ŞUABU’L-İMAN

19.ŞU’BE: KUR’AN’A SAYGI

 

Kur'an Hakkında Çekişmekten Sakınmak

 

2059- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kur'an hakkında çekişmek küfürdür" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 5/9 (4603) ve Nesai, fadail 120 (118).

 

 

 

2060- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kur'an hakkinda tartışmak küfürdür" buyurmuştur.

 

Tahric: Kanallarından birinin isnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (2/478) ve Hakim, Müstedrek (2/223).

 

 

 

2061 - Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kur'an hakkinda başkalarıyla çekişmeyin. Zira Kur'an hakkinda çekişmek küfürdür" buyurmuştur.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

Halimi der ki: "Bu da Allah doğrusunu bilir, kişinin bilmediği bir kıraati veya bir ayeti veya bir kelimeyi başkasından işittiği zaman bunun yanlış olduğunu söylemesi veya böylesi bir kıraatin Kur'an'dan olmadığını dile getirip onunla çekişip tartışmasıdır. Veya herhangi bir ayetin tefsiri konusunda başkasından gelen ve kendisinin bilmediği bir yorumun batıl olduğunu söylemesi ve yorum sahibiyle bu konuda çekişmesidir. Kişinin de böyle yapmaması lazımdır. Zira böylesi bir çekişme kişiyi haktan ayırabilir, hak ortaya çıksa da kişi bunu reddedip inkar edebilir. Bundan dolayı Kur'an'la çekişmek yasaklanmış ve bunu yapmanın küfür olduğu belirtilmiştir. Zira böylesi bir tavır kişiyi küfre doğru götürmektedir. Böylesi bir çekişme ve tartışmada Kur'an'dan bir harfin veya bir kelimenin varlığı veya yokluğunu ispatta, gerçek ortaya çıkmasına rağmen haktan ayrılan taraf kafir olur. Zira böylesi bir durumda kişi ya Kur'an'dan bir şeyi inkar etmiş ya da Kur'an'a bir şeyin eklendiğini söylemiş olacaktır. Doğrusunu da Allah bilir. Çekişme (=müra) de izandan uzak bir şekilde sunulan delilin yanlış ve batıl olduğu konusunda ısrar etmektir. Ancak her türlü sorunun kendisiyle halledilip aşılacağı müzakare ise haram değildir. Doğrusunu da Allah bilir." - Halimi, el-Minhac (2/235-236).

 

 

 

2062- Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir topluluğun Kur'an hakkında çekişmelerini işitince şöyle buyurdu: "Sizden öncekiler bundan dolayı helak oldular. Zira kitaplarının ayetlerini karşı karşıya getiriyorlardı. Kur'an, bazı ayetleri diğer ayetlerini yalanlayacak şekilde değil. birbirini doğrulayacak şekilde indi. Bundan dolayı hakkında bilginiz olan ayetler konusunda söz söyleyin, hakkında bilginiz olmayan ayetleri de bilenlere bırakm. ''

Lafız Sülemi'nin lafzıdır.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Mace 1/33 (85).

 

 

 

2063- Ebu İmran el-Cevnı der ki: Abdullah b. Rebah el-Ensarı'ye Abdullah b. Amr'ın şöyle dediği yazılmıştır: "Bir gün erkenden Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Bir ayet konusunda iki adamın tartışma seslerini işitince yanımıza çıktı. Öfkesi yüzünden okunuyordu. Onlara: ''Sizden öncekiler kitapları hakkında bu şekilde tartışmalarından dolayı helak oldular'' buyurdu."

Müslim, Ebu Kamil'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Müslim, ilm (2).

 

 

 

2064- Cundub b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kalpleriniz üzerinde bir olduğu sürece Kur'an 'ı okuyun. Hakkında ihtilafa düştüğünüz zaman da oradan kalkıp gidin. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 2/164 (1673).

 

 

 

2065- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir. Müslim, Yahya b. Yahya'dan rivayet etti.

 

Tahric: Müslim, ilm (3).

 

Buhari de bunu Hammad b. Zeyd ile Selam b. Ebi Muti' kanalıyla Ebu İmran'dan merfU olarak rivayet etmiş ve hem bunu, hem de başkasını şahid olarak zikretmiştir.

Şu'be, Hammad b. Seleme ve Hemmam b. Yahya gibileri ise bunu Cundub'un sözü olarak rivayet etmişlerdir.

 

Buhari der ki: "İbn Avn, Ebu İmran kanalıyla Abdullah b. es-Samit'ten naklen bunu Hz. Ömer'in sözü olarak rivayet etmiştir."

 

Tahric: Buhari, fedail (6/115) ile i'tisam (8/161) ve Müslim, ilm (4).

 

 

 

2066- Abdullah b. es-Samit'in bildirdiğine göre Hz. Ömer: "Üzerinde ittifak ettiğiniz sürece Kur'an'ı birlikte okuyun. Hakkında ihtilafa düştüğünüz zaman da okumayı bırakın" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai, fedail 122 (124).

 

 

 

2067- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

2068- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: "Kur'an'ın yol feneri gibi ışığı vardır. Bundan dolayı içinden bilip tanıdığınız şeylerle amel edin, size şüpheli gelen şeyleri de bırakın."

 

lsnadında kopukluk vardır.

 

 

 

2069- Ebu Cuheym el-Ensari bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından iki adam bir ayet konusunda tartıştılar. Her ikisi de ayeti bizzat Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğini iddia ediyordu. Sonunda birlikte yürüyerek Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittiler. Vardıklarında her ikisi de söz konusu ayeti ondan işittiğini dile getirdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu Kur'an yedi harf (lehçe) üzere nazil olmuştur. Onun hakkında çekişmeyin, zira onun hakkında çekişmek küfürdür" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Bağavi, Şerhu's-Sünne 4/505-506 (U28), Ahmed, Müsned (4/169170) ve İbn Cerir, Tefsir (1/19).

 

 

 

2070- Amr b. el-As'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kur'an'ı yedi harf (lehçe) üzerinden okuyabilirsiniz. Hangisiyle okursanız da geçerli olur. Ancak onun hakkında çekişmeyin, zira onun hakkında çekişmek küfürdür. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (4/204) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (10/528).

 

 

 

2071- Ömer b. el-Hattab anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında Hişam b: Hakim b. Hizam'ın Furkan Süresi'ni okuduğunu işittim. Okumasına kulak verdiğimde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana öğretmediği değişik harfler (lehçeler) üzerinden okuduğunu işittim. Namazda olmasına rağmen az kalsın üzerine atılacaktım, Ancak namazı bitirmesini bekledim. Selam verince: "Okuduğunu işittiğim bu süreyi sana bu şekilde kim okuttu?" diye sordum. "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) okuttu" karşılığınıverince: "Yalan söylüyorsun. Senin okuduğun bu süreyi bana da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (farklı bir şekilde) okuttu" dedim. Sonra onu çekerek Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürdüm, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Ey Allah'ın Resulü! Bu adamın Furkan Süresi'ni bana öğrettiğinden farklı bir şekilde okuduğunu işittim, Bu süreyi de bana okutan sensin" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Hişam! Okul" buyurdu. Hişam da okuduğunu işittiğim şekilde sureyi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) okuyunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sure bu şekilde nazil oldu" buyurdu. Sonra bana: "Ey Ömer! Sen okul" buyurunca, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana öğrettiği şekilde sureyi okudum. Bitirince yine: "Sure bu şekilde nazil oldu" buyurdu ve şöyle devam etti: "Bu Kur'an yedi harf (lehçe) üzere nazil oldu. Kolayınıza gelen harf (lehçe) ile okuyun" buyurdu.

 

Hakim'in hocasını tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

Buhari, Sahıh'te Ebu'l-Yeman'dan(1) ve Buhari ve Müslim başka bir kanaldan rivayet ettiler.(2)

 

Tahric: (1) Buhari, fadeil (6/11). (2) Buhari, istitabetu'l-mürteddin (8/53-54), fadail (6/100), tevhid (8/215) ile husumat (3/90) ve Müslim, salatü'l-müsafirin (271).

 

 

 

2072- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: "Kur'an hafızlarından olan ilk insanları işittim. Onların da kıraaderinin birbirine yakın olduğunu gördüm. Siz de öğrendiğiniz şekilde kıraatinizi yapın. Ancak sakın farklı olan harfler üzerinden ihtilafa düşmeyin. Zira farklı harf denilen (mesela) "Gel" ifadesinin "Akbil" ya da "Helumme" ya da ''Teale'' şeklinde söylenmesinden başka bir şey değildir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (10/488), Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 9/149 (8680), İbn Cerir, Tefsir (1/22) ve Beyhaki, Sünen (2/385).

 

 

 

2073- Abdullah (b. Mes'üd) der ki: "Kur'an yedi harf (lehçe) uzerıne nazil olmuştur. Farklı harf denilen de (mesela) "Acele et" ifadesinin HA 'cil" ya da "Esri'" ya da "Tevvih" şeklinde söylenmesinden başka bir şey değildir."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

2074- Abdurrahman b. Abis, bir adamdan bildirir: Abdullah b. Mes'üd'un yanına Kufe ahalisinden bazıları geldi. Onları selamladıktan sonra, Allah'a karşı takvalı olmalarını, Kur'an hakkında ihtilafa düşüp çekişmemelerini öğütledi. Kur'an'ın içinde çelişkiler olmayacağını, içinde söylenen bir şeyin sonradan unutulmayacağını, ne kadar tekrar edilse de güzelliklerinin bitmeyeceğini söyledi ve şöyle devam etti: "Kur'an'daki İslam şeriatının sınırları, farzları ve Allah'ın emirleriyle birlikte aynı olduğunu görmüyor musunuz? Şayet kıraatlerden birinde emredilen bir şey başka bir kıraatte yasaklanıyor olsaydı bu durumda çelişki ortaya çıkacaktı. Ancak kıraatler farklı olsa da söylenen aynıdır. Bugün aranızda fıkıh ve ilimde en hayırlı insanların çıkmış olmasını umuyorum. Muhammed'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nazil olanı (dini) benden daha iyi bilen birinin var olduğunu öğrensem ulaşım imkanı da varsa deveme binip ilmime ilim katmak için yanına giderdim. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her yıl Kur'fm'ı bir defa Cebrail'e okuduğunu biliyorum. Vefat ettiği yıl ise onu Cebrail'e iki defa okumuştu. Ben de önünde Kur'an'ı okuduğum zaman güzel okuduğumu söylerdi. Bundan dolayı Kur'an'ı benim kıraatime göre okuyan kişi başka bir kıraati tercih etmek için benim kıraatimi bırakmasın. Herhangi bir kıraate göre okuyan kişi de başka bir kıraati tercih etmek için bu kıraatini bırakmasın. Zira Kur'an'ın bir harfini inkar eden tümünü inkar etmiş olur."

 

Tahric: İsnadında meçhul bir ravi vardır. Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 10/119-120 (10076) ve Ahmed, Müsned (1/ 40S).

 

 

 

2075- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cebrail Kur'an 'ı bana bir harf (lehçe) üzerine okuttu. Daha fazla harf (lehçe) ile okutmasına yönelik israrlarım üzerine sonunda yedi harf (lehçe) üzerine okuttu."

 

İsnadı sahihtir.

 

İbn Şihab der ki: "Bana ulaşana göre bu yedi harf, bir helali haram veya haramı helal kılmayan şeyler konusundadır."

Buhari, İsmail b. Ebi Uveys'ten rivayet etti. - Buhari, bed'ul-halk (4/80) ve Müslim, salatu'l-müsafirin (2n, 273).

