Muavvizeteyn'in Zikre Tahsis Edilmesi |
2325- Zir b. Hubeyş der
ki: Ubey b. Ka'b'a Muavvizeteyn'i (Felak ile Nas süreleri) sorduğumda şöyle dedi:
"Ben de bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorduğumda: ''Bana
böyle demem emredildi, ben de dedim'' buyurmuştu. Biz de Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediği gibi deriz."
Buhari, Sahıh'de Kuteybe
ve başkaları kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti. - Buhari, tefsır (6/99).
2326- Ukbe b. Amir
el-Cüheni der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muavvizeteyn
hakkında: "Bana, benzerini görmediğim (veya benzeri görülmemiş) ayetler
indirildi" buyurdu.
İsnadı sahihtir.
Başka bir kanalla da
yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir. Müslim, Sahih'de farklı kanallarla
İsmail b. Ebi Halid'den rivayet etti. - Müslim, salatü'l-müsafirin (265).
Yine Ukbe b. Amir'den
bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ona: "Sana
okunabilecek en hayırlı iki sureyi öğreteyim mF" buyurmuş ve Felak ile Nas
sürelerini öğretmiştir.- Ebu Davud 2/152 (1462) ve Nesal, istiaze (8/252-253).
2327- Ebu Said el-Hudri
der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önceleri insanların ve
cinlerin göz değmesine karşılık Allah'a sığınır, dualar okurdu. Muavvizeteyn
(Felak ile Nas sureleri) nazil olunca sığınırken bunları okumaya başladı ve
daha önce okuduğu şeyleri bıraktı."
Her iki kanalın lafzı
aynıdır.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Nesai, istiaze (8/271), İbn Mace 2/1161 (3511) ve Tirmizi 4/395
(2058).
2328- Ukbe b. Amir der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yol alırken Culıfe
ile Ebva arasında bir yere ulaştığımızda ortalığı sert bir rüzgar ile koyu bir
karanlık kapladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Felak ile Nas surelerini okuyarak Allah'a sığınmaya başladı. Bana da: "Ey
Ukbe! Sen de bunlarla Allah'a sığın. Zira kişi bunlardan daha iyisiyle Allah'a
sığınamaz" buyurdu. Ayrıca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bize namaz kıldınrken de bu iki sureyi okuduğu nu işittim.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Davud 2/153 (1463).
2329- Ukbe b. Amir
el-Cüheni der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile yürürken bir ara
bana: "Söyle!" dedi. "Neyi diyeyim?" diye sorduğumda ise
sustu. İçimden: "Allahım! Bana bir daha söylesin" diye dua ettim. Bir
süre sonra yine: "Ey Ukbe! Söyle!" dedi. "Ne diyeyim?" diye
sorduğumda: "Deki: Ağaran sabahın Rabbine sığınırım"[Felak 1]
buyurdu. Felak Süresi'ni sonuna kadar okuduğumda bana yine: "Söyle!"
dedi. "Ne diyeyim?" diye sorduğumda: "De ki: İnsanların Rabbine
sığınırım"[Nas 1] buyurdu. Nas Süresi'ni de sonuna kadar okuduğumda:
"Kişi Allah'tan bunlardan daha güzeliyle bir şey isteyemez ve Allah'a
bunlardan daha güzel bir şeyle sığınamaz" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Nesai, istiaze (8/253) ile fedail 100 (88).
2330- Ukbe b. Amir
el-Cüheni der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her namazın
ardından Muavvizeteyn'i (Felak ile Nas surelerini) okumamı söyledi."
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Ebu Davud 2/181 (1523) ve Nesai, vitr (3/68).
2331- Ukbe b. Amir der
ki: ''Ey Allah'ın Resulü! Yusuf ile Hud surelerinden bir şeyler okuyayım mı?''
dediğimde şöyle buyurdu: ''Ey Ukbe Felak suresini oku! Allah katında maksadına
ulaşmak için Felak suresinden daha iyisini ve daha güzelini okuyamazsın.
Elinden geldiği kadarıyla bu Sureyi okumaya çalış.''
Lafız Yahya'nın
lafzıdır.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Nesai, istiaze (8/254).
Leys'in rivayeti ise
şöyledir: Bineği üzerinde olan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
peşinden gittim. Yanına gelip ellerimi ayaklarına koydum ve: "Hud ile Yusuf
suresinden bir şeyler okuyayım mı?" dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Allah katında maksadına ulaşmak için Felak Suresi'nden daha
iyisini okuyamazsın" buyurdu.
2332- Hz. Aişe der ki:
"ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vitir namazının ilk rekatında
A'la Suresi'ni, ikinci rekatında Kafirun Suresi'ni, üçüncü rekatında da İhlas
Suresi ile Felak ve Nas surelerini okurdu."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Hibban, Mevarid 175 (675), Hakim, Müstedrek (1/305) ve
Beyhaki, Sünen (3/37).
2333- Hz. Aişe der ki:
"ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalandığı zaman
Muavvizeteyn'i (Felak ile Nas surelerini) kendine okur ve üzerine
üflerdi."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hatib, Tarıh (4/113).
2334- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yerinden şikayet ettiği
zaman Muavvizeteyn'i (Felak ile Nas sürelerini) kendine okur ve üzerine
üflerdi. Hastalığı ağırlaştığı zaman da bu süreleri ben okuyup bereketini
umarak ellerini üzerine sürmeye başladım."
İsnadı sahihtir.
Buhari bunu Abdullah b.
Yüsuf - Malik b. Enes - Urve - Aişe kanalıyla(1) ve Müslim Yahya b. Yahya'dan
rivayet ettiler.(2)
Tahric:(1): Buhari,
fedail (6/105-106), tıb (8/22) ile meğazi (5/139). (2): Müslim, saıM (Sı).
2335- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatağına girdiği zaman ellerini
yan yana getirip İhlas, Felak ve Nas sürelerini okur ve avuç içlerine üflerdi.
Sonra avuçlarını başından başlamak üzere yüzüne ve bedeninin ön tarafına sürerdi.
Bunu üç defa tekrar ederdi."
Buhari, Sahıh'de Kuteybe
b. Said'den rivayet etti.- Buhari, fedail (6/106).
2336- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kur'an'ın üçte
birini okumadan uyumayın" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Kişi
Kur'an'ın üçte birini okumaya nasıl güç yetirsin?" diye sorunca,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ihlas, Felak ve Nas surelerini
de okuyamaz mı?" buyurdu.
Isnadı zayıftır.
ed-Da'vatu'l-Kebir
eserimizde de zikrettiğimiz gibi Muaz b. Abdillah b. Habib'in, babasından
naklen bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Akşam ve sabahları
üç defa ihlas ile Muavvizeteyn'i (Felak ve Nas Surelerini) okuman her şeye
karşı sana yeterli olur" buyurmuştur. - Tirmizı 5/567 (3575), Ebu Davud
5/320-321 (508) ve Nesm, istiaze (8/250).
Bazı süreleri
diğerlerinden veya bazı ayetleri diğerlerinden daha üstün görmenin caiz
olduğuna yönelik rivayetleri de zikretmiştik. Yüce Allah da: "Biz herhangi
bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak, yerine daha
hayırlısını veya benzerini getiririz''[Bakara 106] buyurur.
Halimi der ki: ''Bu
ayeti birkaç şekilde açıklayabiliriz. Birincisi; amele yönelik olan ve
tilavette sabit kalan iki ayetten biri mensuh, diğeri de nasih olabilir. Bu
durumda nesheden ayetin insanlar için neshedilmiş ayetten daha hayırlı
olduğunu, yani nesheden ayetle amelin daha evla ve sevabının daha fazla
olduğunu söyleyebiliriz. Buna dayanarak da emir veren, nehyeden, vaad eden ve
uyaran ayetlerin kıssa anlatan ayetlerden de daha hayırlı olduğunu
söyleyebiliriz. Zira anlatılan kıssalardan amaç emir, yasak, uyarı ve
müjdelerin desteklenip vurgulanmasıdır. insanların kıssalara ihtiyacı
olmayabilir, ancak emir, yasak, uyarı ve müjdelere her dem ihtiyaçları vardır.
Bu durumda insanlara daha çok sevabı ve faydası olan şeyler usulden sayılacak,
bu usule tabi olan şeylerden daha hayırlı görülecektir.
Diğeri; Yüce Allah'ın
isimlerini dile getiren, sıfatlarını açıklayan, azameti ve kutsiyetine delalet
eden ayetler diğer ayetlerden daha üstün ve değerlidir de denilebilir.
Üçüncüsü; Bir sürenin
diğer bir süreden veya bir ayetin diğer bir ayetten daha hayırlı olduğunu
söylemek, okuyan kişiye ahirette kazandırdığı sevaptan öte hem okunarak ibadet
etme, hem de dünyadayken kendisine kazandırdığı şeylerden dolayı da olabilir.
Örneğin Ayetü'I-Kürsı, ihlas Süresi, Felak ve Nas sürelerini okuyan kişi
Allah'a sığınarak korktuğu şeylerden korunur. Sıfatlarıyla birlikte Yüce
Allah'ın zikrini de içerdiği için kişi bunları okuyarak ve bunlara inanarak
Allah'a karşı olan ibadetini de yerine getirmiş olur. Bunları okuyarak Allah'ı
zikretmiş olacağı için kalbi huzuru elde edecek, bu zikrin bereketine de nail
olacaktır. Hüküm içeren ayetlere gelince ise, kişi bunları okuyarak söz konusu
hükmü ikame etmiş olmaz, sadece bu yönde bilgi edinir ve ayetleri hafızasında
tazelemiş olur. Daha önce zikrettiğimiz süreler de bu açıdan daha hayırlı ve
üstün sayılmayı hakeder. Doğrusunu da Allah bilir.
Genel manada ibadette,
tilavette ve amelde Kur'an'ın Tevrat, incil ve ZEbur'dan daha hayırlı olduğu da
söylenebilir. Zira Kur'an'ı okumanın sevabı varken diğerlerini okumanın böylesi
bir sevabı yoktur. Yine icaz bakımından da Kur'an'ın diğerlerinden daha üstün
olduğu söylenebilir. Kur'an, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hucceti ve mucizesi olması bakımından da diğerlerinden üstündür. Diğer
peygamberlerin kitapları ise onların hücceti veya mucizesi değil sadece
davetiydi. Şayet onların da kitapları hüccet ve mucize olsaydı Kur'an'a yönelik
daha önce söylediklerimiz onlar için de geçerli olacaktı. Doğrusunu da Allah
bilir.
Yüce Allah bazı
surelerin kıraatini diğer surelerin kıraatinden daha üstün tuttuğu, bunları
okumaya karşılık diğer sürelere nazaran kat kat daha fazla sevap vaad ettiği için
de bir surenin diğer bir süreden daha üstün olduğu söylenebilir. Bu değerin
asıl sebebini her ne kadar tam anlamıyla biz bilmiyor olsak dahi böylesi bir
üstünlükten bahsedilebilir. Bu da bir günün diğer bir günden veya bir ayın
diğer bir aydan üstün olduğunu söylemek gibidir ki bundan da kasıt, üstün
görülen ayda ibadetin diğerinden daha değerli veya üstün görülen ayda işlenen
günahın diğer ayda işlenen günahtan daha ağır olduğu manasındadır. Aynı şekilde
bazı ibadetlere özel olması açısından harem olan bölgenin harem olmayan
bölgeden üstün olduğunu söylemek de bu babtandır." - Halimi, el-Minhac
(2/244-245).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın: