ŞUABU’L-İMAN

14.ŞU’BE: Resulullah (s.a.v.)’i Sevmek

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zühdü ve Dünya Sıkıntılarına Karşı Sabrı

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünya nimetlerine karşı zahid birisiydi, zira Yüce Allah: ''Onlardan bazı kesimlere, kendilerini sınamak için dünya hayatının süsü olarak verdiğimiz şeylere gözünü dikme''[Taha 131] buyurarak bu yönde ona zühdü tembihlemiştir. Bu konuda da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu rivayetler yapılmıştır:

 

 

 

1377- Ömer b. el-Hattab der ki: "Bir defasında Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından ayrı durmuştu ... " Ravi söz konusu hadisi zikredip Ömer'den naklen şöyle devam eder: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdiğimde bir hasırın üzerinde uzanmıştı. Yanında oturdum, üzerinde bir peştamal vardı ve başka da bir şey yoktu. Bundan dolayı hasır, üzerinde iz bırakmıştı. Odada göz gezdirdiğimde dolabında kutu içinde bir avuç kadar arpa, odanın bir köşesinde bir o kadar (deri tabaklamada kullanılan) karaz (selem ağacı yaprağı) ve henüz tabaklanmamış asılı bir deri parçası gördüm. Bu durumu görünce gözlerimden yaş gelmeye başladı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey ibnu'l-Hattab! Neden ağlıyorsun?" diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Hasırın izleri üzerinde çıkmışken, dolabında bulunanları görmüşken, Kayser ve Kisra meyveler, ırmaklar arasında yaşarken, sen Allah'ın Resulü, seçtiği kulu olmana rağmen dolabın bomboşken nasıl ağlamayayım?" dedim. Bana: "Ey ibnu'I-Hattab! Ahiretin bizim, dünyanın ise onların olmasına razı değil misin?" diye sorunca: "Tabi ki razı yı m" dedim.

 

Tahric: Buhari, mezalim (3/103-106), nikah (6/147-150).

 

Müslim bunu Sahih'te Züheyr b. Harb kanalıyla rivayet etti. - Müslim, talak (30, 31,33,34),

 

 

 

1378- İbn Abbas der ki: Ömer b. el-Hattab, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girince hasırın üzerinde uzandığını ve hasırın izlerinin de üzerinde çıktığını gördü, "Ey Allah'ın Resulü! Bundan daha güzel bir yaygı edinsen olmaz mı?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim dünya (rahatlığı) ile ne işim olabilir? Dünyanın benle ne işi olabilir? Dünyadaki durumum, bir yaz gününde yol aldıktan sonra bir ağacın altında biraz gölgelenen, sonra orayı bırakıp yoluna devam eden yolcunun durumu gibidir" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/588 (2377) ve İbn Mace 2/1376 (4109),

 

 

 

1379- İbn Ömer der ki: "CebraiI gelip Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünya ve ahiret arasında seçim yapmasını istedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünyayı istemeyip ahireti tercih etti."

 

Tahric: İsnadının bir zararı yoktur. Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (9/19).

 

 

Beyhaki der ki: Bize bildirilene göre de İbn Abbas şöyle demiştir: Yüce Allah, Peygamber'ine (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (Cebrail'le) haber gönderip kul bir peygamber ile kral bir peygamber arasında seçim yapmasını istedi. Cebrail, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mütevazı olması konusunda görüş bildirince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kul bir peygamber olmayı seçiyorum" karşılığını verdi.

 

Tahric: Daha uzun bir metinle 155. hadiste geçti.

 

 

1380- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Beni bir miskin olarak yaşat, bir miskin olarak canımı al ve kıyamet gününde miskinlerin arasında haşret" buyurdu. Aişe: "Ey Allah'ın Resulü! Neden?" diye sorunca da şöyle buyurdu: "Ey Aişe' Çünkü miskinler zenginlerden kırk yıl önce cennete girerler. Yarım hurma verecek olsan dahi bir miskini boş çevirme. Miskinleri sev ve kendine yakın tut ki kıyamet gününde Yüce Allah da seni kendine yakın tutsun. ''

 

Beyhaki der ki: Bunun isnadından daha sahih olanı, bir sonraki gelen şu hadisin isnadıdır:

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbnu'l-Cevzi, el-Mevdu'at (3/142).

 

 

 

1381- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Muhammed ailesinin rızkını kendilerine yetecek kadar kıl" buyurmuştur.

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim bunu Sahih'de Eşec kanalıyla Ebu Usame'den(1) ve Buhari ile Müslim de Muhammed b. Fudayl kanalıyla Umara'dan rivayet ettiler.(2)

 

Tahric: (1) Müslim, zühd (19), zekat (126). (2) Buhari, rikak (7/181) ve Müslim, zühd (18), zekat (126).

 

 

 

1382- Hz. Aişe der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesi, Medine'ye hicretinden vefat edene kadar üç gün arka arkaya buğday yemeğine (ekmeğine) doymuş değildir."

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde Cerir'den naklen rivayet ettiler. - Buhari, at'ima (6/205), rikak (7/180) ve Müslim, zühd (20, 21, 23, 24).

 

 

 

1383- Hz. Aişe der ki: "Bazen bir ay geçerdi de Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesinin evinde (yemek yapmak için) ateş yakıldığı olmazdı. Bu süre zarfında da yiyeceğimiz hurma ve su olurdu. Ancak başkalarının bazen bize az bir et getirdiği olurdu."

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari bunu Muhammed b. el-Müsenna kanalıyla Yahya b. Said elKattan'dan aktarmıştır.2

Müslim de başka bir kanalla Hişam'dan et kısmı dışında rivayet etmiş, Ensar'dan bazı komşularının kendi hayvanlarından sağdıkları sütten bazen Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdiklerini zikretmiştir. - Buhari, rikak (7/181). 3 Müslim, zühd (26, 28). 

 

 

 

1384- Enes b. Malik der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene dek sofra kurup yemek yemiş değildir. Yine vefat edene kadar da halis undan yapılmış ekmek yemiş değildir."

 

Buhari, Sahih'te Ebu Ma'mer'den rivayet etti. - Buhari, afima (6/199), rikak (7/179).

 

 

 

1385- Enes (b, Malik) der ki: Bir defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arpa ekmeği ile bayatlamış iç yağı yemeğine davet edilmişti. Bir sabah onun: "Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki hiçbir zaman Muhammed'in ailesinin evinde bir gün öncesinden bir sa' tahıl veya bir sa' hurma kalmış değildir" buyurduğunu işittim, O günlerde de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dokuz tane hanımı vardı. Medine'de Yahudi bir adamın yanında bir sa' yiyecek karşılığında zırhını rehin bırakmıştı ve bu rehini kaldıracak da para bulamamıştı.

 

Tahric: Buhari, buyu' (3/8).

 

 

 

1386- Hz. Aişe der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatağı içi lifle doldurulmuş deri bir yataktı.''

 

Buhari ile Müslim bunu Sahih'te rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Buhari, rikak (7/180-181) ve Müslim, libas (38).

 

 

 

1387- Ebu Burde der ki: Hz. Aişe'nin yanına girdiğimde kaba kumaştan bir peştamal ile yamalı bir giysi çıkardı ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde üzerinde bunlar vardı" dedi.

Müslim, Sahih'te Muhammed b. Rafi' kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti.

 

Tahric: Buhari, hums (4/47), libas (7/41) ve Müslim, libas (34, 35).

 

 

 

1388- Ashabdan biri olan Ebu'l-Buceyr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün öyle bir açlığa maruz kaldı ki kamına taş bağladı ve şöyle buyurdu: "Dünyadayken çeşitli yiyecek ve giyecekler içinde yaşayan nice kişiler kıyamet gününde aç ve çıplak olacaklardır. Dünyadayken aç ve çıplak yaşayan nice kişiler kıyamet gününde çeşit çeşit yiyecekler ve giyecekler içinde olacaklardır. Kendi nefsine karşı cömert davranan nice kişiler var ki aslında nefislerini (kıyametteki nimetlerden) mahrum bırakıyorlardır. Nefsini dünyadayken mahrum bırakan nice kişiler de var ki (kıyamet gününde) nefsine cömertlikler yapacaktır. Yüce Allah'ın Resulüne ihsan ettiği ganimetlerle bolluk ve refah içine yaşayan nice kişi var ki Allah katında (nimetlerden) nasipleri olmayacaktır. Bilin ki cennete götürecek ameller zorlu ve yokuşludur. Cehenneme götürecek ameller de kolaydır ve yolu düzdür. Bilin ki bazen bir anlık şehvet, kişi için uzun sürecek üzüntülere sebep olur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Sa' d, Tabakat (7/423).

 

 

 

1389- Enes (b. Malik) bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dafaf ile birlikte olmadıktan sonra ekmekli ve etli sabah veya akşam yemeği yemiş değildir." Dafaf ifadesinden kasıt topluluktur.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Müsned (3/270), Ebu Ya'la, Müsned 5/420-421 (3108), İbn Hibban, Sahih (2533), İbn Sa'd, Tabakat (1/404) ve Ebu'ş-Şeyh, Ahlaku'n-Nebiy (301).

 

 

Beyhaki der ki: Hadis sonundaki açıklamayı yapan kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Rivayeti ben bu şekilde buldum. Ebu Ubeyd bu konuda: "Burada Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları tek başına yiyemediği, bir toplulukla birlikte yediği ifade edilmiştir" demiştir.

Ahmed b. Yahya der ki: "Dafaf, yemeğin yiyecek olan kişilere yetmeyecek kadar az olması demektir. Hafef ise yemeğin yiyecek olan kişilere yetecek kadar olmasıdır."

Dafaf ifadesinin sıkıntı anlamında olduğunu söyleyenler de vardır. Bu durumda hadiste böylesi bir yemeğin ancak zor şartlarda tedarik edildiği ifade edilmiş oluyor .

 

 

 

1390- Ömer b. el-Hattab der ki: "Nadir oğullarından elde edilen mallar, Yüce Allah'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) savaşsız bir şekilde ihsan ettiği, at ve deve koşturmadan elde edilen ganimetIerdendi. Bundan dolayı sadece Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tasarrufunda olan bir maldı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu maldan ailesi için bir yıllık ihtiyacını kaldırır, kalanını da Allah yolunda binek ve silah için harcardı."

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari ile Müslim, Sahih'te rivayet ettiler. - Buhari, cihad (3/227-228), tefsir (6/58) ve Müslim, siyer (48).

 

 

 

1391 - Enes (b. Malik) der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yarını için azık olarak bir şey kaldırmazdı.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/580 (2362) ve Nesai, S.el-Kübra (1/106).

 

 

 

1392- Enes (b. Malik) bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç tane kuş hediye edildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunlardan birini yemesi için hizmetçisine verdi. Diğer gün yemek olarak hizmetçiye verdiği bu kuşun etinden getirilince: "Yiyecek olarak diğer güne bir şey kaldırmamanızı söylememiş miydim? Zira Yüce Allah her günü rızkıyla gönderir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Daha önce 1285 ile 1286. hadislerde geçti.

 

 

 

1393- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Bilal! Bize yemek getir" buyurunca, Bilal: "Ey Allah'ın Resulü! Yanımda senin için saklamış olduğum hurma yağından başka bir şey yok" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bundan dolayı Yüce Allah'ın sen{ cehenneme atmasından korkmuyor musun? Ey Bilal! infak et ve Arş'ın sahibi varken rızıksız kalmaktan yana bir endişen olmasın!" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Vekl', Zühd (377) ve Ahmed, Zühd (s. 9).

 

 

 

1394- Ebu Umame'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Rabbim Mekke düzlüğünü bana altına çevirmeyi teklif etti. Ben ise: ''Hayır ey Rabbim! Bunun yerine bir gün doyup bir gün aç kalmayı yeğlerim. Bu şekilde aç kaldığımda sana el açarım, doyduğumda da sana hamdedip şükrederim'' karşılığını verdim. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 4/575 (2347).

 

 

 

1395- Hz. Aişe der ki: Ensar'dan bir kadın yanıma girdiğinde Resulullahlın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatağının ikiye katlanmış bir kumaş parçasından ibaret olduğunu gördü. Geri gidip içi yünle doldurulmuş bir yatak getirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma girince yatağı gördü ve: "Ey Aişe! Bu ne?" diye sordu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Ensar'dan bir kadın yanıma gelmişti. Senin eski yatağı görünce gidip bunu bize getirdi" dediğimde: "Ey Aişe! Bunu geri gönder! Vallahi şayet isteseydim Yüce Allah altından ve gümüşten dağları yanımda yürütürdü" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı kavi değildir. Ahmed, Zühd (s. 14), İbn Sa'd, Tabakat (1/465), Ebu'ş-Şeyh, Ahlaku'n-Nebiy (s. 166) ve Beyhaki, Delailü'n-Nübüvve (1/345).

 

 

 

1396- Hz. Aişe der ki: "Şayet doymak isteseydik doyardık. Ancak Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başkalarını kendine tercih ederdi.''

 

lsnadında kopukluk vardır.

 

 

 

1397- Enes b. Malik der ki: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) • geldi ve: "Seni seviyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama: "O zaman kendini yokluğa hazırla" buyurdu.

 

 Isnadı zayıftır.

 

 

 

1398- Abdullah b. Muğaffel der ki: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Seni seviyorum" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama: "Şayet dediğinde samimiysen o zaman fakirliğe karşı hazırlığını yap, Zira fakirlik beni seven kişiye sel suyunun nihai yerine ulaşmasından daha hızlı bir şekilde ulaşır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizı 4/576 (2350).

 

 

Beyhaki der ki: "Bir topluluk da bunu bu şekilde Şeddad Ebu Talha erRasibi'den rivayet etmişlerdir. Şeddad da bunu rivayette tek kalmıştır."

 

 

 

1399- Said b. Ebi Said bildiriyor: Ebu Said el-Hudri yoksulluğundan yana Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yakınınca Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu: "Ey Ebu Saidı Sabret! Zira fakirlik beni seven kişiye sel suyunun dağ başından en alt kısma ulaşmasından daha hızlı bir şekilde ulaşır. "

Mürsel bir hadistir.

 

Tahric: Said b. Ebi Said el-Rudu'yi İbn Hibban es-Sikat'ta (4/278) zikretmiştir.

 

 

 

1400- Ebu Hureyre der ki Ensar'dan bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem} geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Neden öyle renginin solmuş olduğunu görüyorum?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Açlıktan" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ensarlı olan adam evine gitti, ancak yiyecek bir şeyler bulamadı. Yiyecek aramak için çıktığında hurmalığını sulayan Yahudi bir adamla karşılaştı. Ona: "Senin için sulamayı ben yapayım mı?" deyince, Yahudi: "Olur! Her kova için bir hurma alman karşılığında sulaıt karşılığını verdi. Ancak Ensarlı alacağı hurmaların içinde kararmış, kurumuş, sadece kabuğu kalmış hurma olmaması şartını koştu. Yaptığı sulama karşılığında da yaklaşık olarak iki sa' hurma aldı. Hurmayı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunları nereden getirdin?" diye sorunca, Ensarlı, olanları anlattı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birileri kendisine• bir şey getirdiği zaman nereden olduğunu sorardı. Ardından Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarına bu hurmadan bir sa' gönderdi, kalanı da ashabıyla hirlikte yedi. Sonra Ensarlı adama: "Beni seviyor musun?" diye sordu. Adam: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki evet, seviyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şayet beni seviyorsan o zaman belalara karşı hamlığını yapmaya başla! Canım elinde olana yemin olsun ki bela beni seven kişiye sel suyunun dağ başından en alt kısma ulaşmasından daha hızlı bir şekilde ulaşır" buyurdu. Sonra:

"Allahım! Beni sevene afiyeti ve kendine yetecek rızkı ıhsan et. Bana öfke duyanın da malını ve çocuklarını çoğalt" diye dua etti.

Abdullah b. Said, hadis rivayetinde güçlü biri değildir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 2/818 (2448).

 

 

 

1401- Muaz b. Cebel'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allahım! Bana iman eden, beni tasdik eden, getirdiğim şeyin hak ve katından olduğuna şahadet eden kişilerin malını ve çocuklarını az, ölümünü erken kıl. Allahım! Bana iman etmeyen, beni tasdik etmeyen, getirdiğim şeyin hak ve katından olduğunu kabul etmeyen kişilerin malını ve çocuklarını çok, ömrünü de uzun kıl.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 2/1385 (4133).

 

 

Amr b. Vakıd bunu rivayette tek kalmıştır. Aynısı Amr b. Gaylan es-Sekafl kanalıyla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edilmiştir. şayet bu yöndeki hadislerin doğruluğu varsa bu da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünyaya karşı zahitliği ve ahireti dünyaya karşı seçmesi dolayısıyladır. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünyanın sebep olduğu belaları bildiği için onu kendine kabul etmediği gibi ümmetinden kendisini sevenler için de kabul etmemiştir. Yüce Allah rahmetiyle bizi dünya fitnesi ve kabir azabından korusun.

 

 

 

1402- Enes b. Malik der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yarını için azık olarak bir şey kaldırmazdı.''

 

Tahric: İsnadı ceyyid} ravileri güvenilirdir. Tahrici 1391. hadiste yapıldı.

 

Ebu Nasr'ın bildirdiğine göre imam Ebu Sehl şöyle demiştir: "Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) değişik giysiler ve yaygılar edindiği, Cuma namazları için çeşitli hazırlıklar yaptığı, zırhı, kılıcı, oku, atı, katırı, merkebi olduğu, sabah içmesi için akşamdan, akşam içmesi için sabahtan kendisine şıra kurulduğu, ona has olan ganimetten hanımları için bir yıllık zahire kaldırdığı yönünde rivayetler ile böylesi bir rivayet nasıl uyuşabilir diyen birine şu karşılığı verebiliriz: "Bu rivayet sahihtir, aklen doğrudur ve zikredilen söz konusu rivayetlere muhalif değildir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yüce Allah'a karşı hüsnü zan içinde olur, bir şeyler kaldırıp saklamadan ondan gelecek olanı beklerdi. Bundan dolayı kendisi için bir gün öncesinden bir şey kaldırmazdı. Edindiği giysileri yarınları için değil, dini için kullanırdı. Savaş için edindiği araç ve gereçleri de aynı şekilde dostlarını savunmak ve düşmanların saldırılarını bastırmak için edinmiş ve henüz hayattayken bunların sadaka olduğunu belirtmiştir. Bundan dolayı da: "Biz (peygamber)ler geriye miras bırakmayız. Geriye bıraktıklarımız sadakadır" buyurmuştur.

 

Tahric: Buhari, hums (4/42), fedail (4/210), meğazi (5/23, 82), feraid (8/3, S) ve Müslim, cihad (51,52,54).

 

 

Kendisi için şıra kurulması konusuna gelince, hanımları kendi mallarından olan değil, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tarafından kendilerine verilen ve gönderilen hurmadan şıra yaparlardı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yarınına bir şey kaldırmadığı doğrudur, bir şeyi yanında bekletmişse de bu yarına saklamak niyetiyle değildir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi malını değil de kendisine tasarruf hakkı verilen malı kaldırdığı söylenmiştir. Yine yarına hayatta kalma amacıyla bir şeyi kaldırmazdı, diyenler de olmuştur."

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Diğer Peygamberlere Üstünlüğü