CENAZENİN YIKANMASINA
NASIL BAŞLANIR?
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Cenaze sırt üstü uzatılır. Sonra yıkayan kişi, namazdaki gibi
abdestini alır. Sonra dikkatli ve yumuşak bir şekilde oturtur. Eliyle karnını
yumuşak ve etkili bir şekilde ovar. Karnında bir şeyler varsa çıksın diye.
Karnından çıkanları atar. Eline sardığı bezi de atar ve abdestini alır.
Sonra başını ve sakalını
sidr yaprağı ile yıkar, temizler. Saçını ve sakalını yumuşak bir şekilde tarar.
Sonra boynunun sağ
tarafını yıkar ve suyu sağ ayağının üzerinden aşağıya akacak şekilde döker. Bu
esnada göğsünün bir yanını, böğrünü, baldırını ve sağ bacağını tümüyle yıkar.
Bu sırada hareket ettirir ki baldırları arasındaki su aksın, elini de
baldırlarının arasından geçirir. Sonra biraz su alıp sırtının sağ tarafını
yıkar. Sonra bedeninin sol tarafına döner ve aynı şeyleri orada da tekrarlar.
Sonra sol tarafını çevirir ve sırtının diğer tarafını, ensesini, sol baldırını,
bacağını ve ayağını yıkar. Mümkün olduğunca da (yıkadığı yeri) görmeye çalışır
[cenazeyi bakarak yıkar]. Sonra sağ tarafına döndürür ve sol tarafını,
ensesini, sırtını ve bütün bedeninin aynı şekilde yıkar. Apış aralarını,
baldırlarını, bacaklarını ve ayaklarını aynı şekilde yıkar. Hangi tarafına
çevirirse çevirsin, altını ve aşağısını da yıkamadıkça öbür tarafına çevirmez.
Mutlaka cenazeyi temiz bir yere çevirmelidir. Cenazeyi tamamen yıkayıncaya
kadar her yıkamada bunu yapar. Eğer bedeninde kir varsa kiri gidermek için
uşnan denilen ağacın yaprağıyla yıkamaya çalışır, sonra üzerine berrak su
döker.
Eğer sidr ağacının veya
uşnan ağacının yaprağıyla ya da başka bir şeyle yıkarsa bunları suya bulaşmış
olarak saymayız. Ama bu yaprakları sürdükten sonra bir miktar berrak su dökerse
söylediğimiz gibi izini gidermiş olur. Dolayısıyla suyla temizlenmiş olur. Bu
durumda söz konusu yıkama, temizleme amaçlı olur, gusül amaçlı olmaz.
İçinde kafur bulunmayan
su, içine bir miktar kafur karıştırılan su gibidir. Su, kafurun özelliğinden
değişmez, kokusu da suyun üstüne çıkmaz, dolayısıyla olduğu gibi kalır.
Dolayısıyla su da fazla miktarda kafurun bulunması suya zarar vermez ve tıpkı
yaşayan birinin abdest alması gibi onunla temizlik (gusül) yapılmasına engel
oluşturmaz.
Sağ (yaşayan) bir kimse,
suya çalınmış sidr ağacı yaprağıyla abdest alamaz. Çünkü sidr, temizleyici
değildir.
Her yıkamada cenazenin
karnı oyulmalıdır ve her yıkamadan sonra da oturtulmalıdır.
Son yıkama
gerçekleştirildikten sonra da elleri ve ayakları hareket ettirilir ki
sertleşmesinler. Sonra yanlarına yapışık vaziyette uzatılırlar. Ayakları da
doğru şekilde uzatılırlar. Topuklarının birbirlerine değmesi sağlanır.
Bacaklarından biri diğerine yapıştırılır. Eğer yıkama bittikten sonra cenazeden
bir şey çıkarsa temizlenir ve yalnız bir kere daha yıkanır. Sonra bir bezle
kurutulur. Kuruduktan sonra kefene sarılır.
Sonraki için tıkla: