İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
ME'MUN'UN ÖLÜMÜ, ÖMRÜ ve
ÖZELLİKLERİ
Me'mun
bu yılda, 18 Recep (ll Ağustos)'te vefat etti. Hastalığı artıp ölümünün
yaklaştığı bir sırada yanında kendisine şahadet kelimesini telkin eden birisi
bulunuyordu. Bu kimsenin Me'mun'a şahadet kelimesini arzedip telkin ettiği
sırada yanında meşhur tabip İbn Maseveyh de hazır bulunuyordu. İbn Maseveyh bu
adama dönerek: "Me'mun'u rahat bırak, zira O bu durumda Rabb'i ile Mani'yi
fark edecek vaziyette değildir." dedi. Me'mun, İbn Maseveyh'in bu
sözlerinden sonra gözlerini açtı ve O'nu şiddetle kavrayıp tutmak istedi, fakat
buna gücü yetmedi. Sonra konuşmak istedi, fakat bundan da aciz kaldı. Nihayet
son söz olarak: "Ey Ölmeyen Allah! Ölene merhamet et." dedi ve hemen
ruhunu teslim etti.
Me'mun
ölünce oğlu Abbas ile kardeşi el-Mu'tasım O'nu Tarsus'a getirdiler ve Harun
er-Reşıd'in hadimi olan Hakan'ın evine defnettiler. Me'mun'un cenaze namazım
el-Mu'tasım kıldırdı. Bundan sonra O'nu korumak üzere Tarsus halkından ve diğer
yerlerin halklarından yüz kişi seçildi ve her birine doksan dirhem maaş
bağlandı.
Me'mun'un
halifeliği, kardeşi Emin'in Bağdat'da mahsur bulunduğu sırada Mekke'de
kendisinin halife ilan edildiği yıllar (iki yıl) hariç yirmi yıl, on beş ay, on
üç gün sürdü. 15 Rebiyülevvel 170 (14 Eylül 786)'de doğdu, künyesi ise
Ebu'l-Abbas idi. Orta boylu, beyaz tenli, güzel, kır ve ince uzun sakallı bir
kimseydi. Bir rivayete göre sarıya çalar esmer, omuzları göğsüne doğru düşük,
büyük gözlü ve çatık kaşlı bir kişiydi, ayrıca yanağında siyah bir ben vardı.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
ME'MUN'UN BAZI
HAYAT HİKAYELERİ ve MENKIBELERİ