Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in İsimleri |
1334- Muhammed b. Cubeyr
b. Mut'İm'in bildirdiğine göre babası dedi ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Benim beş ismim vardır: ben
Muhammed'im, ben Ahmed'im, ben, Allah'ın kafirleri benimle yok edeceği
Mahi'yim, ben Haşir'im, insanlar benim kademim üzerine haşrolur ve ben
kendisinden sonra peygamber olmayan Akib'im. "
Tahric: İsnadı sahihtir.
Darimi, rekaik (sh. 713), Taberani, M. el-Kebir (1527) ve Beyhaki, Delail
(1/152).
Buhari bunu Sahih'te
Ebu'l-Yeman; Müslim ise Abd b. Humeyd Ebu'l-Yeman kanalıyla rivayet etti.
Müslim bunu Ma'mer -
Zühri kanalıyla zikretmiştir ve orada şu ibare vardır: Zühri'ye: "Akib ne
demektir?" diye sorduğumda: "Kendisinden sonra peygamber
olmayandır" cevabını verdi.- 2 Müslim 2/1828 (125).
Bu hadis başka bir
kanalla da rivayet olunmuştur, ancak: "Kafirleri" yerine
"Küfrü" ibaresi geçmiştir.
Yunus b. Yezid hadisi
Zühri'den nakletmiş ve farklı olarak şu ibareyi de eklemiştir: "Allah onu
RaUf, Rahim olarak ta adlandırmıştır." Bu söz Zühri'nin sözüne benziyor.
1335- Ukbe b. Müslim'in,
Nafi b. Cubeyr b. Mut'im'den bildirdiğine göre Nafi, Abdulmelik b. Mervan'ın
yanına girince Abdulmelik: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Cubeyr b. Mut'im'in saydığı isimlerini biliyor musun?" diye sordu. Nafi
şöyle cevap verdi: "Evet. Altı tanedir: Muhammed, Ahmed, Hatim, Haşir,
Akib ve Mahi. Haşir, kıyamete yakın şiddetli azab konusunda sizleri uyarmak
ıçın gönderilmiş olmasıdır. Akib; peygamberlerin sonuncusu demektir. Mahi ise
Allah'ın, ona tabi olanların günalılarını silmesi demektir."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Beyhaki, Delail (1/155,156), İbn Sa'd, Tabakat (1/104,105) ve
Ahmed, Müsned (4/81).
1336- Ebu Musa der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize isimlerini şu şekilde
söylemiştir: "Muhammed, Ahmed, Haşir, Mukerra, Nebiyyu 't• Tevbe ve i•
Melhame.''
Ravileri güvenilirdir.
A'meş ve Mes'udi'nin
lafızları aynıdır; sadece Mes'udi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bizlere isimlerini saydı. Aklımızda kalan şunlardır" şeklinde zikretmiştir.
Müslim bunu Sahih'te
İshak b. İbrahim - Cabir kanalıyla rivayet etti. - Müslim 2/1828 (126),
Beyhaki der ki: Bu
hadislerde on isim geçmektedir. Muhammed ve Ahmed, sıfat değil, şahıslara
verilen özel isimlerdir.
Halimi der ki: Kişi
düşününce Muhammed ve Ahmed dışında hiçbir ismin güzelliği ve üstünlüğü ifade
edemeyeceğini görür. Çünkü Muhammed övülmenin mübalağalı şeklidir. Ahmed ise
övülmeyi hak eden kişi demektir.
1337- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ey Allah'ın kulları! Yüce Allah'ın Kureyşlilerin sövgülerini ve lanet
okumalarını nasıl da benden uzaklaştırdığına bakın, Onlar güya yerilmiş birine
sövüyorlar. Oysa ben övülmüş (Muhammed) olan biriyim: Onlar yerilmiş birine lanet
okuyorlar. Oysa ben, övülmüş (Muhammed) olan biriyim. ''
İsnadı sahihtir,
Bu hadis başka bir
kanalla da rivayet olunmuştur; ancak farklı olarak ibare şu şekildedir:
"Yüce Allah'ın Kureyşlilerin sövgülerini ve lanet okumalarını nasıl da
benden uzaklaştırdığını görmüyor musunuz? Onlar güya yerilmiş birine sövüp
lanet okuyorlar. Oysa ben övülmüş (Muhammed) olan biriyim. "
Buhari bunu Sahih'te,
Ali b, Abdillah - Süfyan kanalıyla rivayet etti.
Haşir isminin manası
hadiste geçmiştir ve manası haşir (kıyamet meydanında toplanma) gunu kabirden
ilk kalkacak kişi olmasıdır. Ondan başka herkes daha sonra haşrolacaktır.
Mahşer'e ilk götürülecek kişi odur, sonra insanlar götürülecekler. - Buhari
(4/162).
Mahi isminin manası da
daha önce hadiste geçmişti. Bilindiği gibi Allah haşreden ve silendir.
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu adın verilmesinin sebebi, onun
haşrini, diğer insanların haşrine sebep kılmasıdır. Peygamberliği de bütün
batılı ve küfrü yok etmesine sebeptir. Böyle düşünülecek olursa Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Haşir ve Mahi isminin neden verildiği anlaşılır.
Mükeffa isminin manası
ise peşinden gidilen demektir.
Mükeffa isminden Hz.
ibrahim'den sonra gelmiş olması da kastedilmiş olabilir. Çünkü Kur'an'da Allah:
"Sonra da sana ''hani! {vahdet, tevhid ve teslimi esas alan} olarak
İbrahim'in dinine tabi olmayı'' vahyettik"[Nahl 123] buyurmuştur. Yine
Mükeffa isminin verilmesinin sebebi, Hz. Musa, Hz. isa ve israil oğullarından
gelen diğer peygamberlerden sonra gelmiş olması da mümkündür.
Akib ve Hatim isimlerini
manası hadiste geçmişti. Nebiyyu'r-Rahme IRahmet peygamberi) isminin manasını
ise Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben, ancak hediye
edilmiş bir rahmetten ibaretim" sözüyle açıklamıştır.
1338- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!
Müşrikler için beddua et" denilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem):
"Ben azab olarak
değil. rahmet olarak gönderildim" karşılığını verdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Müslim 3/2006, 2007 (87) ve Buhari sh. 89 (321).
Allah en doğrusunu
bilir; ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözüyle onların
Müslüman olmalarını temenni ettiğini kastetmiştir.
1339- Ebu Salih'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ey insanları Ben, ancak hediye edilmiş bir rahmetten ibaretim."
Yani:
"Size hediye
edildim."
Beyhaki der ki: Hadis
mürseldir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Beyhaki, Delail (1/157), İbn Ebi Şeybe, Musannef (11/504), İbn Sa'd, Tabakat
(1/192) ve Darimi (1/9).
1340- Ziyad b. Yahya
el-Hassani, Malik b. Suayr kanalıyla A'meş'ten, o da Ebu Hureyre'yi zikrederek
mevsul olarak nakletmiştir; ancak sonunda: Yani: "Size hediye
edildim" ibaresi yoktur.
Bunun manası da Allah'ın
onunla kullarına merhamet etmesi, onun diliyle karanlıklardan aydınlıklara
çıkarmasıdır. Yüce Allah bu konuda: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini
hatırlayın. Hani, siz düşman idiniz de O, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da,
O'nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz, bir ateş uçurumunun tam kenarında
iken, sizi oradan doğru yola eresiniz diye kurtardı"[Al-i İmran 103]
buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (1/35), Taberani, M. es-Sağir (1/95) ve Beyhaki,
Delail (1/157,158).
Nebiyyu't-Tevbe (Tövbe
peygamberi) isminin verilmesi ise, günahlar ne kadar büyük veya küçük olursa
olsun tövbe edenlerin tövbesinin Allah tarafından kabul edileceğini
bildirmesidir. Daha önceki şeraitlerde tövbe bu kadar kolayolmayabilir. Bu
sebeple Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben tövbe
peygamberiyim" buyurmuştur.
1341- İbn Mes'üd der ki:
"İsrail oğullarından bir kişi günah işleyince, sabahladığı zaman
kapısında: ''Şu şu günahı işledi. Bunun kefareti falan ameldir'' olarak yazılı
olduğunu görürdü. Bazen kişi bu ameli çok görür ve yapamazdı." İbn Mes'üd
der ki: "Ben: ''Kim kötülük yapar veya nefsine zulmeder, sonra da
Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı mağfiret edici ve rahmet edici olarak bulur''[Nisa
110] ayetinin yerine, yüce Allah'ın bize de bu imtiyazı vermesini
istemem."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef (11/182) ve Taberani, Mel-Kebir 9/174
(8794).
Halimi der ki:
Nebiyyu'I-Melhame isminin manası, Allah', kendisine kafirlerle cihadı farz
kılması ve bunu kıyamet gününe kadar geçerli bir kanun olarak koymasıdır. Bu
topraklar ya kılıçla veya kılıç korkusuyla fethedilmiştir. Sadece Medine,
Kur'an ile fethedilmiştir.
1342- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kasabalar
kılıçla, Medine ise Kur'an'la fethedilmiştir" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Bezzar, Keşfu'l-Estar (2/S0), İbn Adiy, el-Kamil (6/2180) ve Ukayli, ed•Duafa
(4/58).
Beyhaki der ki: Ebu
Abdillah'ın bildirdiğine göre Muhammed b. elHasan b. Büzale el-Malızumi bunu
rivayette tek kalmıştır. Hadisin, Medine kadısı Ebu Aziyye el-Ensari kanalıyla
Malik'ten rivayet edildiği onun kanalıyla bilinmektedir.
Beyhaki der ki: Hadis,
senedinin zayıf olması sebebiyle sabit değildir. Bu lafız, hocamız Ebu
Abdillah'a aittir. Fakih te Basri'den bu şekilde rivayet etmiştir. Ebu Zer
el-Mehrecani'nin rivayetinde: "Mekke kılıçla, Medine ise Kur'an 'la
fethedilmiştir" ibaresi vardır. MalıfUz olan Ebu Abdillah'ın rivayetidir.
1343- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"ismimle künyemi bir arada zikretmeyin. Ben Ebu'I•Kasım'lm. Allah verir,
ben taksim ederim. " Lafız, Ebu Müslim'in rivayetidir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Tirmizi 5/136 (2841).
1344- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Künyemi kendi künyesi olarak kullanan benim ismimi kendi adı
yapmasın."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Buhari, menakib (4/163), edeb (7/116), hums (4/49) ile büyu'
(3/20) ve Müslim, edeb (1, 3, 4, 8).
Beyhaki der ki:
Ebu'I-Kasım künyesini kullanmanın yasaklanmasıyla ilgili rivayetler daha çok ve
sahihtir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hem isminin, hem
künyesinin bir kişide toplanmasının yasaklanmış olması muhtemeldir. Allah en
doğrusunu bilir.
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Allah'ın,
Muhaınmed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Henüz Yaratmadan Önce Övgüyle Anması