ŞAFİİ el-UMM

HAC

 

BÜLUĞA EREN ÇOCUĞUN, HÜRRİYETİ VERİLEN KÖLENİN, MÜSLÜMAN OLAN ZIMMİNİN HACCETMESİ

 

Er-Rebi' bize haber verip dedi ki: Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki:

Çocuk, Arafat'ta yahut Müzdelife'de buluğa ers e yahut köleye hürriyeti verilse ya da kafir Müslüman olsa, bunların hangisi bu duruma gelirse, hac için ihrama girse, sonra da Müzdelife gecesi fecrin çıkışından önce Arafat'a varsa, orada ister vakfe yapsın, ister yapmasın hacca yetişmiş olur ve İslamın farz kıldığı hac olarak ona yeterli gelir. Fakat mikatı terk ettiğinden ötürü bir kurban kesmesi gerekir.

 

Köle ve henüz baliğ olmamış çocuk, hac için ihrama girse, ihramları ile farz ya da nafile haccı niyet etse ya da niyetleri olmasa, sonra Arafat'tan önce yahut Arafat'ta yahut Müzdelife'de ya da nerede olurlarsa olsunlar, köleye hürriyeti verilse, çocuk da baliğ olsa, çocuk baliğ olduktan ve köle hürriyete kavuştuktan sonra Arafat'a dönerlerse, bu onlar için İslamın farz haccı olarak yerini bulur. Her ikisinin de ihtiyatlı hareket edip bir kurban kesmelerini daha çok severim (müstehab görürüm). Bununla birlikte onların böyle bir yükümlülüğünün olacağı benim için açık değildir.

 

Kafire gelince, kendisi için tayin edilmiş mikattan itibaren ihrama girse, sonra Arafat'ta Müslüman olsa bir kurban kesmesi zorunludur, çünkü onun ihram ı ihram sayılmaz.

Kişi, kölesine izin verdiği için kölesi de hac için ihrama girse, sonra Arafat'tan önce haccını ifsat etse, sonra hürriyetini kazanıp Arafat'a varsa, bu haccı İslamın farz haccının yerine geçmez. Çünkü ona haccın tamamını yerine getirmesi vadp idi. Zira o, sahiplerinin izni ile -onun için İslamın farz haccının yerini tutmasa dahi- kendisi için caiz olduğu halde ihrama girmişti. Bu haccını ifsat edecek olursa, fasit olduğu haliyle hac;cını tamamlar, bununla birlikte onu kaza etmekle yükümlü olup bir büyük baş kurban keser. Sonra haccını kaza ederse, onun yaptığı o kaza, onun için İslamın farz haccının yerini tutar.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Buluğa henüz ermemiş ama buluğa yaklaşmış (murahık) çocuğun hac için ihrama girdikten sonra Arafat'a çıkmadan önce hanımına yaklaşsa, sonra da Arafat'ta ihtilam olan murahık hakkında haccını devam ettirir, denmiştir. Ama ben onun yapacağı bu haccın kendisi adına İslamın farz kıldığı hac yerine geçeceği görüşünde değilim. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) onun haccedebileceğini buyurmuş bulunmaktadır. Haccı ise, cima ettiği takdirde ifsat eder ve onun bedelini yerine getirmekle ve bir büyük baş kesmekle yükümlü olur. Eğer bedelini yerine getirip büyük baş kurban keserse, o takdirde bu onun için farz haccın yerini tutar.

 

Dedi ki: Bir zımmi yahut bir kafir, bu halde iken, hac niyetiyle ihrama girse, sonra cima etse, sonra Arafat'a çıkmadan ve cima ettikten sonra İslama girse, mikat sınırlarından yahut mikattan sonra yeniden bir ihrama girse ve mikatı terk ettiği için bir kurban kesse, bu haccı onun farz haccının yerini tutar. Çünkü müşrik halde iken haccını ifsat etmiş olmaz, zira o ihramlı değildi. Birisi dese ki:

- Sen, ihramda iken onun ihramsız olduğunu iddia ettiğine göre, bu durumda farz onun üzerinden kaldırılmış mı oluyordu? Şöyle denilir:

- Hayır, o bununla yükümlü olduğu gibi herkes de aziz ve celil Allah'a ve Rasulü'ne iman edip şanı yüce ve mübarek Allah'ın Nebisine indirmiş olduğu farzları eda etmekle yükümlüdür. Şu kadar var ki, sünnet de Müslümanların hakkında ihtilaf etmediklerini bildiğim şu hususa delildir: İslama giren her bir kafir, İslama girdiği günden itibaren farzları eda etmeye başlar. Ona müşrik iken bu hususta yapmadıklarını iade etmesi emrolunmaz. Ayrıca İslam, kişi İslam'a girip sonra da dosdoğru yolda yürürse, kendisinden öncekileri yıkar (temizler). O, ancak amellere başlamak ile yükümlü olup ne olursa olsun, ancak Müslüman olduktan sonra yaptığı ameli ona yazılır. Bu durumda iken ihrama girmesi, ona ihram olarak yazılmaz. Amel de buluğa ermiş kul lehine yazılır.

 

Rasulullah (s.a.v.)ın da küçük çocuk hakkında: "Onun için hac olur" buyurduğuna göre işte bunda o kimsenin haccının olduğuna ve onun haccının yüce Allah'ın izniyle ona yazılacağına (kabul olunacağına)delalet bulunmaktadır.

 

Sonraki için tıkla:

 

BİR KİMSENİN HACCETMEYİ YAHUT UMRE YAPMAYI ADAMASI