) ve Bezzar 1/177 (350).

 

 

Lafız, Züheyr'in hadisindendir. İbn Ebi'l-Vaddah'ın muhtasar olarak. yaptığı rivayette ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kişi. rüku ve secdelerini tam yaparak güzelce namaz kılarsa bu namaz: ''Beni koruduğun gibi Allah ta seni korusun'' der. Eğer rüku ve secdesini tam yapmadan gelişigüzel kılarsa. bu namaz: ''Beni zayi ettiğin gibi Allah ta seni zayi etsin'' der ve bu namaz eski bir giysinin dürülmesi gibi dürülüp yüzüne çarpılır."

 

 

 

2872- Mahmud b. Lebid'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Gizli şirkten sakının" buyurunca, sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Gizli şirk nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin gözler kendisini gördüğü için namazın rükusunu ve secdesini tam yaparak kılmasıdır. işte bu. gizli şirktir" buyurdu.

 

İsnadında tanımadığım vardır.

 

 

 

2873- Asım b. Ömer b. Katade, Mahmud b. Lebid kanalıyla Cabir b.

Abdillah'tan bildiriyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halkın yanına çıkıp:

"Ey insanlar! Gizli şirkten sakının" buyurunca, sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Gizli şirk nedir?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin insanların kendisini gördüğü yerde namazını süsleyerek kılmasıdır. işte bu. gizli şirktir" buyurdu.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2874- Bu rivayette Mahmud'dan sonra Cabir'in verilmesi "mahfUz"

değildir. Allah en doğrusunu bilir; Ebu Said el-Eçac da Ebu Halid elAhmer'den Cabir zikredilmeden bildirmiştir.

 

Diğer taraftan bunu şeyhimiz Ebu Abdillah (el-Hakim) Tarıh'inde Ebu Cafer er-Razi' den rivayetle "Mahmud b. Lebid -Rafı b. Hadic" kanalıyla mevsul olarak nakletmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (2/484).

 

 

 

2875- Selman el-Farisi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müslüman namaz kılarken günahları başının üzerine konulur. Her secde edişinde de günahları dökülürler. Namazı bitirince de bütün günahları dökülmüş olur.''

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. Taberani, M. el-Kebir 6/307 (6125), M. es-Sağir (2/136-137) ve Hatib, Tarih (14/313).

 

 

 

2876- Said b. Ebi Burde'nin bildirdiğine göre babası şöyle dedi: Amr b. el-As'ın yanında namaz kıldım. Rüküsunda: "Bana verdiğin nimetler hakkı için artık ben suçluIara arka çıkmayacağım" dedi. Namazı bitirince de: "Kıldığım her namazın ilerdekine kefaret olmasını temenni ettim" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (7/240).

 

 

 

2877- Cubeyr b. Nufeyr'in bildirdiğine göre Abdullah b. Ömer namazı uzatarak kılan bir genç görünce: "Bunu kim tanıyor?" diye sordu. Bir adam: "Ben tanıyorum" cevabını verince Abdullah b. Ömer şöyle dedi: Eğer onu tanısaydım, rüku ve secdelerini uzatmasını söylerdim. çünkü Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kul namaz ktimak için kalkınca günahları getirilip başına ve omuzlarına konulur. Her rüku ve secde yapışında bu günahlar dökülür. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Hibban, Sahih 3/116-117 (1731) ve Beğavi, Şerhu's-Sünne 3/150 (656).

 

 

 

2878- Meymun b. Mihran der ki: "Kötü namaz kılan birini gördüğü halde ona engel olmayan, uyuyan birini yılan soktuğu halde uyandırmayan gibidir.''

 

Ravileri güvenilirdir. Ancak Hafs b. Giyas, Meymun'a yetişmemiştir.

 

 

 

2879- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Namazda olan Melik'in kapısını çalıyor demektir. Melik'in kapısını çalana kapının açılması da yakındır."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2880- Abdullah b. Mes'üd: "Namazı eda edin" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 2/265 (2305).

 

 

 

2881 - Selman el-Farisi der ki: "Namaz ölçüdür. Kim tam ölçerse ona tam verilir. Kim eksiltirse, eksiltenlere ne dendiğini biliyorsunuz.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak, Musanef (2/373).

 

 

 

2882- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namaz terazidir. Kim tam ölçerse ona tam verilir. ''

 

İsnadında tanımadığım biri vardır.

 

 

 

2883- Leys'in bildirdiğine göre Mücahid, ''Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın"[Bakara 238] ayetinden kastedilenin rüku ve secdeye dikkat etmek, gözleri (etrafa bakmaktan) korumak, namaz kılan kimsenin Rabbine karşı kendisini zelil hissetmesi ve Allah korkusundan dolayı huşu içinde olması olduğunu söylemiştir.

 

Tahric: Leys b. Süleym sebebiyle senedi zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/731).

 

 

Beyhaki der ki: Alimler namaza kalkınca, Rahman'a saygısından dolayı, sağa sola bakmaktan, bir şeyle meşgul olmaktan, çakıllarla oynamaktan veya dünya işleriyle ilgili bir şey düşünmekten kaçınırlardı. Ancak unutarak böyle bir şeyonlardan sadır olurdu.

 

 

 

2884- Abdurrezzak der ki: "Mekke halkı namazı İbn Cüreyc'den, İbn Cüreyc Ata'dan, Ata İbnu'z-Zübeyr'den, İbnu'z-Zübeyr Ebu Bekr esSıddik'ten, Ebu Bekr Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cibril'den öğrenmiştir.''

 

Abdurrezzak der ki: "İbn Cüreyc'den daha güzel namaz kılanı görmedim. Biz çıkarken o namazda bir direk gibi durur ve sağa sola bakmazdı."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım vardır. Ahmed, Müsned (1/12), Zühd (sh. 187).

 

 

 

2885- İbnu'l-Münkedir der ki: "İbnu'z-Zübeyr'in nasıl namaz kıldığını bir görseydin; huşudan rüzgarın salladığı yaprak gibi olurdu. (Mekke'deki) ölüm günü mancınık gülleleri sağından ve solundan geçiyor, o ise aldırış etmeden namazını kılıyordu."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (1/335).

 

 

 

2886- İbn Cüreyc der ki: "Ata yaşlanıp ihtiyarladıktan sonra namaza kalkınca kıyamdayken Bakara Suresinden iki yüz ayet okurdu ve bu sırada hiç hareket etmezdi.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (3/310) ve Ahmed, Zühd (sh. 377).

 

 

 

2887- Süfyan der ki: Avn, Ebu İshak'a: "Senden geriye ne kaldı?" diye sorunca, Ebu İshak: "Bir rekatte Bakara suresini okuyorum" cevabını verdi. Bunun üzerine Avn: "Şerrin gitmiş geriye hayrın kalmış" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (4/339).

 

 

 

2888- Abdullah b. Müslim b. Yesar'ın bildirdiğine göre babası, namaz kılarken bir direk gibi dururdu ve hiç kımıldamazdı.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/8S) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/291).

 

 

 

2889- Humeyd b, Hilal der ki: Müslim b. Yesar namaza kalktığı zaman yere atılmış giysi gibi hareketsiz dururdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/8S).

 

 

 

2890- Abdullah b. Müslim der ki: "Said b. Cübeyr namaza durduğu zaman direk gibi hareketsiz dururdu.''

 

Tahric: Fesevi, Ma'rife (1/713),

 

 

 

2891 - Zübeyd der ki: "Zadan'ın namaz kılarken sanki yere gömülmüş bir hurma dalı gibi durduğunu gördüm."

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. Ebu Nuaym, Hilye (4/199).

 

 

 

2892- Yezid b. Hayyan der ki: "Anbes b. Ukbe namaza kalktığı zaman duvar gibi dururdu. Secdeye vardığı zaman o kadar uzun kalırdı ki, kuşlar gelip sırtına konarlardı."

