9.ŞU’BE: Müminlerin Ebedi
Yerlerinin Cennet, Kafirlerin İse Cehennem Olması(na İnanmak) |
Cennet ile Cehennemin Yaratılmış ve Sahipleri için
Hazırlanmış Olması |
Yüce Allah, cennet
konusunda: "Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için
hazırlanmıştır"[Al-i İmran 133] buyurur. Cehennem konusunda da:
"Kafirler için hazırlanmıştır"[Bakara 24] buyurmuştur. Hazırlanmış
ise de demek ki bunlar yaratılmıştır ve halihazırda mevcuttur. Cennet için
ayrıca: "Genişliği göklerle yer arası kadar''[AI-i İmran 133] denilir.
Oysa olmayan bir şeyin genişliği de olmaz.
Tahric: Ahmed b.
Abdilcebbar dışındaki ravileri güvenilirdir. Müslim (3/2175)
377- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah: ''Salih kullarıma
hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiç kimsenin aklına
gelmeyen şeyler hazırladım'' buyurur" dedikten sonra: ''Hiç kimse,
yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlığını
bilemez"[Secde 17] ayetini okudu.
Ebu Muaviye'nin
rivayetinde ise "Kurra (=göz aydınlığı)" lafzı yerine "Kurrat
(=göz aydınlıkları)" lafzı kullanılmıştır.
Buhari ile Müslim,
Sahih'te Ebu Muaviye; Müslim ayrıca İbn Numeyr kanalıyla aktarmıştır.
gösterilir. Sonunda da cennet ahalisinden biriyse cennete, cehennem ahalisinden
biriyse de cehenneme gidecektir.
Buhari, Sahih'te Ahmed
b. Yunus'tan; Buharİ ve Müslim ise Malik. kanalıyla Nafı'den aktarmışlardır.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Buhari (7/193)
Beyhaki der ki: Bazı
rivayetlerde: "Kendisine: ''Yüce Allah kıyamet gününde seni tekrar
diriltene kadar yerin burasıdır'' denilir" eklemesiyle zikredilmiştir.
Salim'in İbn Ömer'den
olan rivayetinde ise: "Cennetliklerden biriyse cennetteki,
cehennemliklerden biriyse de cehennemdeki yeri kendisine gösterilir"
lafzıyla geçmiştir
379- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah cenneti yarattığı zaman Cebrail'i çağırdı ve: ''Git cennete ve
içine girecek olanlara neler hazırladıklarıma bak'' buyurdu. Cebrail gidip
içine ve içine girecek olanlara hazırlananlara baktıktan sonra geri geldi ve:
''izzetine yemin olsun ki cenneti(n içindekileri) duyan herkes (girmek için
elinden geleni yapacak ve) içine girecektir'' dedi. Sonra Yüce Allah cenneti
sıkıntı ve zorluklarla çevreledi ve: ''Şimdi gidip cennete ve içine girecek
olanlara neler hazırladıklarıma bak'' buyurdu. Cebrail gidip baktı. sonra da
gelip: ''izzetine yemin olsun ki oraya kimsenin giremeyeceğinden endişe ettim''
dedi.
Sonra Cebrail'i
cehenneme gönderdi ve: ''Git cehenneme ve oraya girecek olanlara neler
hazırladıklarıma bak'' buyurdu. Cebrail gidip bakınca ateşinin kendi kendini
yediğini gördü. Geldiğinde: ''izzetine yemin olsun ki cehennemi(n içindekileri)
duyanlar (girmemek için elinden geleni yapacak ve) içine girmeyecektir'' dedi.
Sonra Yüce Allah, cehennemi şehvetlerle çevreledi ve: ''Şimdi gidip cehenneme
ve içine girecek olanlara neler hazırladıklarıma bak'' buyurdu. Cebrail gidip
baktı, sonra dönüp: ''izzetine yemin olsun ki cehenneme girmeyen kimse
kalmayacak diye endişe ettim'' dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Müslim (3/2174) ve Buhari (7/186).
Beyhaki der ki: Konu,
hakkında bolca rivayet bulunan bir konudur. Bu rivayetlerin çoğunu da el-Ba's
isimli eserimizin 8. bölümünde zikrettik. Ondan sonra da cennetin özellikleri
ve sayıları ile cehennemin özellikleri ile sayıları konusunda gelen rivayetleri
aktardık. Orada yeteri kadar yer aldığı içinde burada tekrarına gerek
görmüyoruz. Kur'an ve sünnetin işaret ettiğine göre cennetlerin sayısı dörttür.
Bu konuda Yüce Allah: ''Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından
korkan kimseye iki cennet vardır''[Rahman 46] buyurmuş ve içlerinde bulunanları
anlatmıştır. Ardından: ''Bu iki cennetten başka iki cennet daha
vardır"[Rahman 62] buyurmuş ve bu iki cennetin de özelliklerini
anlatmıştır.
Ebu Musa'dan da bize
bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
'Tüm kapları ve içindekilerle birlikte altından olan iki cennet. tüm kapları ve
içindekilerle birlikte gümüşten olan iki cennet vardır." Başka bir
rivayette: "ileri gelenler (es-Sabikun) için altından iki cennet,
kitapları sağdan verilenlere de (Ashabu'l-Yem'in) gümüşten iki cennet
vardır" şeklinde zikredilir.
Diğer tahric: Buhari
(6/56,8/185) ve Müslim (1/163)
Alimlerden bazıları
Cennetu'l-Me'va'nın tüm cennetlerin genel adı olduğunu söylemişlerdir. Cennetu
Adn, Cennetu'n-Nafm, Daru'l-Huld ve Daru's-Selam'ın da tüm cennetlerin genel
adı olduğunu söylemişlerdir. Firdevs cenneti için de aynı şey söylenmişse de
bazıları bunun cennetin en yüksek derecesi olduğunu söylemiştir.
Diğer Tahric: İbn Ebi
Şeybe (13/383); Hakim (1/84,2/475) ve Taberi, Tefsir (27/155)
Cennet kapıları ise
sekiz tanedir. Zira Ömer, Sehl b. Sa'd ve başkalarından bize bildirildiğine
göre, yine Utbe b. Abd es-Sülemı'den bize bildirildiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennetin sekiz kapısı vardır. Cehennemin
de yedi kapısı vardır" buyurmuştur.--Müslim (1/209-210)
Yüce Allah da cehennem
konusunda: "Onun yedi kapısı vardır ve her kapıya onlardan bir grup
ayrılmıştır,''[Hicr 44] buyurmuştur.
Bize bildirildiğine göre
Hz. Ali: "Cehennemin kapıları şu şekilde üst üstedir" demiştir. Yine
mürsel bir hadisle bize bildirildiğine göre Cehennem, Leza, Hutama, Sak, Sekar,
Cahım ve Haviye olmak üzere cehennemin yedi kapısı (katı) vardır. Alimlerinden
biri Cehennem'in, içinde bulunan bütün katlarının genel adı olduğunu söylemiş,
az önce saydığımız katlarının yanında "Harik" adını da zikretmiştir.
Müminlerin kıyamet
gününde Yüce Allah'ı görme nimetini Rüyetullah konusu içinde işlemiş ve bu
yönde bulunan ayet ve hadisleri zikretmiştik. Konu hakkında daha fazla bilgi
almak isteyenler söz konusu yere bakabilirler.
Bana göre şayet Halimi,
imanın Özellikleri konusunda Ebu Hureyre'den gelen hadise itibar etseydi ve
hadiste zikredilen Allah'la karşılaşmayı Ebu Süleyman ve arkadaşlarımızdan
bazıları gibi tevil etseydi Allah'la karşılaşmayı imanın şubelerinden bir şube
sayardı ki Allah'la olan bu karşılaşma sahih hadisler ve bu yöndeki ayetlere
göre Allah'ı görmek (Rüyetullah) anlamındadır.
380- Ebu Hureyre der ki:
Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların içindeyken yanına
bir adam geldi ve: "İman nedir?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "iman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, O'nunla
karşliaşmaya ve elçilerine inanmandır" buyurdu ... Sonrasında ravi söz
konusu hadisi zikreder.
İsnadı sahihtir.
Buhari ve Müslim,
Sahih'lerinde aktarmışlardır.--Buhari (1/16) ve Müslim (1/40)
Ebu Süleyman der ki:
"O'nunla karşliaşmaya inanman" sözü, ahirette Allah'ı görmeye
(Rüyetullah) bir delildir.
381- Abdullah b. Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
''Cennetlikler cennet'e, cehennemlikler de cehennem'e girdikten sonra bir
münadi ikisi arasında durup: ''Ey cennet ahalisi! Size burada ölüm yok! Ey
cehennem ahalisi! Size de burada ölüm yok! Her biriniz kendi yerinde ebedi
olarak kalacaktır'' diye seslenir''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Buhari (7/199) ve Müslim (21S9)
Buhari, Ali b.
Abdillah'tan ve Müslim ise Muhammed b. Zeyd b. Abdillah b. Ömer kanalıyla
dedesinden (ibn Ömer'den) aktarmıştır; ancak cennet ile cehennem arasında bir
koçun kesilmesi eklemesini de yapmıştır. el-Ba's isimli eserimizde bu hadisi
zikrettik.
382- Ebu Said el-Hudri
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennetlikler
cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra ölüm boz renkli bir koç
suretinde getirilir ve: ''Ey cennet ahalisi! Bunu tanıyor musunuz?'' diye
sorulur. Cennettekiler başlarını kaldırıp bakarlar. Hepsi onu gördükten sonra
da: ''Evet, bu ölümdür'' karşılığını verirler. Sonra cehennemdekilere: ''Ey
cehennem ahalisi! Bunu tanıyor musunuz?'' diye sorulur. Cehennemdekiler
başlarını kaldırıp bakarlar. Hepsi onu gördükten sonra da: ''Evet, bu ölümdür''
karşılığını verirler. Sonrasında verilen emirle bu koç kesilir ve: ''Ey cennet
ahalisi! Artık ölüm yok. ebedilik var! Ey cehennem ahalisi! Artık ölüm yok.
ebedilik var!'' diye seslenilir." Sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Hala gaflet içinde bulunanları ve hala inanmayanları işin
bitmiş olacağı o hasret günü ile uyar"]Meryem 39} ayetini okudu ve:
"Dünya ahalisi gaflet içindedir" buyurdu.
İsnadı sahihtir.
Lafız Ya'la'nın
lafzıdır. Müslim, Sahih'te Osman b. Ebi Şeybe'den aktarmıştır.--Müslim (3/2189)
ve Buhari (5/236).
383- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Cehennem gibi
ondan kaçanın, cennet gibi de onu arzulayanın uyuyakaldığı (gaflette olduğu)
başka bir şey görmedim" buyurmuştur.
İsnadı zayıftır.
384- Muhammed b. Sabir
der ki: Ebu Şeybe b. Ebi Bekr b. Ebi Şeybe'ye: "Abdurrahman b. Şerik,
babasından, o da Muhammed b. el-Ensari'den, o da Süddi'den, o da Ebu
Hureyre'den naklen sana Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Cennet
gibi onu arzulayanın, cehennem gibi de ondan kaçanın uyuyakaldığı (gaflette
olduğu) başka bir şey görmedim'' buyurduğunu bildirdi mi?" diye
sorduğumda: "Evetl" deyip onayladı.
Senedinde tanınmayan bir
kişi vardır.
Aynısını Asım, Zir
kanalıyla Abdullah b. Mes'ad'dan merfa olarak rivayet etmiştir. Ayrıca bu,
Abdullah b. Mes'ad'dan mevkaf olarak da rivayet edilmiştir.
385- Cübeyr der ki:
Ahmed b. Hanbel'in: "Sübhanallah! İnsanlar ileride karşılaşacakları şeyden
(ahiretten) yana ne kadar da gafıller! Ondan korkan üzerine düşeni yapmazken,
onu arzulayanlar da pek gevşek davranıyorlar" dediğini işittim.
386- Bilal b. Sa'd der
ki: "Kıyamet gününde cehenneme: ''Ey cehennem! (Payını) al! Ey cehennem!
Pişir! Ey cehennem! Parçala! Ey cehennem! Ye ama öldürme!'' şeklinde olmak
üzere dört çağrı yapılır."
İsnadı zayıftır.
Beyhaki der ki: el-Ba's
ven-Nüşur eserimizde "Cennet ve Cehennem" bahsi içinde bu yönde gelen
ayet ve hadislerden yeteri kadarını zikretmiştik.
Yüce Allah'ın,
"Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini değiştirip
yenileyeceğiz"[Nisa 56] ayeti konusunda da şunları bilmemiz gerekir:
387- Ferra der ki: Biri
çıkarılıp diğeri takıldığı zaman "Yüzüğü halkayla değiştirdim
(=ebdeltu)" denilir. Yine halka eritilip yüzük haline getirildiği zaman da
"Halkayı yüzüğe dönüştürdüm (=beddeltu)" denilir.
İsnadı sahihtir.
Sa'leb der ki:
"Beddele" ifadesi bir şeyin özünü aynı bırakmakla birlikte şeklini
değiştirmek anlamındadır. "Ubdile" ifadesi ise bir şeyi özüyle
birlikte değiştirmek anlamındadır.
Ebu Ömer der ki: Bu
sözleri (Sa'leb'in sözlerini) Muhammed b. Yezid elMüberrid'e arz ettiğim zaman
güzel açıklamalar olarak buldu ve: "Ama yine de sözlerinde açıklanması
gereken bir nokta daha var" dedi. Ona: "Allah senin aziz kılsın! Bu
nokta nedir?" diye sorduğumda da şöyle dedi: "Araplar
"beddele" lafzını "ebdele" anlamında da kullanmışlardır.
Mesela Yüce Allah: ''Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere
dönüştürür"[Furkan 70] buyurmuştur. Burada Yüce Allah'ın kötülükleri silip
yerine iyilikleri getirdiğini görmüyor musun? Ahmed b. Yahya'nın (Sa'leb'in)
"Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini
değiştirip yenileyeceğiz"[Nisa 56] ayeti konusunda söylediğine gelince, bu
özünde değiştirilmesi anlamındadır. Ancak bu sadece şekilde bir değişiklik
anlamına da gelir. Zira yanmaktan dolayı ince ve narin olan derileri yanıp
kararınca derileri yenilenip eski haline getirilir. Bu şekilde deri özünde deri
olarak kalırken sadece şekli değişmiş olur."
Beyhaki der ki: el-Ba's
isimli eserimizde bu ayet konusunda Hasan elBasri'nin: "Onlardan birinin
derileri günde yetmiş bin defa yakılır. Ateş derilerini yiyip bitirince:
''Yenilen!'' denilir ve deri yenilenip eksi haline döner" dediğini
aktarmıştık .
388- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Kıyamet
gününde) kafirin dişi bile Uhud dağı kadar büyük olur. Derisi de üç günlük yol
mesafesi kadar kalın olur" buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed (2/334, 537); ibn Ebi Asım, es-Sünne 1/271 (611)
Müslim, Sahih'te Süreye
b. Yunus'tan aktarmıştır.
Beyhaki der ki: el-Ba's
isimli eserimizde Mikdam'dan naklen kafir konusunda Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Cehennemde o kadar büyütülür ki derisinin kalınlığı
kırk kulaç kalınlığında, dişlerinden her biri de Uhud dağı büyüklüğünde
olur" buyurduğunu zikretmiştik. Bu konuda başka rivayetler de zikrettik ki
malumat sahibi olmak isteyenler oraya başvurabilir .
389- Abdullah b. Ömer'in
bildirdiğine göre ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kıyamet gününde
kafirin dili, iki fersah uzunluğunda olur. Dilini arkasında sürüklerken gelip
geçenler üzerine basar" buyurmuştur.
Senedinde mahzur yoktur.
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın: