Allah'ın, Muhaınmed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Henüz Yaratmadan Önce Övgüyle Anması |
Yüce Allah, Hz. Musa b. imran
ile konuşurken: ''Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten
sakınanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım. Onlar,
yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları resUle, o ümmi peygambere
uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara
iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır
yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona
yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar
kurtuluşa erenlerdir"[A'raf 156,157]
buyurmuş ve Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) henüz
yaratılmadan övgüyle zikretmiştir.
Yine: "Meryem oğlu
İsa, ''Ey İsrail oğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size, benden önce gelen
Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi
müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim'' demişti"[Saf 6] ayetiyle
Hz. isa'nın diliyle onu henüz yaratılmamışken zikretmiştir.
Yüce Allah bu yönde
yine: "Senin şanını yüceltmedik mi?"[İnşirah 4] buyurmuştur ki
bazıları bunu: "Onu henüz yaratmadan bilinir kılmış, henüz peygamber
olarak gönderilmeden, önceki ümmetler tarafından övgüyle zikredilmesini
sağlamıştır" şeklinde açıklamışlardır.
1345- Ata b. Yesar der ki:
Abdullah b. Amr b. el-As ile karşılaştığımda ona: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tevrat'ta hangi özellikleriyle anıldığını bana
anlat" dedim. Abdullah: "Olur!" karşılığını verdi ve şöyle dedi:
"Vallahi Tevrat'ta da Kur'an'da anılan bazı özellikleriyle zikredilmiş ve:
''Ey Peygamber! Biz seni ümmilere bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı, bir
koruyucu olarak gönderdik. Sen kulum ve resulümsün. Sana Mütevekkil adını
verdim. Sen kaba ve katı kalpli değilsin. Çarşılarda çığırtkanlık yapmazsın.
Kötülüğe kötülükle karşılık vermez, bağışlayıp affedersin. Sapıtmış olan
insanları seninle yola getirip. onlara "La ilahe illallah"
dedirtmeden, körleşmiş gözleri, sağırlaşmış kulakları ve kapanmış kalpleri
seninle açmadan da canını almayacağım'' denilmiştir."
Ka'b ile karşılaştığımda
ona da aynı şeyi sordum. Ka'b, Abdullah'ın dediğinin aynısını kelimesi
kelimesine söyledi. Sadece "körleşmiş gözleri, sağırlaşmış kulakları ve
kapanmış kalpleri" ifadesini "körleşmiş gözleri, kapanmış kalpleri ve
sağırlaşmış kulakları" şeklinde ifade etti.
Tahric: Sahih bir
hadistir. Buhari, buyu' (3/21), tefsir 6/44).
Buhari bunu Sahih'te
Muhammed b. Sinan kanalıyla Fuleyh b. Süleyman'dan rivayet etti. Ka'bu'l-Ahbar,
Vehb b. Münebbih ve başkalarından şahitleri ile benzeri hadisleri
Delailü'n-Nübüvve'nin 5. cildinde zikrettik.
1346- Salih b. Said
bildiriyor: Mukatil b. Hayyan, "Yine biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman
Tur'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden
Önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp Öğüt alsınlar diye
uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz"[Kasas 46] ayetini açıklarken
şöyle demiştir: "Henüz babalarının sulbünde olan ümmetine, sen gönderildiğin
zaman sana iman etmeleri için seslenmiştik, anlamındadır. ''
Tahric: İsnadı salihtir.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/419).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Yaratılışı ve Ahlakı