 

İsnadında sakınca yoktur.

 

 

 

2893- İbn Avn der ki: Ebu Reca'nın şöyle dediğini işittim: "Dünyada, günde beş defa Rabbim için yüzümü toprağa sürmekten mahrum olmaktan başka hiçbir şey için üzülmem."

 

İsnadında sakınca yoktur.

 

 

 

2894- Sa'd b. Muaz der ki: "Şu üç şey dışında ben zayıfım.

Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğum her şeyin doğru olduğunu kabul ettim. Kıldığım bütün namazları bitirene kadar onlarda vesveseye düşmedim. Hangi cenazeyi teşyi ettiysem kendi kendime bu cenazeye sorulacak soruları ve cenazenin vereceği cevapları düşündüm.''

 

İsnadında kopukluk vardır.

 

Muhammed der ki: Bu hadisi Zühri'ye anlattığımda şöyle dedi: "Allah Sa'd'a rahmet etsin. Dediği şeye gerçekten inanılırdI. Duyduğuma göre saydığı bu özellikler sadece peygamberlere veya peygamberlere benzeyenlere verilmiştir."

 

 

 

2895- İbn Abbas, Sa'd b. Muaz'dan: "Şu üç şeyde ben iyiyim. Bunlar dışındaki şeylerde ise diğer insanlar gibiyim" dediğini zikredip aynı manada bir rivayette bulundu; ancak farklı olarak şu ibare vardır: Abdullah şöyle dedi: "Ben bu özelliklerin sadece peygamberlerde olduğunu düşünürdüm. Sa'd sözüne güvenilen biriydi.

Mürsel olan birinci hadis daha sahihtir.

 

Tahric: ZMır b. Süleyman sebebiyle senedi zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/108).

 

 

 

2896- Tarif b. Şihab der ki: Hasan'a Amir b. Abdullah b. Kays'ın şu sözünü zikrettim: "Vahşi hayvanların beni ısırması, benim için namazda vesveseye kapılmamdan daha hoştur." Hasan şöyle karşılık verdi: "Ancak Allah bize böyle bir şeyi nasib etmedi."

Bu konuda Amir b. Abdullah b. Kays'la ilgili bir rivayet korku konusunda geçmiştir.

 

Tahric: Tarifb. Şihab sebebiyle senedi zayıftır. Fesevl, Ma'rife (2/70); Ahmed, Zühd (223) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/92).

 

 

 

2897- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim içinden bir şey geçirmeden iki rekat namaz kılarsa, ona bir köle veya at vereceğim" buyurunca bir adam: "Ben kılarım" deyip iki rekat namaz kıldı. Adam Tahiyyat'a oturunca şeytan gelip ona vesvese verdi ve adam: "Acaba hangisini alsam, köleyi mi yoksa atı mı?" diye düşündü. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tebessüm etti.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2898- Enes b. Malik der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ömer! Kim kalkıp namaz kılar ve şeytan ona vesvese vermezse kendisine hızlı giden iki deveden birini vereceğim" buyurdu. Hz. Ömer: "Ben kılarım" dedi ve namaza durunca şeytan kendisine gelip: "Bu iki deveden biri diğerinden daha güzeldir. Hangisini seçeceksin?" dedi. Hz. Ömer namazı bitirince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ne yaptın ey Ömer?" diye sordu. Hz. Ömer: "Şeytan bana gelip, develerden birinin diğerinden daha güzel olduğunu söyledi" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben sana (kılamazsın) dememiş miydim ey Ömer" buyurdu.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2899- Yusuf b. el-Hüseyin der ki: Zün-Nun'a namazda huşu sorulunca şöyle cevap verdi: "Namazda tek düşüncesinin namaz olması ve başka şeyi düşünmemesidir."

 

 

 

2900- Ebu'l-Abbis b. Yakub der ki: Benim işittiğim bir ortamda Abbas b. el-Velid'e: "Babanın sana bildirdiğine göre Evzai'ye: "Onlar, geceleri az uyuyanlardı"[Zariyat 17] ayetini sordular. Evzai: "Müminin çok nadir olarak bütün geceyi uykuyla geçirdiğini görürsün" manasındadır cevabını verdi. Namazda huşu sorulunca ise: "Gözleri aşağı dikmek, Allah'tan korkarak kibirlenmemek ve kalbin hüzünle inlemesidir" cevabını verdi. Evzai'nin şöyle dediğini işittim: "Onlar, yüzlerindeki secde izi ile tanınırlar"[Fetih 29] ayetinden kastedilenin, secdeye varınca yerden alınlarına yapışan şeyler olduğunu işittim.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2901- Ebu Abdirrahman Abdullah b. Ahmed b. Hanbel der ki: Bir gün Yahya b. Main babama gelip şöyle dedi: "Ey Ebu Abdillah! Maruf el-Kerhi ile buluşup onu dinlemeyi arzuladım, ancak seninle beraber gitmek istedim." Babam: "Onu rahatsız etmenden korkarım" karşılığını verince Yahya: "Rahatsız etmem" dedi ve beraber Maruf'un yanına gittik. Maruf babamı görünce ona saygı gösterip iyi karşıladı ve uzun süre sohbet ettiler. Ayrılacakları zaman Yahya b. Main: "Sehiv secdelerinin manası nedir ve neden namazdan çıkmadan yapılmaları emredilıniştir?" diye sordu. Maruf hızlı bir şekilde: "Allah sana afiyet versin. Bu, Allah'ın huzurundayken O'nu unutan kalbe verilmiş cezadır" cevabını verince, babam: "Ey Ebu Zekeriyya! Bu senin bildiğin bir şeyder. Bu, senin ve arkadaşlarının kitaplarında yazılı olandır" dedi.

 

Tahric: Hatib, Tarih (13/200).

 

 

 

2902- Şu'be der ki: Amr b. Murre'yi ne zaman namazda görsem, kabul edilmeden namazı bırakmayacağını düşünürdüm."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (5/94) ve Zehebi, Siyer (5/198).

 

 

 

2903- Süfyan es-Sevri der ki: "Mansur'u namaz kılarken görsen, şimdi ölecek dersin.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (5/40).

 

 

 

2904- Hişam b. Hassan der ki: "Bazen Muhammed b. Sirin'in gece namaz kılarken ağladığını işitirdim."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2905- Ubeydullah b. Şumayt, babasının şöyle dediğini bildirir: "Allah müminin kuvvetini, azalarına değil kalbine koymuştur. Görmüyor musunuz; bir ihtiyar zayıf olmasına rağmen ıssız gecelerde kalkıp ibadet yaparken gencin buna gücü yetmiyor.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (3/130).

 

 

 

2906- Ebu AbdilIah b. Yakub der ki: "Ebu AbdilIah Muhammed b. Nasr'dan daha güzel namaz kılan kimseyi görmedim. Sinekler kulağına konup kanını akıtırken, o bu sinekleri kovalamazdı bile. Onun namazı güzel kı lı şına, huşusuna ve namazda duruşuna hayret ederdik. Namazda dururken sakalını göğsüne koyar ve dikilmiş direk gibi dururdu."

 

Tahric: Zehebi, Siyer (14/36).

 

 

 

2907- Hasan( -ı Basri) der ki: "Ey Ademoğlu! Namazını önemsemiyorsan, dininde neyi önemsiyorsun!"

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Zühd (283).

 

 

 

2908- Ebu Vail, Huzeyfe'den bahsederken onun şöyle dediğini söyledi:

"Kulun Allah'a en sevimli hali Allah'ın onu, rızası için yüzü toprağa belenmiş bir vaziyette bulduğu halidir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (179).

 

 

 

2909- Mesruk der ki: "Dünyada sabahlayıp akşamladığımda sadece Allah'a secde etmeden geçirdiğim zamana üzülürüm."

 

Tahric: İsmail dışındaki raYileri güvenilirdir. Zehebi, Siyer (4/66).

 

 

 

2910- Mualla b. Ziyad der ki: "Amir b. Abdillah günde bin rekat kılmayı kendine prensip edinmişti. İkindi namazını kılıp oturduğunda, kıyamda durmaktan baldırları şişmiş olurdu ve şöyle derdi: "Ey nefis! Sana böyle yapman emredildi, bunun için yaratıldın. Bu yorgunluğunun biteceği gün de yakındır.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, Muhasebetu'n-Nefs (118/99).

 

 

 

2911 - Abdullah b. Selam der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesi sıkıntıya düşünce onlara namaz kılmalarını emreder ve: "Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol''[Taha 132] ayetini okurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak senedinde kopukluk vardır. Ebu Nuaym, Hilye (8/186), Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/613). ve Heysemı, Mecma (7/67).

 

 

 

2912- Huzeyfe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sıkıntı ile karşılaşınca namaz kılardı."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hatib, Tarih (6/274).

 

Ebu Davud, bu hadisi Muhammed b. İsa kanalıyla Yahya b. Zekeriyya b. Ebi Zaide'den rivayet etti. Onun rivayetinde Huzeyfe'nin yeğeni Abdulaziz şöyle dedi: Huzeyfe, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bulunduğu bazı olayları anlatırken bu hadisi uzun bir şekilde aktardı ve: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sıkıntı ile karşılaşınca namaz kılardı" dedi. - Ebu Davud 2/78 (1319).

 

 

 

2913- Huzeyfe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sıkıntı ile karşılaşınca namaz kılardı.''

İbn Ebi Zaide bu hadisi İkrime kanalıyla Muhammed b. Abdullah ed-Dueli'den rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir.

 

 

Buhari der ki: Hasan b. es-Sabbah, "Ebu Abbad -Muhammed b. Osman el-Vasıtl -Sabit" kanalıyla Enes'in şöyle dediğini bildirir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamı beğenince ona namazı emrederdi." - Buhari, Tarih 1/1 (160).

 

 

 

2914- Suheyb anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılınca bir şeyler mırıldanırdı. Ne söylediğini duymazdık ve bize de söyelemezdi. (Bbir gün ne dediğini sorduğumuzda) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Farkına vardınız mı?" diye sordu. Biz: "Evet" cevabını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Peygamberlerden birine kavminden büyük bir ordu verildiğini hatırladım. Bu peygamber: ''Bunların işlerini kim düzenler?'' veya buna benzer bir şey söyledi. Bunun üzerine Allah ona şöyle vahyetti: ''Kavmin konusunda seni üç şeyde muhayyer bırakıyorum: Ya başkalarını onların başına musallat edeyim veya onlara açlık vereyim, ya da öldüreyim.'' Peygamber kavmiyle bunu istişare edince, onlar: ''Sen Allah'ın peygamberisin. Bu konuyu sana bırakıyoruz. Sen bunlardan birini seç'' dediler. Peygamber namaza kalktı, Onlar korkuya kapıldıklarında namaza dururlardı. Peygamber namaz klıdıktan sonra: ''Başka bir düşmanı onlara musallat etmek ve açılğı değil, ölümü tercih ettik'' dedi. Bunun üzerine Allah onlara üç gün boyunca ölümü musallat etti ve onlardan yetmiş bin kişi öldü. işte gördüğünüz mırıldanmam: ''Ey Rabbim! Senin rızan için koşuyorum, senin için savaşıyorum, senden güç alıyorum. Senden başka gerçek güç sahibi yoktur'' sözüdür. ..

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 5/437 (3340).

 

 

 

2915- Sabit der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) maddi sıkıntıya düşünce ailesine: "Ey ailem; namaza, namazaf" diye seslenirdi. Sabit der ki: "Peygamberler bir musibetle karşılaşınca namaza sığınırlardı.''

 

Tahric: Hıdır b. Eban sebebiyle senedi zayıftır. Hadis mürseldir. Ahmed, Zühd (10) ve Suyuti, edDürrü'l-Mensur (5/613).

 

 

 

2916- Sabit der ki: "Namaz, yeryüzünde Allah'a hizmettir. Eğer yeryüzünde namazdan daha faziletli bir şey olsaydı Yüce Allah: ''Mabed'de namaz kılarken melekler ona seslendiler''[AI-i İmran 39] buyurmazdı."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (2/320) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/188).

 

 

      

2917- Sabit der ki: "Hz. Davud gece ve gündüz zaman dilimlerini ailesi arasında taksim etmişti. Gece olsun, gündüz olsun her saatte muhakkak Hz. Davud'un ailesinden biri namaz kılmaktaydı. Bu sebeple Allah onları ''Ey Davud ailesi! Allah'ın nimetlerine şürketmek için çalışın. Kullarımdan hakkıyla şükreden pek azdır[Sebe 13] buyruğu kapsamına aldı.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (11/553, 13/209); Ebu Nuaym, Hilye (2/327) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/680).

 

 

 

2918- Cafer der ki: Sabit el-Bünam yanımıza çıkınca kıbleye bakar ve bir insan görürse: "Rabbimle arama girdiniz" derdi. O, namaz kılmayı çok severdi.

 

Sabit: "Allahım! Eğer kabirde namaz kılmasına izin verdiğin biri varsa, bana izin ver" diye dua ederdi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2919- Sabit der ki: "Yeryüzü, müminin üzerinden geçerken Allah'ı zikretmesi veya namaz kılması için süslenir."

 

 

 

2920- Sabit el-Bünani: "Allahım! Yarattıklarından, kabirde senın ıçın namaz kılmasına izin verdiğin biri varsa, bana da izin ver" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (3/319); Fesevi, Ma'rife (2/99); İbn Ebi Şeybe, Musannef (14/50); İbn Sa'd, Tabakat (7/233) ve Zehebi, Siyer (5/222).

 

 

 

2921- Evzai der ki: "Ali b. Abdullah b. Abbas günde yüz secde yapardı''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, Ma'rife (2/381) ve Ebu Nuaym, Hilye (6/91).

 

 

 

2922- Heysem der ki: "Murre, günde iki yüz rekat namaz kılardı."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, Ma'rife (2/615), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/407) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/162).

 

 

 

2923- Malik der ki: Yaşlanmış olan Murre el-Hemedani'ye: "Namazından geriye ne kaldı (ne kadar kılabiliyorsun)?" diye sorulunca: "(Daha önce kıldığımın) yarısı, iki yüz elli rekat" cevabını verdi.

 

Tahric: İbnEbi Şeybe, Musannef(13/408) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/162).

 

 

 

2924- Ata b. es-Saib: "Murre'nin namazgahını gördüm. (Çok namaz kılmaktan dolayı) develerin çöktüğü yer gibi olmuştu."

 

Tahric: Fesevi, Ma'rife (2/578) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/162).

 

 

 

2925- İsa b. Ömer der ki: Amr b. Utbe b. Ferkad, gece atına binip çıkarak mezarlıklarda durur ve: "Ey kabir ehli! Sahifeler dürülmüş ve ameller refedilmiştir" dedikten sonra ağlardı. Sonra sabah namazına kadar orada durur, sonra ayrılıp sabah namazını mescidde kılardı.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/586); Ahmed, Zühd (353) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/158).

 

 

 

2926- Havt b. Rafi der ki: Amr b. Utbe arkadaşlarıyla beraberken hizmetlerini kendisinin görmesini şart koşardı. Sıcak bir gün hayvan otlatmak için çıkınca bir arkadaşı yanına geldi ve onun uyuduğunu, bir bulutun da kendisini gölgelediğini gördü. Ona: "Gözün aydın ey Amr!" deyince, Amr bunu kimseye söylememesi için adama yemin ettirdi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, Ma'rife (2/585) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/157).

 

 

 

2927- Ali b. Salih der ki: "Amr b. Utbe namaz kılarken bir aslan, kuyruğunu sallayarak onu koruyordu.''

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. Ahmed, Zühd (353) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/157).

 

 

 

2928- Malik b. el-Haris'in bildirdiğine göre Abdullah b. Rabia, Utbe b.

Ferkad ile otururken, Utbe: "Ey Abdullah! Yeğenine karşı bana yardım etmeyecek misin? Ona söyle de işlerimde bana yardım etsin" dedi. Abdullah: "Babana itaat et" deyince, Amr, Ma'did el-İcli'ye baktı ve: "Sen ne dersin?" diye sordu. Ma'did: "Onları dinleme ve Allah'a secde edip ona yakınlaşmaya çalış" dedi. Amr: "Babacığım! Ben kendimi cehennemden kurtarmaya çalışan bir kulum. Kurtulmamda bana yardımcı ol" deyince Utbe ağlayarak: "Evladım! Seni iki türlü seviyorum. Babanın oğluna olan sevgisi ve Allah için olan sevgiyle" karşılığını verdi. Bunun üzerine Amr şöyle dedi: "Babacığım! Bana yetmiş dirhem para vermiştin. Eğer onu istiyorsan al, ona ihtiyacım yoktur." Babası: "Evladım! Onu tasadduk et" deyince, Amr bütün parayı sadaka olarak verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/585-586); Ahmed, Zühd (352) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/156).

 

 

 

2929- Muharib der ki: "Kasım b. Abdirrahman ile beraber olduğumuzda bizi üç şeyle geçti: Çok namaz kılmakla, uzun süre susmakla ve cömertlikle."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/584) ve İbn Ebi Asım, Zühd (79).

 

 

 

2930- İbrahim(i- Nehai) der ki: Hemmam b. el-Haris saçı bozulmamış bir halde sabahlayınca bazıları: "Hemmam'ın alnı size geceleyin başını hiç yastığa koymadığını haber veriyor" dediler.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/576) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/178).

 

 

 

2931 - Ömer b. Abdilaziz der ki: "İrak b. Malik'ten daha çok namaz kılan birini bilmiyorum. İrak her on ayette bir rüku ve secde yapardı.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (1/668).

 

 

 

2932- Musa b. Hilal bir adamdan bildiriyor: Yanımızda oturan biri vardı ve Hassan'ın hanımı onun azatlısıydı. Hassan b. Ebi Sinan'ın hanımı bana şöyle dedi: Hassan gelip yatağıma girer, annenin çocuğunu kandırdığı gibi beni kandırırdı. Uyuduğumu anladığında usulca yataktan çıkar ve kalkıp namaz kılardı. Kendisine: "Ey Ebu Abdillah! Kendine işkence ediyorsun. Biraz kendine acı" deyince bana şöyle karşılık verdi: "Sus! yazıklar olsun sana. Uzun bir zaman uyanamayacağım bir uykuya (ölüme) daIma vaktim pek yakındır."

 

Tahric: İsnadında durumu bilinmeyenler vardır. Ebu Nuaym, Hilye (3/117).

 

 

 

2933- Cafer der ki: Malik b. Dinar, Hişam b. Ziyad el-Adevi'ye: "Bize kardeşinin hadisini anlat" deyince, Hişam şöyle karşılık verdi: "Merhum kardeşim Ala b. Ziyad her cuma gecesini ibadetle geçirirdi. Bir cuma gecesi hanımı Esma'ya: "Ey Esma! Bu gece kendimi yorgun hissediyorum. Falan vakit geçince beni uyandır" dedi. O saat gelip hanımı kendisini uyandırmayınca, rüyasında kendisine bir adam geldi ve başının ön tarafından tuttu ve: "Ey İbn Ziyad! Kalk ve Allah'ı zikret ki; Allah seni ansın" dedi. İbn Ziyad korku içinde kalktı. Başının ön tarafındaki saçları daha sonra hep dik kaldılar. O, ölünceye kadar dünyaya meyletmedi. Vefat ettiğinde onu yıkadığımız zaman o saçları hala dimdikti."

 

Tahric: Hızır sebebiyle senedi zayıftır. Ahmed, Zühd (sh. 255) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/244).

 

 

 

2934- Ebu Süleyman ed-Darani der ki: "Ben secdedeyken uyuyakaldım ve rüyamda bir huri gördüm. Huri ayağıyla beni dürterek şöyle dedi: "Sevdiğim! Melik olan Allah uyanık ve teheccüd edenleri beklerken sen uyuyor musun? Uyumayı, Aziz olan Allah'a duaya tercih eden göz ne kötüdür. Kalk, sona gelmek yaklaştı ve sevgililer birbiriyle buluştu. Bu uyku nedir ey sevdiğim! Ben şu kadar zamandır senin için süslenirken sen uyuyor musun?" Korku içinde ve beni azarlamasından dolayı utancımdan terlemiş bir şekilde uyandım. Konuşmasının tatlılığını hala kulaklarımda ve kalbimde hissediyorum.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2935- Münkedir b. Muhammed'in, babasından bildirdiğine göre Temim ed-Dari bir gece uyuyakalıp sabaha kadar teheccüd namazına kalkamadı. Bu yaptığına ceza olarak bir yıl boyunca gece uyumayıp ibadet etti.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2936- Talk b. Muaviye der ki: "Hind b. Avf adında bir adam seferden

gelince hanımı ona bir yatak serdi. Bu adamın gece ibadet ettiği bir saat vardı. Adam o geceyi sabaha kadar uykuyla geçirince, hiçbir zaman yatağında yatmamaya yemin etti."

 

Tahric: İbn Ebi Dünya, Muhasebetu'-nefs (93/56).

 

 

 

2937- Muhammed b. İshak der ki: "Abdurrahman b. el-Esved'in ayağı sakatlanınca, sabaha kadar tek ayağı üzerinde ibadet etmeye başladı."

Ali der ki: Esved'in gözleri kör olunca, bu durum kimse tarafından uzun zaman farkedilmedi.        '

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Zehebi, Siyer (5/12).

 

 

 

2938- Ali b. Assam der ki: "Adiyyoğunarı arasında otuz ihtiyar vardı ve

bunlar, (ibadetlerinin çokluğundan dolayı yorgunlukla) yataklarına sürünerek veya emekleyerek gidebiliyorlardı."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

      

2939- Ali b. el-Medini der ki: Abdurrahman b. Mehdi'nin yanına girdim. Abdurrahman'ın vefatından sonra onu ziyaret ediyordum. Kıble tarafında bir karartı gördüm. Abdurrahman'ın hanımı bana: "Burası, Abdurrahman'ın dinlendiği yerdir. O gece namaz kılar, uykusu gelince de alnını buraya dayardı" dedi.

 

İsnadı ceyyiddir. Zehebi, Siyer (9/199).

 

 

 

2940- Muaze der ki: "Sıla (b. Eşyem), namazgahından yatağına (ibadetten yorgun düştüğü için) ancak emekleyerek gelebilirdi. Namazda bitkin düşene kadar kıyamda dururdu.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/79); İbn Sa'd, TabaktU (7/136) ve Zehebi, Siyer (3/497).

