|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
YEZİD
BİN MÜHELLEB VE KARDEŞLERİNİN HACCAC'IN HAPİSHANESİNDEN KAÇMALARI
Denildiğine
göre, bu yıl içerisinde Yezid bin Mühelleb ve O'nunla birlikre Haccac'ın hapsetmiş
olduğu diğer kardeşleri hapisten kaçmışlardır. Haccac, Kürtler Faris'i ellerine
geçirmiş olduklarından dolayı üzerlerine asker göndermek amacıyla Rustakabaz'a
gitmişti. Haccac ile birlikte Yezid bin Mühelleb ile kardeşleri Abdülmelik ve
Mufaddal da gitmişti. Haccac onların etrafında hendekimsi bir çukur açmış ve
onları kendisine yakın bir çadırda bırakmıştı. Ayrıca etrafında Şam halkından
bekçiler de koymuş, onlardan altı milyon dirhem isteyerek işkence yapmağa
başlamıştı. Yezid bu işkencelere karşı iyi direniyordu. Bu ise Haccac'ın
Yezid'e olan kızgınlığını daha bir artırıyordu. Haccac'a Yezid'in bacağına bir
ok atılmış ve bunun uç kısmının bacağında kalmış olduğundan ona dokunulur
dokunulmaz feryat ettiğinden söz edilince Yezid'e bacağından işkence
yapılmasını emretti. Gerçekten de bacağından işkence yapılmağa başlamnca
bağırmağa başladı. Kız kardeşi olan Hind ise Haccacla evli idi. Hind kardeşinin
sesini işitince bağırıp feryat etmeğe başladı. Bundan ötürü Haccac O'nu boşadı.
Haccac
daha sonra onlara işkence yapmaktan vazgeçti ve kurtulmak için çalışırlarken
kendilerinden belirli bir ödeme yapmalarını istedi. Onlar da Basra'da bulunan
kardeşleri Mervan'a kendileri için bazı atları tazminat olarak 'ermesini,
etrafa bunları satmak istiyormuş gibi davranmasını ve böylelikle bu atların
hazır bulunmalarını sağlamasını istediler. Mervan da dediklerini yaptı. Diğer
taraftan kardeşi Habib'e de Aynı şekilde Basra'da işkence yapılmakta idi.
Yezid
bekçilere oldukça fazla yemek yapılıp içki hazırlanmasını emretti. Bekçiler
hazırlanan içkiyi içtiler ve ölçüyü kaçırdılar. Yezid beyaz bir sakal takıp
aşçısının elbiselerini giyerek dışarı çıktı. Bekçilerden birisi O'nu görünce:
"Bu Yezid'in yürüyüşüdür." diyerek yanına vardı, ancak gece
karanlığında sakalının beyaz olduğunu fark edince bırakıp geri döndü. Mufaddal
ise çıkıp gitti ve O'nu kimse fark etmedi. Yezid, Mufaddal ve Abdülmelik daha
önceden hazırlanmış gemilere gelerek bindiler. O gece sabaha kadar hep yol
aldılar. abah olunca bekçiler durumlarını fark ettiler ve gidip Haccac'a haber
verdi'er. Haccac bu işten oldukça korktu ve karışıklık çıkartmak üzere
Horasan'a gidip orayı ifsat edeceklerini zannetti. Bu bakımdan Kuteybe'ye posta
ile haber gönderip onların durumlarını bildirdi ve bu konuda uyanık olmasını
emretti.
Yezid
Bemih'e yaklaşınca atlarla karşılandı. Atlara binerek beraberlerinde Kelbli bir
kılavuz ile birlikte Semave yolu ile Şam yoluna koyuldular. İki gün sonra
Haccac'a gelen haberde: "Onlar Şam'a doğru gidiyorlar." denilince.
Haccac Velid bin Abdülmelik'e mektup yazıp durumu bildirdi.
Daha
sonra Yezid Filistin'e kadar yoluna devam etti. Orada Ezdli Vuheyb bin
Abdurrahman'ın misafiri oldu. Vuheyb Süleyman bin Abdülmelik'in oldukça değer
verdiği bir kimse idi. O bakımdan Süleyman'ın yanına giderek O'na Yezid'in ve
kardeşlerinin durumunu bildirdi, Haccac'ın şerrinden kendisine sığındıklarını
anlattı. Bunun üzerine Süleyman: "Onları yanıma getir, ben hayatta olduğum
sürece onlara hiç bir kötülük gelmeyecektir." deyince Vuheyb onları alarak
Süleyman'ın yanına götürdü. Süleyman da onları emniyetli bir yerde bıraktı.
Haccac
Velid'e mektup yazarak olayı: "Mühelleb'in çocukları Allah'ın emanına
hainlik ederek yanımdan kaçıp Süleyman'a sığındılar." şeklinde bildirdi.
Velid daha önce onlardan çekinmiş ve Horasan'da karışıklık çıkarmak için oraya
gittiklerini zannetmişti. Onların, kardeşi Süleyman'ın yanında olduklarını
öğrenince bir dereceye kadar rahatladı, ancak onların kaçışıyla alınamayan
paradan dolayı küplere bindi. Süleyman Velid'e şöyle bir mektup yazdı:
"Yezid
yanımdadır ve O'na eman vermiş bulunuyorum. O'nun ödemesi gereken üç milyon
dirhem vardır, çünkü Haccac O'nu altı milyon ödemekle cezalandırmış, Yezid de
bunun üç milyonunu ödemişti. Geriye kalan parayı ödemeyi ben üzerime
alıyorum." Buna karşılık Velid O'na şu cevabı yazdı:
"Allah'a
yemin ederim, O'nu bana göndermediğin sürece ben de eman vermiyorum."
Ancak Süleyman kendisine: "O'nu sana gönderecek olursam, O'nunle. birlikte
ben de geleceğim." diye yazınca Velid şu karşılığı verdi: "Alah'a
yemin ederim, sen yanıma gelecek olursan, o zaman ben de O'na eman
vermem." Bunun üzerine Yezid Süleyman'a şöyle dedi: "Beni onun yanına
gönder. Allah'a yemin ederim, ikinizin arasında benden dolayı düşmanlık çıksın
istemiyorum. Herkesin de benim uğursuzluğumdan söz etmesini arzulamıyorum. O
bakımdan gücünün yettiği kadar O'nu yumuşatıcı bir mektup yaz \'''' benimle
gönder."
Süleyman
Yezid'i ve O'nunla birlikte kendi oğlu Eyyilb'u gönderdi Velid Süleyman'a
Yezid'i elleri kolları bağlı olarak göndermesini emrettiğinden Süleyman da
oğluna şöyle demişti: "Müminlerin emirinin yanına gireceğir. zaman kendini
Yezid ile birlikte aynı zincire bağla." Eyyub babasının dediğini yaptı.
Velid yeğeninin zincire bağlı olduğunu görünce: "Biz galiba Süleyman'a
karşı aşırı gittik." dedi. Eyyub babasının yazdığı mektubu amcasına teslim
ederek şöyle konuştu: "Müminlerin emiri! Canım sana feda olsun. Babamın
vermiş olduğu himayeyi bozma. Zaten babamın himayesini en çok koruması gereken
kişi sensin. Sana olan yakınlığımız dolayısıyla himayemize girmek suretiyle
esenliği ümit eden kimselerin de ümidini kırma. Şu kapının şerefi dolayısıyla
her şeyiyle yanımıza gelen ve şeref ümit eden kimseleri de zelil kılma."
Velid
Süleyman'ın mektubunu okuyunca Yezid'e ve kardeşlerine karşı iyi hareket etmek
üzere kendisinin duygularını harekete geçirecek ifadeler kullanmış olduğunu ve
Yezid'in ödemesi gereken malı kesinlikle kendisine ulaştıracağını
garantilediğini gördü. Velid mektubu okuduktan sonra: "Gerçekten
Süleyman'a karşı ağır davrandık." dedi. Yezid'in kendisi de söz alıp özür
beyan etti. Bunun üzerine Velid O'na eman verdi, o da Süleyman'ın yanına geri
döndü. Diğer taraftan Velid Haccac'a mektup yazarak şöyle dedi: "Süleyman
ile birlikte olması hasebiyle benim Yezid'e ve O'nun ailesine el uzatmama imkan
yoktur. Sen de onlara ilişme." Böylelikle Haccac da onlarla uğraşmaktan
vazgeçti.
Mühelleb'in
diğer oğlu Ebu Uyeyne bir milyon ödemek karşılığında Haccac'ın yanında cezalı
bulunuyordu. Haccac bu cezayı almaktan vazgeçtiği gibi Mühelleb'in diğer oğlu
Habib'e de ilişmedi.
Yezid
bin Mühelleb Süleyman'ın yanında kaldı. Süleyman hediyeler gönderiyor ve O'na
ziyafetler veriyordu. Yezid kendisine gelen hediyeyi mutlaka Süleyman'a
gönderir, Süleyman da kendisine gelen hediyelerin yarısını mutlaka Yezid'e
gönderirdi. Süleyman beğendiği her cariyeyi de kesinlikle Yezid'e gönderirdi.
Bu
yıl Mesleme bin Abdülmelik Rum diyarına gaza yaparak Suriye'de bulunan beş ayrı
kaleyi fethetti. Abbas bin Velid de yaptığı gazalarla Erzen'e ve Suriye'ye
kadar vardı.
Velid
bin Abdülmelik bu yıl Mısır'da Kurra bin Şerik'i vali tayin etmiş, aynı görevi
yapan kardeşi Abdullah bin AbdÜımelik'i de görevinden azletmişti.
Bu
yıl Bizanslılar deniz kuvvetleri komutanı Halid bin Keysan'ı esir almış, Bizans
Kralı daha sonra onu Velid'e hediye olarak geri göndermişti.
Bu
yıl hac emirliğini Ömer bin Abdülaziz yaptı. Ömer hem Mekke, hem Medine, hem de
Taif Emiri olarak görev yapmakta idi. Irak ve bütün Doğu bölgesinin valisi
Haccac bin Yusuf. idi. Haccac'ın Basra'ya tayin ettiği amil elCerrah bin
Abdullah el-Hakemi idi. Basra Kadısı Abdurrahman bin Uzeyne idi. Horasan Valisi
Kuteybe bin Müslim, Mısır Valisi ise Kurra bin Şerik idi.
Ensar'dan
Enes bin Malik bu yıl vefat etti. O'nun 92 ve 93 yılında vefat ettiği de
söylenir. Enes doksan altı yaşında vefat etti. 106, 107 ve 103 yılında vefat
ettiği de söylenir. Ebu'ı-Aliye er-Reyabi, Şevval (M. Ağustos-Eylül 709) ayında
vefat etmiştir.
Nahiv
alimi Leysli Nasr bin Asım da bu yıl vefat etmiştir. Nasr, nahvi Ebu'l-Esved
ed-Dueli'den öğrenmişti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN DOKSAN
BİRİNCİ YILI OLAYLARI (M. 709-710)
KUTEYBE İLE NEYZEK ARASINDAKİ OLAYLARIN DEVAMI