İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 75. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HARİCİLERİN RAMEHÜRMÜZ'DEN ÇIKARTILMASI VE

İBN MİHNEF'İN ÖLDÜRÜLMESİ

 

Haccac'ın Haricilere hücum etmelerini emreden mektubu Mühelleb ile İbn Mihnef'e varınca bunlar Haricilerin üzerine yürüdüler ve aralarında küçük bir çarpışma oldu. Hariciler bozguna uğradılar ve her hangi bir varlık gösteremediler. Bu yüzden de geri çekilip Kazenln'a gittiler. Mühelleb ile İbn Mihnef de onların yakımna kadar gittiler ve konakladılar. Mühelleb, ordugahı etrafında hendek açtı ve İbn Mihnef'e, "Sen de kendi çevrene hendek açmayı uygun görüyorsan yapıver." dedi. Ancak İbn Mihnef'in beraberindekiler: "Bizim hendeğimiz kılıçlarımızdır." dediler.

 

Hariciler Mühelleb'i gafil avlamak için geldiklerinde gerekli koruma tedbirlerini almış olduğunu görünce İbn Mihnef'e doğru gittiler. O'nun, çevresinde hendek açmamış olduğunu gördüler ve çarpışmağa giriştiler. İbn Mihnefi arkadaşları bırakıp kaçınca atından indi ve yakın arkadaşlarından bir kaç kişiyle birlikte çarpışmalarını sürdürdü. Kendisi ve beraberindekiler öldürüldüler. Şairleri bu olayla ilgili olarak: ‘‘Yerde yatanlarla taşlanan karargah kimin? Kimileri ölü, kimileri öldürülmüş yatıyor. Esen rüzgarlar kumlarla örtüyor onları, Oysa önceden eteklerini sürüklilyorlardı.''

 

Bu anlattıklanınız Basralılara göredir.

 

Küfelilere gelince: Onların zikrettiklerine göre, Haccac'ın Haricilere karşı hücum edilmesini emreden mektubu varınca Mühelleb ve Abdurrahman Haricilere hücum ettiler ve aralarında oldukça şiddetli bir çarpışma oldu. Hariciler Mühelleb'in üzerine karşı hücumda bulununca O da karargahına kadar çekilmek zorunda kaldı ve Abdurrahman'a haber gönderip yardım istedi. Abdurrahman da hem süvari, hem de piyade askerler göndererek yardımda bulundu. Bu olay ise ramazan ayının bitmesine on gün kala öğleden sonra olmuştu.

 

İkindi geçip de Hariciler Abdurrahman'ın gönderdiği piyadeleri görünce yanındaki askerlerin azaldığı zannıyla Mühelleb'in karşısında onu uğraştıracak kadar asker bırakıp geri kalan ordularını alarak Abdurrahman'ın üzerine gittiler. Abdurrahman Haricilerin üzerine gelmekte olduklarını görünce beraberinde bulunan Kurralarla birlikte atından indi. Bunlar arasında İbn Mes'üd'un arkadaşı Ebu'l-Ahvaz, Abslı Nasr bin Huzeyme'nin babası ve Zeyd bin Ali ile birlikte öldürülüp O'nunla birlikte Küfe'de asılan Huzeyme bin Nasr da vardı. Abdurrahman ile birlikte kendi kabilesinden yetmiş bir kişi de atlarından indi. Hariciler onların üzerine hamle yaparak çok şiddetli bir çarpışmaya tutuştular. Abdurrahman'ın etrafında bulunanlar dağıldılar ve O'nunla birlikte sabredip sebat gösteren sayılı bir kaç kişinin dışında kimse kalmadı. Oğlu Ca'fer bin Abdurrahman ise Mühelleb'e gönderdiği kimseler arasında idi. Ca'fer askerlerin kendisinin peşinden babasının yanına gitmek üzere gelmelerini istediyse de çok az kişi hariç kimse arkasından gitmedi. Ca'fer babasına yaklaşırken Hariciler aralarını kesti. Bunun üzerine yaralamncaya kadar çarpışmağa devam etti. Diğer taraftan Abdurrahman ve beraberindekiler de yüksekçe bir tepenin üzerinde aşağı yukarı gecenin üçte ikisinin bitimine kadar çarpışmağa devam ettiler ve sonunda Abdurrahman bu bir avuç arkadaşıyla beraber öldürüldü. Sabah olunca Mühelleb gelip namazını kıldırdı, defnetti ve bunu Haccac'a yazdığı bir mektupla bildirdi. Haccac da aynı durumu Abdülmelik'e yazılı olarak bildirince Abdülmelik O'na rahmet okudu ve Küfe halkını da ayıpladı.

 

Haccac Abdurrahman'ın askerlerinin başına Attab bin Verka'yı gönderdi ve O'na Mühelleb'e' itaat etmesini emretti. Attab bundan hoşlanınadıysa da Mühelleb'e itaat etmekten başka bir çare bulamadı. Mühelleb'in yanına karargaha geldi ve Haricilere karşı çarpıştı. Mühelleb'in emri altında olmakla birlikte işlerini kendisi hallediyor ve hemen hemen Mühelleb'le hiç bir şekilde istişare etmiyordu. Bunun üzerine Mühelleb Attab'ın yanına aralarında Bistam bin Maskala bin Hubeyre'nin de bulunduğu bir takım adamlar yerleştirdi. Bir gün Attab ile Mühelleb arasında bir tartışma oldu ve her ikisi de karşılıklı olarak birbirlerine ağır sözler söylediler. Hatta Mühelleb elindeki değneği Attab'a kaldırmışken Mühelleb'in oğlu Muğire ileri atılarak babasının elindeki değneği .'akalayıp şöyle dedi: "Allah komutanı ıslah etsin! Bu Arapların yaşlılarından -•'e onların eşrafından bir kişidir. Sen O'ndan hoşuna gitmeyecek bazı şeyler işitsen bile bunu sineye çekmelisin, çünkü O gerçekten böyle bir şeye layıktır. " Mühelleb de öyle yaptı ve birbirlerinden ayrıldılar. Attab Haccac'a haber gönderip Mühelleb'i şikayet etti ve geri dönmek için kendisine emir vermesini istedi. O'nun bu isteği ile Haccac'ın O'na ihtiyaç duyması aynı zamana rastladı, çünkü Haccac Küfe eşrafının Şebib'den neler çekmekte olduklarını görmüş, Attab gibi birisine ihtiyaç duymuştu. Bu sebeple gelmesini isteyerek ordusunu Mühelleb ile birlikte bırakmasını da emretti. Mühelleb de bu ordunun başına kendi oğlu Habib'i komutan tayin etti.

 

Barikli Süraka bin Mirdas Abdurrahman bin Mihnef hakkında yazmış olduğu mersiyesinde şöyle der:

 

‘‘Hem Şenue Ezdinin, hem Uman Ezdinin Efendisi dün Kazerun'da öldü. En şerefli bir şekilde ölünceye kadar vuruştu, Akik gibi parlak ve keskin bir kılıçla. Tepenin yanında sancağının altında düşürüldü O, Kerim aşirettendi ve kerim işlerin sahibiydi O. İbn Mihnef yaptığı savaşta sözünde durdu,  Bütün kirli ve pis heriflerse O'nu bırakıp gitti.

Yardım gönderdi O, fakat O 'na yardıma gelmediler, Tertemiz gitti Allah 'ın huzuruna, sözünde durmamış olarak değil.’‘

 

Mühelleb Sabur'da Haricilerle yaklaşık bir sene kadar kaldı ve onlarla çarpışıp durdu.

 

 

 

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Bu yıl içerisinde Temimlilerden Zeyd Menatin oğlu İmruu'lKaysoğulları'ndan birisi olan Salih bin Müserrih baş kaldırır gibi oldu. Salih ‘‘Sufriyye’‘ görüşünde idi. Onlardan ilk ayaklanan kişi oldu. Salih bu sene beraberinde Şebıb bin Yezıd, Suveyd, Butayn ve benzerleri ile birlikte haccetti. Bu yıl içerisinde Abdülmelik bin Mervan'ın kendisi de haccetti. Şebıb O'na suikastta bulunmak istediyse de Abdülmelik onların bu durumlarını haber aldı. Hacdan ayrıldıktan sonra Haccac bin Yusuf'a mektup yazarak onları takip etmesini emretti. Salih yaşlı ve abid bir kişi olup KUfe'ye gelir, bir ay veya ona yakın bir süre kalır, arkadaşlarıyla görüşür ve ihtiyaç duyduğu şeyleri hazırlardı. Ancak Haccac O'nu aramağa başlayınca KUfe'yi bırakıp gitti.

 

Muhammed bin Mervan bu sene yaz gazvesini Bizanslıların Maraş tarafından Ganik denilen yere çıktıkları sırada yaptı.

 

Bu sene hac emirliğini Abdülmelik yaptı. Medine'de bir hutbe okudu ve Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra: "Ben zayıf düşürülmüş halife gibi değilim (Hz. Osman'ı kastediyor).

 

Şunu bunu pohpohlayan bir halife de değilim (Muaviye'yi kastediyor). Zayıf görüşlü bir halife de değilim (Yezıd'i kastediyor). Şunu bilin ki, sizler bana karşı dosdoğru oluncaya kadar bu ümmeti kılıçtan başka bir şeyle tedavi edecek değilim. Bizlere ilk muhacirlerin işlerini öğretip duruyorsunuz, fakat onlar gibi hiç de amel etmiyorsunuz. Bize Allah'tan korkmayı emrediyorsunuz, fakat kendinize gelince bunu unutuyorsunuz. Allah'a yemin ederim, şu andan sonra kim bana Allah'tan korkmayı emredecek olursa, boynunu vuracağım." dedi ve indi.

 

Bu yıl içerisinde Suffa ashabından olan Süleymli İrbad bin Sariye vefat etti. O'nun, İbn ez-Zübeyr'in ayaklanması devam ederken Şam'da öldüğü de söylenmiştir. Neha'lı Esved bin Yezid de bu yıl vefat etmiştir.

 

Esved, Alkame bin Kays'ın kardeşinin oğludur.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRET'İN YETMİŞ ALTINCI YILI OLAYLARI (M. 695-696)

SALİH BİN MÜSERRİH'İN AYAKLANMASI