|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
KUHAYL
GÜNÜ
Kühayl,
Dicle'nin batı kıyısında, Musul topraklarında bir yerdir. Bu çarpışmanın sebebi
şudur:
Süleymli
Umeyr bin Hubab öldürülünce Temim bin Umeyr, Züfer bin Haris'in yanına giderek
Umeyr'in intikamını istemesini rica etti. Ancak Züfer bu isteği kabul etmeyince
Hüzeyl bin Züfer babasına şunları söyledi: "Allah'a yemin ederim, şayet
Tağlib onlara karşı zafer kazanacak olursa bu senin için utanılacak bir şeydir.
Yok, kendileri Tağliblilere karşı zafer kazanır ve sen onlara yardım etmeyecek
olursan bu ondan daha da kötüdür." Bunun üzerine Züfer Karkisiya'ya
kardeşi Evs bin Haris'i vekil bıraktı ve Tağliboğulları üzerine baskın yapmağa
ve onlara hücumda bulunmağa karar verdi. Tağliblilerden bir kol olan
Fedevkesoğulları üzerine bir grup ath göndererek bütün erkekleri öldürttü,
malları ve kadınlarını tümüyle ele geçirdi; öyle ki, onlardan yalnızca bir
kadın hayatta kaldı. O da eman istemiş, Yezid bin Humran da eman vermişti.
Diğer
taraftan Züfer bin Haris, oğlu Hüzeyl'i Ka'ab bin Züheyroğulları'na bir ordu
ile birlikte göndermiş, O da onlardan pek çok kişi öldürmüştü. Yine aynı
şekilde Züfer, Ukayllı Müslim bin Rabia'yı da bir arada toplanmış bulunan
Tağlibliler üzerine göndererek onlardan pek çok kişiyi öldürttü. Bundan sonra
Züfer'in kendisi Tağliboğulları üzerine gitmemeğe karar verdi. Onlar bu sırada
Musul topraklarında bir yer olan Akik'te bir araya gelmiş bulunuyorlardı.
Tağlibliler Züfer'in üzerlerine gelmekte olduğunu fark edince Dicle'yi geçmek
kastıyla oradan ayrıldılar, ancak ‘‘KühayI’‘ denilen yere vardıklarında Züfer
Kayslılarla beraber onlara kavuştu. Aralarında çok şiddetli bir çarpışma oldu.
ZÜfer'in bütün arkadaşları atlarından inip piyade savaştılar. Yalnız Züfer'in
kendisi katırının sırtında kalmıştı. Gece boyunca Tağliblileri öldürüp
durdular, bazı kadınların karınlarını yardılar. Dicle'de de öldürülenlerin
sayısından daha fazla kişi boğuldu. Kaçıp kurtulanlar ise ‘‘Libbi’‘ denilen
yere gittiler. Züfer, oğlu Hüzeyl'i onların üzerine gönderdi, o da nehri geçip
kurtulanların dışında herkesi öldürdü. Züfer ayrıca iki yüz kişi esir aldı ve
onları aç susuz bırakarak öldürdü.
Züfer
bu vak'ayla ilgili olarak şunları söylemiştir:
‘‘Ey
gözlerim! Çok ağlayın, yaş dökün, Asım için, İbn Hubab için. Tağlib savaşta
Umeyr'i Ve bir grup kişiyi daha öldürdüyse, Biz onlardan iki yüz kişi öldürdük,
ama Umeyr bin Hubab'a yine denk olmadılar.’‘
Muharibli
İbn Saffar da şöyle der:
‘‘Savaşı
görmüyor musun, Hubeyb'i Zillet ve küçüklüğe boğup bıraktı? Onlar güçlüydüler,
fakat Yardım da gördükleri halde zilletten kurtulamadılar.’‘
Bu
iki taraf arasındaki savaşlardan birisinde Tağlibli el-Katami esir edilerek
bütün malları elinden alınmıştı. Züfer özelolarak ilgilenip malının kendisine
iade edilmesini sağlamış ve O'na iyilikte bulunmuştu.
Katami
bununla ilgili olarak şunları söylemiştir:
‘‘Benim
kavmim ile seninki arasında Yalnız kılıç darbeleri varsa da,
Sana
teşekkür edip iyiliğini övüyorum, Çünkü benim de öldürülmeme ramak kalmıştı.’‘
İbn
Saffar'ın şiirinde sözü geçen Hubeyb Tağliboğullarına men-suptur.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA