İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
MEDİNE'DE ZENCİLERİN
İSYANI
Bu
yılda Medine'deki zenciler şehrin valisi olan Abdullah b. Rebi' el-Harisi'ye
karşı ayaklandılar. Abdullah kaçtı.
Bunun
sebebi şuydu:
Mansur
Medine'ye Abdullah b. Rebi'i vali tayin etmişti. Abdullah göreve başlamak üzere
Şevval'in bitmesine beş gün kala Medine'ye geldi. Askerleri yaptıkları alış
veriş sırasında tüccarlarla münakaşa ettiler ve tüccarlar durumu Abdullah'a
şikayet ettiler. Onları azarladı ve çirkin sözler söyledi. Bunun üzerine
askerlerinin tamahları daha da arttı ve bir kuyumcuya saldırıp cüzdanını zorla
aldılar. Kuyumcu halktan yardım istedi ve gasp edilen eşyasını geri aldı.
Medineliler şikayet ettiler, ancak buna da aldırmadı. Bu arada cuma günü bir
asker kasaptan aldığı etin parasını vermedi ve kasabı kılıçla tehdit etti.
Kasap elindeki bıçağı askerin böğrüne vurdu ve öldürdü. Ardından kasaplar bir
araya toplandılar, cuma namazına gitmekte olan zencileri yardıma çağırdılar ve
askerleri öldürdüler. Boru üfürdüler, bunu duyan yüksek ve alçak yerlerdeki
bütün zenciler bir araya toplandılar. Reisleri üç kişiydi: Vesik, Ya'kıl ve
Zem'a. Akşama kadar askerlerle çarpışıp onları öldürdüler.
Ertesi
gün Abdullah'ın bulunduğu yere doğru saldırdılar, bunun üzerine Abdullah kaçtı
ve iki gecede Batn-ı Nahl'e gelip konakladı. İsyancılar Mansur tarafından
gönderilen yiyecekleri, zeytin yağım, kuru hurmayı yağmaladılar. Bir yük unu
iki dirheme, bir tulum zeytinyağım dört dirheme sattılar.
O
gün Süleyman b. Müleyh gidip durumu Mansur'a haber vermişti. Ebu Bekr b. Ebi
Sebre hapisteydi. Muhammed b. Abdullah'la beraber yakalanmıştı, dövülmüş ve
zincire vurularak hapsedilmişti. Zenciler ayaklamnca zincirleriyle hapisten
çıktı, mescide geldi, Muhammed b. İmran, Muhammed b. Abdülaziz ve diğerlerine
haber göndererek çağırttı. Onlara dedi ki: ''Allah aşkına bu bela nedir?
Vallahi, Müminlerin emiri bunu öğrenirse bu beldeyi, ahalisini, köleleri ve
çarşısım mahveder. Gidip onlarla konuşun, bu ayaklanma hareketinden
vazgeçsinler. Onların hamiyetleri bu işe sürüklemiştir. " dedi. Gidip
kölelerle konuştular: "Merhaba ey kölelerimiz! Vallahi, biz size
yapılanlara kızarak harekete geçtik, karar sizindir." dediler. Mescide
gittiler, orada İbn Ebi Sebre onlara hutbe okudu ve itaate davet etti, bunun
üzerine yerlerine döndüler. O gün cuma namazı kılınmadı ve yatsıya kadar
müezzin her namaz vakti ezan okunduğu halde kimse namaza gelmedi. Sonunda Asbağ
b. Süfyan b. Asim b. Abdülaziz b. Mervan camiye geldi, namaz için saflar
düzenlenince cemaate döndü ve en yüksek sesiyle seslendi: "Ben falan oğlu
falanım. Emirü'l-Müminine itaat kaydıyla insanlara namaz kıldırıyorum."
Bunu iki veya üç defa tekrarladı, sonra kıbleye döndü ve namazı kıldırdı.
Ertesi gün İbn Ebi Sebre onlara: "Dün bazı şeyler yaptınız, Müminlerin
emirinin mallarını yağmaladınız, hiç kimse onlardan yanında bir şey bırakmadan
hepsini geri versin." dedi. Yağmalanan eşyayı geri verdiler. Abdullah
kaçmış olduğu Batn-ı Nahl'den geri döndü ve zencilerin elebaşısı olan Vesik,
Ya'kıl ve diğerlerinin ellerini kestirdi.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA