İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 191.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ALİ b. İSA b. MAHAN'IN HORASAN VALİLİĞİ'NDEN AZLEDİLMESİ ve YERİNE HERSEME'NİN TAYİNİ

 

Bu sene Harun er-Reşid, Ali b. İsa b. Mahan'ı Horasan Valiliği'nden azletti. Harun'un O'nu azletmesinin sebebi, daha önce bahsettiğimiz üzere oğlu İsa'nın öldürülmesi idi. Ali b. İsa oğlu İsa'nın öldürülmesine çok üzüldü ve Rafi' b. el-Leys'in Merv Şehri'ni almak için harekete geçeceğinden korkarak Belh'i terk etti ve Merv'e gitti. Ali b. İsa'nın oğlu İsa Belh'teki evinin bahçesine çok miktarda mal (para) gömmüştü. Bir rivayete göre gömdüğü malın (paranın) miktarı otuz milyon idi. İsa'nın babası bunu bilmiyordu. Bundan ancak İsa'nın bir cariyesinin haberi vardı. Ali b. İsa Merv'e gidince bu cariye definenin yerini bazı hizmetçilere gösterdi.

 

Bundan sonra define meselesi halkın diline düştü. Bir gün Belh halkı toplanarak bahçeye girdiler ve defineyi kendi aralarında yağma ettiler. Bu hadiseden haberdar olan Harun: "Ali b. İsa hem benden emir almadan Belh şehrini terk ediyor, hem de gerisinde böyle büyük bir servet bırakıyor. Bir de kalkmış, Rafi' ile yaptığı savaşın masraflarını kanlarının ziynetlerini satarak karşıladığım iddia ediyor." dedi ve O'nu valilikten azlederek yerine Herseme b. A'yen'i tayin etti.

 

Harun kendisine gelen haberler üzerine Ali b. İsa'yı, ileri gelen seçkin kimseleri hiçe sayması, hafife alması ve onlara kötü muamele yapması dolayısıyla azarlamış, bu hareketlerini yadırgamıştı. O'nun bu tür davranışlarından birisi şudur:

Bir gün Tahir'in babası Hüseyn b. Mus'ab ile Hişam b. Ferruhhüsrev, Ali b. İsa'nın yanına geldiler ve selam verdiler. Ali b. İsa, Hüseyn'e dönerek şöyle dedi: "Ey zındık oğlu zındık! Allah sana selamet vermesin. Allah'a yemin ederim ki, senin dini kötülediğini ve İslam'a karşı düşmanlığım çok iyi biliyorum. Seni öldürmek için Halife'den emir bekliyorum. Şarap içerek kafayı bulduktan sonra burada benim hakkımda fitne çıkarmak için yalan haber yayan sen değil misin? Benim azlim hakkında Bağdat'tan kendine mektuplar geldiğini iddia eden sen değil misin? Allah'ın lanet ve gazabına uğrayasıca, buradan çık, git."

 

Hüseyn özür diledi, fakat Ali b. İsa özrünü kabul etmedi, huzurundan çıkarılmasını emretti, bunun üzerine de Hüseyn oradan uzaklaştırıldı.

 

Ali b. İsa, Hişam b. Ferruhhüsrev için de şöyle dedi: "Evin sefihlerin toplanıp valileri kötüledikleri bir meclis haline gelmiş. Eğer kanını dökmezsem, Allah benim kammı akıtsın." Hişam özür diledi, fakat özrü kabul edilmedi ve dışarı çıkarıldı.

Hüseyin bu hadise üzerine Harun'un yanına geldi, Ali b. İsa'yı şikayet etti ve kendisini korumasını istedi. Harun da O'nu himaye etti.

 

Hişam ise kızına şöyle bir kurtuluş çaresi söyledi: "Ben Ali b. İsa'nın kanını akıtacağından korkuyorum. Sana bir sır söyleyeceğim, eğer bu sırrı açıklarsan öldürülürüm, eğer gizli tutarsan kurtulurum." Kızın babasına sırrının ne olduğunu sorması üzerine bu sırrı şöyle anlattı: "Ben kendimi felçli göstermeğe çalışacağım. Seher vakti cariyelerini al ve yatağımın başına gel. Önce beni hareket ettirmeğe çalış, yavaş hareket ettiğimi gördüğün an, sen ve cariyeler bağrışmağa başlayın; ayrıca kız kardeşlerini yanına çağır ve onlara hastalığımı bildir." Hişam'ın bu akıllı kızı babasının dediklerini yaptı. Hişam, Herseme vali tayin edilinceye kadar yatağında uzanmış bir vaziyette bekledi. Sonra Herseme'yi karşılamağa giderken Ali b. İsa kendisini gördü ve nereye gittiğini sordu. Hişam: "Emir Ebu Hatim'i karşılamağa gidiyorum." dedi. Bunun üzerine Ali b. İsa: "Hani sen hasta değil miydin?" diye sordu. Hişam şöyle karşılık verdi: "Allah bana afiyet verdi; bir gecenin içinde azgın bir zalimi (Ali b. İsa'yı kastediyor) azletti." Böylece Herseme'nin valiliği ortaya çıktı.

 

Bir rivayete göre ise, Harun Herseme'nin valiliğini gizli tutmuş ve hiç bir kimseye duyurmamıştı. Diğer bir rivayete göre ise Harun Ali b. İsa'yı azletmek istediği zaman Herseme'yi yanına çağırmış ve kendisine valilik görevini verdiğini gizlice bildirmiş, ayrıca O'na: "Ali b. İsa gönderdiği bir mektupta benden asker ve bir takım mallar istemektedir. Sen kendini O'na yardıma gidiyormuş gibi göstermeğe çalış." demiş ve kendi hattıyla vali tayin ettiğine dair bir yazı vermişti. Bundan sonra da katiplerine Herseme'ye yardım etmek üzere yola çıkardığını Ali b. İsa'ya bir mektupla bildirmelerini emretmişti.

 

Durumunu hiç kimseye bildirmeden yola çıkan ve Nisabur'a gelen Herseme, bir kısım arkadaşlarını Nisabur bölgesinde görevlendirdi ve sonra Ali b. İsa'nın haberi olmadan Merv'e gitmek üzere yoluna devam etti. Merv'e geldiği zaman kendisini Ali b. İsa karşıladı ve Herseme kendisine hürmet ve tazim gösterdi. Merv'e giren Herseme, Ali b. İsa'yı, ailesini, arkadaşlarını ve taraftarlarını yakaladı ve Ali b. İsa'nın seksen milyon miktarındaki malları (paraları)nı elinden aldı. O'nun bin beş yüz deve yükü tutarındaki hazine ve ev eşyasının hepsine HarUn el koydu. Herseme Horasan'a 192 (807) yılında geldi. Ali b. İsa ve taraftarlarının mallarını aldıktan sonra haklarını almaları için onları halkın huzuruna çıkardı, durumu bir mektupla Harun'a bildirdi, ayrıca Ali b. İsa'yı çıplak bir deve sırtında Harun'un yanına gönderdi.

 

 

 

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Bu sene Havlaya tarafında Servan b. Seyf adında bir Harici başkaldırdı ve Sevad tarafına taşındı. Servan b. Seyf üzerine gönderilen Tavk b. Malik O'nu hezimete uğrattı ve yaraladı; ayrıca Tavk onun taraftarlarını öldürdü.

 

Bu yıl Ebu'n-Nida Şam (Suriye)'da baş kaldırdı ve Harun onu takip etmek üzere Yahya b. Muaz'ı gönderdi. Muaz'ı ayrıca, Suriye'ye vali tayin etti.

 

Yine bu yıl Hammad el-Berberi, Heysam el-Yemaru'ye karşı zafer kazandı.

 

Bu yıl içinde Nesef ahalisi, Ali b. İsa ile oğlu İsa b. Ali b. İsa'yı öldürmek için Raft' b. el-Leys'e bir mektup gönderdiler ve kendilerine bir kuvvet göndermesini istediler. Bunun üzerine Rafi' yardım maksadıyla bir kuvvet gönderdi ise de onlar Zilkade 191 (Eylül 807)'de yalnız İsa'yı öldürdüler.

 

Bu sene Yezid b. Mahled el-Hübeyri on bin kişilik bir kuvvetle Bizans topraklarında savaştı. Bizanslılar Yezid b. Mahled'i sıkıştırdılar ve O'nunla birlikte elli kişiyi öldürdüler; diğerleri ise kurtuldular. Bu savaş Tarsus'a iki konaklık bir mesafede meydana geldi.

Harun er-Reşid bu yıl Herseme'yi Horasan Valiliği'ne tayin etmezden önce yaz seferlerine gönderdi ve kendisine otuz bin de Horasanlı asker verdi. Ayrıca Harun, ''el-Hades'' sınırına Abdullah b. Malik'i, Maraş'a Said b. Selm b. Kuteybe'yi görevlendirdi, fakat Bizanslılar Maraş üzerine saldırdılar ve Müslümanlardan bir şeyler alarak geri döndüler. Bu vaziyet karşısında Said bulunduğu yerde kaldı ve hiç bir tarafa hareket etmedi. Harun bu yıl ayrıca Muhammed b. Yezid b. Mezyed'i Tarsus'a gönderdi.

Ramazan 191 (Temmuz 807)'de el-Hades sınırında üç gün kalan Harun buradan Rakka'ya geri döndü. Ayrıca suğur mahallinde bulunan kiliselerin yıkılmasını emretti.

Zimmiler, giyim kuşamlarında Müslümanlardan farklı giyinmeğe ve ayrı bineklere binmeye bu yıl başladılar.

 

Yine Harun bu yıl içinde Herseme'ye Tarsus'u yeniden inşa etmesini ve orasını şehirleştirmesini emretti. Bu işi emriyle hadimlerinden Ferruh üstlendi. Bu arada Horasan halkından üç bin kişiyi, Massisa ve Antakya ahalisinden de biner kişiyi Tarsus'a asker alarak gönderdi. Tarsus'un inşası 192 (807) yılında tamamlandı; bu sırada Tarsus camisi de yapıldı.

 

Bu yıl hac işlerini Mekke Emiri Fadl b. Abbas b. Muhammed b. Ali idare etti. Musul Valiliği'nde Muhammed b. Fadl b. Süleyman bulunuyordu.

 

115 (733) yılında doğan ve Katiaoğulları'nın azatlısı olan Fadl b. Musa es-Sinaru (EbU Abdullah el-Mervezi) bu yıl vefat etti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN YÜZ DOKSAN İKİNCİ YILI OLAYLARI (M. 807-808)

 

HARUN er-REŞİD'İN HORASAN ÜZERİNE YÜRÜMESİ