9.ŞU’BE: Müminlerin Ebedi
Yerlerinin Cennet, Kafirlerin İse Cehennem Olması(na İnanmak) |
Müminin Cehennemden Kurtuluş Fidyesi |
370- Ebu Burde b. Ebi
Musa'nın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde her bir mümine diğer dinlerden bir
kişi verilir ve ona: ''Bu, senin cehennemden kurtuluş fidyendir'' denilir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed (4/402,407,408)
Ebu Tahir'in lafzıdır.
Müslim, Sahih'te Ebu Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Ebu Usame'den; ayrıca Avn ve
Said b. Ebi Burde kanalıyla Ebu Burde'den aktarmıştır. Başkaları da bunu Ebu
Burde'den rivayet etmişlerdir.
371- Said b. Ebi Burde
ile Avn b. Abdullah bildiriyor: Ebu Burde'nin, babasından (Ebu Musa
el-Eş'ari'den) naklen Ömer b. Abdilaziz'e şöyle dediğine şahit olduk:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Müslümanlardan biri öldüğü
zaman Yüce Allah onun yerine Yahudi veya Hıristiyan birini cehenneme
sokar" buyurdu.
Tahric: Senedi,
Ebu'l-Kasım Abdurrahman b. el-Hasan el-Kadı sebebiyle zayıfur.
Avn der ki: "Ömer
b. Abdilaziz, Ebu Burde'nin bunu babasından işittiğine dair kendisinden başka
ilah olmayan Allah adına üç defa yemin etmesini isteyince Ebu Burde yemin
etti." Katade der ki: "Said, Avn'ın bu son sözü rivayet etmesine
itiraz etmedi."
Müslim, Sahih'te Affan
kanalıyla Hemmam'dan zikretmiştir.
372- Beyhaki der ki:
Sabit bir hadisle bize bildirilene göre Ebu'z-Zinad, A'rec'ten, o da Ebu
Hureyre'den Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennete giren
her bir kişiye şükrü daha da artsın diye cehennemdeki yeri, cehenneme giren her
bir kişiye de pişmanfığı daha da artsın diye cehennemdeki yeri kendisine
gösterilir" buyurduğunu rivayet etmiştir.
Ravileri güvenilirdir.
Buhari, Sahih'te
Ebu'l-Yeman kanalıyla Şuayb b. Ebu Hamza'dan aktarmıştır. Buhari (7/204)
Beyhaki der ki: Aynısı
Ebu Salih kanalıyla Ebu Hureyre'den merfu olarak rivayet edilmiştir.
373- Başka bir kanalla
Ebu Hureyre'den bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Sizden her birinizin biri cennette, biri de cehennemde
olmak üzere iki evi olur. Şayet ölür de cehenneme giderse cennette kendisi için
hazırlanan evine cennetteki kardeşleri mirasçı olur. ''İşte varis olacaklar
onlardır''[Mü'mimin 10] ayetinde ifade edilen de budur.
İsnadı zayıftır.
Beyhaki der ki: Bu hadis
daha önce geçen müminin cehennemden kurtuluş fidyesi hadisinin bir açıklaması
niteliğindedir. Kafirin cennetteki yerine mümin biri mirasçı oluyorsa, müminin
de cehennemdeki yerine kafir biri mirasçı oluyorsa bu şekilde kafir müminin
cehennemden kurtuluş fidyesi oluyor demektir. Doğrusunu da Allah bilir.
Buhari, müminin
cehennemden kurtuluş fidyesi konusundaki hadisin Bureyd b. Abdillah ve
başkalarından, onların da Ebu Burde'den, onun da Ensar'dan bir adamdan, onun da
babasından rivayet edilmesini illetli bulmuştur. Yine Ebu Husayn'dan, onun da
Ebu Burde'den, onun da Abdullah b. Yezid'den rivayet edilmesini illetli
bulmuştur. Yine Humeyd'den, onun da Ebu Burde'den, onun da Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından birinden rivayet edilmesini de illetli
bulmuş ve: ''Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şefaat ve bazı
toplulukların cehennemde cezalarını çektikten sonra oradan çıkarılmaları
konusunda gelen hadis daha çok rivayet edilmiştir ve daha açıklayıcıdır"
demiştir.
Ebu Burde b. Ebi
Musa'nın, babasından, onun da Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
olan rivayeti zikrettiğimiz kanal ile başka kanallardan Müslim b. Haccac ve
başkalarının yanında sahih olan bir rivayettir. Bu da şefaat konusundaki hadise
ters düşmez. Fidye hadisi, bütün müminleri kapsıyor gibi görünse de bu,
dünyadayken başına gelen belalar günahlarına kefaret olan müminler için geçerli
olabilir. Zira bu yönde gelen rivayetlerden birinde Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ümmetim merhamete uğramış bir ümmettir. Allah onların
cezalarını kendi elleriyle (maruz kaldıkları belalarla) vermiştir. Kıyamet
gününde de müslümanlardan her birine cehennemden kurtuluşuna fidye olarak diğer
dinlerden bir kişiyi verilir" buyurmuştur.
Şefaat de hayattayken
belalarla günahlarının kefareti ödenmemiş kişiler için söz konusu olur. Fidye
hadisinde söylenenler, şefaat sonrası gerçekleşecek bir şey de olabilir. En
doğrusunu Allah bilir.
Şeddad Ebu Talha
er-Rasibi'nin, Gaylan b. (erir'den, onun da Ebu Burde b. Ebi Musa'dan, onun da
babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kıyamet gününe günahları dağlar kadar olan bazı müslümanlar gelir. Yüce
Allah onların bu günahlarını bağışlar ve bu günahları Yahudi ve Hıristiyanların
üzerine yükler" buyurmuştur. Ancak zannımca bu söz ravilerden birinin
sözüdür. Zira bu hadisin ravisi konusunda tereddütler vardır. Hadis alimlerinin
Şeddad Ebu Talha hakkında tenkitleri vardır.
Müslim b. Hacac
kitabında onun hadislerini şahit olarak gösterse de muhalifi bulunan
rivayetlerde hadisi kabul edilecek biri değildir. Kendisi bir rivayette tek
kalırken hadisin lafzında ona muhalif olanların birden fazla olması durumunda
tabi ki rivayeti kabul görmeyecektir ki kendisine muhalif olan kişilerden her
biri ondan daha hafızdır. Bundan dolayı "Hiçbir günahkar, başkasının günah
yükünü yüklenmez"[Necm 38] ayeti konusunda sahih rivayetlere muhalif
olarak rivayet ettiği hadisleri tevil etmenin de bir anlamı yoktur.
374- Ebu Bekr el-Huzeu
der ki: ''Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır''[A'raf 156] ayeti nazil olduğu zaman İblis boynunu
uzatıp: "Ben de bu şey'den biriyim" dedi. Bunun üzerine: ''Onu, bana
karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara
yazacağım"[A'raf 156] ayeti nazil
oldu. Bu ayet nazil olunca Yahudi ve Hıristiyanlar boyunlarını uzatıp:
"Biz Tevrat ve İncil'e iman ediyor, zekatımızı veriyoruz" dediler.
Ancak Yüce Allah bu rahmeti İblis, Yahudi ve Hıristiyanlardan uzaklaştınp bu
ümmete has kılmış ve: ''Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları
Resule, o ümmi peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları
kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri
haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman
edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nu ra
(Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir''[A'raf 157]
buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Taberi, Tefsir (9/79). Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (3/572-573)
375- Ömer b. Ahmed
ez-Zahid der ki: Arkadaşlarımızdan güvenilir birinin şunu anlattığım işittim:
Defnedildiği günün gecesinden Ebu Bekr b. el-Hüseyn b. Mihran'ı rüyamda gördüm.
Ona: "Ey üstat! Yüce Allah sana ne yaptı?" diye sorduğumda:
"Yüce Allah, Ebu'l-Hasan el-Amiri'yi yanımda durdurdu ve: ''Bu, senin
cehennemden kurtuluş fidyendir'' buyurdu" dedi.
Tahric: Raviler arasında
tanınmayan biri vardır. Taberi, Tefsir (8/189) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur
(3/460).
Ebu Abdillah der ki:
"Ebu'l-Hasan el-Amiri de Ebu Bekr'le aynı günde vefat etmiştir. Burada da
Ebu'l-Hasan'ın inkarcılıkla bilinen biri olduğuna işaret edilmiştir. Allah
bizleri küfürden, fasıkhktan ve kötü bir akıbetten korusun."
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın: