İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
FADL b.
RAVH b. HATİM'İN İFRİKİYYE VALİLİĞİ'NE ATANMASI
Bu
sene Harun er-Reşid Fadl b. Ravlı b. Hatim'i ifrikıye Valiliğine tayin etti. Ravh
ölünce yerine Habib b. Nasr el-Mühellebi tayin edildi. Fadl Harun er-Reşid'e
gelmiş, O'ndan ifrikıye Valiliği'ni istemiş, Harun da kendisini buraya vali
tayin etmişti. Vali tayin edilen Fadl Muharrem 177 (Nisan 793)'de' ifrikıye'ye
geldi. Tunus Şehri'ne kardeşinin oğlu olan Muğira b. Bişr b. Ravlı'ı tayin
etti.
Muğira
mağrur bir kimse olduğu için askerleri hafife alırdı. Fadl da kendisinden önce
vali bulunan Nasr b. Habib'e meyilleri dolayısıyla onlara soğuk davrandı ve
kötü muamelede bulundu. Tunuslular da bir araya gelerek Fadl'a mektup
gönderdiler ve kardeşinin oğlu Muğire'yi başlarından almasını istediler, fakat
Fadl onların mektubuna cevap vermedi. Bunun üzerine Muğire'ye itaat etmeme
kararı aldılar. Muhammed b. el-Farisi adında Horasanlı bir kumandan onlara:
"Lideri bulunmayan her cemaat tehlikelere daha çok maruzdur. Bunun için
işlerinizi yürütecek birini arayın." dedi. Tunuslular: "Doğru
söylüyorsun." dediler ve kendi kumandanlarından ''Abdeveyh el-Enbari''
diye meşhur olan Abdullah b. Carud'u ittifakla başlarına geçirdiler ve itaat
etmek üzere bey'at ettiler. Bu arada Muğire'yi başlarından uzaklaştırdılar ve
Fadl'a bir mektup göndererek şöyle dediler: "Biz önce sözünden çıkmadık;
fakat bize kötü muamelede bulundu, bunun üzerine biz de itaati terk ettik.
Kendisinden razı olacağımız birini vali olarak gönder. "
Bunun
üzerine Fadl amcasının oğlu Abdullah b. Yezid b. Hatim'i vali tayin etti ve
onlara göndermek üzere yola çıkardı. Abdullah b. Yezid Tunus'a bir konaklık
mesafe yaklaştığı zaman Abdullah b. Carud O'nun ne maksatla geldiğini kontrol
etmeleri için bir grup insan gönderdi ve onlara kendisine sorulmadan bir hadise
çıkarmamalarını tenbih etti. Abdullah b. Yezid'e doğru ilerleyen bu grubun
içinden birisi şöyle dedi: "Fadl O'nu vali göndermek bahanesiyle sizi
aldatmak istiyor, kardeşini valilik görevinden çıkardığınız için sizden intikam
alacaktır." Bu söz üzerine Abdullah b. Yezid'in üzerine atılıp O'nu
öldürdüler ve beraberinde bulunan kumandanları da esir aldılar. Bu durum
karşısında Abdullah b. Carud ve yandaşları Fadl'a karşı cephe almak zorunda
kaldılar. Bu görevi ise Muhammed b. el-Parisi üstlendi ve İfrikıye'de bulunan
bütün kumandanlara ve valilere hitaben birer mektup göndererek şöyle dedi:
"Biz Müminlerin Emiri'nin ülkesinde Fadl'ın yaptıklarına ve kötü
muamelelerine bakarak kendisine karşı gelmek ve O'nu başımızdan uzaklaştırmak
zorunda kaldık. Sonra gördük ki, Müminlerin Emiri'nin uzakta olması ve askerine
karşı merhametli bulunması dolayısıyla öğüdüne O'ndan uygun olan biri de yoktur.
Bu yüzden kendimizi senin idarene teslim etmeyi daha uygun bulduk. Eğer zafere
ulaşırsak, Müminlerin Emiri'ne bir mektup göndererek seni başımıza tayin
etmesini isteriz; eğer zafere ulaşamazsak, bizim seni istediğimizi hiç bir
kimse bilmeyecektir. "
İşte
Muhammed b. el-Parisi yazmış olduğu bu mektupla bütün askerleri Fadl'ın
aleyhine harekete geçirdi. Ayrıca kendi etrafına da pek çok kimse topladı. Fadl
onların üzerine kalabalık bir askeri kuvvet gönderdi ise de onlar Fadl'a karşı
koydular ve çatışmaya giriştiler. Bu çatışma neticesinde Fadl'ın askerleri
hezimete uğradılar ve yenilmiş olarak Kayrevan'a döndüler. Fadl'ın askerlerinin
peşini bırakmayan Abdullah b. Carud'un taraftarları o gün Kayrevan'ı
kuşattılar. Kayrevan halkı bütün kapıları açtılar, Abdullah b. Carud
askerleriyle birlikte Cemaziyelahir 178 (Eylül 794)'de Kayrevan'a girdi ve
Fadl'ı buradan çıkardı. Abdullah b. Carud, Fadl ve beraberinde bulunan ailesini
Kabis'e götürmek üzere bazı kimseleri görevlendirdi. Onlar bir günlük yol
aldıktan sonra, Abdullah b. Carud onları geri çevirdi ve Fadl b. Ravh b.
Hatim'i öldürdü.
Fadl'ın
öldürülmesine öfkelenen bir grup asker Abdullah b. Carud ile savaşmak üzere
toplandılar. Abdullah bunların üzerine asker sevk ettiyse de gönderdiği
askerler yenildiler, kendisi de şiddetli bir çatışmadan sonra Kayrevan'a dönmek
zorunda kaldı. Abdullah b. Carud'a karşı gelen askerler daha sonra Kayrevan'ı
istila ettiler. Bu sırada kendisi Tunus'ta bulunuyordu. Kayrevan'a girmiş
bulunan bu askerlerin üzerine yürüdüğünde onlar dağılmış bulunuyorlardı. Ancak
Abdullah b. Carud yanlarına gelir gelmez hemen O'nunla çatışmaya girdiler. Bu
çatışmada Abdullah onları hezimete uğrattı ve ileri gelenlerinden bir grup
kimseyi de öldürdü. Neticede hezimete uğrayan bu askerler Erbes'e gittiler ve
başlarına Zab Valisi bulunan Ala b. Said'i getirdikten sonra Kayrevan'a hareket
ettiler.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
İFRİKİYYE
BÖLGESİ'NE HERSEME b. A'YEN'İN VALİ TAYİN EDİLMESİ