ŞUABU’L-İMAN

14.ŞU’BE: Resulullah (s.a.v.)’i Sevmek

 

Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ümmetine Şefkati ve Merhameti

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir."[Tevbe 128]

 

Ebu Abdirrahman es-Sülemı'nin bize bildirdiğine göre Ebu'I-Hüseyn elFarisı şöyle demiştir: "Yüce Allah, şefkat ve rahmet konusunda Habib'ini (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasfettiği gibi kullarından başkasını bu şekilde vasfettiğini gördün mü? Herkesin sadece kendini düşündüğü kıyamet gününde bile kendi nefsini düşünmeden önce ümmetine şefkatinden dolayı: ''Ummetim! Ümmetim!'' dediğini görmez misin? Öylesi bir günde: Rabbine: ''Ben kendimi sana teslim ediyorum! Bana dilediğini yapabilirsin. Ancak kullarına yönelik olan şefaatimi geri çevirme'' diye dediğini görmüyor musun?"

 

Resulullah'ln (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şefaatine yönelik bu hadis daha önce zikredilmişti.

 

 

 

1373- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her peygamberin kabul gören bir duası olmuştur. Ben de bu duamı inşaallah kıyamet gününde ümmetime şefaat için saklamak istiyorum ... 

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari bunu Sahih'te Ebu'l-Yeman'dan (1), Müslim ise başka bir kanalla Zühri'den naklen zikretmiştir.(2)

 

Tahric: (1): Buhari, tevhıd (8/192). (2) Müslim, ıman (334, 335, 336).

 

 

 

1374- Said b. Cübeyr bildiriyor: İbn Abbas, ''Rabbin şüphesiz sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın"[Duha 5] ayetini açıklarken: "Hoşnut edilmesi ümmetinin tümünün cennete konulmasıdır" demiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. SuyUtı, Dürrü'l-Mensur (8/543).

 

 

Beyhaki der ki: Bize bildirildiğine göre Ebu Salih, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem), başka bir kanalla da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben size doğru yolu gösteren bir rahmetim" buyurduğunu rivayet etmiştir. - 1339. hadiste geçti.

 

 

 

1375- Abdullah b. Ubeyd der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ön dişlerinden biri kırılıp, yüzü de yaralanınca kanlar yüzünden akmaya başladi. "Ey Allah'ın Resulü! Onlara (müşriklere) beddua et" denilince: "Yüce Allah beni başkalarına dil uzatıp lanet okumak için değil doğru yola davet eden bir rahmet olarak gönderdi. Allahım! Kavmime doğru yolu göster, zira bilmiyorlar" karşılığını verdi.

Mürsel bir hadistir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

1376- Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Allahım! Kavmimi bağışla, zira bilmiyorlar" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. Tahavi, Şerh Müşkili'I•Asar (3/189) ve Taberanı, el•

Mu'cemu'I•Kebir 6/146 (5694).

 

 

Halimi der ki: Bize bildirilene göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki koç kurban ederken birincisinde: "Allahım! Bu, Muhammed ve ailesi adınadır" buyurmuştur. ikincisinde ise: "Allahım! Bu, Muhammed ve Muhammed ümmetinden kurban kesemeyenler adınadır" buyurmuştur.(1) Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ümmetine yönelik iyiliği ve şefkatinin en büyük göstergelerinden biri de: "Şayet ümmetime ağır gelmeyeceğini bilseydim yatsı namazını geciktirerek kılmalarını ve her namaz öncesi ağızlarını misvaklamalarını söylerdim" sözüdür.(2)

 

Yine Ramazan ayında onunla gece namazına çıkanların çoğaldığını görünce üçüncü gün çıkmamış ve: "Yaptığınızı görüyorum ve bu namaza çıkmamamın tek sebebi, size farz kılınmasından çekinmemdir" buyurmuştur.(3)

 

Tahric: (1) Ebu Davud 3/240 (2810) ve Tirmizı 4/100 (1521). (2) Beyhaki, Sünen (1/35.37). (3) Buhari, teheccüd (2/44) ve Müslim, salatu'l-müsafirin (1/524).

 

 

Burada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nafile olan bu namazın müslümanlara farz kılınmasından, onların da bu namazı hakkıyla kılamayıp buna kendileri sebep oldular diye kınanmalarından çekinmiştir. Bu endişe de Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} ümmetine karşı olan şefkati ve merhametinden kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı Yüce Allah'tan, ümmetinden yana daha önce hiçbir peygamber ve elçiye vermediği mükafatları vermesini diliyoruz.

 

Yüce Allah, Kitab'ında O'nu ''Aydınlatıcı bir kandil"[Ahzab 46]  olarak nitelemiştir.

Zira insanları küfrün karanlıklarından hidayetin her şeyi açıkça gösteren aydınlıklarına çıkarmıştır. Yüce Allah bunu da: ''Bu Kur'an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgü ye layık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah 'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır"[İbrahim 1] buyruğuyla ifade etmiştir.''3 Halimi, el-Minhac (2/75).

 

Sonrasında Halimi bu yöndeki sözlerine devam ettikten sonra: "Aklı başında olan her bir kişi Yüce Allah'ın, kullarına Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasıtasıyla dünyadayken ihsan ettiği şeyler ile, ahirette şefaatine nail olma gibi hayırları düşündüğü zaman Yüce Allah'ın haklarından sonra en önce yerine getirilmesi gereken hakların Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakları olduğunu da görecektir" der ve bu konuyu da uzunca açıklar.  - Halimi, el-Minhac (2/76).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zühdü ve Dünya Sıkıntılarına Karşı Sabrı