İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 90. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

YEZİD BİN MÜHELLEB VE KARDEŞLERİNİN HACCAC'IN HAPİSHANESİNDEN KAÇMALARI

 

Denildiğine göre, bu yıl içerisinde Yezid bin Mühelleb ve O'nunla birlikre Haccac'ın hapsetmiş olduğu diğer kardeşleri hapisten kaçmışlardır. Haccac, Kürtler Faris'i ellerine geçirmiş olduklarından dolayı üzerlerine asker göndermek amacıyla Rustakabaz'a gitmişti. Haccac ile birlikte Yezid bin Mühelleb ile kardeşleri Abdülmelik ve Mufaddal da gitmişti. Haccac onların etrafında hendekimsi bir çukur açmış ve onları kendisine yakın bir çadırda bırakmıştı. Ayrıca etrafında Şam halkından bekçiler de koymuş, onlardan altı milyon dirhem isteyerek işkence yapmağa başlamıştı. Yezid bu işkencelere karşı iyi direniyordu. Bu ise Haccac'ın Yezid'e olan kızgınlığını daha bir artırıyordu. Haccac'a Yezid'in bacağına bir ok atılmış ve bunun uç kısmının bacağında kalmış olduğundan ona dokunulur dokunulmaz feryat ettiğinden söz edilince Yezid'e bacağından işkence yapılmasını emretti. Gerçekten de bacağından işkence yapılmağa başlamnca bağırmağa başladı. Kız kardeşi olan Hind ise Haccacla evli idi. Hind kardeşinin sesini işitince bağırıp feryat etmeğe başladı. Bundan ötürü Haccac O'nu boşadı.

 

Haccac daha sonra onlara işkence yapmaktan vazgeçti ve kurtulmak için çalışırlarken kendilerinden belirli bir ödeme yapmalarını istedi. Onlar da Basra'da bulunan kardeşleri Mervan'a kendileri için bazı atları tazminat olarak 'ermesini, etrafa bunları satmak istiyormuş gibi davranmasını ve böylelikle bu atların hazır bulunmalarını sağlamasını istediler. Mervan da dediklerini yaptı. Diğer taraftan kardeşi Habib'e de Aynı şekilde Basra'da işkence yapılmakta idi.

 

Yezid bekçilere oldukça fazla yemek yapılıp içki hazırlanmasını emretti. Bekçiler hazırlanan içkiyi içtiler ve ölçüyü kaçırdılar. Yezid beyaz bir sakal takıp aşçısının elbiselerini giyerek dışarı çıktı. Bekçilerden birisi O'nu görünce: "Bu Yezid'in yürüyüşüdür." diyerek yanına vardı, ancak gece karanlığında sakalının beyaz olduğunu fark edince bırakıp geri döndü. Mufaddal ise çıkıp gitti ve O'nu kimse fark etmedi. Yezid, Mufaddal ve Abdülmelik daha önceden hazırlanmış gemilere gelerek bindiler. O gece sabaha kadar hep yol aldılar. abah olunca bekçiler durumlarını fark ettiler ve gidip Haccac'a haber verdi'er. Haccac bu işten oldukça korktu ve karışıklık çıkartmak üzere Horasan'a gidip orayı ifsat edeceklerini zannetti. Bu bakımdan Kuteybe'ye posta ile haber gönderip onların durumlarını bildirdi ve bu konuda uyanık olmasını emretti.

 

Yezid Bemih'e yaklaşınca atlarla karşılandı. Atlara binerek beraberlerinde Kelbli bir kılavuz ile birlikte Semave yolu ile Şam yoluna koyuldular. İki gün sonra Haccac'a gelen haberde: "Onlar Şam'a doğru gidiyorlar." denilince. Haccac Velid bin Abdülmelik'e mektup yazıp durumu bildirdi.

 

Daha sonra Yezid Filistin'e kadar yoluna devam etti. Orada Ezdli Vuheyb bin Abdurrahman'ın misafiri oldu. Vuheyb Süleyman bin Abdülmelik'in oldukça değer verdiği bir kimse idi. O bakımdan Süleyman'ın yanına giderek O'na Yezid'in ve kardeşlerinin durumunu bildirdi, Haccac'ın şerrinden kendisine sığındıklarını anlattı. Bunun üzerine Süleyman: "Onları yanıma getir, ben hayatta olduğum sürece onlara hiç bir kötülük gelmeyecektir." deyince Vuheyb onları alarak Süleyman'ın yanına götürdü. Süleyman da onları emniyetli bir yerde bıraktı.

 

Haccac Velid'e mektup yazarak olayı: "Mühelleb'in çocukları Allah'ın emanına hainlik ederek yanımdan kaçıp Süleyman'a sığındılar." şeklinde bildirdi. Velid daha önce onlardan çekinmiş ve Horasan'da karışıklık çıkarmak için oraya gittiklerini zannetmişti. Onların, kardeşi Süleyman'ın yanında olduklarını öğrenince bir dereceye kadar rahatladı, ancak onların kaçışıyla alınamayan paradan dolayı küplere bindi. Süleyman Velid'e şöyle bir mektup yazdı:

"Yezid yanımdadır ve O'na eman vermiş bulunuyorum. O'nun ödemesi gereken üç milyon dirhem vardır, çünkü Haccac O'nu altı milyon ödemekle cezalandırmış, Yezid de bunun üç milyonunu ödemişti. Geriye kalan parayı ödemeyi ben üzerime alıyorum." Buna karşılık Velid O'na şu cevabı yazdı:

 

"Allah'a yemin ederim, O'nu bana göndermediğin sürece ben de eman vermiyorum." Ancak Süleyman kendisine: "O'nu sana gönderecek olursam, O'nunle. birlikte ben de geleceğim." diye yazınca Velid şu karşılığı verdi: "Alah'a yemin ederim, sen yanıma gelecek olursan, o zaman ben de O'na eman vermem." Bunun üzerine Yezid Süleyman'a şöyle dedi: "Beni onun yanına gönder. Allah'a yemin ederim, ikinizin arasında benden dolayı düşmanlık çıksın istemiyorum. Herkesin de benim uğursuzluğumdan söz etmesini arzulamıyorum. O bakımdan gücünün yettiği kadar O'nu yumuşatıcı bir mektup yaz \'''' benimle gönder."

Süleyman Yezid'i ve O'nunla birlikte kendi oğlu Eyyilb'u gönderdi Velid Süleyman'a Yezid'i elleri kolları bağlı olarak göndermesini emrettiğinden Süleyman da oğluna şöyle demişti: "Müminlerin emirinin yanına gireceğir. zaman kendini Yezid ile birlikte aynı zincire bağla." Eyyub babasının dediğini yaptı. Velid yeğeninin zincire bağlı olduğunu görünce: "Biz galiba Süleyman'a karşı aşırı gittik." dedi. Eyyub babasının yazdığı mektubu amcasına teslim ederek şöyle konuştu: "Müminlerin emiri! Canım sana feda olsun. Babamın vermiş olduğu himayeyi bozma. Zaten babamın himayesini en çok koruması gereken kişi sensin. Sana olan yakınlığımız dolayısıyla himayemize girmek suretiyle esenliği ümit eden kimselerin de ümidini kırma. Şu kapının şerefi dolayısıyla her şeyiyle yanımıza gelen ve şeref ümit eden kimseleri de zelil kılma."

 

Velid Süleyman'ın mektubunu okuyunca Yezid'e ve kardeşlerine karşı iyi hareket etmek üzere kendisinin duygularını harekete geçirecek ifadeler kullanmış olduğunu ve Yezid'in ödemesi gereken malı kesinlikle kendisine ulaştıracağını garantilediğini gördü. Velid mektubu okuduktan sonra: "Gerçekten Süleyman'a karşı ağır davrandık." dedi. Yezid'in kendisi de söz alıp özür beyan etti. Bunun üzerine Velid O'na eman verdi, o da Süleyman'ın yanına geri döndü. Diğer taraftan Velid Haccac'a mektup yazarak şöyle dedi: "Süleyman ile birlikte olması hasebiyle benim Yezid'e ve O'nun ailesine el uzatmama imkan yoktur. Sen de onlara ilişme." Böylelikle Haccac da onlarla uğraşmaktan vazgeçti.

 

Mühelleb'in diğer oğlu Ebu Uyeyne bir milyon ödemek karşılığında Haccac'ın yanında cezalı bulunuyordu. Haccac bu cezayı almaktan vazgeçtiği gibi Mühelleb'in diğer oğlu Habib'e de ilişmedi.

 

Yezid bin Mühelleb Süleyman'ın yanında kaldı. Süleyman hediyeler gönderiyor ve O'na ziyafetler veriyordu. Yezid kendisine gelen hediyeyi mutlaka Süleyman'a gönderir, Süleyman da kendisine gelen hediyelerin yarısını mutlaka Yezid'e gönderirdi. Süleyman beğendiği her cariyeyi de kesinlikle Yezid'e gönderirdi.

 

Bu yıl Mesleme bin Abdülmelik Rum diyarına gaza yaparak Suriye'de bulunan beş ayrı kaleyi fethetti. Abbas bin Velid de yaptığı gazalarla Erzen'e ve Suriye'ye kadar vardı.

 

Velid bin Abdülmelik bu yıl Mısır'da Kurra bin Şerik'i vali tayin etmiş, aynı görevi yapan kardeşi Abdullah bin AbdÜımelik'i de görevinden azletmişti.

 

Bu yıl Bizanslılar deniz kuvvetleri komutanı Halid bin Keysan'ı esir almış, Bizans Kralı daha sonra onu Velid'e hediye olarak geri göndermişti.

 

Bu yıl hac emirliğini Ömer bin Abdülaziz yaptı. Ömer hem Mekke, hem Medine, hem de Taif Emiri olarak görev yapmakta idi. Irak ve bütün Doğu bölgesinin valisi Haccac bin Yusuf. idi. Haccac'ın Basra'ya tayin ettiği amil elCerrah bin Abdullah el-Hakemi idi. Basra Kadısı Abdurrahman bin Uzeyne idi. Horasan Valisi Kuteybe bin Müslim, Mısır Valisi ise Kurra bin Şerik idi.

 

Ensar'dan Enes bin Malik bu yıl vefat etti. O'nun 92 ve 93 yılında vefat ettiği de söylenir. Enes doksan altı yaşında vefat etti. 106, 107 ve 103 yılında vefat ettiği de söylenir. Ebu'ı-Aliye er-Reyabi, Şevval (M. Ağustos-Eylül 709) ayında vefat etmiştir.

 

Nahiv alimi Leysli Nasr bin Asım da bu yıl vefat etmiştir. Nasr, nahvi Ebu'l-Esved ed-Dueli'den öğrenmişti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN DOKSAN BİRİNCİ YILI OLAYLARI (M. 709-710)

KUTEYBE İLE NEYZEK ARASINDAKİ OLAYLARIN DEVAMI