ŞUABU’L-İMAN

15.ŞUBE: Resulullah (s.a.v.)’e Gerekli Saygıyı göstermek

 

Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e

Salat ve Selam

 

Yüce Allah: "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin, selam edin''[Ahzab 56] buyurmuştur. Yüce Allah kullarına, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salat ve selam etmelerini emretmiştir. Öncesinde de bunun faziletine işaret etmek için meleklerin de ona salat selam ettiklerini bildirmiştir. Melekler Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şeriatıyla mükellef olmamasına rağmen ona salatü selam ederek Allah'a yakınlaşmak istediklerine göre herkesten önce müslümanların bunu yapması gerekir .

 

 

 

1451- Ebu Mes'ud el-Ensari der ki: Sa'd b. Ubade'nin meclisindeyken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi. Buşeyr b. Sa'd ona: "Ey Allah'ın Resulü! Yüce Allah sana salat etmemizi emretti. Sana bu salatı nasıl edeceğiz?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sustu. Susunca içimizden böylesi bir sorunun sorulmamış olmasını temenni ettik. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöyle deyin: ''Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema salleyte ala ali ibrahim. Ve barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema barekte ala ali ibrahim fi'I-alemine, inneke hamidun mecid (=Allahım' ibrahim'e hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed ve ailesine de öyle hayırlar ihsan et. ibrahim'e her şeyde bereketi ihsan ettiğin gibi Muhammed ve ailesine de öyle bereketler ihsan et. Sen ki her türlü övgüye layık, şanı yücesin.)'' Selamı da zaten biliyorsunuz."

Lafız Yahya b. Yahya'nın lafzıdır. Bunu Müslim, Sahih'te Yahya b.

Yahya'dan rivayet etti.

 

Tahric: Müslim, salat (65)

 

Ka'b b. Ucre de bunu Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aktarmıştır. Bu rivayetini de hem Buhari hem de Müslim rivayet ettiler. - Buhari, enbiya (4/118), da'vat (7/156) ve Müslim, salat (66).

 

 

 

1452- Ebu Humeyd es-Saidi der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Sana salatı nasıl yapacağız?" diye sorduğumuzda şöyle buyurdu: "Şöyle deyin: Allahım! ibrahim'in ailesine hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed'e, hanımlarına ve zürriyetine de öyle hayırlar ihsan et. ibrahim 'in ailesine bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed'e, hanımlarına ve zürriyetine de öyle bereketler ihsan et. Sen ki her türlü övgüye layık, şanı yücesin."

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari, Sahih'te Abdullah b. Mesleme'den rivayet etti.(1) Müslim de başka bir kanalla Malik'ten rivayet etti.(2)

 

Tahric: (1): Buhari, da'vat (7/157). (2): 3 Müslim, salat (69) ve Buhari, enbiya (4/1 ıs).

 

 

 

1453- Esved b. Yezid der ki: İbn Mes'ud bize: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salat edeceğiniz zaman bunu en güzel şekilde yapın! Zira bilemezsiniz belki de bu salatınız ona arzedilir" dedi. Ona: "Ey Ebu Abdirrahman! Bunu nasıl yapacağımızı öğret" dediğimizde ise şu karşılığı verdi: "Şöyle deyin: Allahım! Hayırlarını, rahmetini ve bereketlerini elçilerin efendisi, muttakilerin imamı ve peygamberlerin sonuncusu, kulun, resulün, hayrın imamı ve önderi, rahmet elçisi olan Muhammed'e kıL. Allahım! Onu gelmiş geçmiş herkesin gıpta edeceği Makam-ı Mahmud'a eriştir. Allahım! İbrahim'e ve ailesine hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed ve ailesine de öyle hayırlar ihsan et. Sen ki her türlü övgüye layık, şanı yücesin. İbrahim'e ve ailesine bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed ve ailesine de öyle bereketler ihsan et. Sen ki her türlü övgüye layık, şam yücesin."

 

Tahric: İsnadında ezberini karıştıran biri olan el-Mes'udi vardır. İbn Mace 1/293 (906).

 

 

Beyhaki der ki: "Daha önce sahih bir rivayetle Ka'b b. Ucre'den Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salatın şekli konusunda İbn Mes'ud'un rivayetinin aynısını "Muhammed ve ailesine de" lafzıyla zikretmiştik. Aynı rivayette Hz. İbrahim ve ailesi de zikredilmiştir. Bu yönde gelen bazı rivayetlerde İbrahim'in sadece ailesi zikredilmiş olsa da ''Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun''[Mü'min 46] ayetinde olduğu İbrahim de bunun içine girmektedir. Zira ayette Firavun zikredilmemiş olsa da o da ailesiyle birlikte azabın en şiddetlisine sokulacaktır."

Halimi bu yöndeki benzerliğe dikkat çekerken şöyle der: "Yüce Allah, meleklerin, ibrahim'in ailesinden olan Sare için: ''Allah'ın rahmeti ve bereketi size olsun ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O övülmeye layıktır, şanı yücedir"[Hud 73] dediklerini bize bildirmiştir. Hz. Peygamber'in de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ibrahım'in ailesinden biri olduğu malumdur. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesi de tümüyle ibrahım'in ailesindendir. Bundan dolayı "Allahım! ibrahım'e ve ailesine hayırlar ve bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed ve ailesine de hayırlar ve bereketler ihsan et" dediğimiz zaman meleklerin, ibrahım'in ailesine ettikleri ve "Allah'ın rahmeti ve bereketi size olsun ey (peygamber ocağının) ev halkı" şeklinde olan dualarına Allah tarafından icabet edilmesini istiyoruz demektir. O zaman ibrahım'in ailesinden olanlara yapılan bu duaya icabet edildiği gibi bu zamanda onun ailesinden olan Muhammed ve ailesine de bu duanın kabul edilmesini diliyoruz demektir. En sonunda "Sen ki her türlü övgüye layık, şanı yücesin" dememiz de meleklerin o duayı "Şüphesiz O övülmeye layıktır, şanı yücedir" şeklinde bitirmelerinden dolayıdır."

 

Beyhaki der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salat ve selam hakkında olan rivayetleri Da'vatü'l-Kebir ile es-Sünenü'l-Kübra (2/136-153) isimli eserlerimizde detaylıca zikrettik. Daha fazla bilgi edinmek isteyenler söz konusu eserlere başvurabilirler. Burada sadece teşvik babında bu rivayetlerinden bazılarını zikrettik."

 

 

 

1454- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resululiah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Bana bir defa salavat getiren kişiye Yüce Allah on defa salavat getirir (hayır ihsan eder)" buyurmuştur.

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim, Sahih'te İsmiUI'den rivayet etti.- Müslim, saıM (70).

 

 

 

1455- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana bir defa salavat getirene Yüce Allah on defa salavat getirir (hayır ihsan eder), on günahını siler ve derecesini on derece yükseltir. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai (62,63,362,363,364).

 

 

 

1456- Abdurrahman b. Avf der ki: Mescid'in avlusunda durmuşken kabristana doğru olan kapıdan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıktığını gördüm. Biraz bekledikten sonra peşinden gittim. Harem bölgesi içinde bulunan bahçelerden birine girip abdest aldı. Aidından iki rekat namaz kıldı. Bu namazın secdelerini uzun tuttu. Teşehhüdü yapıp namazı bitirince karşısına çıktım ve: "Anam babam sana feda olsun! Secdede o kadar uzun durduk ki Yüce Allah'ın canını almış olacağından endişeye kapıldım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cebrail yanıma geldi ve bana salavat getirene Allah'ın salavat getireceği, bana selam edene de Allah'ın selamlayacağı müjdesini verdi" buyurdu.

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır. Ebu Ya'la, Müsned 2/15B, 164, 165 (B47, B5B), İbn Ebi Şeybe, Musannef (11/506) ve İsmail el-Kadi, Fadlu's-Salati ala'n-Nebiy 2B-29 (10).

 

 

Beyhaki der ki: "Aynısı bize başka bir kanalla Muhammed b. Cübeyr vası tası yla Abdurrahman'dan bildirilmiştir. - Ahmed,Müsned (1/191).

 

Başka bir yoldan aynısını Abdulvahid b. Muhammed b. Abdirrahman b. Avf, Abdurrahman'dan bildirmiştir. Ancak burada iki rekat namazı zikretmeden sadece secde ettiğini söyler. Abdulvahid ise buna Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de şükür olarak secdeye kapandım" sözünü ekler. - Ahmed, Müsned (1/191), İsmail el-Kadi, Fadlu's-Salati ala'n-Nebiy 27 (7) ve Hakim, Müstedrek (1/550).

 

 

 

1457- Abdullah b. Amir b. Rabia, babasından bildirir: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana salavat eden kişiye bunu yaptığı sürece melekler de hayır duada bulunur. Artık dileyen salavatı az veya çok yapsın" buyurduğunu işittim.

