ŞUABU’L-İMAN

14.ŞU’BE: Resulullah (s.a.v.)’i Sevmek

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Fesahati

 

Halimi der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fesahati anlatılıp açıklanmaya gerek bıraktırmayacak kadar açık olan bir özelliğidir. Yüce Allah: "İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'anı indirdik"[Nahl 44] buyurmuş ve Kitab'ım insanlara açıklama görevini ona vermiştir. Bu konuda elde herhangi bir gösterge bulunmasa dahi bu ayet bu yönde yeterli olurdu. Zira Yüce Allah, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beyan ilmini ihsan etmeseydi ve bu alanda yüksek bir seviyede bulunmasaydı Kitab'ını açıklama görevini kendisine vermez, buyruklarını bizzat kendisi açıklardı. Bize bildirilene göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bulutlar konusu sorulmuş, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda aşağıda geçen rivayette zikredilenleri söylemiştir. -  Halimi, el-Minhac (2/77).

 

 

 

1363- Müsa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Teymi, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bulutlu bir günde ashabına: "Bulutun dallanıp budaklanmasını nasil görüyorsunuz?" diye sordu. "Ne güzel üst üste binip yığılmış" dediler. "Onun köklerini nasıl görüyorsunuz?" diye sorunca: "Ne güzel ve ne kadar sağlam duruyor" dediler. "Onun rengini nasıl görüyorsunuz?" diye sorunca: "Ne güzel ve kapkara görünüyor" dediler. "Onun hareketi ve dönüşünü nasıl görüyorsunuz?" diye sorunca: "Evet, çok güzel ve hızlı bir şekilde yuvarlanıp dönüyor" dediler. "Şimşeğini nasil görüyorsunuz? Kenarlarda mı görünüyor? Sönük mü oluyor? Yoksa dikine ve sert bir şekilde mi çakıyor?" diye sorunca: "Aksine dikine ve sert bir şekilde çakıyor" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman bol ve bereketli bir yağmur olacak" buyurdu. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Ne kadar fasih konuşuyorsun? Senden daha açıklayıcı konuşanı hiç görmedik" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Böyle de olması gerekiyor! Zira Kur'an bana benim dilimle, açıklayıcı bir Arapça ile indirilmiştir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıf, mürsel bir hadistir. Ramehurmuzi, Emsalü'l-Hadis 247 (126), İbn Düreyd, Vasfu's-Sehab ve'l-Matar (s. 4), el-Kali, Emali (1/8), Sa'leb, Mecalis (2/522) ve Merzuki, el-Ezmine ve'l-Emkine (2/99).

 

 

Ebu Ubeyd (bu kavramları açıklarken) şöyle der: "Kava'id ile kastedilen bulutun göğe doğru uzanan üst kısımlarıdır. Bevasik, bulutun ufukta yatay bir şekilde uzanan alt kısımlarıdır. Cevn ifadesinden kasıt siyahlığıdır. Reha ifadesinden kasıt bulutun gökyüzündeki hareketi ve dönüşüdür. Hafv, şimşeğin bulutun kenarlarında yatay bir şekilde görünmesidir. Vamıd ifadesinden kasıt şimşeğin ışığının parlayıp sönmesi, aşağıya doğru inmemesidir. Şakk ifadesinden kasıt ise şimşeğin sağa sola yayılmadan gökyüzünde yukarıdan aşağıya doğru dikine çakmasıdır. Haya ifadesinden kasıt bol ve bereketli olan yağmurdur."

 

 

 

1364- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Araplan üç şeyden dolayı sevin: Ben Arap olduğum için, Kur'an Arapça olduğu için, cennettekiler Arapça konuşacağı için. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (4/87) ile Ma'rifetu Ulumi'l-Hadis (161- 162), Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir 11/185 (11441) ve Ukayli, ed-Du'afa (3/348).

 

 

Halimi der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektupları ve tartışmaları incelendiği zaman da fesahatine yönelik pek çok ifade bulunabilir.  -  Halimi, el-Minhac (2/77-78).

 

 

 

1365- Bunlardan biri de Vilil b. Hucr el-Hadrami'ye yazdığı şu mektuptur: "Allah'ın Resulü Muhammed'den Hadramevt'in uç beylerine' Namazı kılıp zekatı verin! Her kırk koyun için zekat olarak bir koyun vardır. Aradaki küsuratlar sahibine aittir. Gömülerde zekat beşte birdir. Zekat miktarını düşürmek için ayrı sürüler bir araya getirilmez, bir sürü de parçalara bölünmez. Aradaki küsuratlar için zekat alınmaz. (islam'da) Şiğar yoktur. Meyveleri henüz olgunlaşmadan önce satan kişi [aizli satış yapmış demektir. Sarhoş veren her türlü şey de haramdır.''

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. Ebu Ubeyd, Garıbu'/-Hadıs (1/211-213) ve Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir (22/46-49) ile M. es-Sağir (2/143-146).

 

 

Yahya b. el-Bukeyr aynısını Bakiye b. el-Velid'den aynı isnadla rivayet etmiştir.

Ebu Ubeyd der ki: "Akyal, Yemen'in en büyük kralı dışında kalan krallardır. Abahile, bölgelerinin başında yönetici olarak kalan beylerdir. Teyyi'a, kırk koyundan oluşan sürüdür. Teyme, kırk koyun ile zekatı gerektiren bir sonraki sayı arasında olan ve küsurattan sayılan koyunlardır. Kişinin evinde sütü için beslediği sürüye katmadığı koyun olduğunu söyleyenler de vardır. Süyub, define ve gömülerdir. Hilat ile Virat, ayrı olan sürülerin bir araya getirilmesi veya bir sürünün parçalara bölünmesidir. Virat, ayrıca aldatma, hile anlamına da gelir. Şinak, zekatta malın zekatını gerektiren iki nisap arasındaki küsuratlardır ve bunlardan zekat alınmayacağı ifade edilmiştir. icbd, bir ürünü veya mahsulü henüz olgunlaşmadan satmaktır. Şiğar, mehir alıp vermeden kişinin kendi kızını veya kız kardeşini birine verip karşılığında onun kızını veya kız kardeşini alması şeklinde yapılan evlilik türüdür."

 

 

 

1366- Vail b. Hucr bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "islam'da celeb, cenebl, virat ve şiğar yoktur. Sarhoşluk veren her türlü şey de haramdır" şeklinde bir mektup yazdı.1

 

 

Halimi der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fesahatini gösteren başka mektuplar da mevcuttur. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fesahati ile belagati konusunda daha fazla bilgi edinmek isteyenler fakih ve yazarların eserlerinde bulunan bu mektuplara başvurabilirler. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yönde: "Bana cevamiul-kelim (az söz ile çok mana ifade eden hikmetli sözler) ve özlü sözler söyleme kabiliyeti verildi" buyurmuştur. - Halimi, el-Minhac (2/78).

 

 

 

1367- Ömer b. el-Hattah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana cevamiul-kelim ve özlü sözler söyleme kabiliyeti verildi" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Abdurrezzak, Musannef (6/112- 113 ).

 

 

Beyhaki der ki: Bize bildirildiğine göre Said b. el-Müseyyeb, Ebu Hureyre kanalıyla Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cevamiul-kelim ile gönderildim" buyurduğunu rivayet etmiştir. -137. hadiste geçti.

 

 

Anlaşıldığı kadarıyla da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cevamiul-kelim ile Kur'an'ı kastetmiştir. Hz. Ömer'in bu yöndeki rivayeti de buna işaret etmektedir. Halimi ise cevamiul-kelim ifadesini Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi sözleri olarak yorumlamıştır ki her iki görüş de muhtemeldir. - Halimi, el-Minhac (2/78).

 

 

 

1368- Ebu Musa el-Eş'ari der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana cevamiul-kelim, az sözle çok şeyi ifade etme, bir konuda ilk ve son sözü söyleyebilme kabiliyeti verildi" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Yüce Allah'ın sana öğrettiğinden bize de öğret" dediğimizde namazdaki teşehhüdü öğretti.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 1/609 (1892) ve Nesai (2/238).

 

 

Halimi der ki: "Resulullah'ln (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisine bir dua öğretmesini isteyen adama: 'Rabbinden yakın ile afiyeti iste"(1) demesi, cevamiul-kelim'den sayılan sözlerinden biri olduğunu söylenir. Zira yakın olmadan ahirete yönelik yapılan hiçbir amel kabul görmez. Güven, sıhhat ve gönül rahatlığı olmadan da kişi dünyada yaptığı hiçbir şeyden tat almaz. Bu şekilde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahirete yönelik olan her bir şeyi bir kelimede, dünyaya yönelik olan her bir şeyi de başka bir kelimede toplayıp ifade etmiştir.''(2)

 

Tahric: (1) İbn Mace 2/1265 (3848) ve Tirmizi 5/576 (3596). (2) Halimi, el-Minhac (2/78).

 

 

 

1369- Hz. Ebu Bekr der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yakın bir zamanda, geçen yıl yaz ayında: "Yüce Allah'tan yakın ile afiyeti dileyin" buyurduğunu işittim.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak isnadında kopukluk vardır. İbn Mace 2/1265 (3849), Nesai (579-588) ve Tirmizi 5/557 (3558).

 

 

 

1370- Ebu Hureyre der ki: Ebu Bekr es-Sıddik, minber üzerinde: "Geçen yıl böylesi bir günde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu minber üzerinde şöyle dediğini işittim" dedi ve gözleri dolup ağlamaya başladı. Sonra şöyle devam etti: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kişiye ihlas sözünden sonra verilebilecek en güzel şey afiyettir. Bundan dolayı Yüce Allah'tan afiyeti isteyin'' buyurduğunu işittim."

 

Tahric: İsnadının zararı yoktur. Ahmed, Müsned (1/4), İbn Hibban, Mevarid (2421), Ebu Ya'la, Müsned 1/76 (74), Mervezl, Müsnedu Ebi Bekr (53) ve Ebu Ya'la 1/77 (75).

 

 

 

1371- Halimi der ki: Resulullah 'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) az ve öz sözlerle verdiği en güzel cevaplardan biri de (yalancı peygamber) Müseylime'ye verdiği cevaptır. Zira Müseylime ona: "Asıl konuya gelirsek; bu işte (peygamberlikte) ortağın yapıldım. Bundan dolayı yeryüzünün yarısı benim, diğer yarısı da senindir. Ancak Kureyş bu konuda haddini aşıyor" şeklinde bir mektup yazınca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu cevabı yazdı: "Bismillahirrahmanirrahim! Allah'ın Resulü Muhammed'den yalancı Müseylime'ye! Selam - hidayete tabi olanların üzerine olsun. Asli konuya gelince; yeryüzü tümüyle Allah'ındır ve kullarından dilediğini ona varis kılar. Sonuç da takva sahiplerinin lehine olacaktır. ''

 

Halimi, el-Minhac (2/78).

 

 

Başka bir kanalla İbn İshak bir öncekinin aynısını bildirir. Ancak Müseylime'nin mektubunda: "Asıl konuya gelirsek; bu işte (peygamberlikte) ortağın yapıldım. Bundan dolayı bu işin yarısı bizim, diğer yarısı da Kureyş'indir. Ancak Kureyş bu konuda haddini aşan bir topluluktur" dediğini aktarır. Sonrasında da Resulullahlın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cevabını bir önceki hadiste olduğu gibi verir.

 

Tahric: İsnadı zayıf, mu' dal bir hadistir. Beyhaki, Delailü'n-Nübüvve (5/331).

 

 

Halimi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) özlü sözlerinden biri de şöyledir: "(Diyet ve kısas konusunda) müslümanların kanları birbirine eşittir. Konum olarak en aşağıda olan biri bile diğerleri adına (kafirlere karşı) teminat (zimmet) verebilir. Müslümanlar başkalarına karşı tek el gibidirler. Kafire karşliık (kısas olarak) müslüman öldürülmez_ Aynı şekilde anlaşma süresi devam ettiği sürece anlaşmalı (zimmi) kişi de (kısas olarak) kafire karşliık öldürülmez."

Bu hadisin her bir cümlesi tek tek ele alınacak olsa her biri uzun açıklamaları gerektirecektir.

Beyhaki der ki: ''Bu hadisin isnadını Sünen'imizin Yaralamalar Bölümü'nde zikrettik.

 

Tahric: İbn Mace 2/895 (2685).

 

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yönde birçok sözü vardır, ancak daha fazlasını zikretmeyi başlığımız kaldıramayacaktır."

 

 

 

1372- Muhammed b. Abdillah b. Atik, babasından bildirir: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Allah yolunda cihad için evinden çıkıp bu yolda) yatağında ölen kişiye de Yüce Allah şehit sevabı verir" buyurduğunu işittim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyleyene kadar vAllahi "Hatfe enfihi" ifadesini hiçbir Arab'dan işitmiş değildik.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. Ahmed, Müsned (4/36), İbn Ebi Şeybe, Musannef (5/294), Beyhaki, Sünen (9/166) ve Buhari, Tarih (14).

 

 

Beyhaki der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu türden daha önce kimse tarafından dile getirilmeyen birçok ifadesi bulunmaktadır."

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ümmetine Şefkati ve Merhameti