ŞUABU’L-İMAN

10.ŞU’BE: ALLAH SEVGİSİ

 

ALLAH'IN Zikri Hakkında Rivayetler

 

658- Şeddad b. Evs der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Seyyidü'l-istiğfar (istiğfarın efendisi) kulun şöyle demesidir: ''Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın ve ben senin kulunum. Ben kulluğumda gücüm yettiği kadar senin ahdü misakın üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Senin bana ihsan buyurduğun nimetleri ikrar ettiğim gibi kendi kusur ve günahlarımı da itiraf ediyorum. Rabbim! Sen beni bağışla. Zira senden başkası günahları bağışlayamaz. yegane bağışlayıcı sensin ...

 

İsnadı hasendir.

 

Buhari bunu Sahih'te aktarmıştır.- Buhari (7/145)

 

 

 

659- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: "Tesbih etmem benim için Allah yolunda onların sayısınca dinar (altın) infak. etmemden daha sevimlidir.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zevaid ez-Zühd 405 (1156) ve İbn Ebi Şeybe (10/292) .

 

 

 

660- Abdulmelik b. Ebi Zeyd der ki: Abdullah b. Amr ve Abdullah b. Mes'ud bir arada oturdu. Abdullah b. Mes'ud: "Bir yola çıkacağım zaman: ''Sübhanallahi velhamdu lillahi vela ilalıe illallahu vallahu ekber (=Allah bütün eksikliklerden münezzehtir. Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür)'' demem benim için Allah yolunda onların sayısınca dinar infak etmemden daha sevimlidir" dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Amr: "Bir yola çıkacağım zaman onları söylemem, Allah yolunda onların sayısınca cihada çıkacak atlılar hazırlamamdan daha sevimlidir" dedi.

 

tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe (10/292).

 

Aynı isnad ile A'meş, Ebu İshak kanalıyla Abdurrahman b. Yezid'den aktarmış ve rivayetinde: "Bir adam, Selman'a: "Amellerin en üstünü hangisidir?" diye sorunca, Selman: "Allah'ın zikridir" karşılığını verdi" ibaresi geçmiştir.

 

Tahric: İbn Cerir et-Taberi, Tefsir (20/158).

 

 

      

661- Harun b. Antere, babasından bildiriyor: Bir adam, İbn Abbas'a: "Amellerin en üstünü hangisidir?" diye sorunca: "En üstünü Allah'ın zikridir" dedi ve bunu üç defa tekrarladı. Sonra şöyle anlatmaya başladı: "Bir grup Allah'ın Kitab'ını öğrenip onu tedris etmek için Allah'ın evlerinden bir evinde toplanırsa bu kimseler mutlaka Allah'ın misafıridirler. O hal üzere kaldıkları sürece de melekler onları kanatlarıyla gölgelendirirler. Başka bir konuya geçene kadar bu hep böyle devam eder. Kişi ilim öğrenmek için bir yola çıktığı zaman mutlaka Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. Bir insanı da ameli yavaşlatıp geri bırakırsa nesebi onu hızlandırıp öne geçiremez."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/370) ve Suyuti, Durru’l-Mensur (6/467).

 

 

 

662- Harun b. Antere, babasından bildiriyor: Bir adam, İbn Abbas'a: "Amellerin en üstünü hangisidir?" diye sorunca: "En üstünü, Allah'ın zikridir" karşılığını verdi.

 

İsnadının bir zararı yoktur.

 

Beyhaki der ki: Ebu Abdullah rivayetinde: "Bunu üç defa tekrarladı" ziyadesinde bulundu ve mana olarak Muhammed b. Ubeyd'in hadisinin aynısını aktardı.

 

 

 

663- Fudayl b. Merzuk bildiriyor: Atiyye: ''Allah'ı zikretmek en büyük şeydir"[Ankebut 45] buyruğunu açıklarken: "Bu ayet: ''Beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim''[Bakara 152] ayeti ile aynı anlamı taşımaktadır. Allah'ın sizi zikretmesi, sizin onu zikretmenizden daha büyük bir durumdur" dedi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Cerir, Tefsir (20/156) ve Suyuti, Durru’l-Mensur (6/467).

 

 

 

664- Abdullah b. Rabia der ki: İbn Abbas bana: ''Allah'ı zikretmek en büyük şeydir''[Ankebut 45] buyruğunun açıklamasını sorunca: "Allah'ı zikretmek tesbih, tehlil ve tekbirle olur" dedim. O da: "Hayır, Allah'ın sizi zikretmesi, sizin onu zikretmenizden daha büyük bir durumdur" dedi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (2/409) ve İbn Cem, Tefsir (60/156). Bak:, Suyuti, Durru’l-Mensur (6/466) ve İbn Kesir, Tefsir (3/415).

 

 

 

665- Muaz der ki: "Sabah erkenden geceye kadar Allah'ı zikretmem benim için Allah yolunda sabahtan akşama kadar asil atlar üzerinde cihada çıkmamdan daha sevimlidir."

 

Tahric: Ravüeri güvenilirdir. İbnu'l-Mübarek, Zühd 398 (1128), Ebu Nuaym, Hilye (1/235) ve İbn Ebi Şeybe (10/302).

 

 

 

666- İbn Abbas der ki: Doğan her bir kişinin kalbinin üzerinde vesvas denilen bir şeytan bulunur. Kişi Allah'ı zikrettiği zaman bu şeytanı geri çekilip pısar. Kişi dalıp gaflete düştüğü zaman ise ona vesvese verir. İşte Yüce Allah'ın: "Sinsi vesveseci''[Nas 4] buyruğunda ifade edilen budur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (2/541), İbn Cem, Tefsır (30/355) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(13/369) Bak: Suyuti, Durru’l-Mensur (8/694).

 

 

 

667- Ümmü Derda bildiriyor: ''İki kişi aralarında Allah için kardeşlik bağı kurmuştu. Biri diğer ile karşılaştığı zaman: "Ey kardeşim! Gel Allah'ı zikredelim" derdi. Bir gün bunlar çarşıda bir dükkanın kapısının yanında karşılaştılar. Biri diğerine: "Ey kardeşim! Gel Allah'ı zikredelim. Umulur ki Allah bizi bu sebeple bağışlar" dedi. Bir zaman geçtikten sonra biri hastalandı. Bunun üzerine diğeri onu ziyarete gelip: "Ey kardeşim! Bana rüyamda gel ve bana olup bitenleri haber ver" dedi. O da: "İnşallah" karşılığını verdi. Bir yıl geçtikten sonra ona rüyasında geldi ve: "Ey kardeşim! Çarşıda bir dükkan önünde karşılaştığımızı ve Allah'ın bizi bağışlaması için dua ettiğimizi hatırlıyor musun? Allah o gün bizi bağışladı" dedi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

İbn Cabir der ki: "(Ravi) Osman bunların isimlerini bana bildirmişti.

Ancak ben onları unuttum."

 

 

 

668- Sabit der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı arasında kardeşlik bağı kurdu. Selman el-Farisi ile Ebu'd-Derda veya Avf b. Malik ile Sab b. Cessame arasında kardeşlik bağı kurmuştu. Biri diğerine: "Ey kardeşim! Eğer ben senden önce ölürsem (rüyanda) benimle irtibat kur" dedi. Önce Sab vefat edince Avf onu rüyasında gördü ve: "Ey kardeşim! Nasılsın?" dedi. Sab: "İyiyim" deyince, Avf: "Ne yaptın?" diye sordu. Bunun üzerine Sab: "Filan dükkanın yanında dua ettiğimiz gün bağışlandık. Ailemin başına gelen her musibetin sevabı mutlaka bana ulaştı. Hatta üç gün önce ölen kedimizin bile" dedi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

669- Abdullah b. Selam der ki: Hz. Musa: "Ey Rabbim! Sana layık olan şükür nedir?" diye sorunca Yüce Allah: "Dilin devamlı zikrimle meşgul kalsın" buyurdu. Musa: "Ey Rabbim! Ben bazı hallerde seni zikretmekten tenzih ederim" deyince, Allah: "O hallerin nelerdir?" buyurdu. Musa: "Cenabet ve abdest bozma halleridir" deyince: "Hangi halde olursan ol beni zikret" diye buyurdu. Hz. Musa: "Ey Rabbim! Seni ne diyerek zikredeyim?" diye sorunca: "Sen: ''Seni hamd ile her türlü eksiklikten tenzih ederim. Beni sıkıntılardan uzak kıL. Seni hamd ile her türlü eksiklikten tenzih ederim. Beni sıkıntılardan kurtar'' şeklinde zikret" buyurdu.

 

İsnadının bir zararı yoktur.

 

 

 

670- Ka'b(u'l-ahbar) der ki: Hz. Musa: "Ey Rabbim! Yakında mısın? Sana alçak sesle yalvarayım. Uzakta mısın? Sana (yüksek sesle) sesleneyim" dedi. Allah: "Ey Musa! Ben ancak beni zikredenin sohbet arkadaşıyım" buyurdu. Musa: "Ey Rabbim! Ben bazı hallerde seni zikretmekten tenzih ederim" deyince, Allah: "O hallerin nelerdir?" diye sordu. Musa: "Cenabet ve abdest bozma halleridir" deyince, Yüce Allah: "Hangi halde olursan ol beni zikret" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/212), Ahmed} Zühd (sh. 68), Ebu Nuaym, Hilye (6/42) ve İbn Ebi Asım, Zühd (111).

 

 

 

671- İbn Abbas der ki: Musa, Tur-i Sina dağına çıktı ve: "Ey Rabbim! Senin katında en sevimli (ve makbul) kul kimdir?" deyince, Allah: "Beni zikreden ve unutmayandır" buyurdu.

 

İsmidının bir zararı yoktur.

 

 

 

672- Muhammed b. Ka'b el-Kurazi der ki: Hz. Musa: ''Ey Rabbim! Senin katında en sevimli (ve makbul) kimse kimdir?'' deyince, Allah (Teala): ''Dili devamlı zikrimle meşgul olandır" buyurdu. Musa: "Ey Rabbim! Hangi kulun daha fazla ilim sahibidir?" diye sorunca: "Kendi ilmine başkasının da ilmini de katan kimsedir" buyurdu. Musa: "Ey Rabbim! Hangi kulun daha adildir?" dediğinde: "İnsanlara hükmettiği gibi kendi nefsine de hüküm verendir" buyurdu. Musa: "Ey Rabbim! İnsanların en büyük günah işleyeni kimdir?" diye sorunca: "Bana ithamda bulunandır" buyurdu. Musa: "Ey Rabbim! Kişi sana nasıl ithamda bulunur?" diye sorunca: "Kişi önce beni tercih eder ve sonra hakkında kıldığım kaderi kabul etmez" buyurdu.

 

İsnadının bir zararı yoktur.

 

 

 

673- Abdulmelik bildiriyor: Ata: "Atalarınızı zikredip onlarla övündüğünüz gibi, hatta daha fazla Allah'ı anın''[Bakara 200]  ayetini açıklarken: "çocuğun ilk konuşmaya başladığı zamanlarda: ''Baba! Baba!'' demesi gibi Allah'ın zikredilmesi kastedilmiştir" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Cerir, Tefsır (2/297).

 

 

 

674- Bilal b. Sa'd der ki: "Zikir iki çeşittir. Allah'ı dil ile zikretmek güzel bir şeydir. Ancak Allah'ın helal kıldığına yöneIten ve haram kıldığından alıkoyan zikir daha güzeldir."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (5/224).

 

 

 

675- Bilal b. Sa'd der ki: "Zikir iki çeşittir. Allah'ı dil ile ve her şekilde zikretmek güzel bir şeydir. Ancak itaate yöneIten ve masiyetten alıkoyan zikir daha güzeldir."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

676- İsman b. Ubeydillah bildiriyor: Ümmü'd-Derda: ''Allah'ı anmak büyük şeydir''[Ankebut 45] buyruğunu açıklarken şöyle dedi: "Namaz kılınan, oruç tutman ve yaptığın her hayırlı şey, Allah'ı zikretmektir. Sakındığın her kötü şey de, Allah'ı zikretmektir. Bunların en üstünü de, Allah'ı tesbih etmektir.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Cerir, Tefsır (20/157)

 

Aynı mana ile mürsel olarak da zikredilmiştir.

 

 

 

677- İbn Ebi İmran der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Her kim Allah'a itaat ederse gerçekten Allah'ı zikretmiş olur. isterse bu kimsenin namazı, orucu ve Kuran okuması az olsun. Her kim de Allah'a isyanda bulunursa gerçekten o kimse Allah't unutmuş olur. isterse bu kimsenin namazı, orucu ve Kuran okuması çok olsun ...

 

Tahric: İsnadının bir zararı yoktur. Mürsel bir hadistir. İbnu'l-Mübarek, Ziyadet ez-Zühd 17 (70) ve Taberani, M. el-Kebir 22/154 (413)

 

Said b. Mansur'un bize bildirdiğine göre kendisi, Fudayl'ın: "Öyle ise siz beni anın ki ben de sizi anayım''[Bakara 152] buyruğunu açıklarken şöyle dediğini işitmiştir: "Yüce Allah: ''Beni itaatle hatırlayın ki ben de sizi size olan mağfıretimle hatırlayayım'' buyurmaktadır."

 

 

 

678- Mesruk der ki: "Kişi çarşıda olsa bile kalbiyle Allah'ı zikrettiği sürece namazda gibidir.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (10/305,13/458)

 

 

 

679- Ebu Ubeyde der ki: "Kişi kalbiyle Allah'ı zikrettiği sürece namazda gibidir. Eğer dil ve dudaklar da hareket ettirilerek zikredilirse bu, daha büyük bir şeydir."

 

Tahric: İsnadı sahihtir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/458) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/204).

 

 

 

680- İbn Mes'üd der ki: "Bir dağ diğer bir dağa ismiyle: ''Ey filan dağ! Bugün Allah'ı zikreden biri yanından geçti mi?'' diye seslenir. Seslendiği dağ şayet: ''Evet, geçti'' derse buna sevinir." Sonrasında Abdullah: "Dağlar kötü olan bir şeyi duyacaklar da iyi olan bir şeyi mi duymayacaklar!" dedi ve: "Bazı kimseler: ''Rahman çocuk edindi'' dediler. Siz çok çirkin bir şey ortaya attınız. Rahman'a çocuk isnad etmelerinden ötürü neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak ve dağlar göçecekti"[Meryem 88-91] ayetlerini okudu.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. İbnu'l-Mübarek, Zühd (sh. 113), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/305), Taberani, M. el-Kebir 9/107 (8542) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/147,4/242).

 

 

 

681- Ubeyd b. Umer der ki: ''Kişinin sahifesinde hamd ile yapılan bir tesbihin bulunması, kendisi için dünya dağlarının beraberinden (istediği yere) akıtılmasından daha hayırlıdır.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. İbnu'l-Mübarek, Zühd (sh. 327), Hüseyn el-Mervezi, Zevaid ez-Zühd 396, 397 (1123), İbn Ebi Şeybe,Musannif (10/293, 13/450) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/272).

 

 

 

682- Hasan(-ı Basri) der ki: "Kıyamet günü bir münadi: "Topluluk, kimin daha cömert olduğunu görecek! ''Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar''[Secde 16] ayetinde kastedilenler nerede?" diye seslenir. Bunlar kalkıp insanların aralarından öne geçerler. Sonra bu münadi bir daha: "Topluluk, kimin daha cömert olduğunu görecek. ''Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoyamadığı insanlardır''[Nur 37] ayetinde kastedilenler nerede?" diye seslenir. Bunlar kalkıp insanların aralarından öne geçerler. Sonra bu münadi bir daha: ''Topluluk, kimin daha cömert olduğunu görecek. Her halükirda Allah'a hamd edenler nerede?'' diye seslenir. Bunlar daha kalabalık bir şekilde kalkarlar. Sonra geriye kalanlar amellerinin karşılığını görmek için hesaba çekilider."

 

Tahric: İsnadında meçhul bir ravi vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/294 (20578).

 

 

 

683- Süheyl b. Hanzala der ki: Bana bildirilene göre bir topluluk Allah'ı zikretmek için toplandığı zaman mutlaka onlara: "Bağışlanmış olarak kalkınız, günahlarınız sevaplarla değiştirildi" diye nida edilir.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

684- Süheyl b. Hanzala der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Bir topluluk Allah'ı zikretmek için bir mecliste oturduğu zaman daha onlar kalkmadan: ''Bağışlanmış olarak kalkınız. Günahlarınız sevaplarla değiştirildi'' denilir ...

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 6/260 (6039), İbn Ebi Şeybe, Musannef (10/308) ve Ahmed, Müsned (3/142).

 

 

Beyhaki der ki: Hadisin mahfüz olan şekli budur. Başka bir yerde ise Süheyl'in ismi, Süheyl b. el-Hanzaliyye şeklinde geçmektedir.

 

 

 

685- Lokman b. Amir bildiriyor: Bir adam Ebu Müslim el-Havlaru'ye gelip: "Ey Ebu Müslim! Bana bir nasihatte bulun" deyince: "Her ağacın ve her taşın altında Allah'ı zikret" karşılığını verdi. Adam: "Bir nasihatte daha bulun" deyince, Ebu Müslim el-Havlanı: "Allah'ı o kadar çok zikret ki bundan dolayı insanlar seni deli sansınlar" dedi. Ebu Müslim, Allah'ı çokça zikrederdi. Bir adam kendisinin Allah'ı zikrettiğini gördü ve: "Bu arkadaşınız deli midir?" dedi. Ebu Müslim onu işitince. "Yeğenim! Bu, delilik değildir. Ancak deliliğin ilacıdır" karşılığını verdi.

 

İsmidı hasendir.

 

 

 

686- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bazı adamlar vardır ki hayrın anahtarı ve şerrin kilididirler. BaZi insanlar da vardır ki şerrin anahtarı ve hayrın kilididirler" buyurdu.

 

İsnadında meçhul bir ravi vardır.

 

 

 

687- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bazı insanlar vardır ki hayrın anahtarı ve şerrin kilididirler. Bazı insanlar da vardır ki şerrin anahtarı ve hayrın kilididirler. Hayrın anahtarı elinde olan kişiye ne mutlu! Şerrin anahtarını eline alan kişinin de vay haline!"

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 1/86 (237,238) ve Ebu Davud ,Müsned (sh. 277).

 

 

 

688- İbn Mes'ud der ki: "İnsanlardan bazıları vardır ki Allah'ın zikri için anahtardırIar. Onlar görüldüğü zaman Allah hatırIanır."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, el-Kebir 10/253 (10476).

 

Ebu Abdilah el-Hafız ile Muhammed b. Musa'nın bildirdiğine göre Ebu'l-Abbas el-Esam, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel'den, babasının şöyle dediğini nakleder: "Bu, Habib b. Ebi Sabit'in hadislerinden değildir. Bizce bu İbn Ebi'l-Eşras'ın hadisidir."

 

 

 

689- Sabit el-Bunaru der ki: "Bize ulaşan habere göre bir topluluk bir konu hakkında sohbet ederken Allah birinin dili ile zikri konusunu açar ve Allah'ı zikretmeye başlarlar. Orada bulunanların sevabı eksilmeksizin bu kişi hepsi kadar sevap alır. Yine bir topluluk Allah'ı zikrederken birinin dili ile Allah'ı zikretmenin dışına çıkarlar. Orada bulunanların günahı eksilmeksizin o kişi de hepsi kadar günah alır."

 

Tahric: Senedinde Hadir b. Eban bulunduğu için isnadı zayıftır.

 

 

 

690- Ubeydullah b. Şumayt, babasından bildiriyor: Bir kadın Hasan(-ı Basri)'ye gelip: "Ey Ebu Said! Ben zikir ettiğim zaman kalbim yumuşuyor, zikri bıraktığım zaman da nefsimin istediklerini kabul edemiyorum" deyince, Hasan: "Sen kalbinin ıslah olduğu doğrultuda git" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. Ahmed, Seyyar b. Hatim zamanına yetişmemiştir.

 

 

 

691- Mualla b. Ziyad bildiriyor: Bir adam Hasan(-ı Basri)'ye: "Ey Ebu Said! Kalbimin katılığım sana şikayette bulunmaktayım" deyince, Hasan; "Onu zikirden bir şeyle terbiye et" karşılığım verdi."

 

Ali'nin rivayetinde ise: "Bir adam Hasan'a: "Ey Ebu Said ... " deyince, Hasan: "Onu zikir ile terbiye et" karşılığım verdi" ibaresi geçmiştir.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

692- Malik b. Dinar der ki: "(Sohbetlerden) zevk alanlar hiçbir şeyde Yüce Allah'ın zikri kadar haz duymamıştır."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (2/358).

 

 

 

693- Ebu Osman Said b. İsmail der ki: Yahya b. Muaz'ın: "Ey zikri yanımda her şeyden daha üstün olan (Allahım)! Düşmanların arasında beni en zelil kişi kılma" diye dua ettiğini işittim.

Yine onun: "İlahım! İnsanlar arasında sana Rablere seslenildiği gibi seslenmekteyim. Yalnız kaldığımda ise sevgiliye seslenildiği gibi seslenmekteyim. Topluluk arasında: ''İlahım!'' diye seslenmekteyim. Yalnız olduğum zaman da: ''Rabibim'' diye seslenmekteyim" dediğini işittim.

 

 

 

694- Bekr b. Abdirrahman der ki: Zün-Nün'un: "İlahım! Ben seni dünyada iken zikretmeye dayanamıyorum. Ya ahirette nasıl dayanacağım" dediğini işittim.

 

 

 

695- Said b. Osman der ki: Zün-Nun'un şöyle dediğini işittim: "Vay haline! Hakiki manada Allah'ı zikreden bir kimse, O'nun zikri yanında her şeyi unutur. Allah da her şeyi ona karşı muhafaza altına alır ve Allah, o kişinin her şeyine bedel olur."

 

Yine Zün-Nun'un şöyle dediğini işittim: "Arif kişi dünyada olduğu sürece fakirlik ve övünme arasında tereddüt içinde kalır. Allah'ı zikrettiği zaman övünür. Kendini zikrettiği zaman fakirleşir."

(Said) Zalıid şu ziyade de bulunmuştur: "Övünmemiz Allah iledir ve bizler Allah'a muhtacız."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (9/353).

 

 

 

696- Zün-Nun b. İbrahim der ki: "Her kim Rabbini tanırsa ibadetin tadını, zikrin ve itaatin lezzetini alır. O, sadece bedeniyle insanlarla birlikte olur. Ancak onlardan farklılığı ruhen Allah ile birlikte olmasıdır."

Aynı isnadla Abbas b. Hamza der ki: Zün-Nun el-Mısri'nin: "Arif kişi Rabbi ile müstağni olur. Kim Allah'tan daha ganidir ki? Rabbi ile müstağni olan kimse, Rabbinin zikriyle lezzet alır, daima Allah'a bağlı kalır ve Allah ile ünsiyet kurar."

 

 

 

697- Ebu Usame der ki: Muhammed b. Nasr'a: "Uzun süre evde oturmaktan sıkılmıyor musun?" dediğimde: "Allah: ''Ben ancak beni zikredenin sohbet arkadaşıyım'' buyururken niçin sıkılayım ki?" karşılığını verdi.

 

 

698- Mesruk der ki: ''Kişi'nin yalnız kalarak Allah'ı zikredip bağışlanma dilemesi için belirli vakitler ayırmış olması gerekir.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/403), Ahmedı Zühd (sh. 349) ve Ebu Nuaymı Hilye (2/97).

 

 

 

699- Zeyd b. Eslem bildiriyor: Allah'ın peygamberi Hz. Musa: "Ey Rabbim! Bana bir çok nimetler verdin. Bana sana çokça şükretmenin yolunu göster.'' deyince Yüce Allah: ''Beni çokça zikret. Beni çok zikrettiğin zaman, Bana çokça şükretmiş olursun. Unuttuğun zaman da Hakkımı unutmuş olursun.'' buyurdu. 

 

 

 

700- Ebu Bekir eş-Şibli der ki: ''Göz açıp kapama süresi kadar Allah'a karşı gafil davranmak Allah'a şirk koşmaktır.

 

 

 

701-  Muhammed b. Abdilvehhab el-Belhi der ki: ''Gafletin en kötüsü, iyiliğinden gafil olmayan Allah'ın zikrinden uzak kalmaktır.''

 

Senedinde mechuller vardır.

 

 

 

702- Ebu Süleyman ed-Darani der ki: Bir ara ben secdede iken uykuya daldım. Uykuda iken bir huri beni ayağıyla dürtüp: "Sevgilim! Gözlerin uyuyor, Allah ise uyanık duruyor ve teheccüd namazı kılanlara bakıyor. Uykunun lezzetini, Allah ile münacatta bulunmanın lezzetine tercih eden gözün vay haline! Kalk, boşalına vakti geldi. Sevgililer birbirlerine kavuşuyodar. Bu uyku da neyin nesi. Sevgilim, gözümün nuru! Ben fılan fılan zamandan beri perde gerisinde beslenip seni beklerken bu uyku da neyin nesi?" dedi. Bunun üzerine korkarak yerimden sıçrayıp kalktım. Ona karşı utancımdan ve beni kınamasından dolayı ter içinde kalmıştım. Onun sözlerinirı tatlılığı hala kulaklarımda ve kalbimdedir.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (9/259)

 

 

 

703- İbn Avn der ki: "İnsanları anmak hastalık, Allah'ı anmak ise bir şifadır."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

704- Ömer b. Murra bildiriyor: Rabi' b. Huseym'in yanında bir adam anılınca: "Allah'ı anmak insanları anmaktan daha hayırlıdır" dedi.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. İbnu'l-Mübarek, Zühd 6 (25)

 

 

 

705- Mekhul der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Muhakkak ki Allah'ın zikri şifadır. İnsanları anmak ise hastalıktır.'' buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır ve mürsel bir hadistir.

 

Mürsel bir hadistir. Aynı zamanda bu hadis Ömer b. el-Hattab'ın sözü olarak ta nakledilmiştir.

 

 

 

706- Muhammed b. Fudayl, babasından bildiriyor: Mfihfin el-Hanefi: "Sizden biri atının ve giydiği giysisinirı Allah'ı kendisinden fazla zikretmesinden utanmaz mı?" dedi. Kendisi gevşek davranarak tesbihten, tehlilden ve tekbirden geri kalmazdı.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

707- Abdurrahman b. Yezid b. Cabir der ki: Umeyr b. Hani'ye: "Gördüğüm kadarıyla dilin Allah'ı zikretmekten hiç geri kalmıyor. Günde kaç defa tesbih edersin?" dediğimde: "Parmaklarla sayarken yanılmakla birlikte yüz bin defa" karşılığını verdi.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

708- Abdulaziz b. Ebi Revvad der ki: "Mekke'nin en aşağı kısmında günde on iki bin defa tesbih eden bir kadın vardı. Kadın vefat etti. Mezara yetiştirilince erkeklerin önünden alındı."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

709- Muhammed b. Fudayl, bir adamdan bildiriyor: "Ebu Salih Mahan'ın, (Zalim lakaplı vali) Hacac tarafından bir direkte çarmıha gerildiği zaman tesbih ederek parmaklarıyla saydığım gördüm. Otuz üç defa tesbih etti. Bir adam geldi ve onu vurarak öldürdü. Ondan sonra baktığımda onun parmağını sayarken hangi boğumda kaldığım gördüm."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi ve meçhul bir ravi bulunmaktadır.

 

 

 

710- İbnü'l-Mubarek bildiriyor: Ebu Miclez, Kuteybe b. Müslim'in konvoyuna biner ve parmaklarıyla sayarak günde on iki bin defa tesbih ederdi.

 

 

 

711- Ebu Ka'b, dedesi Bakiyye'den bildiriyor: "Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Ebu Safıyye'nin altına bir minder konulur ve yanına bir zembil çakıltaşı getirilirdi. Onunla gün ortasına kadar tesbih ederdi. Sonra zembil kaldınlır ve namaz kılardı. Namazdan sonra da yine zenbil getirilir ve onunla akşama kadar tesbih ederdi."

 

Senedinde mechuller vardır.

 

 

 

712- Zün-Nun der ki: "Üç şey kalbin öldüğünün göstergesidir. Biri insanlarla ünsiyet kurmak, biri Allah ile baş başa iken sıkılmak ve bir diğeri de kişinin belirlemiş olduğu zikrin halavetini kaybetmesidir. Üç şeyde Allah sevgisinin göstergesidir. Bunlardan biri zikir anında ruhun bedende coşması, biri tek kaldığında Allah'a yalvararak aklın rahat etmesi ve bir diğeri de kişinin Allah'ı kastederek gaib olan şeyleri düşünmesidir."

 

 

 

713- el-Bistami der ki: Ebu Yezıd el-Bistaml'ye marifet hakkında sorulunca: "Allah'ı zikrederek yaşamaktır" dedi. Cehalet hakkında sorulunca da: "Allah'ı unutup gaflete düşmektir" dedi.

 

 

 

714- İbrahim el-Herevi der ki: Ebu Yezid el-Bistami'ye arif kişinin alametleri sorulunca: "Allah'ın zikrinden gevşeyip yılmayan, hakkını ifa etmekten usanmayan ve başkasıyla ünsiyet kurmayandır" karşılığını verdi.

 

Ebu Yezid der ki: "Başlangıçta dört şeyde yanıldım. Ben Allah'ı zikrettiğimi, tanıdığımı, sevdiğimi ve istediğimi sanmıştım. Sana geldiğimde zikrinin benim zikrimi geçtiğini, marifetinin marifetimi geçtiğini, sevgisinin sevgimden daha önde olduğunu ve benim kendisini istemeden önce kendisinin beni istediğini gördüm."

 

Tahric: Ebu Abdirrahman es-Sülemi (72) ve Ebu Nuaym (10/34)

 

Ravi der ki: Ebu Yezid, istemekle, Allah'ın iyi amelde muvaffak etmesini kasdetmiştir. En doğrusunu Allah bilir.

 

 

 

715- Hassan b. Atiyye der ki: "Kişi Rabbine karşı, Rabbini anmaktan nefret duymak veya O'nu zikredene buğz etmekten daha ketü bir şekilde düşmanlık etmemiştir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym (6/72)

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

11.Şu’be: ALLAH’TAN KORKMAK (HAVF)