 

Bir topluluk bunu Şu'be'den bu şekilde rivayet etmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 1/294 (907).

 

 

 

Yezid b. Harun ise bunu aynı isnadla Şu'be kanalıyla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana bir defa salavat getirene Yüce Allah on defa salavat getirir (hayır ihsan eder). Artık kul salavatı dilerse çok, dilerse de az yapsın" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

 

 

1458- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

1459- İshak b. Abdillah b. Ebi Talha'nın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana bir defa salavat getirene Yüce Allah on defa salavat getirir (hayır ihsan eder). Artık kul salavatı dilerse çok, dilerse de az yapsın" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İsmail el-Kadı, Fadlu's-Salati ala'n-Nebiy 25 (3).

 

 

 

1460- Hammad b. Seleme bildiriyor: Sabit el-Bunani, "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin, selam edin"[Ahzab 56] ayetini okudu ve şöyle dedi: "Hasan b. Ali'nin azatlısı Süleyman yanımıza geldiği zaman Abdullah b. Ebi Talha el-Ensari kanalıyla babası Ebu Talha'dan bize şunu aktardı: Bir defasında Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza çıktığında sevinci yüzünden okunuyordu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Yüzünün neşeli olduğunu görüyoruz" dediğimizde şöyle buyurdu: "Melek yanıma geldi ve bana: "Ey Muhammed! Rabbin: ''Ümmetinden birinin sana bir defa salavat getirmesine karşılık ona on defa salavat getirmem (hayır ihsan etmem), bir defa selam eden birine de on defa selam etmem seni hoşnut etmez mi?'' buyuruyor" dedi. Ben de: ''Tabi ki eder'' karşılığını verdim.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Nesai (3/44, 50), (60),

 

 

 

1461- Ebu Talha el-Ensari bildiriyor: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza çıktığında sevinci yüzünden okunuyordu. "Ey Allah'ın Resulü! Neşen yüzünden belli oluyor" dediğimizde şöyle buyurdu: "Rabbimin katından bir melek yanıma geldi ve ümmetimden birinin bana bir defa salavat getirmesi halinde Yüce Allah'ın buna on katıyla karşılık vereceğini bildirdi. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 5/103-105 (4717-4721)

 

 

İsmail b. İshak el-Kadi de aynısını aynı isnadla şu lafızIada aktarır: "Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Neşen yüzünden belli oluyor" dediğimizde şöyle buyurdu: "Evet! Demin bana bir melek geldi ... ''

 

Tahric: İsmail el-Kadi, Fadlu's-Salati ala'n-Nebiy 23, 24 (1).

 

 

 

1462- İbn Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kıyamet gününde en yakınımda duracak olanlar bana en fazla salavat getirenlerdir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Buhari, et-Tarihu'l-Kebir 3/1 (177).

 

 

Beyhaki der ki: Aynısını Abbas b. Ebi Şemle, "Musa - Abd b. Keysan - Utbe b. Abdullah - Abdullah b. Mes'ud" kanalıyla Hz. Peygamber'den ... (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rıvayet etmıştır. - Buhari, Tarihu'I-Kebir 3/1 (177).

 

Aynısını Halid el-Katavani, "Musa b. Yakub - Abdullah b. Keysan Abdullah b. Şeddad - babası" İbn Mes'ud'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

1463- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/906), İbn Ebi Şeybe, Musannef (11/505), Ebu Ya'la, Müsned 8/427-428 (5011), İbn Hibban, Sahih (2389), Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 10/21 (9800), Hatib, el-Cami' (2/103) ve Bağavi, Şerhü's-Sünne (3/197).

 

 

Aynısını Muhammed b. Asme, Abdullah b. Keysan kanalıyla Abdullah b. Şeddad'dan, o da Abdullah b. Mes'üd'dan bildirir ve yine Abdullah b. Şeddad'ın babasını zikretmez. -Tirmizi 2/354 (484). -

 

 

 

1464- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Asıl cimri olan kişi, yanında anıldığım halde bana salavat getirmeyen kişidir" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İsmail el-Kadi, Fadlu's-salati ale'n-Nebiy 42-43 (33).

 

 

Ahmed b. İsa bunu İbn Vehb'den mürsel olarak rivayet etmiştir.

 

 

 

1465- Ali b. Ebi Talib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Cimri, yanında anıldığ/m halde bana salavat getirmeyen kişidir" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. Nesai (57).

 

 

 

1466- Abdullah b. Ali b. Hüseyn'in, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cimri kişi, yanında anildığım halde bana salavat getirmeyen kişidir" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizı 5/551 (3539) ve Nesai (56,125).

 

 

 

1467- Umare b. Gaziyye el-Ensarı der ki: Abdullah b. Ali b. Hüseyn'in, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Cimri kişi, yanında anildığım halde bana salavat getirmeyen kişidir" buyurmuştur.

 

Beyhaki der ki: "Ali bir isnadla Da'vat adlı eserimizde bunu zikrettik."

 

Tahric: Harun dışında ravileri güvenilirdir. Nesai, Amelu'l-yevm ve'l-leyle (25, 384) ile Fadailu'l-Kur'an 123 (125).

 

 

 

1468- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir grup bir yerde uzun bir süre oturduktan sonra Yüce Allah 'ı zikretmeden ve peygamberlerine salavat getirmeden kalktıkları zaman bir vebali üstlenmiş olurlar. Artık Allah dilerse bundan dolayı onları cezalandırır, dilerse de bağışlar. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 5/461 (3380).

 

 

 

1469- Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir topluluk bir araya gelip de Yüce Allah'ı zikretmeden ve peygamberlerine salavat getirmeden aynıdıkları zaman leşten daha pis bir yemekten kalkmış gibi olurlar."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tayalisi, Müsned (s. 242).

 

 

 

1470- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: 'Bir topluluk oturdukları mecliste Resulullah'a salavat getirmedikleri zaman (kıyamet gününde) sevapları karşılığı cennete girseler bile içlerinde pişmanlık hissetmelerine sebep olur. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai, Amelu'l-yevm ve'l-leyle (409).

 

 

 

1471 - Kab b. Ucre der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize: "Minberin yanında toplanın" buyurdu. Toplandığımızda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minbere çıkmaya başladı. İlk basamağı çıktıktan sonra "Amin" dedi. İkinci basamağa çıktıktan sonra da "Amin" dedi. Üçüncü basamağa çıktıktan sonra da "Amin" dedi. Hutbesini verip minberden inince: "Ey Allah'ın Resulü! Daha önce senden duymadığımız bir şeyi duyduk" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cebrail yanıma geldi ve: ''Ramazan ayını idrak etmesine rağmen günahlarını bağışlatmadan aydan çıkan kişi rahmetten uzak olsun!'' dedi. Ben: ''Amin'' karşılığını verdim. ikinci basamağa çıktığımda: ''Yanında ismin anıldığı halde sana salavat getirmeyen kişi rahmetten uzak olsun!'' dedi. Ben: ''Amin'' karşılığını verdim. Üçüncü basamağa çıktığımda: ''Anne babası yanında yaşlanmalarına rağmen onlar sebebiyle cennete giremeyen kişi rahmetten uzak olsun!'' dedi. Ben yine: ''Amin'' karşılığını verdim. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, el-Ma'rife (1/319), İsmail el-Kadi (s. 34-35), Hakim, Müstedrek (4/153) ve Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 19/144 (315).

 

 

 

1472- Cafer b. Muhammed'in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanında anıldığım halde bana salavat getirmeyen kişi cennetin yolunu şaşırmış demektir" buyurmuştur.

Mürsel bir hadistir.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. Diğer ravileri ise güvenilir olan mürsel bir hadistir.

İsmail el-Kadı, Fadlu's-Salati ala'n-Nebiy (s. 44, 46, 47) ve Taberalli, el-Mu'cemu'l-Kebir 3/138 (2887).

 

 

 

1473- Beyhaki der ki: Başka bir kanalla Muhammed b. Amr'ın Ebu Seleme'den, onun da Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Yanında anıldığım halde) bana salavat getirmeyi unutan kişi, cennetin yolunu şaşırmış demektir" buyurmuştur.

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasının biyografisini bulmuş değilim. İbn Mace 1/294 (908).

 

 

 

1474- Ali b. Ebi Talib der ki: "İçinde Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ailesine salatı da içermeyen dua ile sema arasında bir perde bulunur."

Bunu bu şekilde mevküf olarak buldum.

 

Tahric:  İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. İsnadı zayıftır. Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/160).

 

 

 

1475- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İçinde Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ailesine salatı da içermeyen hiçbir dua Allah'a ulaşmaz" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 2/356 (486).

 

 

Beyhaki der ki: "Başka bir kanalla Malik b. Dinar vasıtasıyla Enes b. Malik'ten merfU olarak rivayet edilmiştir."

 

 

 

1476- Cabir b. Abdillah el-Ensari'nin bildirdiğinegöre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana yolcu matarası muamelesi yapmayın! Zira yolcu yola çıkarken matarasını doldurup asar. İşi bitip binekten inince matarayı eline alır. Susamışsa içer, susamamışsa abdest alır. Abdest de almayacaksa bu suyu döker. Siz beni duanızın başında, ortasında ve sonunda anın. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Abdurrezzak, Musannef (2/215-216).

 

 

 

1477- Tufeyl b. Ubey b. Ka'b bildiriyor: Babam (Ubey b. Ka'b), Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dualarımın ne kadarını sana ayırayım?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "istediğin kadarını" buyurdu. Babam: "Üçte biri olur mu?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "istediğin kadarmı ayır, bundan daha fazlasını yaparsan da senin için daha hayırlı olur" buyurdu. Babam: "Yarısı olur mu?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "istediğin kadarını ayır, bundan daha fazlasını yaparsan da senin için daha hayırlı olur" buyurdu. Babam: "Hepsini sana ayırayım" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman Yüce Allah sıkıntılarını giderir, günahlarını da bağışlar" buyurdu.

 

Tahric: İsnadında leyyin olan ravi olmasına rağmen onu sağlamlaştıran şahidleri vardır.

 

 

 

1478- Muhammed b. Yalıya b. Habban bildiriyor: Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Dualarımın hepsini sana ayırmak istiyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman Yüce Allah hem dünya, hem de ahiret sıkıntılarını giderir" buyurdu.

Bu, ceyyid ve mürsel bir rivayet olup önceki rivayetin şahidi niteliğindedir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (1/389) ve Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 4/41-42 (3574).

 

 

 

1479- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biri bana selam gönderdiği zaman Yüce Allah ruhumu bana geri verir ve bana gönderilen selama karşılık veririm" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 2/534 (2041).

 

 

 

1480- İbn Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'ın (yeryüzünde) dolaşıp duran melekleri vardır ve bunlar ümmetimden bana gönderilen selamları yanıma ulaştırırlar" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai, Amelu'l-yevm ve'l-leyle (66) ile Sünen (3/43).

 

 

 

1481- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle buyurmuştur: "Kişi mezarımın başında bana salat ettiği zaman görevli bir melek bunu bana ulaştım. Buna karşılık da bu kişinin dünya ve ahiret sıkıntıları giderilir. (Kıyamet gününde de) onun lehine şahidi veya şefaatçisi olurum. ''

Asmai'nin lafzı bu şekildedir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ukayli, ed-Du'afa (4/136-137), Hatib, Tarih (3/291-292) ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (1/302-303).

 

Hanefi ise bunu: "Mezarımda bana salat edeni duyarım. Uzaktan bana salat gönderenin de bu salatı bana ulaşır" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

 

 

1482- İbn Abbas der ki: "Ümmetinden biri Muhammed'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salavat getirdiği zaman bir melek: ''Filan kişi sana şöyle şöyle salat ediyor'' diyerek bunu ona ulaştırır.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/1092).

 

 

 

1483- İbn Abbis der ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışında hiç kimse için salavit getirilmez."

 

Süfyan ise: "Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başkasına salavit getirmek mekruhtur" der.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım raviler vardır. Abdurrezzak, Musannef (2/216), Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 11/305 (11813), İbn Ebi Şeybe, Musannef (2/519), İsmail el-Kadi (s. 69) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (2/153).

 

 

Beyhaki der ki: "ibn Abbas'tan bu şekilde rivayet edilmiş, Süfyan es-Sevrı de böyle demiştir. Doğrusunu Allah bilir, ama bundan kasıt zikredildiği zaman saygı ve yüceitme babından salavat getirmektir ki böylesi bir salavat Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışında hiç kimse için caiz değildir. Ancak hayır ve bereket için dua şeklinde ise Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışında olan kişiler için de geçerli olur."

 

İbn Ebi Evfa'dan da bize bildirildiğine göre babası (Ebu Evfa), Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zekatını getirdiği zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Allahım! Ebu. Evfa'nın ailesine hayırlar ıhsan (salat) et" diye dua etmiştir. - Buhari, da'vat (7/157) ve Müslim, zekat (176).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Salat, Selam, Bereket ve Rahmetin Anlamı