EL-MUVAFAKAT *ŞATİBİ*
ŞARİ'İN ŞERİAT'IN
KONULMASINDAKİ KASDI / YEDİNCİ MESELE:
Buraya kadar
anlatılanlar neticesinde, Şari' Teala'nın,
şeriatı vaz etmesindeki amacının dünyevi ve uhrevi masIahatların gerçekleştirilmesi olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu amaç gerçekleştirilirken, hem külli hem de cüzi düzeyde bir nizamın ihlaline
imkan verilmemiştir.
Bu durum zaruriyyat, haciyyat ve tahsiniyyat bölümlerinin tümü için geçerlidir. Eğer bu masIahatlar gerçekleştirilirken nizamda ya da hükümlerde
ihlaller olsaydı, o durumda teşri masIahatlar için
yapılmış olmayacaktı. Zira böyle bir durumda onların masIahat
olması, mefsedet olmalarından daha uygun olmayacaktı.
Halbuki Şari Teala'nın
onlarda gözetmiş olduğu kasıd mutlak anlamda masIahat olmalarıdır. Dolayısıyla bu şekilde konulmuş
olmaları için bunların, mutlaka bütün mükellefler ve her türlü yükümlülük ve
ortam için ebedi, külli ve genel vasıfta olması gerekmektedir.
Biz İslam şeriatını
incelediğimizde -Allah'a hamd olsun ki- durumun aynen
arzettiğimiz tarzda olduğunu görüyoruz.
Keza üç hususun da (zaruriyyat, tahsiniyyat ve haciyyat) külli oldukları ve bunların genel anlamda
hususilik göstermedikleri, her ne kadar cüziyyata
indirgendikleri oluyorsa da, bunların da külli bir biçimde olduğu, yine bazı
şeyler hakkında hususilik gösterseler de, bunların külli bir bakış neticesinde
olduğu ileride açıklanacaktır. Öbür taraftan bunlar külli oldukları için
çerçeveleri altına cüziler girecektir. Külli bakış, cüzilerin ele alınması
içindir. Külli asılların cüziyyata indirgenmesi,
onların külli oluşlarını zedelemez. Bu anlattıklarımız neticesinde, teşride
kemale ulaşmış bir nizamın mevcut olduğu ortaya çıkmaktadır. Teşride kemale
ulaşmış bir nizamın bulunması durumunda ise, teşriin amaç ve gerekçesi olan
maslahatların ortadan kaldırılmasını gerektirecek bir durumun bulunması söz
konusu olamaz.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’e tıkla: