İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
AFŞİN İLE BABEK ARASINDA
MEYDANA GELEN SAVAŞ
Bu
yıl Afşin ile Babek arasında bir savaş meydana geldi ve bu savaşta Babek'in
adamlarından pek çok kimse öldürüldü.
Bu
savaşın meydana geliş sebebi şu idi:
el-Mu'tasım
yanında askerlere ait mal ve erzak bulunan Büyük Boğa'yı Afşin'in yanına
göndermiş ve Boğa Erdebil'e kadar gelmişti. Durumu öğrenen Babek ve adamları
Afşin'in yanına ulaşmazdan önce Boğa'nın yolunu kesmek için hazırlığa
girişmişlerdi. İşte bu sırada bir casus Afşin'in yanına gelerek Babek'in ve
adamlarının Boğa'nın yolunu kesmek üzere hazırlık yaptıklarını haber verdi. Bu
haberin doğruluğunu öğrenen Afşin, Boğa'ya bir mektup göndererek kendisini
yolculuğa çıkıyormuş gibi göstermesini, askerlere ait malları develere
yükleyerek kendisine doğru hareket edip Hısn en-Nehr'e gelmesini, buraya
gelince de kafile arkadaşları çekip gidinceye kadar beraberindeki malları
burada bekletmesini; kafile arkadaşları gittikten sonra tekrar bu mallar ile
birlikte Erdebil'e dönmesini istedi.
Boğa
Afşin'in dediklerini yaptı ve kafile arkadaşları yollarına devam ettiler. Bu
arada Babek'in casusları bekledikleri malın yola çıkarıldığını ve Hısn
en-Nehr'e geldiğini kendisine haber verdiler. Afşin ise Boğa'ya vaat ettiği
günün ikindi vaktinde Rerzend'den hareket etti, akşama doğru ''Huş''a geldi ve
Ebu Sa'id hendeğinin dış kısmında konakladı. Sabahın erken saatlerinde harekete
geçen Afşin ne davul çaldırdı, ne de sancak açtırdı, askerlere de susmalarını,
sessiz hareket etmelerini ve gayretle yürümelerini emretti. O gün Hısn
en-Nehr'den hareket eden kafile ise Heysem el-Ganevi'nin bulunduğu tarafa doğru
yoluna devam etti. Bu sırada Babek kafiledeki malı ele geçireceğini sanarak
taraftarlarını hazırladı ve Hısn en-Nehr yolu üzerine yürüdü. Babek'in
süvarileri hemen kafilenin önüne çıktılar. Kafile ile birlikte Hısn enNehr
kumandanı Aleveyh de bulunuyordu. Aleveyh onlarla çatışmaya girişti, fakat
kendisi ve beraberindeki askerler, Babek'in süvarileri tarafından öldürüldüler.
Bu arada Babek'in süvarileri öldürdükleri kimselerin her şeylerini aldılar,
fakat aradıkları ve bekledikleri malların burada olmadığını da öğrendiler.
Bundan sonra Aleveyh'in sancağını ve öldürülen askerlerinin elbiselerini
aldılar ve bunları giyinerek tanınmayacak hale geldiler. Bundan maksatları ise
Heysem el-Ganevi'yi ve beraberindekileri yakalamaktı. Afşin'in kendilerini
takip ettiğinden habersizdiler. Hısn en-Nehr'in askerleri imiş gibi geldiler,
fakat Hısn en-Nehr kumandanının sancağının daha önceden dikilmesi
kararlaştırılan yerini bilemediklerinden başka bir yere gelip durdular.
Heysem
ise daha önceden tayin edilen yere gelip durdu, fakat gördüğü bu durumu
yadırgayarak amcasının oğlunu gönderdi ve ona ileride gördüğü birini
göstererek: "Şu menfur adama git ve niçin beklediğini kendisinden
sor." dedi. Heysem'in amcasının oğlu Babek'in askerlerinin yanına geldi,
ancak onları tanıyamadı, sonra geri dönerek durumu Heysem'e haber verdi. Heysem
bu defa başka bir grup gönderdi; onlar da bu kimseleri tanıyamadılar ve
yadırgadılar. Geri dönen bu grup Babek'in Hısn en-Nehr komutanı Aleveyh'i ve
askerlerini öldürdüğünü, bu arada sapcak ve elbiselerini aldığını Heysem'e
bildirdiler. Bunun üzerine Heysem geri döndü ve beraberindeki kafileyi
kurtardı. Ayrıca Heysem ve askerleri, Erşak'a ulaşıncaya kadar kafileyi arkadan
korumağa çalıştılar. Heysem bundan sonra durumu kendilerine haber vermek üzere
askerlerinden iki kişiyi Afşin ile Ebu Sa'id'e gönderdi. Bu iki kişi hemen harekete
geçerek yola düştüler. Bu arada Heysem Erşak'a geldi, Babek ise O'nun karşısına
inerek konaklamağa başladı. Heysem'in kalesinin (Erşak)'ın karşısına Babek için
bir kürsü kuruldu ve Babek Heysem'e bir elçi göndererek kendisinden kaleyi
tahliye edip ayrılmasını istedi, fakat Heysem bu isteğini reddetti, bunun
üzerine Babek savaş ilan etti ve savaşın kızıştığı bir sırada eski adeti
üzerine şarap içerek savaşmağa devam etti.
Heysem'in
gönderdiği iki kişi Afşin'e bir fersahtan daha az bir mesafe yaklaştıkları
sırada Afşin öncü birliği kumandamna: "Süratle iki süvarinin geldiklerini
görüyorum." dedi ve askerlerinden davul çalmalarım, sancaklar açmalarım,
ayrıca gelmekte olan bu iki süvariye doğru koşmalarını ve onlara karşı:
"Emrinize amadeyiz, emrinize amadeyiz!" diye yüksek sesle
bağırmalarını söyledi, askerler de Afşin'in söylediklerini yerine getirdiler.
Daha sonra askerler atlarıyla birden sıçrayarak Babek'in yanına vardılar. Babek
bu sırada oturuyordu, bineğine binip kaçma fırsatı bulamadan süvariler kendisini
bastırdılar. İşte bu anda savaş kızıştı ve Babek ile süvarilerinden küçük bir
grup dışında Babek'in askerlerinden hiç bir kimse kurtulamadı. Babek bundan
sonra askerlerinden kopmuş olarak Mükan'a geldi, Afşin ise Berzend'e geri
döndü.
Mükan'da
bekleyen Babek Bezz'e birisini gönderdi, buradan yanına askerler geldi ve bu
askerlerle beraber Bezz'e geri döndü. Afşin da Berzend'deki karargahında
kalmağa devam etti. Günlerden bir gün kafile Afşin'e erzak götürüyordu.
Babek'in bir kumandam bu kafilenin önüne geçerek kafilede bulunanları öldürdü
ve mallarına el koydu, bu yüzden Afşin'in askerleri yiyecek sıkıntısı içerisine
düştüler. Afşin Meraga hakimi olan kişiye bir mektup gönderdi ve askerleri için
ondan acele erzak istedi. Bunun üzerine Meraga hakimi olan kişi Afşin'e büyük
bir kafile gönderdi, bu kafilede askerler için erzak taşıyan hayvanlar hariç,
bine yakın sığır bulunuyordu. Ayrıca bu kafile ile birlikte muhafızlık görevi
yapan askerler de vardı. Babek'e ait bir seriyye bu kafilenin önüne geçti ve baştan
sona kadar her şeyi ile ele geçirdi. Bu durum karşısında Afşin'in askerleri
yiyecek bakımından daha çok sıkıntıya düştüler. Bu defa Afşin, Şirevan Hakimi
olan kişiye bir mektup yazdı ve kendisine asker için yiyecek göndermesini
istedi. Bu kimse pek çok miktarda yiyecek gönderdi ve askerlerin sıkıntısım
giderdi. Bundan sonra Boğa, askere ait olan mal ve erzakla birlikte Afşin'in
yanına geldi.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA