|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
MUĞİRE
BİN ŞU'BE'NİN OĞLU MUTARRİF'İN İSYANI
Denildiğine
göre Muğire bin Şu'be'nin çocukları salih, babaları gibi şeref sahibi ve
kabileleri arasında belirli bir yeri olan kimselerdi. Haccac gelip onları
görünce ileri gelen şahsiyetler olduğunu anladı. Bu bakımdan Urve'yi Kufe'ye,
Mutarrif'i Medain'e, Hamza'yı da Hemedan'a vali tayin etti. Bunlar gerçekten
işlerini, görevlerini en iyi şekilde yapan kişilerdi. Şüphe duydukları kişilere
karşı da en katı bir biçimde davranırlardı. Şebib'in -daha önce de geçtiği
şekilde- ayaklanması sırasında Mutarrif Medain Valisi bulunuyordu. Haccac'a
mektup yazıp yardım istedi. Haccac da kendisine Sebre bin Abdurrahman bin
Mihnef ve başkalarını yardımcı olarak gönderdi. Şebib gelip Behurasir'de
konakladı. O sırada Mutarrif'in kendisi ise Kisra'nın sarayının olduğu eski
Medain'de bulunuyordu. Mutarrif köprüyü kesti ve Şebib'e haber ulaştırarak
arkadaşlarından bir kısmını, neye davet ettiklerini anlayıp düşünmek amacıyla
göndermesini istedi. Bu isteği üzerine Şebib de bazı kişileri O'nun yanına
gönderdi. Mutarrif insanları neye çağırdıklarını onlara sorunca şöyle dediler:
"Bizler
Allah'ın Kitabı'na ve Resulü (S.A.V.)'nün sünnetine davet ediyoruz. Bizi
bunlardan intikam almağa iten şeyonların gelen ganimet gelirlerini kendilerine
ayırmaları, Allah'ın suçlar için koymuş olduğu cezaları uygulamamaları ve
zorbalıkla davranmalarıdır."
Mutarrif
cevap olarak: "Sizler haktan başka bir şeye davet etmiyorsunuz ve apaçık
bir zulmün intikamını almak istiyorsunuz. İşte ben size uyuyorum; birlik
olabilmemiz için siz de davet edeceğim şeye ve bana tabi olunuz." deyince
şöyle karşılık verdiler: "Söyle bakalım, şayet hak ise senin bu hakkını
kabul ederiz." Bunun üzerine Mutarrif şöyle konuştu: "Ben sizleri bu
zalimlerle uydurdukları yeni bid'atleri dolayısıyla savaşmağa ve onları
Allah'ın Kitabı'na, Peygamber' inin sünnetine davet etmek üzere çarpışmağa
çağırıyorum. Onlarla emirlik işinin Müslümanlar arasında şura ile olmasını,
Müslümanların Ömer bin Hattab'ın bıraktığı şekilde diledikleri kimseyi
başlarına geçirmelerini sağlamak için çarpışacağız; çünkü Araplar şuradan
maksadın Kureyşlilerin başa geçmesi olduğunu öğrenirler se buna razı olurlar ve
böylece sizin de tabileriniz ve yardımlarınız çoğalmış olur." Şebib'in
adamları O'na şu cevabı verdiler: "İşte bu bizim kabul edemeyeceğimiz bir
görüştür." Daha sonra yanından kalkıp gittiler. Dört gün süreyle
birbirlerinin yanına gidip gelmelerine rağmen bir görüş etrafında
birleşemeyince O'nu bırakıp çekildiler. Mutarrif ise kendisine samimi olarak
öğüt veren ve güvendiği kimselere Haccac'ın ve Abdülmelik'in zulümlerinden söz
etti ve hala onlara muhalif olup karşı çıkmayı her şeye üstün tuttuğunu, bunun
dinin bir gereği olduğunu, yardımcı bulacak olursa bu işe kalkışacağını
söyledi. Ayrıca bu yakın arkadaşlarına kendisi ile Şebib'in arka-daşları
arasında cereyan eden konuşmaları nakletti, kendisine tabi olacak olurlarsa
AbdÜımelik'e de, Haccac'a da itaat etmekten vazgeçeceğini ilave etti ve ne
yapması gerektiği konusunda görüşlerini açıklamalarını istedi.
Arkadaşları:
"Bu sözlerini gizli tut ve hiç kimseye açıklama." dediler.
Mutarrif'in
babası Muğire bin Şu'be'nin azatlı kölesi olan Yezid bin Ebi Ziyad şöyle dedi:
"Allah'a yemin ederim, seninle onlar arasında geçen konuşmanın tek bir
kelimesi bile Haccac'dan gizli kalmayacaktır; hatta her bir söze on katı
eklenerek O'na ulaşacaktır. Bulutların üzerinde bile olsan Haccac seni öldürünceye
kadar peşini bırakmayacaktır. Onun için sen bu işten kendini kurtarmaya
bak."
Diğer
arkadaşları da bu konuda Yezid'in söylediklerini uygun buldu. Bu bakımdan
Mutarrif Medain'den dağlara doğru yola koyuldu. Has'amlı Kabisa bin Abdurrahman
‘‘Yezdecird Manastırı’‘ diye bilinen yerde O'nu karşıladı, ihsanda bulundu,
harçlık ve giyecek verdi. Ayrıca bir süre yol arkadaşlığı yaptıktan sonra
bırakıp geri döndü. Daha sonra Mutarrif Deskere'de verdiği kararı arkadaşlarına
açıkladı ve onları kendisine itaat etmeğe çağırdı. Mutarrif'in görüşü
Abdülmelik ve Haccac'ın görevlerinden uzaklaştırılmaları, onlara yapılan
bey'atin bozulması, buna karşılık Allah'ın kitabına ve Peygamber'in sünnetine
davette bulunulması, Müslümanların yönetimi için başa geçecek kimsenin,
istediklerini seçebilecekleri bir sistem olan şura yoluyla belirlenmesini
istiyordu. Mutarrif ile birlikte olanların kimisi bu konu üzerinde O'na bey'at
ederken bir kısmı da bırakıp geri döndü. Geri dönenler arasında Sebre bin
Abdurrahman bin Milmet de vardı. Sebre Haccac'ın yanına gitti ve Şam'dan gelen
askerlerle birlikte Şebib'e karşı çarpıştı.
Mutarrif'in
kendisi ise Hulvan'a doğru yola koyuldu. Orada Sa'adlı Süveyd bin Abdurrahman,
Haccac'ın valisi olarak görev yapıyordu. Süveyd Haccac'a karşı kendisini mazur
göstermek gayesiyle Kürtlerle birlikte O'na karşı koymak istedi, ancak Süveyd
Mutarrif'in bırakıp gitmesine fırsat vererek O'nu Kürtlerle karşı karşıya
bıraktı ve birbirlerine düşürdü, Mutarrif onlardan bazı kimseleri öldürüp
yoluna devam etti. Kardeşi Hamza bin Muğire'nin bulunduğu Hemedan'a yaklaşınca
Hemedan'ı sol tarafına alarak Dinar Suyu'na doğru gitti. Daha sonra kardeşi
Hamza'ya haber gönderip mal ve silah yardımı istedi. Hamza da O'na gizlice
istediklerini gönderdi. Mutarrif Kum ve Kaşan'a varıncaya kadar yoluna devam
etti. Bu bölgelerde kendisi amillerini gönderdi, ayrıca pek çok kişi de yanına
gelip etrafında toplandı. Bunlar arasında Sakifli Süveyd bin Sirhan, Neha'lı
Bukeyr bin Harun, Rey şehrinden de yüze yakın kişi "ardı.
Haccac'ın
Esbahan Valisi olan Bed bin Kabisa Haccac'a mektup yazarak Mutarrif'in durumunu
kendisine bildirdi ve yardım istedi. Bunun üzerine Haccac da O'na posta
binekleri ile birlikte peş pe şe asker gönderdi. Ayrıca Haccac Rey Valisi
bulunan Adiy bin Ziyad'a mektup göndererek Mutarrif'in üzerine yürümesini, Bed
ile birlikte O'na karşı savaşmasını emretti. Bunun üzerine Adiy Rey'den kalkıp
Bera bin Kabisa ile birlikte bir araya geldi. Komutan Adiy idi. Beraberlerinde
altı bin kadar savaşçı vardı. Diğer taraftan Hamza bin Muğire ise Haccac'a
haber gönderip kardeşine karşı savaşamayacağına dair özür beyan etti. Haccac da
zahiren özrünü kabul etmiş gibi göründü. Azletmek istediyse de bu sefer
Hamza'nın da karşı çıkacağından korktuğu için vazgeçti. Bu ba-kımdan Haccac
Hemedan'da Hamza'nın güvenlik kuvvetlerinin başında bulunan İcli Kays bin
Sa'ad'a mektup yazarak onu Hemedan'a vali tayin ettiğine dair ahitname gönderdi
ve Hamza bin Muğire'yi yakalamasını emretti.
Hemedan'da
İcı ve Rabialılardan oldukça fazla kişi bulunuyordu. Kays bin Sa'ad Hamza'nın
yanına kendi aşiretinden bir grup kişi ile birlikte giderek Hemedan'a vali
tayin edildiğine dair Haccac'ın gönderdiği ahitnameyi ve Haccac'ın kendisinin
yakalanmasını emreden mektubunu okuttu. Hamza:
"Bunu
itaatle kabul ediyorum." dedi. Bu bakımdan Kays Hamza'yı yakalayarak hapse
koydu ve Hemedan Valisi oldu. Böylelikle Haccac Mutarrif ile savaşmak konusunda
Hamza'dan yana kendisini rahatlatmış oldu; çünkü Haccac Hamza'nın Hemedan'da
bulunması dolayısıyla kardeşine mal ve silah, hatta asker yardımında bile
bulunacağından çekiniyordu.
Hamza'nın
yakalanmasıyla Haccac artık rahatlamış bulunuyordu. İyadh Adiy bin Ziyad ile
Bed bin Kabisa buluşup bir araya gelince Mutarrif'e doğru gittiler ve
etraflarında hendek açtılar. Mutarrif'e yaklaştıklarında savaşmak üzere
dizildiler ve her iki taraf arasında oldukça şiddetli bir çarpışma oldu.
Mutarrif'in adamları bozguna uğradı ve kendisi ile birlikte taraftarlarından
pek çok kişi öldürüldü.
Mutarrif'i
Fezareli Umeyr bin Hubeyre öldürdü, başını alarak Ümeyyeoğulları'na götürmek
suretiyle onların yanında iyi bir mevki sahibi oldu.
İbn
Hubeyre o gün gerçekten iyi çarpışmış ve bu konuda iyi imtihan vermişti.
Muğire'nin
azatlı kölesi ve Mutarrif'in sancak taşıyıcısı olan Yezid bin
Ebi
Ziyad öldürülenler arasındaydı. Yine Mutarrif'in taraftarları arasında Ezdli
olup salih ve ibadete düşkün bir kimse olan Abdurrahman bin Abdullah bin Afıf
de öldürülen kimseler arasındaydı.
Adiy
bin Ziyad savaşta başarı ve gayret gösteren kimseleri Haccık'ın yanına
göndermiş, Haccac da onlara iyi davranmış ve ikramda bulunmuştu. Adiy Bukeyr
bin Harun ve Süveyd bin Sirhan ile başka kimselere eman vermişti. Kendisinden
ayrıca Has'amlı Haccac bin Harise'ye de eman vermesi istenmişti. Ancak Haccac'ın,
hayatta ise kendisine gönderilmesini emreden mektubu ulaşınca Haccac bin
Harise, Adiy görevden alımncaya kadar gizlenip durdu. Daha sonra Halid bin
Attab bin Verka'nın emirliği sırasında ortaya çıktı.
Haccac
şöyle derdi: "Mutarrif Muğire bin Şu'be'nin çocuğu değildir. O aslında
Şeybanlı Maskala bin Sebre'nin çocuğudur. Maskala da Muğire de Mutarrif'in
kendilerinin çocuğu olduğunu iddia ediyorlardı, fakat daha sonra Mutarrif
Muğire'nin çocuğu olarak kabul edilmiş ve Maskala'ya da had vurulmuştu. Ancak Haccac
bunu Mutarrif Haricilerin görüşleriyle ortaya çıkınca uydurmuştu, çünkü
Rabialıların pek çoğu Haricilerden idiler ve Kays Aylanlılardan Harici kimse
yoktu.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
EZRAKİLER
ARASINDAKİ İHTİLAFLAR