EL-MUVAFAKAT  *ŞATİBİ*

 

GENEL OLARAK DELİLLER / a) Delillerle ilgili külli esaslar /

ON ÜÇÜNCÜ MESELE:

 

Bil ki: Hükümlere delalet etmesi için delillere yaklaşım şekli iki türlü olmaktadır:

 

a) (Tarafsız yaklaşım): Delile, duyulan ihtiyaçtan dolayı ve içermiş olduğu hükme ulaşmak için başvurulması. Bu durumda farazi olarak düşünülen olayodelile arzedilecek ve delilin gerektirdiği hükme uygun olarak varlık alemine çıkması sağlanacaktır. Bunun olayın vuküundan önce yapılması, delile uygun olarak meydana gelmesi içindir. Vuküundan sonra delile vurulması ise, durumu idare etmek ve meydana gelen hatayı telafi etmek içindir. Öyle ki, bu işlem sonucunda zann-ı galiple ya da kesin olarak o şeyin Şari'in kasdı olduğu bilinecektir. Bu yaklaşım, selef-i salihin delillerden hükümleri çıkarış şekli olmaktadır.

 

b) (Önyargılı, kasıtlı yaklaşım): Meydana gelen olayda gözettiği garazının sıhhatine destek aramak için delillerin kullanılması. Bu tavrı gösterenler, Şari'in kasdını dikkate almaksızın, ilk bakışta delilin, gözettikleri garaza uygunluğundan hareket ederler. Bunların delilleri sevketmekten maksatları garazlarına mesnet aramaktır.

 

Bu yaklaşım, kalplerinde eğrilik bulunan kimselerin, delillerden hüküm çıkarış biçimi olmaktadır.

 

Bu husus şu ayette gayet açık olarak ifadesini bulmaktadır: "Kalplerinde eğrilik olan, kimseler, fitne çıkarmak, kendilerine göre yorumlamak için onların çeşitli anlamlı olanlarına (müteşabihat) uyarlar"[Al-i İmran 7] Bu tür insanların maksatlan delillerden hüküm çıkarmak değildir; aksine onların amaçları arzu ve heveslerinin peşine düşerek zırva tevillerle fitne ve fesat çıkarmaktır. Çünkü bunların yaklaşımında önce düşünce belirlenmekte; daha sonra ise bu sapık görüşü destekleyici deliller aranmaktadır. Böylece asılolan deliller, tabi durumuna düşmektedir. İlimde derinleşmiş kimselere (rusüh erbabı) gelince; bunların, hükümlerin delilleri üzerine takdim edecekleri arzu ve hevesleri yoktur. Bu yüzden de onlar "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır ... " derler ve: "Rabbirmiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra, kalplerimizi eğriltme"[Al-i İmran 8] şeklinde dua ederek bu tür sapıkların davranışından kendilerinin korunması için Allah'a sığınırlar. Birinci yaklaşım sahipleri, delilleri arzu ve heveslerine hakim kılmaktadırlar; şeriatın esası da bu olmaktadır. Çünkü şeriatın geliş amacı sadece, kulları arzu ve heveslerine köle olmaktan kurtarmak ve böylece sırf Allah'a kulolmalarını temin etmektir. İkinci yaklaşım sahipleri ise, arzu ve heveslerini deliller üzerinde hakim kılmakta ve bunun sonucunda deliller, garazlarına tabi duruma düşmektedir. Bu mana Makasıd bölümünde açıklanmıştı. Ayrıca -Allah'ın izniyle-tamamlayıcı mahiyette olmak üzere İctihad bahsinde konuya tekrar temas edilecektir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’e tıkla:

 

ON DÖRDÜNCÜ MESELE