İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 169.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MUSA el-HADİ'NİN HALİFELİĞİ

 

Mehdi öldüğü gün oğlu Musa el-Hadi'ye bey'at edilmiştir. Musa bu sırada Cürcan'da bulunuyor ve Taberistanlılar ile savaşıyordu. Mehdi vefat ettiği zaman oğlu Harun er-Reşid babasıyla beraber Masebezan'da bulunuyordu. Ölünce ileri gelen kimseler ve kumandanlar Harun'un yanına geldiler ve şunları söylediler: "Eğer askerler Mehdi'nin öldüğünü öğrenirler se bir karışıklık çıkabilir. En iyisi askerlerin geri dönmelerini sağlamak ve Mehdinin ölümünü Bağdat'a varıncaya kadar gizli tutmaktır." Bunun üzerine Harun: "Bana Yahya b. Halid'i çağırın." dedi. Yahya Enhar'dan İfrikıye sınırına kadar olan Mağrib bölgesinin ve civarımn, Harun adına valiliğini yapıyordu. Yahya huzuruna geldiğinde Harun durumu bildirdi ve ileri gelen kimselerle kumandanların görüşlerinin uygun olup olmadığım sordu. Yahya onların görüşünü beğenmedi ve şöyle dedi: "Mehdi'nin ölümünün Bağdat'a varıncaya kadar gizli tutulması çok zordur. Ayrıca askerlerin Mehdi'nin ölümünü öğrendikleri zaman cesedine sarılıp: "Bize üç dört yıllık maaşımız verilmedikçe O'nu bırakmayız." demeyeceklerinden ve zalimce tahakkümde bulunmayacaklarından emin değilim. Bana kalırsa Mehdi'nin ölümü burada gizlenmeli, Nusayr el-Vas if de babasının ölümünden dolayı taziyede bulunmak, halifeliğe getirildiği için kendisini tebrik etmek, ayrıca mühür ve kılıcı teslim etmek maksadıyla el-Hadi'ye gönderilmelidir. Nusayr o taraflarda posta ve haberleşme işlerini tedvir ettiği için dışarı çıkması pek yadırganmayacaktır. Ayrıca askerlerin her birine iki yüzer dirhem bahşiş verilmeli ve geri dönmeleri sağlanmalıdır. Bu durumda askerler sadece ailelerine kavuşmak isteyecekler ve bundan başka bir şey düşünmeyeceklerdir." Harun, Yahya'nın ileri sürdüğü bu görüşleri tamamıyla uyguladı. İkişer yüz dirhemi alan askerler: "Bağdat, Bağdat!" diye tempo tuttular ve hızla Bağdat'a doğru yürümeğe başladılar. Bağdat'a geldiklerinde Mehdi'nin ölüm haberini öğrenen askerler, Babu Rabi'a gelerek orasını yakıp yıktılar ve tutuklu bulunan kimseleri çıkardılar, ayrıca yiyecek de istediler.

Harun er-Reşid Bağdat'a geldiği zaman Hayzudp (Harun'un annesi) er-

 

Rabi' ve Yahya b. Halid'i bu hususta müşavere etmek için yanına çağırdı. er-Rabi' bu çağrıyı kabul etti ve geldi, fakat Yahya, el-Hadi'nin gayret ve kıskançlığım düşürerek bu çağrıyı reddetti. Toplanan mallar iki senelik maaş karşılığı olarak askerlere verildi ve susturulmaları böylece sağlanmış oldu. el-Hadi Rabi'a yazdığı mektupta O'nu ölümle tehdit ediyor; Yahya'ya yazdığı mektupta ise teşekkür ediyor ve Harun'un emriyle hareket etmesini istiyordu.

 

Rabi' Yahya'yı hem sever, hem de itimat ederdi. el-Hadi' den korktuğu için önce ne yapması gerektiği hususunda Yahya ile istişarede bulundu. Yahya, Rabi'a oğlu Fadl'ı el-Hadi'nin geçeceği yolun üzerine armağan ve hediyeler ile göndermesini ve el-Hadi' den özür dilemesini salık verdi. Rabi' Yahya'nın dediğini yaptı, böylece el-Hadi'nin rızasını kazandı.

 

Rabi' Yahya b. Halid'e bazı tavsiyelerde bulunmuş, Musa el-Hadi için Bağdat'ta bey'at sözü alımnıştı. Harun er-Reşid imparatorluğun her tarafına Mehdi'nin öldüğünü ve el-Hadi'ye bey'at edildiğini mektuplar yazarak bildirmişti. Nusayr el-Vas if ise Cürcan'da bulunan el-Hadi'nin yanına kadar giderek babası Mehdi'nin öldüğünü ve kendisine bey'at edildiğini duyurmuşu. Bunun üzerine el-Hadi sefer ilan ederek posta bineğiyle ciddi bir şekilde mesafe katedip yirmi günde Bağdat'a geldi ve Rabi'i kendisine vezir edindi; ancak Rabi' kısa bir müddet sonra, bu yıl içinde öldü.

 

Mehdi bu yılda zındıkları ciddi olarak takibe koyuldu ve Ali b. Yaktin'in de içerisinde bulunduğu kalabalık bir zındık grubunu öldürdü. Ayrıca Ya'kub b. Fadl b. Abdurrahman b. Abbas b. Rabi'a b. Haris b. Abdülmuttalib'i de öldürdü.

 

Ya'kub b. Fadl'ın öldürülmesi şöyle olmuştur:

 

Ya'kub Mehdi'nin huzurunda zındıklığını ikrar etmiş, bunun üzerine Mehdi şöyle demiştir: "Eğer dediğin doğru ise, hakikaten Muhammed tarafını tutmakla haklısın. Muhammed olmasaydı sen de kim olurdun? Allah'a yemin ederim ki, eğer hiç bir Haşiml'yi öldürmeyeceğime dair vermiş olduğum bir söz bulunmasaydı, mutlaka seni öldürürdüm." Sonra Mehdi el-Hadi'ye dönerek şöyle dedi: "Sana yeminle ifade ediyorum, hilafet makamına geldiğin zaman mutlaka O'nu öldürmelisin." Mehdi Ya'kub'u hapse attırdı, el-Hadi ise babası Mehdi'nin ölümünden sonra O'nu öldürdü. Yine bir zındık olan Davud b. Ali b. Abdullah b. Abbas'ın oğlunun öldürülmesi hususunda da Mehdi oğlu el-Hadi'den söz aldı, fakat Davud'un oğlu Mehdi'den önce hapiste öldü. Ya'kub b. Fadl öldürüldükten sonra çocukları el-Hadi'nin huzuruna getirildiler. Ya'kub'un kızı Fatıma babasından hamile kaldığım ikrar etti, fakat korkutuldu ve korkusundan, öldü.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HÜSEYİN b. ALİ b. HASAN'IN ORTAYA ÇIKIŞI