 

 

 

2941- Hammad b. Cafer b. Zeyd el-Abdi, babaSinın şöyle dediğini bildiriyor: Bir orduyla Kabil'e gittik. Orduda Sıla b. Eşyem de vardı. Karanlık bastığında insanlardan uzaklaşınca: "Ne yaptığını gözleyeceğim ve halkın ibadeti hakkında söylediklerine bakacağım" dedim. Karanlıkta namaz kıldıktan sonra uzanıp insanların uykuya dalmasını bekledi. İnsanlar uyuyunca bir ağaçlığa girdi. Ben de peşinden gittim. Abdest alıp namaz kılmaya başladı. Namaza başlayınca bir aslan gelip ona yaklaşınca ben bir ağaca tırmandım. Secdeye varana kadar aslan ona ne yaklaştı, ne de bir zarar verdi. Ben şimdi (secdedeyken) onu avlar, dedim ama bir şey olmadı. Sıla Tahiyyat'a oturduktan sonra selam verdi ve: "Ey aslan! Rızkını başka yerde ara" dedi. Bunun üzerine aslan dağları inleten kükreyişlerle kaçmaya başladı. Sıla, sabah yaklaşana kadar namaz kılmaya devam etti. Sabah yaklaşınca oturup bir müddet, daha önce duymadığım şekilde Allah'a hamd etti. Sonra: "Allahım! Beni cehennemden korumanı diliyorum. Benim gibi biri hiç Senden cenneti istemeye cesaret edebilir mi?" diye dua edip sonra kimse anlamadan orduya döndü. Sanki sabaha kadar uyumuş göründü. Daha sonra ben de, üzerinde, gecenin uykusuzluğu, beden yorgunluğu ve aslanın korkusu olduğu halde sabahladım. Bunu Allahıtan başka bilen yoktu. Düşman toprağına yaklaşınca komutan: "Ordudan kimse uzaklaşmasın" dedi. Sıla'nın katın yüküyle beraber gidince, Sıla namaza durdu. Halk Sıla'ya: "İnsanlar gittiler" deyince o da yola devam etti. Bir müddet sonra: "Bırakın da iki rekat namaz kılayım" dedi. İnsanlar: "Halk gitti" deyince: "Kısa iki rekat kılacağım" dedi. Sonra dua edip: "Allahım! Katırımı yüküyle beraber bana geri döndürmeni yeminle istiyorum" deyince, katır gelip onun önünde durdu. Düşmanla karşılaştığımız zaman, o ve Hişam b. Amir düşmana saldırılıp mızrak ve kılıçlarla savaşmaya başladılar. O gün düşman mağlup oldu ve: "Araplardan şu iki kişi bizi bu duruma düşürdü. Bütün ordu üzerimize gelse ne olurdu?" dediler ve Müslümanlara istediklerini verdiler. Ben Ebu Hureyre'ye: "Hişam b. Amir ki Ebu Hureyre ile beraber otururdu- kendini tehlikeye attı" deyince, Ebu Hureyre ondan bahsedip: "Hayır, o ''İnsanlar arasında, Allah'ın rızasını kazanmak için canını verenler vardır''[Bakara 207] ayetini uyguladı" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı salihtir. Fesevi, Ma'rife (2/79-80); İbnu'l-Mübarek, Zühd (295-296/863); İbn Ebi'd-Dünya,Dud (36/39) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/240).

 

 

 

2942- A'meş'in bildirdiğine göre Abdurrahman b. Ebi Leyla namaz kılıp evine girdiği zaman, yatağına girip uzanırdı.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/618); İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/426); Ebu Nuaym, Hilye (4/351) ve Hatib, Tarih (10/200).

 

 

 

2943- Ömer b. Abdilaziz'in hizmetçisi Mansur Ebu Umeyye der ki:

"Ömer b. Abdilaziz'in, giysilerin konulduğu bir dolabı vardı. Ömer benim uyumamı bekler, uyuduğumu anlayınca da dolabı açıp içinden kıldan yapılmış bir cübbe ve rida çıkarır, onları giyerek bütün geceyi namazIa geçirirdi. Sabah ezanı okununca da o giysileri çıkarırdı."

 

İsnadı salihtir.

 

 

 

2944- Abdurrahman b. Yezid b, Cabir der ki: Ata el-Horasani'nin de bulunduğu bir askeri birlikle gazvedeyken, geceyi namazIa geçiriyordu. Gecenin yarısı veya üçte biri geçince, çadırımıza gelir ve: "Ey Yezid! Ey Abdurrahman! Ey Hişam b. el-Gaz! Kalkıp abdest alın ve şu gece namazını kılın. Bu gündüzün orucu da demir süngü ve halkalara dayanmaktan, irin ve kan içmekten daha kolaydır. Haydin kurtuluşa, haydi kurtuluşa" derdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, Ebu Nuaym, Hilye (5/193).

 

 

 

2945- Hasan( -I Basri)'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Gece dört rekat. iki rekat ta olsa namaz kılm, Gece namaz kıldıkları bilinen her ev halkına bir minadi: ''Ey ev halkl! Namazınız için kalkın'' diye seslenir."

 

Huşeym der ki: Ebu Amir'den başkasının bana bildirdiğine göre Hasan bu hadiste: "O münadinin kim olduğunu ancak Allah bilir" demiştir.

 

İsnadı zayıf, hadis mürseldir.

 

 

 

2946- Hasan( -I Basri): "Bir davar sağımlığı olsa bile gece namaz kıl" demiştir.

 

İsnadı zayıf, hadis mürseldir.

 

 

 

2947- Ebu Abdillah el-Mukri ez-Zahid der ki: Yanımızda bir ihtiyarla nöbetteyken, gecenin üçte biri geçince adam arkadaşlarını uyandırır ve teheccüd namazı kılmaları için teşvik ederdi. Onların şevkle namaz kıldıklarını görünce Allah'a hamd eder ve şu ayeti okurdu: "Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl.''[İsra 79] Sonra sesini yükselterek şöyle derdi:

Geceyi, seher vakti uyanık olanlara sor oyun ve eğlence için değil

Ellerini böğürlerine bağlayıp

Yüklerini hazırlayıp yokuluğa hazırlananlara.

Onların tembellik ettiğini ve ağır davrandığını görünce de: "Gece çok uyuyan, kıyamet günü Allah'ın huzuruna fakir olarak çıkar" der ve sesini yükselterek şu şiiri söylerdi:

Ey cahil, uykundan uyan Mezarda uykun uzun olacak Sabah olunca ölüme hazır ol Akşama kadar meleği gelebilir.

 

 

 

2948- Ebu'l-Kasım Hasan b. Muhammed b. Habib el-Müfessir birine ait

şu şiiri söyledi:

Ey Celil kendisini koruduğu halde uyuyan Karanlıklarda sessizce yürüyen her kötülükten Nasıl Gözler Melik'ten gafil olur

Bütün nimetler ondan gelirken

Başka bir rivayette beyit: "Karanlıklarda sessizce yürüyen zulümlerden Melik onu korurken" şeklindedir.

 

 

 

2949- Seriy b. Yahya der ki: "Süleyman et-Teymi Mekke yolundayken, yatsı namazı için abdest alır, sonra sabaha kadar olduğu yerde namaz kılardı. Sonra aynı abdestle sabah namazını kılardı."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (3/29).

 

 

 

2950- Mu'temir b. Süleyman der ki: Eğer ailemden olsaydın sana babamın bu durumunu anlatmazdım. Babam kırk yıl boyunca bir gün oruç tuttu, bir gün yedi. Yatsı namazının abdestiyle de sabah namazını kıldı."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (3/28).

 

 

 

2951- Said b. Amir der ki: "Süleyman et-Teymi her rüku ve secdede yetmiş defa tesbih ederdi.''

 

Tahric: Fesevi, Ma'rife (2/268).

 

 

 

2952- Rakabe der ki: "Rüyamda Rabbu'l-İzzet'i gördüm; "İzzetime yemin olsun ki; Süleyman et- Teymi'nin evine ikramda bulunacağım" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (3/32).

 

 

 

2953- Ebu İshak der ki: "Kırk yıldır gözüme uyku girmedi."

 

Tahric: Zehebi, Siyer (6/197).

 

 

 

2954- Hişam b. Hassan der ki: "Hafsa binti Sirin gece kandili yakar, sonra namazgahında namaza dururdu, Bazen kandil sönerdi, ancak sabaha kadar evaydınlık kalırdı."

 

Tahric: Mervezi, Kıyamu'l-Leyl (27).

 

 

 

2955- Avn b. Ebi İmran el-Cevni der ki: Annem gece kalkıp o kadar namaz kılardı ki, ayaklarını ve baldırlarını bezle bağlardı. Ebu İmran ona: "Yeter artık ey kadın!" deyince de: "Bu kıyamım, (Mahşerde olan) kıyama nazaran çok azdır" derdi. Bunun üzerine Ebu İmran susardı.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2956- İbrahim b. Müslim el-Kuraşi der ki: Muhammed b. elMünkedir'in kızı Fatıma gündüz oruç tutar, gece olunca da hüzünlü bir sesle: "Gece sakinliği geldi ve karanlık bastı, her seven de sevdiğine sığındı. Benim de senden isteğim ey sevgili ve istenen; beni cehennemden azad etmendir."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2957- Huşeym der ki: Mansur b. Zadan'a: "Ölüm meleği kapıdadır" denilse, amellerine ekleyebileceği bir şeyolmazdı. çünkü o, sabah çıkıp cemaatle namazı kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar tesbih eder, sonra zeval vaktine kadar namaz kılar, sonra öğle namazını kılar, sonra ikindi namazını kılar, sonra oturup akşama kadar tesbih eder, sonra akşam namazını kılar, sonra yatsı namazını kılar, sonra evine gider. O zaman kendisinden hadis rivayetleri yazılırdı.

 

Tahric: İsnadı salihtir. Zehebi, Siyer (5/442).

 

 

 

2958- Hüseyin b. Mansur der ki: "Süleyman b. el-Muğire namaza kalkınca, sinekler yüzünü yese bile onları kovalamazdı."

 

 

 

2959- Ebu Osman'ın hanımı Meryem der ki: "Biz eğlenmeyi ve gülmeyi erteleyip Ebu Osman'ın namaza başlamasını beklerdik. O namaza yalnız başına ibadet edeceği odasına girince konuşma ve başka şeyleri işitmezdi."

 

 

 

2960- Rabi b. Süleyman der ki: "Şafii geceyi üçe bölmüştü. İlk üçte birinde yazar, ikinci üçte birinde namaz kılar, üçüncü üçte birinde ise uyurdu."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (12/51-52) ve Zehebi, Siyer (10/35).

 

 

 

2961- Davud b. İbrahim'in bildirdiğine göre hac yolunda kafilenin önüne bir aslan çıkınca kafiledekilerden her biri bir tarafa kaçıştı ve yola devam edemediler. Seher vakti olunca da aslan çekip gitti. Aslanın gitmesi üzerine insanlar sağda solda konaklayıp hemen uykuya daldılar. Tavus o sırada namaz için kalkınca adamın biri ona: "Gece boyu uykusuz kaldın, biraz uyusan ya!" dedi. Tavus: "Seher vakti uyunur mu ki?" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrazzak, Musannef 11/40 (19848) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/14).

 

 

 

2962- Abdussamed b. Süleyman b. Ebi Matar der ki: Ahmed b. Hanbel'in yanında gecelediğimde yanıma bir testi su koydu. Sabah olup suyu kullanmadığımı görünce: "Hadis sahibinin gece bir virdinin olması gerekmez mi?" dedi. Ben: "Misafırim" karşılığını verince: "Misafır de olsan virdinin olması gerekir. Mesrük hac yaparken ancak secde halinde uyudu" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2963- Yaküb b. Süfyan der ki: Kufe halkından bir ihtiyarın bana söylediğine göre Hasan b. Salih b. Yahya'nın ailesinin bir kadın hizmetçileri vardı. Onu satmak zorunda kaldıkları için bu hizmetçiyi sattılar. İlk gece bu hizmetçi efendisine gidip onu ısrarla uyandırmaya ve: "Gece gitti" demeye başladı. Adam onun ısrarından sıkılınca kendisine bağırdı. Sabah olunca hizmetçi Hasan'a gitti ve: "Sübhanallah. Size hizmetlerime karşılık beni bir Müslümana satmanız gerekmez miydi?" dedi. Hasan: "Sübhanallah. Adamın nesi var?" karşılığını verince hizmetçi: "Teheccüd namazına kalkmasını bekledim, ancak kalkmadı. Onu ısrarla uyandırmaya çalışınca da bana kızıp azarladı" dedi. Hasan, Ali'yi çağırdı ve: "Şuna hayret etmiyor musun? Git bunun bedelini kardeşlerimizden birinden borç al ve satın alıp azad et" dedi.

 

Tahric: Fesevi, Ma'rife (3/184/185),

 

 

 

2964- Ebu Halid el-Ahmer der ki: Bir gece Süfyan doyuncaya kadar yiyince: "Eşeğin yemi çok olunca yükü de çok olur" deyip kalktı ve sabaha kadar ibadet etti.

 

Tahric: Fesevi, Ma'rife (1/727) ve Hatib, Tarih (9/158).

 

 

 

2965- Muhammed b. Ahmed b. el-Hüseyin b. er-Rabı der ki: "İbnu'lMübarek'in Rum topraklarında çok sıcak bir günde, miğferi başından düşmüş bir şekilde savaştığını gördüm."

 

İsnadında bilinmeyenler vardır.

 

Muhammed b. Ebi'l-Vezır der ki: Abdullah ile beraber hevdecindeyken İbnu'l-Mübarek tavsiyede bulundu. Gece vakti uzak bir yere gittik ve orada konakladık. Sonra İbnu'l-Mübarek bineğine bindi ve yola devam ettik. Bir nehre varınca bineğinden indi. Ben bineğin yularını tutup uzandım. İbnu'lMübarek abdest alıp tan ağarana kadar namaz kıldı. Ben ise onu seyrediyordum. Tan ağardığında bana seslenerek: "Kalk ve abdest al" dedi. Ben: "Abdestim var" karşılığını verince, onun gece namaz kıldığımı bildiğimi anladı ve üzüldü. Benimle de gün ortasına ve gideceğimiz yere varıncaya kadar konuşmadı.

 

 

 

2966- İbn Şubrume der ki: "Kurz ile yolculuk yaptım, konakladığı zaman, çadırını kurmadan önce sağa sola bakar, temiz bir yer görünce orada namaz kılardı."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/8709-710) ve Ebu Nuaym, Hilye (5/79).

 

 

 

2967- Damra b. Rabia der ki: "Yüz elli yılında Evzai ile hac yaptık. Ne gece, ne de gündüz hevdecinde uzandığını görmedim. Namaz kılar, uykusu gelince de devenin semerine yaslanırdı."

 

Tahric: İsnadı salihtir. Zehebi, Siyer (7/119).

 

 

 

2968- Ahmed b. Seleme der ki: Hennad b. es-Seri'nin birçok defa, Kabisa b. Ukbe'den bahsedilince: "Salih bir kişidir" dediğini ve gözlerinin yaşardığını gördüm. Hennad çok ağlayan biriydi. Bir gün mescidinde onunlaydım. Kıraatini bitirince evine döndü ve abdest alıp mescide giderek zeval vaktine kadar namaz kıldı. Ben de mescidde onunlaydım. Sonra tekrar evine dönüp abdest aldı ve mescide gidip bize öğle namazını kıldırdı. Sonra kalkıp kıraatte sesini yükselterek ve ağlayarak ikindiye kadar namaz kıldı. Sonra bize ikindi namazını kıldırdı ve mescidin ortasına gelip geceye kadar mushaf okudu. Akşam namazını da onunla kıldım. Komşularından birine: "İbadette ne kadar sabırlı" dediğimde, komşusu şöyle karşılık verdi: "Yetmiş yıldır gündüz bu şekilde ibadet etmektedir. Bir de gece yaptığı ibadeti görsen. Hiçbir zaman evlenmedi ve giysilerini hiç çıkarmadı. Ona Küfe'nin rahibi denirdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Zehebi, Siyer (11/466).

 

 

 

2969- Cafer b. Süleyman der ki: Bir gece Rabia'yı misafir ettiğimde namazgahına gitti ve sabaha kadar ibadet etti. Ona: "Bizi bu gece ibadetini yapma gücü verene karşılık olarak ne yapmalıyız?" diye sorunca: "Gündüz onun için oruç tutmalısın" cevabını verdi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

2970- Bekr b. Abdullah el-Müzeni der ki: "Ey Ademoğlu! Dilediği zaman Rabbinin huzuruna arada perde ve tercüman olmadan girebilecekken, kendisiyle su ve mihrab arasına engel koyan var mı ?"

 

Tahric: İsnadında meçhul olan bir kişi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (2/229).

 

 

 

2971- Evzai der ki: "Bilal b. Sa'd, o kadar çok ibadet ederdi ki, kimsenin onun yaptığı ibadeti yapmaya gücü yetmez di. Bilal her gündüz ve gece bir defa guslederdi."

 

Abbas b. el-Velid der ki: Babam: "Evzai, kimsenin güç yetiremeyeceği kadar ibadet ederdi. Her zeval vakti muhakkak kalkıp namaza durduğu görülürdü" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (5/222).

 

 

 

2972- Avn b. Ebi Şeddad'ın bildirdiğine göre Abdullah b. Galib yüz rekat kıldıktan sonra şöyle derdi: "Bunun için yaratıldık ve bize bu emredildi. Allah'ın veli kullarının ihtiyaçlarının karşılanacağı ve övülecekleri zaman yakındır."

 

Tahric: İsnadı salihtir. Ebu Nuaym, Hilye (2/256''

 

 

 

2973- Evzai der ki: Hac için yola çıkıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şehrine gece girdim. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidine vardığımda bir gencin, kabir ile minber arasında teheccüd namazı kıldığını gördüm. Tan ağarınca genç sırtüstü uzandıktan sonra: "Sabalı olunca halk gizli ibadet edenleri överler" dedi. Ben de ona: "Yeğenim! Seni ve senin gibileri överler, hamalları değil" dedim.

Said b. Abdilaziz el-Halebi hadisi Ahmed b. Ebu'l-Havari'den bu şekilde nakletmiştir.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/334, 10/15).

 

 

 

2974- Esma binti Yezid'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet günü insanlar bir yerde toplanırlar ve bir münadi şöyle seslenir: ''(Uyku saatinde ibadet etmek için) yataklarından uzak kalanlar nerede?'' Bunun üzerine az sayıda kişi kalkıp hesaba çekilmeden cennete girerler. Sonra diğer insanların hesaba çekilmeleri emredilir ...

 

Tahric. Hennad, Zühd 1/134 (176) ve Muhammed b. Nasr, Kıyamu'l-Leyl (sh. 18).

 

 

 

2975- Rabia el-Cereşi der ki: Kıyamet günü Allah insanları bir yerde toplar. Orada Allah'ın dilediğince kişi bulunur. Sonra bir münadi şöyle seslenir: "Cennet ehli bugün izzetin ve cömertliğin kime ait olduğunu bilecekler! ''Korkarak ve ümit ederek rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkanlar''[Secde 16] ayağa kalksınlar." Az sayıda kişi kalkar ve Allah'ın dilediği kadar bir süre geçtikten sonra münadi tekrar şöyle seslenir: "Cennet ehli bugün İzzetin ve cömertliğin kime ait olduğunu bilecekler! ''Kendilerini ticaret ve alışverişin Allah'ı zikretmek ve namazdan alıkoymayan kişiler''[Nur 37] kalksınlar." Bunun üzerine öncekilerden daha çok sayıda kişi kalkar. Allah'ın dilediği kadar bir süre geçtikten sonra münadi tekrar şöyle seslenir: "Cennet ehli bugün izzetin ve cömertliğin kime ait olduğunu bilecekler! Her durumda Allah'a hamd edenler kalksınlar." Bunun üzerine öncekilerden daha çok sayıda kişi kalkar.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (6/105-106) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/548).

 

 

 

2976- Ukbe b. Amir el-Cühenı: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber bir seferdeydik" deyip abdestin sevabıyla ilgili hadisi aktardı. Sonra Hz. Ömer'den şöyle nakletti: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) abdest aldıktan sonra neler söylenmesi gerektiğini bildirdikten sonra şöyle buyurdu: "Kıyamet günü insanlar herkesin görebileceği ve söyleneni duyabileceği bir yerde toplanırlar. Sonra bir münadi üç defa: ''Bu topluluk bu gün cömertliğin kime ait olduğunu bilecek'' deyip: ''Korkarak ve ümit ederek rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkanlar''[Secde 16] nerede?" diye seslenir. Sonra şöyle der: ''Kendilerini ticaret ve alışverişin Allah'ı zikretmek ve namazdan alıkoymayan kişiler''[Nur 37] nerede?" sonra bir münadi: ''Bu topluluk bu gün cömertliğin kime ait olduğunu bilecek'' deyip: ''Rablerini çokça hamdeden hamd ediciler nerede?'' diye seslenir. ''

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. Hakim, Müstedrek (2/398-399) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/208/209 ).

 

 

 

2977- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ümmetimin en şereflileri, Kur'an hafızları ve gece ibadet edenlerdir ...

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hatib, Tarih (4/124).

 

 

 

2978- Muafa b. İmran: "Müminin izzeti, insanlardan istememesiyle orantılıdır, şerefi ve yüceliği ise gece ibadet etmesindendir" dedi.

 

Tahric: Ravilerden Ubeydullah el-Varrak'ı tanımıyorum. Ebu Nuaym, Hilye (8/338).

 

 

 

2979- Suheyb b. Mihran der ki: "Müminin şerefi ve yüceliği ise gece ibadet etmesinden ve insanların elindekinden ümidini kesmesindendir.''

 

Muhammed der ki: Musa b. İsmail, bu hadisi "Sebre b. Abdullah b.

Haneş -Amr b. Salih -Suheyb" kanalıyla rivayet etti.

 

Tahric: İsnadında belirsizlik vardır. Buhari, Tarih (2/2 (317).

 

 

 

2980- İbrahim b. Mudarib der ki: Babamın şöyle dediğini işittim: "Hüseyin b. el-fadl bir gün ve gecede altı yüz rekat namaz kılardı ve: "Eğer zayıf ve yaşlı olmasaydım gündüz yemek yemezdim" derdi.

 

Tahric: Zehebi, Siyer (13/415).

 

 

 

2981- Davud b. Ruşeyd der ki: "Bir kardeşim, karanlık bir gecede kalkıp, çok soğuk olmasına rağmen tek başına namaz kıldı ve üşüdü. Bu kardeşim eski giysiler giymişti. Kardeşim ağlayarak secde edince, secdedeyken uyuyakaldı ve şöyle bir ses duydu: "Onları uyutup seni uyandırdık, sen ise bize ağlıyorsun."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım biri vardır. Ebu Nuaym, Hilye (8/335).

 

 

 

2982- İsmail b. Nuceyd der ki: "Cüneyd her gün çarşıya gelir ve dükkanının kapısını açıp girerek perdeyi indirir, dört yüz rekat namaz kıldıktan sonra evine dönerdi.''

 

Tahric: Hatib, Tarih (7/245) ve Kuşeyri, Risale (1/119).

 

 

 

2983- Ebu Abdurrahman es-Sülemi der ki: Dedemin bildirdiğine göre Ebu'l-Abbas b. Ata, Cüneyd ölüm döşeğindeyken yanına girdi ve selam verdi. Cüneyd bir müddet sustuktan sonra selamı aldı ve: "Beni mazur gör. çünkü virdimi yapıyordum" dedi. Sonra yüzünü kıbleye çevirip tekbir getirdi ve vefat etti.

 

Tahric: Hatib, Tarih (7/245),

 

 

 

2984- Muhammed el-Cureyri der ki: Cüneyd vefat edeceği zaman ben başucunda duruyordum. Cuma günüydü ve o, Kur'an okuyordu. Kendisine:

"Ey Ebu'l-Kasım! Kendine acı (yorma)" dediğimde şöyle karşılık verdi: "Ey Ebu Muhammed! Şu vakitte sahifem dürülürken ona (Kur'an okumaya) benden daha fazla ihtiyacı olanı göremiyorum."

 

Tahric: Hatib, Tarih (7/248),

 

 

 

2985- Bişr b. Abdullah en-Nehşeli der ki: Ölüm döşeğinde olan Ebu Bekr en-Nehşeli'nin yanına girdik. Başını indirip kaldırarak imayla namaz kılıyordu. Bir arkadaşı ona: "Allah sana merhamet etsin; bu durumda da mı (namaz kılıyorsun)?" deyince: "Sahifemin dürülmesiyle uğraşıyorum" karşılığını verdi.

 

 

 

2986- Cafer el-Huldi der ki: Rüyamda Cüneyd'i gördüm ve: "Allah sana nasıl muamele etti?" diye sordum. Cüneyd şöyle cevap verdi: "O işaretler uçtu, ibareler kayboldu, ilimler yok oldu, suretler bitti. Sadece seher vakti kıldığımız namazların bize faydası oldu."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/257) ve Hatib, Tarih (7/248).

 

 

 

2987- İbnu'l-Eclah der ki: Babam, Seleme b. Kuheyl'e: "Eğer benden önce ölürsen ve rüyama girebilirsen gelip bana ne ile karşılaştığını söyle" dedi. Seleme, Eclah'tan önce vefat edince, babam şöyle dedi: "Ey oğul! Biliyorum ki Seleme rüyamda bana gelince ona: "Sen ölmedin mi?" diye sordum. Bana: "Allah beni diriltti" cevabını verince, ben: "Rabbini nasıl buldun?" diye sordum. Seleme: "Çok merhametli ey Ebu Huceyye" cevabını verince ben: "Kulların sayesinde Allah'a yaklaştığı en üstün amellerin hangisi olduğunu gördün?" diye sorunca: "Gece namazından daha üstününü göremedim" cevabını verdi. Ben: "Durumu (hesabı) nasıl buldun?" diye sorunca da: "Kolay, ancak (amellerinize) güvenmeyin" cevabını verdi.

 

Tahric: İbn Adiy, el-Kamil (1/417).

 

 

 

2988- Enes b. Malik der ki: "Gece namazı kıldığımız zaman, seher vaktinin sonunda yetmiş defa istiğfar etmemiz emredilirdi."

 

Tahric: Muhammed b. Nasr, Kıyamu'l-Leyl (65).

 

 

 

2989- Damra b. Habib'in, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir kişiden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kişinin evinde kıldığı namazın, insanların gördüğü yerde kıldığı namaza üstünlüğü, farzın nafileye olan üstünlüğü gibidir. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 8/53 (7322).

 

Beyhaki der ki: "Bu hadis nafile namazlar için geçerlidir."

 

 

 

2990- Ebu Hureyre der ki: "İki rekat her tartışmayı affettirir." Babam:

"Yani iki kişinin tartışması sebebiyle işledikleri günaha, kıldıkları iki rekat namaz kef arettir" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir ve hadis mürseldir.

 

 

 

2991- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Falan kişi gece namaz kılıyor, sabah olunca da hırsızlık yapıyor" denilince: "Söylediği şey (namaz) onu bundan (hırsızlıktan) alıkoyacaktır" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (2/447); İbn Hibban, Sahih 4/116 (2551) ve Tahavi, Müşkil (2/430).

 

 

 

2992- Hasane -ı Basri)'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim namaz kılar da bu namazı onu iyiliğe yönlendirmez ve kötülükten alıkoymazsa, ancak kendisini Allah 'tan uzaklaştırmaya yarar.''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2993- Ebu Halid der ki: Abdullah (b. Mes'ud)'a: "Falan kişi rüku ve secdeleri uzatıyor" denilince: "Namaz ancak ona itaat edene fayda verir" karşılığını verdi. Allah en doğrusunu bilir; ancak muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötü şeylerden alıkoyar. Bu sebeple namaz ona fayda sağlar."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2994- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: "Kim, namazı iyiliğe yönlendirmez ve kötülükten alıkoymazsa, ancak kendisini Allah'tan uzaklaştırmaya yarar."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Zühd (159); Taberani, M. el-Kebir 9/107 (8543) ve İbn Cerir, Tefsir (20/155).

 

 

 

2995- Abdullah b. Ebi Evfa der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün

yanımıza çıktı ve şöyle buyurdu: "Kimin Allah'tan veya insanlardan birinden bir isteği varsa, güzelce abdest alsın, sonra iki rekat namaz kılsın, sonra Allah'a sena etsin ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salavat getirsin, sonra şöyle desin: ''Halim ve Kerim olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı tesbih ve tenzih ederim. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun. Allahım! Şüphesiz ben Senin rahmetine vesile olan sebepleri. mağfiretini gerektiren hasletleri. her günahtan korunmayı ve her kötülükten selamette olmayı senden dilerim ...

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 2/344 (1479) ve İbn Mace 1/441 (1384).

 

 

 

2996- Selman el-Farisı der ki: "Gece olunca insanlar üç konumdan birinde olurlar. Kiminin gecenin sonunda kazancı vardır, ama kaybı yoktur. Kiminin ne kazancı, ne de kaybı vardır. Kiminin de kazancı yoktur, ama kaybı vardır."

 

Tarık der ki: Ben yaşımın gençliğine ve söylediklerini anlayamamama hayret ettim ve: "Ey Ebu Abdillah! Bu nasıl olur?" diye sordum. Selman şöyle cevap verdi: "Kazançlı olup kaybı olmayan, insanların gaflette olduğu zamanı ve karanlığı fırsat bilip abdest alarak namaz kılandır. Bu kişi kazançlıdır ve kaybı yoktur. İnsanların gaflette olduğu zamanı ve gece karanlığını fırsat bilip Allah'a isyan eden kişi de, kazancı olmayıp kaybı olan kişidir. Sabaha kadar uyuyan da ne kazançlıdır, ne de kaybı vardır."

 

Tarık der ki: "Ben bununla kalacağım ve ayrılmayacağım" dedim. İnsanların çıktığı bir heyette kendisi de bulununca ben de onunla gittim. Hiçbir işte onu geçemiyordum. Ben hamur yoğursam o pişiriyor, ben ekmek pişirsem o yemek yapıyordu. Bir yerde konaklayıp geceledik. Benim gece ibadet ettiğim bir saat vardı. O saatte uyandığımda kendisini uyur bir şekilde bulurdum ve: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabisi benden daha hayırlıdır ve uyumuştur" deyip yatardım. Sonra tekrar kalktığımda uyuduğunu görürdüm ve yine uyurdum. Sadece gece kalktığı zaman yattığı yerde: "Sübhanallah, Elhamdu lillah, La ilahe illallah, Allahu Ekber, La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, Lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadir" derdi.

Sabahtan biraz önce ise kalkıp abdest alır, sonra iki rekat kılardı. Sabah namazını kılınca ona: "Ey Ebu Abdillah! Benim kalkıp ibadet ettiğim bir saat vardı. Bu saatte uyandığımda senin uyuduğunu görüyor ve: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabisi benden daha hayırlıdır ve uyumuştur" deyip yatıyordum" dedim. Selman: "Yeğenim! Ne dediğimi işitiyordun?" diye sorunca, işittiklerimi söyledim. Selman: "Yeğenim! Namaz işte budur. Beş vakit namaz, öldürücü büyük günahlardan sakınıIdıkça aralarında işlenen günahlara kefarettir. Yeğenim! Sen orta yolu seçmeye bak. Böyle yapman daha doğrudur" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Abdürrezzak, Musannef 1/48-49 (148),3/47-48 (4737) ve Taberani, M. el-Kebir 6/265-266 (6051).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Ramazan Gecelerini İbadetle Geçirmek