İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
YEZİD
BİN MÜHELLEB'İN HORASAN'A VALİ OLMASI
Süleyman
bin Abdülmelik Yezid'i Irak'a vali tayin edince savaş, namaz ve haraç işlerini de
O'na tevdi etmişti. Yezid kendi kendine şöyle düşündü:
"Haccac
Irak'ı harap etmiştir, ben ise Iraklı biriyim. Ne zaman Irak'a gelsem,
insanlardan haraç alsam ve vermedikleri takdirde onları cezalandırsam Haccac
gibi birisi olurum, tekrar onlara hapishaneleri getirmiş olurum. Allah onları
bu beladan kurtarmaz. Üstelik Süleyman'a, Haccac'ın götürdüğü şeyleri götürsem,
benden kabul etmez." Yezid daha sonra Süleyman'a gelerek: "Sana haraç
işlerini iyi bilen birini göstereyim mi? Onu haraç işleriyle görevlendirirsin."
dedi. Süleyman: "Olur." deyince Yezid Temimoğulları'nın mevlası Salih
bin Abdurrahman'ı tavsiye etti. Süleyman O'nu haraç işleriyle görevlendirdi ve
Yezid'den önce O'nu gönderdi. Salih Vasıt'a geldi, daha sonra da Yezid geldi. Halk
O'nu karşıladı, Salih ise Yezid iyice yaklaşıncaya kadar karşılamağa çıkmadı.
Yezid iyice yaklaşınca cübbesini giyerek, Şam ehlinden dört yüz kişiyle çıkıp
Yezid'i karşıladı. Bir müddet birlikte yürüdüler ve Yezid de orada konakladı.
Salih O'nu baskı altında tuttu ve hiç bir şey yapmasına imkan vermedi. Yezid
halka yemek vermek üzere bir sofra kurdurttu, Salih buna mani oldu. Yezid:
"Sen bunun hesabını benim üzerime yaz." diyerek çeşitli mallar aldı
ve bunların fiyatını bir mektupla Salih'e bildirdi. Salih bunları da kabul
etmedi ve Yezid'e: "Haraç senin bu isteklerinle devam etmez. hem de
Müminlerin emiri buna razı olmaz ve bundan dolayı sorguya çekilirsin."
dedi. Yezid buna gülerek: "Bu defaya mahsus olmak üzere böyle yap, bir
daha aynı şeyi yapmam." deyince Salih kabul etti.
Süleyman
Yezid'i henüz Horasan'a tayin etmemiş ve Yezid de Salih'in baskılarından
bıkmıştı. Abdullah bin Edhem'i çağırarak: "Benim için önemli olan bir iş
için seni istiyorum ve onu benim için yapmanı diliyorum." dedi.
Abdullah:
"Peki." deyince Yezid: "Benim nasıl bir sıkıntıda olduğumu
görüyorsun. Artık bundan usandım. Horasan ise bildiğin gibi, himayesiz durumda,
buna bir çare yok mu?" dedi. Abdullah: "Beni Müminlerin emirine
gönder." dedi. Yezid: "Sana söylediklerimi gizli tut." diyerek,
Süleyman'a Irak'ın durumunu bildiren, İbn Edhem'i öven ve İbn Edhem'in Irak'ı
iyi tanıdığını gösteren bir mektup yolladı, arkasından da İbn Edhem'i gönderdi.
İbn
Edhem Süleyman'ın yanına geldi. Süleyman O'na: "Yezid bana yazdığı mektupta
senin Irak'ı iyi tanıdığından bahsediyor, oraları nasıl bilirsin?" diye
sordu. İbn Edhem: "Orayı en iyi ben bilirim. Orada doğdum, orada yetiştim,
ora ve oranın ahalisi hakkında çok şey bilirim." diye cevap verince,
Süleyman: "Öyleyse bana Horasan'a tayin edebileceğim birisini tavsiye
et." dedi. İbn Edhem: "Müminlerin emiri kimi istediğini daha iyi
bilir. Onlardan birini söylerse, ben o şahıs hakkındaki görüşümü
söyleyebilirim." diye karşılık verdi. Süleyman Kureyş'ten birini söyledi.
İbn Edhem: "Bu Horasanlı değiL." deyince Süleyman: "Abdülmelik
bin Mühelleb?" diye sordu. İbn Edhem: "Bu da uygun değil, çünkü bu
işi idare edecek kadar yetişkin değiL. Üstelik ne babası gibi kurnaz ne de
kardeşi gibi cesurdur." şeklinde karşılık verdi.
Daha
böyle bir kaç kişi zikredildi. Süleyman'ın en son söylediği Veki bin Ebi Sud
oldu. İbn Edhem: "Ey Müminlerin emiri! Veki cesur, yiğit ve Mikdam soyunun
reisidir. Benim en çok teşekkür borçlu olduğum ve bana en çok iyiliği geçen
biridir. O benim intikamımı almış ve beni düşmanlarımdan korumuştur. Fakat
Müminlerin emirinin bende daha çok hakkı vardır ve O'na nasihat etmek ve
doğruyu söylemek benim borcumdur. Veki' öyle biridir ki, etrafına yüz kişi
toplansa hemen ihaneti düşünür. Halk içinde adı pek duyulmamıştır." diyerek
Süleyman'ı Veki'den vazgeçirmiştir. Süleyman: "Peki sen söyle bakalım, bu
işe kim layık?" diye sorunca İbn Edhem: "Bildiğim birisi var ki,
Müminlerin emiri O'nun ismini zikretmedi." dedi. Süleyman'ın "Kimdir
bu?" diye sorması üzerine İbn Edhem: "Müminlerin emiri bunu kimseye
söylemeyeceğine söz verirse ve duyulduğu takdirde beni korumayı taahhüt ederse
ancak söylerim." dedi. Süleyman "Kabul" deyince, İbn Edhem Yezid
bin Mühelleb'in ismini verdi. Süleyman: "Irak Yezid için Horasan'dan daha
iyidir." deyince İbn Edhem: "Bunu ben de biliyorum, fakat sen O'nu
zorluyorsun ve O da Irak'a bir vekil bırakıp gidiyor." diye karşılık
verdi. Süleyman:
"İsabetli
görüş beyan ettin." diyerek Yezid'in Horasan'a tayin edildiğine dair ahdi
İbn Edhem ile gönderdi. İbn Edhem Yezid'e gelerek hemen yolculuğa
hazırlanmasını söyledi ve Yezid oğlu Muhalled'i hemen o gün Horasan'a gönderdi.
Ondan sonra Yezid yola çıktı. Vasıt'a kendi yerine Cerrah bin Abdullah
el-Hakemi'yi bıraktı. Basra'ya Abdullah bin Hilal el-Kilabi'yi gönderdi.
Basra'daki işleri ve İhtiyaçları için de kardeşleri içinde en çok güvendiği,
Mervan bin Mühelleb'i görevlendirdi. Kufe'de, Harmele bin Umeyr el-Lahmi'yi bir
kaç aylığına görevlendirdi, sonra azletti ve yerine Beşir bin Hayyan
en-Nehdi'yi tayin etti.
Kayslılar
Kuteybe'nin görevden alınmadığını zannediyorlardı. Yezid Horasan'a gelince,
Süleyman Kuteybe'nin durumunu araştırmasını, eğer Kayslılar Kuteybe'nin
azledilmediğine dair delil getirebilirlerse, O'nun yerine Veki'i bağlamasını
emretti. Muhalled bin Yezid Merv'e varınca Veki O'nu ve arkadaşlarını hapsedip
babası gelmeden önce hepsine de işkence yaptırdI.
Veki'in
Horasan Valiliği, dokuz veya on ay sürmüştür. Sonra Yezid bu yılda Horasan'a
gelmiş, Şam ehlini ve Horasanlı bir grup halkı kendine yaklaştırmıştır. Nehai
bin Tevsia bu hususta şöyle der:
‘‘Biz
bir emirden ümit ettiğimizi Yezid'den etmiyorduk; Bu konuda yanıldık ve zahid
yaşayışından vazgeçtik. Bir emir (vali) bize insaflı davranmazsa, aslanlar gibi
kükreyerek
üzerine yürürüz.
Ey
Yezid! Sen bize dön ve bizi köleler gibi yaşamaktan kurtar. Biz geliyoruz,
bizden yüz çevriliyor.
Hiç
bir şey almadan geri dönüyoruz, şu surat asma ve yüz çevirme ne demek oluyor.’‘
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Bu
yıl hac emirliğini Süleyman bin Abdülmelik yapmıştır. Ordu göndermiş, oğlu
Davud'u Saife'de görevlendirmiş, Kadın Kalesi (Hısnu'l-Mer'e) fethedilmiştir .
Mesleme
Vaddahiyye topraklarında savaşmış ve Vaddfıhiye hükümdarı Vaddah'ın ele
geçirmiş olduğu kaleyi yeniden fethetmiştir.
Ömer
bin Hübeyre denizden gelerek Anadolu'da (Arz-ı Rılm) savaşmış ve kışı burada
geçirmiştir.
Bu
yıl hac emirliğini Süleyman bin Abdülmelik yapmıştır.
Davud
bin Talha el-Hadremi Mekke'deki görevinden bu yıl içinde azledilmiş, bu görevde
altı ay kalabilmiştir. Yerine Abdülaziz bin Abdullah bin Halid getirilmiştir.
Endülüs'ü
fetheden Musa bin Yesar bu yılda ölmüştür. Ölümü Süleyman bin Abdülmelik ile
beraber Mekke yolunda iken vuku bulmuştur.
Kays
bin Ebi Hazim el-Beceli bu yılda ölmüştür. Öldüğünde yaşı yüzün üzerinde idi.
Müslüman olmak için Hz. Peygambere (S.A.V.) gelmiş, vefat ettiğini öğrenmişti.
Aşere-i Mübeşşere'den hadis rivayet etmiştir. Abdurrahman bin Avf'dan hadis
rivayet etmediği ve ömrünün sonlarına doğru aklını kaybettiği, bunadığı
söylenmiştir.
Eşca'nın
mevlası Salim bin Ebi'l-Ca'd da bu yılda vefat etmiştir. Adı Rafı'dir.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN DOKSAN
SEKİZİNCİ YILI OLAYLARI (M. 716-717)
İSTANBUL (KONSTANTİNİYYE)'UN MUHASARASI