EL-MUVAFAKAT  *ŞATİBİ*

 

AVARİZU’L-EDİLLE / ÜÇÜNCÜ FASIL: EMİR VE NEHİY /

ON İKİNCİ MESELE:

 

Deriz ki: Emir ve nehiy, birşey üzerine varid olduğu zaman, eğer bunlardan biri o şeyin bazı niteliklerine veya cüziyyatına vb. yönelik ise, bir önceki meselede böyle bir ictima halinin caiz olduğunu ortaya koyan izah geçmişti. Bunun iki şekli vardır:

 

a) Emir bütüne, nehiy ise bütünün niteliklerine yönelik olur. Bu şekil çoktur. Mesela: Yemek hazır iken namaz kılmak, sıkışık vaziyette iken namaz kılmak, mekruh vakitlerde namaz kılmak, bayram günlerinde oruç tutmak, garar ve bilinmezlik içeren alış veriş yapmak, (kısas yoluyla) öldürmede aşınlık göstermek ve adaletin gözetilmesi konusunda sınırı aşmak, alış veriş vb. akitlerde hile ve aldatmada bulunmak ... gibi.

 

b) Nehyin bütüne yönelik olması, emrin ise niteliklerle ilgili olması.

 

Bunun da örnekleri vardır: Mesela, günah işlerken gizli işlenmesinin emredilmesi gibi. Hz. Peygamber [s.a.v.] hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: "Sizden kim bu pisliklerden birine müptela olursa, Allah'ın örtüsü ile örtünsün". Yapılan bir kötülüğün peşinden " ...Sonra hemen tevbe ederler"[Nİsa 17] ayeti kertmesinin bir gereği olarak derhal bir iyilik yapılması emri de böyledir. "Sizden bir tamah peşinde giden, yavaş yürüsün" rivayeti de böyledir.

 

Birinci şekil üzerinde usulcüler durmuşlardır; dolayısıyla onu bura- da tekrar etmenin bir anlamı yoktur. İkinciye gelince, onun hakkındaki hüküm de, birinci hakkındaki sözlerinden çıkarılabilir. Detaylarla ilgili olmak üzere usül kitaplarının ilgili bölümlerine müracaat etmelisin. Allahu a'lem!

 

Burada bir konu daha açılıyor ki o da şudur:

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’e tıkla:

 

ON ÜÇÜNCÜ MESELE