MEZHEBİ DEĞİŞİK DİN
MENSUPLARINDAN GELEN KİMSELERİN KESTİKLERİ
Şafii: Anne babasından biri
Hristiyan diğeri Mecusi olan kişinin kesmesi yahut avlamasının hükmü hakkında
dedi ki: Böylesinin kestiği de avladığı da yenmez. Çünkü o kişi anne babasının
neslindendir. Böyle bir kimse küçük çocuğu babasının dini olan Müslüman bir
kimsenin durumunda da değildir. Oğlu kendi dini üzere olan Müslüman kadın gibi
de değildir. Çünkü İslamın payı / küfrün payıyla henüz dini seçmemiş kimse
hakkında ortak olarak bulunursa, İslamın payı o kişi hakkında önceliklidir.
Halbuki Hristiyanlığın payı Mecusiliğin payından öncelikli olmadığı gibi
Mecusiliğin payı da Hristiyanlığın payından önde değildir, çünkü her ikisi de
Allah'ı bir inkardır.
Hristiyan bir kimse
Mecusiliğe yahut Mecusi birisi Hristiyanlığa dönse, biz ne onun tövbe etmesini
isteriz ne onu öldürürüz. Çünkü o bir küfürden çıkıp diğerine girmiştir. Ama
İslam dininden çıkıp başka bir dine gireni, tövbe etmemesi halinde öldürürüz.
İşte bu şekilde (anne babası farklı dine mensup) bir çocuk buluğ yaşına gelse
ve kitap ehlinin dinini kabul etse, onlardan olur ve onun kestiği yenilir.
Bir kişi kalkıp İslam'ı
küfür ile kıyaslayarak, çocuğun Hristiyan olduğunu kabul etse ve Hristiyanlığın
İslam'ın etkisi gibi etki gösterdiğini ileri sürse, o takdirde ona karşı
Hristiyanlıktan dönüp Mecusiliğe giren kimseler arasında fark gözetmesi
dolayısıyla itiraz edileceği gibi bir başkasının da ona karşı şöyle demesi
mümkün olur: Babası hür olan bir cariyenin çocuğun hükmü annesinin hükmü gibi
olduğundan ötürü köledir. Buna karşılık hür kadının köleden doğurduğu çocuğu da
annesinin hükmü gereğince hür olur. Böylelikle bu kişi Müslüman evladın hükmünü
babasının durumuna bakmaksızın annesinin hükmü gibi kabul etmiş olur.
Birisi dese ki:
- İslam'dan dönen kişi
öldürülür, İslam ise, şirkten farklıdır. Müslüman bir kimsenin yahut dini üzere
bırakılmış kitap ehli kişinin avlamadığı hiçbir av yenilmez. Ben Mecusi yahut
putperest olsun, insanlar arasından kestiği ondan daha kötü herhangi bir kimse
olduğunu bilmiyorum. Çünkü hakimin / yöneticinin Mecusi'den cizye alıp onu dini
üzere bırakması caizdir. Harbi (denilen kendisiyle savaş halinde olunan bir
ülke mensubu)'ye güç yetirildikten sonra da onu öldürmeden dini üzere bırakması
da caizdir, fakat mürted hakkında bunu yapması caiz değildir. Onun kanı, harbi
kişinin kanının helal oluşunun aynı sebebiyle helal olur ama aynı zamanda harbi
kimse hakkında helal olduğu gibi onu bu hali üzere terk etmesi hel al değildir.
Buna sebep ise yüce Allah'ın razı olduğu dininden çıkmak suretiyle günahının
büyüklüğüdür.
Sonraki için tıkla:
ZEKAT YENİLMESİ
MUBAH OLAN VE MUBAH OLMAYAN ŞEYLER (MUBAH OLAN VE OLMAYAN KESİMLER)