İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 97. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

YEZİD BİN MÜHELLEB'İN HORASAN'A VALİ OLMASI

 

Süleyman bin Abdülmelik Yezid'i Irak'a vali tayin edince savaş, namaz ve haraç işlerini de O'na tevdi etmişti. Yezid kendi kendine şöyle düşündü:

 

"Haccac Irak'ı harap etmiştir, ben ise Iraklı biriyim. Ne zaman Irak'a gelsem, insanlardan haraç alsam ve vermedikleri takdirde onları cezalandırsam Haccac gibi birisi olurum, tekrar onlara hapishaneleri getirmiş olurum. Allah onları bu beladan kurtarmaz. Üstelik Süleyman'a, Haccac'ın götürdüğü şeyleri götürsem, benden kabul etmez." Yezid daha sonra Süleyman'a gelerek: "Sana haraç işlerini iyi bilen birini göstereyim mi? Onu haraç işleriyle görevlendirirsin." dedi. Süleyman: "Olur." deyince Yezid Temimoğulları'nın mevlası Salih bin Abdurrahman'ı tavsiye etti. Süleyman O'nu haraç işleriyle görevlendirdi ve Yezid'den önce O'nu gönderdi. Salih Vasıt'a geldi, daha sonra da Yezid geldi. Halk O'nu karşıladı, Salih ise Yezid iyice yaklaşıncaya kadar karşılamağa çıkmadı. Yezid iyice yaklaşınca cübbesini giyerek, Şam ehlinden dört yüz kişiyle çıkıp Yezid'i karşıladı. Bir müddet birlikte yürüdüler ve Yezid de orada konakladı. Salih O'nu baskı altında tuttu ve hiç bir şey yapmasına imkan vermedi. Yezid halka yemek vermek üzere bir sofra kurdurttu, Salih buna mani oldu. Yezid: "Sen bunun hesabını benim üzerime yaz." diyerek çeşitli mallar aldı ve bunların fiyatını bir mektupla Salih'e bildirdi. Salih bunları da kabul etmedi ve Yezid'e: "Haraç senin bu isteklerinle devam etmez. hem de Müminlerin emiri buna razı olmaz ve bundan dolayı sorguya çekilirsin." dedi. Yezid buna gülerek: "Bu defaya mahsus olmak üzere böyle yap, bir daha aynı şeyi yapmam." deyince Salih kabul etti.

 

Süleyman Yezid'i henüz Horasan'a tayin etmemiş ve Yezid de Salih'in baskılarından bıkmıştı. Abdullah bin Edhem'i çağırarak: "Benim için önemli olan bir iş için seni istiyorum ve onu benim için yapmanı diliyorum." dedi.

 

Abdullah: "Peki." deyince Yezid: "Benim nasıl bir sıkıntıda olduğumu görüyorsun. Artık bundan usandım. Horasan ise bildiğin gibi, himayesiz durumda, buna bir çare yok mu?" dedi. Abdullah: "Beni Müminlerin emirine gönder." dedi. Yezid: "Sana söylediklerimi gizli tut." diyerek, Süleyman'a Irak'ın durumunu bildiren, İbn Edhem'i öven ve İbn Edhem'in Irak'ı iyi tanıdığını gösteren bir mektup yolladı, arkasından da İbn Edhem'i gönderdi.

 

İbn Edhem Süleyman'ın yanına geldi. Süleyman O'na: "Yezid bana yazdığı mektupta senin Irak'ı iyi tanıdığından bahsediyor, oraları nasıl bilirsin?" diye sordu. İbn Edhem: "Orayı en iyi ben bilirim. Orada doğdum, orada yetiştim, ora ve oranın ahalisi hakkında çok şey bilirim." diye cevap verince, Süleyman: "Öyleyse bana Horasan'a tayin edebileceğim birisini tavsiye et." dedi. İbn Edhem: "Müminlerin emiri kimi istediğini daha iyi bilir. Onlardan birini söylerse, ben o şahıs hakkındaki görüşümü söyleyebilirim." diye karşılık verdi. Süleyman Kureyş'ten birini söyledi. İbn Edhem: "Bu Horasanlı değiL." deyince Süleyman: "Abdülmelik bin Mühelleb?" diye sordu. İbn Edhem: "Bu da uygun değil, çünkü bu işi idare edecek kadar yetişkin değiL. Üstelik ne babası gibi kurnaz ne de kardeşi gibi cesurdur." şeklinde karşılık verdi.

 

Daha böyle bir kaç kişi zikredildi. Süleyman'ın en son söylediği Veki bin Ebi Sud oldu. İbn Edhem: "Ey Müminlerin emiri! Veki cesur, yiğit ve Mikdam soyunun reisidir. Benim en çok teşekkür borçlu olduğum ve bana en çok iyiliği geçen biridir. O benim intikamımı almış ve beni düşmanlarımdan korumuştur. Fakat Müminlerin emirinin bende daha çok hakkı vardır ve O'na nasihat etmek ve doğruyu söylemek benim borcumdur. Veki' öyle biridir ki, etrafına yüz kişi toplansa hemen ihaneti düşünür. Halk içinde adı pek duyulmamıştır." diyerek Süleyman'ı Veki'den vazgeçirmiştir. Süleyman: "Peki sen söyle bakalım, bu işe kim layık?" diye sorunca İbn Edhem: "Bildiğim birisi var ki, Müminlerin emiri O'nun ismini zikretmedi." dedi. Süleyman'ın "Kimdir bu?" diye sorması üzerine İbn Edhem: "Müminlerin emiri bunu kimseye söylemeyeceğine söz verirse ve duyulduğu takdirde beni korumayı taahhüt ederse ancak söylerim." dedi. Süleyman "Kabul" deyince, İbn Edhem Yezid bin Mühelleb'in ismini verdi. Süleyman: "Irak Yezid için Horasan'dan daha iyidir." deyince İbn Edhem: "Bunu ben de biliyorum, fakat sen O'nu zorluyorsun ve O da Irak'a bir vekil bırakıp gidiyor." diye karşılık verdi. Süleyman:

 

"İsabetli görüş beyan ettin." diyerek Yezid'in Horasan'a tayin edildiğine dair ahdi İbn Edhem ile gönderdi. İbn Edhem Yezid'e gelerek hemen yolculuğa hazırlanmasını söyledi ve Yezid oğlu Muhalled'i hemen o gün Horasan'a gönderdi. Ondan sonra Yezid yola çıktı. Vasıt'a kendi yerine Cerrah bin Abdullah el-Hakemi'yi bıraktı. Basra'ya Abdullah bin Hilal el-Kilabi'yi gönderdi. Basra'daki işleri ve İhtiyaçları için de kardeşleri içinde en çok güvendiği, Mervan bin Mühelleb'i görevlendirdi. Kufe'de, Harmele bin Umeyr el-Lahmi'yi bir kaç aylığına görevlendirdi, sonra azletti ve yerine Beşir bin Hayyan en-Nehdi'yi tayin etti.

 

Kayslılar Kuteybe'nin görevden alınmadığını zannediyorlardı. Yezid Horasan'a gelince, Süleyman Kuteybe'nin durumunu araştırmasını, eğer Kayslılar Kuteybe'nin azledilmediğine dair delil getirebilirlerse, O'nun yerine Veki'i bağlamasını emretti. Muhalled bin Yezid Merv'e varınca Veki O'nu ve arkadaşlarını hapsedip babası gelmeden önce hepsine de işkence yaptırdI.

 

Veki'in Horasan Valiliği, dokuz veya on ay sürmüştür. Sonra Yezid bu yılda Horasan'a gelmiş, Şam ehlini ve Horasanlı bir grup halkı kendine yaklaştırmıştır. Nehai bin Tevsia bu hususta şöyle der:

 

‘‘Biz bir emirden ümit ettiğimizi Yezid'den etmiyorduk; Bu konuda yanıldık ve zahid yaşayışından vazgeçtik. Bir emir (vali) bize insaflı davranmazsa, aslanlar gibi

kükreyerek üzerine yürürüz.

 

Ey Yezid! Sen bize dön ve bizi köleler gibi yaşamaktan kurtar. Biz geliyoruz, bizden yüz çevriliyor.

 

Hiç bir şey almadan geri dönüyoruz, şu surat asma ve yüz çevirme ne demek oluyor.’‘

 

 

 

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Bu yıl hac emirliğini Süleyman bin Abdülmelik yapmıştır. Ordu göndermiş, oğlu Davud'u Saife'de görevlendirmiş, Kadın Kalesi (Hısnu'l-Mer'e) fethedilmiştir .

 

Mesleme Vaddahiyye topraklarında savaşmış ve Vaddfıhiye hükümdarı Vaddah'ın ele geçirmiş olduğu kaleyi yeniden fethetmiştir.

 

Ömer bin Hübeyre denizden gelerek Anadolu'da (Arz-ı Rılm) savaşmış ve kışı burada geçirmiştir.

 

Bu yıl hac emirliğini Süleyman bin Abdülmelik yapmıştır.

 

Davud bin Talha el-Hadremi Mekke'deki görevinden bu yıl içinde azledilmiş, bu görevde altı ay kalabilmiştir. Yerine Abdülaziz bin Abdullah bin Halid getirilmiştir.

 

Endülüs'ü fetheden Musa bin Yesar bu yılda ölmüştür. Ölümü Süleyman bin Abdülmelik ile beraber Mekke yolunda iken vuku bulmuştur.

 

Kays bin Ebi Hazim el-Beceli bu yılda ölmüştür. Öldüğünde yaşı yüzün üzerinde idi. Müslüman olmak için Hz. Peygambere (S.A.V.) gelmiş, vefat ettiğini öğrenmişti. Aşere-i Mübeşşere'den hadis rivayet etmiştir. Abdurrahman bin Avf'dan hadis rivayet etmediği ve ömrünün sonlarına doğru aklını kaybettiği, bunadığı söylenmiştir.

 

Eşca'nın mevlası Salim bin Ebi'l-Ca'd da bu yılda vefat etmiştir. Adı Rafı'dir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN DOKSAN SEKİZİNCİ YILI OLAYLARI (M. 716-717)

İSTANBUL (KONSTANTİNİYYE)'UN MUHASARASI