İMAMIN NAMAZ ESNASINDA
BİRİNİ YERİNE GEÇİRMESİ
İmam Şafil (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Korku namazı esnasında imamın abdesti bozulursa, bu, korku namazı
dışındaki herhangi bir namazda abdestinin bozulmasından farklı bir sonuç
doğurmaz. Ama ben imamın bu durumda herhangi bir kimseyi yerine geçirmesini
uygun görmem. Mesela birinci rekat esnasında veya birinci rekatı tamamladıktan
sonra ve ikinci rekatı kılmak için ayakta dururken abdesti bozulursa, kıraatı
okurken ikinci grup arkasında saf tutmaz, birinci grup da namazlarının kalan
kısmını kılarlar. Sonra ikinci grup içlerinden birini imam olarak öne geçirir
namazlarını öyle kılarlar veya münferit olarak kılarlar. Eğer imam birini
yerine geçirerek namazın devamını sağlarsa -inşaallah- namazlan geçerli olur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmam birinci rekatı tamamlamış ve ikinci rekatı kılmak üzere
kıyamda kıraati gerçekleştiriyorken abdesti bozulursa, arkasındaki taifenin
namazIarını tamamlayıp çekilmesini bekler. Sonra öne geçirilen kişi önceki imam
gibi kıyamda durur ve bu esnada kıraati gerçekleştirir. Arkasındaki topluluk
namazı tamamlayıp çekildikten ve ikinci grup arkasında saf tuttuktan sonra
Fatiha'yı ve kısa bir sure miktan Kur'an okur, sonra onlarla birlikte rükua
gider. Bu durumda o, önceki imamın onlara namaz kıldırmasından farksız bir
konumdadır. Şayet önceki imamla birinci rekatı kılmışsa arkasındaki grup
teşehhüde oturuncaya kadar bekler ve onlarla birlikte selam verir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Şayet abdesti bozulduğu için yerine birini öne geçiren kişi
mukim ve öne geçirilen kişi de seferi ise, sonuç itibarıyla bir farklılık
olmaz. Eğer imamın abdestinin bozulmasından önce imamla birlikte namaza
başlamışsa mukim namazını kılması gerekir. Şayet önceki imam seferiyse, yerine
geçirdiği kişi de mukimse ve abdesti bozulan imam da bir rekatı da tamamlamış
sa öne geçirilen kişi öne geçip bir rekat kıldıktan sonra oturarak
beklemelidir. Arkasındaki seferi ve mukim kişilerden oluşan toplulukların her
biri de ikişer rekat kılmalı, sonra teşehhüde oturup selam vermelidirler. Çünkü
bu kişinin öne geçmesiyle mukim namazına geçmiş oluyorlar. Bu yüzden namazı tam
olarak kılmaları gerekir. Sonra ikinci grup gelir ve öne geçirilen ikinci imam,
namazının kalan iki rekatını da bunlarla birlikte kılar. İmam iki rekatı
tamamladıktan sonra cemaat kalkar ve kendi başlarına namazlarının kalan iki
rekatını kılarlar. Sonra imam onlarla birlikte selam verir. Bundan başkası
onlar için caiz olmaz. Çünkü her biri mukim imamla birlikte namaza başlamış
oluyorlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmamın kendi yerine namaz kıldırmak üzere öne geçirdiği
kişi, imamın abdesti bozulduktan sonra namaza başlamışsa ve imam da bu sırada
onu öne geçirmişse, ayrıca abdesti bozulan imam da henüz bir rekat
kıldırmamışsa, yine öne geçen kişi imamın abdesti bozulmadan imamla birlikte
iftitah tekbiri getirmişse, bu durumda öne geçip namaz kıldırabilir. Öne
geçince Fatiha'yı okuması gerekir. Bana göre fazladan olmak üzere Kur'an'dan
ayetler okuması müstehaptır. Sonra cemaate namazı kıldırır. Eğer öne geçen bu
kişi mukim ise dört rekat, seferi ise iki rekat kılar. Çünkü bu durumda cemaate
başından beri namaz kıldırmış sayılır. Kendisini öne geçiren imamın mukim
olması fark etmez. Önceki imamın abdesti bozulmadan namaza başlayan seferiler
ise namazı dört rekat olarak kılarlar. Ama önceki imamın abdesti bozulmadan
önce namaza başlamamış seferiler için böyle bir durum söz konusu değildir.
Cemaatten mukim olanlar ise her durumda namazı dört rekat olarak kılmalıdırlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Abdesti bozulan imam bir rekat kılmışsa, sonra kendisinin
kıldırdığı namaza henüz katılmamış birini öne geçirirse bu kişinin öne
geçmemesi gerekir. Eğer öne geçerse bu takdirde namazı yeni baştan kıldırması
gerekir. Eğer namaza yeni baştan başlarsa, arkasındaki cemaat de (önceki imamla
birlikte namaz kılanlar) önceki namazdan çıkmış olurlar. Önceki imamla bir
rekat kılmış olsalar da, kılmamış olsalar da namazı yeniden kılmaları gerekir.
çünkü önceki imamla birlikte bir rekat kılanlar namazı bilerek, sehven
olmaksızın ve imamları da sehiv işlememiş olarak uzatmış olurlar. Ama abdesti
bozulan imamın arkasında namaza hiç başlamamış olup öne geçen kişinin arkasında
namaza başlayanların namazı geçerli olur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer önceki imamın yerine öne geçen kişi, namazı önceki
imamın kıldırdığı namazın devamı olarak kılarsa namazı fasit olur. çünkü önceki
imamla birlikte namazı başlamamıştır, dolayısıyla namazı onun namazının devamı
olarak kıldıramaz. Yine kendi başına baştan itibaren namazı kıldırmadığı için
de ilk baştan başlayan biri gibi hareket edemez. Dolayısıyla arkasındaki
cemaatin tamamının da namazı bozulur. Çünkü bu kişi bilerek namazı kalbeden /
rükünlerin yerini değiştiren birisi hükmündedir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Şayet imamın abdesti bozulmadan onunla birlikte iftitah
tekbiri getirmiş se ve imam da o ana kadar bir rekat kıldırmışsa baştan beri
imammış gibi önceki imamın kıldırdığı namazı devam ettirir. -İnşaallah-
anlatacağım hususların dışında namazın son teşehhüdüne kadar ondan farklı
davranmaz. Şöyle ki: Önceki imam bir rekat kıldınr ve kıyamda durur, sonra
(abdesti bozulduğu için) onu öne geçirir, o da - ilk grup namazı tamamlayıp
selam verinceye kadar- kıyamda durur. Sonra ikinci grup gelir, öne geçen bu
şahıs önceki imamın namazına mahsuben kalan rekatı kıldınr ve teşehhüde oturur.
İkinci grup da namazlarını tamamlarlar. Teşehhüdü bitirince içlerinden bir adam
öne geçer ve onlarla birlikte selam verir. Sonra imam kalkar ve namazının kalan
kısmını kendi başına tamamlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Şayet bir rekat kıldırmaktan fazlasını yapmazsa, yani bir
rekat kıldırdıktan sonra teşehhüd için oturur ve selam verirse, ayrıca ikinci
grubun namazlarını tamamlayıp onlarla birlikte selam vermeyi beklemezse, bunu
mekruh görmekle beraber onun da, arkasındaki cemaatin de namazı fasit olmaz.
İmam Şafii' (Allah
rahmet etsin) şöyle dedi: İmamın, korku namazına başladıktan sonra abdesti
bozulursa, bunun üzerine arkasındaki cemaatten birini öne geçirirse ve bu esnada
namazın henüz bir rekatını bile tamamlamadan etrafındaki topluluğun çoğalması
ve düşmanın azalması veya düşmanın imha edilmesi veya başka bir güven verici
nedenden dolayı güvenli bir ortam hasıl olursa, öne geçen şahıs, arkasındaki
cemaate güvenli halde kılınan normal namazı kıldınr. İkinci grup gelince,
onlarla da namazı kılar. Çünkü korku ortadan kalkmıştır artık. İkinci gruba
namaz kıldırmaz da başkası öne geçip onlara namaz kıldınrsa veya münferit
olarak namaz larını kılarlarsa, bu durumda bir mazeretten dolayı ilk cemaate
katılamayan kimseler hükmünde olurlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Korku hali Cuma günü yaşanıyorsa ve imam da hutbe okuduğu
sırada korunaklı bir yerde bulunuyorsa, bir grup da hutbesini dinliyorsa
kendisini dinleyen gruba bir rekat kıldınr, sonra kıyamda bekler, bu sırada
cemaat kalan rekatı kendi başlarına ve kıraati cehren gerçekleştirmek üzere
namazlarını tamamlarlar. Sonra namazı tamamlayan bu topluluk düşmanın
karşısında mevzi alır. Henüz namaz kılmamış ikinci grup gelir ve Cuma namazının
kalan ikinci rekatını imamla birlikte kılarlar. Sonra imam oturarak bekler,
onlar da namazlarını tamamladıktan sonra imam onlarla birlikte selam verir. Ama
imamın okuduğu hutbeyi dinleyen grup hutbe bittikten sonra kalkıp imamı
korurlarsa ve hutbeyi dinlemeyen bir grup gelip imamla birlikte namaz
kılarlarsa, imamın onlara öğlen namazını kıldırmasından başkası caiz olmaz.
Çünkü hutbesini dinleyenler ayrılmışlardır. Dolayısıyla o, artık hutbeyi yalnız
başına okumuş, sonra bir grup gelmiş ve onlara namaz kıldırmış bir imam
hükmündedir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Ama hutbeyi dinleyen gruptan kırk kişi onunla birlikte kalır
ve onlara ve kendisini koruyan gruba bir rekat kıldınr, sonra kıyamda beklerse
ve arkasındakiler de namazlarını kendi başlarına tamamlarsa, ardından hutbesini
dinleyen ikinci topluluk gelirse, düşmanı savıncaya kadar namaza katılmazlarsa,
sonra onlara da bir rekat kıldınrsa namazı geçerli olur. O, hutbesini dinleyen
kırk kişiyle birlikte namaz kılmış, fazladan olmak üzere hutbeyi dinlemeyen bir
grup da bu cemaate eklenmiştir.
İmam Şafiı (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Düşmanı savmakla meşgul olduklan için imamla birlikte kırk
kişi namaza başlamamışsa imam Cuma namazını kıldıramaz. Ya imkanı varsa öğlen
namazını normal korku halindeki gibi ya da imkanı yoksa bu sefer de şiddetli
korku halindeki gibi kılar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmam Cuma namazını kıldırma imkanı bulamadığı için dört
rekat öğlen namazını kıldırdıktan sonra düşmanın başına bir hal geldiği için
Cuma namazını kılacak imkan doğarsa ne onun ne de arkasındaki cemaatin yeni
baştan Cuma namazını kılmalan gerekmez. Ama onunla birlikte namaz kılamamış
olanlar -eğer sayılan kırkı buluyorsa- birini öne geçirip Cuma namazını
kılmalan gerekir. Ama bunu yapmaz da doğrudan öğlen namazını kılarlarsa mekruh
görmekle beraber bu namazlarının geçerli olduğunu düşünüyorum.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer imam ve arkasındaki cemaat bundan sonra başka bir imamın
arkasında Cuma namazını kılarlarsa bunu mekruh görmem. Ama kendisi tekrar imam
olmak üzere arkasındaki cemaate bu sefer Cuma namazını kıldıillsa arkasında
kılanlar için mekruh görmem, ama imam için mekruh görürüm. Cuma namazı,
vaktinde kılındıktan sonra, önceden namaz kılan veya kılmayan kimselerin
namazlarını yeniden kılmalan gerekmez.
Sonraki için tıkla: