İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
EMİN'İN
HAL ve HAREKETLERİNDEN BAZI ÖRNEKLER
Emin
halifelik makamına geçtikten ve Me'mun'un bir mektup göndererek kendisine bey'at
etmelerinden sonra hadımlarını ve tabilerini topladı ve haklarında taşkın
hareket ederek, onlara pek çok inıkanlar verdi. Bütün gece ve gündüzlerini
onlarla beraber geçirmeye tahsis etti, hatta yemesini, içmesini; emir ve
yasaklarını onlarla beraber kararlaştırmaya başladı. Ayrıca onlar için
''ceradiye'', Habeşliler için de ''gurabiye'' isimleri altında tahsisler
ayırmıştı. Bu arada hür ve cariye hanımlarıyla münasebetlerini terk ettiği için
onlara iftiralar atıldı, hatta bu hususta şiirler bile söylendi. Bu konuda
söylenen şiirlerden birisi: ''Ey Tus'ta uzak olan ikamet edip de pek çok
canları
kurtamayan
kişi!
Hadımlarını
aç bırakarak Besus adlı kadının uğursuzluğu gibi bir uğursuzluğa onlar adına
katlanıyorsun ...'' mısralarıyla
başlamaktadır.
Bundan
sonra Emin zevk ve eğlence düşkünü kimseleri arayıp bulmak üzere ülkenin her
tarafına adamlar gönderdi ve bu kimseleri yanına alarak onlara maaşlar tahsis
etti. Ayrıca kardeşlerinden ve ailesinden uzaklaştı ve kumandanlarıyla aile
çevresini hafife almağa başladı. Bu arada Beytülmal' de bulunan mallar ile
yanında bulunan mücevherleri, hadımları, düşüp kalktığı dostları ve sohbet
arkadaşları arasında dağıttı. Bundan başka kır gezintisi, eğlence ve oyunlar
için yerler inşa ettirdi. Bunlardan daha mühim olam, büyük miktarda meblağlar
harcayarak Dicle Nehri üzerinde beş harraka (düşmana ateşli maddeler atan bir
kayık türü) adında kayıklar yaptırmasıydı. Bu kayıklar aslan, fil, akbaba,
yılan ve at suretinde yapılmışlardı. Bu hususta Ebu Nuvas:
''Allah
mihrab sahibinin (Süleyman Peygamberin) emrine vermediği binekleri Emin'e
vermiştir ... ''
mısralarıyla
başlayan bir şiir yazmıştır.
el-Kevser
anlatıyor:
"Emin
bir gün el-Huld'de bulunan bir dükkanın kendisi için hazırlanıp döşenmesini
emretti. Bunun üzerine dükkan bitkilerden yapılan sergiler, koltuk yastıkları
ve buna benzer sergi türleriyle döşendi; ayrıca altın, gümüş ve kıymetli
madenlerden çok miktarda kaplar hazırlandı. Bundan sonra Emin cariyelerine
nezaret eden bir kadına kendisi için maharet sahibi sanatkar yüz cariye
hazırlamasını; onların, ellerinde sazlarla koro halinde şarkı söyleyerek onar
onar huzuruna çıkarılmalarını emretti. Cariyelere nezaret eden bu kadın on
kişilik bir grubu huzuruna çıkardı. Bunlar koro halinde:
''Kisra
'ya Mecusilerin gaddarlık yaptıkları gibi, onlar yerini almak için onu
öldürdüler.''
mısralarını
söylediler. Emin onlara sövdü ve huzurundan kovdu. Bundan sonra nezaretçi
hanıma emretti ve huzuruna başka cariyelerden bir on kişilik grubun çıkarılmasını
istedi. Bu grup da koro halinde:
''Malikin
öldürülmesine sevinenler, güpegündüz hanımlarımızın yanına gelsinler.''
beyitlerini
okudular. Emin yine bir önceki gibi hareket etti. Bir müddet boynunu önüne eğip
düşündükten sonra, başka bir on kişilik cariye grubunun huzuruna gönderilmesini
istedi. Bu üçüncü grup da yine koro halinde:
''Ömrüm
hakkı için, Küleyb senden daha çok yardım edici, suç bakımından da kanlı
suçlara, senden daha yatkındır.''
mısralarını
okudular. Bunun üzerine Emin yerinden kalktı ve bu olanları uğursuzluk alameti
sayarak dükkanın yıkılmasını emretti.
Bir
rivayete göre, Horasan'da Fadl b. Şehr'in yanında Emin'den bahsedildi. Bunun
üzerine Fadl: "Şairi kendi meclisinde: ''Bana şarap sun ve de ki: 'Bu
şaraptır. Bu şarabı açıktan sunmak mümkün iken bana gizlice sunma!'' diyen
Emin'in nasılolur da katli helal olmaz?" dedi. Bu vak'a Emin'e
ulaştırıldığında, bu sözleri söyleyen şair Ebu Nuvas'ı hapsetti.
Biz
Emin'in hareket ve özellikleri arasında hilim, adalet ve tecrübe gibi
bahsedilmesi güzel ve hoş olan iyi hasletler bulamadık. Bunun için bu kadarla
iktifa ediyoruz.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
ASKERLERİN TAHİR'E
KARŞI AYAKLANMALARI