 

 

Beyhaki der ki: Yedi harften kasıt, Kur'an'da kullanılan yedi lehçe olsa gerektir. Ebu Ubeyd de bu şekilde düşünmüştür. ibn Mes'ud'dan naklen bize rivayet edilen de bu yöndedir. Zira o da farklı harf denilen şeyin mesela "Gel" ifadesinin "Akbil" ya da "Helumme" ya da "Teale" şeklinde söylenmesinden başka bir şeyolmadığını söylemiştir. Bu bakımdan rehberimiz olan Kur'an'ın diğer kıraat şekillerinden ziyade sahabenin icmasıyla mushafta zikredilen ve onlar tarafından aktarılan harflerle okunması caizdir. Bunun yanında azapla biten bir ayet rahmetle veya rahmetle biten bir ayet de azapla bitirilmedikten sonra diğer harflerle okunması da caizdir.

 

Bu hadisin de isnadında bir sakınca Yoktur. (Burada cümleyi muallakta bırakacak bir ifadenin düşmüş olması muhtemeldir. )

 

Ancak Buhari ile Müslim Sahih'lerinde bunu zikretmemişlerdir. Hadisteki açıklama da ravilerden birinin açıklaması olabilir. Zira Abdurrahman b. Ebi Leyla ve başkaları Ubey b. Ka'b'dan rivayet etmiş, ancak bu açıklamayı zikretmemişlerdir. Aynı hadisi Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakleden Osman, ibn Abbas ve başkalarının rivayetinde de bu açıklama yoktur. Şayet rivayet doğru ise bundan kasıt, Kur'an'da nazil olmuş ve bir yerde kullanılmış herhangi bir ifadeyi yeri dışından başka bir yerde kullanmaktır. Buna göre rahmetle biten bir ayeti azapla veya azap la biten bir ayeti rahmetle bitirmedikten sonra kıraatı diğer harflerle okumanın bir günahı yoktur.

 

 

 

2076- Abdullah (b. Mes'üd) der ki: "Kişinin "Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir"[Bakara 173] yerine "Allah, gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"[Bakara 209] demesi yanlış olmaz. Yanlış olan Kur'an'dan olmayan bir şeyi Kur'an'darunış gibi okumak ya da rahmetle biten bir ayeti azapla, azapla biten bir ayeti de rahmetle bitirmektir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 9/150 (8683).

 

 

Beyhaki der ki: ''Bundan kasıt, Allah doğrusunu bilir bu şekilde okumanın kişiyi günaha sokmayacağıdır. Zira yerinde okunmayan bu ifadeler yine Kur'an'da bulunan ve Allah'ın isimlerinden olan ifadelerdir. Kişi bunları asıl yerlerinden başka bir yerde zikrettiği zaman günaha girmez. Doğrusunu da Allah bilir."

 

 

 

2077- Şuayb b. el-Habhab der ki: Ebu'I-Aliye, yanında biri farklı bir kıraatte okuduğu zaman "Aslı bu okuduğu gibi değildir" demek yerine: "Ben bunu şu şu şekilde okuyorum" derdi. Bunu İbrahim'e zikrettiğimde: "Sanırım arkadaşın, Kur'an'dan bir harfi inkar edenin tümünü inkar etmiş sayılacağını söyleyen sözü işitmiş" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (10/513-514) ve İbn Cerir, Tefsır (1/23).

 

 

 

2078- Ebu'I-Aliye der ki: "İki ayet Kur'an hakkında tartışanlar için çok ağırdır. Bunlardan biri: "Allah'ın ayetleri hakkında inkar edenlerden başkası tartışmaya girişmez"[Gafir 4] ayetidir. Diğeri de: "Kitap hakkında ayrılığa düşenler doğrusu derin bir çıkmazdadırlar"[Bakara 176] ayetidir.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (1/410).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

 

Kur'an'ı Zanna Göre Tefsir Etmemek