EL-MUVAFAKAT *ŞATİBİ*
AVARİZU’L-EDİLLE /
ÜÇÜNCÜ FASIL: EMİR VE NEHİY /
ON BİRİNCİ MESELE:
İki emir olsun ve
bunların her ikisi de iki_ itibar ile aynı şey hakkında bulunsun; eğer
bunlardan biri bütün e yönelik, diğeri de bütünün bazı tafsilatına ya da
niteliklerine veyahut da cüzlerine yönelik ise, bir arada bulunmaları caizdir.
Nitekim usıllde sabit olmuştur.
Burada sözü edilen
emirlerden biri tabi, diğeri ise metbıl (asıl)dır.
Asıl olan bütüne yönelik olanıdır, diğeri ise tabidir. Çünkü detaylara, niteliklere
ya da cüzlere yönelik olan, bütünün tümleyicisi ve tamamlayıcısı
mahiyetindedir. Böyle bir durumda olan şeye yönelik talep ise, mutlak olmayıp
ancak o yönden olacaktır; tabi olmasından kastedilen de işte budur. Sonra bu
talep, -bütüne yönelik emrin gereği olmaksızın vücuda gelecek şekilde- yalnız
başına bulunmaz; dahası bütüne yönelik emrin yokluğu tasavvur edildiği zaman,
tafsilatın ortaya konulması mümkün de değildir. Çünkü tafsilat, ancak bir asıl
üzerinde söz konusu olur. Niteliklerin bulunması için de nitelenenin olması
gerekir. Cüz'i de ancak, külli açısından tasavvur edilebilir. Durum böyle
olunca, bunlara yönelik talep, bütünle ilgili taleb e tabilik yoluyla
olacaktır.
Bunun örnekleri vardır:
Mesela, bir namazın kılınması talebi vardır; bir de namazIa ilgili olmak üzere
hadesten ve necasetten taharet, güzel ve temiz elbiselerin giyilmesi, huşu,
zikir, kıraat, dua, kıbleye yönelme vb. durumlarla ilgili talep vardır. Zekatın verilmesi talebi yanında, kazancın en temizinden
seçilmesi, vaktinde verilmesi, zekat verilecek malların türlerinin ve zekat
oranlarının belirlenmesi gibi konularla ilgili talep bulunmaktadır. Oruç tutma
emri yanında,oruçta iftarın tacili, sahurun tehiri,
her türlü kötü söz ve davranışların terki, orucu tehlikeye atacak durumlardan
uzak durma gibi hallere yönelik talebin bulunması da böyledir. Aynı şekilde,
her türlü tafsilatı, cüzleri ve tamamlayıcı nitelikleri durumunda olan şeylere
yönelik taleple birlikte hac emri de böyledir. Kısas ve kısasta adil
davranılması, haddin aşılmaması, denkliğin aranması talebi; alış verişte ölçü
ve tartıya tam riayet edilmesi, ödeme ve borç talebinin güzel yapılması,
insaflı davranılması vb. gibi konuların talebi de böyledir. Bu şeylerin talebi,
bunların aslı durumunda olan şeyin talebine bağlıdır. Bunların müstakil olarak
tasavvur edilmeleri mümkün değildir; bunlar ancak asıl durumunda olan ve bütün
olarak ele alınıp talep edilen şeylere istinaden istenilirler. Asılları ile
birlikte ele alınan diğer tabiler hakkında da durum aynıdır.
Emir ve nehyin tabi ve
metbü (asıl) üzerine gelmesi hali ise böyle değildir. Olgunlaşmadan
önce meyve ağacının durumu gibi. Çünkü burada nehiy, meyva satışı
üzerine ancak müstakil olarak ele alınması halinde gelmiştir. Eğer biz meyvanın
ağaçtan müstakil olmadığını düşündüğümüzde, bu meyvanın ağaca tabi onun bir
parçası kılınması anlamına gelir. Bu ise kısmen ictima haline yönelik kasıt
bulundurulması sonucunu gerektirir. O da hem ağaç hem de meyva üzerine birden
akit yapma kasdı olmaktadır. Bu durumda nehiy -geçtiği üzere- mutlak olarak
kalkmış olmaktadır. Bundan da o anda emrin ittihadı sonucu doğar. Yani bir
bütün üzerine; biri aslına itibarla, diğeri de tafsilatına veya niteliklerine
veyahut da cüzlerine itibarla olmak üzere iki emrin gelmesi şekline döner.
Zarüriyyat ile haci ve
tahsini olan esaslar arasındaki ilişki işte bu tertip üzere cereyan eder. Çünkü
genişletme ve güçlüğün kaldırılması, kendisinde darlık ve güçlük bulunabilen
birşeyin olmasını gerektirir. Tabii bu gereken şey de hiç kuşkusuz zarüriyyattır.
Tahsiniyyat, tamamlayıcı ve bütünleyici unsurlardır; dolayısıyla bunların
tamamlayacakları şeylerin olması zorunludur. Çünkü güzelleştirme, tamamlama ve
genişletme gibi kavramlar için, mutlaka bir konu olmalı ki, bu sayılanlar
olmadığı zaman o şey, güzel değil, tam değil, kolay değil; aksine mesela çirkin
veya eksik veya dar ya da zor kabul edilsin. Şu halde bunların mutlaka talep
konusu olan bir başka şeye dayanması gerekmektedir. Sonuç olarak
güzelleştirmesi ya da genişlik ve kolaylık getirmesi istenilen şey, talep
konusunda güzelleşecek ve genişleyecek olan şeye tabidir. Bu ise geçen tabilik
ve metbüluk (asıllık) talebinin manası olmaktadır. Bu nokta ortaya konulunca,
konu ile ilgili bir durum daha karşımıza çıkmaktadır:
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’e tıkla: