ŞAFİİ el-UMM

YİYECEKLER

 

HELAL VE HARAM ŞEYLER

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona) dedi ki: Davarlardan diğer canlılardan ve kuş türlerinden hel al olan iki şey vardır. Sonra bunlar birbirlerinden ayrılır ve bunlardan bir kısmı Rasulullah (s.a.v.)'in sünnetindeki nas ile haram kılınmış olurlar. Bir kısmı ise aziz ve celil Allanın Kitabının genel ifadesi içerisinde tayyibih denilen hoş ve temiz şeyler ve dört ayaklı davarlar dışında kalan haram kılınmış şeylerdir. Aziz ve celil Allah Kitabında: "Size dört ayaklı davarlar helal kılındı" (Maide, 1);

 

"Bu gün size iyi ve temiz olan şeyler helal kılındı" (Maide, 5) buyurmaktadır. Herhangi bir kimse aziz ve celil Allah'ın:

 

"De ki: Bana vahyolunanlar arasında yiyecek bir kimseye haram olduğunu bulduğum yiyecekler şunlardır..'' (En'am, 145) buyurmaktadır, derse (deriz ki): Tefsir alimleri yahut da aralarından kendisinden dinlediğim kimseler aziz ve celil Allanın: "De ki: Bana vahyolunanlar arasında yiyecek bir kimseye haram olduklarını bulduğum yiyecekler şunlardır" buyruğu sizin yiyeceklerinizden demektir. Çünkü Araplar, bir takım şeyleri pis ve murdardır diye haram kabul ediyor, birtakım şeyleri de hoş ve temizdir diye helal şeyler olarak sayıyorIardı. Bu durumda onlara kendilerince -istisna edilenler müstesna olmak üzeretemiz kabul edilen şeyler helal kılındı ve kendilerince pis ve kötü kabul edilen şeyler de haram kılındı. Aziz ve celil Allanta: " .. Ve pis şeyleri de haram kılandı ..'' (Araf, 157) buyurmaktadır.

 

Şafii dedi ki: Birisi:

- Senin bu anlattıklarının delili nedir, derse ona şöyle cevap verilir:

- Ayetin açıkladığım manadan başka şekilde tefsiri caiz değildir. Yani pis ve murdar görülen şeyler, onlara muhatap olunanlar tarafından bilinen şeylerdi. Hoş ve temiz şeyler de böyledir. Bu ya onların dilinde bu hüviyette idi yahut da böyle olmasını gerektiren bir haber gereğince böyle idi. Bir kimse:

 

- Haram kılınan her bir şey bizatihi haramdır. Haram olduğu nas ile tespit edilmeyen bir şey de helaldir. Bu durumda pislikleri, kurtçukları yemek, sidik içmek te helaldir. Çünkü buna dair nas yok ki haram olsun, demeye kalkışabilir. Fakat bu onların haram kabul ettikleri pis ve murdar şeylerin anlam çerçevesine dahil olduğundan dolayı kendilerinin haram kılmış olmaları sebebiyle haram olmuştur. Bunlar ise haram kılınmış olan meyte ve kandan daha kötüdür. Çünkü her ikisi hem necistir hem de değdikleri şeyi necis ederler. Halbuki meyte (en azından) ölmeden önce necis değildi. Fakat her zaman necis olan sidik ve pisliğin yenilmeleri ve içilmelerinin haram kılınması öncelikle söz konusudur. Durum böyle olduğuna göre, bu kadarı yeterlidir. Bununla birlikte ortada Rasulullah (s.a.v.)'in sünnetinin de delaleti vardır. Rasulullah (s.a.v.), karga, çaylak, akrep, fare ve saldırgan köpeğin öldürülmesini emretmiş olması ihramlı halde iken öldürülmesi emredilen şeylerin haram kılınmış olduğuna delildir. Bunların bir kısmı belirttiğim gibi uçan, bir kısmı yerde yaşayan hayvanlar olduklarına göre, bu bizim Arapların yedikleri şeylere bakarak onun helal olduğuna yemedikleri şeylerin de haram olduğuna delil olur. Çünkü Araplar, köpek, kurt, aslan, pars yemiyorlardı. Fakat sırtlan yedikleri için sırdan helaldir. İhramlı kişi (onu avladığı takdirde) Nebi (s.a.v.)'in haberi gereğince cezasını öder. İşte bu bunun eti yenilir bir av hayvanı olduğunu göstermektedir. Araplar fareleri, akrepleri, yılanları, çaylakları, kargaları yemezdi. Böylelikle sünnet de onların haram kıldıklarını haram, hel al kabul ettiklerini helal kılmakla diğer taraftan yenilmesi helal olmayan şeylerin ihramlı iken öldürülmesini mubah kılmak suretiyle Kur'an'a uygun olarak gelmiştir. Ayrıca bunun esası şudur: Akbaba, lori kuşu, kerkeneslerin (kekenez) yenilmesi caiz olmadığı gibi. Şahin, doğan, atmaca ve benzeri bütün uçucu kuşlar, aynı zamanda kara böcekler, hamam böcekleri, türlü örümcekler, gök renkli kertenkeleler, eşek arıları yenmediği gibi Arapların yemediklerinin tamamı da yenmez. Buna karşılık keler, tavşan, aktavşan, yabani eşek ve Arapların yedikleri her şey yahut da ihramlı bir kimsenin bir sünnetten delil yahut bir rivayete bağlı olarak fidye ödemekle yükümlü olduğu bütün av hayvanları yenilir. Ayrıca sırtlan ve tilki de yenilir.

 

[1401] Şafii dedi ki: Bize Müslim, Abdülmecid ve Abdullah b. el-Haris; İbn Cüreyc'den haber verdi o; Abdullah b. Ubeyb b. Umeyr'den o; İbn Ebu Ammar'dan şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Abdullah'a sırtlana dair soru sordum, o bir av mıdır dedim o: Evet dedi. Peki, yenir mi dedim o: Evet dedi. Ben: Bunu Rasulullah (s.a.v.)'den duydun mu dedim o: Evet dedi.

 

Şafii dedi ki: Mekke'de sırtlan eti ancak Safa ile Merve arasında satılır. Diğer taraftan yırtıcı hayvanlardan azı dişli hayvanlar ancak insanlara saldıran yırtıcılardır. Bu ise sadece üç sınıf yırtıcıda söz konusu olur: Aslan, kurtlar ve pars türleri. Sırtlan ise insanlara saIdırmaz. Tilki de böyledir. Aynı şekilde çöl faresi ve kirpi de yenilir.

 

Şafii dedi ki: Kara hayvanları ve kuşlar, kendileri ile alakalı asli özelliktedirler. Dolayısı ile aslı itibariyle yabani olup sonradan evcilleştirilenlerden helal ve haram olanlar tıpkı yabaniler gibidir. Evcilleştirilen yaban eşeği ve ceylan gibi. Eşek evcilleştirilecek olursa ihramlı kişi onu öldüremez. Onu öldürürse cezasını vermesi gerekir. Bununla birlikte evcilleştirilmiş yaban eşeği kesilerek yenilmesi helaldir. Yabaniler arasında aslı bulunmayan tavuk, evcil eşekler, deve, koyun, inek ve benzerleri yabanileşip ihramlı kişi bunları öldürecek olursa bunlardan ötürü ceza vermez. Fakat eğer sahipleri varsa kıymetlerini öder. Çünkü biz bütün bunları kendi asli özelliklerine göre değerlendiriyoruz.

 

Birisi dese ki:

- Yabaniler arasında tıpkı inek ve koyunlar gibi yaban öküzleri ve ceylanlarda vardır. Ona:

- Evet denilir. Bunlar evcillerin yaratılışından başka ama onlardan gibi bilinen ve onların benzerleri olarak yaratılırlar. Bizler yabani eşeğin evcilleştiği takdirde, etinin helal olmayacağını söyleyecek olursak, o vakit bize şöyle bir itiraz yapılabilir: Eğer ihramlı bir kişi onu öldürürse, o zaman karşılığında bir ceza ödemez, tıpkı evcil bir eşek öldürmesi halinde cezasını ödemeyeceği gibi. Evcil eşek hakkında da bize şöyle itiraz edilebilir: Eğer yabanileşirse o da helal olur. Evcillerden yabanileşenlerin hepsi de yabanilerin hükmünü alırlar. Yabanilerden evcilleşenler de evcillerin hükmüne dahil olurlar.

 

Yemlerinin çoğunluğunu kuru pisliklerin teşkil ettiği develere gelince, onlara eti yenilen diğer hayvanlara yapılan muamele ne ise o yapılır. Çünkü bunlar cellale diye bilinirler. Bu pisliklerin kokuları da terlerinde ve gevişlerinde bulunur. Çünkü onların etleri bunlarla gıdalanır ve bunları kabildir. Deve ve diğerleri arasından yediklerinin çoğunluğu bunun dışında olup pisliği az yiyenlere gelince; bu onların te rlerin de ve gevişlerinde açıkça görülmez. Çünkü onun beslenmesi başkasından (pisliğin dışındaki şeylerde) olmaktadır. Bunlarda yasaklanmış cellale değildirler.

 

Cellalenin etinin yenilmesi pislikten başka yemler ile beslenip onun terinin ve gevişlerinin önceki halinden farklı hale gelinceye ve böylelikle onun gıdalanması tarzının değiştiği buna bağlı olarak da terlerinin de gevişlerinin de değiştiği bilininceye kadar yenilmesi yasaktır. Bu hale geldiği takdirde eti yenilir. Ayrıca bizler, bunların tamamı hakkında bundan daha açık bir şey bulamamaktayız. Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre, deve 40 gün yemlenir, koyun bundan daha az bir süre, tavuk yedi gün yemlenir. Görüldüğü kadarıyla bütün bunlardan maksat benim sözünü ettiğim o husustur. Yani o tiksinti veren tabiatlarını, tiksinti vermeyen ve o hayvanların fıtratının kendisi olan tabiata dönüşmüş olmasıdır.

 

Sonraki için tıkla:

 

İSRAİL OĞULLARININ KESTİKLERİ