ŞUABU’L-İMAN

14.ŞU’BE: Resulullah (s.a.v.)’i Sevmek

 

Allah'ın, Muhaınmed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Henüz Yaratmadan Önce Övgüyle Anması

 

Yüce Allah, Hz. Musa b. imran ile konuşurken: ''Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım. Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları resUle, o ümmi peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir"[A'raf 156,157]  buyurmuş ve Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) henüz yaratılmadan övgüyle zikretmiştir.

 

Yine: "Meryem oğlu İsa, ''Ey İsrail oğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim'' demişti"[Saf 6] ayetiyle Hz. isa'nın diliyle onu henüz yaratılmamışken zikretmiştir.

 

Yüce Allah bu yönde yine: "Senin şanını yüceltmedik mi?"[İnşirah 4] buyurmuştur ki bazıları bunu: "Onu henüz yaratmadan bilinir kılmış, henüz peygamber olarak gönderilmeden, önceki ümmetler tarafından övgüyle zikredilmesini sağlamıştır" şeklinde açıklamışlardır.

 

 

 

1345- Ata b. Yesar der ki: Abdullah b. Amr b. el-As ile karşılaştığımda ona: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tevrat'ta hangi özellikleriyle anıldığını bana anlat" dedim. Abdullah: "Olur!" karşılığını verdi ve şöyle dedi: "Vallahi Tevrat'ta da Kur'an'da anılan bazı özellikleriyle zikredilmiş ve: ''Ey Peygamber! Biz seni ümmilere bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı, bir koruyucu olarak gönderdik. Sen kulum ve resulümsün. Sana Mütevekkil adını verdim. Sen kaba ve katı kalpli değilsin. Çarşılarda çığırtkanlık yapmazsın. Kötülüğe kötülükle karşılık vermez, bağışlayıp affedersin. Sapıtmış olan insanları seninle yola getirip. onlara "La ilahe illallah" dedirtmeden, körleşmiş gözleri, sağırlaşmış kulakları ve kapanmış kalpleri seninle açmadan da canını almayacağım'' denilmiştir."

 

Ka'b ile karşılaştığımda ona da aynı şeyi sordum. Ka'b, Abdullah'ın dediğinin aynısını kelimesi kelimesine söyledi. Sadece "körleşmiş gözleri, sağırlaşmış kulakları ve kapanmış kalpleri" ifadesini "körleşmiş gözleri, kapanmış kalpleri ve sağırlaşmış kulakları" şeklinde ifade etti.

 

Tahric: Sahih bir hadistir. Buhari, buyu' (3/21), tefsir 6/44).

 

 

Buhari bunu Sahih'te Muhammed b. Sinan kanalıyla Fuleyh b. Süleyman'dan rivayet etti. Ka'bu'l-Ahbar, Vehb b. Münebbih ve başkalarından şahitleri ile benzeri hadisleri Delailü'n-Nübüvve'nin 5. cildinde zikrettik.

 

 

 

1346- Salih b. Said bildiriyor: Mukatil b. Hayyan, "Yine biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden Önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp Öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz"[Kasas 46] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "Henüz babalarının sulbünde olan ümmetine, sen gönderildiğin zaman sana iman etmeleri için seslenmiştik, anlamındadır. ''

 

Tahric: İsnadı salihtir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/419).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Yaratılışı ve Ahlakı