ŞAFİİ el-UMM

RİBA / FAİZ

 

SELEF'İN VADESİ GELİP SELEF ALICISI ANAPARASININ BİR KISMINI VE ALDIĞI MALIN BİR KISMINI ALMASI

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona) dedi ki: Nitelikleri belli bir buğdayı, altın mukabili selef yoluyla satın alan ve selef yoluyla aldığının vadesi gelen bir kimsenin, satıcının zimmetinde buğdayalacağı olur. Eğer dilerse, o altının hakkını tas tamam ödeyinceye kadar tamamı karşılığında buğdayalır. Dilerse -dilemesi halinde- sair haklarını bıraktığı gibi bırakabilir. Yine dilerse, bir kısmını alır ve diğer kısmı için ona mühlet verir. Arzu ettiği takdirde, alışverişinin tamamından vazgeçmesini de kabul eder. Onun her ikisi de alışverişten vazgeçmek üzerinde ittifak etmeleri halinde, tümünden vazgeçmesini kabul etme hakkı olduğuna göre, yine ittifak etmeleri halinde, bir kısmında da vazgeçmesini kabul edebilir. Böylelikle vazgeçmeyi kabul ettiği kısmı, baştan beri alıp satmamışlar gibi olur. Vazgeçmesini kabul etmediği kısmını ise, belirtilen nitelikleriyle ona vermekle yükümlüdür. O da isterse onu alır, dilerse bırakır. Bu hususta selef alışverişi ile -seleften başka bir sebepten ötürü- buğday alacaklısı olması arasında bir fark yoktur. Yine (Şafii) dedi ki: Fakat hak ettiği buğdayın vadesi gelip, ona benden alacağın buğday yerine sana bir başkasını vereceğim ya da herhangi bir mal vereceğim diyecek olursa, caiz olmaz.

 

[1594] Çünkü Rasulullah (s.a.v.), şöyle buyurdu: "Bir buğday satın alan bir kimse, onu tastamam almadıkça satmasın." Selef yoluyla alışveriş yapan böyle bir kimsenin buğdayalma hakkı vardır.

 

Eğer ondan başkasını alacak olursa, bu sefer onu tamamen tahsil etmeden satmış olur. Eğer o alışverişinden kısmen ya da tamamen vazgeçmesini isteyecek olursa, vazgeçme bir alışveriş değildir. Aksine bu, onların her birisi lehine, karşı tarafın üzerindeki bir hakkının söz konusu olduğu ilk akdin bozulması için karşılıklı rızaları ile bir alışverişin nakzedilmesi / bozulmasıdır.

 

Birisi: Bunun delili nedir, diye sorsa (bilelim ki) kıyas ve makulolan bu hususta yeterlidir. Eğer: Bu hususta Rasulullah (s.a.v.)'ın ashabından herhangi birisinden gelmiş rivayet var mıdır? derse, şöyle denilir:

- İbn Abbas'tan, Ata'dan ve Amr b. Dinar'dan rivayet, nakledilmiştir.

 

[1595] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Said b. Salim, İbn Cüreyc'den haber verdi. Onun rivayetine göre Ata, vermiş olduğu anaparasını ondan kabul etmesinde yahut ona mühlet vermesinde ya da malın bir kısmını alıp geri kalan kısmı için ona mühlet vermesinde bir sakınca görmezdi.

 

[1596] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Said b. Salim el-Kaddah, İbn Cüreyc'den haber verdi. O, Ata'ya dedi ki: Ben selef yoluyla bir dinar ile on ferak (buğday) satın aldım. Vadesi gelince dileyecek olursam onun beş ferakını, kabzedip geri kalan yarım dinarı da ona borç olarak yazabilir miyim, dedi. O (Ata), evet, dedi.

 

Şafii dedi ki: Çünkü onu o alışverişten muaf kılacak olursa, feshetmiş olduğu alışverişin karşılığı olan anaparasını satıcıdan almayı hak eder. Bunu ondan nakit alıp almaması arasında bir fark yoktur. Çünkü ondan vadesi gelmiş bir mal alacağı olursa, alması da caizdir, dilediği zamana kadar ona mühlet vermesi de caizdir.

 

[1597] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Said b. Salim, İbn Cüreyc'den haber verdi. O, Amr b. Dinar'dan rivayet ettiğine göre, anaparasının bir kısmı ile (satın aldığı) buğdayın bir kısmını almasında yahut bir miktar buğdayalıp geriye kalan anaparasını borç olarak saymasında bir sakınca görmezdi.

 

[1598] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verdi. Bize Süfyan, Seleme b. Musa'dan haber verdi. O, Said b. Cübeyr'den o, İbn Abbas'tan şöyle dediğini rivayet etti: Maruf (bilinen) şudur, bir kısmını buğday, bir kısmını dinar olarak alır.

 

[1599] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Said, İbn Cüreyc'den haber verdiğine göre, o, Ata'ya dedi ki: Bir adam, bez karşılığında selef yoluyla buğday satın alsa, sonra da o gün geldiğinde, bezin bedelinin verilmesini isterse (alabilir mi)? Ata dedi ki: Hayır, ancak anamalını yahut bezini alabilir.

 

Şafii dedi ki: Bez hususunda, Ata'nın benimsediği kanaate göre, tamamıyla tahsil edilmeden bez satılmamalıdır. O bu hususta da sanki buğday ile ilgili aynı kanaati benimsemiş gibidir.

 

[1600] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Said, İbn Cüreyc'den haber verdiğine göre, o, Ata'ya sordu: Selef yoluyla buğday satın alıp da vadesi geldiğinde beni daha başka bir buğdayı, ölçeği ölçeğine almaya fakat bana verdiği ile almak hakkım olana, arada bir fazlalık bulunmazsa olur mu? Ata: Bunda bir sakınca yoktur. Çünkü bu bir satış değildir, bu bir (borç) ödemedir.

 

Şafii dedi ki: Bu yüce Allahın izniyle Ata'nın dediği gibidir. Çünkü o, ayni olmayan bir nitelik belirleyerek selef yoluyla satın almıştır. Onun dediği nitelikte malını verirse, ona hakkını tam olarak vermiş olur.

 

[1601] Said b. Salim dedi ki: Eğer selef yoluyla Şam buğdayı satın alsa, ondan başka bir buğdayalırsa, bunda bir sakınca yoktur. Bu ona verdiğinin altında (daha düşük bir buğday) müsamaha göstermesi gibidir.

 

Şafii dedi ki: Bu da yüce Allahın iziyle Said'in dediği gibidir. Fakat 100 dinara satın almış olduğu 100 ferakı, teslim alma vakti geldiğinde, buna karşılık ona 1000 dirhem verecek olursa, caiz olmaz. Bu durumda sadece o alışverişin ikalesi / feshi caiz olur. Alışverişini feshettiği takdirde, ondan anaparasını almayı hak eder. Buğdaydan ibra olup (alışverişi bozup, borçtan kurtulmak), ondan altın alacaklısı olursa, artık altına mukabil diledikleri şeyi alıp satabilider ve yerlerinden ayrılmadan- ister mal ister başka bir şey olsun- aldıklarını kabzededer.

 

Sonraki için tıkla:

 

SELEF YOLUYLA SATIN ALINANIN YERİNE BAŞKASINI VERMEK