YÜN VE KIL
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona) dedi ki: Eğer bir ya da daha fazla bir güne kadar yapılacak olursa, (böyle
bir şart koşulursa) muayyen koyunların yünlerini de kıllarını da selem yoluyla
satın almakta bir hayır yoktur. Çünkü bazen o gün gelmeden önce, ona isabet
eden bir afet dolayısıyla, (yün / kıl) gidebilir ya da onu eksiltebilir. Bunun
dışında başka bir sebepten dolayı da fasit-olabilir. Aynı şekilde muayyen
koyunların sütlerini de tereyağlarını, sadeyağlarını süt ağızlarını,
peynirlerini, selem yoluyla satmakta da bir hayır yoktur. Eğer bu bilinen bir
ölçek ve bilinen bir tartı olursa, gelen bir musibetin bunları telef ederek
böylelikle bu muayyenler hakkında selef yoluyla satın aldığının kökü kesilmiş
olacağı itibariyle caiz değildir. Bunun dışında telef eden bir afetten başka
bir duruma da maruz kalabilir ve böylelikle selem yoluyla satılanı
eksiltebilir. İşte aynı şekilde o koyunları satın alacağın zaman senin için
sütü sağılacak olursa da bunda bir hayır yoktur. Çünkü afet / musibet bütün
alacaklarını tam olarak ele geçirmeden gelip onu bulabilir.
Şafii dedi ki: Çünkü
bizler, bunu caiz kabul edip, onun kendisinde ya da bir kısmında selem
yaptığını kesintiye uğratacak bir husus olarak, bir afet gelir de bunu selef
alışverişinde öngördüğü niteliklerin bir benzeri olarak satıcıya geri çevirecek
olursak, ona zulmetmiş oluruz. Çünkü o, muayyen koyunların bir vasfını
satmaktadır. Biz de bu sıfatları, başka koyunlar üzerine havale ettik. Çünkü
eğer ona muayyen bir koyunu satıp o koyun telef olursa, onu bir başka koyun
üzerine havale etmeyiz. Onu bir başkasına havale etmediğimiz takdirde, o zaman
onun dışında bir başka ayn'ı satın almasına ve bunun vadesi geldiği zaman
yerine getirmekle yükümlü tutulacağı bir nitelikte olması şartının, onun için
teminat altında olmayışını caiz kabul ederiz. O vakit de Müslümanların satış
işlemleri arasında, onlardan sayılmayan bir alışverişi caiz görmüş oluruz.
Halbuki Müslümanların satışları, müşterinin satıcıdan mülk edineceği bir ayn'ın
bir ayn karşılığında satılması yahut bir niteliğin yine müşterinin satıcıdan
mülk edineceği bir ayn'a mukabil satılıp, onu müşteriye tamamen teslim edinceye
kadar teminatı altında bulunan satışlardır.
Dedi ki: Bir kimsenin,
muayyen bir bahçenin meyvesini bir diğerinden selem yoluyla satın alması caiz
olmadığı gibi, belli bir arazinin buğdayını da bu şekilde satın alması caiz
değildir. Buna sebep ise, meyve ve ekinde görülebilen türden açıkladığım,
beklenmedik afetlerin ortaya çıkma ihtimalidir. İşte davarların sütü ve onların
nesli de tamamıyla bu manadadır. Ekine ve meyveye isabet ettiği gibi, bunlara
da türlü afetler isabet edebilir ve çeşitli birçok durumda ise bunlarda görülen
afetler daha hızlı ortaya çıkabilir.
Dedi ki: İnsanların
elinde bulunmayacağı bir vaktin geleceği muayyen bir aynda selef alışverişi de
böyledir. Teslimi şart koşulan, vadesinde şart koşulan yerde, hiçbir durumda
farklılık göstermeyecek bir şey söz konusu olmadığı takdirde, yapılan selef
alışverişinde hayır yoktur. Şayet farklılık söz konusu oluyorsa, onda hayır
olmaz. Çünkü bu durumda o tam olarak teslim edilemez. İşte selef yoluyla
satılan her şey, buna göredir ve buna göre kıyas edilir. Selef akdi yapıldığı
sırada, insanların elinde bulunmayan ama şart koşulan vadede insanların elinde
bulunması söz konusu olan şeylerin selef yoluyla satılmasında bir sakınca
yoktur.
Sonraki için tıkla: