ŞUABU’L-İMAN

9.ŞU’BE: Müminlerin Ebedi Yerlerinin Cennet, Kafirlerin İse Cehennem Olması(na İnanmak)

 

Cehenneme Uğrama (=Vurud)

Meryem Suresi 68,69,70,71,72. Ayetler

 

Rabbine andolsun, onları şeytanlada beraber mutlaka haşredeceğiz. Sonra onları kesinlikle cehennemin çevresinde diz üstü hazır edeceğiz. Sonra her bir topluluktan, Rahman'a karşı en isyankar olanları mutlaka çekip çıkaracağız. Sonra, oraya girmeye en layık olanları muhakkak ki en iyi biz biliriz. (Ey insanlar!) Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir. Sonra, oraya girmeye en layık olanları muhakkak ki en iyi biz biliriz"[Meryem 68-72] Ayeti

 

''Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur"[Meryem 71] ayetindeki "vurud (=uğrama)" ifadesinin anlamı konusunda farklı yorumlar yapılmıştır. Abdullah b. Abbas, kendisinden gelen ve sahih olan iki rivayette bunun cehenneme girme anlamında olduğunu söylemiş ve buna "Siz ve Allah'ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz. Eğer bunlar tanrı olsaydı cehenneme girmezlerdi"[Enbiya 98-99] ayeti ile ''Onları ateşe götürecektir. Ne kötü varış

yeridir orası!"[Hud 98] ayetini delil olarak göstermiştir ki her iki ayette de "vurad" ifadesi cehenneme girme anlamındadır.

 

''Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur''[Meryem 71] ayetindeki "vurud" ifadesi de buna dayanarak cehenneme girme anlamındadır. ibn Abbas, bu ifadenin anlamı konusunda kendisiyle tartışan Nafi' b. el-Ezrak'a: "Her ikimizde oraya (cehenneme) gireceğiz. Sen oradan çıkıp çıkmayacağımıza bak" demiştir.

 

Abdullah b. es-Saib'in de işiten birinden naklen bildirdiğine göre İbn Abbas: "Ayetlerde söz konusu kişiler kafırlerdir. Müminler ise oraya girmezler" demiştir. Bu rivayet munkatı' bir rivayettir. İbn Abbas'tan zikredilen ilk rivayet ise daha sağlam ve daha meşhurdur.

Yine bize bildirildiğine göre Abdullah b. Revaha ağlayınca onun bu halini gören karısı da ağlamaya başlamış ve Abdullah: "Cehenneme gireceğimi biliyorum, ancak oradan kurtulup kurtulamayacağımı bilmiyorum" demiştir.

 

Süddi'nin, Murre el-Hemdanı kanalıyla Abdullah b. Mes'ud'dan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlar cehenneme uğrar, sonra amelleriyle oradan çıkarlar" buyurmuştur. Aynı kanalla başka bir rivayette ise "insanlar cehenneme girerler, sonra da amelleriyle oradan çıkarlar" lafzıyla zikredilmiştir .

 

Ebu'l-Ahvas'ın da Abdullah b. Mes'ud'dan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ''Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur''[Meryem 71] ayetini açıklarken şöyle buyurmuştur: "Cehennemin üzerindeki Sırat'a uğrayıp geçmeleridir. Oradan ilk geçenler şimşek hızında geçerler. Sonrakiler rüzgar hızında, sonrakiler yarış atı hızında, sonrakiler koşucu deve ve diğer hayvanların hızında geçip giderler. Melekler de: ''Rabbim! Selametle geçir! Selametle geçir!'' derler." Değişik isnadlarıyla birlikte bu hadisi el-Ba's isimli eserimizde aktardık.

 

 

 

363- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Buluğa ermemiş) üç çocuğu ölen bir müslümanın cehenneme uğraması ancak Yüce Allah'ın bu yönde ettiği yeminin gerçekleşmesi için olacaktır" buyurmuştur. Sonrasında ravi Süfyan: ''Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur''[Meryem 71] ayetini okudu.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Buhari (2/72,7/224) ve Müslim (3/2028)

 

 

Beyhaki der ki: Sahih'lerde zikredilmiştir. Malik'in Zühri'den olan rivayetinde bu hadis: "Cehennem ateşinin ona dokunması ancak Yüce Allah'ın bu yönde ettiği yeminin gerçekleşmesi için va ki olacaktır" lafzıyla zikredilir. Bu da ''vurud" ifadesinden kastın cehenneme girme olduğunu söyleyenleri destekler.

 

 

 

364- Ebu Sümeyye anlatıyor: Basra'da bu ayette geçen "vurud" lafzının anlamı üzerinde ihtilafa düştük.. Bazılarımız: "Cehenneme mümin olan girmez" derken, bazıları da: "Bütün herkes cehenneme girer, ancak daha sonra Yüce Allah içlerinden takva sahibi olanları oradan kurtarır ve zalimleri diz üstü çökmüş bir şekilde orada bırakır" diyordu. Cabir b. Abdullah ile karşılaştığımda bunu ona sordum. Cabir: "Herkes oraya girecektir" dedi. Ona: "Ama biz bu konuda ihtilafa düştük" deyip ihtilafımızı ona anlattığımda Cabir parmağını kulağına götürdü ve şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Vurad, cehenneme girmek demektir. Ne kadar iyi ve kötü insan varsa hepsi cehenneme girecektir. Ancak ateş, mümin için İbrahim 'e olduğu gibi serinlik ve esenlik olacaktır. Öyle ki serinlikten dolayı cehennemden sesler yükselir. Daha sonra Yüce Allah takva sahibi olanları kurtarır, zalimleri de orada diz üstü çökmüş halde bırakır'' buyurduğunu duymadıysam şu kulaklarım sağır olsun!"

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed (3/328-329) ve Hakim (4/587). Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (5/535).

 

 

Bunun da isnadı hasendir ve Buhari, Tarıh'te bunu zikretmiştir. Sabit bir hadisle de şah idi ni Ebu Zübeyr, Cabir kanalıyla Ümmü Mübeşşir'den, o da Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiş, ancak "Serin" ifadesi yerine "Sönük" ifadesi kullanılmıştır.

 

Ebu Ubeyd der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bununla, ''Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur"[Meryem 71] ayetindeki "vurad" ifadesini cehenneme girme şeklinde açıklamıştır. Ancak cehennem ateşinin sıcaklığı onlara dokunmayacak, Yüce Allah'ın bu yöndeki yemini yerine gelsin diye içeriye gireceklerdir.

 

 

 

365- Cabir b. Abdillah der ki: Ümmü Mübeşşir'in bana bildirdiğine göre kendisi Hafsa'nın yanında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ağaç altında (Hudeybiye'de) bana biat edenlerden hiç kimse inşaallah cehenneme girmeyecektir" buyurduğunu işitti. Hafsa: "Ey Allah'ın Resulü! Aksine girecektir!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona kızdı. Hafsa: "Yüce Allah: ''Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur''[Meryem 71] buyurmuyor mu?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ama sonrasında: ''Sonra Allah'a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş halde bırakırız''[Meryem 72] buyurmuştur" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 5/41 (4653) ve Tirmizi 5/697 (3860)

 

Müslim, Sahih'te Harun b. Abdillah kanalıyla Haccac b. Muhammed'den zikretmiştir .

Beyhaki der ki: Hz. Peygamber'in {Sallallahu aleyhi ve Sellem} burada ağaç altında biat edenlerin cehenneme gireceklerini, ancak orada ebedi olarak kalmayacaklarını kastetmiş olması muhtemeldir. Veya cehenneme girecekler, ancak orada herhangi bir eziyet çekmeyeceklerdir. Zira buna "Sonra Allah'a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da, zalimleri orada diz üstü çökmüş halde bırakırız''[Meryem 72] ayetini kanıt olarak göstermiştir.

 

Süfyan b. Uyeyne'den gelen rivayette de (363. rivayet) kasıt, ateşe ve herhangi bir eziyete maruz kalmadan cehenneme giriş olabilir.

 

Bize bildirildiğine göre bu konuda tabi Onun ileri gelenlerinden biri olan Halid b. Ma'dan şöyle demiştir: ''Cennetlikler cennete girdiği zaman: ''Rabbimiz! Cehenneme gireceğimizi söylememiş miydin?'' derler. Yüce Allah: ''Doğrudur! Sönük iken de içinden geçtiniz'' karşılığını verir."

Yine bize bildirilene göre Mukatil b. Süleyman şöyle demiştir: 110 günü Yüce Allah cehennem ateşini müminler için Hz. ibrahim'e olduğu gibi esenlik kılacaktır."

 

 

 

366- Ukbe b. Amir (Ka'bu'l-Ahbar'dan naklen) der ki: "Cehennemin ateşi kıyamet gününde erimiş iç yağı gibi beyaz ve katı bir hale getirilir. İyisi ve kötüsüyle tüm insanlar üzerinde olduğu zaman bir münadi ona: ''Seninkileri al, benimkileri ise bırak!'' diye seslenir. O günde de cehennem kendi payı olan kişileri babanın oğlunun bilmesinden daha iyi bir şekilde tanır. Cehennemlik olanlar içine batarken müminler ise sadece giysileri nemlenmiş bir şekilde içinden çıkarlar."

 

Kitapta bu şekilde geçmiş ve Ukbe b. Amir'in bunu kimden rivayet ettiği zikredilmemiştir. Ancak bu kişi Ka'bu'l-Ahbar olarak bilinir.

 

 

 

367- Kabu'l-Ahbar der ki: "Kıyamet gününde cehennemin ateşi erimiş iç yağı gibi beyaz ve katı bir hale getirilir. Tüm insanlar üzerinde olduğu zaman bir münadi ona: ''Seninkileri al, benimkileri ise bırak!'' diye seslenir. Bunun üzerine cehennemlik olanlar içine batarlar."

 

Ebu Ubeyd der ki: ihule, hayvanın eritilmiş kuyruk veya iç yağıdır. Metnu'liMle de eritilmiş olan bu yağın bir kap içinde bekletilip katılaştırılmasıdır. Ka'b, kafirler orta yerine kadar gelene kadar cehennemin sükunetini de böylesi bir örnekle ifade etmiştir.

 

Halid b. Ma'dan'dan olan rivayet de ''Vurud" ifadesinin anlamını açıklamaktadır. Ebu Ubeyd der ki: Mervan b. Muaviye'nin, Bekkar b. Ebi Mervan'dan bildirdiğine göre Halid b. Ma'dan şöyle demiştir: ''Cennetlikler cennete girdiği zaman: ''Rabbimiz! Cehenneme gireceğimizi söylememiş miydin?'' derler. Yüce Allah: ''Doğrudur! Katıyken içinden geçtiniz'' karşılığını verir."

Eşcaı de Süfyan'dan, o da Sevr'den, o da Halid b. Ma'dan'dan aynısını ''Katıyken" lafzı yerine ''$önükken" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

Halid bununla ''Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur''[Meryem 71] ayetindeki "vurud" ifadesini cehenneme girme şeklinde açıklamıştır. Ancak cehennem ateşinin sıcaklığı onlara dokunmayacak, Yüce Allah'ın bu yöndeki yemini yerine gelsin diye içeriye gireceklerdir.

Beyhaki der ki: ''Ebu'I-Ahvas'ın Abdullah b. Mes'ud'dan olan rivayetine göre "vurud" $ırat üzerinden geçme şeklinde de olabilir. Cehennem köprüsü olduğu için de ateş (cehennem) şeklinde isimlendirilmiştir. Zira bu köprüde cehenneme atılacaklar atılır, kancalar da bu köprünün üzerinde alacaklarını alır. Dikenler ve azabın değişik türleri de Sırat'ın üzerinde bulunur. Yüce Allah takva sahiplerini ise kurtarıp karşıya geçirir. Sırat üzerinden atılacaklar cehenneme atıldıktan sonra zalimleri cehennemde diz çökmüş bir şekilde bırakır. Doğrusunu da Allah bilir.

 

Sabit bir rivayetle rüyetullah konusunda Ebu Said el-Hudrı'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehennemin üzerine köprü (Sırat) kurulur. Melekler de: ''Allahım! Selametle geçir! Selametle geçir!'' derler" buyurmuştur. ''Ey Allah'ın Resulü! Bu köprü nasıldır?" diye sorulunca da şöyle buyurmuştur: "Son derece kaygan bir köprüdür. Üzerinde kancalar, çengeller, Necd'de kendisine sa'dan dedikleri üzerinde dikenler olan kılçıklar vardır. Müminlerden kimisi göz açıp kapayıncaya kadar, kimisi şimşek hızında, kimisi rüzgar gibi, kimisi yarış atları gibi üzerinden geçip giderler. Bunlardan kimisi sağ salim bir şekilde, kimisi tırmalanmış derisi yırtılmış, kimisi rahat bir şekilde karşıya geçer. Kimileri de cehennem ateşine üst üste düşmüşlerdir. Bu şekilde nihayetinde müminler ateşten kurtulmuş olurlar. "

Abdullah b. Mes'ud'un rivayetinde ise insanlar, amellerine göre geçip giderler. Nuru sadece ayaklarının dibini aydınlatan kişi bir elini atarken diğer eli kancalara takılır. Bir ayağını atarken diğer ayağına ateş isabet eder. Bu şekilde de karşıya geçerler. Kurtulduklarında da: ''Bizi sana gösterdikten sonra yine senden kurtaran Allah'a hamdolsun" derler.

 

Bu hadislerin şahidleriyle birlikte isnadlarını el-Ba's isimli eserimizin 5. bölümünde zikrettik. Bu hadisler de "vurud" ifadesinin Sırat köprüsü üzerinden geçme anlamında olduğu görüşünü desteklemektedir. En doğrusunu da Allah bilir .

 

 

 

368- Osman b. el-Esved der ki: Mücahid, "Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur"[Meryem 71] ayetini açıklarken: "Müslümanlardan biri hummaya (yüksek ateşe) yakalandığı zaman cehenneme uğramış demektir" dedi.

 

İsnadı hasendir. 

 

 

 

369- Ya'la b. Münebbih'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde cehennem: ''Ey mümin! Geçip git! Zira nurun alevimi söndürdü'' der.

 

İsnadı zayıftır.

 

Süleym b. Mansur bunu rivayette tek kalmıştır ve münker bir hadistir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Müminin Cehennemden Kurtuluş Fidyesi