ŞAFİİ el-UMM

RİBA / FAİZ

 

TARTILAN EŞYADA 5ELEF YAPMANIN ORTAK NOKTALARI

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona) dedi ki: Bazı hususları itibariyle tartı, ölçekten farklıdır. Tartının kuşatıcı özelliği daha ileri ve ilim ehlinin hakkında ihtilafa düşme ihtimalleri, ölçeğe göre daha uzaktır / azdır. Çünkü birbirinden uzak duran (taneleri arasında boşluk bulunan) ile bulunmayan terazide aynıdır. Sonunda bunların hepsi tartı ile meydana konulur. Fakat ölçekte, aralarında boşluk kalanlar arasında besbelli farklılıklar ortaya çıkar. Dolayısıyla tartılan şeyler arasında, tartıda farklılık göstermesi itibariyle selef alışverişinin reddedilmesini gerektiren bir husus bulunmaz. Ölçek ile ilgili yaptığımız açıklamalarda görülen görülmez. Bilinen bir tartı ile selef yoluyla satılan herhangi bir şey, ancak tartı dışındaki bir sebepten dolayı fasit olur.

 

Ölçek ile satılsa dahi, -herhangi bir şeyin tartılarak selef yoluyla satılmasında - tartılarak satılmasında bir sakınca yoktur. Elverir ki zeytinyağı gibi erimiş bir şeyolan, ölçekte parçaları birbirinden uzak durmayan şeylerden olsun. Eğer Nebi (s.a.v.) zamanında ve ondan sonra Medine'de tartılarak satılıyor ise, ölçek ile selef yoluyla satılmasında bir sakınca yoktur. Ölçek ile satılmakta iken tartı ile selef yoluyla satılmasında bir sakınca yoktur. Sadeyağ, bal ve buna benzer katıklar gibi. Birisi;

 

- Peki, bunlar Nebi (s.a.v.) döneminde nasıl satılıyordu dense, biz şöyle deriz:

- Allah elbette en iyi bilendir- ancak bizler bu gibi şeyleri alıp satanlara ye-

tiştiğimizde şunu gördük. Az olanları ölçekle satılır, çok miktarda ise tartılarak satılırdı. Haberlerin delaleti de bizim insanların yaptıklarını gördüğümüz gibidir.

 

[1570] Ömer (ra) dedi ki: Sadeyağ, ukıyelerle satılmaya devam edildiği, ukıyeler de daha çok ölçeğe benzediği için ben sadeyağ yemeyeceğim.

 

Tartı esas alınarak sahih bir akit ile yapılmış selef alışverişi, ancak sıfatlarından dolayı fas it olur. Eğer nitelikler, alınan şey hakkında söz konusu değilse ve nitelikleri farklı olduğu takdirde, kalitesi de farklı olup değerleri de farklılık gösteriyorsa, caiz olmaz. Çünkü bunu bilenler nezdinde, o bir meçhuldür. Onlar nezdinde meçhulolan bir şey ise, caiz değildir.

 

Şafii dedi ki: Bir tartı miktarında selef yapsa, sonra onu ölçekle vermek isterse, -bir şey hafif olmakla birlikte aynı cinsten ondan başka şey, daha ağır olması itibariyle- caiz olmaz. Eğer ona ölçekle selef yoluyla aldığından daha azını ya da daha fazlasını verecek olursa, bu durumda ona verdiği buğday, vermesi gereken buğdaya göre daha fazla ya da meçhulolur. Halbuki ona ancak bilinen şeyi vermesi caizdir.

 

Şayet ona hakkını verecek olursa, işte onun tek yükümlülüğü budur. Eğer ona hakkını verdiği halde, akitte böyle bir şeyolmamakla birlikte, kendiliğinden gönül hoşluğu ile daha fazlasını verirse, bu onun tarafından verilen bir şeyolur. Ama hak ettiğinden daha azını verip müşteri de geri kalanından onu ibra ederse (borçlu olmadığını söylerse) o takdirde bu da müşterinin gönül hoşluğu ile bağışladığı bir şeyolur ve bunda bir sakınca yoktur. Fakat herhangi bir fazlalık kastı gütmeksizin, kile / ölçek yerine, götürü kabul ederlerse, tartı ile götürü alıp verirler. Bu caiz olursa, onlardan birisinin aynı şekilde ona götürü olarak vermesi de her ikisinin de gönül hoşluğu ile değil de ölçek yerine ödemek maksadıyla ve onlardan birinin karşısındakinin bildiği bir faziletinden ötürü verecek olursa, bunun da caiz olması gerekir.

 

Sonraki için tıkla:

 

BAL'IN TARTILARAK SATILMASI İLE İLGİLİ AYRINTILAR