|
İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
ALİ b. İSA
b. MAHAN'IN HORASAN VALİLİĞİ'NDEN AZLEDİLMESİ ve YERİNE HERSEME'NİN TAYİNİ
Bu
sene Harun er-Reşid, Ali b. İsa b. Mahan'ı Horasan Valiliği'nden azletti. Harun'un
O'nu azletmesinin sebebi, daha önce bahsettiğimiz üzere oğlu İsa'nın
öldürülmesi idi. Ali b. İsa oğlu İsa'nın öldürülmesine çok üzüldü ve Rafi' b.
el-Leys'in Merv Şehri'ni almak için harekete geçeceğinden korkarak Belh'i terk
etti ve Merv'e gitti. Ali b. İsa'nın oğlu İsa Belh'teki evinin bahçesine çok
miktarda mal (para) gömmüştü. Bir rivayete göre gömdüğü malın (paranın) miktarı
otuz milyon idi. İsa'nın babası bunu bilmiyordu. Bundan ancak İsa'nın bir
cariyesinin haberi vardı. Ali b. İsa Merv'e gidince bu cariye definenin yerini
bazı hizmetçilere gösterdi.
Bundan
sonra define meselesi halkın diline düştü. Bir gün Belh halkı toplanarak
bahçeye girdiler ve defineyi kendi aralarında yağma ettiler. Bu hadiseden
haberdar olan Harun: "Ali b. İsa hem benden emir almadan Belh şehrini terk
ediyor, hem de gerisinde böyle büyük bir servet bırakıyor. Bir de kalkmış,
Rafi' ile yaptığı savaşın masraflarını kanlarının ziynetlerini satarak
karşıladığım iddia ediyor." dedi ve O'nu valilikten azlederek yerine Herseme
b. A'yen'i tayin etti.
Harun
kendisine gelen haberler üzerine Ali b. İsa'yı, ileri gelen seçkin kimseleri
hiçe sayması, hafife alması ve onlara kötü muamele yapması dolayısıyla
azarlamış, bu hareketlerini yadırgamıştı. O'nun bu tür davranışlarından birisi
şudur:
Bir
gün Tahir'in babası Hüseyn b. Mus'ab ile Hişam b. Ferruhhüsrev, Ali b. İsa'nın
yanına geldiler ve selam verdiler. Ali b. İsa, Hüseyn'e dönerek şöyle dedi:
"Ey zındık oğlu zındık! Allah sana selamet vermesin. Allah'a yemin ederim
ki, senin dini kötülediğini ve İslam'a karşı düşmanlığım çok iyi biliyorum.
Seni öldürmek için Halife'den emir bekliyorum. Şarap içerek kafayı bulduktan
sonra burada benim hakkımda fitne çıkarmak için yalan haber yayan sen değil
misin? Benim azlim hakkında Bağdat'tan kendine mektuplar geldiğini iddia eden
sen değil misin? Allah'ın lanet ve gazabına uğrayasıca, buradan çık, git."
Hüseyn
özür diledi, fakat Ali b. İsa özrünü kabul etmedi, huzurundan çıkarılmasını
emretti, bunun üzerine de Hüseyn oradan uzaklaştırıldı.
Ali
b. İsa, Hişam b. Ferruhhüsrev için de şöyle dedi: "Evin sefihlerin
toplanıp valileri kötüledikleri bir meclis haline gelmiş. Eğer kanını
dökmezsem, Allah benim kammı akıtsın." Hişam özür diledi, fakat özrü kabul
edilmedi ve dışarı çıkarıldı.
Hüseyin
bu hadise üzerine Harun'un yanına geldi, Ali b. İsa'yı şikayet etti ve
kendisini korumasını istedi. Harun da O'nu himaye etti.
Hişam
ise kızına şöyle bir kurtuluş çaresi söyledi: "Ben Ali b. İsa'nın kanını
akıtacağından korkuyorum. Sana bir sır söyleyeceğim, eğer bu sırrı açıklarsan
öldürülürüm, eğer gizli tutarsan kurtulurum." Kızın babasına sırrının ne
olduğunu sorması üzerine bu sırrı şöyle anlattı: "Ben kendimi felçli
göstermeğe çalışacağım. Seher vakti cariyelerini al ve yatağımın başına gel.
Önce beni hareket ettirmeğe çalış, yavaş hareket ettiğimi gördüğün an, sen ve
cariyeler bağrışmağa başlayın; ayrıca kız kardeşlerini yanına çağır ve onlara
hastalığımı bildir." Hişam'ın bu akıllı kızı babasının dediklerini yaptı.
Hişam, Herseme vali tayin edilinceye kadar yatağında uzanmış bir vaziyette
bekledi. Sonra Herseme'yi karşılamağa giderken Ali b. İsa kendisini gördü ve
nereye gittiğini sordu. Hişam: "Emir Ebu Hatim'i karşılamağa
gidiyorum." dedi. Bunun üzerine Ali b. İsa: "Hani sen hasta değil
miydin?" diye sordu. Hişam şöyle karşılık verdi: "Allah bana afiyet
verdi; bir gecenin içinde azgın bir zalimi (Ali b. İsa'yı kastediyor)
azletti." Böylece Herseme'nin valiliği ortaya çıktı.
Bir
rivayete göre ise, Harun Herseme'nin valiliğini gizli tutmuş ve hiç bir kimseye
duyurmamıştı. Diğer bir rivayete göre ise Harun Ali b. İsa'yı azletmek istediği
zaman Herseme'yi yanına çağırmış ve kendisine valilik görevini verdiğini
gizlice bildirmiş, ayrıca O'na: "Ali b. İsa gönderdiği bir mektupta benden
asker ve bir takım mallar istemektedir. Sen kendini O'na yardıma gidiyormuş
gibi göstermeğe çalış." demiş ve kendi hattıyla vali tayin ettiğine dair
bir yazı vermişti. Bundan sonra da katiplerine Herseme'ye yardım etmek üzere
yola çıkardığını Ali b. İsa'ya bir mektupla bildirmelerini emretmişti.
Durumunu
hiç kimseye bildirmeden yola çıkan ve Nisabur'a gelen Herseme, bir kısım
arkadaşlarını Nisabur bölgesinde görevlendirdi ve sonra Ali b. İsa'nın haberi olmadan
Merv'e gitmek üzere yoluna devam etti. Merv'e geldiği zaman kendisini Ali b.
İsa karşıladı ve Herseme kendisine hürmet ve tazim gösterdi. Merv'e giren
Herseme, Ali b. İsa'yı, ailesini, arkadaşlarını ve taraftarlarını yakaladı ve
Ali b. İsa'nın seksen milyon miktarındaki malları (paraları)nı elinden aldı.
O'nun bin beş yüz deve yükü tutarındaki hazine ve ev eşyasının hepsine HarUn el
koydu. Herseme Horasan'a 192 (807) yılında geldi. Ali b. İsa ve taraftarlarının
mallarını aldıktan sonra haklarını almaları için onları halkın huzuruna
çıkardı, durumu bir mektupla Harun'a bildirdi, ayrıca Ali b. İsa'yı çıplak bir
deve sırtında Harun'un yanına gönderdi.
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Bu
sene Havlaya tarafında Servan b. Seyf adında bir Harici başkaldırdı ve Sevad tarafına
taşındı. Servan b. Seyf üzerine gönderilen Tavk b. Malik O'nu hezimete uğrattı
ve yaraladı; ayrıca Tavk onun taraftarlarını öldürdü.
Bu
yıl Ebu'n-Nida Şam (Suriye)'da baş kaldırdı ve Harun onu takip etmek üzere
Yahya b. Muaz'ı gönderdi. Muaz'ı ayrıca, Suriye'ye vali tayin etti.
Yine
bu yıl Hammad el-Berberi, Heysam el-Yemaru'ye karşı zafer kazandı.
Bu
yıl içinde Nesef ahalisi, Ali b. İsa ile oğlu İsa b. Ali b. İsa'yı öldürmek
için Raft' b. el-Leys'e bir mektup gönderdiler ve kendilerine bir kuvvet
göndermesini istediler. Bunun üzerine Rafi' yardım maksadıyla bir kuvvet
gönderdi ise de onlar Zilkade 191 (Eylül 807)'de yalnız İsa'yı öldürdüler.
Bu
sene Yezid b. Mahled el-Hübeyri on bin kişilik bir kuvvetle Bizans
topraklarında savaştı. Bizanslılar Yezid b. Mahled'i sıkıştırdılar ve O'nunla
birlikte elli kişiyi öldürdüler; diğerleri ise kurtuldular. Bu savaş Tarsus'a
iki konaklık bir mesafede meydana geldi.
Harun
er-Reşid bu yıl Herseme'yi Horasan Valiliği'ne tayin etmezden önce yaz
seferlerine gönderdi ve kendisine otuz bin de Horasanlı asker verdi. Ayrıca
Harun, ''el-Hades'' sınırına Abdullah b. Malik'i, Maraş'a Said b. Selm b.
Kuteybe'yi görevlendirdi, fakat Bizanslılar Maraş üzerine saldırdılar ve
Müslümanlardan bir şeyler alarak geri döndüler. Bu vaziyet karşısında Said
bulunduğu yerde kaldı ve hiç bir tarafa hareket etmedi. Harun bu yıl ayrıca
Muhammed b. Yezid b. Mezyed'i Tarsus'a gönderdi.
Ramazan
191 (Temmuz 807)'de el-Hades sınırında üç gün kalan Harun buradan Rakka'ya geri
döndü. Ayrıca suğur mahallinde bulunan kiliselerin yıkılmasını emretti.
Zimmiler,
giyim kuşamlarında Müslümanlardan farklı giyinmeğe ve ayrı bineklere binmeye bu
yıl başladılar.
Yine
Harun bu yıl içinde Herseme'ye Tarsus'u yeniden inşa etmesini ve orasını
şehirleştirmesini emretti. Bu işi emriyle hadimlerinden Ferruh üstlendi. Bu
arada Horasan halkından üç bin kişiyi, Massisa ve Antakya ahalisinden de biner
kişiyi Tarsus'a asker alarak gönderdi. Tarsus'un inşası 192 (807) yılında
tamamlandı; bu sırada Tarsus camisi de yapıldı.
Bu
yıl hac işlerini Mekke Emiri Fadl b. Abbas b. Muhammed b. Ali idare etti. Musul
Valiliği'nde Muhammed b. Fadl b. Süleyman bulunuyordu.
115
(733) yılında doğan ve Katiaoğulları'nın azatlısı olan Fadl b. Musa es-Sinaru
(EbU Abdullah el-Mervezi) bu yıl vefat etti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN YÜZ DOKSAN
İKİNCİ YILI OLAYLARI (M. 807-808)
HARUN er-REŞİD'İN HORASAN ÜZERİNE
YÜRÜMESİ