BAL'IN TARTILARAK
SATILMASI İLE İLGİLİ AYRINTILAR
Şafii (Allah'ın rahmeti ona)
dedi ki: Balın selef yoluyla alışverişinde asgari caiz olma sınırı şudur: Selef
yoluyla satın alan, belli bir ölçek ya da tartı, belli bir vade ve belli bir
nitelik belirterek satın alır. Mesela filan zamanın balı, diyerek balın olduğu
zamanı kast eder. Böylelikle onu kabzedeceği günü, onun yeni mahsul mü eski
mahsul mü olduğunu, şu cinsten mi öbür cinsten mi olduğunu bilir.
Dedi ki: Niteliğini
tespit ederken de: Süzülmüş, beyaz, filan yerin kaliteli ya da kalitesiz balı
demelidir.
Dedi ki: Eğer bal
hakkında "süzme" nitelendirmesini kullanmayacak olursa, kanaatimce
eğer onun bal alacağı varsa, balda mum bulunması halinde, onu almakla yükümlü
olmaması ve onun süzme bal almak hakkına sahip olması itibariyle caiz olur.
Süzme bal da iki türlüdür. Mumundan arıtılmış bal ve rengi arı duru (berrak)
bal.
Şafii (Allah anan razı
olsun) dedi ki: Safi balı, selef yoluyla satın alıp kendisine ateşte süzmesi
yapılmış bal getirecek olursa, onu almak zorunda değildir. Çünkü ateş onun
tadını değiştirir ve bundan dolayı da değeri eksilir. Fakat balı onun için
ateşten başka bir yolla süzer. Şayet ona getirdiği bal rengi itibariyle safi /
berrak değilse, bu onda bir kusurdur ve eğer bu balda bir kusur ise, onu almak
zorunda değildir.
Şafii dedi ki: Selef
yoluyla bal satın alsa ve ona ince bir bal getirse, bal konusunda bilgi sahibi
olanlara onu gösterir. Eğer: Bu balın bu türünde böyle bir incelik değerinin
düşmesine bir kusurdur, derlerse, onu almak zorunda değildir. Şayet: Bu bal
böyle olur, deyip: Bu, bölgenin sıcaklığından dolayı incelmiştir yahut da balın
kendisindeki bir kusurdan başka bir sebepten ötürüdür, derlerse o zaman onu
almak zorundadır.
Dedi ki: Eğer: Kara balı
(Kamus tercümesinde belirtildiğine göre tığala), kekik balı, servi balı ya da
uşer ağacı balı, deyip rengini ve şehrini belirtip ona istediği renk ve
şehrinin balını getirmekle birlikte, şart koştuğu sınıfın daha aşağısını ya da
yukarısını getirirse, onu almakla yükümlü değildir. Bunu iki sebepten birisi
dolayısıyla reddedebilir. Birincisi baştan beri selef alışverişinde koştuğu
şarttan daha aşağısını getirmiş olduğu içindir, ikincisi ise bu cinslerin bir
türlü başkasının yaramadığı bir işe yarayabilir yahut da başkasının
karşılayamadığı bir ihtiyacı karşılayabilir yahut her iki kusur bir arada bulunabilir.
Faydaları arasında farklılık bulunduğu takdirde, şart koştuğundan başkasının
ona verilmesi caiz olmaz.
Dedi ki: Açıkladığım
üzere tığala, kekik ve bunun dışında her türlü bal değişik cinsleri itibariyle,
yağda olduğu gibi, ancak selef / selem akdi yapıldığı sırada kabul edilmiş
şartlara uygun olursa, yeterli olur. Aksi takdirde selef bozulur. Nitekim eğer
bir kimse selef yoluyla yağ satın alıp onun niteliklerini belirttiği halde,
cinsini belirtmezse, fasit olur. Buna sebep ise keçi türünün yağının koyun
türünün yağından farklı oluşu gibidir. Aynı şekilde, bütün koyun türlerinin
yağları, inek ve camışların yağlarından farklıdır. Şayet farklılık
gösterenlerden olup cinsin niteliği belirtilmeyecek olursa, selef alışverişi de
fasit olur, tıpkı selef yoluyla buğdayalırken cinsinin ismen zikredilmeyerek
mesela; Mısır, Yemen ya da Şam buğdayı denilmemesi halinde olduğu gibi. Aynı
şekilde, balın rengini de nitelik olarak zikretmeyecek olursa, renklerin
kalitesine ve mahsullerinin geldiği ve farklı olmalarına sebep olan yerlerinden
ötürü, fiyatları farklılık göstereceğinden fas it olur. Aynı şekilde geldiği
yerin niteliğini (ismini) söylemeyecek olursa, yine durum böyledir. Tıpkı
bölgelerin buğdaylarının farklılığı gibi, beldelerin ballarının da farklı olmasından
dolayı fas it olur. Merv, Herat, Rey ve Bağdat gibi şehirlerin kumaşlarının da
farklı olması gibi. Aynı şekilde mesela filan zamanın hasat edilmiş taze balı
gibi, bir niteliği zikretmeyecek olursa, bu da eski ve yeni bal arasındaki
farklılıktan dolayı hükmü böyledir. Şu zamanın balı dediği takdirde ve eğer o
zamanın balı Recep ayında olduğu halde kendisi vadesini Ramazan ayı diye
zikrederse, böylelikle o balın üzerinden ne kadar süre geçmiş olduğunu da
bilir. İşte bu yağ, buğday ya da bunların dışında eskisi ile yenisi arasında
farklılık bulunan her şey hakkında böyledir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona) dedi ki: Bu husustaki bilirkişiler nezdinde, selef yoluyla satın aldığı
şeyin türünde kusur kabul edilen bütün selef alışverişleri, onun için (satın
alan için) bağlayıcı değildir. Şart koşulmuş niteliklere muhalif olan her şeyde
de hüküm budur. Mesela servi(çam) balı, filan şehrin balı ve şöyle olması
şeklinde şart koşsa, rengi ve şehri için ön gördüğü nitelik dediği gibi ise de
bu katıksız bir servi değildir. Bu servi balıdır ve daha başka bir şeydir
denilirse, bu alış veriş onun için bağlayıcı değildir. Nitekim inek yağına
koyun yağı karıştırmış olması halinde, bu iki yağdan birisini selef yoluyla
almış olan kimse için, bağlayıcı değildir. Eğer: Ben sana mumu ile birlikte şu
kadar rıtıl bal yahut da şu ölçekte balı selef yoluyla aldım, diyecek olursa,
mumun azlığı, çokluğu ve hafifliğindeki değişkenlik itibariyle fasit olur. Aynı
şekilde ben selem yoluyla senden tartı yahut adet ile süzülmemiş bal alıyorum
derse, yine hüküm böyledir. Çünkü ondaki bal miktarı ile bal mumunun miktarının
ne kadar olduğu bilinmez.
Sonraki için tıkla: