İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 77. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MUĞİRE BİN ŞU'BE'NİN OĞLU MUTARRİF'İN İSYANI

 

Denildiğine göre Muğire bin Şu'be'nin çocukları salih, babaları gibi şeref sahibi ve kabileleri arasında belirli bir yeri olan kimselerdi. Haccac gelip onları görünce ileri gelen şahsiyetler olduğunu anladı. Bu bakımdan Urve'yi Kufe'ye, Mutarrif'i Medain'e, Hamza'yı da Hemedan'a vali tayin etti. Bunlar gerçekten işlerini, görevlerini en iyi şekilde yapan kişilerdi. Şüphe duydukları kişilere karşı da en katı bir biçimde davranırlardı. Şebib'in -daha önce de geçtiği şekilde- ayaklanması sırasında Mutarrif Medain Valisi bulunuyordu. Haccac'a mektup yazıp yardım istedi. Haccac da kendisine Sebre bin Abdurrahman bin Mihnef ve başkalarını yardımcı olarak gönderdi. Şebib gelip Behurasir'de konakladı. O sırada Mutarrif'in kendisi ise Kisra'nın sarayının olduğu eski Medain'de bulunuyordu. Mutarrif köprüyü kesti ve Şebib'e haber ulaştırarak arkadaşlarından bir kısmını, neye davet ettiklerini anlayıp düşünmek amacıyla göndermesini istedi. Bu isteği üzerine Şebib de bazı kişileri O'nun yanına gönderdi. Mutarrif insanları neye çağırdıklarını onlara sorunca şöyle dediler:

"Bizler Allah'ın Kitabı'na ve Resulü (S.A.V.)'nün sünnetine davet ediyoruz. Bizi bunlardan intikam almağa iten şeyonların gelen ganimet gelirlerini kendilerine ayırmaları, Allah'ın suçlar için koymuş olduğu cezaları uygulamamaları ve zorbalıkla davranmalarıdır."

 

Mutarrif cevap olarak: "Sizler haktan başka bir şeye davet etmiyorsunuz ve apaçık bir zulmün intikamını almak istiyorsunuz. İşte ben size uyuyorum; birlik olabilmemiz için siz de davet edeceğim şeye ve bana tabi olunuz." deyince şöyle karşılık verdiler: "Söyle bakalım, şayet hak ise senin bu hakkını kabul ederiz." Bunun üzerine Mutarrif şöyle konuştu: "Ben sizleri bu zalimlerle uydurdukları yeni bid'atleri dolayısıyla savaşmağa ve onları Allah'ın Kitabı'na, Peygamber' inin sünnetine davet etmek üzere çarpışmağa çağırıyorum. Onlarla emirlik işinin Müslümanlar arasında şura ile olmasını, Müslümanların Ömer bin Hattab'ın bıraktığı şekilde diledikleri kimseyi başlarına geçirmelerini sağlamak için çarpışacağız; çünkü Araplar şuradan maksadın Kureyşlilerin başa geçmesi olduğunu öğrenirler se buna razı olurlar ve böylece sizin de tabileriniz ve yardımlarınız çoğalmış olur." Şebib'in adamları O'na şu cevabı verdiler: "İşte bu bizim kabul edemeyeceğimiz bir görüştür." Daha sonra yanından kalkıp gittiler. Dört gün süreyle birbirlerinin yanına gidip gelmelerine rağmen bir görüş etrafında birleşemeyince O'nu bırakıp çekildiler. Mutarrif ise kendisine samimi olarak öğüt veren ve güvendiği kimselere Haccac'ın ve Abdülmelik'in zulümlerinden söz etti ve hala onlara muhalif olup karşı çıkmayı her şeye üstün tuttuğunu, bunun dinin bir gereği olduğunu, yardımcı bulacak olursa bu işe kalkışacağını söyledi. Ayrıca bu yakın arkadaşlarına kendisi ile Şebib'in arka-daşları arasında cereyan eden konuşmaları nakletti, kendisine tabi olacak olurlarsa AbdÜımelik'e de, Haccac'a da itaat etmekten vazgeçeceğini ilave etti ve ne yapması gerektiği konusunda görüşlerini açıklamalarını istedi.

 

Arkadaşları: "Bu sözlerini gizli tut ve hiç kimseye açıklama." dediler.

Mutarrif'in babası Muğire bin Şu'be'nin azatlı kölesi olan Yezid bin Ebi Ziyad şöyle dedi: "Allah'a yemin ederim, seninle onlar arasında geçen konuşmanın tek bir kelimesi bile Haccac'dan gizli kalmayacaktır; hatta her bir söze on katı eklenerek O'na ulaşacaktır. Bulutların üzerinde bile olsan Haccac seni öldürünceye kadar peşini bırakmayacaktır. Onun için sen bu işten kendini kurtarmaya bak."

 

Diğer arkadaşları da bu konuda Yezid'in söylediklerini uygun buldu. Bu bakımdan Mutarrif Medain'den dağlara doğru yola koyuldu. Has'amlı Kabisa bin Abdurrahman ‘‘Yezdecird Manastırı’‘ diye bilinen yerde O'nu karşıladı, ihsanda bulundu, harçlık ve giyecek verdi. Ayrıca bir süre yol arkadaşlığı yaptıktan sonra bırakıp geri döndü. Daha sonra Mutarrif Deskere'de verdiği kararı arkadaşlarına açıkladı ve onları kendisine itaat etmeğe çağırdı. Mutarrif'in görüşü Abdülmelik ve Haccac'ın görevlerinden uzaklaştırılmaları, onlara yapılan bey'atin bozulması, buna karşılık Allah'ın kitabına ve Peygamber'in sünnetine davette bulunulması, Müslümanların yönetimi için başa geçecek kimsenin, istediklerini seçebilecekleri bir sistem olan şura yoluyla belirlenmesini istiyordu. Mutarrif ile birlikte olanların kimisi bu konu üzerinde O'na bey'at ederken bir kısmı da bırakıp geri döndü. Geri dönenler arasında Sebre bin Abdurrahman bin Milmet de vardı. Sebre Haccac'ın yanına gitti ve Şam'dan gelen askerlerle birlikte Şebib'e karşı çarpıştı.

 

Mutarrif'in kendisi ise Hulvan'a doğru yola koyuldu. Orada Sa'adlı Süveyd bin Abdurrahman, Haccac'ın valisi olarak görev yapıyordu. Süveyd Haccac'a karşı kendisini mazur göstermek gayesiyle Kürtlerle birlikte O'na karşı koymak istedi, ancak Süveyd Mutarrif'in bırakıp gitmesine fırsat vererek O'nu Kürtlerle karşı karşıya bıraktı ve birbirlerine düşürdü, Mutarrif onlardan bazı kimseleri öldürüp yoluna devam etti. Kardeşi Hamza bin Muğire'nin bulunduğu Hemedan'a yaklaşınca Hemedan'ı sol tarafına alarak Dinar Suyu'na doğru gitti. Daha sonra kardeşi Hamza'ya haber gönderip mal ve silah yardımı istedi. Hamza da O'na gizlice istediklerini gönderdi. Mutarrif Kum ve Kaşan'a varıncaya kadar yoluna devam etti. Bu bölgelerde kendisi amillerini gönderdi, ayrıca pek çok kişi de yanına gelip etrafında toplandı. Bunlar arasında Sakifli Süveyd bin Sirhan, Neha'lı Bukeyr bin Harun, Rey şehrinden de yüze yakın kişi "ardı.

 

Haccac'ın Esbahan Valisi olan Bed bin Kabisa Haccac'a mektup yazarak Mutarrif'in durumunu kendisine bildirdi ve yardım istedi. Bunun üzerine Haccac da O'na posta binekleri ile birlikte peş pe şe asker gönderdi. Ayrıca Haccac Rey Valisi bulunan Adiy bin Ziyad'a mektup göndererek Mutarrif'in üzerine yürümesini, Bed ile birlikte O'na karşı savaşmasını emretti. Bunun üzerine Adiy Rey'den kalkıp Bera bin Kabisa ile birlikte bir araya geldi. Komutan Adiy idi. Beraberlerinde altı bin kadar savaşçı vardı. Diğer taraftan Hamza bin Muğire ise Haccac'a haber gönderip kardeşine karşı savaşamayacağına dair özür beyan etti. Haccac da zahiren özrünü kabul etmiş gibi göründü. Azletmek istediyse de bu sefer Hamza'nın da karşı çıkacağından korktuğu için vazgeçti. Bu ba-kımdan Haccac Hemedan'da Hamza'nın güvenlik kuvvetlerinin başında bulunan İcli Kays bin Sa'ad'a mektup yazarak onu Hemedan'a vali tayin ettiğine dair ahitname gönderdi ve Hamza bin Muğire'yi yakalamasını emretti.

 

Hemedan'da İcı ve Rabialılardan oldukça fazla kişi bulunuyordu. Kays bin Sa'ad Hamza'nın yanına kendi aşiretinden bir grup kişi ile birlikte giderek Hemedan'a vali tayin edildiğine dair Haccac'ın gönderdiği ahitnameyi ve Haccac'ın kendisinin yakalanmasını emreden mektubunu okuttu. Hamza:

 

"Bunu itaatle kabul ediyorum." dedi. Bu bakımdan Kays Hamza'yı yakalayarak hapse koydu ve Hemedan Valisi oldu. Böylelikle Haccac Mutarrif ile savaşmak konusunda Hamza'dan yana kendisini rahatlatmış oldu; çünkü Haccac Hamza'nın Hemedan'da bulunması dolayısıyla kardeşine mal ve silah, hatta asker yardımında bile bulunacağından çekiniyordu.

Hamza'nın yakalanmasıyla Haccac artık rahatlamış bulunuyordu. İyadh Adiy bin Ziyad ile Bed bin Kabisa buluşup bir araya gelince Mutarrif'e doğru gittiler ve etraflarında hendek açtılar. Mutarrif'e yaklaştıklarında savaşmak üzere dizildiler ve her iki taraf arasında oldukça şiddetli bir çarpışma oldu. Mutarrif'in adamları bozguna uğradı ve kendisi ile birlikte taraftarlarından pek çok kişi öldürüldü.

 

Mutarrif'i Fezareli Umeyr bin Hubeyre öldürdü, başını alarak Ümeyyeoğulları'na götürmek suretiyle onların yanında iyi bir mevki sahibi oldu.

 

İbn Hubeyre o gün gerçekten iyi çarpışmış ve bu konuda iyi imtihan vermişti.

Muğire'nin azatlı kölesi ve Mutarrif'in sancak taşıyıcısı olan Yezid bin

Ebi Ziyad öldürülenler arasındaydı. Yine Mutarrif'in taraftarları arasında Ezdli olup salih ve ibadete düşkün bir kimse olan Abdurrahman bin Abdullah bin Afıf de öldürülen kimseler arasındaydı.

 

Adiy bin Ziyad savaşta başarı ve gayret gösteren kimseleri Haccık'ın yanına göndermiş, Haccac da onlara iyi davranmış ve ikramda bulunmuştu. Adiy Bukeyr bin Harun ve Süveyd bin Sirhan ile başka kimselere eman vermişti. Kendisinden ayrıca Has'amlı Haccac bin Harise'ye de eman vermesi istenmişti. Ancak Haccac'ın, hayatta ise kendisine gönderilmesini emreden mektubu ulaşınca Haccac bin Harise, Adiy görevden alımncaya kadar gizlenip durdu. Daha sonra Halid bin Attab bin Verka'nın emirliği sırasında ortaya çıktı.

 

Haccac şöyle derdi: "Mutarrif Muğire bin Şu'be'nin çocuğu değildir. O aslında Şeybanlı Maskala bin Sebre'nin çocuğudur. Maskala da Muğire de Mutarrif'in kendilerinin çocuğu olduğunu iddia ediyorlardı, fakat daha sonra Mutarrif Muğire'nin çocuğu olarak kabul edilmiş ve Maskala'ya da had vurulmuştu. Ancak Haccac bunu Mutarrif Haricilerin görüşleriyle ortaya çıkınca uydurmuştu, çünkü Rabialıların pek çoğu Haricilerden idiler ve Kays Aylanlılardan Harici kimse yoktu.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

EZRAKİLER ARASINDAKİ İHTİLAFLAR