KORKU HALİNDE CUMA VE
BAYRAM NAMAZLARI
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmamın korku halinde namaz kılma imkanı varsa, korunuyorsa; Cuma
namazını, bayram namazını ve güneş tutulması namazını (husuf) terk etmemelidir.
Bu namazları, farz namazlarını korku halinde kıldığı gibi kılar. Şayet şiddetli
bir korku varsa bu sefer de farz namazlarını şiddetli korku halinde kıldığı
gibi, yani işaretle kılar. Cuma namazı öncesinde hutbe okumak gereklidir. Eğer
Cuma namazı öncesinde hutbe okumamışsa namazı dört rekat öğlen namazı olarak
tamamlamak zorundadır. Bayram namazını veya Husuf namazını kılıyorsa hutbeyi
onlardan sonra okur. Ama acele eder de hutbe okumazsa bu namazlan yeniden
kılması gerekmez. Eğer imam, savaştan fırsat bulamıyorsa, yerine namaz
kıldıracak birini vekil kılması müstehaptır. Ama böyle yapmaz da güneş zeval
vaktine girinceye kadar beklerse ve kılmak durumunda olduğu namaz bayram
namazıysa namazı kaza etmesi gerekmez. Ya da kusufnamazında güneşin ve ayın
ortaya çıkmasına kadar beklerse bunlan da kaza etmesi gerekmez. Şayet Cuma
namazında yine savaşla meşgulolursa, ayrıca yerine birini de vekil tayin
etmemişse ve ikindi vaktine kadar beklemişse Cumayı kaza etmez ve öğlen
namazını dört rekat olarak kılar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bütün bunlar namazların cemaatle kılındığı bir şehirde
(mısırlbelde) korku halini yaşaması için geçerlidir ve imamın mukim ya da
seferi olması fark etmez. Şu kadan var ki imam bu korku halinde seferi ise Cuma
namazını kılmaz, öğlen namazını iki rekat olarak kılar. Şehir halkı da kendi
başlarına namazlarını dört rekata tamamlarlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kuraklık varsa ve imam da savaştaysa yağmur duasını (istiska
namazını) terk etmesinin bir sakıncası yoktur. İmamın etrafında onu koruyan
kalabalık bir topluluk bulunuyorsa, istiska namazını kılmasının bir sakıncası
yoktur. Korku halindeyken istiska namazını, farz namazlan kıldığı gibi kılar.
Ama şiddetli korku hali söz konusuysa istiska namazı kılmamalıdır. Çünkü bu
durumda istiska namazını ertelemek maslahata daha uygundur. Buna karşılık
şiddetli korku halinde bayram ve husuf namazını kılar. Çünkü bunlan ertelemek uygun
olmaz. Şayet korku şehrin dışında, namazların kısaltılarak kılındığı veya
kısaltılarak kılınmadığı bir mesafedeki bir çölde söz konusuysa Cuma'yı kılmaz,
öğlen namazını kılarlar. Yine böyle bir durumda onlan bayram namazını kılmaya
da teşvik etmem. Buna rağmen kılarlarsa mekruh da saymam. İstiska namazını
kılabilirler. Kusuf namazını terk etme ruhsatını da vermem. Kusuf namazını
kılmalarını emrettim, çünkü bu namaz seferde kılınabilir. Yine bayram namazını
kılmalarını da mekruh saymam, çünkü münferit olarak kılmalan caizdir. İstiska
namazı için de aynı durum geçerlidir. Cuma namazı ise bu şekilde caiz olmaz,
çünkü Cuma namazı ancak şehirde (mısır) ve cemaatle bir farz namazın başka bir
farz namazın yerine ikame edilmesinden ibarettir.
Sonraki için tıkla:
İMAMIN NAMAZ
ESNASINDA BİRİNİ YERİNE GEÇİRMESİ