BUĞDAYDA SELEF
ALIŞVERİŞİ
Şafii (yüce Allah'ın
rahmeti ona) dedi ki: Selef, her yerde aynıdır. O yerlerin buğdayı az ya da çok
olsun fark etmez. Eğer selef yoluyla alınan bir şey, vadenin geldiği vakitte
farklılık göstermiyorsa ve buğdayın niteliklerini tespit edip bu mahsül türü
yahut müvellede ya da bilzencaniye ve o yılın mahsulünden kaliteli yahut
kalitesiz olacak ya da önceki yılın mahsulünden olacak deyip, mahsulünün
senesini ve niteliklerini de ismen zikrederse, selef caiz olur. Eğer bu
kabilden herhangi bir şeyi söylemeyecek olursa farklılık göstermesi, eski ve
yeni mahsulolması ve niteliklerinin değişik olması itibariyle caiz olmaz.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: Bununla birlikte selef yoluyla satın alınanın kabzedileceği
yeri ve satanın da alıcıya onu teslim edeceği vadeyi de tayin etmesi gerekir.
Bunların herhangi birisi yerine getirilmeyecek olursa, caiz olmaz.
Şafii dedi ki: Bizden
başkaları ise şöyle demektedir: Şayet mahsulü kabzedeceği yerin niteliklerini
söylemezse, bunda bir beis yoktur ve mahsulü ondan selefin bedelini aldığı
yerde kabzetmek üzere teslim eder.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: Her ikisinin de yurdu olmayan, yurduna yakın da olmayan bir
şehirde yolculukta iken, buğdayı selef yoluyla alabilir. Eğer oraya kadar
buğdayı taşımayı yüklenecek olursa, hem kendisine hem de kendisi ile böyle bir
alışveriş yapana külfet olur. Bir deniz yolculuğunda iken de kişi diğeriyle
selef alışveriş yapabilir.
Dedi ki: Buğday ya da
başka bir şeyin, taşınmasının masrafı olan her bir şeyin bana göre, teslim
edileceği yerleri, şart koşmaması caiz değildir. Belirttiğim sebepten ötürü,
buğday ve başka şeyler hakkında dediğim gibi. Eğer ölçekle buğdayı selef
yoluyla alırsa, o zaman (satanın) o buğdayı samandan, patostan, çamurdan,
çakıldan, kulçür / kara tohum ve arpa gibi kendisine karışabilen yabancı
maddelerden, temiz ve arınmış olarak teslim etmekle yükümlüdür. Çünkü bizler,
içinde bu kabilden bir şeyler bulunmakla birlikte, alıcının bunu almasına hüküm
verecek olursak, bu türden bir şeyleri satıcı ona karıştırması halinde alıcıya
hak ettiği ölçek miktarını, tam olarak vermiş olmayız. Çünkü bunların ölçekte
belli bir yeri vardır. Bu sebeple eğer böylesini almaya mecbur edilecek olursa,
bilmediği bir sebep ile hak ettiği buğdayından daha azını ve yine bundan dolayı
selef yaptığı malı bilmediği bir ölçek ile almaya mecbur etmiş oluruz.
Şafii dedi ki: Kurtlanmış
ya da ona isabet etmiş bir şey yahut başka türlü herhangi bir surette kusuru
bulunan, selef yoluyla almış olduğu herhangi bir şeyi, teslim alıp kabul etmez.
Bu işi bilenlerin görüp de bu, bunda bir kusurdur, hiçbir şeyi de almaz.
Sonraki için tıkla: