HAZIR OLMAYAN BİR ŞEYİ
BİR VADEYE KADAR SATMAK
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona) dedi ki: Bir adam, hazırda bulunmayan bir kölesini yahut da başka bir beldedeki
bir cariyesini, bir başkasına diğerindeki altın alacağına mukabil satarsa, bu
satış batıldır.
Dedi ki: Ona bir köle
satsa yahut o köleyi ona teslim etse dahi durum böyledir. Ancak köleyi ona
verip diğerinin de başka bir adama yapılan havaleye razı olması hali
müstesnadır. Ama köleyi ona satarken: Benim hazır bulunmayan altınımı al, deyip
o altını bulamaması halinde müşterinin teminatı altında olup onun tazminatında
(güvencesinde) bulunması şartı ile söylemesine gelince; bu durumda da alışveriş
batıldır. Çünkü bu belirsiz bir vadedir ve süresiz bir alışveriş, bir
başkasının zimmetine havale edilmiş bir satıştır.
Şafii dedi ki: Birisi
bir dokumacıya gidip ondan henüz tamamlanmamış bir kısmı kalmış tezgahındaki
bir kumaşı satın alsa, bunun parasını peşin ödesin yahut ödemesin bunda bir
hayır yoktur. Çünkü kumaşın geri kalanın nasıl çıkacağını bilememektedir. Bu
ise, ne gözü ile gördüğü bir aynın satışıdır ne de teminat altında bulunan bir
niteliktir.
Dedi ki: Bununla
birlikte; hazırda bulunsun yahut bulunmasın bir evi satın almakta ve parasını
nakit ödemekte de bir sakınca yoktur. Oranın alanının bilinmesi ile bilinmemesi
arasında da bir fark yoktur.
Dedi ki: Muhayyerlik
alışverişinde nakit ödeme yapmakta bir sakınca yoktur. Dedi ki: Muhayyerlik
şartıyla bir şeyler satın alıp müşteri malı kabzetse, aldığı malı geri
verinceye kadar mal, müşterinin teminatı altındadır. Bu muhayyerliğin satıcıya
yahut müşteriye ya da birlikte her ikisine ait bir hak olması arasında bir fark
yoktur. Bir kimse muhayyerlik hakkı kendisinde olmak üzere bir mal satsa,
kendisine karşı muhayyerlik hakkı bulunan kimsenin malı geri verme hakkı
yoktur. Çünkü ancak muhayyerlik hakkına sahip olan kişi, satışı reddedebilir.
Dedi ki: Muhayyerlik ile
satış caizdir. Bir kimse bir cariye satsa, onu kabzetme hakkı müşterinindir.
Onu istibra (hamile olmadığının anlaşılması) için bırakma yükümlülüğü yoktur.
Müşteri onu kendisinin yanında istibra etmesini sağlar. Müşteri cariyeyi
kabzettikten sonra artık onun teminatı ve onun mülkiyetinde olur. Satıcı satın
alan ile cariye arasına engel teşkil edip istibra etmesi için adaletli bir
kimsenin elinde (yed'i eminde) bıraksa, o takdirde müşteri o cariyeyi
kabzedinceye kadar satanın teminatı altındadır. Ondan sonra o cariyeyi (yed'i
eminde) bırakan kişinin olur. Müşterinin onu satması caiz olur. Fakat satıcının
onu müşteri geri vermedikçe yahut da her ikisi karşılıklı olarak alışverişi
feshetmedikçe, satması caiz değildir. Birisi muhayyerlik şartı ile bir cariye
satın alsa ve seçimini bildirmeden önce ölse, onun mirasçıları onun yerine
geçer.
Bir kimse bir diğerine
bir mal satsa ve satış anından itibaren üç günlüğüne satılanı beğenip beğenmeme
hakkını kendisi için istisna ederse, şayet satılanı beğenirse, o takdirde satış
caiz / geçerli olur. Eğer geri vermek isterse, geri vermek hakkına sahiptir.
Eğer satın aldığı malı geri çevirme hakkını başkasına verecek olursa, buna
hakkı yoktur. O başkasını malı geri vermekle görevli bir vekil kabul etmesi
yahut geri vermesini geçerli kabul edip onaylaması hali müstesnadır. Bu durumda
onun emrine bina en verdiği vekalet caiz olur.
Şafii dedi ki: Bir
kimse, bir malı başkasının rızası ve şartı ile satsa, lehine rıza şartını
koştuğu kişinin onu geri verme hakkı olur ve satanın böyle bir hakkı olmaz.
Birisi: başkasıyla istişare etmek şartı ile dese, ben istişare ettim geri
vermem bana emredildi, demediği sürece onu gere verme hakkı yoktur.
Şafii dedi ki: Bir
kimsenin bir sene sonra kabzetmek şartıyla, muayyen bir bineği satın almasında bir
hayır yoktur. Çünkü bu binek bir seneye kadar çeşitli hallerle değişir ve telef
dahi olabilir. Kişinin bine ği satarken -az ya da çok olsunbineğe binme şartını
koşmasında da bir hayır yoktur.
Dedi ki: Kişinin bineği
satıp onun gebe olması ya da olmaması şartını koşmasında da bir hayır yoktur.
Şayet böyle bir şart koşmaksızın bu gebedir ya da değildir derse, bunda bir
sakınca olmaz. Kişi cariyesinin oğlunu süt emzirmesi ve diğer ihtiyaçlarını bir
yıllığına ya da daha az bir süreliğine karşılama şartını koşsa, böyle bir satış
batıl olur. Çünkü çocuk bir sene önce de ölebilir. Eğer çocuk müşteri lehine
tazminat altında ise, bu durumda süt emzirme süresinde bir artış olur, caiz
olmaz. Çünkü bu durumda satıştaki payının ne olduğu bilinmeyen bir olayla karşı
karşıya kalınmış olur. Eğer satan tarafından teminat altında bulunuyorsa, o
takdirde bu kabzedebileceği bir ayn olmakla birlikte, ancak bir sene sonra
kabzedebileceği bir ayn olur ve bu süre zarfında satışı ve icaresi arasında bir
engel bulunmuş olur.
Sonraki için tıkla:
ASLI SATILAN
BAHÇE / BAĞ'IN MAHSULÜ