ŞUABU’L-İMAN

14.ŞU’BE: Resulullah (s.a.v.)’i Sevmek

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in İsimleri

 

1334- Muhammed b. Cubeyr b. Mut'İm'in bildirdiğine göre babası dedi ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Benim beş ismim vardır: ben Muhammed'im, ben Ahmed'im, ben, Allah'ın kafirleri benimle yok edeceği Mahi'yim, ben Haşir'im, insanlar benim kademim üzerine haşrolur ve ben kendisinden sonra peygamber olmayan Akib'im. "

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Darimi, rekaik (sh. 713), Taberani, M. el-Kebir (1527) ve Beyhaki, Delail (1/152).

 

Buhari bunu Sahih'te Ebu'l-Yeman; Müslim ise Abd b. Humeyd Ebu'l-Yeman kanalıyla rivayet etti.

 

Müslim bunu Ma'mer - Zühri kanalıyla zikretmiştir ve orada şu ibare vardır: Zühri'ye: "Akib ne demektir?" diye sorduğumda: "Kendisinden sonra peygamber olmayandır" cevabını verdi.- 2 Müslim 2/1828 (125). 

Bu hadis başka bir kanalla da rivayet olunmuştur, ancak: "Kafirleri" yerine "Küfrü" ibaresi geçmiştir.

 

Yunus b. Yezid hadisi Zühri'den nakletmiş ve farklı olarak şu ibareyi de eklemiştir: "Allah onu RaUf, Rahim olarak ta adlandırmıştır." Bu söz Zühri'nin sözüne benziyor.

 

 

 

1335- Ukbe b. Müslim'in, Nafi b. Cubeyr b. Mut'im'den bildirdiğine göre Nafi, Abdulmelik b. Mervan'ın yanına girince Abdulmelik: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cubeyr b. Mut'im'in saydığı isimlerini biliyor musun?" diye sordu. Nafi şöyle cevap verdi: "Evet. Altı tanedir: Muhammed, Ahmed, Hatim, Haşir, Akib ve Mahi. Haşir, kıyamete yakın şiddetli azab konusunda sizleri uyarmak ıçın gönderilmiş olmasıdır. Akib; peygamberlerin sonuncusu demektir. Mahi ise Allah'ın, ona tabi olanların günalılarını silmesi demektir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Beyhaki, Delail (1/155,156), İbn Sa'd, Tabakat (1/104,105) ve Ahmed, Müsned (4/81).

 

 

 

1336- Ebu Musa der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize isimlerini şu şekilde söylemiştir: "Muhammed, Ahmed, Haşir, Mukerra, Nebiyyu 't• Tevbe ve i• Melhame.''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

A'meş ve Mes'udi'nin lafızları aynıdır; sadece Mes'udi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere isimlerini saydı. Aklımızda kalan şunlardır" şeklinde zikretmiştir.

 

Müslim bunu Sahih'te İshak b. İbrahim - Cabir kanalıyla rivayet etti. - Müslim 2/1828 (126),

 

 

Beyhaki der ki: Bu hadislerde on isim geçmektedir. Muhammed ve Ahmed, sıfat değil, şahıslara verilen özel isimlerdir.

 

Halimi der ki: Kişi düşününce Muhammed ve Ahmed dışında hiçbir ismin güzelliği ve üstünlüğü ifade edemeyeceğini görür. Çünkü Muhammed övülmenin mübalağalı şeklidir. Ahmed ise övülmeyi hak eden kişi demektir.

 

 

 

1337- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Allah'ın kulları! Yüce Allah'ın Kureyşlilerin sövgülerini ve lanet okumalarını nasıl da benden uzaklaştırdığına bakın, Onlar güya yerilmiş birine sövüyorlar. Oysa ben övülmüş (Muhammed) olan biriyim: Onlar yerilmiş birine lanet okuyorlar. Oysa ben, övülmüş (Muhammed) olan biriyim. ''

 

İsnadı sahihtir,

 

 

Bu hadis başka bir kanalla da rivayet olunmuştur; ancak farklı olarak ibare şu şekildedir: "Yüce Allah'ın Kureyşlilerin sövgülerini ve lanet okumalarını nasıl da benden uzaklaştırdığını görmüyor musunuz? Onlar güya yerilmiş birine sövüp lanet okuyorlar. Oysa ben övülmüş (Muhammed) olan biriyim. "

 

Buhari bunu Sahih'te, Ali b, Abdillah - Süfyan kanalıyla rivayet etti.

 

Haşir isminin manası hadiste geçmiştir ve manası haşir (kıyamet meydanında toplanma) gunu kabirden ilk kalkacak kişi olmasıdır. Ondan başka herkes daha sonra haşrolacaktır. Mahşer'e ilk götürülecek kişi odur, sonra insanlar götürülecekler. - Buhari (4/162).

 

Mahi isminin manası da daha önce hadiste geçmişti. Bilindiği gibi Allah haşreden ve silendir. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu adın verilmesinin sebebi, onun haşrini, diğer insanların haşrine sebep kılmasıdır. Peygamberliği de bütün batılı ve küfrü yok etmesine sebeptir. Böyle düşünülecek olursa Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Haşir ve Mahi isminin neden verildiği anlaşılır.

 

Mükeffa isminin manası ise peşinden gidilen demektir.

 

Mükeffa isminden Hz. ibrahim'den sonra gelmiş olması da kastedilmiş olabilir. Çünkü Kur'an'da Allah: "Sonra da sana ''hani! {vahdet, tevhid ve teslimi esas alan} olarak İbrahim'in dinine tabi olmayı'' vahyettik"[Nahl 123] buyurmuştur. Yine Mükeffa isminin verilmesinin sebebi, Hz. Musa, Hz. isa ve israil oğullarından gelen diğer peygamberlerden sonra gelmiş olması da mümkündür.

Akib ve Hatim isimlerini manası hadiste geçmişti. Nebiyyu'r-Rahme IRahmet peygamberi) isminin manasını ise Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben, ancak hediye edilmiş bir rahmetten ibaretim" sözüyle açıklamıştır.

 

 

 

1338- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Müşrikler için beddua et" denilince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Ben azab olarak değil. rahmet olarak gönderildim" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Müslim 3/2006, 2007 (87) ve Buhari sh. 89 (321).

 

 

Allah en doğrusunu bilir; ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözüyle onların Müslüman olmalarını temenni ettiğini kastetmiştir.

 

 

 

1339- Ebu Salih'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey insanları Ben, ancak hediye edilmiş bir rahmetten ibaretim." Yani:

"Size hediye edildim."

 

Beyhaki der ki: Hadis mürseldir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Beyhaki, Delail (1/157), İbn Ebi Şeybe, Musannef (11/504), İbn Sa'd, Tabakat (1/192) ve Darimi (1/9).

 

 

 

1340- Ziyad b. Yahya el-Hassani, Malik b. Suayr kanalıyla A'meş'ten, o da Ebu Hureyre'yi zikrederek mevsul olarak nakletmiştir; ancak sonunda: Yani: "Size hediye edildim" ibaresi yoktur.

Bunun manası da Allah'ın onunla kullarına merhamet etmesi, onun diliyle karanlıklardan aydınlıklara çıkarmasıdır. Yüce Allah bu konuda: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani, siz düşman idiniz de O, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da, O'nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz, bir ateş uçurumunun tam kenarında iken, sizi oradan doğru yola eresiniz diye kurtardı"[Al-i İmran 103] buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (1/35), Taberani, M. es-Sağir (1/95) ve Beyhaki, Delail (1/157,158).

 

 

Nebiyyu't-Tevbe (Tövbe peygamberi) isminin verilmesi ise, günahlar ne kadar büyük veya küçük olursa olsun tövbe edenlerin tövbesinin Allah tarafından kabul edileceğini bildirmesidir. Daha önceki şeraitlerde tövbe bu kadar kolayolmayabilir. Bu sebeple Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben tövbe peygamberiyim" buyurmuştur.

 

 

 

1341- İbn Mes'üd der ki: "İsrail oğullarından bir kişi günah işleyince, sabahladığı zaman kapısında: ''Şu şu günahı işledi. Bunun kefareti falan ameldir'' olarak yazılı olduğunu görürdü. Bazen kişi bu ameli çok görür ve yapamazdı." İbn Mes'üd der ki: "Ben: ''Kim kötülük yapar veya nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı mağfiret edici ve rahmet edici olarak bulur''[Nisa 110] ayetinin yerine, yüce Allah'ın bize de bu imtiyazı vermesini istemem."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef (11/182) ve Taberani, Mel-Kebir 9/174 (8794).

 

 

Halimi der ki: Nebiyyu'I-Melhame isminin manası, Allah', kendisine kafirlerle cihadı farz kılması ve bunu kıyamet gününe kadar geçerli bir kanun olarak koymasıdır. Bu topraklar ya kılıçla veya kılıç korkusuyla fethedilmiştir. Sadece Medine, Kur'an ile fethedilmiştir.

 

 

 

1342- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kasabalar kılıçla, Medine ise Kur'an'la fethedilmiştir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Bezzar, Keşfu'l-Estar (2/S0), İbn Adiy, el-Kamil (6/2180) ve Ukayli, ed•Duafa (4/58).

 

 

Beyhaki der ki: Ebu Abdillah'ın bildirdiğine göre Muhammed b. elHasan b. Büzale el-Malızumi bunu rivayette tek kalmıştır. Hadisin, Medine kadısı Ebu Aziyye el-Ensari kanalıyla Malik'ten rivayet edildiği onun kanalıyla bilinmektedir.

 

Beyhaki der ki: Hadis, senedinin zayıf olması sebebiyle sabit değildir. Bu lafız, hocamız Ebu Abdillah'a aittir. Fakih te Basri'den bu şekilde rivayet etmiştir. Ebu Zer el-Mehrecani'nin rivayetinde: "Mekke kılıçla, Medine ise Kur'an 'la fethedilmiştir" ibaresi vardır. MalıfUz olan Ebu Abdillah'ın rivayetidir.

 

 

 

1343- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "ismimle künyemi bir arada zikretmeyin. Ben Ebu'I•Kasım'lm. Allah verir, ben taksim ederim. " Lafız, Ebu Müslim'in rivayetidir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Tirmizi 5/136 (2841).

 

 

 

1344- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Künyemi kendi künyesi olarak kullanan benim ismimi kendi adı yapmasın."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Buhari, menakib (4/163), edeb (7/116), hums (4/49) ile büyu' (3/20) ve Müslim, edeb (1, 3, 4, 8).

 

 

Beyhaki der ki: Ebu'I-Kasım künyesini kullanmanın yasaklanmasıyla ilgili rivayetler daha çok ve sahihtir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hem isminin, hem künyesinin bir kişide toplanmasının yasaklanmış olması muhtemeldir. Allah en doğrusunu bilir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Allah'ın, Muhaınmed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Henüz Yaratmadan Önce Övgüyle Anması