|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HAŞŞAK
GÜNÜ VE SÜLEYMLİ UMEYR BİN HUBAB İLE
TAĞLİBLİ
İBN HEVBER'İN ÖLDÜRÜLMELERİ
Tağlibliler
Umeyr bin Huhab'ın ısrarla üzerlerine gelmekte oldu-ğunu görünce göçebelerini ve
şehirlerde yaşayanlarını bir araya getirip topladılar ve Haşşak’‘ denilen yere
yürüdüler. Burası Şer'abiyye'ye yakın bir tepedir. Birak’‘ denilen yer de ona
yakındır. Umeyr de beraberinde Züfer bin Haris el-Külai ile O'nun oğlu Hüzeyl
bin Züfer olduğu halde Kayslılarla birlikte ağır ağır oraya doğru yürüdü.
Tağliblilerin başında ise İbn Hevber bulunuyordu. Haşşak tepesi yakımnda akşam
oluncaya kadar son derece şiddetli ve sert bir şekilde çarpıştılar ve daha
sonra ayrıldılar. Ertesi günü yine geceye kadar çarpıştılar, sonra birbirlerini
bıraktılar.
Üçüncü
günün sabahı olunca Tağlibliler kaçmamak üzere birbirleriyle ahitleştiler.
Umeyr onların bu kararlılıklarını ve kadınlarının da kendileriyle birlikte
olduğunu görünce Kayslılara şöyle dedi: "Ey kabilem mensupları! Sizin için
bunları bırakıp gitmenin daha faydalı olacağı görüşündeyim, çünkü bunlar ölüme
hazırlanmış bulunuyorlar. Bırakalım, bunlar savaş endişesinden uzak kalsınlar
ve sonra herkes yerine giderken biz de onlardan her bir grup üzerine baskın
düzenleyecek kimseleri göndeririz." Ancak Abdülaziz bin Hatim bin Nu'man
el-Bahili O'na şu cevabı verdi: "Sen dün ve evvelki gün Kayslıların bütün
atlılarını ölüme gönderdin, şimdi de kalbine korku girdi, öyle mi?"
Bu
sözleri söyleyenin, O'na yardımcı olmak üzere gelmiş bulunan Fezareli Uyeyne
bin Esma bin Harice olduğu da söylenir. Bu sözler üzerine Umeyr kızdı ve:
"Sen savaş kızışmışken benim ilk kaçan kişi olacağımı mı söylemek
istiyorsun?" dedikten sonra atından indi ve piyade olarak çarpışırken de şu
beyti okumağa başladı:
‘‘Ben
Muğallis'in babası Umeyr'im; Herkes yerinde kaldı, sen de kal.’‘
Üçüncü
gün olan bu günde Züfer geri dönüp Karkisiya'ya gitti, çünkü Abdülmelik bin
Mervan'ın Karkisiya'ya kendi üzerine gelmekte olduğu haberini almıştı. Bu
bakımdan elini çabuk tutup hazırlamnak üzere ayrılıp gitti. O'nun bu durumu
kendisini mazur göstermek için uydurduğu da söylenmiştir. Kayslılar o gün
bozguna uğradı, Tağlibliler beraberindekilerle birlikte onların peşinden
yetişti. Onları takip ederken de şöyle diyorlardı: "Sizler Tağliblilerin
galip geldiğini bilmiyor musunuz?"
Ka'ab
bin Züheyroğulları'ndan Cümeyl bin Kays, Ümeyr'e şiddetli bir hamle yaparak
sıkıştırıp öldürdü. Tağliboğulları'ndan iki kişinin birbirleriyle yardımlaşarak
Umeyr'i taşa tuttuğu ve Umeyr'in yorgun ve bitkin düştükten sonra İbn Hevber'in
üzerine giderek O'nu öldürdüğü de söylenmiştir.
Bu
üçüncü günde İbn Hevbel' bir yara da almıştı, Savaş bittikten sonra
Tağliblilere başlarına Züheyrli Murad bin Alkame'yi getirmelerini vasiyet etti.
Bir
başka rivayete göre İbn Hevbel' üç gün süren bu savaşın ikinci günü savaşa
çıkmış ve Tağliblilere Murad'ı başlarına geçirmelerini vasiyet ettikten sonra
aynı günün gecesi ölmüş, üçüncü gün de onların başkanı Murad olmuştu. Murad
onları sancaklarına göre saf düzenine sokmuş ve aynı babanın çocukları olan
kollara kadınlarını arkalarına koymalarını emretmişti. Umeyr onların bu
durumlarını görünce az önce sözünü ettiğimiz sözleri söylemişti.
Şair
der ki:
‘‘Fırat
yakınlarında uykusuz bıraktı beni, İbn Hevber'in öldürdüğü için ağlayanlar. Ey
Muğallis 'in annesi! Ağlarsan haksız değilsin, Hasretle ağlaşanlarla
Hıristiyanların öldürdüğü kişiye.’‘
Bazı
şairler de İbn Hevber'in Umeyr'i öldürdüğü görüşünü kabul etmeyerek şöyle
derler:
"Tağliblilerle
karşılaştığında Umeyr'i Cümeyl öldürdü, İbn Hevber değil. "
O
gün Süleymoğulları'ndan ve özellikle de Ganioğulları'ndan pek çok kişi
öldürüldü. Yine Kayslılardan öldürülenlerin sayısı oldukça fazlaydı.
Tağliboğulları Umeyr bin Hubab'ın başını Dımaşk'ta Abdülmelik bin Mervan'a
gönderdi. Bunun üzerine Abdülmelik gelen heyete pek çok hediye verdi ve onlara
elbiseler ihsan etti. Abdülmelik, Züfer bin Haris ile barış yapıp da halk O'nun
etrafında toplamnca bununla ilgili olarak şair Ahtal pek çok beyitten oluşan
bir şiirinde şöyle demişti:
‘‘Ey
Ümeyye oğulları! Sizin için öyle kişiler Mücadele etti ki bunlar hem korudu,
hem yardım etti. Kays Aylanlılar ise oynayarak geldiler, Yenildikten sonra ve
istemeyerek bey 'at ettiler. Sırtlarına darbeleri yiyince ürküp kaçtılar, Zaten
bu Kayslıların huyudur.’‘
Umeyr
bin Hubab öldürülünce Küfe'de bir adam Fezareli Esma bin Hance'nin önünde
durup: "Tağlibliler Umeyr bin Huhab'ı öldürdüler." deyince Esma:
"Zararı yok; çünkü bu adam düşmanlarının yurdunda iken ve ileri giderken
öldürüldü, kaçarken değiL." deyip daha sonra şu beyitleri okudu:
‘‘Süleym'le
bir baskın yapmayı adıyorum. Bekr bin Vaillilerin şakakları ağaracak bundan,
Fedevkes'in çocuklarını fakir edecek bu, Yetim ve dul bırakacak; kabileler
onlara çullanacak.’‘
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA